49
製品を
レビュー
612
アカウント内に
製品

Sirâyet の最近のレビュー

< 1  2  3  4  5 >
49件中 31-40 を表示
23 人がこのレビューが参考になったと投票しました
1人がこのレビューが面白いと投票しました
総プレイ時間:18.6時間
Ori and the Will of the Wisps

Bu incelemeyi, oyunu bitirdikten tam bir yıl sonra yazıyorum. Böyle bir sanat eseri için inceleme yazmak kolay değildi benim için. Öylesine bir inceleme yazıp aceleye getirmek istemedim. Önceki oyunu öve öve bitirememişken bu oyun için ne desem az olacak. Moon Studios ekibi bu oyunda, önceki oyunun eksiklerini tamamlamakla kalmamış, üzerine fazlasıyla koymuş. Kendi türün en iyisi olan Ori and the Will of the Wisps, ayrıca benim de en sevdiğim oyunların başında yer alıyor. Üstelik oyun tamamen Türkçe!

Ori and the Blind Forest için yazdığım incelemeye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hikâye

Ori and the Will of the Wisps, önceki oyunun bittiği yerden başlıyor. Oyunun başındaki sinematikte, önceki oyunun sonunda gördüğümüz baykuş Kuro’nun sağ kalan tek yavrusu Ku ile eğlenceli vakit geçiriyoruz. Yavru baykuş Ku, kanatlarından birisi doğuştan hasarlı olduğu için uçamıyor. Bir gün Ori, önceki oyunda aldığı Kuro’nun tüyünü, Ku’nun kanadına takarak onun uçabilmesini sağlıyor. Böylece Ku, Ori’yi de alarak gökyüzünde uçmaya başlıyor. Ardından beklenmedik bir fırtına çıkıyor ve Ku’nun kanadı kopuyor. Ku, kanadı koptuğu için uçamıyor ve Ori ile farklı yerlere savruluyorlar. Ori, kendine geldiğinde Ku’yu bulmak için yola çıkıyor ve böylece macera başlıyor.

Hikâye anlatımı, önceki oyundan bildiğiniz üzere sinematik şeklindeki animasyonlu ara sahnelerle yapılıyor. Oyunun asıl önce çıkan özellikleri sanat tasarımı ve oynanışı olsa da önceki oyunda olduğu gibi etkileyici bir hikâyesi bulunuyor.

Oyun, yaklaşık olarak 15 saat sürüyor. Oyundaki her şeyi yapmaya çalıştığınızda 20 saate kadar uzayabiliyorken eğer gideceğiniz yerleri biliyorsanız bu süre 10 saatin altına düşebiliyor.

Oynanış

Ori and the Blind Forest incelememde de bahsettiğim gibi, oyunu kesinlikle kontrolcü ile oynamanızı tavsiye ederim. Böylece hem kontroller sizin için daha rahat olacak hem de daha hızlı reaksiyon verebileceksiniz.

Ori and the Will of the Wisps, sanat tasarımından sonra mekanikleriyle ön plana çıkan bir oyun. Önceki oyuna göre mekaniklerin bu kadar gelişmesini beklemiyordum açıkçası. Zaten bir başyapıt niteliğinde olan önceki oyunun üzerine, kombat çeşitliliği ve boss savaşları gibi yenilikler eklenerek gerçek bir başyapıt daha ortaya çıkarılmış.

Önceki oyunun üzerine eklenen yenilikler saymakla bitmez. Yine önceki oyunda olduğu gibi, oyun ilerledikçe kazandığınız yetenekler ve geliştirmeler mevcut. İlk oyundan farklı olarak bu sefer, yeni silahlar ve özellikler de kazanabiliyorsunuz. Bunların seçtiğiniz birkaç tanesini aynı anda kullanabiliyorsunuz ve istediğiniz her an bunları değiştirebiliyorsunuz. Bu sayede kendinize özgü, farklı oynayış tarzları oluşturabiliyorsunuz. Böylece oynanış temposu asla düşmüyor.

İlerleyen bölümlerde karşılaşacağınız bir köyde bulunan NPC’ler ile diyaloğa girip onlardan yan görev alabiliyorsunuz. Yan görevler, haritada belirtilen bölgeyi araştırmak veya bulduğunuz bir eşyayı doğru kişiye götürmek gibi basit görevler olsa da oynanış süresini uzatmaya yetiyor.

Ori and the Will of the Wisps, bir platform-aksiyon oyunu olduğu için kendi içinde zorluğu olan bir oyun. Bu zorluk, bazı bölümlerde ufak tefek bulmacalar ile sağlanırken bazı bölümlerde ise savaşlarla sağlanıyor. Önceki oyundaki kaçış sekanslarına ek olarak bu oyunda boss savaşları da mevcut. Bunların hepsi gerçekten birbirinden farklı ve birbirinden eğlenceli bölümler. Bazı boss savaşlarında defalarca ölmeme rağmen hiç sıkılmadım hatta tam aksine her öldüğümde daha çok keyif aldım.

Grafik ve Müzik

Hiç şüphesiz, bu oyunun grafikleri tam bir sanat eseri. Herhangi bir anda oyunu durdurup ekran görüntüsü alırsanız tıpkı ünlü bir ressamın fırçasıyla çizilmiş gibi bir resim elde edebilirsiniz. Animasyon sahneleri de aynı şekilde, sanki hareketli birer yağlı boya tablosu gibi temiz ve canlı.

Önceki oyunun aksine bu oyunda tamamen 2 boyutlu grafikler kullanılmamış. Bazı bölümlerde, 2 boyutlu arka planın üstüne 3 boyutlu modellemeler yapılmış. Bu modellemeler, özellikle boss savaşlarında gerçekten muhteşem bir görüntü oluşturuyor.

Ori and the Will of the Wisps, her yönüyle tam bir sanat eseri. Buna müzikleri de dâhil. Müzikler, oyunun atmosferine girmenizde size yardımcı oluyor. Hatta o kadar güzeller ki, oyunu bitirdikten sonra bile oyunun soundtrack’lerini açıp dinlemek isteyeceksiniz.

Sonuç

Tarihten bu yana hiçbir sanat eseri eskimemiştir. Böyle bir sanat eserinin de asla eskiyeceğini düşünmüyorum. İlk oyunu severek oynadıysanız, hiç düşünmeden bu oyunu da alın ve oynayın. Fiyatı da gayet uygun. Böyle bir deneyimi, hayatınızın başka bir alanında kolay kolay yaşayamazsınız.
投稿日 2021年8月18日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
12 人がこのレビューが参考になったと投票しました
総プレイ時間:1.2時間
Kendi hayatımda, Emily gibi insanlarla pek muhatap olmamayı tercih ederim. Daha oyunun ilk başlarında bile Emily’nin nasıl bir insan olduğunu ve neler yapacağını az çok tahmin ettim. Bu yüzden, olması gereken cevapları verdim. Yani samimiyet kurmadım ve mesafeli davrandım. Böylece, içim rahat bir şekilde oyunu bitirdim.

Emily is Away; diyaloğa dayalı, nostaljik, kısa bir oyundur. Yaklaşık bir saatlik oynanış süresi olduğu için tam tadında bitiyor. Ayrıca oyun ücretsiz olduğu için gönül rahatlığıyla size tavsiye edebilirim.

Eğer gerçek hayatta Emily gibi basit bir insan karşınıza çıkarsa benim yaptığım gibi, aranızda samimiyet oluşmadan bir an önce o insanı hayatınızdan çıkarın. Böyle insanlarla zamanınızı boşa harcamayın ve kendi hayatınıza odaklanın.
投稿日 2021年8月17日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
78 人がこのレビューが参考になったと投票しました
5 人がこのレビューが面白いと投票しました
2
2
8
総プレイ時間:248.5時間 (レビュー投稿時点:248.4時間)
Forza Horizon 4

Açıkçası araba yarışı oyunlarıyla pek aram yoktu. Herkes tarafından bilinen yarış oyunlarını oynamıştım ve onlarla yetinmiştim. Ama bir gün Forza Horion 4’ün Steam’e gelmesiyle her şey değişti. Her yerde “en iyi araba yarışı oyunu” olarak duyduğum bu oyunu ben de deneyim etmek istedim. Şunu söylemeliyim ki beklediğimin çok üstünde bir deneyim oldu. Oyundaki bütün görevleri bitirdim ve haritada yapılabilecek her şeyi yaptım. Sonuç olarak, uzun süre başından kalkmadan oynadığım nadir oyunlardan birisi oldu ve en sevdiğim oyunların arasına girmeyi başardı.

Başlangıç

Daha oyuna ilk girdiğimde, oyunun atmosferi beni büyülemişti. Açılış sahnesindeki mevsim geçişleri ve görsel efektler gerçekten muazzamdı. Oyunu yalnızca 15 dakika oynadıktan sonra kendi kendime, “Ben bu oyunu 200-300 saat oynarım.” dedim. Gerçekten de oynadım. Hem de hiç sıkılmadan, her dakikasından ayrı ayrı keyif alarak oynadım.

Oyuna ilk başladığınızda bir süreliğine hikâye ağırlıklı bir tutorial bölümü görüyorsunuz. Mevsimler ve harita size hızlı bir şekilde tanıtılıyor. Bu bölümü bitirdiğinizde ise açık dünyaya bırakılıyorsunuz ve hikâye kısmı neredeyse bitiyor. Artık bu aşamadan sonra istediğiniz göreve gidip istediğiniz yarışı yapmakta özgürsünüz. Siz görevleri yaptıkça da yeni yarışlar açılıyor.

Görevler ve Etkinlikler

Oyunda birbirinden farklı birçok görev mevcut. Yarış olarak asfalt yarışı, toprak yarışı, arazi yarışı ve gece yarışı yapabiliyorsunuz. Hepsi birbirinden zevkli ve farklı arabalarla farklı deneyimler yaşayabileceğiniz yarışlar. Bunların dışında hikâye görevleri de bulunuyor. Size verilen araba ile sizden isteneni yapmaya çalışıyorsunuz. Bazıları sıkıcı gibi görünse de bazıları gerçekten keyifli.

Tek oyunculu görevlerin dışında, birbirinden güzel çok oyunculu etkinlikler de var. İsterseniz çok oyunculu olarak takım yarışlarına veya bireysel yarışlara katılabilir, isterseniz de “Playground Games” denilen ve içinde bayrak kapmacadan salgın bulaştırmaya kadar farklı modların bulunduğu etkinliklere katılıp eğlenebilirsiniz. Her saat başı yapılan ”Forzathon” etkinliğinde online oyuncularla beraber görev yapabilirsiniz. Hatta ”Eleyici” isimli bir Battle Royale etkinliği bile var.

Ayrıca oyunda fast travel yapılabiliyor fakat oyunun ilk başlarında biraz maliyetli ve zor olabilir. Açıkçası ben ilk başlarda hiç fast travel ihtiyacı hissetmedim çünkü açık dünyada araba sürmek çok keyifliydi.

Sürüş Mekanikleri

Forza Horizon 4, biraz arcade ve biraz da simülasyon oyunu. Yani tamamen gerçekçi olmamakla beraber, oyuncuya gerçeğe oldukça yakın bir deneyim sunuyor.

Ayarlardan kendinize uygun olanları seçerek daha rahat bir sürüş deneyimi yaşayabilirsiniz. Örneğin, vitesi otomatiğe alıp drift bölgelerinde drift atarken kontrolü tamamen kendinize alabilirsiniz. Direksiyon seti kullanıyorsanız, simülasyon modunda gerçekçi bir deneyim yaşayabilirsiniz. Ayrıca ayarları ve zorluğu, her yarış başlangıcında değiştirebiliyorsunuz.

Bazı arabaları özel olarak ayarlayarak ufak tefek fizik kurallarını çiğneyebiliyorsunuz. Birden hızlanıp arabayı arka tekerlerinin üstüne kaldırmak veya son sürat giderken arabanın arkasını yere değdirip kıvılcım çıkartmak gibi. Gerçekçiliğin dışında, oyunda 400 km/h üstünde giden birçok araba bulunuyor.

Arabalar

Arabaların farklı enderlik seviyeli bulunuyor. Bunlar; yaygın, nadir, destansı ve efsanevi olarak geçiyor. Bunların dışında arabaların özel sürümleri de var ve normalinden daha iyiler. Mesela aynı arabanın “Hoş geldin Paketi” versiyonu bulunuyorsa o daha iyidir. Bunların dışında bir de “Forza Edition” arabaları var. Size ufak tefek ek takviyeler sağlıyor.

Oyuna normalde her ay yeni araba ekleniyordu. Fakat artık daha yeni araba eklenmeyeceği açıklandı. Güncel olarak oyunda toplam 753 tane araba bulunuyor. Bu oldukça yüksek ve tatmin edici bir sayı. İstediğiniz çoğu arabayı alıp gerçekçi bir sürüş deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Oyundaki en sevdiğim şeylerden birisi de diğer yarış oyunlarının aksine, arabaların kolay erişilebilir olması ve böylece bol bol arabaya sahip olabilmemiz.

Araba Ayarları

Aracınızın motoru dahil çoğu parçasını değiştirebiliyorsunuz. Kozmetik olarak ise istediğiniz renge boyayıp, istediğiniz şekilde süsleyebiliyorsunuz. Hatta görsel upload edip arabanın üstüne çıkartma olarak yapıştırabiliyorsunuz.

Aracınızın içini ise en ince detayına kadar değiştirebiliyorsunuz. Amortisörler, fren sertliği, helezon yayları, vites ayarları, lastik basıncı gibi birçok özelliğini ayarlayabiliyorsunuz. Bu ayarları yapmak, bazı durumlarda büyük farklar oluşturabiliyor.

Diğer bir önemli konu olan araç sesleri konusunda, çoğu zaman arabaların gerçek sesleri kullanılıyor. Fakat pek fazla ses çeşitliliği yok. Herhangi iki arabaya aynı motoru taktığınızda direkt olarak sesleri aynı oluyor. Hatta bazı arabaların stok motorlarının sesleri bile neredeyse aynı.

Görsellik

Arabaların tasarımları ve gerçekçiliği gerçekten muazzam. Arabaların dışı kadar içi de oldukça detaylı ve güzel tasarlanmış. Bazen arkaya müzik açıp sevdiğim arabaları şoför bakış açısından güzel manzaralar eşliğinde yavaş yavaş sürüyorum. Bu hissi herkesin yaşaması gerektiğini düşünüyorum.

Çevre tasarımı da sürüş yaparken atmosferi güzelleştiren en büyük etkenlerden birisi. Haritadaki farklı bölgelerin farklı tasarımları, mevsimler değiştiğinde değişen çevresel detaylar ve bulunduğumuz dünyanın canlı olduğunu hissettirmesi oynayan kişiye gerçekçilik hissini çok iyi yaşatıyor.

Ek Paketler

Öncelikle eğer oyunu alacaksanız, kesinlikle Ultimate Edition almanızı tavsiye ederim. Çünkü bütün ek paketlere sahip olacaksınız. İki yeni harita, birçok farklı araç paketi ve VIP üyelik. (Hot Wheels™ Legends Car Pack ve Treasure Map, hiçbir pakete dâhil değildir.)

Lego® Speed Champions

Legolardan oluşan bir dünyada legolardan oluşan özel arabalar bulunuyor. Etraftaki nesneleri kırdığınızda çıkan lego sesleri ve etrafa dağılma şekilleri atmosfere farklı bir güzellik katıyor. Bunlarla beraber gelen ek görevleri yaparak, kendi evinizi inşa edebiliyorsunuz.

Fortune Island

Dört yanı sularla çevrili, suların üstünde de ufak adalar bulunan bir ada haritası. Bu haritada, hazineler bulup bolca para kazanabiliyorsunuz. Ayrıca oyundaki en büyük ve en popüler drift bölgesi de bu adadaki dağa tırmanma bölgesinde bulunuyor.

Küçük Sorunlar

Drivatar denilen yapay zekâlı arabalar her ne kadar iyi tasarlanmış olsalar da dönerken sinyal vermiyorlar. Otobanda son sürat giderken önümdeki arabanın birden yana kırması pek hoşuma gitmiyor doğrusu.

Geri sarma özelliği bazen stabil çalışmıyor. Örneğin, bir yarışta geri sarabiliyorken sonraki yarışta geri sarma tuşuna basmama rağmen geri sarmayabiliyor. Yarıştan çıkıp herhangi bir yere fast travel yaparsanız sorun çözülüyor.

Elinizdeki arabaları müzayede evi dışında satamıyorsunuz. Eğer şans çarkından size olan bir arabanın aynısı çıkarsa yalnızca o anda, belli bir ücret karşılığında direkt olarak satabiliyorsunuz. Bunun dışında elinizdeki aynı arabaları ya garajınızdan sileceksiniz ya da açık arttırma ile satacaksınız.

Bitiş Çizgisi

İncelememin sonuna doğru gelirken, oyunun kendisini sürekli taze tuttuğundan bahsetmek istiyorum. Her hafta yenilenen sezonluk görevler, ödüller ve her ay yenilenen sezonlarla beraber oyun sürekli güncel kalıyor ve uzun süre keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor.

Bütün bunlar göz önüne alındığında ise Steam versiyonunun fiyatı olarak gerçekten çok uygun. Verdiğiniz paranın karşılığını sonuna kadar alıyorsunuz. Tam bir fiyat/performans oyunu. Ayrıca Game Pass’te de bulunuyor.

Forza Horizon, bir seri olduğu için serinin sonraki oyunu çıktığında bu oyunun popülerliği azalacaktır ama yine de bu oyunun eskiyeceğini pek düşünmüyorum. Forza Horizon 5 çıkana kadar en iyi araba yarışı oyunu budur.
投稿日 2021年8月5日. 最終更新日 2021年8月5日
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
10 人がこのレビューが参考になったと投票しました
総プレイ時間:7.0時間
Last Day of June

İncelemeye başlarken kendi adıma şunu söylemeliyim ki beklediğimden çok daha güzel bir oyun deneyimi yaşadım.

- Ben Ağlamam Demeyin

Hikâyeli odaklı oyunları seven ve bu tür oyunlardan keyif alan bir oyuncu olarak, bana yoğun duygular yaşatan pek çok oyun oynadım. Bu oyunun da duygusal sahneler barındırdığını, hatta oynayan kişileri ağlattığını söylüyorlardı. Bir yandan merak ediyordum ama bir yandan da “En fazla ne olabilir ki?” diyordum kendi kendime. Ama ön yargılı olmamak lazımmış :) Oyunda özel olarak beni duygulandıran bazı sahneler vardı fakat oyunun sonunda herkesin duygulanacağından eminim.

- Animasyon Filmi Tadında

Oyunu ilk gördüğümde, kısa bir animasyon filmi deneyimleyeceğimi düşünmüştüm. Oynadıktan sonra fark ettim ki bu oyun, düşündüğümden çok daha fazlasını sundu bana.

Grafikler, atmosfer ve karakterler gerçekten güzel ve oyunun temasına uygun olarak tasarlanmış. Bunların dışında, karakterlerin görünüşleri de gerçekten çok hoş. Oyunun atmosferine uygun olarak sürreal karakter tasarımları tercih edilmiş.

-Bölüm Tasarımları

Oyunun grafikleri dışında güzel olan bir diğer yönü de bölüm tasarımları. Her bölümde hikâyeye dair yeni şeyler öğreniyorsunuz. Her bölüm birbirini takip ediyor ve kendi içinde küçük bulmacalar barındırıyor. Bulmacalar, kendi içinde birini ve hikâyeyi etkiliyor.
Bunların yanında, hikâye bütünlüğü çok güzel korunuyor, hikâyeden hiç kopmuyorsunuz. Bazı olaylar karşısında kafa karışıklığı yaşayabilirsiniz ama hepsi bir şekilde açığa kavuşuyor.

- Duygusal Sessizlik

Oyunda hiç diyalog olmamasına rağmen, oyun bize duygusal anlar yaşatabiliyor. Kolay bir şey değil, takdir etmek lazım. Karakterler konuşmak için ses çıkarıyor. Oyundaki müzik ve atmosferin desteği ile anlatılmak isteneni rahatça anlayabiliyor hatta hissedebiliyorsunuz.

- Gülü Seven Dikenine Katlanır

Olumsuz bir eleştiri yapmak gerekirse, ara sahneler atlanmıyor. Evet ara sahneler çok tatlı ve izlenmeye kesinlikle değer ama bazen birkaç kere izlemek gerekince insan sıkılabiliyor, özellikle de benim gibi oyunu ikinci kez oynamayı düşünüyorsanız.

Bir de bazı insanların başına gelen save problemi var ve maalesef benim de başıma geldi. Oyundan çıktıktan sonra tekrar girmeye çalıştığımda, başlangıçtaki siyah ekranda takılıp kaldım. Uzun araştırmalar sonucu birkaç çözüm yöntemi buldum fakat çözümlerden pek verim alamayınca save dosyasını silip oyuna tekrar başladım.

- Son Söz

Kendi türünde başarılı olan ve beklentilerinizi karşılayacağını düşündüğüm güzel bir deneyim. Hikâye tabanlı oyunları seviyorsanız bu oyunu kaçırmayın.
投稿日 2021年7月25日. 最終更新日 2021年7月25日
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
9 人がこのレビューが参考になったと投票しました
総プレイ時間:6.4時間
A Way Out

A Way Out, hikâyeli co-op oyun deneyimi konusundaki en başarılı yapımlardan biri. Oynayacak iyi bir arkadaşınız varsa ve aksiyon-macera türündeki oyunları seviyorsanız, kesinlikle çok eğleneceğinizi garanti ediyorum.
Oyun hakkında çok fazla bilgi vermeyeceğim. Bu oyun hakkında ne kadar az şey bilirseniz, o kadar çok zevk alırsınız diye düşünüyorum.

Bilgilendirme

Oyunu yalnızca 2 kişi oynayabiliyorsunuz, single player seçeneği yok. Yani tek başınıza veya ikiden daha fazla kişiyle de oynayamıyorsunuz. Ama şöyle güzel bir özellik var, oyunu oynayabilmek için iki kişiden birinin satın alması yetiyor. Yani iki kişinin de para vermesine gerek yok. Satın alan kişi, sizi davet ettiğinde beraber oynayabiliyorsunuz. Elbette davet edilen kişi, oyunu satın almasa da indirmiş olmalı.

Hikâye ve Atmosfer

Oyunumuz, yukarıda da bahsettiğim gibi hikâyeli bir aksiyon-macera oyunu. Oyunun kaliteli bir hikâyesi ve hikâye anlatımı var. Spoilerdan kaçınmak için hikâyeden pek bahsetmeyeceğim. Genel olarak üzerinden geçmek gerekirse, bir şekilde hapishaneye düşmüş iki adamın hapisten kaçışı ve sonrasında yaşadıkları olaylar anlatılıyor.

Hikâye bütünlüğü açısından baktığımızda, gerçekten en üst sıralarda yer alması gereken bir oyun. Âdeta büyük bütçeli bir film tadında. Olaylar birbirleriyle bağlantılı olduğu için oyundan hiç kopmuyorsunuz. Aksiyon filmi tadındaki sinematik ve ara sahnelerle beraber oyunun temposu çok dengeli ilerliyor.

A Way Out, oyuncuları gerçekten oyunun atmosferine sokmayı başarıyor. Olay örgüsü, çevre tasarımı ve ışıklandırma olarak gerçekten başarılı işler çıkarılmış. Manzaralar ve mekânlar gerçekten kaliteli. Karakterlerin animasyonları da gayet başarılı. Bir de arkadaşınızla muhabbet ederek oynayınca tadından yenmiyor.

Son Sözler

Oynanış süresinden de kısaca bahsetmek gerekirse ne az ne de çok diyebilirim. Tam kararında. Fakat oyundan o kadar zevk aldım ki, normal bir oynanış süresi olmasına rağmen “Keşke biraz daha devam etseydi…” dedim. Her saniyesinden ayrı keyif aldım.

Üzerinden uzun zaman geçse bile böyle bir yapımın eskiyeceğini düşünmüyorum. Fakat oyunu oynayacağınız arkadaşınızı iyi seçin, beraber eğlenebildiğiniz birisi olsun. Çünkü oyunu bir kere oynadığınızda, hikâyeyi deneyim ettiğiniz için tekrar tekrar başkasıyla oynamak istemeyebilirsiniz. Oynasanız da ilk oynadığınızdaki tatmin duygusunu yaşayamayabilirsiniz.

Fiyat olarak ise pahalı olduğunu söylemeliyim. İndirimsiz almanızı tavsiye etmiyorum. Hatta EA Play aboneliği ile oynarsanız daha kârlı olacaktır. Ama mutlaka bir şekilde alın ve deneyimleyin derim.

İyi eğlenceler dilerim…
投稿日 2021年7月23日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
39 人がこのレビューが参考になったと投票しました
2
2
2
9
総プレイ時間:76.4時間
Sekiro™: Shadows Die Twice

Sekiro: Shadow Die Twice, 2019 yılında “Game of the Year” ödülünü almış bir aksiyon, gizlilik ve macera oyunudur. Kimileri tarafından en zor souls oyunu olarak görülse de bir süre sonra aslında o kadar da zor olmadığını fark ediyorsunuz. Oyun, defalarca ölmek üzerine kurulu. Oyunu birkaç kere bitirip bütün başarımları açmış bir oyuncu olarak şunu söyleyebilirim ki, her oynayışımda oyun daha da kolaylaştı benim için. Oynadığım en iyi oyunlar arasına aldığım bu oyundaki tecrübelerimi size aktarmak ve oyunu her yönüyle ele alarak uzun bir inceleme yazısı yazmak istiyorum.

Hikâye

Sekiro, bir Soulsborne oyunu olduğu için hikâye odaklı bir oyun değildir. Yine de kendi türündeki diğer oyunlara kıyasla, daha iyi bir hikâye barındırıyor. Hikâyeyi daha iyi anlayabilmek için diyaloglara önem vermelisiniz ve diyalogların üzerinde düşünmelisiniz.

Shinobi… Open Your Eyes

Hikâyemiz 1500’lü yılların sonunda Japonya’da savaş döneminde (Sengoku dönemi) geçiyor. Isshin Ashina, yaptığı darbe sonucunda diyarı ele geçiriyor. Diyarın ismi de “Ashina” oluyor. Savaşta her şeyini kaybetmiş bir çocuk, “Owl” takma isimli bir usta shinobi tarafından evlat ediniliyor. Bu çocuk, Owl tarafından shinobi olmak için eğitiliyor ve “Wolf” takma adını alıyor.

Shinobi of Divine Heir

“Divine Heir” olarak adlandırılan efendimiz Kuro, kadim bir soyun son üyesidir ve kanı ölümsüzlüğün sırrına sahiptir. Darbeden yaklaşık 20 yıl sonra zayıflayan Ashina’yı ayakta tutmak isteyen Genichiro Ashina (Isshin Ashina’nın torunu), Kuro’nun kanını kullanmak için onu tutsak alıyor. Wolf, efendisini kurtarmak için yola çıkarken Genichiro ile karşılaşıyor ve bu karşılaşmada sol kolunu kaybediyor. Bu esnada bayılan Wolf, kendine geldiğinde kesik kolunun yerinde bir “Prosthetic Arm” yani “Protez Kol” olduğunu görüyor. Bu sebeple de karakterimiz “Sekiro” yani Japoncadaki anlamı ile “Tek Kollu Kurt” olarak anılıyor. Sekiro’nun amacı ise Iron Code’a sadık kalarak efendisini kurtarmak ve korumaktır.

Dövüş Sistemi

Sekiro’nun dövüş sistemi, genel olarak kaçmayı değil “deflect” olarak adlandırılan parry (savuşturma) mekaniğini kullanmak üzerine kurulu. Çoğu normal saldırıdan kaçamıyorsunuz. Gelen saldırıyı, doğru zamanda blok tuşuna basarak savuşturabilirsiniz. Deflect mekaniğini kullanmak oyunda o kadar önemli ki, hiç hasar almadan bütün düşmanları yenebilirsiniz.

Düşmanların bazı özel saldırıları engellenemiyor. Düşmanlar, bloklanamaz bir saldırı yaparken kafalarının üzerinde kırmızı bir kanji işareti çıkıyor. Bu işaret, o saldırının bloklanamayacağı anlamına geliyor. İşareti belirdiğinde, ya kaçmanız gerekiyor ya da “Mikiri Counter” denilen özel bir karşı saldırı yapmanız gerekiyor. Aksi takdirde o saldırıdan hasar alıyorsunuz.

Vuruş Hissi

Sekiro, oynadığım en iyi ve en tatmin edici yakın dövüş sistemine sahip oyun oldu. Savaş esnasında gelen bir saldırı deflect edildiğinde çıkan kıvılcım ve sesler, atmosfere ayrı bir hava katıyor ve vuruş hissini önemli ölçüde arttırıyor. Bir düşmanı öldürdükten sonraki sesler ve animasyonlar da çok tatmin edici. Aynı düşmanı defalarca öldürseniz bile her seferinde sizi tatmin edebiliyor.

Prosthetic Tools

Hikâye kısmında bahsettiğim gibi sol kolumuzla “Prosthetic Tools” denilen araçları kullanabiliyoruz. Oyundaki ana silahımız katana olmakla beraber, bu araçları da ikinci silahımız olarak düşünebilirsiniz. İstediğiniz anda, istediğiniz protez aracını kullanabiliyorsunuz. Farklı çeşitlerde olan bu araçlardan bazılarını etrafı keşfederek, bazılarını dar satın alarak açabiliyorsunuz. Açtıktan sonra da gerekli materyalleri ve parayı elde edip geliştirebiliyorsunuz. Hangi düşmana karşı hangi aracı kullanmamızın avantajı olduğunu da etraftaki diyaloglara girerek veya kulak misafiri olarak öğrenebilirsiniz.

Oynanış

Zorluk Seviyesi

Peki oyun zor mu? Evet zor. Bazıları bir bossta 20 kere ölüp “Bu ne biçim oyun ya?” diye sitem ediyor. Zaten bunları bilerek oyuna başlamanız gerekiyor. 20 kere ölmek az bile sayılabilir. Ama bir şekilde o bossu kestikten sonra ikinci kez oynarsanız, çok daha kolay kesebildiğinizi fark edeceksiniz. Kendimden örnek vermek gerekirse, ilk oynayışımda 2 saat harcadığım bir bossu ikinci oynayışımda tek seferde kestim. Hatta son oynayışımda neredeyse bütün bossları tek seferde kestim ve final bossuna gelen kadar yalnızca bir kere öldüm.

Oynanış Süresi

Oynanış süresi olarak kesin bir süre vermek mantıksız olacaktır. Çünkü benim saatler harcadığım bir boss savaşını, başka bir oyuncu birkaç denemede geçmiş olabilir veya benim aksime, her yeri keşfetmeye gitmemiş olabilir. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ki oyunu bitirdikten sonra tekrar oynarsanız, ilk oynadığınız sürenin yarısından daha az bir sürede oyunu bitirebilirsiniz. Çünkü artık oyunda ne yapmanız gerektiğini öğrenmiş olacaksınız ve oyuna alıştığınız için boss savaşlarında da pek vakit kaybetmeyeceksiniz. Kendimden örnek vermek gerekirse, ilk oynayışım 30 saat civarı sürmüştü fakat en son tekrar oynadığımda yaklaşık 3-4 saatte bitirdim.

Ölüm ve Ceza

Her souls-like oyunda öldüğünüzde bir şekilde cezalandırılırsınız ve sık sık öldüğünüz için de bu cezalar bazen ağır gelebilir. Öldüğünüzde mevcut XP barınızdaki XP’lerin yarısını ve elinizdeki paranın yarısını kaybediyorsunuz. Diğer oyunların aksine, kaybettiklerinizi geri alamıyorsunuz fakat kaybetmeden önce korumak için yollar var. Ayrıca ”Sculptor Idol” denilen checkpoint noktalarının güzel konumlandırıldığı için, öldükten sonra pek zaman kaybetmeden kaldığınız yere dönebiliyorsunuz.

Tasarım

Harita ve Görevler

Oyunda herhangi bir harita veya görevler için bir gösterge yok. Oyunlarda harita olmaması, benim çok hoşuma giden bir özellik. Özellikle de o yeni girdiğim bölgede ilk başlarda temkinli ilerlerken, bölgeyi öğrendiğim zaman daha rahat hareket edebilmek ve bir süre sonra tamamen ezberlemek çok güzel bir his. Oyunu birkaç kere bitirdikten sonra artık bütün mekânları avucumun içi gibi bilmek, benim için gerçekçi ve unutulmaz bir deneyimdi.

Görevler için gösterge olmaması, görevleri anlamak için diyaloglara önem vermeniz gerektiği anlamına geliyor. Oyunda her ne kadar tek bir amacınız varmış gibi görünse de oyun boyunca yaptığınız bazı görevler ve tercihler sayesinde farklı sonlara ulaşabiliyorsunuz. Öyle ki, oyundaki her bölgeye gitmeden de oyunu bitirebiliyorsunuz. Bir bölgedeki ilerlemeniz durduğu zaman, başka bir bölgede ilerlemeye devam edebiliyorsunuz. Yani oyuncu, çoğu zaman özgür bırakılmış durumda.

Grafikler

Sekiro, grafik ve sanat tasarımı konusunda oldukça başarılı bir oyun. Atmosfer olarak her ne kadar birbirine benzer mekânlarda geçiyor gibi görünse de kendi içinde farklılıklar mevcut. Belki sizi bambaşka diyarlara götürmüyor ama farklı atmosferlere sokmayı başarıyor. Örneğin, oyunun bir kısmından sonra açılan bir özellik ile suyun altına dalabilmeye başlıyorsunuz. Bu da oyuna, ufak da olsa farklı bir boyut katıyor. Ayrıca uzak çizim mesafesi sebebiyle geçtiğimiz yollar veya gideceğimiz yerleri uzaktan görebilmek atmosfere girmeye büyük ölçüde fayda sağlıyor.


Sonuç

Oyunu bir kere bitirdikten sonra yüksek ihtimalle New Game + açıp tekrar oynayacaksınız. Ve işte tam o anda ilk oynayışınıza göre çok daha iyi oynadığınızı fark edeceksiniz. Artık her yeri öğrendiğiniz için ne yapmanız gerektiğini daha iyi bileceksiniz. Bu aşamadan sonra da oyunu daha çok sevmeye başlayacaksınız.

Son olarak fiyat konusuna gelecek olursak, oyun pahalı. Pek fazla indirime girmiyor. Ama eğer bu türü seviyorsanız ve bu oyunu oynamak istiyorsanız vereceğiniz paraya kesinlikle değeceğini düşünüyorum.

Okuduğunuz için teşekkür ederim, keyifli oyunlar dilerim…
投稿日 2021年7月22日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
78 人がこのレビューが参考になったと投票しました
20 人がこのレビューが面白いと投票しました
総プレイ時間:6.7時間
Need for Speed™: Souls

Yolda normal bir şekilde araba sürerken neden sokağa çıkma yasağı varmış gibi polisler peşime düşüyor?

Peki neden yarışlardan sonra oyundan çıktığımda her şey en baştan alınıyor? 2 saat boyunca yarış yapıp oyundan çıkınca bütün o yarışlar boşa gidiyor. Souls oyunlarının bile save sistemi daha güzel.

Bunların dışında;
- Hikâyede sunum yok. Hatta bir hikâye olduğunu da söyleyemem.
- Yarış mekaniklerinde akıcılık yok.
- Görev yarışları gereksiz zor.
- Polis arabaları en hızlı arabadan daha hızlı ve yapay zekaları çok kötü.
- Yeni araba alınca oyuna sıfırdan başlıyorsunuz.

Bu söylediklerim oyunun ilk 8 saati için geçerli ve oyunun sonradan açıldığını söylüyorlar. Peki ben neden bir araba yarışı oyununda ilk 8 saat grinding yapmak zorundayım? Neden aynı arabayla, aynı yarışları tekrar tekrar oynayıp para ve level kasmak zorundayım? Değilim, bu yüzden oyunu siliyorum.

Oyunun iyi yanları yok mu? Evet var, güzel grafikler ile araba sürüyorsunuz, ayrıca arabanıza ve karakterinize birkaç modifiye yapabiliyorsunuz. Ayrıca oyun ilk başlarda zor olduğu gibi ilerleyen zamanlarda da aşırı kolaylaşıyor, bir dengesi yok. Oyunu kolaylaştırabilmek için çok unsur var fakat ben her yarışta ikinciye tur bindirmekten hiç zevk almıyorum.

Zamanında Assassin's Creed serisi, Prince of Persia serisini bitirdiği gibi şimdi de Forza Horizon serisi, bu seriyi bitirdi benim gözümde.

Son söz, EA Play haricinde bu oyunu 499,999₺'ye satın alacağınıza gidip 92₺'ye Forza Horizon 4 alın. Hatta 4 tane de arkadaşlarınıza hediye edin...
投稿日 2021年3月14日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
14 人がこのレビューが参考になったと投票しました
1人がこのレビューが面白いと投票しました
総プレイ時間:12.9時間 (レビュー投稿時点:12.8時間)
Ori and the Blind Forest

Eski zamanlardan günümüze kadar dünya üzerinde müzik, resim, şiir, inşa gibi alanlarda üretilmiş birçok sanat eseri bulunmaktadır. Ori and the Blind Forest da tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi, oyun dünyası için üretilmiş bir sanat eseridir. Her yönüyle gerçek bir sanat eseri. Kesinlikle yaşamanız gereken eşsiz bir tecrübe, üstelik çok uygun bir fiyata sahip.


Hikâye

Her oyunda olduğu gibi bu oyunun da bir hikâyesi var. Kimine göre büyük, kimine göre küçük. Ben ise kısa ve öz olarak nitelendiriyorum. Oyuncuyu sıkmayan, yerinde ve zamanında oyuncuya yapılan bilgilendirme ve animasyonlar ile güzel mesajı olan bir hikâye anlatılmak isteniyor. Genel olarak ortalama oynanış süresi için 10 saatten uzun diyebiliriz.

Hikâyemizin baş karakterleri Ori ve Naru isimli iki arkadaş. Ori, fırtınalı bir akşamda, ruh ağacından koparak ormanın derinliklerine düşüyor. Naru, Ori’yi buluyor ve adeta bir anne şefkati ile bakıyor. Güzel ve mutlu günler geçiriyorlar. Bu arada yaşanan olaylardan, spoiler vermemek açışından bahsetmiyorum. Ruh ağacı, Ori ondan ayrıldığı için güç kaybediyor ve bu durum da ormanın yok olmaya başlamasına yol açıyor. Sonrasında Ori, ormanda yolculuğa çıkarak oyunumuz başlıyor. Ori’nin amacı; parçası olduğu kadim ağaca dönüp, ormanın yok olmasını engellemek. Bu yolcukta bazı karakterlerle karşılaşıyoruz. Yine az ve öz nitelikte olan bu karakterleri, hikâye ilerledikçe daha iyi tanıyorsunuz. Oyunun sonunda ise hikâye tamamlanıyor ve tekrar oynayarak, bu duygusal hikâyeyi daha da özümsemek istiyorsunuz.


Oynanış

Ori and the Blind Forest, iki boyutlu metroidvania türü bir platform oyunu. Kontrolleri basit olsa da platform ögelerinin bir kısmı zorlayıcı ama dengeli şekilde tasarlanmış. Kontrolcü ile oynamanızı şiddetle tavsiye ederim.

Platformlar o kadar güzel tasarlanmış ki, her şey belli bir düzen içerisinde ilerliyor. Ayrıca kaybolma sıkıntınız da neredeyse yok. Gidebileceğiniz ve gidemeyeceğiniz yerler belli oluyor. Haritayı da zamanla ezberliyorsunuz. Bazı kısımlar sizi zorlasa da birkaç denemenin ardından geçebiliyorsunuz. Mesela ben, bir bölümü geçmek için neredeyse yarım saat uğraştım ama ilginçtir ki her geçemediğimde daha da fazla zevk almaya başladım. Tarif edemeyeceğim bir haz uyandırdı bende.

Oyun ilerledikçe karakterimizin ve özelliklerimizin gelişimi ile birlikte, oyunun başında erişemediğiniz yerlere erişebilmenizin verdiği tatmin hissini neredeyse şu ana kadar hiçbir oyundan almadım. Oyunun başında “buraya nasıl gideceğim? ” diye düşünülen yerlere, karakterin özellikleri geliştikçe gidilebilmesi, bu türden olan oyunların verdiği hazzı en üst seviyede yaşatıyor insana. Ama unutmayın, karakter gelişimi arttıkça, zorluk seviyesi de orantılı bir biçimde artıyor. Ayrıca toplanabilir ögeleri toplayarak, karakter gelişimini maksimum düzeye çıkartabiliyorsunuz.

Sanırım oyundaki tek eksik özellik, karşılaştığımız düşmanların çeşitliliğinin az olması diyebilirim. Bazı düşmanlar ise birbirine biraz benziyor. Oynarken bu beni hiç rahatsız etmedi ama çeşitli düşmanlar için farklı stratejiler oluştursaydık ve güzel boss savaşları olsaydı elbette daha güzel olabilirdi. (Ori and the Will of Wisps oyununda bunu yapmışlar, o oyun için de ustalık eseri diyebilirim.) Buna rağmen oyun, ivmesini hiç kaybetmeden ilerliyor.


Grafikler

Tek kelime ile muhteşem. Çizimler o kadar güzel ki, yoğun duygular hissetmenizi sağlıyor. Çevre tasarımı da bir o kadar şık, hiçbir eksiği veya fazlası yok. Hikâye anlatımındaki animasyonlar ve hatta yazılar bile oyunun gerçek bir sanat eseri olduğunu destekler nitelikte.


Müzik ve Sesler

Müzikler çok başarılı. Hatta isterseniz çalma listesini alıp dinleyebilirsiniz. Gerçekten üzerinde uğraşılmış birer eserler. Sesler de çok kaliteli, atmosferi güzel bir biçimde yaşamanızı sağlıyor. Oyun içerisinde de çok yumuşak bir şekilde işlenmiş, yerinde ve zamanında güzel müzikler ve sesler duyabiliyorsunuz.


Sonuç

Her sanat eseri görülmeye değerdir. Zaten oynamaya başlayınca zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, bu harika dünyaya kendinizi kaptıracaksınız. Bitirdikten sonra tekrar oynamak isteyeceksiniz ve hatta tekrar oynayacaksınız. Bu sefer daha tecrübeli olduğunuz için yeni ayrıntılar keşfedeceksiniz.

Fiyatının uygun olmasının sebebi, sanat toplum içindir anlayışının benimsenmesidir belki, kim bilir :)
投稿日 2020年9月30日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
10 人がこのレビューが参考になったと投票しました
総プレイ時間:10.4時間
Batman Arkham Asylum

Batman filmlerine ve oyunlarına uzak olmam sebebi ile zamanında oynamadığım, oynadıktan sonra da Batman hayranı olduğum Arkham oyun serisinin ilk oyununu incelemek istiyorum. Oyun hakkında edindiğim tecrübeleri, sizin için paylaşacağım.


Hikâye

Arkham serisinin bu ilk oyununda, baş düşmanımız olan Joker’in yakalanmasıyla başlayıp, güzel bir maceraya atılacağız. Genel olarak konu Joker üzerinden ilerlese de farklı düşmanlar ile yapacağımız savaşlar da olacak. Özellikle boss savaşlarının çok tatmin edici olduğu bu oyun, seri için güzel bir başlangıç konumunda. Hikâye olarak başarılı bir oyun. Özellikle karakterler hakkındaki notları okuyarak daha geniş bilgi sahibi olabiliyorsunuz.

Oyunda yan görev niteliğinde bulabileceğimiz bazı gizli ögeler var ve bunları bulmak için parkur veya bulmaca çözmeniz gerekecek. Bunları buldukça da farklı küçük bilgiler edinebileceksiniz.

Oyun hikâye üzerine kurulu olduğu için, toplanabilir ögeleri saymazsak, hikâye 8-12 saat uzunluğunda. Ayrıca çok geniş olmasa da serbestçe gezebileceğimiz alanlar mevcut.


Oynanış

Dövüş mekanikleri olarak başarılı ve tatmin edici. Serinin bütün oyunları, dövüş mekanikleri ile ön plana çıkıyor ve her oyunda da gittikçe gelişiyor. Savaş sırasında, çok geniş olmasa da farklı imkanlar sunuyor diyebilirim.

Seviye atladıkça karakterimizin özelliklerini geliştirip yeni stratejiler oluşturmaya olanak sağlayabiliyoruz. Geliştirmelerin, oynanışa doğrudan birçok etkisi bulunuyor.

Normal zorluk seviyesinde gayet güzel bir oynayış deneyimi yaşadım. Boss savaşları dışında beni zorlayan pek zorlayan bir unsur olmadı. Boss savaşlarında birkaç kez başarısız olduktan sonra rahatça geçebiliyorsunuz. Bu yandan gayet başarılı ve tatmin ediciydi.


Grafikler

Zamanına göre iyi düzeyde grafik yapısı ve çevre tasarımı bulunuyor. Karakter tasarımları da oldukça güzel ve detaylı. Bunlara birlikte hiçbir optimizasyon sıkıntısı da yaşanmıyor.


Sonuç

Batman’in Arkham serisine giriş için oynamanız gereken ilk oyun. Sonraki oyunla hikâye olarak bazı kısımlarda bağlantısı bulunuyor. Oyun süresi kısa olduğundan, tekrar oynanabilirliği yüksek bir oyun. Ayrıca tüm seriyi aldığınızda da fiyat olarak gayet uygun oluyor.


投稿日 2020年9月23日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
14 人がこのレビューが参考になったと投票しました
総プレイ時間:63.9時間
Fallout 4

Savaş asla değişmez…

Fallout 4, önceki oyunlardan alışık olduğumuz “kıyamet sonrası” diye adlandırdığımız temayı işliyor. Harika bir açık dünyası bulunan bu Fallout oyunumuza, diyaloglarla beraber rol yapma ögeleri de eklenmiş. Ekipmanlarımızı modifiye edebilmenin yanında, yerleşim yerleri de inşa edebiliyoruz. Bu yazıda, ana senaryo olarak sürükleyici bir hikâye sunan Fallout 4’ü her yönüyle incelemeye çalıştım.
(Oyunun dünyası çok geniş olduğu için, inceleme de uzun olacaktır.)


Hikâye

Diğer Fallout oyunlarında da olduğu gibi hikâyemiz, nükleer savaş sonrasını konu ediniyor. Aynı şekilde, ana fikir olarak savaşın kötü yanlarını bize anlatmaya çalışıyor. Spoiler olmaması açısından hikâyeden çok fazla bahsetmek istemiyorum ama gerçekten merak uyandırıcı ve başarılı bir hikâye sunuyor. Rol yapma ögelerinin bulunması da oyuncuların yaşadığı her duyguyu daha da artırıyor.

Oynayış tarzınıza göre oyunu şekillendirebiliyorsunuz. İsterseniz gizli ilerleyerek yeteneklerinizi bu alanda geliştirebilirsiniz. İsterseniz makineli tüfeklerle çatışmaya girebilir, isterseniz de keskin nişancılık yapabilirsiniz. Bir tür seçmek zorunda da değilsiniz. Hatta bütün yeteneklerinizi de geliştirebilirsiniz, herhangi bir sınır yok ama çok zaman alacaktır. Ayrıca beraber vakit geçirdiğiniz karakterlerden farklı görevler alabiliyorsunuz. Her karakterin farklı bir hikâyesi var. Bir gruba yakınlık göstermeniz, oyunun sonuna kadar çoğu şeyi etkiliyor diyebilirim. Bunu bir oyun değil, normal bir hayat gibi düşünerek oynayın.

Yan görevler aşırı bol ve geniş olmakla beraber, bir sürede sonra tekrara düşmeye mahkûm oluyor. Açık dünyanın kalabalık olması sebebiyle, her köşeden başka bir görev çıkabiliyor. Ayrıca yan görevlerin birçoğunun ana hikâyeye bir etkisi olmuyor fakat kendi içerisinde küçük bir hikâyesi oluyor. Ayrıca karakter gelişimini artırıyor ve farklı ekipmanlar bulmaya olanak sağlıyor.

Oyun uzunluğu olarak, siz bitirmedikçe bitmeyecek bir yapısı var. Sonsuza kadar da oynayabilirsiniz veya sadece ana hikâyeyi takip ederek çabucak bitirebilirsiniz. Benim tavsiyem, oyun dünyasının tadını çıkara çıkara oynayın, acele etmeyin. Ayrıca ana hikâyeyi bitirdikten sonra da oynamaya devam edebileceksiniz. Açık dünya oyunlarının genel sorunu olarak, bazı zamanlarda ana hikâyeye olan odağınız dağılabiliyor.


Oynanış

Savaş mekaniklerinden başlamak gerekirse, açıkçası diğer oyunlardaki gibi iyi bir savaş mekaniği olduğunu söylemem. Vuruş hissini tam anlamıyla hissedemeseniz de havaya ateş etmediğinizi anlıyorsunuz. Ayrıca üçüncü şahıs bakış açısı ile oynarken nişan almak, ikinci bakış açısına göre daha zorlu.

Eğer başka bir Bethesda oyunu oynadıysanız (Skyrim gibi), fizik motoruna yabancılık çekmeyeceksiniz. Yürüme, koşma, etkileşimler ve tırmanma(!) mekanikleri alışık olduğumuz türden şeyler. Ayrıca oyunun başında detaylı bir karakter oluşturma ekranı mevcut.

Oyunda en ön plana çıkan özelliklerden birisi de yerleşim yeri inşa etme özelliği. Zamanımın birçoğunu harcadığımız bu özellik, oynama saatinize saatler ekleyebilecek türden eğlenceli ve tatmin edici. Ele geçirdiğiniz bir bölgeye çeşitli yapılar inşa edebiliyorsunuz ve o bölgenin popülasyonunu artırabiliyorsunuz. Hatta ben çoğu zaman oyunun amacından sapıp, zamanımın çoğunu şehir inşa ve dekorasyonuna ayırdım.

Diyalog seçeneklerinin çok başarılı olduğunu söyleyemem ama rol yapma özelliğini geliştirdiği için güzel bir olay. Yaptığınız seçimler ile karakterlerin davranışlarına kadar çoğu şeyi değiştirebiliyorsunuz. Ama bir süre sonra sıkılırsanız, hangi seçeneğin diyaloğu devam ettireceğini çözüp onu seçerek hızlıca geçmeye başlayabiliyorsunuz.

Oyunun başlarında oyun biraz zor gelse de (normal zorluk seviyesinde), sonradan karakteriniz geliştikçe basitleşiyor. Aynı şekilde, ekipman geliştirmeleri için gerekli bazı malzemeleri ilk başlarda bulmakta zorluk çeksek de sonradan elimizde bolca bulundurabiliyoruz. Yalnız, envanter ağırlık sınırı olması, çoğu zaman aksiyonun ortasında durup envanter temizliği yapmanız gerekebilir.


Grafikler

Grafikler genel olarak gayet başarılı. Karakter çizimleri ve çevre tasarımları çok güzel. Diyalog sahnelerindeki mimikler o kadar iyi olmasa da pek göze batmıyor. Oyunun temasına uygun olarak, çevrenin pek kalabalık olmaması da optimizasyon sorununu kendi kendine çözüyor ve herhangi bir sorun yaşamıyorsunuz. Sadece çoğu zaman yükleme ekranı uzun oluyor. Oyunu ssd içine kurarak da bunun üstesinden gelebilirsiniz.


Sonuç

Uzun soluklu bir açık dünya oyunu arıyorsanız, Fallout 4 tam size göre. Açık dünya ve loot mantığını sevmeyen ben bile bu oyunu gayet severek uzun bir süre oynadım. Eğer oyundaki farklı seçenekleri denemek istiyorsanız, tekrar oynanabilir bir oyun. Tekrar oyuna başladığınızda, karakter gelişiminin uzun zaman alacağını düşünüyorum ama bunu göze alıp farklı seçenekler ile oynarsanız, farklı bir oyun oynuyormuş gibi deneyim yaşayabilirsiniz.


Değerlendirme

Artılar:
  • Geniş ve detaylı açık dünya
  • Uzun oynanış süresi
  • Rastgele gelişen olaylar
  • Merak uyandırıcı hikâye
  • Seçimlerle değişen olaylar
  • Silah ve karakter çeşitliliği
  • Ekipman modifikasyonları
  • Yetenek geliştirme
  • Yerleşim yeri inşası ve dekorasyonu

Eksiler:
  • Yan görevler bir süre sonra kendini tekrar ediyor
  • Bazı görevlerdeki yönergeler yeterli değil
  • İnşa olanakları sınırlı
  • Diyalog sistemi pek başarılı değil
投稿日 2020年9月22日.
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
< 1  2  3  4  5 >
49件中 31-40 を表示