133
Products
reviewed
2209
Products
in account

Recent reviews by Mert

< 1 ... 4  5  6  7  8 ... 14 >
Showing 51-60 of 133 entries
32 people found this review helpful
1 person found this review funny
4.3 hrs on record
APERTURE TAG : THE PAINT GUN TESTING INITIATIVE

Portal 2'nin modu olan Aperture Tag'in açılış sahnesinde, test deneği olarak seçilmiş ana karakterimiz Aperture Science Laboratuvarları'nın tuvaletlerinden birinde uyanır. İsimsiz karakterimiz biraz ilerledikten sonra Nigel isimli bir yapay zekalı test çekirdeği ile tanışır. Söylediğine göre, Nigel tesisten kaçış yolunu biliyordur ve karakterimizin de yardımı ile gerçekleşecek kaçış planları yapıyordur. Bundan sonra yapmamız gereken tek şey, tesiste bulduğumuz bir çeşit jel fırlatıcı silah ile önümüze çıkan zorlukları aşmalı ve oradan kaçış yolunu bulmaktır...

Başta da söylediğim gibi bu oyun Portal 2'nin bir modu fakat gerek prodüksyon kalitesi, gerek içeriğinin zenginliği gerekse de oynanış mekanikleri olsun bir moddan daha fazlası olmakla beraber kaliteli bir bağımsız oyun gibi hissettiriyor.

Oyun klasik bir kaçış hikayesini konu ediniyor, çok ilginç değil fakat yan karakter Nigel'ın olaylara espritüel yaklaşımı, sürekli gevezelik yaparak yalnızlık hissini ortadan kaldırması ve resmi Türkçe dil desteği hikayenin albenisi arttırmış. Bunların yanı sıra atmosferi destekleyen özgün müzikler de oldukça iyi.

Evet, hikayeyi ve teknik kısımları bir kenara bırakıp oynanış mekaniklerine gelecek olursak; Tıpkı orijinal Portal serisi gibi bu oyunun da türü FPS platform-bulmaca. Ama tek farkı ana oyunlarda kullandığımız portal silahı yerine etrafa hızlandırıcı turuncu jel ve zıplatıcı mavi jel fırlattığımız boya silahı. Bu silah oynanışı büyük oranda değiştirerek ana oyundaki temel bulmacalara yeni bir soluk getirmiş diyebilirim. Mod yapımcıları sadece ana oyundaki bulmaca ögelerinin nimetlerinden yararlanmak ile kalmamış, elimizdeki boya silahını en yaratıcı şekilde kullanmamız için en iyi alanı oluşturmaya çalışmış. Elbette ki kalite bakımından ana oyunun kalitesine ulaşamazlar fakat bulmacalar o tadı vermeyi başarmış.

SONUÇ

Üçüncü kez söylüyorum, bu oyun bir moddan fazlası olduğu için incelemeye değer buldum. Bulmaca oyunlarını seviyorsanız ve ana oyunları bitirdiyseniz kesinlikle istek listenize ekleminizi öneririm. Portal serisini çok sevdiğimden mi bilinmez ben oldukça eğlenceli vakit geçirdim. Kısa sürmesi ve indirim dönemlerinde 2 TL'ye kadar düşmesi de cabası. Ayrıca bu modu oynamak için Portal 2'nin Steam sürümüne sahip olmanız gerekli.

İNCELEME PUANI : 70 / 100
Posted 1 April, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
91 people found this review helpful
1 person found this review funny
16.4 hrs on record (16.4 hrs at review time)
GRAND THEFT AUTO III

2001 yılının sisli bir akşamında Liberty City'nin en büyük bankasını soymaya kalkışan Claude Speed, hem sevgilisi hem de suç ortağı Catalina tarafından ihanete uğrayarak oracıkta vurulur. Biricik aşkı yüzünden ölümle mücadele eden Claude, ironik bir şekilde polisler tarafından kurtarılarak tutuklanır. Aradan biraz zaman geçtikten sonra hapishaneye götürülmek üzere diğer mahkumlar ile bir araca bindirilir. Kolombiya kartel üyeleri başka bir mahkumu kaçırmak için nâkil aracını pusuya düşürür ve bu durum Claude için kaçırılmaz bir fırsata dönüşür. Daha sonralarda yakın arkadaş olacağı bir diğer mahkum 8-Ball'un da yardımıyla oradan kaçan ve kendine saklanacak bir yer bulan Claude, Liberty City'nin varoş mahallelerinde ayak işleri ile hayatta kalmaya çalışır. Çünkü, onu ayakta tutan tek şey intikam duygusudur. Catalina'yı bulmalı ve her şeyin hesabını sormalıdır...

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE PRODÜKSYON KALİTESİ

Rockstar Games, kötü anlatıldığında klişe gelecek bir intikam hikayesini o kadar gerçekçi ve o kadar ciddi bir dille anlatmış ki hiç yadırgamıyorsunuz. Aksine, derin karakterler ve onların aralarında geçen merak uyandırıcı diyaloglar da işin içine girince kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz. Ana karakterimiz Claude'un konuşmamasının dışında tabii. Zaten hikayenin ve atmosferin uyumluluğu anlatımı beslemiş denebilir. Zamanının ötesinde olduğunu düşündüğüm prodüksiyon kalitesi ise şu günlerde elbette ki kötü gelebilir fakat gerek ara sahneler olsun gerek karakter seslendirmeleri olsun oldukça iyi. Asla sırıtmıyorlar, hikayeyi olabilecek en anlaşılır şekilde deneyimlemenizi sağlıyorlar.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ

Karakterimizi üçüncü şahıs bakış açısından kontrol ettiğimiz oyunumuzun oynanış mekanikleri son derece sade ve bu yüzden basitlikten gelen bir eğlencesi var. 7'den 70'e herkesin zorlanmadan alışabileceği bu basit oynanış mekanikleri yine de GTA III'ün zamanının ötesinde bir oyun olmasının önüne geçememiş. Yeri geldiğinde yaya olarak elimizdeki birbirinden farklı silahlar ile dehşet saçıyoruz yeri geldiğinde onlarca varyasyonu bulunan araçlar ile Liberty City sokaklarını arşınlıyoruz yeri geldiğinde ise sürükleyici hikayenin sunduğu onlarca görevin peşinden koşturuyoruz. Günümüz oyuncusuna kısır gelebilecek bu sade oynanış mekaniklerine ilgi çekici hikaye unsurları ve görev ögeleri ile çeşitlilik katmayı başarmışlar diyebilirim.

AÇIK DÜNYA VE ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER

GTA III, üç boyutlu açık dünya formülünü ilk uygulayan oyun olmayabilir ama bu kavramı milyonlara tanıtan ilk oyun olduğu aşikar. Günümüzde her oyunun açık dünyaya evrilmesinden de gördüğümüz üzere Rockstar Games, GTA III ve ardından çıkardığı birçok yapım ile oyun dünyasında büyük etki bırakmış.

Hikayenin karanlık havasına uygun olduğunu düşündüğüm gri tonlarına bezenmiş açık dünya, yeterince geniş diyebilirim. Üç farklı bölgeye ayrılmış oyunun görevlerine devam ettikçe Liberty City'nin diğer bölgelerini de açtığımız için dinamik olan da bir havası var. Ama ne yazıktır ki bu şehri harita arayüzü olmadığı için göremiyoruz. Ayrıca kayıt yapabileceğimiz bir ev, araçlarımızı saklayabileceğimiz bir garaj, silah satıcısı, araç tamircisi gibi az da olsa etkileşim halinde olduğumuz etkinlikler ve çevre detaylandırmaları oldukça iyi fakat tek yaptıkları bir noktadan diğerine yürümek olan NPC'ler cansız ve trafik yapay zekası çok kötü.

Oyunun içerisinde vakit geçirmekten keyif almamızı sağlayan açık dünya etkinlikleri ise şöyle; Taksi şoförlüğü, itfaiyecilik, polis görevleri, ambulans şoförlüğü, araç tedarik görevleri, toplanabilir gizli paketler, çeşitli meydan okumalar, RC görevleri, off-road etkinlikleri ve araç atlayışları. Bu etkinlikler oyunun zevkini arttırıyor fakat elimizde bir harita olmadığından dolayı ve neyin nerede olduğunu bilmediğimiz için yerlerini bulmak bir hayli zor.

GÖREV DİZAYNI

Oyunun belki de en eksik yanı görev çeşitliliği olabilir ama farklı hikaye unsurları ile bu tekdüzeliği bir nebze de olsa ortadan kaldırmışlar diyebilirim. Ana görevler şoförlük, angarya işler, suikast görevleri, kovalamaca, hırsızlık, takip, keskin nişancılık, çatışma gibi ilerlerken yan görevler genellikle ankesörlü telefonlardan aldığımız talimatlar dahilinde sokak yarışı, imha, katliam, kuryecilik, haraç, yakıp yıkma gibi ilerliyor. Evet, dediğim gibi oynanış mekanikleri zamanının da getirmiş olduğu belli başlı imkansızlıklar dolayısıyla basit fakat bu görevler ile birleşince bir o kadar da eğlenceli oluyor.

BAZI TEKNİK PROBLEMLER

Her eski oyunda olduğu gibi GTA III'ün de bazı teknik problemleri var. Bu problemler oyun içi takılmalar, oyundan atmalar ya da yükleme ekranında donmalar gibi ufak olmakla birlikte 30 FPS, tamamen siyah görünen araçlar, düşük çözünürlük, görünmeyen arayüz ve birçok teknik hata gibi oyunun seyir zevkini etkileyen büyük çaplı sorunlar da olabiliyor. Ama oyunun kitlesi çok büyük olduğu için bu sorunları çözen birçok mod yapımcısı da var. Eğer siz de bu sorunları yaşarsanız bana mesaj atabilirsiniz, elimden geldiğince yardım ederim.

SONUÇ

Zamanında GTA I ve II'yi de denemiştim. Keşke onlar da Steam'de bulunsaydı da onları da inceleme şansım olsaydı. Zaten bu incelemeyi tıpkı benim gibi GTA'ları avcunun içi gibi bilenler için yapmıyorum, aksine sadece GTA Online, Fortnite, PUBG... gibi oyunlardan başkasını oynamayan yeni oyuncu kitlesi için yapıyorum. Açık dünyanın nereden nereye geldiğini görmek için bu oyun büyük bir fırsat. Oynanışı basit gelebilir fakat hikayesi ve karakterleri oldukça ilgi çekici. Oyun, indirim dönemlerinde 6 TL'ye kadar düşebiliyor ve sadece hikaye görevlerinden ilerlerseniz 12-13, diğer etkinlikleri de yaparsanız 16+ saat sürüyor.

İNCELEME PUANI : 80 / 100
Posted 28 February, 2021. Last edited 1 March, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
33 people found this review helpful
4 people found this review funny
7.3 hrs on record
MAGRUNNER : DARK PULSE

Yakın gelecek 2050'nin başlarında, Gruckezber Corporation tarafından Magtech uzay keşif eğitim programına katılmak üzere bir avuç genç seçilir. Seçilen vatandaşlar için ömür boyu büyük bir fırsat olarak başlayan şey, çok geçmeden kozmik dehşete dönüşür. Magrunner adayları arasında olan yetenekli Dax Ward, ailesini bu yol uğrunda kaybederek yetim kalmıştır. Dax, tesisi ve onun etrafını çevreleyen bu ölüm perdesinin aslında geçmişi ile alakalı olduğunu, birisinin ya da bir şeyin onu yok etmeye çalıştığını anlar. Tek yapması gereken ise, bu bilinmezliğe yol alarak tehlikenin kaynağını yok etmektir.

Evet, anlatılanlar başta ilgi çekici gelebilir fakat oyun ilerledikçe hikaye namına pek iç açıcı bir şey görmüyoruz. Hatta oyunun sonlarına doğru hikaye, tema ile bağlantısı olmayan, olsa bile ''Ne alaka ?'' dedirten bir yere bağlanıyor. Kısaca özetlemek gerekirse; [SPOİLER !!] Amerikalı korku yazarı Howard Phillips Lovecraft tarafından yaratılan kurgusal evren Cthulhu Mitosu'na bağlanıyor.
Bu noktadan sonra oyun benim için ciddiyetini kaybetti ve görmek istediğim bilim kurgu temasından tamamen uzaklaştı. Bunların yanı sıra hikaye anlatımı oldukça zayıf, sadece dış ses aracılığıyla deneyimliyoruz. Sunum ise ara sahnelerin amatörlüğünün altında ezilmiş fakat çizimler ile anlatılmış bazı yerler fena değildi...

Hikayenin tutarsızlığını ve prodüksiyonun kalitesizliğini bir kenara bırakıp, oynanışa gelecek olursak; Birinci şahıs kamera açısı ile karakterimizi yönettiğimiz oyunun türü, platform ögeleri ile harmanlanmış 3 boyutlu bulmaca. Oyunun asıl mekaniği ise, yer çekimini kontrol ettiğimiz Magrunner eldivenimiz. Bu eldiveni kullanarak objeleri hareket ettirme, zıt kuvvet yaratma, platformları oynatma, kendimizi itme gibi çeşitli unsurları kullanarak bölümleri geçiyoruz. Bu bölümler çok yaratıcı olmamakla birlikte oyunun ilerleyen kısımlarında kompleks bir hal alıyor. Yapımcı, tekdüzeliği kırmak için bulmaca ögelerini kombine ettiğimiz bölümler hazırlamış fakat bu durum sadece oyunun süresini uzatarak sıkılma eşiğini daha da aşağılara çekmiş. Zaten konsept tasarımları ve bölüm dizaynları o kadar klişe o kadar ruhsuz duruyor ki sıkılmak işten değil.

SONUÇ

Tüm söylediklerime rağmen oyun hâlâ alınır mı diye sorarsanız, cevabım hayır olacaktır. Portal serisinin popülaritesinden yararlanmak için yapılmış olduğu her halinden belli olan Magrunner, bedava verilmeseydi oynayacağım bir oyun değildi. Eğer siz de bedavaya aldıysanız ve Portal serisine -kötü de olsa- bir alternatif arıyorsanız deneyebilirsiniz. Oyun, 7-8 saat gibi bir sürede bitiyor.

İNCELEME PUANI : 38 / 100
Posted 24 February, 2021. Last edited 26 February, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
31 people found this review helpful
2 people found this review funny
0.8 hrs on record (0.6 hrs at review time)
REFUNCT

Oyunlarda uzun uzun anlatılan hikayelerden, dakikalarca nasıl oynamanız gerektiğini gösteren başlangıç bölümlerinden, gittikçe kompleks bir hal alan oynanış mekaniklerinden bıktınız ve bir ara mı vermek istiyorsunuz ? ''Zamanım yok, sadece kısa süren bir oyun arıyorum. Hem ucuz hem de belli bir kalitenin üzerinde olsun.'' diyorsanız ya da küçük kardeşiniz, çocuğunuz falan oyun oynamak istediğinde gönül rahatlığıyla verebileceğiniz, şiddet içermeyen Refunct aradığınız o oyun olabilir.

Başladığımız gibi hikaye anlatmaksızın bizi oyunun içine atan Refunct, birinci şahıs bakış açısından oynadığımız, minimalist bir platform oyunu. Tüm oyun boyunca yaptığımız tek şey uçsuz bucaksız bir denizin üzerindeki belli başlı bölgelere ayak basarak yenileri açmak. Evet, uzaktan bakıldığında pek de iç açıcı bir konsept gibi durmuyor fakat rahatlatıcı müzikler eşliğinde basit ve hızlı oynanış mekanikleri emin olun hiç sıkmıyor. Aksine oyun bittiğinde aktif ettiğiniz bu bölgelerin ne anlama geldiğini, neden sürekli üzerilerine bastığınızı anladığınızda daha da tatmin oluyorsunuz.

SONUÇ

Hangi türü severseniz sevin en azından istek listenize eklemeniz gereken bu oyun, indirim dönemlerinde 1,5 TL'ye kadar düşebiliyor. Oynanış süresi ise 20-30 dakika arasında değişebiliyor fakat tüm başarımları açmak isterseniz tekrar tekrar pratik yaparak en zor başarım olan 4 dakikada da bitirebilirsiniz.

İNCELEME PUANI : 70 / 100


Posted 20 February, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
24 people found this review helpful
2 people found this review funny
2.3 hrs on record
SCRAP GARDEN

Oyun, yakın zamanda başlarına gelecekten habersiz mutlu mesut yaşayan robotların hakim olduğu bir diyarda geçiyor. Günlerden bir gün, kötü kalpli ejderha uykusundan uyanır ve robotların beslendiği tek güç kaynağı olan kuleyi yok eder. Bu olaydan sonra tüm robotlar devre dışı kalır. Uzun yıllar boyunca köyler, kasabalar hatta şehirler büyük bir ölüm sessizliğine bürünür. Biz ise hikayeyi ansızın uyanan robot Canny'nin gözünden deneyimliyoruz. Canny'nin tek amacı kötü kalpli ejderhayı alt etmek ve robot uygarlığını eski ihtişamına kavuşturmaktır.

Her ne kadar bağımsız bir oyunda en çok hikayeye önem versem de bu oyunda hikayenin sırf olsun diye konulduğu çok belli. Ne çok ilgi çekici ne de bir önermesi var fakat en azından karakterimize verilmiş bir amaç var ve bu doğrultuda ilerliyoruz.

Hikayenin elle tutulur bir yanı yok fakat oynanışa gelirsek, o da maalesef çok yüzeysel ve tekrara düşüyor. Çoğunlukla ''TPS'' ama yer yer de ''Side-scroll'' olarak oynuyoruz. Platformdan platforma koşarken olabildiğince basite indirgenmiş bulmacalar çözüp, sadece fiziksel açıdan farklı düşmanları (Fare, örümcek, akrep, köstebek, kurt ve daha büyük düşmanlar.) üzerilerine zıplayarak öldürüp, ''QTE'' sekansları aşıp, bölümleri geçmek için kırmızı elmaslar topluyoruz.

Bunları bir kenara bırakıp oyunun artılarına ve eksilerine bakacak olursak; Kullanıcı arayüzü berbat, kamera açıları çok rahatsız edici, ses kalitesi çok amatörce, bölüm tasarımları (Issız, kendini doğaya bırakmış bir şehir, karlı bölümler, kırlar, çöller vs.) minimal fakat yeterli, müzikler dinginleştirici.

SONUÇ

Evet, bu oyun bedava verilmeseydi kesinlikle alıp oynamamayı geçtim adını dahi duymazdım sanırım. Muadillerinin yanında çok sönük, yüzelsel ve amatörce duruyor. En azından 2 saat gibi kısa bir sürede bitiyor da çok sıkılmadım. Verildiğinde bedava aldıysanız ve oynayacak oyununuz yoksa bakabilirsiniz.

İNCELEME PUANI : 32 / 100
Posted 14 February, 2021. Last edited 14 February, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
37 people found this review helpful
2 people found this review funny
3.4 hrs on record
MANUAL SAMUEL - ANNIVERSARY EDITION

Üst düzey hizmet robotları üreten Robocorp Şirketi'nin zengin CEO'sunun oğlu olan Sam, güneşli bir yaz günü kafede sevgilisi ile oturmaktadır. İlişkilerini hiç umursamadığı yetmezmiş gibi sürekli zenginliğinden dem vuran Sam'in bu tavırlarına daha fazla dayanamayan kızgın sevgilisi, onun kafasına masada duran cam şişeyi geçirir. Sam bayılır ve bir süre kendine gelemez, uyandığında ise hareketlerini tam anlamıyla kontrol edemediğini fark eder. Sürüne sürüne çıktığı kafenin karşısında bekleyen sevgilisine doğru yürümek isterken, karşıdan son sürat gelen kimyasal atık kamyonu Sam'e çarpar. Gözlerini açtığında öteki dünyada olduğunu fark eden Sam, kaykay sürmeyi seven ''Death'' isimli ölüm meleği ile bir anlaşma yapar. Anlaşmaya göre, Sam tekrar dünyaya gönderilecek ve tüm vücut işlevlerini -manuel olarak- kendi başına gerçekleştirmesi gereken 24 saatlik bir süre diliminde hayatta kalmalıdır. Eski yaşamını tam anlamıyla tekrar kazanması için bu görevi yerine getirmeli ve önüne çıkan zorluklar ile -ilk defa- başa çıkmalıdır.

Eminim ki oyunu ilk açtığınızda hem hoş gözüken grafik tarzı hem de kaliteli mizaha sahip anlatım şekli sizi içine çekecek. Ölümü tiye alan konusu, sıra dışı karakterleri ve ''Bakalım karakterimizin başına neler gelecek ?'' dedirten olay örgüsünün yanı sıra oyunun tümüne hakim olan, her adımımızı bilip ona göre yorumlar yapan dış sesi de bir artı olarak değerlendirebilirim. Bunların yanı sıra oyunda ''Co-op'' hikaye modu, zamana karşı meydan okumalar ve hikayenin çizgi roman tarzında anlatıldığı bir bölüm de var. Ayrıca günümüzde dahi ''3A'' oyunlara hala resmi Türkçe dil desteği getirmeyen büyük firmaların aksine ''Perfectly Paranormal'' oyunun tamamını -çizgi roman bölümü de dahil- Türkçe dil desteği ile de yayınlamış.

Mizahi hikayesini ön plana çıkarıp oynanışı es geçmek yerine her ikisine de ağırlık vererek belli bir kalitenin üzerine çıkan oyunumuz, oyuncuyu en ufak oynanış elementiyle bile nasıl zora sokacağını çok iyi biliyor. ''Side-scroll'' dediğimiz 2D kamera açısı eşliğinde tamamen bizim kontrolümüzde olan karaktere, diş fırçalatıyoruz, tuvaletini yaptırıyoruz, yıkatıyoruz, yemek yedirip içecek içirtiyoruz, araç kullanıyoruz, fabrikada çalıştırıyoruz ve konuşmasına da yardımda bulunuyoruz. Tüm bunlar çok normal gelebilir fakat her birini hem nefes alıp verdirerek hem göz kırptırarak hem de her iki bacağını ayrı ayrı tuşlarla kontrol ederek yaptırıyoruz. Bunların yanı sıra oyunda minimal savaş sekansları da var (SPOILER !!) dev robota binip kontrolden çıkmış robotlara karşı dünyayı kurtarıyoruz ve şeytanın ta kendisiyle cehennemde bire bir düelloya giriyoruz. Oyunun zorluğu ise dediğim gibi tüm bunları manuel olarak yapmak zorunda olduğumuz için ortaya çıkıyor.

SONUÇ

Manuel Samuel'i kafa dinlemek için ya da arkanıza yaslanıp hikayenin tadına varmak için oynamak istiyorsanız biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Çünkü, oyun sürekli diken üstünde durmanızı, her an tetikte olup karışık kontrol şemasına ayak uydurmanızı bekliyor. Fakat korkmayın, zorluğuna bir süre sonra alışıyorsunuz ve oyunun bu karışıklığından zevk almaya başlıyorsunuz. Zaten indirim dönemlerinde 3,60 TL olduğu için ve 2 saat gibi kısa bir sürede bittiğinden dolayı ne vaktinizi ne de paranızı çalmıyor. Aksine diğer oyunlarda pek rastlayamayacağınız bir deneyim vaat ediyor.

İNCELEME PUANI : 79 / 100
Posted 9 February, 2021. Last edited 4 September, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
39 people found this review helpful
2 people found this review funny
1.0 hrs on record
SWORD OF DESTINY

(Öncelikle bu oyunu ''Türk oyunu olduğu için destekliyorum.'' gibi bir kafaya girmediğimi belirtmek isterim. Bana göre bu tarz düşünceler, oyuna destek olmaktan çok köstek olmaktır. Çünkü, oyunun artılarını ve eksilerini bir kenara bırakıp, tamamen aşağılık kompleksi içerisinde ''Eee şey, Türkler zaten doğru düzgün oyun yapamıyor. Bari yaptıklarını körü körüne destekleyeyim. Eğer böyle yaparsam daha çok oyun çıkarırlar.'' tarzındaki bu düşüncenin yapımcıya çok bir katkısı olmaz. Oyuna verilen para haricinde tabii...)

Oyuna gelecek olursak; Masum insanları itaatkar askerlere çevirerek, dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü kralın karşısında duran bir kahramanı kontrol ediyoruz. Evet, oyunun doğru düzgün bir öyküsü yok. Zaten oyunun amacı da bir hikaye anlatmak değil. Yapımcı daha çok, basite indirgenmiş olduğunu düşündüğüm oynanış mekaniklerine ve gayet yeterli seviyede olan ''Pixel Art'' grafiklere önem vermiş.

''Side-scroll'' denilen 2 boyutlu, ufak platform ögeleri ile temellendirilmiş aksiyon - macera türündeki oyunumuz, dediğim gibi daha popüler muadillerinin aksine basite kaçıyor. Örneğin, oyun 10 bölümden oluşuyor fakat birkaç değişiklik dışında bu bölümler birbirinin aynısı, düşman çeşitliliği (İskelet asker, uzak menzilli, dev ve şövalye.) az, platform tarafı (Dikenli ve alevli tuzaklar, kırılan ve hareketli yüzeyler.) çok kısır, oynanış mekanikleri (Çift zıplama ile platformları geçiyoruz, yumruk, tekme, kılıç ve alev büyüsü ile düşmanlarla savaşıyoruz, etraftan can, iksir ve kayıt noktası olarak kullandığımız altınları da toplayabiliyoruz.) ise çok iyi olmamakla beraber yeterli denilebilir. Ayrıca Bu kadar kısa sürede biten bir oyunda çok göze çarpmıyor fakat karakter animasyonları da daha iyi olabilirmiş.

SONUÇ

''Türkler yaptı, destek olmalıyım, hemen almalıyım.'' diye düşünüyorsanız oyun 2 lira. Alın ve kütüphanenizde bir daha hiç oynanmamak üzere dursun. Ama eğer oyunlara ve Türk oyuncu topluluğuna bundan daha çok önem veriyorsanız, 2D platform aksiyon - macera oyunlarını da seviyorsanız ve yapımcıya geri dönüşleriniz ile destek olmak istiyorsanız kesinlikle öneririm. Daha uzun olsa kesinlikle sıkacak bir oyun fakat 1 saat gibi kısa bir sürede bitiyor zaten.

(Son olarak yapımcıya demek istediğim tek şey; Devam et, bu oyun başlangıç için oldukça yeterli. Bunun üzerine koyarak daha iyi işler başarabilirsin. Eğer imkanın varsa ve arkadaş çevren genişse işi bilen insanlar ile -Türkiye şartlarının el verdiği kadar- oyun geliştirme işine devam et. Potansiyelin yüksek.)

İNCELEME PUANI : 50 / 100
Posted 4 February, 2021. Last edited 4 February, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
108 people found this review helpful
2 people found this review funny
17.8 hrs on record
STYX : MASTER OF SHADOWS

Açılış sahnesinde Styx adındaki suikastçı bir ork, ''Dünya Ağacı'' denilen büyülü bir ağacı korumak için inşa edilen Akenash Kalesi'ne sızma girişiminde bulunur. Styx'in tek amacı, Dünya Ağacı'nın kalbine ulaşmak ve orada tutsak olan bir arkadaşını kurtarmaktır. Ancak bunları neden yapmak istediğini, o arkadaşının kim olduğunu ve onu oraya çeken gücün kaynağını bilmemektedir. Sürekli kafasını kurcalayan ve onu kışkırtan ses, onu kendine çağırıyordur. Styx'in bundan sonra yapması gereken üst düzey güvenlikli kaleyi aşmak ve kim olduğunu bilmediği arkadaşını kurtarmaktır.

HİKAYE ANLATIMI VE SUNUM

Giriş bölümünde dış ses evreni özetliyor, bazı karakterleri tanıyoruz ve amaçlarını anlamaya çalışıyoruz fakat bundan sonrasında tam anlamıyla doyurucu bir hikaye anlatımına rastlayamıyoruz. Sadece görev geçişlerinde verilen bilgiler, ara sahnelerden ve karakterimizin iç monologları sayesinde hikayeye dair birkaç şey öğreniyoruz. Ayrıca ara sahneler başlarda daha sinematik iken ilerleyen kısımlarda karikatürize çizimlere dönüyor. Bu beni rahatsız etmiyor fakat prodüksiyon kısmına pek de uğraşılmamış olduğunu hissettiriyor. Zaten sunumu kuvvetlendiren ara sahne animasyonları ve karakter mimikleri çıktığı yılın (2014) oldukça gerisinde. Bunların yanı sıra argo konuşan, geveze ama zeki ana karakterimiz hikayedeki karakter eksikliğini az da olsa kapatmayı başarıyor.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

TPS kamera açısıyla oynadığımız oyunumuzda, ana karakterimiz küçük bir ork olduğu için ve kendinden yaklaşık iki kat büyük insanlara karşı fiziksel olarak üstünlük gösteremeyeceğinden dolayı büyük bir kısım gizlilik üzerine kurulu. Klasik gizlilik oyunlarında olduğu gibi düşmana arkadan yaklaşarak öldürme ve cesedi gizlemenin yanı sıra gölgelerde gezindiğimizde daha sessiz oluyoruz, basit seviyede de olsa parkur yapabiliyoruz, her yere gizlenebiliyoruz, topladığımız çeşitli ekipmanlar ve karakterimize verdiğimiz yetenek puanlarının (Daha sessiz adım atma, görünürlüğü düşürme, ork hislerinin kuvvetlenmesi, ekipman geliştirmeleri, düşmanları daha rahat öldürmeye olanak sağlayan yetenekler ve yarattığımız ork klonunu daha fonksiyonel kullanmak gibi yüzeysel ama etkili yetenekler.) sayesinde suikast işlemini çok daha rahat yapabiliyoruz. Eğer düşmanlar bizi fark ederse ya kaçmalıyız ya da karşı saldırı ile öldürmeliyiz ki zaten hızlı kayıt sistemi ve yükleme sürelerinin kısa olması bu duruma düşmek zorunda olmadığımız anlamına geliyor. Kısacası oyun, gizlilik konusunda yaptığı işin hakkını veriyor fakat bir müddet sonra maalesef oynanış tekrara düşüyor. Bunların yanı sıra oynanışı etkileyen, daha doğrusu tekdüzeliğini bir nebze de olsa kıran düşman çeşitliliği (Şövalyeler, ağır zırhlı birlikler, uzak menzilli suikastçılar, işkenceciler, dev orklar, sinsi goblinler, ses duyarlı örümcekler, altıncı hisleri kuvvetli olan elfler vs. Ayrıca düşman yapay zekası bazı yerlerde saçmalayabiliyor.) oldukça yeterli.

BÖLÜM TASARIMLARI VE GÖREV ÇEŞİTLİLİĞİ

Bir oyunun atmosfer dinamizmini etkileyen en büyük etmen bölüm tasarımları (Mahzenler, askeri kamplar, antik kalıntılar, görkemli kaleler gibi keşfe müsait yerler.) olacak ki maalesef Master of Shadows'un atmosferi tüm oyun boyunca neredeyse hiç değişmiyor. Oyun boyunca basık ve karanlık bir ortamda oynuyoruz, bu durum ilk başlarda normal gelse de 10. saatin sonunda bir tık bayıyor. Bunun yanı sıra bölümler arası ekipmanlarımızı yenilediğimiz ve geliştirdiğimiz karargahımız ve bazı bölümlere gizlenmiş gizli bulmacalar da bulunmakta.

Görevlere gelecek olursak; Gizlilik oyununda görevleri farklı yapmak bir oyun firması için her ne kadar zor olsa da bu oyundaki ana görev (Kaçış, üsse sızma, saklanma, araştırma, takip etme vs.) ve yan görev (Her bölümde gizlenmiş olan antik eşyalar, hazine avı, suikast, tedarik ve kargo görevleri, yağma vs.) çeşitliliği gayet yeterli.

SONUÇ

Eğer ''Hitman'' serisi gibi kendine has ve kaliteli bir gizlilik oyunu arıyorsanız, oynanışta çeşitliliğe önem veriyorsanız ''Styx: Master of Shadows'' size istediğinizi vermeyecektir. Başlarda her ne kadar eğlensemde, dediğim gibi oynanış çok fazla tekrara düşüyor ve oyun uzadıkça uzuyor. Ayrıca oyunda takip edilesi bir hikaye ve kişiliği olan karakterler de yok. Bu oyunu gizlilik türünü çok sevip, diğer muadillerini tüketmiş olanlar için önerebilirim. İndirim dönemlerinde 5 TL'ye kadar düşüyorken, 15 ila 20 saat arasında da bitiyor.

İNCELEME PUANI : 60 / 100
Posted 28 January, 2021. Last edited 28 January, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
55 people found this review helpful
1 person found this review funny
30.4 hrs on record
KINGDOM : CLASSIC

(Öncelikle oyunun belli bir hikayesinin olmadığı belirtmek isterim. Hatta baştaki kısa eğitim bölümünün ardından tüm oyun boyunca en ufak bir yazı bile göremiyoruz. Zaten oyunun türü simülasyon, kule savunma - strateji olduğundan dolayı hikaye pek de önemli olmuyor.)

Açılış sahnesinde, ''Side-scroll'' kamera açısıyla eşlik ettiğimiz kral ya da kraliçe olan (Tüm oyun boyunca at üzerinde gezen karakterimizi ister siyahi ister beyaz olarak özelleştirebilmenin yanı sıra bayrak rengimizi de seçebiliyoruz.) karakterimiz, tahminimce neresi olduğunu bilmediği bir adaya adım atar. Az biraz ilerledikten sonra ise kendi beyliğini kurmasına olanak sağlayan ufak bir bölgeye yerleşir ve genişletmek üzere işe koyulur.

Evet oyunun bundan sonra size vadettiği tek şey muhteşem ''Pixel Art'' grafiklere uygun atmosfer ve kaliteli MÜZİKLER eşliğinde oynanış oluyor. Temeli inşa et, genişlet ve koru olan oynanışa gelecek olursak; Başlangıçta yerden topladığımız sikkeler sayesinde ufak bir beylik kurup, bu beyliğe işçi, uzak menzilli silah taşıyan asker, çiftçi ve şövalye alarak nüfusu genişletirken, ana karargah, kale duvarları, tarla, mancınık ve gözcü kulesi gibi yapılar ile de topluluğumuzu koruyoruz. Bölgemizi korumamızın sebebi ise her gece akın akın gelen yaratıklar. Bu yaratıklar, yüz gün (Her on gecede bir kanlı ay çıkıyor ve bu geceler daha çetin geçiyor.) içerisinde yıkmamız gereken, sağ ve solda ikişer adet olmak üzere toplam dört portaldan adaya ışınlanıyor. Eğer her iki tarafa genişleyen ormandaki mekanları keşfedip, fethetmeden portalları yıkmaya çalışırsanız muhtemelen ölürsünüz ve tekrar başlamak zorunda kalırsınız. Fakat tekrar başladığınızda daha da hırslı ve daha iyi teşkilatlanmış bir şekilde başladığınız için bu hiç sorun olmuyor.

SONUÇ

Klasik kule savunma oyunlarını seviyorsanız ve Kingdom: Classic'i oynamadıysanız, bu oyun türünün zirvelerinden biri olabilir. Ekranı meşgul eden yazıların hiçbiri yok, sadece müzikler ve muhteşem atmosfer eşliğinde yavaş yavaş krallığınızı genişletin. Humble Bundle'ın yanılmıyorsam üç kez dağıttığı bu oyun, şuan Steam mağazasında ücretsiz olarak sunuluyor. Ayrıca bu oyunu bitirmek için belli bir saat aralığı yok çünkü bir kez bitirseniz bile yıllar sonra tekrar gelip saatlerinizi gömebilirsiniz.

İNCELEME PUANI : 74 / 100
Posted 24 January, 2021. Last edited 24 January, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
89 people found this review helpful
1 person found this review funny
42.4 hrs on record
SLEEPING DOGS : DEFINITIVE EDITION

Yağmurlu bir günde uyuşturucu ticareti yapmakta olan ana karakterimiz Wei Shen, Hong Kong polisinin baskını sonucu tutuklanır. Hapishaneye götürüldüğünde ise koğuşta çocukluk arkadaşı olan Jackie Ma ile tanışır. Jackie, Shen'e birkaç iş bulacağını ve onu kendi çetesiyle tanıştıracağını söyler. Kısa süre sonra Shen'in tutuklanmasının ''Hong Kong Polis Departmanı''nın planının bir parçası olduğunu ve onun da gizli bir polis olduğunu öğreniriz. Shen, başmüfettiş Thomas Pendrew ve müfettiş Raymond Mak tarafından Triad örgütünün Water Street şubesi olan ''Sun On Yee'' çetesine sızmak için yürütülen bir polis operasyonunun parçasıdır. Jackie Shen'i polis departmanından çıktıktan sonra çocukluklarının geçtiği mahalleye götürür ve Winston Chu liderliğindeki çeteye katılması için uğraşır. Aileye biraz zor olsa da katılan Shen, bağlılığını kanıtlamak üzere çeşitli işler yapar fakat bir yandan da polis departmanında yürütülen operasyon için bilgi toplar. Ya geçmişini hiçe sayarak büyük bir ciddiyetle işini yapacaktır ya da çocukluğunun geçtiği sokaklara teslim olacaktır.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE ATMOSFER

Sleeping Dogs, klasik bir köstebek hikayesini gerek kaliteli karakterleri ile gerekse de hırsız - polis ilişkisine yaptığı mantıklı eleştiriler ile bir üst seviyeye taşımış diyebilirim. İki yönlü anlatmak zorunda olduğu bu hikayeyi her iki tarafa da objektif bir bakış açısıyla eğildiği için hem kurgu merak uyandırıcı olmuş hem de hikaye çok daha oturaklı bir hal almış. Sunum ise adeta bu ikili anlatıma hizmet ediyor. Tarafların ne uğruna mücadele ettiğini ve en önemsiz bir karakterin dahi hikayeye nasıl katkıda bulunduğunu açıklayıcı sunum sayesinde iyi bir şekilde deneyimliyoruz. Ayrıca oyunun atmosferi her kaliteli açık dünya oyununda olduğu gibi iyi ve dinamik. Bulunduğunuz her yerde farklı bir bölgede olduğunuzu hissediyorsunuz, atmosfer oyun ilerlediği müddetçe yenileniyor.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

Klasik ''Rockstar'' açık dünya oyunlarında olan, üçüncü şahıs bakış açısı ile karakterimizi yönettiğimiz, araç kullanıp silah ile çatıştığımız ve yüzeysel de olsa şehirde rahatça gezebildiğimiz parkur özelliklerinin dışında oyunun en büyük mekaniği ''Batman Arkham'' serisi ile hayatımıza giren dövüş mekanikleri olabilir. Tek tuşla blok yapıp saldırdığımız dövüş mekanikleri, uzak doğu dövüş sanatlarının tüm nimetlerinden yararlanmış olmakla beraber komboya dayalı bir sisteme sahip ve karakterimiz geliştikçe dövüş stilimiz de ona göre şekilleniyor. Oyunun büyük kısmını kaplayan bu dövüş mekanikleri oyuncuyu asla sıkmıyor aksine aksiyon akışını olumlu bir şekilde etkiliyor. Ayrıca ''Arcade'' tarzı araç mekanikleri (Araç kullanımı çok gerçekçi değil fakat ani bir hareket ile diğer araçları yoldan çıkarabiliyoruz.) oyunun temasına çok uygun olmuş ve ateşli silahların kullanımı (Hedefi tutturmak zor fakat çatışma mekanikleri ve düşmanların mermilere verdiği tepkiler tatmin edici.) oldukça iyi. Bunların yanı sıra aksiyon esnasında yaptığımız hareketler ve sinematik sunum (Araç ile takip sekanslarında yaptığımız akrobatik hareketler, çatışma esnasında zamanın yavaşlayarak ateş etmemize olanak sağlaması, kovalamacalarda ve açık dünyada gezerken yaptığımız parkur vs.) oyunun kalitesini diğer açık dünyalardan ayıran önemli bir detay. Karakter gelişimi (Hikaye gidişatına göre yaptığımız polislik ve çete etkinliklerinden deneyim kazanarak iki farklı başlığa ayrılmış yetenekler açıyoruz. Bunun yanı sıra yakın dövüş stilimizi geliştirecek birçok yetenek de bizi bekliyor.) ise çok detaylı değil fakat oynanışı büyük oranda etkiliyor.

AÇIK DÜNYA, ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER VE AYRINTI SEVİYESİ

Oyun, Çin'in Hong Kong adındaki özel idari bölgesinde geçiyor. Gerek yerel halkın yaşam tarzı olsun gerek sokakların tamamen doğu kültürüne göre inşa edilmesi olsun gerekse de çeşitli çevre etmenleri ve atmosferik hava olsun bu şehrin Çin'de bir yerlerde olduğunu sonuna kadar hissediyorsunuz. Tabii bu durumu etkileyen en büyük etmen sokaklarda dolanan kalabalık NPC'ler ve onların yarattığı ters trafik (Yolun solundan akan trafik başlarda garip hissettiriyor fakat ilerledikçe bu duruma ayak uyduruyorsunuz.) olsa gerek. Bir diğer büyük etmen ise açık dünyada yapabildiğimiz onlarca etkinlik (Klasik yemek yemek ve karakterimizi giydirmek, hikayenin arka planını öğrenmemize yarayan saha rapor bilgisi toplama, araç koleksiyonu yapma, masaj yaptırma, rastgele karşımıza çıkan çeşitli görevler, horoz dövüşleri, birbirinden farklı özellikler veren toplanabilirler, kameraya sızma ve suçluları yakalama, sokak dövüşleri, çeşitli polislik görevleri, kız arkadaş ile takılma, onlarca meydan okuma, sokak yarışları, çete faaliyetleri, eve eşya satın alma, karaoke barda müzik söyleme, sıcak çatışmalar, kumar oynama ve haraç kesme, telefon görevleri, zamana karşı meydan okumalar vs.) olsa gerek. Ayrıca bir açık dünya oyununda olmasına şaşırdığım birçok ayrıntı var. Örneğin, en ufak bir görev dahi animasyon ve ara sahneler ile desteklenmiş, polis kıyafeti ile gezince insanlar daha farklı tepkiler veriyor, üstümüz kirlenince lavaboda yıkayabiliyoruz, NPC'ler yaşanan olaylar hakkında kendi aralarında konuşuyor, eğer araba içerisinde kapılardan çıkacak yol yoksa karakterimiz ön camı kırarak çıkıyor ve bunun gibi onlarca ayrıntı var.

GÖREV DİZAYNI

Görevler, bir açık dünya oyununda olması gerekenden çok daha çeşitli. Bunları sayacak olursak; Kaçış sekansları, haraç kesme, angarya işler, kovalamaca, eğitimler, mekan basma, şoförlük, casusluk, dava dosyaları, karaoke görevleri, yarışlar, olay yeri canlandırma, takip sekansları gibi görevler. Ayrıca bu görevleri kendi içerisinde çeşitlendiren ''QTE'' sekansları da oldukça iyi. Bunların yanı sıra kanunlara uymanız gerektiği için görevler esnasında hareketlerinize göre de puanlar alıyorsunuz ve yaptığınız her görevin artı ya da eksi olarak geri dönüşleri oluyor.

SES VE MÜZİK

Asyalı insanların müzik zevklerine göre mi dizayn edildi bilinmez müzikler oldukça kaliteli. Hong Kong radyo istasyonları lisanslı lisanssız kulağa hoş gelen, illaki bir yerlerden duymuş olabileceğiniz çok güzel müzikler barındırıyor. Klasik müziğinden ''Progressive Rock'' müziklerine kadar o anki duygu durumuna göre dinleyebileceğiniz onlarca müzik var. Ayrıca karaoke barlarda bu müzikleri karakterimize söyletme imkanımız da var.

GENİŞLEME PAKETLERİ VE DLC'LER

Definitive sürümü ile gelen iki adet genişleme paketi ve kaliteli DLC'ler oyunu büyük anlamda etkiliyor. Bu DLC'lerin en büyüğü düşük bütçeli film hissi uyandıran ''Zodiac Tournament'' adındaki, büyük bir adada toplanıp rakiplerimize karşı çeşitli meydan okumaları tamamladığımız eğlenceli turnuva iken genişleme paketlerinin ilki ana oyunun sonrasında geçen ve oynanışı minimal anlamda değiştirerek gotik bir hava katan, garip bir ruhani varlığın peşinden koştuğumuz ''Nightmare in North Point'' ikincisi ise Wei Shen'in sıkıcı polislik görevlerini yaptığımız ve sadist bir oluşumu durdurmaya çalıştığımız ''Snake of The Year'' eklentileridir. Bu eklentiler her ne kadar ana oyunun kalitesini yansıtmasa da toplam 4 saate yakın farklı deneyimler vaat ediyor.

SONUÇ

Uzak doğu temasını kaliteli bir açık dünya oyununda deneyimlemek istiyorsanız bu oyunu direk alın. Bunun yanı sıra Rockstar açık dünya oyunlarını, Batman Arkham dövüş sistemini, minimalist de olsa Assassin's Creed parkurlarını ve ufak ama kaliteli yan etkinlikleri yapmayı seviyorsanız bu türlerin hibriti olan Sleeping Dogs'u kesinlikle tavsiye ederim. İndirim dönemlerinde 10 TL'ye kadar düşebilen oyunumuz, ana görevlerden giderseniz 15, yan etkinlikleri de yaparsanız 25 ya da benim gibi her şeyini yapmaya kalkarsanız 40 saatin üzerinde oldukça eğlenceli bir deneyim sunuyor.

İNCELEME PUANI : 89 / 100
Posted 21 January, 2021. Last edited 27 January, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1 ... 4  5  6  7  8 ... 14 >
Showing 51-60 of 133 entries