Recent reviews by Mert

Foto muhabiri olan ''Frank West'' adındaki bir adam, Colorado'nun Willamette kasabasında sıra dışı bir şeyler olduğuna dair bilgiler alır. Kasabaya doğru helikopter pilotu ''Ed DeLuca'' ile uçarken, bölgenin askeri karantinaya alındığını öğrenir ve kasaba genelinde çeşitli şiddet olaylarını gözlemler. Frank, Ed'e üç gün içinde geri dönmesini söyledikten sonra ''Willamette Parkview Alışveriş Merkezi''nin helikopter pistine iner. Alışveriş merkezine vardığında gizemli bir adam tarafından karantinanın zombi salgını nedeniyle olduğunu öğrenir. Frank içeri girer ve kasaba sakinlerinin yaşamak için alışveriş merkezine sığındığını görür. O esnada yaşlı bir kadın kapıya dayanmış zombileri hiçe sayarak köpeğini ararken barikatları yıkar ve tüm zombiler içeri girer. Frank, etraftaki ısırılan ve zombilere yem olan insanları aldırış etmenden sadece kendi canını düşünerek kaçarken alışveriş merkezinin temizlik görevlisi ''Otis Washington'' ve kim olduğunu bilmediği ''Brad Garrison'' isimli kişiler tarafından kurtarılır. Frank daha kurtulduğuna sevinmeden Brand, salgını yaydığından şüphelendiği birini aramak için ona teklifte bulunur. Bundan sonra ise Frank, hem Brad'e bahsettiği kişiyi bulmasında yardım etmeli hem de orada olup biteni dünyaya duyurmak için haberini sürdürmelidir.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE PRODÜKSİYON KALİTESİ

Dead Rising'in dizi - film tadında bir hikayesi ve olay örgüsü var. Capcom, sunum ve anlatım konusunda en öncü firmalardan biri olacak ki oyunda, hem akıcı hem de anlaşılır bir hikaye anlatımı var. Ara sahnelerdeki sinematik anlatım, animasyon kalitesi, yaratılan gergin atmosfer ve seslendirmeler 2006 yılında çıkmış bir oyun için oldukça profesyonel. Gerek ara sahnelerdeki kamera açıları olsun gerek karakter animasyonları olsun sunumu ve hikayenin vermek istediği duyguyu bir hayli kuvvetlendiriyor. Ayrıca sunum, ara sahne ve prodüksiyon kalitesi sadece ana görevlerde değil yan görevlerde de hatta tüm oyunda profesyonelliğini korumuş.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

Oyun, klasik üçüncü şahıs bakış açısı ile karakterimizi yönettiğimiz bir oyun fakat muadillerinden ayrılan bir çok özelliği var. Onlarca yakın dövüş silahlarını ve ateşli silahları (Seviye atladıkça genişleyen envanterimize bunları dizebiliyoruz fakat hiçbiri kalıcı olmuyor, kırılıyor ya da mermisi bitiyor.) kullanabiliyoruz, etraftan bulduğumuz alanında uzmanların yazmış olduğu kitapları (Silahların daha uzun dayanması, hasar ve dayanıklılık arttırımı, yiyeceklerin daha fazla can vermesi, daha fazla tecrübe puanı gibi özellikler.) okuduğumuzda karakterimize bazı özellikler ekleyebiliyoruz, açık dünya alışveriş merkezinden ibaret olsa da çeşitli araçlar (Araba, motosiklet, kamyonet, kaykay vs.) kullanabiliyoruz, etraftan bulduğumuz içecekleri karıştırarak yeni kokteyller (Hızı, hasarı, dayanıklılığı, canı arttıran içecekler.) yapabiliyoruz. Ayrıca ana karakterimiz Frank West, foto muhabiri olduğundan dolayı birçok olay ve kişi hakkında fotoğraflar çekebiliyoruz. Çektiğimiz fotoğraflar hem haberimizi sürdürmemize yardım oluyor hem de ''PP'' (Bir olayın haber değerine göre PP puanlarımız artabiliyor. Erotizm, vandalizm, vahşet, duygusallık gibi olayları doğru anda yakaladığımızda çok fazla puanlar alabiliyoruz.) adındaki tecrübe puanlarını kazanıyoruz. Kazandığımız bu tecrübe puanları dahilinde seviye atlıyoruz ve karakterimiz bazı özellikler (Daha fazla can barı, hasar, hız, dayanık ve envanter genişliğinin yanı sıra zombileri çeşitli şekillerde öldürme yetenekleri de açıyoruz.) kazanıyor.

AÇIK DÜNYA VE YAN ETKİNLİKLER

Başlarda küçük bir alışveriş merkezi gibi duran açık dünya, oyun ilerledikçe yeni bölgelerin açılmasıyla beraber genişliyor. Her köşesi belli bir amaca hizmet ediyor ve istisnasız her yeri en ufak ayrıntısına kadar özenle dizayn edilmiş. Oyun daha çok ana hikayeye odaklanmış fakat açık dünyanın içerisinde bulunmayı zevkli hale getirecek yan içerikler ve yapılabilecek etkinlikler (Hunharca zombi öldürmek, kaos fotoğrafları çekmek, neredeyse her yeri silah olan alışveriş merkezini keşfetmek, yardıma muhtaç insanları kurtarmak, yüzlerce kıyafet kombinasyonu denemek, spor salonunda spor yapmak vs.) var.

GÖREV DİZAYNI VE PSİKOPAT SAVAŞLARI

Hikaye gereği 72 saat içerisinde alışveriş merkezindeki işlerimizi halledip, helikopterle oradan kaçmamız gerekiyor. Haliyle yapmamız gereken görevlerinde belli bir süresi oluyor ve bu durum da gerginliği iki katına çıkarıyor. Eğer verilen görevi vaktinde yerine getirmezsek, önemli bir karakter yanlışlıkla ölürse ya da görevi kaçırırsak tüm görev dizini kitleniyor (Kayıt dosyanızı isterseniz geriye alabiliyorsunuz, görevi tekrar yapma şansınız var.) ve oyun bitmek yerine, 72 saatten arta kalan süreyi beklemek zorunda kalıyoruz. Ayrıca oyundaki ana görevler (Amaç alışveriş merkezindeki gizemi çözmek olduğundan dolayı küçük küçük davalar şeklinde ilerleyen görev yapısı her gün daha da ilginç bir hal alıyor.) çok çeşitli fakat oyunun başında bizi kurtaran Otis'in vermiş olduğu telsiz sayesinde aldığımız yan görevler (Genellikle yardıma muhtaç insanlara yardım ediyoruz.) bir müddet sonra tekrar ediyor. Bunların yanı sıra hem ana görev gereği hem de açık dünyada rastgele gezerken karşılaştığımız psikopatlar (Boss savaşlarının Dead Rising'deki adı. Sürekli köşe kapmaca oynadığımız Carlito, salgını fırsat bilmiş mahkumlar birliği, insanları tekrar güldürmeyi özleyen manyak palyaço Adam, yaklaşan her şeyi vuran silah satıcısı Cletus, nizama özen veren satış müdürü Steven, ailesi için her şeyi yapabilecek emekli subay Cliff, güzel kadınları düşman bellemiş polis memuru şişko Jo, keskin nişancı baba ve oğulları, Carlito'nun gizemli kız kardeşi Isebella, sadist kült lideri ve onun topluluğu, sosyopat Paul, narsist fotoğrafçı Kent, kasap Larry ve albay Brock Manson.) büyük bir özenle hazırlanmış. Her birinin ayrı ayrı hazırlanmış sinematik sunumu, arka plan hikayesi ve uğruna ölebilecekleri idealleri var.

KARAKTERLER, DİYALOGLAR, SES VE MÜZİK

Yapımcı ekip, ana karakterlerden yan karakterlere kadar her birinin arka plan hikayesi ve kişilikleri olduğunu göze sokmadan çok güzel bir şekilde anlatmış. Bir karakter öldüğünde bunun diğer karakterleri ya da oyunu etkileyecek sonuçları oluyor ve bu durum onların önemini iki katına çıkarmış denebilir. Diyaloglar ise tam yerinde, hikayeyi ve verilmek istenen mesajı çok daha iyi aktarıyor. Ayrıca karakter seslendirmeleri ve çevre seslendirmeleri çok profesyonel. Müzikler ise yaşanan durum ve atmosfere göre dizayn edilmiş.
SOUNDTRACK

AYRINTI SEVİYESİ

Dead Rising'in, şuan çıkmış oyunlara dahi taş çıkarak onlarca ayrıntısı (Frank'in fiziksel olarak yıpranması ve üzerinin yırtılması, zombilerinin her yerinin kopup parçalanması, karakter fizikleri, neredeyse her şeyin silah olarak kullanılabilmesi, yiyeceklerin bir müddet sonra çürümesi ve eğer yersek mide bulanması geçirmemiz, birbirinden farklı öldürüş animasyonları, yiyecek pişirmek, yansımalar, belli bir saatten sonra elektriklerin otomatik olarak kesilmesi ve alışverişteki tüm aletlerin durması vs.) var.

SONUÇ

40 liralık bir fiyatı hikayesi, oynanışı ve kalitesi ile hak ediyor fakat Türkiye şartlarında eski bir oyun için çok pahalı. İndirim dönemlerinde ise 12 liraya kadar düşebiliyor. Açık dünya, aksiyon - macera severlere ve güzel, takip edilesi bir hikaye arayanlara kesinlikle öneririm. Ana hikayesi 12 saat, yan etkinliklerle falan ise 20 - 22 saat sürüyor.

İlk oyundaki büyük savaşın ardından ''Kane'' kızı ''Jenny'' için yaşamaya, ''Lynch'' ise Çin'in Shangai kentinde oturan yeni sevgilisi için yaşamaya başlamıştır. Bir gün Kane ve Lynch Shangai'de kaçakçılık operasyonu düzenlemek üzere anlaşırlar ve Kane ilk uçakla Çin'e doğru yola koyulur. Geldiğinde ise eski günlerdeki gibi Lynch onu direk belanın içine sürükler. ''Li Brady Lung'' adlı bir muhbiri tehdit etmek üzere evini basarlar fakat plan kötüye gider ve çete bölgesinde bir kovalamaca başlar. Birkaç çete üyesini vuran ikili, Brady ve kız arkadaşını bir balık pazarında köşeye sıkıştırır. Yaşanan kargaşada Brady'nin kız arkadaşı yanlışlıkla çapraz ateşte Kane tarafından öldürülür. Brady ise ikilinin şokuna rağmen sakince intihar eder. Ertesi gün Kane ve Lynch, ''Glazer'' adındaki adam ile kaçakçılık operasyonu hakkında konuşur, ancak seyir halindeki araçları, Brady'nin çetesi tarafından pusuya düşürülür. Otoyolda ve sokaklarda çıkan bir çatışmanın ardından, saldırganların liderinin ''Hsing'' adında bir suç lordu olduğu ortaya çıkar. Kane, Lynch ve Glazer'in paralı askerleri, Hsing'in tekstil fabrikasına baskın düzenler ve onu yakalarlar. Hsing'in sorgusu sırasında, Brady'nin yanında ölen kızın, ''Shangsi'' adlı olağanüstü yüksek rütbeli bir Politik Büro yetkilisinin kızı olduğunu öğrenirler. Ayrıca Kane ve Lynch ile dost olan herkesin açık bir şekilde hedef olduğunu da öğrenirler. Glazer'in adamları, gerçeği patronlarından gizlemek için Kane ve Lynch'i öldürmek isterler ve olay anında fabrikaya polis intikal eder. Bundan sonra ise Kane ve Lynch'in tek yapması gereken hayatta kalmaktır.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE OYUN İÇİ KAMERA AÇISI

İlk oyun gibi ''TPS'' dediğimiz üçüncü şahıs bakış açısı ile siperden sipere ateş ederek koştuğumuz bu oyunda, serinin ilk oyununda iyi olan unsurların (Takım dayanışmasını sonuna kadar hissettiren müttefik kontrolü yok ve İlk oyunda eğilerek ateş ettiğimizde çok daha iyi nişan alabiliyorduk fakat ikinci oyunda bu durum çok basite indirgenmiş. Ayrıca ilk oyunda düşmanlar mermilere karşı çok daha iyi tepki veriyorlardı fakat ikinci oyunda sanki hava boşluğuna ateş ediyormuş gibi hissediyorsunuz.) neredeyse hepsini es geçmişler. Bunun yanı sıra haber programı havası taşıyan oyun içi kamera açısı ile oyunda bir değişikliğe gidilmiş fakat bu durum mide bulandırıcı, baş döndürücü bir oynanışı da beraberinde getirmiş. Savaşırken, siper değiştirirken ya da koşarken adeta biri sizi arkanızdan kameraya alıyormuş gibi fakat koştuğu için de sabit tutamıyormuş gibi sallanan bu görüntü eminim birçok oyuncunun pes edip çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca oyunda birkaç yenilik (Düşmanı esir alarak insan kalkanı oluşturma, siperden sipere patlayıcı malzeme fırlatma ve patlatma, hem Kane hem de Lynch ile oynama vs.) var fakat bunların hiçbiri yeterli değil. Çünkü berbat yere konumlanmış tuş atamalarının yanı sıra yapay zeka da çok kötü.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE ARA SAHNELER

Yapımcı firmanın ilk oyunun çizgisini (Yine karakterler arası diyaloglar ve yükleme ekranlarındaki konuşmalar ile yavaş yavaş açılıyor hikaye.) bozmadan hikayeyi devam ettirmesini güzel fakat Kane ve Lynch dışında hiçbir karakter ya da hikaye unsuru pek önemli hissettirmiyor. Ayrıca merak uyandırıcı bir açılışla devam eden oyun sürekliliği sağlayamıyor. Yukarıdaki başlık altında belirttiğim kamera açıları (+18 olaylar sansürleniyor, kamera kaydı gibi video atlamaları mevcut vs.) oyun içinin aksine ara sahnelerde çok güzel iş görmüş ve sunumu oldukça kuvvetlendirmiş.

BÖLÜM TASARIMLARI, ATMOSFER VE GÖREV DİZAYNI

Kane & Lynch 2: Dog Days, her ne kadar ilk oyundaki kadar çok farklı bölüm tasarımlarını önümüze sunamamış olsa da bu oyunun en kuvvetli yanı bölüm tasarımları ve atmosferi. Çoğunlukla Shangai'de geçen bölümler (Sokak araları, otoparklar, tekstil fabrikası, yıkık mekanlar, çatı katları, şantiye, marina, tren istasyonu, plaza vs.) olabildiğince çeşitlendirilmiş. Bir de bunun üzerine yaratılan şehir illüzyonu ve ayrıntılı çevre sesleri eklenince verilmek istenen atmosfer iki katına çıkıyor. Fakat maalesef görev dizaynı (Kovalamaca, koruma, baskın, kaçış) konusunda ikinci oyun birinci oyunun yanından geçemiyor. Ayrıca oyunun sonu çok sönük.

KARAKTERLER VE DİYALOGLAR

Karakter bolluğu konusunda ilk oyun çok daha cömertti fakat ikinci oyunda sadece Kane ve Lynch ile vakit geçiriyoruz. Bundan dolayı bu ikilinin diyalogları çok daha iyi ve akıcı olmak zorunda. Yapımcı ekip bunu başarmış diyebilirim fakat çok daha iyi olabilirmiş. Oyunun büyük bir çoğunluğunu Lynch ile, son bir saatini ise Kane ile oynuyoruz. Lynch, savaş esnasında sürekli kendi kendine konuşan, kafayı bulmuş ve her an delirebilecek bir karakter iken Kane daha uysal ama sinsi bir karakter. Haliyle aralarında geçen diyaloglar ilgi çekici ve garip oluyor.

SONUÇ

Farkındaysanız Kane & Lynch 2: Dog Days'i tüm inceleme boyunca ilk oyun ile karşılaştırdım çünkü, ilk oyunun üzerine koyulmuş hiçbir şey göremedim. İlk oyunu oynadıysanız ve ikinci oyunu almayı düşünüyorsanız bu dediğim olumsuzluklara bir bakın derim. Oyun, indirim dönemlerinde 1,80 TL oluyor ve yaklaşık 4-5 saat içinde bitiyor.

Oyun, kızı Jenny'e yazdığı bir mektubu okuyan eski paralı asker ''Adam Kane Marcus''un sözleriyle açılır. Kane, birtakım olayların ardından adam öldürmekten suçlu bulunduğundan dolayı mahkum aracı ile idam koğuşuna doğru götürülmektedir. Başka bir idam mahkumu olan ''James Seth Lynch'' bir kaçış hazırlamıştır ve mahkum aracının kaza yapmasına sebep olur. Kazanın ardından, bir grup paralı asker (Kane'in mensubu olduğu ''The 7'' örgütü.) Kane ve Lynch'i polislerden kurtarmak için çatışmaya girerler. Polislerin elinden kurtulan ekip, The 7 üyelerinin beklediği bir inşaat alanına doğru yola koyulur. Orada Kane'i kendilerine ihanet edip bir de paralarını çalmakla suçlayan eski arkadaşları beklemektedir. Aralarında geçen konuşmalara göre, Kane'in kızı ve karısını esir almışlardır ve eğer parayı 3 hafta içerisinde geri getirmezse her ikisini de infaz edeceklerdir. Kane her ne kadar onları bırakmaları için yalvarsa da, eski arkadaşlar anlaşma sağlanmadan onları salmayacaklarını söyler. Ayrıca Lynch isimli psikopatı da Kane'e yoldaşlık etmesi için onun yanına verirler. Bundan sonra ise ikilinin tek yapması gereken, istenilen parayı vaktinde The 7'a ulaştırmaktır.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE ATMOSFER

Öncelikle söylemeliyim ki, oyunun hikayesi oldukça oturaklı ve gerçekçi. Yapımcı ekip, hikayeyi baştan açıklamak yerine yavaş yavaş, karakterlerin diyalogları, Kane'in içsel sorunları dahilinde yaşadığı halüsinasyonlar, yükleme ekranlarındaki konuşmalar ve hikayeyi çok daha dramatik bir hale eviren sunum ile anlatıyor. Bunun yanı sıra sunum sağlam görsel ögeler ile destekleniyor ve dramatik sahneler duygu durumuna göre şekil değiştiren atmosferik bir hava ile sağlanıyor.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE SİLAH ÇEŞİTLİLİĞİ

Oyun, karakterimizi omuz kamerasından kontrol ettiğimiz ve klasik siper al ateş et mantığında ilerleyen ''TPS'' türünde bir yapım. Oynanış olarak ilk saatlerde ne yapıyorsak son saatlerde de onu yapıyoruz fakat silah mekanikleri gayet gerçekçi (Yüreyerek, hatta ayakta iken ateş etmek çok zor, oturarak ve doğru nişan alarak ateş etmek gerek.) ve düşman tepkimeleri oldukça iyi. Ayrıca oyunu diğer muadillerinden ayıran pek çok özellik (Bize atılan bombası geri fırlatma, iple tırmanma, yanımızda müttefiklerimize talimat verme, arkadan gizlice öldürme, zamanında pek çok oyunda bulunmayan yıkılabilir siper vs.) var. Ayrıca oyun esnasında yanımızda bulunan yönlendirilebilir müttefiklerimiz hem bize önemli ölçüde yardımcı oluyor hem de takım dayanışması ruhunu çok iyi yansıtıyor. Bunların yanı sıra oyunda her biri farklı hissettiren birçok silah (Taarruz tüfekleri, tabancalar, bazukalar, ağır silahlar, taretler, pompalı silahlar, dürbünlü tüfekler, sis bombaları ve el bombaları.) var. Tüm bunlar iyi hoş fakat oyun zevkini büyük ölçüde baltalayan yapay zeka sorunu bazen can sıkabiliyor. Hem müttefiklerimiz hem de düşmanlar seyrek aralıklarla saçmalayabiliyor.

KARAKTERLER VE DİYALOGLAR

Oyundan sıkılmamamızı sağlayan en büyük etken kesinlikle karakterler ve onların aralarında geçen diyaloglar. Gerek Kane ve Lynch olsun gerek diğer yan karakterler olsun her birinin konuşması gerçeğe yakın. Hiçbir karakter ne siyah ne beyaz, hepsi gri. Herkes gerçekte olduğu gibi kendi çıkarları için yaşıyor. Yapımcı ekip, hem karakterlerin kişiliklerini hem de aralarında geçen diyalogları ''Hollywood'' filmine çevirmeden olduğu gibi en saf haliyle aktarmış. Fakat oyundaki kötü karakterler çok kişiliksiz ve sadece ana karakterlerimize sorun çıkartmak için hikayeye dahiller.

BÖLÜM TASARIMLARI VE GÖREV DİZAYNI

Çizgisel bir yapıda ilerleyen Kane & Lynch'in atmosferik dinamizmini sürekli değişen bölüm tasarımları (Şehir merkezleri, banka, plazalar, metro hatları, şantiye, eğlence mekanları, hapishane, savaş alanları, ormanlık alanlar ve askeri üsler.) çok başarılı bir şekilde sağlıyor. Görev dizaynları (Kovalamaca, baskın, koruma, banka soygunu, hapishaneden adam kaçırma, tetikçilik, sıcak çatışma, üsse sızma vs.) ise bu bölüm tasarımları ile iç içe. Ayrıca oyunda seçimize göre 2 adet son bulunuyor.

SES VE MÜZİK

Karakterlerin seslendirmeleri oldukça profesyonel fakat atmosferi arşa çıkaran, en büyük etmen çevre sesleri neredeyse hiç yok. Ayrıca aksiyon anında çalan müzikler oldukça iyi.

SONUÇ

İndirim dönemlerinde 1,80 TL olan bu oyunu TPS aksiyon-macera türünü seviyorsanız kesinlikle almanızı öneririm. Zaten oynama şeklinize göre 4,5 - 5,5 saatte bitirilecek çerezlik bir oyun.

Oyunun açılış sahnesinde, ''Jonathan ve Robert North'' isimli iki kardeşin aralarında saklambaç gibi bir şey oynadıklarını görüyoruz. Küçük kardeş Robert, abisi Jon savaşa gideceği için üzgündür ve ondan dolayı arkadaşları ile arası bozuktur. İkilinin aralarındaki ufak saklambaç oyunundan sonra siyah ekran önünde ''19 yıl sonra'' yazısı ile karşılaşıyoruz. Hemen ardından gelen sahnede ise helikopterde geçen konuşmalardan anladığımız kadarıyla Robert, abisi gibi asker olmuş hatta onunla beraber görevlere çıkıyordur. Kardeşler, Sovyet döneminden kalmış bir biyo-silah stoğunu imha etmek üzere Rusya-Ukrayna sınırına gizlice sızarlar. İkilinin görevleri başarılı bir şekilde sonuçlanır fakat Robert, ''Vasilisk'' isimli adam tarafından yönetilen kimliği belirsiz bir özel birlik tarafından yakalanır. Bunun ardından da siyah ekran önünde ''23 ay sonra'' yazısı ile karşılaşıyoruz. Ana karakterimiz Jon, bu özel birliğin elinden kurtulmuş ve Gürcistan'da farklı bir göreve atanmıştır. Jon, her ne kadar farklı bir görev üzerinde yoğunlaşsa da kardeşi Robert'ın akıbetini ve yirmi üç ay önce onu yakalayanları gizliden gizliye araştırır.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE KARAKTERLER

Hikayenin ana odağı her ne kadar iki kardeşin dramatik ilişkileri üzerine kurulu olsa da, oyunun ilerleyen saatlerinde bu durum tamamen hasır altı ediliyor. Buna rağmen hikaye anlatımı ve çeşitli kamera açıları ile iç içe olan sunum oldukça iyi. Fakat tüm bu unsurlar karakterlerin cansız birer ''NPC'' olmalarının önüne geçemiyor. Jon ve Robert North ikilisinin haricindeki diğer tüm karakterlerin ne kişilikleri ne de hikayeleri oyuncu için pek önem arz etmiyor. Aksine bayık diyaloglar dayanılması güç dakikaları beraberinde getiriyor ve ara sahneleri bir an önce geçmek istiyorsunuz.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ, BAZI YENİLİKLER VE KARAKTER GELİŞİMİ

Dürüst olmak gerekirse Sniper: Ghost Warrior serisinin ilk iki oyununu şahsına münhasır bir seri olmasından dolayı seviyordum fakat üçüncü oyun tamamen ''Far Cry'' olma çabası (Kötü bir kopya olmaktan öteye gidemiyor.) içerisinde. Dürbünlü tüfek (Bullet Cam olarak adlandırılan düşmanları vurduğumuzda sinematik eşliğinde ölümlerini izlediğimiz sahneler oldukça başarılı yapılmış. Düşman ölümleri çok daha kanlı ve vahşice. Bu yüzden dürbünlü tüfeklerin kullanımının verdiği his oldukça iyi.) kullanması ilk iki oyundan çok daha iyi fakat ilk oyunda da olduğu gibi taarruz tüfeklerinin verdiği his çok yavan. Ayrıca oyuna güvenli ev dediğimiz bölgede silah özelleştirme, malzeme üretimi, birbirinden farklı silahları satın alma, görev seçim ekranı, düşmanı yemleme, belli başlı yardımlar (düşmanı işaretleme, sistem çökertme, düşman dikkati dağıtma vs.) aldığımız dron, düşman sorgulama ve arkadan sinsice öldürme, kamera hackleme, izleri takip edebildiğimiz dedektif modu, tırmanma mekaniği ve çeşitli araçları kullanma gibi yenilikler de eklenmiş. Karakter gelişimi ise çok yüzeysel fakat oynanışı bir hayli değiştiriyor. Üç ana başlık altında (Sniper, Ghost, Warrior) bölünmüş karakter gelişim sistemini oynanış stilimize göre ''XP'' alarak özelleştiriyoruz.

AÇIK DÜNYA, BÖLÜM TASARIMLARI VE GÖREV DİZAYNI

Oyun bölüm bölüm ilerleyen bir yapıya sahip. Haliyle her bölümde farklı bir yarı-açık dünyaya salınıyoruz. Bu üç bölümde (Madenci kasabası, köy yeri ve karlı bölge olan baraj.) birbirinden farklı atmosferler barındırıyor. Bu küçük yerleşkeleri altımızda bulunan araç ile gezmenin yanı sıra hızlı seyahat noktaları ile de keşfedebiliyoruz. Ayrıca her dünya da yapılacak birbirinin aynısı ve tekrar eden etkinlikler (Olay mahalleri, oyundan çıktıktan sonra sıfırlanan karakol ele geçirme görevi, toplanabilirler, rehine kurtarma, gözcü yuvalarını yok etme, aranan hedefleri öldürme, çeşitli yan görevler, avcılık ve dron keşifleri.) mevcut. Bir de Gürcü halkının barındığı köy mahiyetinde ufak ufak yerleşkeler var fakat hepsi bomboş hissettiriyor. Bölüm tasarımları (Dağlık alanlar, ormanlar, askeri üsler, biyolojik silah tesisleri vs.) ve görev dizaynları ise iç içe olduğundan dolayı bir bütün halinde oluşturulmuş denebilir. Görevler düşman üssüne sız, suikast yap, gizli ilerle gibi basit fakat bölümler buna göre tasarlandığından dolayı çeşitlilik biraz olsun artıyor. Bir göreve giriş noktanız birden fazla olduğu için ona göre strateji kurup gizli ya da harala gürele girebiliyorsunuz.

İNDİRİLEBİLİR İÇERİKLER VE GENİŞLEME PAKETLERİ

DLC'ler oyuna, yeni bir araç, güçlü bir yay, ''McMillan TAC-338A'' adında bir dürbünlü tüfek ve hiç mi hiç takmadığım çok oyunculu moduna iki yeni adet harita ekliyor. Genişleme paketleri ise oyuna ''The Sabotage'' (Kardeşimiz Robert'in yirmi üç ay kadarki süre içerisinde neler yaşadığına tanık oluyoruz. Yaklaşık bir buçuk saat sürüyor bu görev dizini.) ve ''The Escape of Lydia'' (Ana hikayede önemli bir yere sahip olan Lydia isimli karakter ile yaklaşık otuz dakikalık bir görev yapıyoruz.) adında iki yeni adet hikaye görevi ekliyor.

SES VE MÜZİK

Karakter seslendirmeleri ortalama denecek seviyede fakat çevre seslendirmeleri üst düzey olduğundan dolayı atmosferin içine hemen girebiliyorsunuz. Ayrıca oyunda sadece bir tane müzik var ve sürekli her yerde o çalıyor.
İşte o müzik : Mikolai Stroinski - Unappreciated Beauty

OYUN HATALARI VE TEKNİK SORUNLAR

Sniper: Ghost Warrior 3'ün içeriğini, oynanışını ve hikayesini her ne kadar sevsem de incelemeyi olumsuz olarak yayınlamamın sebebi tamamıyla teknik sorunlar. ''CryEngine'' gibi bir oyun motorunun nasıl kullanılmayacağını gösteren oyunumuz, bilgisayarı çok yoruyor, kaplamaları bazen yüklüyor bazen yüklemiyor, oyundan sık sık atıyor, optimizasyon namına bir şey barındırmıyor, yükleme ekranlarında dakikalar harcatıyor, sürekli donuyor ve ses kaymaları oluşturuyor. Maalesef tüm bu unsurlar her şeyin önüne geçiyor ve oyun zevkini baltalıyor.

SONUÇ

Eğer bir önceki başlıkta saydığım tüm bu sorunlara göğüs gererim, yine de oynarım ben bu oyunu diyorsanız buyurun alın. İndirim dönemlerinde dokuz liraya kadar düşebiliyor. Ama size tavsiyem oyunun hikayesini falan merak ediyorsanız açın Youtube'dan izleyin. Çünkü o sorunlar çekilecek çile değil.

Oyun, Filipinler'deki ''ABD Deniz Kuvvetleri Kaptanı Cole Anderson'' ve ''CIA Özel Ajanı Diaz''ın bazı paralı askerlerin bir anlaşmaya aracılık etmek için toplandığına dair ihbar alması ile başlar. İkili, eski bir Rus radar karakolundaki biyolojik savaş silahını yok etmek üzere yola koyulurlar. (Sniper: Ghost Warrior 2'nin hikayesi buradan sonra dallanıp budaklanıyor. Ayrıca ilk oyunla hikaye bakımından bir bağlantısı yoktur.)

HİKAYE ANLATIMI, OLAY ÖRGÜSÜ VE KARAKTERLER

Öncelikle bir önceki oyunda ne hikaye anlatımı ne olay örgüsü ne de karakterlerin üzerine çok düşünülmediğini ve uğraşılmadığını ardına bu oyunu oynayınca anladım. Yapımcı firma, ortalama bir hikayeyi çok daha iyi bir sunumla nasıl anlatacağını anlamış. Hikaye, ara sahnelerin etkileyiciliğine dayanarak oldukça dramatize edilmiş. Olay örgüsü ise bir önceki oyuna göre çok daha toplu ve takip etmesi kolay. Ayrıca karakterler daha akılda kalıcı ve onların aralarında geçen diyaloglar daha gerçekçi.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ, GÖREV DİZAYNI VE ZORLUK

Sniper: Ghost Warrior, temel FPS mekanikleri bakımından ilk oyuna nazaran çok daha oturaklı ve epey bir yenilik (Termal kamera, rüzgarı hedefin uzaklığına göre hesaplama, aksiyon yaşadıkça kalp atışı artıyor ve nişan alma zorlaşıyor, daha iyi gizlilik ve düşmanı yemleme vs.) getirilmiş. Bir önceki oyunda ana odak olan dürbünlü tüfeklerin yanı sıra taarruz tüfekleri de kullanıyorduk. Fakat taarruz tüfeklerini kullanması çok kötüydü ve ''City Interactive'' bu durumu anlamış olacak ki ikinci oyunda sadece dürbünlü tüfek ve tabanca kullanıyoruz. Görev dizaynları (Koruma görevleri, pusu, konvoy, kaçış sekansları,sıcak çatışma, rehine kurtarma vs.) klasik savaş oyunları gibi olsa da gizlilik görevlerinin gerilimi ve verdiği profesyonel nişancılık hissi oldukça iyi. Ayrıca seçtiğiniz zorluğa göre oynanış stiliniz ve oyunun size sunduğu çeşitlilik bir hayli değişiyor. Zorluk arttıkça, düşman yapay zekası artıyor, nişan almak daha gerçekçi bir hal alıyor, göstergeler ortadan kalkıyor, oyuncunun elinden tutulmuyor ve daha çok gizli oynamak zorunda kalıyorsunuz.

BÖLÜM TASARIMLARI VE ATMOSFER

Oyunun bölüm tasarımları (Savaş alanları, egzotik ormanlar, yıkıntı şehirler, askeri kamplar, dağlık alanlar, mağaralar, yağmur ormanları vs.) minimalist bir savaş oyunundan beklenenin üstünde. Atmosfer ise CryEngine 3 oyun motorunun getirmiş olduğu görsel üstünlük sayesinde çok iyi sağlanmış. Ayrıca renk paleti her bölümün temasına göre değişiyor.

SES VE MÜZİKLER

İlk oyunun aksine seslendirme kalitesi ortalama düzeyde. Karakter seslendirmeleri daha profesyonel ve seslendirmenler işlerini hakkıyla yapmış. Müzikler ise atmosfere ve aksiyonun yarattığı gerilimli havaya oldukça uygun.
Sniper: Ghost Warrior 2 SOUNDTRACK

SONUÇ

Eğer ''Call of Duty'' ya da ''Battlefield'' gibi bir savaş oyunu arıyorsanız yanlış yerdesiniz. Fakat gizlilik ve iyi bir nişancılık deneyimi arıyorsanız doğru yerdesiniz. Zaten indirim dönemlerinde 2 liraya kadar düşebiliyor. Ayrıca ilk oyundan beklediğinizi bulamadıysanız ikinci oyuna bir şans vermenizi öneririm. Oyunda bazı teknik sorunlar var fakat asla göze batacak kadar büyük değil.

Gizli ''CIA'' Ajanı Mike Rodriguez, keskin nişancı takımı ''Alpha Nine'' için bir suikast görevi düzenlemek üzere ''General Vasquez'' adındaki darbeci bir adamın bölgesine sızar. Rodriguez'in görevi Vasquez'i öldürüp onun ''Isla Trueno'' bölgesindeki rejimine son vermektir. Fakat suikast girişimi sırasında işler ters gider. Ajan Rodriguez düşman güçleri tarafından ele geçirilir ve Vasquez kaçar. Bundan sonra tüm işi keskin nişancı birimi ''Razor Six Four'' tarafından desteklenen saldırı ekibi ''Delta Three'' üstlenir. Ajan Rodriguez'i düşman kampından kurtarmalı ve onun yarım bıraktığı işi bitirmelidirler. (Oyunda farklı görevler için çeşitli karakterlerin rolünü üstleniyoruz. Bunlar arasında uzun menzilli görevler ve gizli görevlerde kullandığımız keskin nişancı olan Çavuş Tyler Wells, ''Delta Force'' operatörü Private Anderson ve doğrudan çatışmalara girdiğimiz görevler için isyancıların lideri El Tejon var.)

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE KARAKTERLER

Öncelikle bilmeniz gerekir ki, Sniper: Ghost Warrior kesinlikle hikayesi için oynanacak bir oyun değil. Çünkü; ne hikaye anlatımı ne de sunum o kadar iyi değil. Yapımcı ekip City Interactive, hikayeyi normal bir şekilde anlatmak yerine aradaki yükleme ekranlarında ve oyun esnasında topladığımız gizli eşyalar ile anlatma gereği duymuş. Zaten karakterler üzerinden anlatmak isteseler dahi hem karakter kişilikleri sönük hem de diyaloglar çok yüzeysel ve sıkıcı.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE GÖREV DİZAYNI

Sniper: Ghost Warrior'un temel mekanikleri, genele hitap eden FPS oyunlarından çok daha yüzeysel ve yavan. Karaktere hakim olduğumuzu pek hissedemiyoruz. Hem dürbünlü tüfekler hem tabancalar hem de taarruz tüfekleri oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Fakat dürbünlü tüfekler hariç diğer silahların kullanımı ve düşmanların verdiği tepkiler (Dürbünlü tüfekte ''Bullet Cam'' dediğimiz özel bir ara sahne aktif oluyor ve vurduğumuz düşmanın tepkimesini çok daha etkili bir şekilde deneyimliyoruz.) şu günlerde oldukça ham geliyor. Görev dizaynları (Kaçış, kovalamaca, savunma, saldırı, pusu kurma ve konvoy koruma gibi görevler var.) ve mekanları (Ormanlık alanlar, sahil kenarları, varoş mahalleler, savaş alanları, askeri üsler vs.) ise olağan bir FPS oyunundan daha yaratıcı değil. Buna rağmen gizlilik (Düşmanları uzaktan indiriyoruz, aralarından karanlığı kullanarak sızıyoruz, arkalarından sessizce öldürüyoruz vs.) baz alınarak yapılmış görev dizaynları çok eğlenceli fakat sıcak çatışma sekansları oldukça kötü.

GÖRSELLİK, SES VE ARA SAHNELER

Oyun, zamanına göre iyi olan ışıklandırma, uzak çizim mesafesi ve gölgelendirmelere sahip. Fakat ufak görsel ve işitsel hatalar, uzun yükleme süreleri gibi sorunlar oynanış zevkini baltalayabiliyor. Örneğin, bazı görevlerde ses kayması ve donma sorunları olabiliyor. Ayrıca karakterlerin seslendirmenleri sanki zorla çalıştırılmış gibi ''Bitse de gitsek.'' havasında bir seslendirme yapmış. Bunun yanı sıra ara sahneler de çok amatör.

SONUÇ

Gizlilik ve ''Sniper'' temalı oyunları seviyorsanız ve diğer muadili olan ''Sniper Elite'' serisini bitirdiyseniz buna da bir şans vermenizi öneririm. İndirim dönemlerinde 2 liraya kadar düşebiliyor. Hikaye açısından bir beklentiniz olmasın. Oyunun aksiyon sahneleri, ara sahneleri ve sonu çok iyi değil. Yapay zeka da en zor seviyede oynamama rağmen pek iç açıcı değildi. Fakat 5 ila 6 saat arasında biten bir oyun için iyi bir deneyim sayılabilir.

Bulletstorm, bir konfederasyonun ''Dead Echo'' olarak bilinen elit bir grup tarafından korunduğu, insanların uzayı fethettiği fütüristik bir ortamda geçiyor. Dead Echo üyeleri ''Grayson Hunt ve Ishi Sato'' görevlerine ve komutanları ''General Sarrano'' isimli kişiye çok sadıktırlar. Fakat bir gün komutanları tarafından masum sivillere suikast düzenlemek için kandırıldıklarını anladıklarında, çılgına dönüp görevlerini feshederler ve galaksinin bir başka tarafına kaçarlar. Grup, galaksinin bir o tarafına bir bu tarafına ayyaş ayyaş sürüklenirken bir gün hayatlarını değiştirecek bir şey ile karşılaşırlar. Eski komutanları General Sarrano ve onun komuta gemisi ''Ulysses'' karşılarındadır. Grayson, Sarrano'dan intikam alma iç güdüsü ve sarhoşluğun vermiş olduğu aptal cesareti ile kocaman gemiye saldırmaya karar verir. Ölümleri pahasına Ulysses'e saldıran ekip, hem kendilerini hem de Sarrano'nun komutasını ''Stygia'' adındaki gezegenin yüzeyine düşürür. Ishi Sato düşüş esnasında ölümcül bir yara alır ve Grayson onu iyileştirmek üzere Stygia'nın çorak topraklarında yola koyulur.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM TARZI VE ARA SAHNELER

Yapımcı firma, karakterlerin geçmişlerinden duyduğu pişmanlık yüzünden dolayı geçmişle iç içe bir hikaye anlatım biçimi seçmiş. Başlarda karakterlerin mazisini öğrenmek için geçmişlerine kısa kısa yolculuklar yapıyoruz. Hikayeyi kuvvetlendiren bir başka unsur ise karakterlerin birbirleri arasındaki diyalogları. Bolca küfürlü ve argo kelimeler barındıran diyaloglar, hem karakterlerin kişilikleri çok iyi yansıtıyor hem de mizahi bir hava oluşturuyor. Sunum olabildiğince kaliteli ara sahneler ile çeşitlendirilip kuvvetlendirilmiş. Ara sahneler bir aksiyon filminde dahi göremeyeceğiniz kadar yaratıcı ve nefes kesici.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE EKİPMAN GELİŞİMİ

Başlarda klasik FPS oyunlarından bir farkı yokmuş gibi duran Bulletstorm, ''Prologue'' kısmını geçtiğimiz andan itibaren bir hayli çeşitleniyor. ''Energy Leash'' adındaki düşmanları çekebilen manyetik eldiven, normal ve kayar tekme, ateşli silahlar, can doldurmak için siper almak, çeşitli ''Quick Time Event'' sekansları, taret kullanma, minigun, silahlara yükseltme ve çevre ile etkileşim gibi çeşitli mekanikler tek düzeliği ortadan kaldırmış. Üstüne üstlük tüm bu hareket olanaklarını birleştirip çok güzel kombolar (Tek atıp dikene fırlatma ya da ağır çekimde öldürme, düşmanı manyetik eldiven ile çekip fırlatma, yanıcı varile tekme atıp düşmanı patlatma, kayarak vurup uçurma, dönen pervaneye atma vs.) çıkarabiliyoruz. Bu yaptığımız kombolar dahilinde birbirinden farklı meydan okumaları tamamlamış oluyoruz ve kullandığımız silahlara ''Charge'' adındaki bir özellik (Manyetik eldivene tüm görüş alanını patlatabilen özellik, silahlara patlayıcı mermi ekleme vs.) ekleyebilecek puanlar kazanıyoruz. Bunların yanı sıra silahların oturaklılığı, düşmanların uzuvlarının parçalanması ve farklı silahlara göre tepkimeleri oldukça başarılı yapılmış Ayırca şunu bilmelisiniz ki, kontroller ''Xbox'' için yapıldığından dolayı klavye + fare ile oynaması ilk başlarda biraz zor olabiliyor.

KARAKTERLER VE DİYALOGLAR

Oyunda hepi topu 4 karakter (Kontrol ettiğimiz Grayson Hunt, yol arkadaşımız Ishi Sato, General Victor Sarrano ve babasının akıbetini araştıran Trishka Novak) var fakat her biri gerçek birer insanmış gibi hissettiriyor. Birbirleri arasında didişmeleri ve her birinin hatalarının olması, onların fantastik birer karakter değil de içimizden oldukları izlenimini yaratıyor. Bir de bunun yanına küfürlü ve oldukça argolu diyalogları eklenince hem karakterlerin kişilik yapılarını anlıyoruz hem de onlarla keyifli vakit geçirdiğimizden dolayı onlara bağlanabiliyoruz.

BÖLÜM TASARIMLARI, GRAFİK TARZI VE GÖREV DİZAYNI

Bölüm tasarımları oldukça çeşitli (Yüksek korunaklı şirketler, çöller, vadiler, yıkık şehirler, mağaralar, canavar inleri, maket şehir, sahil kenarı, şehir merkezi, kanalizasyonlar, uzay boşluğu, enkazlar vs.) olmakla birlikte atmosfere de büyük bir katkı sağlıyor. Atmosfere daha büyük bir etkisi olan diğer unsurlar ise ışıklandırma, uzak çizim mesafesi ve yaratılan ilüzyon. Grafikler (Full Clip Edition sürümünün grafiğe büyük bir katkısı var.) çıktığı yıla (2011) göre oldukça iyi hatta bugün bile gideri var. Görev dizaynlarına (Robot dinozor ile düşmanlarımızı paramparça edip mermi manyağı yaptığımız bölüm çok iyiydi.) gelecek olursak; çeşitli denemez fakat kendi içerisinde gerek animasyonlar ile gerek içerik ile güzel bir frekans yakalamışlar denebilir.

SİLAH - DÜŞMAN ÇEŞİTLİLİĞİ VE BOSS SAVAŞLARI

Her ne kadar sadece 3 tanesi takabiliyor olsak da, oyunda yeterli sayıda silah (Taarruz tüfeği Peacemaker Carbine, pompalı Boneduster, revolver Screamer, mermilerini kendimizin yönlendirdiği dürbünlü tüfek Head Hunter, düşmanlardan düşürüp kullandığımız Chaingun, manyetik eldiven, bomba atar Bouncer, matkap Penetrator ve robot dinozor Mechaton) bulunmakta. Ayriyeten bu birbirinden farklı silahları deneyeceğimiz birçok düşman çeşidi (Klasik palalı yamyamlar, zayıf noktası bulunan lav yaratıklar, böcekler, mini-boss havasındaki ağır silahlılar, zehirli iskeletler vs.) bulunmakta. Bunların yanı sıra yendiğimizde kendimizi bir şey başarmış gibi hissettiğimiz ''Boss'' (Mermilere karşı dayanıklı olan Muta-Burnout, çeşitli mini-boss'lar, sürekli konum değiştiren ve birden fazla formu olan Hypa-Mutated Flytrap adındaki bitki ve yavrularını korumak isteyen devasa canavar Hekaton.) savaşları da var.

SONUÇ

Aksiyon içeren FPS oyunlarını seviyorsanız bu oyunu kesinlikle almanızı öneririm. İndirimlerde 6,10 TL'ye kadar düşebiliyor. Grafik, hikaye, oynanış gibi 3A oyunların en temel gereksinimleri hakkıyla yerine getiren Bulletstorm, en azından bir şans verilmeyi hak ediyor. Zaten yaklaşık 7-8 saat kadarlık kısa bir oynanışa sahip.

''Postal Dude'' ikinci oyunun sonunda Paradise'ı nükleer bombayla havaya uçurduğundan dolayı bir yandaki kasabaya, ''Catharsis''e göç eder. Dude, kasabaya girdiğinde cebinde parası olmadığı için bir depo benzin dahi alamaz ve orada mahsur kalır. Tek yapması gereken, ona para kazandıracak bir iş bulmak ve derhal bu kasabayı terk etmektir. Dude, karşısına çıkan seçenekleri değerlendirmeli ve kendi yolunu çizmelidir.

HİKAYE ANLATIMI VE SUNUM

Açılışta, komik bir dış ses bize hikayeyi anlatıyor ve bu anlatı yeterince iyi çizilmiş karikatürler ile destekleniyor. Fakat bu yöntemi uzunca bir süre daha görmüyoruz, ta ki oyunun sonuna kadar. Hikaye mizah, popüler kültür eleştirisi, ırkçılık, terörizm, erotizm, politika, tarikatlar ve bilumum şeyler ile destekleniyor. Fakat oyunda bir alt yazı bulunmamakta ve bu durum hikaye anlatımı açısından çok büyük bir eksi. Bunların yanı sıra hikaye ile bağlantılı olarak, çeşitli popüler oyunlara da mizahi göndermeler bulunmakta.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE GÖREV ÇEŞİTLİLİĞİ

İlk oyun izometrik bakış açısı, ikinci oyun FPS, üçüncü oyun ise TPS olarak karşımıza çıkmakta. Bu durum çeşitlilik açısından hoş fakat yapımcı firma (Running Witch Scissors kendi yapmak yerine Trashmasters adındaki çömez bir ekibe yaptırmış.) kamera açılarını çok iyi yapamamış. Karakter kontrolleri pek iyi hissettirmiyor, çok yavan. İkinci oyunda olduğu gibi bu oyunda da bir çok yakın dövüş silahı, (Kürek, çivili sopa, balta, pala, jop, balyoz ve saldırgan porsuk.) ateşli silahlar (Tabanca, M-16, roketatar, minigun ve pompalı silah.) ve fırlatılabilirler (Bomba, molotof, arı yuvası, Krotchy oyuncağı, susturucu olarak kullanılabilen kediler ve maymunlar) bulunmakta. Görevler (Spermli peçete temizleme görevi, politik görevler, ırkçı Usame bin Ladin görevleri, tarikatlar, popüler kültür göndermeleri görevler vs.) ise oyunun mizahi ruhuna oldukça uygun. Fakat görev dizaynı konusunda oyuncunun elinden tutmak yerine köstek olmayı seçmişler. Örneğin; kedi toplama görevinde bir hata yüzünden yaklaşık bir saat takıldım ve kendiliğinden çözüldü. Bunların yanı sıra oyunun sonu etkileyen seçimler var. Örneğin; bir görevde size iki seçenek sunuluyor, eğer birini seçerseniz iyi ya da kötü bir şey yapmış oluyorsunuz, eğer ikisinide seçmezseniz kendi yolunuzda ilerliyorsunuz. Buna göre oyun üç adet son (İyi, kötü ve kendi yolunuzu seçtiğiniz son.) ile bitiyor.

ANİMASYONLAR, ARA SAHNELER VE FİZİK

Karakter ve çevre animasyonları bir amatörün elinden çıktığını belli edecek kadar sırıtıyor fakat bu durum oyun esnasında çok göze batmıyor. Zaten animasyonların kötü olduğunu bildikleri için ara sahnelerde karakterleri çok haraket ettirmeden, sadece diyaloglar üzerinden kullanmışlar. Oyun fiziklerine gelecek olursak, oldukça başarılı olmuş. Düşmanların parçalanan vücutlarını elimize alıp fırlatabiliyor, çevredeki objeler ile etkileşime geçebiliyoruz. Bunun yanı sıra oyunun motoru ''Source Engine'' olmasına rağmen optimizasyon (Beşten fazla adam öldürdüğünüzde oyunda takılmalar, donmalar başlıyor.) berbat, yükleme süreleri uzun ve oyundan atma sorunları var.

MÜZİKLER VE SES

Müziklerin berbat olmasının yanı sıra bir de olur olmadık yerde çalmaları çok kötü bir seçim olmuş. Hiçbiri akılda kalmıyor aksine kulak tırmalıyor. Karakter seslendirmeleri Postal Dude'un ve birkaç ana karakterin dışında çok kötü.

SONUÇ

Eğer Postal serisini çok seviyorsanız, filmini izlediyseniz ve her oyununu oynarım diyorsanız tavsiye ederim. Fakat eğlenmelik, akıcı ve optimize bir postal oyunu arıyorsanız sizi 2. oyuna buyur edelim. Bu oyun seriyi sevenler ve tamamını oynamak isteyenler için. İndirim dönemlerinde 4 lira oluyor. Zaten bu oyuna daha fazlası verilmez. Oyunu mizahı bir nebze olsun kurtarıyor ve ben sırf bunun hatırına oynayıp inceledim.

Oyun, ''Hades hakkında, adı korku ve pişmanlık uyandıran, hepimizin paylaştığı kaçınılmaz kaderi bize hatırlatan birçok hikaye anlatıldı. Ben yine sana böyle bir hikaye anlatmak istedim. Dikkatle dinle...'' diyen karizmatik bir sese sahip anlatıcının bu sözleriyle başlıyor. Sonrasında öğreniyoruz ki Hades'in oğlu ''Zagreus'' adındaki prens babasının kurmuş olduğu yeraltı krallığından kaçmaya çalışmaktadır. Bu yolda babası Hades her ne kadar Zagreus'un karşısında dursa da krallığın diğer sakinleri olan Nyx, Achilles, Hypnos, Thanatos, Skelly, Patroclus, Sisyphus, Eurydice ve çeşitli nimetlere sahip birçok ''Olympian'' Tanrısı Zagreus'a her türlü yardımı sunmaktadır. Hades, Zagreus'un eski sevgilisi Fury Megaera ve onun çirkin kız kardeşleri de dahil olmak üzere Yeraltı Dünyası'nın çeşitli sakinlerini serbest bırakarak Zagreus'un ilerlemesini önlemeye çalışır. Zagreus, Yeraltı Dünyası'ndan emin adımlarla kaçmaya çalışırken, bir gün hayatını değiştirecek çok önemli bir sır öğrenir. Bundan sonra kaçış işlemlerini hızlandırmaya ve umduğu özgürlüğü bulmaya daha çok sarılır.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

Hades, oyunda bir miktar ilerleyip, sonra ansızın ölüp, tekrar en baştan daha da güçlenerek bir önceki gittiğimiz mesafenin az daha ilerisine gitmeye çalıştığımız ''Rogeu-Like'' türünde bir oyun. Hades, başlarda izometrik bakış açısı eşliğinde düşmanlarımıza vurduğumuz, yeri geldiğinde özel hareket yaptığımız, ''Cast'' adındaki uzak menzilli silahı düşmana fırlattığımız, sıkışınca tanrılardan yardım aldığımız ve saldırılardan kaçtığımız (Dövüş mekanikleri son derece akıcı, oyuncuyu bir saniye bile olsun sıkmıyor.) minimalist bir oyun gibi duruyor ama zaman geçtikçe dallanıp budaklanıyor. Karakter gelişim sistemi başlarda karışık duruyor ama bir müddet sonra alışıyorsunuz. Örneğin oyuna ilk başladığınızda karşınıza ''Boon'' (Her tanrı kendine has özellikler sunuyor. Aphrodite zayıflık, Ares lanetleme, Artemis kritik şansı, Athena hasar saptırma, Demeter soğuğun gücünü, Dionysus sarhoşluk, Hermes hız, Poseidon geri tepme ve Zeus yıldırım gücü veriyor.) adında tanrıların size bahşetmiş olduğu yetenekler çıkıyor. Tanrılar kendi başına özellikler vermenin yanı sıra güçlerini birleştirip ''Duo'' oluşturuyor ve bu durum oynanışı çeşitlendiriyor. Ayrıca savaş esnasında kazandığımız ''Nectar'' adındaki malzemeyi karşılaştığımız NPC'lere verirsek bize ''Keepsakes'' adında bir hediye veriyorlar. Bu hediyeler karakterimize bazı kalıcı özellikler (Daha fazla can ve hasar, tanrılara has özellikler kazanma, hız arttırma, birçok materyal bulma şansını arttırma vs.) kazandırıyor. Bunların yanı sıra annemiz Nyx'in bize verdiği ''Mirror of Night'' sayesinde birçok kalıcı özellik (daha çok cast mermisi, daha çok can ve çeşitli materyaller, ölüme meydan okuma, daha fazla Boon bulma şansı vs.) daha kazanıyoruz.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE KARAKTERLER

Oyun, hikayenin arka planını ve temelini baştan anlatmaktansa, yavaş yavaş oyuncuyu sıkmadan işliyor. Dünyada ilerlerken gördüğümüz çeşitli ögelerin hikayelerini karizmatik dış ses anlatırken ana hikayeye dair birçok şeyi diğer karakterlerle diyalog halindeyken öğreniyoruz. Sunum, Yunan geleneklerine uygun bir şekilde tasarlanmış görsel ögelerle destekleniyor. Karakterlerden bahsedecek olursak, klasik yunan mitolojisindeki ''Chthonic'' Tanrılar, ''Olympian'' Tanrıları ve diğer mitolojik varlıklardan oluşmakta. Tüm bu karakterler oyunun gotik atmosferine göre dizayn edilmiş. Ayrıca oyundaki diyalogların çok kaliteli olması yetmezmiş gibi bir de tüm karakterler birbirinden haberdar ve hangisiyle iletişime geçersek bir sonraki bunun farkında olarak bizimle irtibat kuruyor.

SANAT TARZI, BÖLÜM TASARIMLARI VE ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLER

Hades'e Antik Yunan esintileriyle süslenmiş gotik bir sanat tarzı hakim. Yeraltı Dünyası'nda gezerken, Yunan geleneğine ait birçok şey keşfediyorsunuz. İlmek ilmek işlenmiş 2D dünyaya 3D karakterleri başarılı bir şekilde yerleştirmek ustalık işidir. ''Supergiant Games'' sanat tarzını hem atmosfere hem de hikayenin barındırdığı karanlık havaya oldukça başarılı bir şekilde uyarlamış. Bölüm tasarımlarına gelecek olursak görünüm olarak biraz sadeler fakat özellik olarak çok çeşitliler ve bölümlerin barındırdığı temalara uygun tasarımlar oldukça şık duruyor. Örneğin: İlk bölüm ''Tartarus'' karanlık zindanlara benzer bir yapıda dizayn edilmiş, ikinci bölüm ''Asphodel'' lavlarla kaplı iskeletlerin hakim olduğu bir yer, üçüncü bölüm ''Elysium'' ise Antik Yunan tapınakları gibi dizayn edilmiş. Her geçtiğimiz odada karşımıza iki adet kapı çıkıyor ve üstlerinde çeşitli eşyalar (Tanrıların nimetleri olarak sayılan ''Boon'', fazladan can veren ''Centaur Heart'', Charon'dan alışveriş yapmamızı sağlayan ''Charon's Obol'', çeşitli özelliklerimizi açmaya yarayan ''Chthonic Key'', silahlarımıza özellik eklemeye yarayan Daedalus'un çekici, yeteneklere seviye atlatmaya yarayan ''Power of Pom'' ve yetenek açmaya yarayan ''Darkness'') bulunuyor. Ayrıca odalarda rastgele olarak karşımıza çıkan birçok tuzak ve etkinlik (Belirli sürede düşman alt etme, çeşitli eşyalar veren ''Trove'' mücadelesi, Thanatos ile yarış, güvenli odalar, yardımcıların odaları, girdiğimizde belli başlı kötü özellikler verip sonra çok iyi ödüller veren ''Chaos'' odaları vs.) var. Bunların yanı sıra Hades'in evinde bulunan müteahhit sayesinde gerek Zagreus'un odasına gerek Yeraltı Dünyası'na çeşitli yapılar inşa edebiliyorsunuz.

SESLENDİRME VE MÜZİK

Karakter seslendirmeleri kişiliğe uygun ve profesyonelce yapılmış. Müzikler ise hem batı hem de doğu ezgilerinin ustaca harmanlanmış bir melezi. (Sazlı müzikler harika.)
İşte muhteşem müziklerin listesi;
SOUNDTRACK

DÜŞMAN, SİLAH ÇEŞİTLİLİĞİ VE BOSS SAVAŞLARI

Düşman çeşitliliği (Uzak mesafeden saldıran yaratıklar, ağır hasar verenler, bomba atanlar, zehirleyenler, korumalar, taşa çevirenler, canlı bombalar ve daha birçoğu. Ayrıca tüm bu düşmanların bir de altın renkli can barına sahip saldırı tipleri daha efektif olan versiyonları var.) bir hayli fazla. Oyunda çok az silah çeşitliliği (Stygian Blade, Eternal Spear, Shield of Chaos, Heart-Seeking Bow, Twin Fists of Malphon, Adamant Rail.) var fakat her birinin kullanış stili oldukça iyi. Ayrıca bu silahları savaşlardan topladığımız ''Titan Blood'' adındaki malzeme ile güçlendirebiliyoruz. Oyunda toplam 9 adet ''Boss'' var. (SPOILER !) Bunların ilk üçü Furies kardeşler ve her biri rastgele karşımıza çıkıyor, dördüncüsü Bone Hydra oldukça efektif savaşıyor, diğerleri Theseus ve Asterius kaçak dövüşüp tanrılardan yardım alıyorlar. Son boss ise babamız Hades ve oldukça zorlayıcı bir boss.

FİNAL VE ARDINDAN AÇILAN ÖZELLİKLER

Oyunun finali çok etkileyici. (SPOILER !) Hades'i yenip, özgürlüğümüze kavuştuktan sonra karlı dağların arasından geçerek çok güzel bir çayıra ulaşıyoruz. Amacımız öz annemiz Persephone'u bulmak. Etkileyici görünen bahçeli bir eve girdikten sonra annemizi buluyoruz ve olan biteni anlatıyoruz sonra bize sarılıyor. Fakat Zagreus Yeraltı Dünyası'na bağlı olduğundan dolayı oracıkta ölüyor. Evde tekrar canlandığında ise annesini görmek için hazırlanıyor. Evet oyunu bir kez bitirince tamamen bitirmiş olmuyorsunuz ve ''Heat'' modunu açıyorsunuz. Heat modu oyunu daha da zorlaştıran fakat savaşlardan kazandığımız ödülleri daha kıymetli hale getiren bir mod.

SONUÇ

Hades, 40 TL'lik bir fiyata sahip. Oyun kesinlikle fiyatını sonuna kadar hak ediyor ve ortalama 15 saat sürebiliyor. Ben oyunu bir kez bitirdim fakat en az 2-3 kez daha bitireceğim. Eğer izometrik aksiyon oyunlarını seviyorsanız bu oyunu kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Önceki ''Condition Zero'' oyunun aksine bu oyunda daha oturaklı görevler (19 adet farklı campaign) ve bu görevleri destekleyecek küçük küçük hikayeler var. Görevler klasik savaş oyunları gibi rehine kurtarma, bölge temizleme, gizlilik, kaçış sekansları, pusu kurma, bomba imha etme ve çeşitli operasyonlardan ibaret. Asıl önemli olan tüm bu görevleri yaparken oyunun bize sunduğu atmosferik ve mekaniksel çeşitlilik. ''Turtle Rock Studios'' bunların hepsini atmosferi çeşitlendiren birbirinden farklı harita konumları (Orta Doğu, Filipinler, Rusya, Letonya, Kolombiya, İtalya, Okyanus açıkları, Arjantin, Asya, Amerika, Kuzey İrlanda vs.) ve çeşitli oynanış mekanikleri (Uzaktan kumandalı bomba kullanma, kaynak makinesi ile kilit eritme, telsiz ile takımımızla irtibat halinde kalma ve yardım isteme, önemli olayların fotoğraflarını çekme, gece görüşü ile gizlilik sekansları, fiber optik kamera vs.) ile sağlamış. Condition Zero Deleted Scenes, klasik CS 1.6 mantığından fazlasıyla uzaklaşmış ve durum oyuna artı olarak yansımış. Grafiksel açıdan pek bir değişiklik olmasa da silahların kullanış biçimleri (Her silah farklı ve daha tok hissettiriyor.) çok daha oturaklı olmuş. Bunların yanı sıra düşman çeşitliliği arttırılmış (Bıçaklı ve klasik silahlı düşmanlar, keskin nişancılar, taretliler, canlı bombalar, çete liderleri vs.) ve düşmanların rütbelerine göre yapay zekaları ve kullandıkları silahların kalitesi veya hasarı artıyor.

SONUÇ

Yanlış hatırlamıyorsam ''Condition Zero'' gibi bu oyun da CS 1.6'yı satın aldığımda yanında bedava geldi. Yani indirimlerde bu 3 ayrı oyun neredeyse 1 liraya kadar düşüyor. Valve'ın oyunlarını, en azından Counter-Strike oyunlarını seviyorsanız ve kısa kısa süren tadımlık hikayeler deneyimlemek istiyorsanız sizin için birebir. Zaten seçtiğiniz zorluğa göre 4 ya da 5 saatte bitirirsiniz.