DİKKAT SPOİLER İÇERİR !!!

Eveet konuya deyinmek gerek olursak oyunun hikayesi yeterlimi yetersiz mi onu bilmiyorum ama eğer oyundaki notları okursanız hikayeyi anlıyabiliyormuşuz Hikayeyi anlatmak gerekirsek.
Bütün oyun aslında murkoffun planı. bebek gerçek değil.oyuna başlarken dikkat ederseniz helikopterin motorlarını bozan bir ışık oluşuyor. o ışık oyunda sonradan öğrendiğimiz radyo kulesinden geliyor. murkoff şirketi bir mikrodalga ışınlar ile insanları çıldırtmayı amaçlamış. bunun için de dini bir yeri çok uygun görmüş çünkü kendini modern ezekiel (oyundaki christ'ların ilk lideri, tablodaki şişman adam) olarak tanıtan sullivan knoth isimli şişko din adamına insanlar tapıyor, dolayısıyla onun sözünü dinleyen inananlar ile başlamış işe.
bunlar çıldırdığı için bebek öldürmeye başlıyorlar. tabi bu öldürmelere kendi çocukları öldürülen kafir (heretics) lideri val karşı çıkıyor ve ikiye bölünüyorlar.
val oyundaki dokümanlara göre erkek ancak kendini mikrodalga ışınlar yüzünden kadın sanıyor. sonra bu kafirler mağaralara iniyor.Orda yaşamaya başlıyorlar.
christ topluluk ise hiçbir bebeğin doğumuna izin vermeden yaşamaya devam ediyorlar.
bir de öğrendiğime göre outcast isimli bir topluluk daha varmış.
onlar da tarafsız galiba. her neyse bu uzun boylu baltalı ilah ablamız ise knoth'un sağ kolu ve onun paralı celladı desek yalan olmaz. tüm köy ondan korkuyor ve o bir çiftçi. knoth ona birkaç yerde mektup bırakmış ki bunları oyunda bulup okuyabiliyoruz.
bir de okçu cüce var ismini unuttuğum o ise kafirler tarafında.
şimdi oyunda ikide bir geçmişe dönmemizin sebebi gitgide dalgaların vücudumuzdaki etkisinin artması. farkındaysanız bölgeye yaklaşırken jessica hakkında rüya görüyoruz bu ufak belirtilerden biri. ancak oyun ilerledikçe lsd tecrübesi gibi gün içinde rüya görüyoruz hatta en son realite kavramı kalmıyor ve dindar biri olarak yetiştirildiğimiz için kıyamet alametleri görüyoruz (gökten kan yağması, balıkların ölmesi, yıldırımlar, insanların delirmesi, mahşerin dört atlısı vs)
bunların hepsi radyo dalgası yüzünden.
peki bebek gerçekten nasıl oluştu?
bebek aslında hiç yoktu. hepsi radyo dalgasının etkisiyle oluşmuş hayallerdi.
dikkat ederseniz lynn'i kaçarken gördüğümüzde ona nasıl hamile kaldığını soruyoruz ama o inanma hepsi delirmiş diyor. aslında lynn doğru söylüyor. hepsi delirdiği için onu hamile olarak görüyorlar. ama daha sonra lynn de inanıyor çünkü ilk outlast'dan hatırlarsanız dlc paketinde bir yerde doküman buluyoruz ve dokümanda şunlardan bahsediyor:
morfojenik motor testleri kadınlarda yan etki olarak sahte hamilelik ortaya çıkardı. test yapılan tüm kadın denekler hamile olduklarına inanıyor. kadın bölümünü boşaltıyoruz ve başka bir yere testlere devam etmek için taşınıyoruz.
burdan açıkça görülüyor ki çocuk, hamilelik falan hepsi halüsinasyon.
bunu destekleyen bir şey de şu ki lynn oyun sonunda sözde doğumunu yaparken ölmeden önce şöyle söylüyor: "there's nothing over there."
bunu bazı oyuncular lynn'in blake ve jessica gibi katolik okulunda okumasına ve bunun sonucunda ölmeden önce öbür tarafın olmadığını görmesine bağlıyorlar.
ama aslında orda lynn ölmeden önce radyo dalgasının etkilerinden kurtulduğunu ve orda çocuğun olmadığını gördüğünü belirtiyor.
ayrıca çocuğun sahte olduğunu desteklediği iddia edilen birkaç kanıt var. mesela bebek doğduğunda gölgesi yoktur dikkat ederseniz. ayrıca kordon bağı da gözükmüyor. bunların hepsi bebeğin sahte olduğunu kanıtlayan nitelikte şeyler.
peki oyun sonunda noldu?
tamamen aklını yitirmiş blake bir ışık görüyor ve bitiyor zannettiğimiz olay aslında murkoffun kitlesel imha işlemi olabilir.
ya da mikrodalga ışınlar kontrol edemeyeceğimiz bir hale gelip bizi öldürmüş de olabilir.
ama oyunun esinlendiği hikaye göz önüne alınırsa bütün köy intihar etti gibi duruyor.
peki bize yardım eden, araştırmak için geldiğimiz jane doe'nun babası ethan nasıl bu dalgalardan etkilenmiyor bunu bilmiyoruz.
aslında jane doe'nun da durumu lynn gibi. o da morfojenik motor dalgaları yüzünden kendini hamile sandı, bütün köy de öyle tabi. tıpkı blake'in dediği gibi polisler de duyduklarını yazdılar.
çünkü oyun başında blake lynn'e "nerden biliyorsun öldürüldüğünü, bu sadece polis raporunda yazan şey." derken haklıydı. hem bu konuda hem de jessica konusunda
madem konu geçmişe geldi.
o zaman jessica'dan bahsedelim.
oyun boyunca jessica'yı görmemizin sebebi radyo dalgalarının travmatik anıları tetiklemesi.
blake'in hayatındaki en travmatik ve suçluluk duyduğu olay ise jessica'nın ölümü. bu yüzden lynn hakkında endişeleniyor bu kadar. çünkü akıbetinin jessica gibi olmasını istemiyor. ayrıca yukarıda bahsettiğim gibi helikopterde lynn'e nerden biliyorsun, polis raporunda yazan bu lafı da jessicanın ölümüyle ilgili.
çünkü jessica zannedildiği gibi ölmedi.
peki nasıl öldü?
jessica, lynn ve blake üç yakın arkadaştı. blake lynn'den hoşlanıyordu hatta jessica bazen arabulucu da oluyordu. çünkü oyundaki okul sekanslarında da bunu duyabilirsiniz. örneğin jessica blake'e "onunla öpüştün mü, o senin kız arkadaşın mı?" minvalinde sorular soruyor. her neyse jessica da aslında blake'i seviyor ama blake onu kibarca reddediyor.
bir gün okuldan sonra jessica ile okulda dolaşırken takip edildiğinizi hissediyorsunuz ki bu da jessica'nın oyunda kırk kere tekrar ettiği "we're not alone here." lafını onaylar durumda. sonra okulun pederi ile karşılaşıyorsunuz. size okuldan sonra naptığınızı soruyor.
size kötü bir şey yapmadınız di mi falan diye ikaz ediyor. sonra jessica'ya babasını araması gerekip gerekmediğini soruyor. jessica ise telâşlanıp hayır diyor. burda jessicanın babasından korkmasının sebebi klasik baba dayağı korkusu falan değil.
babası bildiğin işkenceci ve tacizci biri. bunu şurdan da anlıyoruz.
dikkatli dinlerseniz bir okul sekansında jessica blake'e okuldan sonra evinin müsait olup olmadığını soruyor. blake de meraktan neden onun evinde kalmak istediğini soruyor ama jessicadan cevap alamıyor. çünkü babasından korkuyor.
bunu fırsat bilen peder de bize eve gitmemizi, burda hiçbir sorunun olmadığını söylüyor. biz de ayrılıyoruz tam eve giderken jessica'nın çığlığını duyup dönüyoruz.
burdan anlaşılıyor ki peder jessicaya tecavüz etmeye çalıştı.
sonra yine bir sahne de jessica'yı merdivenlerden itilmiş yaralı bir şekilde buluyoruz. o an peder de bize gördüğün gibi değil, ne gördüğünü bilmiyorum tarzında laflar ediyor. burdan anlıyoruz ki jessica intihar etmedi. çünkü dikkat ederseniz jessica'yı ilk defa asılı bulduğumuz yerde onu duvardaki ahtapot benzeri vantuzlara sahip çok kollu bir yaratık çekiyor.
o bizi okul hayallerimizde kovalayan yaratıkla aynı şey.
o yaratık da jessica'ya tecavüz etmeye çalışan pederden başkası değil. yani peder jessica'yı merdivenden aşağı itiyor, boynunu kırıyor sonra da sanki intiharmış süsü vermek için onu asıyor.
biz de bunun vicdan azabını çekip duruyoruz.
burdan kısaca şunu özetleyebiliriz.
bütün köy bir radyo kulesindeki mikrodalga ses ve ışınlar ile zihin kontrolü altına alınıyor.

EE yani oyunun hikayesi kısa belki ama dlc çıkarsa oyuna o zaman hikayeyi net anlamış oluruz.Fiyat konusuna gelirsek açıkçası 49.00 TL bana fazla geldi senaryoya göre ama tabi indirimdeyken kaçırmayın bu oyun.

Oyunu Tavsiye ediyorum.