Recent reviews by Sirâyet

Tavern Master, orta çağ atmosferinde kendi tavernanızı kurup işletmenizi sağlayan bir yönetim, inşa etme ve simülasyon oyunudur. Basit ama bir o kadar da keyifli olan bu oyunun başına oturduğunuzda saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.

Oyunun mekanikleri oldukça basit. Temel olarak tavernanızın dekorasyonunu yapıyor, müşterilere yiyecek ve içecek servis ediyor, personel alıp eğitiyor ve tavernanızın gelirini yönetiyorsunuz. Oyunun başlangıcında her şey oldukça basit olsa da zamanla tavernanızın ünü arttıkça oyuna yeni özellikler ekleniyor.

Bir süre sonra oyundaki içeriklerin tamamını tükettiğinizde (yaklaşık 15-20 saat sonra) yapacak pek bir şey kalmıyor. Elinizde çok para birikiyor ama harcayacak bir yer bulamıyorsunuz. Bu durumda ya eski eşyaları satıp tavernanızı sıfırdan tasarlayabilirsiniz ya da yeni bir oyuna başlayabilirsiniz.

Sonuç olarak, eğer basit ama keyifli bir inşa etme oyun arıyorsanız ve orta çağ atmosferine ilgi duyuyorsanız bu oyunu denemenizi tavsiye ederim.

Anomaly Agent, arkasında bulunan değerli isimlerden dolayı birçoğumuz için özel bir oyundur. Bu sebeple güzel bir inceleme yazabilmek için oyunu oynarken bir yandan notlar aldım. Bu incelemede ise aldığım notlar üzerinden kendi fikirlerimi paylaşacağım.

Kalitenin bir numaralı adresine hoş geldiniz!

Öncelikli olarak şunu söylemeliyim ki oyuna bayıldım. Benim için oyunlardaki en önemli unsur hikâyedir. Bu oyun da 2D platform dövüş oyunu olmasının yanı sıra temelde hikâye odaklı bir oyun. Hikâye konsepti, ilgimi çeken bir konuyu ele almış ve bunu da çok güzel işlemiş. Ayrıca hikâye, tutarlı ve merak uyandırıcı olacak şekilde aşırı güzel kurgulanmış.

Genellikle oyuncular olarak pek dikkat etmesek de iyi bir bölüm tasarımı yapmak zor bir iştir. Bazı oyunların birdenbire zorlaşması veya bazı bölümlerde olması gerektiğinden fazla takılıp kalmamız, genellikle başarısız bölüm tasarımlarından dolayıdır.

Ne mutlu ki bunlardan hiçbirini bu oyunda yaşamadım. Çünkü bölüm tasarımları gayet dengeli bir şekilde kurgulanmış. Her ne kadar hikâye odaklı bir oynanış olsa da oyunun temposu giderek artarken yer yer oyuncunun soluklanmasına izin verilerek ve yeni geliştirmeler eklenerek bölüm tasarımı konusunda başarılı bir iş ortaya koyulmuş.

Oyunda beğendiğim diğer bir unsur da karakter ve boss tasarımları. Öncelikle söylemem gerekiyor ki hiçbir boss birbirini tekrar etmiyor, her birinin kendine özel pattern’ı var ve böyle olması da oyunun kalitesini birkaç adım öteye taşımış. Ayrıca birçok oyunda diyalogları okumak çoğu zaman sıkıcı olurken bu oyundaki diyaloglar akıp gidiyor. Karakterlerin diyalogları özenle hazırlanıp kurgulanmış.

Bütün bunların haricinde, çevre tasarımı da beni çok etkiledi. Piksel grafikli olmasından mıdır bilemiyorum ama etraftaki eşyaların çizim tarzı bana küçükken oynadığım 90’lı yılların oyunlarını anımsattığı için çok güzel duygular yaşadım.


Oyunu geliştiren ve test eden kişiler, oyun kültürü açısından ülkemizin önde gelen isimlerinden oldukları için bana göre bu oyun, tecrübesiz bir ekibin geliştirdiği herhangi bir bağımsız oyuna kıyasla gerçekten üst seviyede bir iş olmuş. Bu nedenle oynarken eksikliğini hissettiğim pek bir şey olmadı ama “Şöyle olsa daha güzel olabilirdi.” dediğim kısımlar oldu ve aşağıdaki başlıklar altında bunlardan bahsetmek istiyorum.

Oyunun mekanikleri gayet akıcı ve vuruş hissi gerçekten çok güzel. Kombo yapma mantığındaki mekaniksel küçük dokunuşlar da gayet güzel fakat yeteneklerin fazla olması, temel kombo yapma olayını biraz gölgede bırakmış gibi hissettim. Her tuşa bir işlev atamak yerine daha az tuş kullanılabilirdi. Bunun bir sonucu olarak, oyuna bir süre mola verdikten sonra tekrar adapte olmak biraz zaman alıyor. Hatta New Game+ oynamaya başlarken ancak tamamen alışabildim.

Aslında bazen şöyle hissettim, bu oyun bir tutku projesi olduğu için sevgili Enis Abi, aklındaki özelliklerin hepsini eklemeye çalışmış hatta bazıları fazla geldiği için sonradan çıkarılmış gibi. Ha kötü mü olmuş diye sorarsanız hayır, kesinlikle kötü olmamış fakat sadece mekanik yoğunluğunun oyun süresine göre fazla olduğunu düşünüyorum.

Bazı yerlerde gizli yollar aramadım değil. Lineer akışı bozacağı için tercihen eklenmemiş olabilir ama aslında hikâye akışını değiştirmeyecek şekilde küçük odalar şeklinde gizli yollar veya gizli diyaloglar eklense hiç fena olmazdı. Belki de vardır ama ben hiç denk gelmedim.

Oyunun başlarında anomali güçlerini direkt olarak ele geçirip kendimiz kullanabiliriz diye düşünmüştüm. Evet, bosslardan belirli özellikler kazanıyoruz ama benim beklentim, direkt olarak anomalileri kullanabilmekti. Örneğin,yer çekimini kendim yönetebilmeyi veya zamanı kendim geri alabilmeyi isterdim.

Oyunlardaki başarımları açmak benim hoşuma gidiyor. Gereksiz ve zorlayıcı başarımlar yerine bu oyundaki gibi normal bir oynanışta kazanılabilecek başarımların bulunması hem oyun zevkimi artırıyor hem de beni daha uzun süre oynamaya teşvik ediyor.

Anomaly Agent’ın başarımlarının hepsini rahatlıkla hepsini açabildim. Fakat başarımları incelerken bir problemle karşılaştım. Oyunu bitirdikten sonra dahi, istediğiniz bölümü seçip oynayamıyorsunuz. Bu sebeple bütün sandıkları açma başarımını kazanmak için tekrar baştan oynamak gerekiyor ve eğer bir sandık bile kaçırırsanız bütün oyuna baştan başlamanız gerekiyor. Keşke oyunu bitirdikten sonra bölümleri teker teker seçebilseydik.

Son olarak da başıma gelen bazı talihsizliklerden bahsetmek istiyorum.

Birincisi sandık açma mekanikleriyle ilgili. Sandık açıldıktan sonra bir süreliğine hareket edilebiliyor fakat sandığın içinden sağlık arttırma özelliği çıkarsa hareket engelleniyor. Ben de bir platformun üzerindeki sandığı açtıktan hemen sonra ileriye doğru zıpladım fakat sağlık özelliği çıktığı için hareketim engellendi ve platformdan aşağı düştüm.

İkincisi, her ne kadar büyük bir sorun olmasa da bir diyalog esnasında diyaloglar buga girdi ve ilerlemedi. Oyundan çıkıp girince düzeldi.

Yaşadığım diğer bir talihsiz olay ise platformların olduğu bir bölümde, ekranın sağına dayalı bir platforma çıktım. Ekranın dışına doğru gittiğimde ise oradan ileri gidebildiğimi fark ettim. "Acaba gizli bir yol mu buldum?" diye düşünürken ekranın dışına çıkınca aşağı düştüm. Bethesda oyunlarındaki görünmez duvarların aksine Phew Phew Games oyunlarında görünmez boşluklar varmış :)

Bahsettiğim bölge,2. Bölümde asansör düştükten sonra yukarı çıkmak için kullandığımız platformların olduğu yer.

Bonus olarak, sıfır canı kalmışken beni öldüren bosslara ve benim sıfır canım kalmışken yendiğim bosslara buradan selamlarımı gönderiyorum.

Oyundan kesinlikle 9/10 puanın üstünde bir zevk aldığımı söyleyebilirim. Hatta bu incelemeyi hazırlarken bir yandan New Game+ açtım ve tek oturuşta bitirdim. Büyük oyun şirketlerinin her yıl çıkarttığı birbirine benzer seri üretim oyunlar yerine, oyun kültürü geniş insanların arkasında olduğu bir oyun bana daha çok keyif verdi.

Başta Enis Kirazoğlu ve Phew Phew Games ekibi olmak üzere bu oyuna katkı sağlamış herkesi tebrik ederim. Bu sadece bir başlangıçtı ve bundan sonra çok daha güzel işler ortaya çıkacağına eminim. Başarılarınızın devamını dilerim, biz her zaman arkanızdayız...
https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3153834396

Oynadığım en iyi kart oyunlarından biriydi.

Kart oyunlarını seven bir oyuncu olarak bu oyundan oldukça keyif aldım. Oyunda dört farklı karakter ile oynayabiliyorsunuz ve her bir karaktere erişebilmek için bir önceki karakterle beraber bütün bölümleri tamamlamanız gerekiyor. Her kart oyununda olduğu gibi, karakterlere özel desteler oluşturuyorsunuz ve aynı zamanda elit düşmanları yenerek veya sandıkları açarak, kalıntı olarak adlandırılan farklı özellikler elde edebiliyorsunuz.

Oyuna başladığımda ilk iki karakter ile bölümleri hiç ölmeden tamamlayabilmiş olsam da üçüncü karakterde oyunun zorlaştığını hissettim. Her karakterde aynı desteyi yapmamak ve karakterlerin özelliklerini en verimli şekilde kullanmak gerekiyor. Böylece çok güçlü kombinasyonlar yapılabiliyor. Ayrıca, her bir karakterle oyunu tamamladıktan sonra yükseliş modunda oynayarak daha zor şartlar altında karakterlerde uzmanlaşmaya çalışabilirsiniz.

Sonuncu karakteri de açtıktan sonra asıl sona ulaşmak için o zamana kadar oynadığım sürenin neredeyse iki katı kadar uğraşmam gerekti. Bu süreçten de oldukça keyif aldım ve oyunu tam olarak bu süreçte çözdüm diyebilirim. Nihayet son bossu da yenip oyunun asıl sonunu tamamladım, en azından açılan başarım öyle söylüyordu.

Peki ya şimdi? Sonunda bitti mi?
https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3141691990

Gayet keyifli bir oyun. Oynayın, oynattırın.

Bir yolculuk hikâyesini konu alan bu oyundaki amacınız, aracınızı ilerleterek yolun sonuna ulaşmak. Yol boyunca karşınıza çıkan basit bulmacaları çözerek ve aynı zamanda aracın yakıt gibi kaynaklarını iyi yöneterek ilerlemeye çalışıyorsunuz.

Oyun, yaklaşık olarak 2-3 saatte bitiyor. Ancak, bu süre boyunca oyunun temposu hiç düşmüyor. Bölüm tasarımları güzel, oynanış mekanikleri ise basit ve alışması kolay. Eğer farklı indie oyunları keşfetmeyi seviyorsanız, bu oyuna göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim.
https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3134272752

Tatlı bir taşınma macerasını konu alan Unpacking, ne beklemeniz gerektiğini bildiğiniz takdirde, size keyifli bir zaman geçirme fırsatı sunuyor. Güzel ve sakin müzikler eşliğinde, kutulardan çıkardığınız eşyaları kendi zevkinize göre uygun yerlere yerleştiriyorsunuz.

Yerleştirdiğiniz eşyalar, aslında bir hikâye anlatıyor ve bu da oyunu biraz daha derinleştiriyor. Örneğin, oyunun başındaki kutularda oyuncaklar, kitaplar ve okul malzemeleri bulunurken, sonraki yıllara ait kutularda ise yetişkinlere ait eşyalar bulunuyor. Bunlarla beraber, oyunun ilerleyen bölümlerinde eşyaların sayısı ve çeşitliliği de artıyor.

Oynanış süresinin kısa olması oyunu olumsuz yönde etkilemiyor. Oyunu tek seferde bitirmek için kafanızı yormak yerine, sakin bir tempoda yavaş yavaş oynamanızı tavsiye ederim. Keyifli oyunlar dilerim.
https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3118356790

Oyunu yarım saatte bitirdim, yanlışlıkla speedrun yapmışım haberim yok. Birkaç tane bulmaca çözdükten sonra oyun bitebiliyor ve geri kalan içeriğin de hiçbir anlamı kalmıyor. Aslında, genel olarak oyunun içeriğinin bir anlamı olduğunu söyleyemem. Çok fazla mekân var ve içleri bomboş. Bölüm tasarımları kötü, bulmacalar ise sıradan ve sıkıcı. Oynadığım en kötü Point & Click türündeki oyunlardan biriydi. Tavsiye edebileceğim hiçbir yönü yok maalesef.

Baldur’s Gate 3, bugüne kadar oynadığım en iyi oyunlardan biridir. Sıra tabanlı strateji oyunlarına karşı ilgi duymamı ve D&D kültürü ile tanışmamı sağlayan, bu sayede oyun kültürümün gelişmesine katkıda bulunan muhteşem bir başyapıttır. Hikâye sunumu, savaş mekanikleri ve karakterler derinliği ile gelmiş geçmiş en iyi rol yapma oyunudur.

Baldur’s Gate 3 için ne kadar methiye düzsem yeterli olmaz. Oyunu oynarken çoğu zaman, böyle bir oyunun var olmasının imkânsız olduğunu düşündüm ama bir yandan da o “var olması imkânsız olan” oyunu oynuyordum. Oyundaki akış, hikâye, karakterler ve rol yapma o kadar güzel ki gerçekten aklım almıyor. Küçükken hayal ettiğim dünyayı bu oyunda yaşayabiliyorum ve bu dünyada istediğim her şeyi yapabiliyorum.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3081291626
Peki bu oyunun nesi bu kadar güzel ve herkes tam olarak neyini beğeniyor? Bunu, oyunla ve hikâyeyle ilgili herhangi bir spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım.

Baldur’s Gate 3, D&D (Dungeons & Dragons) kurallarını kullanan ve Faerûn (Forgotten Realms) evreninde geçen, sıra tabanlı taktiksel ve stratejik bir rol yapma oyunudur. Eğer daha önceden RPG, MMORPG veya MOBA türünde oyunlar oynadıysanız aslında temelinde D&D kurallarının bulunduğu bir oyunu oynamışsınız demektir. Ancak, diğer oyunlarda sınırlı olanaklara sahipken, Baldur’s Gate 3 size sınırsız olanak sunar. Bu kuralları öğrenmek ve uygulamak, oyun kültürünüze katkıda bulunacaktır.

Baldur’s Gate 3, önceki Baldur’s Gate oyunlarıyla aynı evrende geçmesine rağmen onlardan bağımsız bir hikâyeye sahiptir fakat önceki oyunlar hakkında genel bilgi sahibi olmak ve önceki oyunlardaki karakterleri tanımak, bu oyundan alacağınız zevki artıracaktır.

Baldur’s Gate 3’ün sevilmesinin en büyük sebebi gerçek bir rol yapma oyunu olmasıdır. Günümüzde rol yapma özellikleri olduğu iddia eden oyunların neredeyse hiçbiri gerçek bir rol yapma deneyimi sunmuyor. Birçok oyunda rol yapmak, yalnızca karakterlerin özelliklerini geliştirmekle sınırlıdır. Diyaloglar üzerine kurulu olan oyunlarda bile birkaç kritik tercih dışındaki yaptığınız hiçbir tercihin çoğu zaman bir önemi olmuyor. Baldur’s Gate 3’te ise bırakın seçtiğiniz diyalogları, yaptığınız eylemlerin öncelik sırasının bile oyuna etkisi oluyor. Oyunda, her şeyin düşünüldüğünü ve neredeyse sonsuza yakın olasılık olduğunu söylesem abartı olmaz.

Rol yapmak, bunlarla sınırlı değil elbette. Seçtiğiniz karakterin sınıfına, ırkına ve geçmişine göre oyun deneyiminiz değişebiliyor. Bunlarla beraber, farklı eylemlerde bulunup farklı sahneler görebiliyorsunuz. Farklı karakterler oluşturarak bambaşka bir oyun deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Sadece kendi karakteriniz için değil, yanınızda hangi karakterlerin bulunduğuna göre de olayların akışı değişebiliyor. Oyundaki kararlarınıza göre şekillenen bu değişiklikler, bazen yalnızca bir sahneyi etkilerken, bazen bütün oyunu etkileyebiliyor. Akıl alır gibi değil…

Baldur’s Gate 3’ü diğer rol yapma oyunlarından ayıran en önemli özellik, hikâyesinin sunum şeklidir. Hikâyenin akışında karşımıza çıkan birçok olay sinematikler hâlinde anlatılıyor ve bu sinematikler, oldukça güzel bir prodüksiyon ile hazırlanmış. Ayrıca, diğer birçok sıra tabanlı izometrik rol yapma oyununun aksine konuşmaların diyaloglar hâlinde gerçekleşmesi ve bu esnada karakterlerin mimiklerinin görülebilmesi de karakterlerle kurulan bağı güçlendiriyor.

Oyundaki her bir karakterin kendi kişiliği var ve bu kişilikleri sonuna kadar hissedebiliyorsunuz. Özellikle, yanınıza alabildiğiniz yoldaşların öyle güzel tasarlanmış kişilikleri ve arka plan hikâyeleri var ki neredeyse gerçek olduklarına inanılabilecek düzeyde. En güzel yanı da hiçbir karakterin bir diğerinden aşağı kalır yanı yok. Elbette, her oynayış tarzına göre farklı yoldaşlar tercih edilebilir ama her bir yoldaş, kendine özgü tercih edilebilir özelliklere sahip. Ayrıca, sizin tutumunuza göre karakterlerin davranışlarının değişmesi de oyundaki derinliği oldukça artırıyor.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3075698989
Muhtemelen bu oyunu alıp almamakta kararsız kalanların aklındaki en büyük soru, sıra tabanlı savaş sistemini beğenip beğenmeyeceğidir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, bu oyundaki sıra tabanlı stratejiyi, gerçek zamanlı stratejiden daha çok beğendim. Düşünmek ve strateji kurmak için yeterli zaman olduğu için aşırı tatmin edici stratejiler oluşturulabiliyor. Yani, gerçek zamanlı oyunlara göre biraz daha ağır ama fazlasıyla derin. Ayrıca, vuruş hissi de şu ana kadar gördüğüm sıra tabanlı oyunlar arasından kesinlikle en iyisi. Bu sebeple, bu türe aşinalığı olmayanlar, bence kesinlikle bir şans vermeli.

Bazı oyunların müziklerini beğenip oyunu bitirdikten sonra bile dinlediniz mi? İşte bu oyundaki müzikler de dinleme listenize ekleyebileceğiniz kadar harika. Savaş esnasında, yeni bir bölgeye girdiğinizde veya yeni bir şey keşfettiğinizde müzikler öyle güzel başlıyor ki sizi doğrudan atmosferin içine dâhil ediyor. Özellikle, bir yerde çalan bir parça var ki en sevdiğim oyun müzikleri arasında yerini aldı. Buna kendi kendinize denk gelmenizi isterim ama merak edenler için ismi: Raphael's Final Act

Oyunun Türkçe olmasının, oyundan aldığım zevki neredeyse iki katına çıkardığını söyleyebilirim. Her ne kadar iyi seviyede İngilizce biliyor olsam da ana dilimde gerçek bir rol yapma oyunu oynamak kesinlikle harika bir deneyimdi benim için. Özellikle, bazı terimlerin Türkçe olarak yerelleştirilmesini takdir ettim. Üzerinde düşünülerek ve oldukça büyük bir emek harcanarak harika bir yerelleştirme yapılmış. Sırf bu çeviri için bile oyunu oynamaya değer. Bu konuda emeği geçen ve buna destek olan herkesi gönülden tebrik ediyorum.

Yılın oyunu ödüllerine aday olan Baldur’s Gate 3, kendi türündeki diğer oyunlardan farklı olarak, hikâye sunumunu sinematiklerle geliştirerek 2007 yılında Call of Duty 4: Modern Warfare’ın yaptığı gibi kendi türünde yeni bir çığır açmıştır. Bununla beraber, serinin önceki oyunlarına göre büyük bir değişim göstermiş ve 2018 yılında God of War’un yaptığı gibi oyun dünyasına yepyeni bir soluk kazandırmıştır. Aynı zamanda, 2022 yılında Elden Ring’in souls-like türünde yaptığı gibi, Baldur’s Gate 3 de rol yapma oyunlarını tekrar popüler hâle getirerek yeni nesil oyuncuların bu türle ve bu evrenle tanışmasını sağlamıştır.

Yukarıda bahsettiğim oyunların yılın oyunu olduğu gibi Baldur’s Gate 3, kendisine rakip olan oyunların sahip olduğu kadar büyük bir geliştirici ekibe ve hayran kitlesine sahip olmasa da kesinlikle yılın oyunu olmayı hak eden yegâne oyundur.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3074532922
İncelemeyi buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim. Bu inceleme turunda ben, aksiyonumu kullanarak size oyundan bahsettim ve şimdi de bonus aksiyonumu kullanarak incelemeyi kısaca özetleyip kendi turumu sonlandırmak istiyorum. Eğer gerçek bir rol yapma oyunu arıyorsanız ve sıra tabanlı taktiksel strateji oyunlarına bakışınız olumsuz değilse, Baldur’s Gate 3, yüzlerce saat oynanabilecek kaliteli içeriği ve yerelleştirilmiş Türkçe çevirisi ile vereceğiniz parayı kuruşu kuruşuna hak edecek bir oyundur. Bu oyunu, her oyuncunun deneyimlemesini tavsiye ederim.

Kart oyunu ve şehir kurma türünün özgün bir birleşimi olan bu oyunu, her iki türü de seven biri olarak gayet keyifle oynadım. Oyun, sadece kart ve inşa mekanikleriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda strateji ve rogue-lite türlerinden gelen ögelerle de zenginleşiyor. Oynadıkça yeni kartlar açılıyor, böylece oyun daha zevkli bir hâle geliyor. Her oturuşta uzun süre oynayabileceğiniz, oynadıkça da daha fazla oynayasınızın geleceği bir oyun.

Bu tür bir oyun ilginizi çekiyorsa, düşünmeden almanızı tavsiye ederim. Üstelik, tamamen Türk geliştiriciler tarafından geliştirilmiş olan bu tür kaliteli oyunları destekleyerek ülkemizdeki oyun sektörünün büyümesine katkı sağlayabilir ve benzer kalitede daha fazla oyunun ortaya çıkmasına olanak tanıyabiliriz.

Oyunu geliştiren Stratera Games ekibini tebrik ederim. Önümüzdeki yıllarda geliştirecekleri yeni oyunlar için ise şimdiden başarılar dilerim…

Cube Escape Collection, Rusty Lake oyunlarından bazılarının bir arada bulunduğu bir koleksiyondur. Bu oyunlar, birbirine hikâye olarak kısmen bağlı olsa da oynanış ve içerik bakımından bağımsızdır. Point & Click türünde deneyimleyebileceğiniz en güzel bulmaca oyunlarından biridir.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3063601277
Güzel dizayn edilmiş bölüm tasarımları, tatmin edici oynanışı, absürt teması ve gizemli atmosferiyle sadece keyifli bir oyun olmakla kalmayıp aynı zamanda oyun %100 Türkçe. Zorluk bakımından, diğer Rusty Lake oyunları gibi ne çok zor ne de çok kolay olduğunu söyleyebilirim.

Eğer bu tür oyunları seviyorsanız, kesinlikle kütüphanenizde olması gereken bir oyundur; ancak eğer bu türe pek aşina değilseniz, yine de denemenizi tavsiye ettiğim bir yapımdır.

Sackboy, PC platformuna gelen, PlayStation’ın özel oyunlarından biridir. Keyifli oynanış mekanikleri ve bölüm tasarımlarıyla üç boyutlu platform, aksiyon ve macera türlerinin bir arada bulunduğu bir oyundur.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3029792816
Dualsense’in Haptic Feedback özelliğini en etkili şekilde kullanan oyunlardan biridir. Karakterin üstünde yürüdüğü zemine göre dokunsal geri bildirimler sunarak oyunculara gerçekçi bir hissiyat yaşatıyor. Ayrıca, karakterin bazı etkileşimleri ve saldırı hareketleri sırasında gelen ses efektlerinin bir kısmı Dualsense’den geliyor. Eğer Dualsense’e sahipseniz, bu özel deneyimi yaşamanızı tavsiye ederim.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3029792954
Oyunda Türkçe seslendirme bulunuyor ve bu seslendirme, gerçekten kaliteli bir şekilde yapılmış. Bu sayede oyunun masalsı atmosferi, küçükken okuduğumuz masal kitaplarındaki gibi bir dünyayı yansıtıyor. Bu sebeple, çocuğunuzla veya eşinizle oynamak çok daha keyifli olacaktır.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3030261807