Ostatnie recenzje napisane przez użytkownika `Krauseth.

BA-YIL-DIM!

İlluminati tarafından öldürülen bir hackerin hayat hikayesini oynuyorsunuz.Bence çok güzel.

İlk oyunda yapılan hatalardan dersler alan Ubisoft, çok daha iyi hatta bayağı iyi bir oyunla oyuncuların karşısına çıkmış. Gösterilen ilk videolar yeteri kadar tatmin edemese de, oyunun nihai hal gerçekten alınıp, oynanabilir.
İlk oyuna göre fersah fersah ötede olan hikaye anlatımı ve görevler, daha canlı bir dünya ile birleşince ortaya gerçek bir oyun çıkmış.Düşünmeden alın.

Vincent isimli arkadaşımız sakin, aklı başında, aklı selim biri. Leo denen karakterimiz, deli dolu, vurmayı, kırmayı seven, herkesi öldürmeyi seven biri. Zaman zaman bu ikili arasında sürtüşme olabiliyor ama genelde oyunun akışı gereği Leo’nun istediği şekilde devam ediyor

Oyunda dünyayı saran bir salgından kaynaklı insanlık perişan halde ve hayatta kalmaya çalışıyor. Etraftaki zombiler bu hayatta kalma kısmını biraz daha zorlaştırıyor tabii.Oyunda canlandırdığımız karakterin adı Deacon St. John. Kendisi eski bir motosiklet çetesi üyesi ve ganimet avcısı. Yanımızda da canımız kanımız, en yakın arkadaşımız Boozer var.Oyunun hemen başında bir kurtarma sahnesi yer alıyor. Bu sahnede bir sağlık görevlisi olay yerinden helikopter ile ayrılacakken Deacon St. John, küçük bir çocuk tarafından bıçaklanan eşini helikopterle olay yerinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Fakat o da ne; helikopterden sorumlu abi “Hayatta olmaz, siz üç kişisiniz, maksimum iki kişi alırım.” diyor.Bacağından yaralı olan Boozer arkadaşına “Siz gidin, ben zaten bu halde çok dayanamam” gibi sözler sarf etse de John, karısına en sevdiği yüzüğüyle birlikte geri döneceğinin sözünü vererek Boozer’ın yanında kalıyor.Sadece bu sahneden bile John’un ne kadar delikanlı olduğunu anlayabiliyoruz. Evet o kişi karımız olabilir ama arkadaşımız da bizim için kendini tehlikeye atıyor. Böyle bir durumda karımızı güvenli bölgeye ulaştırıp arkadaşımızın yanında olmak çok önemli!

Metro serisi hem hikayesiyle hem atmosferi ile oldukça başarılı bir seridir.Oyunun büyük bir kısmı metrolarda geçmektedir.Bu evrende sizi mutasyona uğramış yaratıklar,gizemli varlıklar ve metrolardaki acımasız insan grupları bekliyor olacaktır. Bu yapımı benim gözümde cazip kılan etkili atmosferidir.O evrendeki çaresizliği oyunculara sonuna kadar hissettirebilen bir yapımdır.Metro 2033,etrafta bulunan herkese şarjör boşaltarak ilerleye bileceğiniz bir oyun değildir.Yeri geldiği zaman hiç çatışmaya bile girmeden sıvışabilmeniz gerekmektedir.Post-apokaliptik bir evrende bir merminin bile büyük değeri vardır.Bu yüzden mühimmatlarınızı idareli kullanmazsanız yaratıklarla hoş olmayacak bir şekilde göz göze gelebilirsiniz.Hikayesi kesinlikle ortalama bir hikayeden fazlasını oyunculara sunmaktadır.Yapacağınız seçimlerin oyunun sonuna etki ettiğini söylemem gerekir.Oyunun içerisinde korku oyunlarına taş çıkarır cinsten gerilim sahneleri yaşayacağınızın garantisini verebilirim.Haydi iyi eğlenceler!

AKŞAM YEMEĞİNE 200 YIL GECİKMEK İSTEYEN VAR MI?

Bethesda'nın en boş oyunu.O kadar sıktı ki.Almayın abi.

I will miss you Rost... :(

Oyunun asıl odağı 2025 olduğundan, oyun boyunca göreceğiniz sahnelerin tamamı yakın gelecekte kullanılmasına kesin gözüyle bakılan teknolojiler ışığında yaratılmış. Görünmezlik özelliğine kavuşabildiğiniz kamuflaj kıyafetlerinden çok yüksek hasarlar veren EMP bombalarına kadar her şey yakın geleceğin teknolojisi sayesinde emrimizde.