31
Products
reviewed
423
Products
in account

Recent reviews by K.Özbek

< 1  2  3  4 >
Showing 21-30 of 31 entries
5 people found this review helpful
9.1 hrs on record (7.9 hrs at review time)
Herkese tekrardan selamlar...

Sanırım bu oyunu Türkçe olarak ilk inceleyen kişi benim... Burası gerçekten çok soğuk...

Bu incelememizde 19. yy Fransa'sında yaşayan, Kuşbeyinli bir avukat Şahin rolünde olduğumuz bir oyunu inceleyeceğiz.

Aviary Attorney bana göre; görselliği olsun, müzikleri olsun, karakterlerin giyimi olsun tam bir 19. yüzyıl havasını yaşatan bir oyundur. Oyuna geçmeden önce oyunun hikaye havasında olduğunu söylemek isterim. Adeta bir kitap okurcasına oyunu oynuyorsunuz. Fakat fark ise etkileşime geçtiğiniz kişiler, insanlar ve yaptığınız savunmalar oyunun gidişatını çok önemli şekilde etkiliyor. Kitapta yazarın yazdıklarından dışarı çıkamazsınız. Karakterler vardır ve bazıları suçludur, bazıları suçsuz. Bazıları ölür, bazıları yaşamlarını sürdürür. Bu oyunda öyle bir şey olmuyor. Çoğu karakteri (Avukat olduğumuz için) suçlu mu suçsuz mu olduğunu, hatta sonlarına doğru ölümüne ya da yaşamına karar verdiğimiz tamamen bir içsel yargılama durumu söz konusudur.

Oyunda ana karakterimiz Jay Jay Falcon adında avukat olan bir şahin. Ve tabii ki çenesi düşük ama bir o kadarda her konuda yardımcı olan asistanımız Sparrowson adındaki serçeyi unutmamak gerek. Oyun konuşmalar üzerinde yoğunlaşılmış bir oyun. Haliyle ingilizce seviyeniz orta düzeyin altındaysa konuşmalardan bir şey anlayamayabilirsiniz ve bu oyun sizi sıkabilir. Bunu göz önünde bulundurun derim. Ha ben çeviriyi açar ordan baka baka oynarım derseniz size kalmış. Konuşmalar demişken de altta yazılan kelimelerin akıcı bir şekilde konuşulduğunu falan sanmayın. Karakterler adeta mors alfabesi ile konuşuyorlar. Videodan da görüldüğü üzere...

Avukatlık temasını ve süphelinin yargılanma sürecini çok harika bir şekilde bizlere sunan bu oyunda bir çok şey düşünülmüş. Örneğin; yargılama sürecinin öncesinde müvekkilimizn suçsuz olduğunu kanıtlayacak her türlü bilgiyi toplamak için adeta bir Sherlock Holmes misali kanıt ve bulgu topladığımız bu oyunda; yargılanma sürecinde tanıkların söyledikleri sözlerdeki anahtar kelimeleri kullanarak, bulduğumuz bulgular ve kanıtlar yardımıyla çelişkileri hakime ve jüriye sunuyoruz. Unutmayalım ki doğru anahtar kelimeyi ve doğru bulguyu sunmamız lazım. Yoksa jüri sizin tamamiyle bir vakit kaybı ve kuşbeyinli olduğunuzu düşünüp kararlarını ona göre şekillendirebiliyor.

Bir başka söylemek istediğim şey ise karakterlerin ve ona uyan hayvanların eşsiz bir şekilde seçildiğidir. Ne demek istediğimi oyunu alınca anlarsınız umarım. Ha bir de karakterlerin hemen hemen hepsi birbirleriyle çok saygılı bir dil konuşmaktadır. Oyunda küfür görme ihtimaliniz neredeyse %0

Şunu da söylemeliyim ki bu oyunun birden farklı sonu bulunmaktadır. Yani kimi neye göre yargıladığınızı çok iyi bilmeniz gerekmektedir. Daha sonra vicdan azabı çekebiliyorsunuz benden söylemesi... Siz kendiniz değil. Avukatımız...

Sonuç olarak yaklaşık 9-10 saatlik hikaye okurcasına oyun oynamak istiyorsanız. Yalandan çok kanıt ve bulgular ile müvekkilinizi suçsuz olduğunu göstermek istiyorsanız, adaletin ve saygınlığın anlamını daha iyi kavramak istiyorsanız ve eğer HUKUK okuyorsanız bu oyunu İNDİRİMDEYKEN alın derim. Açıkçası 24 tl lik bir oyun olduğunu düşünmüyorum. Fakat daha ucuza satılsa (15 lira gibi) eminim çok daha uygun olurdu.
Saygılar...

Puanım 7,5/10 (Be ready for the revolution)
Posted 1 June, 2018. Last edited 1 June, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
4.7 hrs on record
Herkese tekrardan selamlar...

Bu incelememizde bana bir arkadaşımın indirim kartı sebebiyle hediye ettiği oyunu inceleyeceğim.

Andarilho basit bir hayatta kalma oyunu diyebilirim. Fakat geliştirici yalnızca bir kişi olduğu için bu oyunu alırken fazla bir beklenti içerisine girmemenizi öneririm. Oyunumuz aşina olduğumuz bir survival oyunu fakat dediğim gibi bir kişi geliştirdiğinden oyunda yapılabilecek pek fazla bir şey yok. Yaklaşık 5 saatlik oyun tecrübemde 2,5 saatin sonunda craft edilebilen her şeye sahip oldum. Diğer saatlerde de ev yapmaya çalıştım fakat dekor özelliği olmadığı için ve boş ev benim canımı sıktığı için oyunu bıraktım.

İsterseniz oyunun iyi yönlerine bir bakalım:
+Crafting sistemi başlangıç düzeyinde diyebilirim. Herkesin oyunun başında ihtiyacı olan şeyler mevcut bu sistemde.
+Mekanikler bir kişinin geliştirmesine rağmen benim gözümde başarılı. (PUBG oynamış bir kişi olarak söylüyorum bunu, sövmeyin hemen)
+Arabaların olması ve bunun mekaniklerinin de PUBG den bir tık daha iyi olması benim gözümde başarılı. (Düz yolda 8 m yükselip takla atmıyor en azından [Benim gördüğüm])
+Buglar var fakat can sıkıcı olacağını düşünmüyorum. (Yani yolun ortasında giderken bir anda yerin altına girmiyorsunuz öyle diyim)
+Ara ara güncellemeler geliyor.
+Kartlar var.

Kötü yönleri ise:
-Crafting sistemi yarım saatte çözülebilen ve sadece başlangıç düzeyde olduğu için çok fazla geliştirilmesi gerek.
-Mekanikler ve arabaların mekanikleri başarılı demiştim. Fakat bir inek, duran bir arabayı rahatlıkla takla attırabiliyor. (İneklerin mekaniklerinin tam oturmadığını söyleyebilirim.)
-İnekler saldırınca tepki vermiyor. Sadece Möö Möö diye ses çıkarıyor. (Tavuklar kaçıyor. Domuzlar saldırıyor.)
-İneklerde biraz fazla bug var. (Evin dibinde olan bir ineğin kafası evin içine giriyor ve vurunca ineğin canı gidiyor.)
-Zombi DLC sine sahip olduğum için; zombiler size saldırırken sürekli sola manevra yapıyor.
-Zombilere yakın mesafe ile saldırırken illa dibine kadar girmeniz gerekiyor.(Sürekli sola manevra yaptıkları için vurması ne kadar zor siz düşünün) Ayrıca ağaçlardan ve kayalardan materyal çıkarmak için de aynı şey söz konusu.
-Map çok çok çok küçük. 2 saatte rahatlıkla keşfedebilirsiniz.
-Ev için dekor yok. Can sıkıcı bir boş ev inşaa edersiniz.
-Güncellemeler geliyor fakat yeterli olduğunu düşünmüyorum. Daha fazla geliştirilmesi ve daha çok yeniliklerin eklenmesi gerek.

Sonuç olarak bir kişinin halen daha geliştirdiği bu oyuna sahip olup 5 saatlik zaman öldürmek ve oyundan çıkan kartlarla oyunun parasının bir miktarını çıkarmak istiyorsanız İNDİRİMDEYKEN alın. DLC leri ise geliştirici arkadaşa destek olma amaçlı alabilirsiniz fakat dediğim gibi oyundan ve DLC lerden aşırı uç şeyler beklememeniz en doğrusu.
Saygılar...

Puanım: 2,3/10 (Üst düzey oyunlar için, PUBG DAHİL)
Diğer türlü puanım: 6,2/10 (Emeğe saygı)
Posted 1 June, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
16 people found this review helpful
5 people found this review funny
2
95.2 hrs on record (57.6 hrs at review time)
Tekrardan selamlar... Yeniden uzuuun bir inceleme ile karşınızdayım... Almayı düşünenler lütfen bu incelemeyi okumalarını ve tekrar düşünmelerini istiyorum.

Bu incelememizde 1 milyon aktif enayiye sahip bir oyuna bakacağız. Neden 2 milyon değil birazdan anlayacaksınız...
Şimdi herkesin (Sözde) beğendiği bu oyun popüler kültürün adeta kralı olmuş durumda. Ama şu bir gerçek ki bu oyunun çöp olduğu gerçeğini ve yapımcılarının verdiğiniz paralarla ossura ossura g*tlerini silip bi bok yapmadıkları gerçeğini değiştirmiyor. Oyun güzel olabilir fakat beni irite eden sabahın beşine kadar ağlaya ağlaya verdiğim 69 lirayı düşündüren şey: yaklaşık olarak 14 GB lık bir oyunun nasıl bu kadar buga sahip olduğu, bu kadar kastığı ve aynı zamanda 14 GB lık bir oyunun neden minimum GTX 960m ekran kartı istediği, önerilenin ise GTX 1060 istediği... Evet 14 GB lık bir oyundan bahsediyoruz. Kaldı ki Battlefield 1 gibi müthiş grafiklere sahip bir oyun (Aynı zamanda 50 GB'dan fazla bu oyun [Ne kadar olduğunu bilmiyor musun eheuheue diyenler olacaktır elbet. Her ay güncelleniyor kardeşim çomarlık yapma okumaya devam et]) minimum GTX 660 ekran kartı ve önerilenin ise GTX 1060 ekran kartı istmesi... Aradaki farkı umarım anlamışsınızdır. Yıl farkı var diyenler olacaktır elbet. Bunu diyenlerin Battlefield 1 alıp da oynamadığı için açıklama yapmak zorunda olmadığımı düşünüyorum. SONUÇ OLARAK BİRİ 50 GB DİĞERİ 14 GB A*INA KOYDUMUN APTALI SENİ...

Şimdi oyuna detaylı incelersek eğer "OYUNDA BUG YOK BUGUN OYUNU VAR EHUEHEUEHE" demek isterdim ama bunu dediğim zaman "PUBG YEA BF1 NEYMİŞ MK 2 MİLYON AKTİF KULLANICI LEN MQ" diyen fanboylarla aynı zekayı paylaşmış olacağım için bunu demiyorum ama geleceği yansıtan bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
Uçan arabalar, duvarın arkasından kill alan adamlar, paraşütle airsurf yapabilen kişiler bunun en basit örnekleridir.

Şimdi hilecilere bir parantez açmak isterdim fakat zaten denilmesi gereken şeyleri diğer inceleme yapan arkadaşlar tarafından denilmiş. Ama ben de bir değinmek istersem bu elemanların acilen tespit edilip banlamak yerine ayrı bir server açıp birbirlerini yemeleri daha doğru olur. Çünkü dinsizin hakkından imansız gelir.

Beni sinir eden şeylerin temelinde bu oyunun giderek H1Z1 e dönüyor olması. Şimdi fanboylar gelip ağzıma s*çacaklardır eminim. "ÇÖPBİRZEBİR MK BU DAHA DETAYLI HER GÜN GÜNCELLENİYOR ÇÖPBİRZEBİR BELEŞ OLDU MK BU OLMAZ" diyeceklerine adım gibi eminim. Şimdi şu var her gün güncellemekle optimizasyon kelimesinin "o" sundan bir gram almaması sence ne kadar doğru? Kaldı ki bokum bokum güncellemeler geliyor. Fanboy'lara sesleniyorum hiç patch notlarını okuyor musunuz? Ben söyleyeyim mi HAYIR. Çünkü neden zaten sizin bilgisayarınızda düzgün çalışıyor. Zaten siz 1050ti ya da daha üstü bir model ekran kartına sahipsiniz. (Burdan arkadaşım Yavuz'a selamlar) Okumanıza gerek yok. O gelen patch de deseler ki: "Ekran kartınızın ve RAM'inizin anasını s*kecez bu yüzden bilgisayarınız yanarak acılar içinde patlayabilir, aynı zamanda babanızın bu bilgisayarı size almak için emekli maaşından ayırıp biriktirmesi zerre s*kimizde değil. Ayrıyeten yeni kasalar ile de Kapitalizmin a*ına koymaya geliyoruz, annenizin kartını çalıp key alıp içinden de 0,01 kuruşluk skin çıkarmanız da s*kimizde değil. YANİ KISACA SİZİ S*KİYORUZ VE S*KİMİZDE DEĞİL" dese eminim bu elemanlar s*ikine bile takmaz. Benim derdim bu a*ına koydumun aptal fanboyları ile değil zaten. Onu bir anlayın. Benim derdim bu a*ına koydumun oyunu s*kindirik bir oynanışa sahip olmasına rağmen neden bu kadar kasıyor, donuyor, çöküyor ya da bilimum insanı krize sokacak şeyler yaşanıyor? Ben size söyleyeyim mi? Yedikleri bokları nesıl kapatabilirler? TABİ Kİ KALİTELİ BİR BİLGİSAYARLA. Bu kadar çok özellik istemesinin sebebi oyunun optimizasyon sıkıntısının olması ve bundan dolayı yaşanan laglarının olması. KALİTELİ BİLGİSAYAR VARSA LAG YOK, LAG YOKSA SORUN DA YOK DEĞİL Mİ PUBG CORP? "AYNEEEENN." Bu söylediğimi bir düşünün. Ha unutmadan "GRAFİĞİ VAR LEN MQ" diyenin g*tüne orak sokarım bilin isterim. BF1 de orta ayarlarda sabit 60 fps alırken bu oyunda en düşükte 30 u zor görüyor. Her gün güncelleme gelmekle, hataların düzeltilmesi ayrı bir şey bunu da o mercimek beyninize sokun.

Bu yapımcılara ayrı bir parantez açmak istersek eğer: kısa bir süre önce Mobil PUBG yi çıkardılar ve herkes tarafından beğenildi ve oynandı. Buna lafım yok. Buglar olabilir, kasabilir onlara da lafım yok. Sonuç olarak biri telefon diğeri de bilgisayar. Fakat benim anlamadığım telefondaki PUBG de herifin nerden sıktığını gösteren imleç olsun, uçakta kaç kişinin kaldığını gösteren küçük bir sayaç olsun, yani bilimum insanın işini kolaylaştıracak şeyler olsun PC deki PUBG de neden yok? Bunu bana bi açıklar mısınız lütfen? "SES KAS O ZAMAN A*INA KOYDUMUN APTALI" diyen bir gerizekalı duydum gibi oldu. Cevap vermek istiyorum. Benim sendeki gibi minimum 300 liralık bir kulaklığım yok ve ben oyundan zevk almak istiyorum. Einstein gibi merminin geliş açısını hesaplayarak onu da ses kasıp herifi bulmaya uğraşarak zevkimin ağzına sıçılmasını istemiyorum. Kaldı ki a*ına koydumun oyununun grafikleri o kadar düşürdüm ki (OYANAYABİLEYİM DİYE [EKRAN KARTIM GTX 960M]) bulmaya çalıştığım şey çalı mı herif mi onu bile kestiremiyorum anladın mı gerizekalı? "UÇAKTAKİ SARI NOKTALARI SAY" diyen de olacaktır. Sen say benim işim var tamam mı? Ben oyun oynamak istiyorum matematik işlemi yapmak değil. "BURDA LAF EDİP DURMA O ZAMAN. ONU YAPMAM BUNU YAPMAM DEME, OYNAMA O ZAMAN BU OYUNU" diyen de olacaktır. Zaten oynamak istemiyorum ki alın oyununuzu g*tünüze sokun. Oynadığımı falan görürseniz neden oynadığımı da söyleyeyim oyunun parasını çıkartmak için BP kasıyorum. Parasını çıkarttıktan sonra zaten bilgisayardan da sileceğim.

18 Nisan 2018 Editi:
PUBG Test Server denen bug yuvasına girmeyi denemeyin bile. A*ına koydumun yerinde girmeyi deniyorum direk crash veriyor. Sözde Test Server ama PUBG Corp. yine bi şeyleri kendi kendine test ediyor sanırım. Hani oyuncuların görmesine müsaade etmeden. Ha bir de Crash raporunu GÖNDEREMİYOR(!). Neden acaba??

27 Nisan 2018 Editi:
Bu oyuna ben parasını çıkartıncaya kadar bu incelemem devam edecektir! Şimdi kısa bir süre önce PC deki PUBG ye ve Mobile PUBG ye güncelleme geldi. İsterseniz önce umutlanmanızı sağlayacak Mobile PUBG güncellemelerine bakalım önce...
-Arcade modu geldi.
-EĞİTİM ALANLARI EKLENDİ (Bunu özellikle büyük yazıyorum ki aptal fanboylar görsün diye)
-Ve birkaç tane daha yenilik diyelim. Örneğin sesli konuşma ve araçlarla ilgili ince ayarlar diyelim.
Şimdi PC deki PUBG denen Bug yuvası oyuna neler mi eklendi?
-Harita seçme özelliği geldi. ("Eh artık bi zahmet a*ına koyim" dediğinizi duyar gibiyim? Efendim? Ha bir dakika yeni harita ve YEPYENİ BUGLAR YOLDA merak etmeyin)
-Yeni bir araba ve yeni bir silah. (Oleeey tam da ihtiyacımız olan şey. Artık yeni arabamla yepyeni buglara girip patlayarak ölmekten sinir krizi geçirebileceğim. TEŞEKKÜRLER PUBG CORP.)
-Yeni silah eklentileri (Kabul edilebilir, fakat millet eklentisiz silahla bile vurabiliyorsa sizi bu pek yenilikçi değil bana göre)
-Red dot ve bazı sight ların lazer renklerini ve şekillerini değiştirebilme özelliği eklendi. (Oynayabilene farketmiyor zaten merak etmeyin. Biz gibi mağdurların [Fanboyların deyimiyle NOOB ya da KOLSUZ O*OSPU ÇOCUKLARININ] avuntusu olacak şeyler bunlar.)
Aradaki farkları (yani PUBG CORP'un gösterdiği değeri) görebildiniz mi sevgili okurlarım? Umarım görmenize biraz da olsa yardımcı olabilmişimdir.

Sonuç olarak 69 liraya hayatınızın pişmanlığını yaşamak, buglardan, hilecilerden ve bilimum daha önce hiç bir oyunda yaşamadığınız boktan tecrübelerden dolayı ağlamak istiyorsanız, kısacası 69 liranızı çöpe atmak istiyorsanız (1080ti ve 800 GB RAM iniz yoksa tabi) bu oyunu kesinlikle alın. CİDDİYİM.

Bu oyunu popüler yapmakta emeği geçen, kaliteli bilgisayara sahip olup da "OPTİMİZASYON DÜZELDİ LEN MQ" diyenlere de bir şey demiyorum onları zaten PUBG Corp. genişletmiştir.

Saygılar... -10/10
Posted 15 April, 2018. Last edited 21 November, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
1 person found this review funny
0.4 hrs on record
-Yaşasın Arztotzka

Papers, Please oyununu oynayanların mutlaka izlemesi gereken bir başyapıt. Oyundaki belli başlı detaylara çok güzel değinilmiş. Ayrıca aynı oyundaki gibi bu filmde de şok oluyorsunuz. Şiddetle tavsiye ederim.

Oynamayanlara gelirsek ise oynamadan önce fikir edinmenizi sağlayan bir film adeta trailer havası veriyor. Sakın ha oyunun grafiklerine aldanmayın neredeyse birebir aynı konular işlenmiş. Oyunu özellikle tavsiye ediyorum. Film için ise denilecek bir şey yok zaten.

9/10 Ezic nerde lan!?
Posted 25 February, 2018. Last edited 25 February, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
19.7 hrs on record (19.7 hrs at review time)
"Glory to New Arstotzka" -EZIC

Oyunu daha yeni bitirdim ve şunu söylemeliyim ki 40 MB bir oyundan bu kadar karışıklık beklemiyordum. Kafam o kadar karıştı ki artık 4 kolum 4 bacağım falan var sanıyordum. Çünkü oyunda hem dikkatli hem de hızlı olmanız büyük önem teşkil ediyor. Kısaca bahsetmek istersem oyun Arstotzka adlı savaştan yeni çıkmış bir ülkede siz Doğu Grestin sınır noktasında görev alan bir pasaport müfettişisiniz. İşiniz kolay mı? Tabi ki de hayır.

Teröristinden tutun kaçakçısına kadar, rüşvet teklif edenden amip beyinlilere kadar, sizden yardım talebinde bulunandan sizi tehdit edenlere kadar yüzlerce insan tanıyacaksınız ve kişinin geçip geçmeyeceğine karar vereceksiniz. Bununla bitiyor mu tabiki hayır. İlgilenmekle yükümlü olduğunuz bir aileniz ve sorumluluğunuzda olan bir iş var. E bunun teftişi olmuyor mu? Oluyor. Bununla da kalmıyor günden güne değişen gündem ve yasalardan haberdar olup bunlara ayak uydurmak zorunda oluyorsunuz. Bitti mi? Tabiki de bitmedi. Güvenlik işini sıkı yapamıyorsa size de biraz iş düşüyor artık. Hatta ve hatta bu oyunun birbirinden farklı 20 sonunun olduğunu da belirtmek lazım.

Böyle bir oyun düşünün ve bunu 40 MB a sığdırın. Ha şunları da unutmayın: politika, savaş, hastalık, geçim sıkıntısı, sığınma, kaçakçılık, terör, iç karışıklık ve gruplanmalar... Düşündünüz mü? İşte o oyun bu oyun. İndirimdeyken sakın ha sakın kaçırmayın. Çünkü sınırlı bir zaman içerisinde ne kadar dikkatlisiniz bu oyun sayesinde bir nebze olsun öğrenebilirsiniz. Ve ayrıca ne kadar vicdanlı olduğunuzu...

DİPNOT: İleri seviyede ingilizceniz yoksa eğer türkçe yama indirin orta seviye ingilizce bile bazen yetmiyor.
Posted 23 January, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
2 people found this review funny
15.1 hrs on record
"Hail to the King Baby!" -Duke Nukem

Doksanlar... Fps oyunları yeni yeni türemeye başlamış ve ben de o zamanların bir çocuğu olarak doom u ve bu oyununun daha amfibi halini oynamıştım.(Tabiki de korsan artık sormayın bunu) Konumuza dönersek Duke Nukem Forever bana göre iyi bir geri dönüş yapmış bir oyundur. Eleştirenler tabiki de olacak ama ilk oyunlarına ve Duke Nukem Manhattan Project'e baktığınız zaman nasıl evrim geçirdiğini ve eleştirenlerin çoğunun gereksiz olduğunu göreceksiniz. Bu oyunu olumsuz eleştirenlerin çoğunluğu farkederseniz sadece bu oyun üzerinden (Duke Nukem Forever) değerlendirme yapan ve gelişim sürecini göremeyen kişilerdir. Ben bu oyunun hemen hemen bütün serilerini oynayıp bitirdim ve şunu söylemeliyim ki çizgisini kaybetmeyen nadir oyunlardan birisidir kendisi.

Oyunun konusuna fazla detaya inmeden değinirsek:
Kıçlarını bir çok defa tekmelediğimiz uzaylılar halen daha kahramanımız Duke'a meydan okurcasına dünyayı bir kez daha işgal etmek istemektedirler. Ve biz de tabiki bunlara karşı göğüs göğüse savaş halinde olacağız.

Bu oyun için çizgisini bozmayan nadir oyunlardan birisidir demiştim ya şimdi olumsuz eleştri yapanların değindiği bazı can sıkıcı(!) noktalara biraz değinelim:

- Amerikan milliyetçiliği
Şimdi eski oyunlardan bu yana zaten bu vardı sonuç olarak kahramanımız amerikan ve baya bi ağzı bozuk karakterdir kendisi. Zaten amerikan yapımcılarının çoğu bu milliyetçiliği oyunlarında gösterir. İster inanın ister inanmayın. Ayrıca bunu sorun edenleri anlamıyorum 7/24 CS:GO oynayıp ruslara söverken sorun olmuyo sanırsam?

- Kendine has espriler ve sözler
"Your face, your as*; what's the different?" sözü umarım bir şeylere açıklık getirmenize yardımcı olmuştur. Bu sözler ilk oyunlardan beri vardır ve yenilerini ekleyerek bence oyuna renk katmıştır. Sonuç olarak kimse uzaylılarla savaşırken "Pardon uzaylı bey canınızı yaktım galiba" falan demez. "Nası a*ına koydum gördün mü?""Noldu lan ya*ram sıkıp duruyodun?""Ananın a*ını gördün mü lan a*ına kodumun ahtapot suratlı örümcek gözlü yaratığı" falan der ki siz bile oynarken diyeceksinizdir.

- Fizik motoru
Evet bu noktada oyunumuz BİRAZ zayıf kalmış olabilir. Fakat elinizi vicdanınıza koyup sadece 2 dakika düşünmenizi rica ediyorum. Be amk salağı tüm gün başından kalkmayıp oyandığın CS:GO denen sikik oyuna ne demeli? A*ına kodumun oyununda fizik motorunu geçtim fizik kurallarına aykırı yüzlerce madde sayabilirken sen burda gelmiş çömelmesine zıplamasına laf ediyosun. Tamam evrensel bi oyun olabilir ama birbirinin üstüne 5 adam çıktığında o fizik motoru olmuyo mu? Hatta onu geçtim çıktı diyelim e iki ayağı da havada kalıyo? CT ler ya da T lere uçma özelliği mi geldi amk ben yokken? Eleştri yaptığınız noktalara ve oynadığınız oyunlara dikkat edip ona göre eleştirin derim ben.

Gelelim + ve - yönlerine
+Duke geri döndü amk daha ne olsun.
+Silah yelpazesi
+Çevre ile etkileşim
+Memeler
+Duke un daha fazla konuşması ve olaylar hakkında yorumu
+EGO barı
+Memeler
+Kızlar, özellikle ikizler
+Grafikler
+Bulmacalar
+Memeler demiş miydim?

-Silah yelpazesi fazla fakat elde taşınabilen silahlara sınır koymuşlar (Önceki oyunlardan farklı olarak)
-Bazı yerlerde buglar var
-Bulmacaların bazıları cidden kafa yormak istiyor
-Hikaye diğer oyunlara göre çok çok çok kısa (DLC ler dahil)
-Loading ekranı bazen sıkıcı bi hal alabiliyor
-Keycard lar nerde amk?
-Yapay zeka aşırı aptal (Burda bahsettiğim şey askerler)
-BELKİ fizik motoru

Velhasıl kelam 12-13 saatlik bitmek bilmeyen bir eğlence ve aksiyon istiyorsanız, yerinde yapılan esprilere ve küfürlerden rahatsız olmuyorsanız, memelerden pardon kızlardan ve onlara yardım etmekten keyif duyuyorsanız İNDİRİMDEYKEN alın derim. Dolar aldı başını gidiyor amk sonuçta devir tasarruf devri.

"What? Did you think I was gone forever?" "I'm back baby!" -Duke Nukem

7,4/10 (Good old days)
Posted 8 November, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
25.8 hrs on record
"Modern Şavaşta... Hiçbir Sebep Olmaksızın Köpek Gibi Öleceksiniz" -Ernest Hemingway

Öncelikle herkese selamlar... This War Of Mine, (Benim Savaşım) iyi denilebilecek bir oyun değildir kesinlikle. Bana göre şu ana kadar yapılmış savaşın iğrenç yüzünü gösteren şaheser bir yapımdır kendisi...

Oyun 2D olmasına rağmen sizi içine alacak ve savaşın b*ktan tarafını sürekli yüzünüze vuracaktır. Trailer ını izlediğimde beni etkileyen bir çok şey oldu, Müziğinden tutun da adamın "For soldiers, war is about victory. For us, it was about gaining food" (Askerler için, savaş zaferden ibarettir. Bizim için, yemek elde etmekten ibarettir.) demesi bile beni etkiledi diyebilirim.

Oyunu aldığımda ise yukarıdaki söz beni daha farklı bir şekilde etkiledi ve oyunu cidden merak etmeye başladım. Oyunun menüsü geldiğinde ise belirgin bir şekilde duvara yazılmış "F*ck The War!" yazısı gözüme çarptı. Dediğim gibi oyun her yönüyle size savaşın anlamsız bir şeyden ibaret olduğunu sürekli yüzünüze vurmaya çalışıyor. Normal bir şekilde oyunu başlattığımda ise asker değilde 3 kişilik sivil bir grubun yarı yıkık bir binaya sığınmış ve herkesin farklı bir hikayesi ve farklı bir kişiliklerinin olduğunu gördüm. Oyunumuz aslında sözde(!) basit. Sabahları evi düzenleyip toparla, akşamları ise yağmaya çık. Fakat burda söylemek istediğim şey ise her yaptığınız hareketin ve kararın bir sonucu olduğu... Ve yağmada ise belirli bir stoğumuz olduğu için hangilerini öncelikli hangilerini en son almamız gerektiği hakkında çok büyük çelişkilere düşüyorsunuz. Çünkü bu oyunda her şey lazım. Gerek yemek, gerek ilaç, gerek sargı bezi, gerek malzeme olsun kıçı kırık bir tabanca bile çok büyük fark yaratabiliyor. İşte zor olan kısım burda başlıyor...

Ayrıca karakterler sizin verdiğiniz kararlara göre sevinip üzülebiliyor. Oyunun başında oyunun ne kadar zor olduğunu bilmediğim için bir karakterim ölmüştü bunun sonucu diğer karakterler üzülmüştü. Ve beni öldürene intikam hırsım yenik düşünce diğer karakteri göndermiş ve sonucunda o da ölmüştü. Artık son kalan karakter depresyon seviyesine gelmişti ve onu evde dinlendirmiştim fakat ertesi güne kendini asmıştı. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarım.

Diğer bir konu ise oyundaki müzikler... Bu konu hakkında ne kadar paragraf yazarsam yazim müziklerini anlatamam size. Sadece şunu söyleyebilirim. Oyunu alın oynamaya başlayın. Biraz ilerleme kaydettikten sonra ekstradan bir gitar yapın. Gitarı bilen birine çaldırın ve arkanıza yaslanıp savaşın iğrençliğini kafanızdan biraz olsun uzaklaştırın.

Söyleyeceklerim bundan fazladır elbette ama aklıma gelen şeyler bunlar. Ben indirimdeyken almıştım fakat diyeceğim şu ki 31 tl yi gerçekten hak ediyor. Oyunu 80 günlük(oyun günü) bir macerayla bitirdim. Ve oyunun sonuda karakterlerin sonunu ve aldığınız kararları teker teker göstermesi benim hoşuma gitti.
Alın aldırın. CS:GO denen s*kik bi algoritmaya sahip bi oyunu 24 liraya alıp kanser olacağınıza, bu oyunu alın ve karakterlere kendinizi aşırı bağlayıp oyun bitince ben neden bitirdim bu oyunu diye üzülün bence daha iyi. Kendinize dikkat edin ve dediğimi ciddiye alıp karakterlere fazla bağlanmayın. Öldüklerinde gerçekten çok üzülüyorsunuz benden söylemesi...
Posted 13 January, 2017. Last edited 13 January, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
2 people found this review funny
529.2 hrs on record (127.2 hrs at review time)
CS:GO Review
"Remember - no Russian" -Makarov (Call of Duty-Modern Warfare II)

Edit 1: Bu a*ına koydumun oyununu hala satın almayı düşünen varsa ciddiyim almayın, önerdiğime falan da bakmayın.

Edit 2: İlkokulda en arka sırada malca tavırlar sergileyen ve ilkokul bittiğinde "Oh be kurtuldum" dediğiniz arkadaşınızı uzun zaman sonra günün birinde görüp selam verdiğinizde "Belki değişmiştir?" diye muhabbete girip o anda aslında hiç değişmediğini anlarsınız ya, hah bu oyun da öyle.

Öncelikle herkese merhaba. Bu oyuna inceleme yazma isteğim, bu oyunu oynayıp bilimum kanser türlerini geçirip hastaneye kaldırılmamdan sonra gerçekleşti. İsterseniz öncelikle bu oyuna geçmeden önce kendi oyun tecrübemden bahsedeyim okumak istmeyen direk paragrafı atlayabilir.

Counter Strike ı çocukluğumuzdan beri biliriz. Okulu asıp internet kafeye arkadaşlarla poolday oynadığımız günlerden bahsediyorum. Evet... Ne yazık ki ben de o günlerin bir çocuğu olmama rağmen counter strike oynamayı hiç becerememiştim. Çünkü ben o zamanlar Counter Strike da -1 -1 yapıp bot atmaktansa babamın aldığı Battlefield 1942 yi oynamayı tercih etmiştim. Şimdi aranızdan bazı sığırlar çıkıp "Counter Strike bilmeyen erkek değildir." diyecektir. Counter Strike ı biliyorudum evet ama çoğu kişi gibi her gün internet kafeye gidip de Counter atmıyordum. Onun yerine paşa paşa evimde oturup 1942 yi oynamıştım. Battlefield 2 çıktığında ve babamın onu da almasıyla internet cafeye counter strike için gitmeyi tamamen kestim. Ve nerdeyse tamamen bir BF ci olup çıktım. BF2 yi yaklaşık bir 5 ya da 6 sene oynadım(korsan). Ve maalesef BF nin oynanışına aşırı alıştım. Steam e üye olup para kazanma hırsıma yenik düşünce de Counter Strike: Global Offensive i 16 liraya satın aldım (İndirimdeydi).

Şimdi diyeceksiniz ki dalya*rak fazla uzatma sadede gel senin dilini s*kerim. Şimdi Bf nin oynanışına alışınca CS:GO bana aşırı garip geldi. 1 de main weapon 3 te ise bıçak vardı. Bunları geçtim çünkü onları ayarlardan düzelttim. Ama beni irite eden saçmalığın da ötesinde hiç bir b*ka yaramayan crosshair. Size şunu sormak istiyorum crosshair neden vardır? Vurmak istediğimiz yere merminin gitmesi gerektiği için dimi? Yook. Bu kodumun oyununda crosshair yalnızca b*ktan bir artıdan ibaret. Samimi söylüyorum. Crosshair eğer kapatılabiliyorsa kapatın.(Ben denemedim) Çünkü hangi silahı alırsanız alın 2. atıştan sonra crosshair in içi dışında her yere ateş edebilme ihtimaliniz var. Şimdi haklı olarak diyeceksiniz: "Tatava yapma a*ına kodumun kapatsaydın o halde burda akıl vereceğine millete." Bunu söylememdeki sebep BF de ben crosshair i kapatırdım çünkü silahlarda nişan alınabiliyordu. Bunda sadece dürbünlü silahlarda nişan alınabiliyor ben bu yüzden kapatmadım. Ayrıca böyle bi saçmalık olabilir mi? Evet burda CS den bahsediyoruz eski oyunlardan beri dürbünsüz silahlarda nişan alma yok. Fakat sene olmuş 2017. Sen bu oyuna sadece iki grafik iyileştirmesiyle 4 tane rank sistemi ekleyip 1892351892345 tane skin ekliyorsan bunları da düşüneceksin.

Gelelim CS:GO pazarına ve s*ktiğimin algoritmasına. Bu kodumun oyununda skin düşürmek için belli bir algoritma olmadığı kanaatindeyim. Neden mi? Çünkü ben bu oyunu yaklaşık 5 haftadır oynuyorum (final haftası yüzünden pek giremedim) ve düşürdüğüm skin sayısı 3, kutu sayısı 4, graffiti sayısı ise 2. Şimdi yine diyeceksiniz: "Bundan bize ne a*ına koyim? Daha fazla oyna daha fazla düşsün s*kik." Şunu söylememde sakınca yok sanırım. Ben oyuna giriyorum 10 el atıyorum bi s*k düştüğü yok. Adamın teki geliyor benle beraber 2 oyun daha atıyor, art arda bir skin ve bir graffiti alıyor. Wtf??? Bir de şöyle bir durum var seviye atlayınca skin veriyor ama o hafta boyunca bir seviye atlayınca skin veriyor. Ebenin a*ı artık. Yani diyor ki burda a*ına kodumun asosyali 24 saat CS:GO oynayıp 10 level birden atlayıp 10 skin isteme, gel gelecek hafta bir level atla sana skinini paşa paşa verim. Tamamiyle saçmalık. Bir de benim bu oyunu satın aldığımdan sonraki 2. hafta eldiven kasası ve eldiven skini getirdiler. Eldiven ne lan eldiven ne? Pazardaki fiyatları ise dudak uçuklatıcı 1,000 liradan aşağı eldiven yok. Ve şunu da söylim bana daha hiç eldiven kasası düşmedi. Yani diyeceğim o ki senin ben algoritmanı s*kim CS:GO.

Gelelim en can alıcı noktaya yani bilimum kanser türlerini saymaya hazır mısınız?
BEYİN KANSERİ, KULAK KANSERİ, AKCİĞER KANSERİ: Şimdi bu kanser türlerini olmanız gerçekten çok basit sadece CS:GO yu satın alın ve oynamaya başlayın. Ruslar, Bi b*ktan anlamayan veletler, hileciler, mikrofonu normal bir insanda var olan bütün deliklere sokmayı başaranlar, kendini alemin DJ i sanan s*kkolar, hileciler, Bombayı kurulmayacak bir eşya sanan boş kafalılar, hileciler demiş miydim?Demediysem hileciler...
Rusları sayarsak gerçekten çok düzgün oynayanları var samimi söylüyorum. Takımı kurtaranlar gördüm. Fakat %90 ı genelde eline P90 alıp (genelde de velet olurlar) kendi kafasına göre giden ve genelde ölen, ölünce de ya mikrofona bağırıp kişinin oyundan zevk almasını engelleyen ya da chat e "my team is noob" yazan döl israfı kişilerdir. Zaten fazla söze gerek yok beyin kanseri olmanız için yeterli sebep bence.
Bi b*ktan anlamayan veletlere gelirsek hakikaten hiç bi b*ktan anlamayan anasının a*ından çıktığı gibi bu oyunu alan hesabında da sadece bu oyun olan veletleri diyorum. Velet dediysem de genelleme de yapmayın. Belirttiğim gibi bi b*ktan anlamayan veletler... Veletlerin arasında takdir ettiklerim de oldu. Çünkü gerçekten hakkını verenler var. Ama birçoğu ilk 4 ya da 5 el eco gidip ondan sonra negev i alıp insanda; bu ne yapıyor a*ına koyim diye hayatı sorgulatıyor. Ve bazıları da siz iyi oynuyorsunuz diye sizi banlamaya çalışır. Kanser olmak için birkaç sebep daha...
Hilecilere gelirsek oyunun yarısından fazlası hilecilerle dolu. Bazılarını görmezden gelebilirsiniz çünkü intikamınızı alırsınız. Ama bazıları var ki asıl konumuz bunlar. Bilimum oyunda bulunan bütün hileleri açıp (wall hack, aim hack, ot hack, b*k hack) sizin zevkinizin ağzına sıçan sadece sizin değil bütün takımın zevkinin ağzına sıçan, sıçmakla kalmayıp sıçtığı b*ku iyice ağzınıza yayan o*ospu çocuklarını diyorum. Bir tanesi var hiç unutamıyorum. Pe*evenk ilk el eco gittiğimizden alt tünelde bana bir anda dönüp hs attı. Tamam belki görmüştür dedim. 2. el M4A4 ile hs attı. hadi dedim. Bu arada bizim takım hacker falan yazıyo. 3. el pe*evenk elinde awp ile millete hs atıyo bu arada biz teröristiz ve ben bu ara bombayı kurdum bekledim ve herif bombayı defuse ederken herifi zeus ile geberttim. 4. el artık herif nasıl bir hırs yaptıysa o*ospu çocuğu elinde negev gelene geçene hs atıyo. Artık ebesinin a*ı demi? Herife yaklaşık 10 adet report yolladım herife bi b*k olmadı. Bu arada Valve Anti Cheat e de bir selam çakalım çok güzel iş yapıyosun a*ına kodumun gereksizi.
Mikrofonu kullanmayı bilmeyenlere gelirsek, adı üstünde mikrofonu ya vibratör falan sanıp g*tüne sokanlar, sokmakla kalsa iyi ossuranlarla karşılaştım. Yani herif g*tüyle konuştu bizle. Garip olanı ise o raundu kazandık. Herifin ossuruğu uğurlu geldi anlicanız. Ne diyordum? Ya yiyecek sanıp ağzına sokanlar, bunlar genelde geğirir ve kulağınızın zarını patlatmaya uğraşır. Sanki kızlık zarı patlatmaya çalışıyo p*ç. Ya da peçete sanıp burnuna sokanlar, bunlar ise mikrofonu kapatmaz hatta üstüne üstlük burnuna yaklaştırır ve herifin her nefes alış verişini duyarsınız. Adeta gecenin 3 ünde telefonunuzu bi gizli numara arayıp, konuşmayıp yalnızca heh höh diye nefes alıp vererek sizi adeta tribe sokup gerenlerle aynı aksiyonu verir.
Devamı yorumda...
Posted 5 January, 2017. Last edited 24 September, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
5 people found this review helpful
117.9 hrs on record (112.6 hrs at review time)
"Max... My name is Max."

Oyunu daha yeni bitirdim ve tazeyken bir inceleme yazmanın doğru olduğuna kanaat getirdim. Oyuna başlamadan önce Mad Max'in filmlerini izlemenizi tavsiye ederim. Ki eğer aksiyon ve post-apokaliptik(steam'de kıyamet sonrası diye geçen) türlere merakınız varsa seveceğinizden de eminim.

Konuya dönersek siz Mad Max'siniz. Bu demek oluyor ki kimseye güvenme, arabam ve silahım her şeyim... Biraz bencil bi karakterle karşı karşıyasınız yani. Ama bencil dediysek de bu kimseye yardım etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Gerektiğinde hayat kurtaracak gerektiğinde ise çoğu kişiye çoğu konuda yardım edeceğiz.

Öncelikle başlangıç kısmından biraz bahsedelim... Oyunu ilk açtığımızda klasik çoğu oyundaki gibi bir trailer ile karşı karşıyayız. Olayların nasıl başladığını küresel ısınmanın dünyayı nasıl harap ettiğini ve Max'in ailesini ufak da olsa anlatan... Ama farklı olan trailer bittiğinde ise bittiğini fark etmeksizin karşınıza bir ana menü geliyor. New Game e tıkladığınızda ise trailer kaldığı yerden devam ediyor ve oyunumuza girişimizi yapıyoruz. Sağlam bir dayak yiyip eşyalarımızı ve arabamızı kaptırdıktan sonra intikam ateşiyle yanıp tutuşurken boss umuzun testeresini kafasını yaracak biçimde atıyoruz. Ve gerçekten de kafasını yarıyor. (yoksa yarmıyor mu?)

Hikaye kısmına gelirsek çok sürükleyici bir başyapıt ile karşı karşıya kalmayacağınızı söyleyebilirim. Fakat bu demek değildir ki sürükleyici bir hikayesi yok. Elbette var. Fakat çoğu zaman hikayeden bağımsız ilerleyeceğiniz için hikayenin konusunu unutabiliyorsunuz. Bu özellikle oyunun ortalarında oluyor. Başlarında ise hikaye sizi sarmaya çalışıyor. Sonlarına gelmek bile istemiyorum ama sonlarına doğru oyunu bırakasınız gelmeyecektir eminim.

Oynanış kısmına gelirsek eğer bir İngiliz (Amerikan demiyorum) değilseniz arabanın sağ tarafından sürüldüğüne alışamayacaksınızdır. Ve eminim ki sürekli sol kapıdan arabaya binmeye çalışacaksınız. Bunun dışında arabayı modifiye etme gibi özellikler bir hayli güzel (modifiye denince Need For Speed gelmesin aklınıza çamurluk falan eklemiyorsunuz yani) Ve şunu da eklemeliyim ki Max de modifiye edilebiliyor. (iğrenç bir tanım oldu biliyorum şimdi ordan bazı arkadaşlar içlerinden diceklerdir hocam Max in cantlarını değiştirebiliyormuyuz sjshsjhsjsh diye kardeşim modifiye dediysek şöyle oluyor paçavra kıyafetinizi daha düzgün bi hale tek namlulu pompalınızı çift hale getirebiliyorsunuz örneğin.) Max in Skill kısmına değinirsek bu skiller genellikle dövüşlerde işe yarıyor. İlk başlarda sadece yumrukla girişirken sonlara doğru adamı anasının a*ından çıktığına pişman ediyorsunuz. (WWE ci arkadaşlara selam)

Diğer bir konuya gelirsek oyunda bulunan ufak kamplar ve büyük kamplar. Ufak kamplar yolda giderken gözünüze çarpan kamplardır. Bunların içinde ya hiç insan olmaz ya da varsa bile 5-6 kişi falan vardır. Şanslıysanız su falan bulursunuz. Didi reklamındaki teyzenin de dediği gibi gana gana içmeniz için yanınızda taşıdığınız matarayı doldurabilirsiniz. Büyük kamplarda ise sayı çok daha fazla olup bir de öncü defans vardır. Bunlar sniper olur molotof kulasi olur vs. Bunlardan kaçınmak ve direk olarak kampa dalmak istiyorsanız eğer Scrotus ların herhangi bir aracını ele geçirip kampa normal bir vatandaş gibi sürmeniz gerekiyor. Kampa girdikten sonra ise arabadan inip James Doakes misali "Surprize Motherf*ckers" diyip adamları dövmeye başlayabilirsiniz.

"Gerçek bir gurme misiniz? Tat farklarını ayırt edebiliyor musunuz? Her yemeği yerim mi diyorsunuz? Bize ne a*ına koyim." -A Wastelander

Şimdi yemek konusuna gelirsek yemek buldun ye dayak buldun kaç prensip bu. Ayrıca küresel ısınmadan bahsediyoruz öyle meyve tabağı falan beklemeyin. Yeri geldiğinde köpek maması, yeri geldiğinde taze kurtçuk, yeri geldiğinde kertenkele, yeri geldiğinde fare yiyeceksiniz. Ben et severim hem de kuş eti diyorsanız alın keskin nişancı tüfeğinizle ya da thunderstick iniz ile kuş vurun onu yiyin çeşitler bunlar. Yerseniz...

Özetlersek küresel ısınmanın verdiği kaos ve insanların su yüzünden delirmesi bi yana, insanların su ve açlık yüzünden acınacak duruma geldiklerini görmek bi yana, Max in saçma sapan hal ve hareketlerine anlam verememek bir yana dursun aksiyon, macera ve hız tutkunuysanız, araba modifiyesine, adam dövmeye, onu bunu patlatmaya ve kurtçuk yemeye meraklıysanız bu oyunu alın derim. İndirimdeyken kesinlikle kaçmaz. Hikayesi ileri derecede sürükleyici olmasa da finalinin beklenmedik bittiğini söyleyebilirim. Abi bi insan hiç mi değişmez a*ına koyim?

Puanım 7,7/10

Dipnot: Aklıma sonradan geldi ve nereye yazacağıma karar veremediğim için dipnot. Gastown (A Scrotus says: "No it is Gas Taown") tamam önemli bir mekan ama ben Bullet Farm ı da görmek isterdim.
Posted 23 November, 2016. Last edited 13 June, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
59.9 hrs on record (37.7 hrs at review time)
Herkese Merhaba

Zombilerle dolu bir adaya düşerseniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olur? Bıçak? Pala? Silah? Tabii ki de bunların hiçbiri... Öncelikle uykunuzu iyi alın (yorulacaksınız) Büyük bir çanta alın (Emin olun her şey bir işe yarıyor) Ve manuel şarj edilebilir bir el feneri (Geceleri nelerin çıkacağı belli olmaz)

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki How to Survive adının hakkını veren bir oyundur. Nasıl daha fazla hayatta kalabilirim nasıl ölmem diye kendinizi yorup duruyorsunuz. Bu oyunu Kenji karakteri ile bitirdim ve şunu söyleyebilirim ki gerçekten parasını hakeden bir oyun. Diğer karakterleri oynamadığım için Kenji hakkında şunu söyleyebilirim oyunda ilerledikçe Kenji adını Daryl Dixon a bırakıyor. Oynadığınız zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Skill ler:

Her karakterin farklı bir skill ağacı bulunmaktadır. Aralarında ortak olanları var elbette ama genellikle kişiye özel skiller dikkati çekiyor. Kenji nin adını Daryl a bırakıyor dememin sebebi ise kendine has skillinde Handmade Crossbow yapabilmesidir.(Bildiğin el yapımı arbalet işte, The Walking Dead izleyenler bilir Daryl elindeki arbaletle bi zombi sürüsünü bile yorulmadan deşebilir :D) Bunların yanında bitkilerden güç potu nişan alma potu da üretebilmeniz için belli başlı skiller bulunmaktadır. (Şimdi ordan bazı Metin 2 oyuncuları çıkıp dicek "Health ya da Mana potu da üretebiliyor muyuz hocam asdfagasdf" diye kardeşim pot dediysem oyundaki adı pot yoksa bildiğin iki tane özel bitkiyi aynı anda yiyosun tabiri caizse) Hatta yanan ok patlayan ok yapmak için belirli skiller bulunmaktadır. Daha da önemlisi açlık, susama ve yorgunluğunuzun düşüş değerini azaltacak skiller de bulunmaktadır.

Crafting

Oyundaki dikkat çekici diğer bir şey ise crafting sistemi. Çöp diye attığınız ya da almadığınız her şey bir işe yarıyor. (Kim bilirdi ki bir gün dalgıç tüpü, ufak bir boru ve zıpkın atacağını birleştirdiği zaman makineli bir tüfek elde edeceğini?) Tabii ki işe yaramayanları da var elbette ama işe yaramamasının sebebi sizin karakterinizdeki bir skillin olmaması olabilir, (Kenji ya da diğer kadın karakterleri oynarken gözlük almayın gözlük sadece dürbün üretiminde işe yarıyor ve yalnızca Jack üretebiliyor) veyahut o eşyadan daha iyisini zaten bir şey yapmada kullanmış olabilirsiniz (Örneğin motorlu testerenin 2 farklı zinciri var biri normal zincir {Small Chain} diğeri bıçaklı zincir {Big Chain}) ya da aldığınız şey bir görev itemidir. Fakat şundan emin olun aklınıza gelmeyecek bir çok şeyi yapabilirsiniz.

Zombiler ve Gece Gündüz Döngüsü

Zombiler olması gerektiği gibi aptallar yani direk taze et peşindeler. (Önünüzde bi zombi sürüsü mü var atın taze eti farklı bi yöne onlar eti yerken siz de onları kesin :D) Fakat bölümlerde ilerledikçe daha farklı zombi tipleri karşımıza çıkıyor. (Uzun boylu karı ne alaka hala onu çözemedim amk. Kısa boylu kızlara nispet mi yapıyo? Bak zombi oldum boyum uzadı amk hobbitleri siz de zombi olun sizin de boyunuz uzasın diye) Gece gündüz döngüsünü Dying Light a benzetebiliriz, gündüzleri kes kes kes geceleri saklanmaya bak. Fakat bu oyunda pek o durum işlemiyor. Çünkü uyumak için yorulmak gerekiyor. Ve öyle temiz dediğiniz her yerde uyunulmuyor. Belirli bir safe house merkezleri var orayı zombilerden temizledikten sonra uyuyp kaydedebiliyorsunuz. Geceye gelirsek korkulacak pek bir şey yok aslında. Geceleri tıpkı Dying Lİght ta ortaya çıkan Volatile lar gibi bunda da eciş bücüş zombimsi yaratıklar var ve evet Volatile lar nasıl UV ışınlarına savunmasızsa bunlar da direk parlak ışıklara karşı duyarsızlar.(Geceleri geldiler mi suratına el fenerinin ışığını vurun anasını satim havayı dövüyo mallar :D:D)

KOVAC

Bu yavşağa niye ayrı bi paragraf açtığımı sorarsanız egoist manyağın önde gideni... Kafasında sanki 4 katlı binaya sadece kendisi kaynak yapcakmış gibi taktığı kaynak maskesi, bir yerden sonra sinir eden robotumsu ya da hoparlörden çıkarmışcasına kulağınızda kanamaya yol açan b*k gibi sesi, 5 kişi sanki danaya girmiş de danayı kendisi kesecekmiş gibi giydiği kasabımsı kıyafeti (yanlış tarif ediyo olabilirim düzeltin lütfen) sürekli karşınıza çıkan saçma sapan esprilerle biten Survival guide ı (KOVAC'S RULES) ile nasıl bu zamana kadar hayatta kaldığı belli olmayan tek silahı sadece elinde kendi yaptığı pompalı tüfeği olan birisidir. Ve aynı zamanda oyunun kilit noktasıdır. Size yardım etmeye çalışır. Neden uyuz olduğuma gelirsek ise açıklamıyorum oynayın ve görün. Kovac oyundaki tek insan mı elbette hayır oyunda bir çok insan daha var ve hepsi oyunda kilit noktaya sahip.

Kovac's Monkeys

Oyunun yan görevlerinin verildiği yerler diyebiliriz. 12 tane maymun var totalde. Maymun sadece hi hi hi hi diyo yanındaki papağan ise ortalığın a*ına koyuyo. Coco bunu istiyo. Coco aç git yemek getir amk uşağı. Coco yeni bi ev yaptı ve dekoru için güzel hazine bulundu fakat çok fazla canavar var sen survivor sun 500 tane canavar var git onların a*ına koy gel sana güzel bi ödül vercem gibi (son yaptığım küfürler şakadır ha :D ama insan belli bir süre sonra bunların uşağı haline geliyor) yan görevleri var. Eyvallah hani işe yarayan şeyler de verdiği oldu özellikle sonlara doğru. Fakat görevlerin bazıları o kadar gereksiz ki insan bayıyor bi saatten sonra. Ve şöyle bi saçmalık var yemek istedi ya mesela i*ne papağan yemeği kendi yiyo (yemeği getirdiniz diyelim papağan konuşmasında glug glug ya da mmhh mhh diyor) Coco açmış falan külliyen yalan pe**venk kendi acıkmış meğersem. Yazık maymun da bizi görünce mi sevindi heralde öyle sesler çıkarıyo garibim.

İncelememden elde edip aklımda kalanlar bunlardır. Daha farklı karakterlerde bitirip daha fazla aklıma gelen oldukça eklemeye çalışırım şimdilik sağlıcakla kalın...

10/10 kendini Daryl hissetme simulatörü

Dipnot: Kardeş Darli diye okunmuyo yalnız Derl ya da Derıl diye okunuyor... (Darli ne lan?)
Posted 5 September, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2  3  4 >
Showing 21-30 of 31 entries