Giriş

The Witcher 3: Wild Hunt'ın yapımcıları olan CD Projekt ekibi bize küçük bir firmanın nasıl harikalar yaratabileceğini ve büyüyebileceğini Witcher 1 ve Witcher 2 oyunlarıyla tekrar göstermiş ve büyük kitleler tarafından takdir edilmişti. Heyecanlı bekleyişin ardından firma Witcher 3 ü çıkardığında oyun medyası alt üst olmuş ve oyun beklentilerin üstünde tepinerek harikalar yaratmıştı. Ben bu sırada Witcher serisine uzak bir insandım ve olayları uzaktan takip ediyordum. İlk iki oyunu tamamladıktan sonra nihayet 2018 Ağustosunda oyuna başladım. Dürüst olmak gerekirse oyunun biraz abartıldığını ve mainstream casual kitlenin hayran kaldığını düşünüyordum. Şimdi 2 hafta da 125 saat oynadığım oyuna dönüp bakınca bu önyargımın nasıl yanıldığını farkediyorum.

Oynanış (etki: %30)

Oyunun genel oynanışına baktığımda "gayet başarılı" olduğunu düşünüyorum. Fakat oyunun genel kalitesinin ve seviyesinin bir tık altında kaldığı bir gerçek. Oyunun mükemmel olmasını önleyen bir kaç eksiğin hepsi bu "göreceli" zayıf halkada bulunuyor.

Öncelikle janradan başlayalım; Witcher 3 hikaye merkezli bir açık dünya RPG oyunu. İlginç bir noktaya değinmek gerekirse; Witcher 3 aynı Witcher 2 gibi kendini çoğu rpg mekaniğinden uzak tutmaya çalışmış. Oyun dizayn olarak tamamen bunun üzerine oturtulmuş durumda. Yan görevler xp vermediği için oyunda ana görev dışında ciddi oranlarda xp kasmanız pek mümkün değil. Zaten oyunun da bu kadar "grinding" durumunu destekleyecek bir esya çeşitliliği veya yetenek ağacı da yok. Bu yüzden oyunu daha lineer ve daha görev ve ödül merkezli hale getirmişler. İşin rpg tarafı ise ağırlıklı olarak hikayesel anlamda "Rol Yapma" üzerine kurulmuş. Bu durumu iyi veya kötü olarak yorumlamak doğru değil, bunun bir tasarım seçimi olduğunu unutmamak gerek. Ve bu tasarımın hakkını vermişler mi ? Sonuna kadar vermişler.

Oyunun açık dünyası gerçekten harika ve çok büyük. İçi dolu dolu çok sayıda yan görev barındırmasının yanında, canlı ve sürekli dinamik bir şekilde önünüze bir şeyler sunan bir açık dünyadan bahsediyoruz. Bu durum hem atmosferi hem de oyunun verdiği keyfi çok güzel beslemiş.

Oyun önümüze crafting ve keşif adına yeterli miktarda seçenek sunuyor. Bir çok İksirimizi, silahlarımızı ve zırhlarımızı orayı burayı araştırıp bulabiliyor/craft edebiliyoruz. Yeterince övdüysek gelelim bir takım eksiklere.

Aslına bakarsanız oyunun oynanışında 3 ana eksik var ve bu eksikler bağlantılı durumda. İlk konu oyunun combat mekanikleri. Savaş sistemi bir takım çeşitlilikler barındırmaya çalışsa bile temel anlamda bakıldığında malesef sığ ve sade. Yani savaşırken oyunun size sunduğu seçenekler biraz sınırlı olduğu gibi, ne kadar haraket varsa çok temel tuşlara basarak karakterin ortalığı biçmesini izliyorsunuz.

Bu durumla bağlantılı ve bu durumu besleyen bir 2. eksik ise düşman çeşitliliğinin açık dünya standartları için bile biraz az olması. Sakin olun hemen atlamayın, çok farklı isimde ve görünüşte düşman olduğunu biliyorum. Fakat birazcık düşünürseniz temelde 8-9 tane animasyon kümesine sahipler ve aynı tarzda saldırıyorlar veya haraket ediyorlar. (Ana görev bossları hariç.) Bu durum aynı zamanda savaş mekaniklerinin sığ olmasına ortam hazırlamış.

3. eksiğe gelirsek, yukarıda "karakterin ortalığı biçmesini izliyorsunuz" demiştim. Buna sebep olan tek şey oyunun "sade" dövüş mekanikleri değil tabii ki. Oyun aşırı BASİT arkadaşlar. Ben en zor ve zor arasında gidip gelerek oynadım. Ve kesinlikle normal zorluğu tavsiye etmiyorum. Oyun size seçenek sunduğu için bunu büyük bir hata kabul etmek doğru olmaz, farkındayım fakat; daha mücadeleye iten bir tasarım bize gerçekten savaştığımızı, düşündüğümüzü ve "oyun oynadığımızı" hissetirecektir.

Toparlamak gerekirse, bahsettiğim eksikler sadece oyunun mükemmel olmasını önlüyor. Çok çok büyük eksikler olduğunu iddia etmiyorum.

Senaryo ve konu anlatımı (etki %45)

Oyun ciddi anlamda tamamen hikaye-merkezli durumda. CD Projekt bir devasa açık dünya oyununda; 3 farklı son, 36 farklı yol ve dallanıp budaklanan tonla yan görev yapmış. Yan görevlerin hepsi yüksek kalitede diyaloglara, hikayelere ve kendi seslendirmelerine sahip, bazıları ise kalite olarak çoğu Triple A oyundan iyi durumda.

Ana görev ise bambaşka bir seviyede; insanı çok ama çok ağır seçimler yapmaya iten, her seçimin öngörülemeyen başka olayları tetiklediği, merak uyandıran ve çok güzel işlenmiş bir hikayeye sahip ve bunun üstüne muhteşem bir atmosferle desteklenmiş bir hikaye örgüsüyle karşımıza çıkıyorlar. Karakterlere fazlasıyla ısınıyoruz, hepsinin kendi derin kişilikleri var. Karakterlerin öğrendikleri şeyler ve aldıkları dersler bize güzel bir şekilde yansıtılıyor.

Bunun yanında kitaplar aracılığı ile çok şey öğrenebileceğiniz politik ve kaliteli bir lore' a da ev sahipliği yapıyor oyunumuz. Ha unutmadan bunu bir orta ölçekli bir firma "Açık Dünya" oyunun da yapıyor. Aklım almıyor. Son olarak bu kadar metne sahip bir oyunu kendileri Türkçeye çevirip bize sundukları için ayrı bir teşekkürü hakediyorlar.


Sanat tasarımı ve müzikler (etki: %25)

2015 yılına göre üst düzey grafikler ile bu orta ölçekli firma harika bir iş çıkarmış. Bunun yanında atmosfer kanadında çok büyük bir emek ve başarı var. Kaliteli ortaçağ tasvirleri, bölgeden bölgede ciddi anlamda değişen iklim ve coğrafya, kültürden kültüre ve ülkeden ülkeye değişen insanların aksanları, davranışları, değerleri ve inançlarının yansıtılışı... say say bitmez.

Açıkcası oyun atmosfer anlamında yoğun bir ortaçağ araştırması yapmış. Bu bir gerçek. Müzikler ise barok parçalar seçilmiş. Çoğunlukla harikaydı; gerektiğinde duygusal gerektiğinde inanılmaz gaza getiren, bölgeden bölgeye değişen bu parçalar atmosferi çok güzel bir şekilde besliyordu.


Sonuç:

Oyunun bir kaç eksiğine rağmen çok yüksek kalite olduğunu tekrar etmeme gerek yok diye tahmin ediyorum. Bunu orta ölçekli bir firmayla yapmak, ciddi anlamda uygun ve aç gözlü olmayan bir fiyat politikası takip etmek. Bu oyunu gözümde başka bir seviyeye çıkarıyor açıkcası. The Witcher 3 : Wild Hunt çok ama çok kaliteli işler yapabilmek için çok büyük bir firma olmaya ve insanları sömürür miktarda fiyatlara gerek olmadığını kanıtlayan çok önemli oyunlardan biri. Kesinlikle öneriyorum.


"50" yi ortalama kabul edersek puanım: "95/100"


İyi oyunlar !

Giriş The Witcher 3: Wild Hunt'ın yapımcıları olan CD Projekt ekibi bize küçük bir firmanın nasıl harikalar yaratabileceğini ve büyüyebileceğini Witcher 1 ve Witcher 2 oyunlarıyla tekrar göstermiş ve büyük kitleler tarafından takdir edilmişti. Heyecanlı bekleyişin ardından firma Witcher 3 ü çıkardığında oyun medyası alt üst olmuş ve oyun beklentilerin üstünde tepinerek harikalar yaratmıştı. Ben bu sırada Witcher serisine uzak bir insandım ve olayları uzaktan takip ediyordum. İlk iki oyunu tamamladıktan sonra nihayet 2018 Ağustosunda oyuna başladım. Dürüst olmak gerekirse oyunun biraz abartıldığını ve mainstream casual kitlenin hayran kaldığını düşünüyordum. Şimdi 2 hafta da 125 saat oynadığım oyuna dönüp bakınca bu önyargımın nasıl yanıldığını farkediyorum. Oynanış (etki: %30) Oyunun genel oynanışına baktığımda "gayet başarılı" olduğunu düşünüyorum. Fakat oyunun genel kalitesinin ve seviyesinin bir tık altında kaldığı bir gerçek. Oyunun mükemmel olmasını önleyen bir kaç eksiğin hepsi bu "göreceli" zayıf halkada bulunuyor. Öncelikle janradan başlayalım; Witcher 3 hikaye merkezli bir açık dünya RPG oyunu. İlginç bir noktaya değinmek gerekirse; Witcher 3 aynı Witcher 2 gibi kendini çoğu rpg mekaniğinden uzak tutmaya çalışmış. Oyun dizayn olarak tamamen bunun üzerine oturtulmuş durumda. Yan görevler xp vermediği için oyunda ana görev dışında ciddi oranlarda xp kasmanız pek mümkün değil. Zaten oyunun da bu kadar "grinding" durumunu destekleyecek bir esya çeşitliliği veya yetenek ağacı da yok. Bu yüzden oyunu daha lineer ve daha görev ve ödül merkezli hale getirmişler. İşin rpg tarafı ise ağırlıklı olarak hikayesel anlamda "Rol Yapma" üzerine kurulmuş. Bu durumu iyi veya kötü olarak yorumlamak doğru değil, bunun bir tasarım seçimi olduğunu unutmamak gerek. Ve bu tasarımın hakkını vermişler mi ? Sonuna kadar vermişler. Oyunun açık dünyası gerçekten harika ve çok büyük. İçi dolu dolu çok sayıda yan görev barındırmasının yanında, canlı ve sürekli dinamik bir şekilde önünüze bir şeyler sunan bir açık dünyadan bahsediyoruz. Bu durum hem atmosferi hem de oyunun verdiği keyfi çok güzel beslemiş. Oyun önümüze crafting ve keşif adına yeterli miktarda seçenek sunuyor. Bir çok İksirimizi, silahlarımızı ve zırhlarımızı orayı burayı araştırıp bulabiliyor/craft edebiliyoruz. Yeterince övdüysek gelelim bir takım eksiklere. Aslına bakarsanız oyunun oynanışında 3 ana eksik var ve bu eksikler bağlantılı durumda. İlk konu oyunun combat mekanikleri. Savaş sistemi bir takım çeşitlilikler barındırmaya çalışsa bile temel anlamda bakıldığında malesef sığ ve sade. Yani savaşırken oyunun size sunduğu seçenekler biraz sınırlı olduğu gibi, ne kadar haraket varsa çok temel tuşlara basarak karakterin ortalığı biçmesini izliyorsunuz. Bu durumla bağlantılı ve bu durumu besleyen bir 2. eksik ise düşman çeşitliliğinin açık dünya standartları için bile biraz az olması. Sakin olun hemen atlamayın, çok farklı isimde ve görünüşte düşman olduğunu biliyorum. Fakat birazcık düşünürseniz temelde 8-9 tane animasyon kümesine sahipler ve aynı tarzda saldırıyorlar veya haraket ediyorlar. (Ana görev bossları hariç.) Bu durum aynı zamanda savaş mekaniklerinin sığ olmasına ortam hazırlamış. 3. eksiğe gelirsek, yukarıda "karakterin ortalığı biçmesini izliyorsunuz" demiştim. Buna sebep olan tek şey oyunun "sade" dövüş mekanikleri değil tabii ki. Oyun aşırı BASİT arkadaşlar. Ben en zor ve zor arasında gidip gelerek oynadım. Ve kesinlikle normal zorluğu tavsiye etmiyorum. Oyun size seçenek sunduğu için bunu büyük bir hata kabul etmek doğru olmaz, farkındayım fakat; daha mücadeleye iten bir tasarım bize gerçekten savaştığımızı, düşündüğümüzü ve "oyun oynadığımızı" hissetirecektir. Toparlamak gerekirse, bahsettiğim eksikler sadece oyunun mükemmel olmasını önlüyor. Çok çok büyük eksikler olduğunu iddia etmiyorum. Senaryo ve konu anlatımı (etki %45) Oyun ciddi anlamda tamamen hikaye-merkezli durumda. CD Projekt bir devasa açık dünya oyununda; 3 farklı son, 36 farklı yol ve dallanıp budaklanan tonla yan görev yapmış. Yan görevlerin hepsi yüksek kalitede diyaloglara, hikayelere ve kendi seslendirmelerine sahip, bazıları ise kalite olarak çoğu Triple A oyundan iyi durumda. Ana görev ise bambaşka bir seviyede; insanı çok ama çok ağır seçimler yapmaya iten, her seçimin öngörülemeyen başka olayları tetiklediği, merak uyandıran ve çok güzel işlenmiş bir hikayeye sahip ve bunun üstüne muhteşem bir atmosferle desteklenmiş bir hikaye örgüsüyle karşımıza çıkıyorlar. Karakterlere fazlasıyla ısınıyoruz, hepsinin kendi derin kişilikleri var. Karakterlerin öğrendikleri şeyler ve aldıkları dersler bize güzel bir şekilde yansıtılıyor. Bunun yanında kitaplar aracılığı ile çok şey öğrenebileceğiniz politik ve kaliteli bir lore' a da ev sahipliği yapıyor oyunumuz. Ha unutmadan bunu bir orta ölçekli bir firma "Açık Dünya" oyunun da yapıyor. Aklım almıyor. Son olarak bu kadar metne sahip bir oyunu kendileri Türkçeye çevirip bize sundukları için ayrı bir teşekkürü hakediyorlar. Sanat tasarımı ve müzikler (etki: %25) 2015 yılına göre üst düzey grafikler ile bu orta ölçekli firma harika bir iş çıkarmış. Bunun yanında atmosfer kanadında çok büyük bir emek ve başarı var. Kaliteli ortaçağ tasvirleri, bölgeden bölgede ciddi anlamda değişen iklim ve coğrafya, kültürden kültüre ve ülkeden ülkeye değişen insanların aksanları, davranışları, değerleri ve inançlarının yansıtılışı... say say bitmez. Açıkcası oyun atmosfer anlamında yoğun bir ortaçağ araştırması yapmış. Bu bir gerçek. Müzikler ise barok parçalar seçilmiş. Çoğunlukla harikaydı; gerektiğinde duygusal gerektiğinde inanılmaz gaza getiren, bölgeden bölgeye değişen bu parçalar atmosferi çok güzel bir şekilde besliyordu. Sonuç: Oyunun bir kaç eksiğine rağmen çok yüksek kalite olduğunu tekrar etmeme gerek yok diye tahmin ediyorum. Bunu orta ölçekli bir firmayla yapmak, ciddi anlamda uygun ve aç gözlü olmayan bir fiyat politikası takip etmek. Bu oyunu gözümde başka bir seviyeye çıkarıyor açıkcası. The Witcher 3 : Wild Hunt çok ama çok kaliteli işler yapabilmek için çok büyük bir firma olmaya ve insanları sömürür miktarda fiyatlara gerek olmadığını kanıtlayan çok önemli oyunlardan biri. Kesinlikle öneriyorum. "50" yi ortalama kabul edersek puanım: "95/100" İyi oyunlar !