11 people found this review helpful
Recommended
0.0 hrs last two weeks / 9.8 hrs on record
Posted: 13 Jan @ 12:03pm
Updated: 12 Apr @ 7:23pm

Aslında oyunu beğenip beğenmediğimin kararına tam varamıyorum, ikisinin ortasında bir yerlerdeyim. Niye önermekle önermemek arasında olumludan yana oy verdiğimi belirtmek gerekirse de, sanırım 'zaman kaybı' olarak niteleyemeyeceğim için..

Göz doyurucu grafiklerine ve övülesi müziklerine rağmen The Quarry 9,5 saatin ardından bittiğinde, bende seçimlerimle yön verebildiğim bir oyun oynamışım gibi değil de interaktif bir film izlemişim hissi bıraktı daha çok. Seçimleriniz önemsiz olduğundan değil, fakat basitçe yürümek ve son derece az olan quick time eventlerden dolayı pek bir şey yapmış gibi hissedemiyorsunuz. Genellikle izleyici rolünde olduğumdan çoğu zaman elimi klavyede tutma gereği bile duymadığım için o sınırlı QTE'lerde de 'lan noluyo' gibi bi farkındalıkla oyuna dönüp durdum. Adeta sizi "aman bayılmasın" diye arada bir silkeleyip kendinize getirmeye çalışıyor oyun.

İki saatten sonra hikaye tempo kazanmaya başlasa da ilk iki saat son derece ağır aktı. Bu da şöyle bir dezavantaj; bu kısmın aksiyonsuzluğuna bir de tanışma faslı boyunca ahmaklıkta(nazikçe) birbirleriyle yarışan karakterler eklenince açıkçası biraz daralma gelebiliyor. Oyuna buralarda ara vermemek gerek diye düşünüyorum, sonra yeniden girme isteği duymanın zaman alma ihtimali var.

Senaryoya gelirsek, oynatıyor fakat basitçe Amerikan gençlik korku filmi klişesinden daha zengin ya da beklentiyi aşacak bir yanı yok. Bazı kişiler buna hiç aldırmayabilir, ben de aman aman bir hikaye beklentisiyle almadım açıkçası fakat şu anlamda sinirimi bozduğunu söyleyebilirim: arkadaş bu karakterler hiç mi yüksek bir duygu hissedemiyorlar? Ne bileyim yani beni her gün yaratık kovalasa dahi bu kadar soğukkanlı kalamam, ya da arkadaşımın elini testereyle kesmek zorunda kalsam olayın şokundan bir fenalaşırım en iyi ihtimalle, adamlar sivrisinek ısırmış gibi devam ediyorlar. Hele Ryan'ın son bölümde ha dönüştü ha dönüşecek olan Laura'yla pazara çıkar gibi sakin sakin ve hiçbir önlem almadan gidivermesi çok ilginçti. Hani bazen böyle mallığına sinir olduğunuz korku filmi karakterleri olur da ekrandan bir tokatlayıvermek istersiniz, işte o hissi buram buram yaşatıyor.

Genel olarak eh işte bir etki bırakmış olsa da bütünü itibariyle sıkıcı bulduğumu da söyleyemem. 'Daha iyi olabilirmiş' ve 'olmamış'ın arasında bir yerde bana kalırsa. Bu arada dilerseniz herkesin hayatta kaldığı ya da herkesin öldüğü oynanışı film izler gibi de izleyebiliyormuşsunuz, oyun bittikten sonra kurcalarken fark ettim.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 Comments
𝐬𝐞𝐫𝐞𝐢𝐧 14 Jan @ 2:01am 
teşekkürler utku, aynı şekilde senin de :FlowersOfMagic: şimdi yorumunu görünce okuma fırsatım oldu, kendim inceleme yazarken acaba bana mı fazla battı bazı şeyler diye düşünüyordum ama gördüm ki gerçekten bariz şeylermiş, çok fazla olumlu yoruma denk gelmiştim almadan..

mervecim çok teşekkür ederim canımın içi :LoveBetrayal:
Pia💗 13 Jan @ 5:44pm 
Eline sağlıkk canım :happystarfish:
utk 13 Jan @ 2:15pm 
Benzer şeylerden bahsetmişiz incelemelerimizde, ellerine sağlık :)