95
Produits
évalués
287
Produits
sur le compte

Évaluations récentes de DördüncüReaktör

< 1  2  3 ... 10 >
Affichage des entrées 1-10 sur 95
3 personnes ont trouvé cette évaluation utile
54.2 h en tout
Bol Siyasetli Bir Witcher Oyunu
Tüm Witcher oyunlarını oynamış biri olarak şunu açık bir şekilde söyleyebilirim ki bu oyun; içlerinde tarih, karmaşa, siyaset oranı en fazla olanı. Oynarken bunu çok hissediyorsunuz. Bir zaman sonra gerçekten lore’u merak edip tüm Witcher kitaplarını satın aldım, okumaya başladım.

Girdap Hikâye
“Temerya nerede, Foltest kim, Nilfgaard neden bir türlü rahat durmuyor” diye düşündüyseniz yalnız değilsiniz. Sürekli sözlüğe baktığım tek Witcher oyunu bu oldu. Kısa süresi yüzünden mi bu kadar bombardıman hissettirdi bilmiyorum.
Witcher’ın ilk oyununa bu oyundan daha fazla saat gömdüm ve kütüklüğüne rağmen daha çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Neden böyle oldu peki?

Bir Şeyler Tam Oturmuş Değil
Üst üste, diğer oyunlarıyla karşılaştırmış olacağım biraz. İkinci oyun, oyuncunun elinden en az tutanı. Gerek yönlendirmeyişi gerek karmaşık haritası yüzünden birkaç saatim etrafta yön bulmakla geçmiştir. Bilhassa son haritada kaç kez yolumu kaybettim anlatamam.

Oynanış, Zorluk ve Boss’lar
Oynanış klasik Witcher oynanışı. Zor modda oynadım fakat 3.oyunun zor modu kadar meydan okumuyor. Bence oyunun ilk boss dövüşünün ayağı yere basan bir yaratık veya insan olmasındansa Kayran olması az biraz tat kaçırıcı. Gizli saklı yerlerde karşılaşabileceğiniz dövüşler de var. Özellikle bir tanesi şaşılır derecede zordu. Lâkin ,dövüş sonunda aldığım âsa buna değmedi bile.

Seçtiğiniz Yol
Bir önceki oyunda Scoia'tael yolunu seçmiştim. Witcher 1 kaydını yüklemeyi seçtim, oyuna başladım ama yine de değişen bir şey olmadı. Size yine de Vernon Roche mu yoksa Scoia'tael yolunu mu seçeceğinizi sorgulatıyor. Bu sefer Scoia'tael’i satıp Roche’u seçtim. Çünkü Yaevinn yerine Iorveth vardı :/ O olsa düşünmeden sincaplara katılmıştım bile.

Grafikler…
O mâlum “piss filter” bu oyunda var maalesef. Bilirsiniz ya RE5 ya da 2010’lu yılların COD’larındaki o aşırı cheesy duran saçma filtresi. Bu kadar yakınmama rağmen grafik modu kurdum mu? Kurdum ama çalışmadı :D

Önerilerim
“Küçük Kız Kardeşler” adlı bir görev vardı. Sahil kenarında uçan hayaletlerin olduğu o görev. Bu görevden önce MUTLAKA save alın. Çünkü bug’lı bu görev ne yazık ki. Kendisi yüzünden %99 tamamlamış olarak bitirdim tüm oyunu. Bug’lı olduğunu çok geç farkettim ve bunun üzerinden en az 10 saat geçmişti, bu yüzden geri dönme fırsatım yoktu.
Müzik önerisiz olmaz:



Witcher 1 incelemem

https://steamproxy.net/profiles/76561199005305171/recommended/20900?snr=1_5_9__402

Önyargıları bırakıp bir şans vermelisiniz. Remake’de umarım ki daha çok detaya değinirler, oynanışı modernleştirirler. Minik bebeğim Dandelion’un ne kadar korkunç göründüğünü biliyor musunuz ilk oyunda :(
Buraya kadar okuduysan, teşekkürler ^^
Évaluation publiée le 17 février.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
10 personnes ont trouvé cette évaluation utile
1 personne a trouvé cette évaluation amusante
22.7 h en tout (20.5 heure(s) lors de l'évaluation)
“Aksiyon-Gizlilik Rollercoaster” diye bir tür olsaydı, bu oyun o türde olurdu.
Bir önceki oyunun (Wolfenstein: The New Order) sonu zirvede ve duygu yüklü bitirmesinden hemen sonraki zamanda geçen The New Colossus, hızlı bir girişle oyuncuyu hiç bekletmeden tekrar kaos ve gerilimin içine atarak başlıyor. Merak etmeyin, spoiler içeren yerler sansürlüdür.
Önceki oyunun sonunda William Blazkowicz, nam-ı diğer Terror Billy, yaralı bir şekilde Nazi hapishanesinde kalmıştı. Sevdiceği Anya, Caroline ve diğerleri onu bu oyunda kurtarıyor. Anya bu oyunda hamiledir. Ne yazık ki bebişi bu oyunun sonunda bile göremiyoruz. . Bir başka üzücü olay da tıpkı önceki oyunda yapmak zorunda bırakıldığımız o karar verme aşaması. Ben yine Fergus’u kurtardım. Hikâye finaline etkisi var mı bilmiyorum. Lâkin olaylar burada biter mi? Yoldaşımız Caroline uyuz Frau Engel’in kafasını kesmesinden dolayı ölüyor ta en başta.

İlk kez bir Wolfenstein oyununda karakterin iç dünyasına bu kadar derin dalıyoruz
Uzun süredir BJ’in yanında silah tutan, ona mentorluk yapan Caroline ölünce William tam anlamıyla sarsılır. Bu olayın etkisi, normalde sessiz olan William’ın, oyunu oynarken kendi kendine konuşmasında da çokça görülüyor. Hatta bazı görevler sırasında bu intikamı ona adadığını vs de ifade ediyor.
William’ın çocukluğunu ve yaşamış olduğu evi, dönemin Teksas’ının ne kadar ırkçı olduğunu –hâlen öyle, değişen bir şey yok- , kötü anılarını da görebiliyoruz. William’ın babasına öyle bir kurulmuşum ki malum bölümde çat diye geberttim ışık hızında.

Geleneğin dışına çıkılması mı yoksa malum furyanın esintileri mi?
Bu oyunda denizaltı üssümüz var arkadaşlar. Ne alaka derseniz eğer açıklayayım. Nazilerin Amerika’ya da sıçramasından dolayı, Amerika’da da direniş hareketleri başlamıştır. Siyahi ablamız Grace önderliğindeki bu hareket, William’a kadar uzanır ve düşmana karşı beraber örgütlenirler. Grace’i seslendiren Debra Wilson’a selam olsun, az güldürmedi beni bu oyunu oynarken.
Bu hareketi ilk görünce dedim acaba Siyah Panter gibi örgüt mü bunlar, ya da siyasi mesaj kaygılarını gözümüze gözümüze sokacaklar mıydı? (60’larda geçiyor oyun) . Gözümüze sokmamışlar da hafif dokunmuşlar. Üste Asyalılar, Fransızlar, yoğun olarak Afrikalılar, yer yer Latinler; Nuh’un Gemisi gibi kadroyla denizaltında ilerleye ilerleye gittik.

Bilimkurgu da sanki fazla mı coşmuşsunuz…
Kadim Yahudi ilimi cart curt, tamam atmosfer distopik, her yer Nazi mecha’sı dolmuş, ardımızda bizi kovalayan bir ordu var, ölmeyeceğiz zaten ana karakteriz de , kesik kafadan yeni vücuda geçiş yapmak nedir! Bu sahnede sinirim bozuldu ve gülmeye başladım. Nasıl bir ilim yahu bu. “Adam kendini makineye çevirmiş abi” demek istiyorum.

Elimde değil…
Vallahi The New Order ile karşılaştırmadan yapamıyorum. O oyunun etkisi öyle bir başka ki, sadece menü müziğini dinlemek için dakikalarca beklediğim oldu. O arkaplan ve o sert notalar, vurucu hikâye… Bu oyunda aynı müziğin farklı bir versiyonu var ama nedense geç çalıyor ve niye dümdüz bej arkaplan koymuşlar bilmiyorum… Bu oyunda ama grafikler yağ gibi akıyor ve BJ maşallah Arap atı gibi koşabiliyor. Hayır yermedim.

Müzikler
İşte Wolfenstein serisinin gelmiş geçmiş en iyi OST’u!



Nazi vurduğumuz bir FPS Shooter’ı nasıl bu kadar duygu yüklü bir hâle getirebiliyor bu adam… Şu adama gitar vermeyin kardeşim :D



Bu da son hediyem olsun:



NPC’lerin derdine derman olmak
Üsteki NPC’lerin kendi dramalarına şahit olabiliyorsunuz. Üşenmedim “birazdan neler olacak” diye izledim denk geldiklerimi. En komiği Sigrun’un oyunun sonlarındaki olayıydı bence. Onun dışında hepsinin verdiği görevleri yerine getirmedim. Belki Max Hass’ın oyuncaklarını toplayıp mutlu ederim sonra.

Epilog: Yakınmalarım
Zor modda oynadığımdan mıdır bilmiyorum düşmanın bazen side eye atmadan bile gördüğü oldu. Tam mükemmel hayalet deneyimi yaşayacakken tüm dopamin akışım sekteye uğradı. Özellikle American Bank olan bölümün başı neydi öyle… Bir de neden bu oyunda kaşlar bir tuhaf?

Epilog 1.5 : Tavsiyelerim
Benim gibi gizlilik efişinadosu iseniz zor ve bir tık üstünde deneyim edin. İnanın çok daha eğlenceli. Ben District temizlemeye geçtim çünkü bu oyunu bırakamayacağım gibi bir süre daha…

Évaluation publiée le 14 février.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
3 personnes ont trouvé cette évaluation utile
0.1 h en tout
Eylül 1999...Benim bu evde ne işim var?
Komik şekilde şaşırtıcı bir deneyimdi çünkü başka kelime bulamadım hahah. Oyun 5 dakika anca sürüyordur belki ama beni asıl şaşırtan bitirdikten sonra oyunun 'kendini imha etmesiydi'. Silent Hill PT tarzında oynanıyor. Açıkçası ben gereksiz lore kasmayan bağımsız oyunları da sevdiğimden tam çerezlik bir oyun oldu. Pek bir şey demeye gerek de yok. Kendiniz deneyim edin.





Beklemiyordum böyle final lol.
Évaluation publiée le 30 janvier.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
14 personnes ont trouvé cette évaluation utile
2
27.3 h en tout
Beni çağırıyor…
Psikolojik gerilimli ve katmanlı oyunları, filmleri vs çok severim. Remake duyurulduğunda çok çok mutlu oldum. Bu oyunun orijinalini hep duyup asla oynayamamıştım. Sadece sembolizmini yarım yamalak hatırlıyordum. Konami yazısını görünce heyecanımın yarısı kahve köpüğü gibi uçtu gitti. Ellerine yüzlerine bulaştırırlarsa asla oynamazdım. İlk fragmanlara kısık gözlerle bakıp geçtim. Erişime açılıp herkesin “iyi g*t olduk” dediğini duyunca dedim “acaba?”…

Bindik bi alamete, gidiyoz kıyamete
Bu yazıdaki spoiler içeren kısımlar sansürlenmiştir. Gizemleri kazmayı ve eşelemeyi çok seviyorum. Sanırım en uzun 2. incelemem olacak. Size hikâyedeki sembolizmleri ve oynarken keşfettiğim noktaları aktaracağım, bir de birkaç bir şey daha var.

Silent Hill neyin nesidir?
Bu kasabanın hikâyesi çok uzun ama inanılmaz kısaca şöyle söyleyebilirim ki; bu kasaba çektiği insanları, içlerinde bastırdıkları travmaları ile yüzleştiriyor. Silent Hill, bir "mekân" olmaktan çok bir tür metafiziksel boyut gibidir. James Sunderland buraya , karısı Mary’nin ölümüne dair suçluluk ve pişmanlık duygusuyla çekilir.

Karakterler ve sembolik anlamları

James ilerledikçe birkaç farklı karakterle karşılaşır. Bu karakterlerin kasabaya çekilme nedenleri birbirlerinden farklıdır. Dolayısıyla etraflarını görme biçimleri de…
Laura: Masumiyet ve saflık. Laura henüz bilinçli olmadığından günah da işlememiştir. Kasabayı canavarla dolu bir yer olarak görmez. Silent Hill onun için bir oyun parkı…
Eddie: Bastırılmış öfke. Eddie kasabayı öfkesini serbest bırakabileceği buz gibi bir yer olarak görür. Sinema sahnesinde önce Eddie’ye sonra James’e dikkâtle bakın. Eddie konuşurken ağzından buhar çıkar ama James’den çıkmaz. Zaten onu bir sonraki –ve son kez- göreceğimiz mekân da dev bir bir et dolabıydı.
Angela: Travma ve dehşet. Angela, Silent Hill’i tamamen bir cehennem olarak algılar. Etrafı her zaman alevlerle çevrilidir. Angela’nın babasının istismarını ve travmasını temsil eden Abstract Daddy, onun zihin dünyasını şekillendiren en korkutucu ve rahatsız edici unsurlardan biridir. Belki de hikâyesi en karanlık ve umutsuz olan karakter.
Maria: İdealleşmiş Mary, suçluluk, cinsellik dürtüleri, inkâr. James’in Mary’yi özlediğini ama aynı zamanda onun hastalık sürecindeki zayıflığından yorulduğunu ve ona öfkelendiğini, oluşan mesafeyi kapatma arzusunu temsil eder. Mary’nin hastalığı sırasında bastırdığı cinsel dürtüler, Maria’nın varlığıyla yüzeye çıkar. Mary’nin ölümüyle ortaya çıkan derin pişmanlığın da somutlaşmış hâlidir Maria.

Peki ya o ikonik yaratıklar?
Oyunla bütünleşmiş bir ikon olan Pyramid Head ve hemşirelerin anlamı:
Pyramid Head: James’in kendisini cezalandırma arzusu ve şiddet içeren dürtülerinin bir yansımasıdır.
Hemşireler: James’in Mary’nin hastalığı sırasında bastırdığı cinsel arzularını temsil eder.

Oynarken Farkettiğim Detaylar
• Save alırken genelde James direkt kameraya bakıyor. Angela’nin cehennem sahnesinden sonra gözlerini kaçırıyor.
• Sağlığınızın durumuna göre haritaların ve menünün rengi değişiyor.
Otherworld’a geçince bazı sesler bozuluyor.
• Sıkılan uzva göre yaratıkların dönüp düşmesi ve kan efektlerini gerçekten iyi yapmışlar.
Maria ile oynadığımız bölümlerde o, yanında cam kırılmasına, yüzüne fener tutulmasına ve silah ateşlenmesine tepki veriyor.
Maria ile Jack’s Inn ‘e hemen gitmeyip beraber zaman geçirirseniz opsiyonel diyaloglar ve bazı gizemler çıkıyor. Maria’nın orijinal kıyafetini bulması gibi.
Glimpse’ler ya da memolar ile eski oyundaki yer ve eşyalara bakabiliyoruz. Bir nevi déjà vu…
• Oyunun başlarında göz torbası olmayan James’in gözaltlarının gittikçe morlaştığını görebilirsiniz. Hatta haritaya bakarken tırnakları da git gide kirlenmeye başlıyor.
• Oyunu bitirdikten sonra NG+ açılıyor. Bu modda başlarsanız yeni yerler, yeni filtreler elektrikli testere açılıyor. Hatta oyunun en başında arabanızın içine “outlined” filtresi ile bakarsanız Mary’nin battaniyeye sarılmış vücudu (In Water ending’indeki) duruyor.

Psikolojik Gerilim Öğeleri
Gizemli mekanlar, ilk bakışta anlam verilemeyen olayları çok seviyorum. Oyun tıpkı Twin Peaks edasıyla bunu başarıyor. Tabi ki Silent Hill’in atmosferinin çok daha karanlık ve depresif olduğunu söyleyebiliriz. Müziklerine zaten aşığım ki birazdan değineceğimden şu anlık pas geçiyorum. O “içine çekilme hissini” yavaş yavaş öyle güzelce yedirmiş ki oyun, oyunun sonlarına doğru bir sahnede resmen çaresiz hissettim.

Oyunun sonlarına doğru gerilim zaten tırmandıkça tırmanıyorken Lakeview Hotel’in en alt katına giden asansöre geldiğinizde, evet o sahne, adeta gerim gerim gerilmiş oluyorsunuz. Eğer oynamayıp yine de spoilerları okuyorsan bence bundan sonrasını okuma, ilk elden tecrübe et. Asansöre binmeniz için üzerinizdeki her şeyi bırakmanız gerekiyor. Oyun boyunca taşıdığınız Mary’nin mektubu, fotoğrafı, silahlarınız, şırıngalar… Sanki benliğimi o dolaba bırakmış gibi hissettim. Dikkât ederseniz bu bölümü oynarken James’in ifadesi hatta postürü bile değişiyor. Ürkekleşiyor.

Oynanış ve zorluk
İlk oynayışımda daha sinematik bir deneyim yaşamak adına combat-puzzle zorluğunu standarta çektim. Survival horrorları büyük bir zevk alarak ve –demem lazım- zor modları bile kolayca oynadığımdan bana standart mod fazla kolay geldi. Hatta bir ara 70 tabanca mermisi ve 25 şurup, 10 şırınga ile god mode açmış gibi geziniyordum. Puzzle’lar zorlamadı. Bir dahaki oynayışımda puzzle zorluğunu da zora çekip oynamak istiyorum. (Silent Hill’in zorlu puzzle’ları meşhurdur.)

Yaşanmış Silent Hill Vakası
1962’de, Centralia kasabasındaki bir çöplükte çıkan yangın, yeraltındaki kömür damarlarına sıçradı ve kontrol edilemez hâle geldi. Yangın o kadar genişledi ki kasaba altından sürekli yanmaya başladı, cehennem gibi . Zehirli gazlar, sıcaklık artışı ve çökme tehlikesi, kasabanın tamamen boşaltılmasına neden oldu. Bugün Centralia, yanan bir yeraltı cehenneminin üzerinde kalan bir hayalet kasaba olarak bilinir. Yangın yüzünden yüzeye çıkan devamlı dumanlar, ilham kaynağı olmuşa benziyor.

Müzikler
2 kelime: Akira Yamaoka…





Bir gün piyano öğrenmeye kalkarsam sebebi 2.link’tir. Küçükken dinlediğim zamanki gibi aynı etkiye sahip hâlen…

Teşekkürler Bloober Team SA
Gerçekten…










Évaluation publiée le 9 janvier.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
2 personnes ont trouvé cette évaluation utile
19.4 h en tout
Omertà

Sessizlik yemini... Sicilya mafyasının en önemli kuralı. Bozulması dâhilinde yaşama mâl olan bir kural...

Devam oyunu Mafia II'de karakterimiz Vito Scaletta ile beraberiz. Şahsen bu oyunun hikâyesinin, önceki oyun kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Sadece görüntülerin "gerçekten" cilalanmış ve daha naturel olmasını dilerdim (bu seri bazında konuşuyorum).

Oynanış kısmında, ilk oyundan farklı olarak görev sırasında da gezip tozabiliyorsunuz. Görevden göreve koşturmanız zorunlu değil. Bu sefer halktan biri olarak değil, asker olarak başlıyoruz hikâyeye. Scaletta II.Dünya Savaşı İtalya'sında savaştıktan sonra Amerika'ya döner.Savaş kahramanı Vito Scaletta, babasının borçlarını ödeme umuduyla mafyaya bulaşır. Arkadaşı Joe ile birlikte Vito kendini ispatlamak için çalışır ve daha büyük ödül, statü ve sonuçları olan suçlar ile ailede yükselir.
Tommy Angelo'yu öldürürler. , çünkü Omertà...



Oyunun yer yer gerçekleşen ani twistler ile cidden şoka uğrattığı oldu. Henry Tomasino'nun Çinliler tarafından vahşice öldürülme sahnesini ağzım açık izledim.
Geçmişte sizi kurtaran adamı kurtarmak mı yoksa bağlılık yemini ettiğiniz adama itaat mi?

Oyunda farklı sonlar vs yok. Aslında bakarsanız bu, klasik bir mafya hikâyesi ama gidişat sizin elinizde. Aksiyonuyla ve sürükleyiciliğiyle dolu dolu 10-12 saat geçirirsiniz. Okumak isterseniz Mafia:Definitive Edition incelemem aşağıda.

Mafia:Definitive Edition incelemem👇🏻
https://steamproxy.net/profiles/76561199005305171/recommended/1030840/

Okuduğunuz için teşekkürler!






Évaluation publiée le 30 décembre 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
4 personnes ont trouvé cette évaluation utile
27.0 h en tout
Cosa Nostra
Mafia oyunlarının eski versiyonlarını delirmemek adına bilerek oynamadım. O yüzden kıyaslamalı bir inceleme olmayacak. Fakat spoiler olacak. Zor modda oynadığım için bazı noktaları daha net görebilme şansım oldu. Başlayalım...

Tommy Angelo mafyaya nasıl girdi?
Angelo, ABD'deki Büyük Buhran vakitlerinde taksicilik yaparak geçimini sağlamaktaydı. Dönemde alkol yasağı gerçekten vardı ve İtalyanlar kaçak olarak alkol satıp illegal yoldan ceplerini büyütmekteydi. Mafya böyle böyle güçlendi.
Angelo bir gece taksisine yaslanmış müşteri beklerken, uzaktan bağırış çağırış sesleri işitir. İki tane takım elbiseli adam onun taksisine doğru koşarken Angelo sigarasını fırlatır ve aracına atlar. Bu iki adam da araca biner. Angelo'ya uzağa sürmesini söylerler.
Kendilerini tanıtınca bu kişilerin Sam ve Paulie olduğunu anlarız. İkisi de Salieri mafyasında yüksek rütbelerde çalışmaktadır. Başlarını beladan kurtardıkları için Salieri, Angelo'ya aracını tamir ettirmek için parasını verir ve kapısının ona açık olduğunu söyler. Angelo çok da umursamaz. Ta ki ertesi güne kadar...
24 saat bile geçmeden gün ortasında Angelo'nun taksisi, rakip mafyanın adamları tarafından bir güzel yamultulur. Üstüne adamımız dayak da yiyince soluğu Salieri'nin yanında alır ve mafya macerası böyle başlar.



Oynanış
Ana hikâyedeyken kısmi bile olmayan açık dünyasındasınız, Oyun size gezip tozma imkanı vermiyor. Bunu isterseniz ana menüden "free roam" modunu seçerek yapabilirsiniz. Araçlarla bir hayli haşır neşir olacaksınız. 1930'lardaymışçasına bir sürüş keyfiniz oluyor. Kötü anlamda demiyorum. Bence zevkliydi. Devam oyununda daha zevkli hatta. Ana karakterimiz asker vs olmadığından çok mükemmel bir doğrulukla ateş edemiyor. Bu da sizi sıka sıka gidemediğiniz, dikkatli olmanız gereken bir oynanışa sürüklüyor. Gizlilik ve yakın dövüş kısmı çok meh kalmış. Neyse ki çok az var bu bölümlerden.
Bu arada ayarlarda polis zorluğu, araç zorluğu, araç zamanını kısaltma gibi özellikler varmış. Ben bunu görmediğimden yollarda epey bir zaman geçirdim :/



Final
Oyunun son 1-2 saati bana maalesef alelacele hazırlanmış gibi geldi. Belki ben Yakuza'ların kompleks hikâyelerine çok alıştığımdan da olabilir. Lakin, Salieri'nin tutuklanması, Tommy'nin ölümüne kadar olan süre çok kısa geldi bana. Bunlar dışında oyun zaten cillop gibi olmuş. Müzikleri de çok hoştu.



Okuduğunuz için teşekkürler!
Évaluation publiée le 27 décembre 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
3 personnes ont trouvé cette évaluation utile
96.3 h en tout
İlk kez bir Yakuza oyunu beni sinirlendirdi

Bu seriyi bazı demode kalmış özelliklerine rağmen çok seviyorum. 6.oyuna kadar gelmiş olmazdım diğer türlü. Kendimi Yakuza Veteran'ı olarak tanımlıyorum. Yani diyeceğim bu seriyi seviyorum ve ilk kez negatif bir inceleme yazıyor olmak biraz üzse de dürüst olmalıyım. Bölüm bölüm ayırarak gideceğim.

Bu yazıda SPOILER bulunacak.

ÇOKLU KARAKTER FURYASI
Yakuza 4'te başladı öncelikle. Yakuza 0'dan beri %90 Kiryu, %10 Majima olarak oynamıştık ve bu karakterlere inanılmaz bağlanmıştık. "Majima bu kadar az süreye sahipken nasıl oluyor bu?" diye soruyor olabilirsiniz. Hikâyeye sürekli bir katkısı vardı ondan. Bir de otantik yapısı sevdirdi kendisine tabi ki. Yakuza 4'e geldiğimizde Kiryu'ya Majima değil de BAMBAŞKA 3 karakter eşlik edecekti.
18 adamı tekte indiren efsanevi ex-yakuza Saejima, işgüzâr ve rahat hâlleriyle kendini sevdirten tefeci Akiyama (ilk oyunlarla çok dolaylı yoldan ilişkisi vardır) ve de hiçbir eski bağlantısı olmayan polis Tanimura.
"Bu Yakuza oyunudur, evirir çevirir bir şekilde bağlarlar" demiştik ve öyle de olmuştu. Belki de ilk kez bu formülü denediklerinden gözümüze çok batmamıştı. AMA...
KOCAMAN BİR AMA...
Bu oyunda asla dövüşemeyen, tekme atma sahnesi bile olmayan Haruka (Kiryu'nun manevi kızı) ve yine anlamsız eklenen 4. bir karakter olan Shinada eklenmişti. "E bu kadar da eşeğin şeyine su kaçırır gibi olmaz artık". Bunu da kategorisel olarak açıklamam lazım kafa karışıklığı olmasın:

ACT I: KAZUMA KIRYU
Oyunun ilk bölümünü bu sefer direkt efsanenin kendisiyle başlayınca içimden bi "EYVAH" dedim. Çünkü çoklu karakterlerde direkt böyle başladıysak ağır s*çacaktık ki öyle de oldu. Kimliğini değiştirip taksici olarak da devam etsen geçmişin seni bırakmaz ki. Neyse başları sıkıcı olsa da yarış mini oyunları falan eğlenceliydi. Burada fazla sıkılmadım. Next:

ACT II: TAIGA SAEJIMA
Saejima ve hapis maceraları vs iyiydi, aktı gitti zaten ama sonrasında kar fırtınası yüzünden yolunun dağ köyüne düşmesi falan... DANANIN KUYRUĞUNUN KOPMAYA BAŞLADIĞI İLK YER BURASI ! Şimdi bu seriye takmış olan kişilerde başarım açma sevdası falan oluyor. Karakteri fulleyeyim vs vs Arkadaşlar Saejima'nın dağdaki av side quest'leri inanılmaz sıkıcı , bölüm tasarımı da gıcık olduğundan buraları direkt es geçin. İki üç kürk satacağım diye saatlerinizden olmayın. Şehre tekrar dönecek zaten ilerleyen kısımlarda. İnanamıyorum yani o kadar saat kaybettirdi ki son iki bölümü bu kısmın!

ACT III: HARUKA SAWAMURA
Normalde direkt küfürle dalacaktım ama kendimi frenledim. ARKADAŞLAR, direkt bu kızın bölümü 1 saatlik sinematiğe yayılıp verilebilirmiş ama onun yerine boşu boşuna karakter kastığınız, kastığınız özelliklerin HİÇBİR ŞEYE yaramadığı, zaman israfı bir kısım! Banane Haruka'nın idol macerasından. Daha durun bir de bu idol macerasını hikayeye yedirmek için ekledikleri bomboş bir karakterimiz daha var.

ACT IV: TATSUO SHINADA
Sen ne mal bir karaktersin ya, sen gereksiz, yıkık bir karakterin tekisin. SIRF Haruka'nın b*ktan macerası ucu açık ray gibi kalmayıp hikayeyi anasının gözüne kadar fırlatmasın diye buna da lore kasmışlar. Bu kısımda daha da sinirlendim. Zaten geçen oyunda en son karaktere ısınamamıştım, şimdi yine yepyeni bir karakter ve zorlama bağlanması delirtti. Bu karakteri hiiiç kasmadım. Bu kısımda xp falan umrumda değildi. Yapmadığım şeyleri yapıp diyalogları, sinematikleri skiplemeye başladım.

EE NE OLDU ŞİMDİ?
Zorlama plot twistler (Majima'yla Haruka'nın ölen mentoru evliymiş falan), yine ezberlediğimiz final bossuna gidene kadar canımızın çıktığı bölüm tasarımı, tahmin edilebilen intikam sahneleri, ve yine VE YINE EVET YINE , MILLENIUM BINASININ TEPESINDE BITEN FINALLER. Bu kısmın cutscene'i çıktığında sinirim bozuldu ve kahkaha atmaya başladım artık.
Serinin en uzunu bu oyundu. Ama inanın şu davar Shinada'yı komple çıkarın, Haruka'nın hikayesini 1-2 saatte verin, Saejima'nın gereksiz köy macerasını atın oyundan rahat 30 saat gidiyor. Hikayeden aman aman bişey eksilmez de. Sırf uzasın diye suyunu çıkarmışlar. 100 saatimin 60 saati boşa gitti. Sizinki gitmesin diye önereceklerim var:

ABLA TAVSİYESİ
Oyunu zor modda oynamıyorsanız karakterleri aşırı kasmanıza gerek yok. Saejima'nın köye vardığı andan itibaren oyunda tempo inanılmaz düşüyor, side questlerde eğlenirim belki diye düşünmeyin çünkü tam tersi oluyor. Haruka'yı da aman diyim sakın kasmakla uğraşmayın. Finalde bir şey değişmiyor zaten. Shinada kısımlarında direkt uyuyabilirsiniz.

Tabi bu oyun beni Yakuza 6'yı oynamaktan soğutamaz. Güzel bir finalle taçlandıracağım.

Okuduğunuz için teşekkürler!
Évaluation publiée le 25 décembre 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
6 personnes ont trouvé cette évaluation utile
59.9 h en tout
Kütük mütük ama sevdim
The Witcher serisinin, külliyatının ilk gözbebeğini taze taze bitirmişken bu incelemeyi yazıyorum. Muhtemelen oyun hakkında en çok duyduğunuz "kombat çok kötü", "çok kütük" tarzı cümlelerdir. Yani katılmıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Acısa da öldürmez, bir zaman sonra alışıyorsunuz ve o kütüklük zaten "hikâyede birazdan ne olacak?" düşüncesinin verdiği merakın içinde eriyip gidecek.

2008 grafikleri diye bir kavram var
Sizi bilmem ama ben bu tarz grafiklere bayılıyorum. "2010 yılı aşırı cheesy ps3 grafiği" değil dediğim tabi ki hahah. Evrenin temasına da gitmiş. Ben ekstradan mekânlar ve yüzler için modlar indirerek, oynanış zevkini artırmaya oynadım. Bazen sadece o güzel ortaçağ müzikleri eşliğinde suyun akışı izledim.



Hikâye ve Seçimlerin Etkisi
Uzun uzun hikâyeyi yazmayacağım fakat bazı yerlerde ciddi ters köşeler yaşandı. Belki de benim seçimlerim doğrultusunda öyle olmuştur. İlk oyunda da, 3.oyunda olduğu gibi seçimleriniz her şeyi değiştirebiliyor. Bazen affettiğiniz birisi ya da bir yaratık, ileride size destek çıkabiliyor. Yan görevlerin hepsi olmasa da bazıları eğlenceliydi. Ben her açık/kısmi açık dünya oyununda olduğu gibi ilk saatleri skyrim loot yapmakla geçirdim haha. Belli bir noktadan sonra ise tamamen ana göreve odaklandım.
Kullandığım modların bir etkisi mi yoksa oyundan mıdır bilinmez, bazı yan görev eşyalarımın kayboldukları oldu. Bence final boss savaşını daha etkileyici yapabilirlermiş. Azar Javedd'i son boss olarak beklerdim ama çıkmadı. Buna rağmen en zor savaş da ona aitti, tuhaf



Bazen alakasız gözüken bir parşömen...
Farkettiğim bir nokta; Bulanık Sular'da hana girip erkek hancıyla konuşurken çıkan bir diyaloğu seçerseniz, size Cirilla'nın hikâyesini anlatmaya başlıyor. Kehanet gibi anlatıyor. Bu noktada Geralt henüz Ciri'yi tanımıyor. Bir de göl kenarında dolanan beyaz saçlı küçük bir kız var. İsmi yok kızın ama bana nedense Ciri gibi geldi. Bilemiyorum Altan...
Geralt'in ünlü gümüş kılıcını ise Gölün Hanımı adlı tanrıça, emekleri karşılığında ona takdim eder.



Tavsiyelerim
Geralt'in hızını artıracak modlardan birini seçip kurmanız çünkü bu oyunda at yok ve Geralt yavaş koşuyor. Ben moddan sonra, oynanışın daha hızlı aktığını fark ettim.
Oyunun başında sağlam oren kasmanız. Bunun için de biraz amelelik yapmak şart oluyor.
Évaluation publiée le 13 juillet 2024. Dernière modification le 13 juillet 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
5 personnes ont trouvé cette évaluation utile
0.4 h en tout
The game randomly lags and it's possible to lose your saves. Such an unfortunate thing, i would have loved this game.
Évaluation publiée le 30 juin 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
28 personnes ont trouvé cette évaluation utile
63.3 h en tout
Yunan Savaş Tanrısı Midgard'da!

God of War serisiyle aram hep 'gördüğüm ama bir türlü oynayamadığım, fırsat bulamadığım' seviyede kaldı. Duyardım ama ilgimi de fazla çekmezdi belki de. Oyun serisiyle ilgili tek bildiğim, Kratos'un tanrıları öldürdüğü ve klasik hack n slash tarzında oluşuydu. Bu kısıtlı bilgilerle 2018 yapımı God of War'a başladım. Bu evrenin İskandinav mitolojisi evreninde geçtiğini biliyordum. Hâtta oyun, bana yıllardır okumadığım İskandinav mitolojisi kitabını tek oturuşta bitirtti. Hack n slash oyunlarında kıvrak oluşuma güvendiğimden oyunu zor modda başlattım. Dipnot geçeyim, bu incelemede SPOILER olacak.

İlk saatler

Oyun gayet dinamik bir şekilde açılış yapıyor. Uzun uzun hikâyeyi anlatmaktansa bu çok daha iyi bir yöntem. Oğlumuz Atreus ile evden çıkış yapıyoruz. Atreus'un ölmüş annesi Faye'in küllerini de alıp ava gidiyoruz. Maceramızın ortasında bir yabancı çıkıyor karşımıza. Bizi tanıyor gibi gözüken, oldukça yılışık ve gevşek ağızlı biri... Bu kişinin Baldur oluşunu duymuştum önceden, kötü bir spoilerdı. Bu yabancının niyetinin kötü olduğunu çok geçmeden anlıyoruz. Bir tanrıydı bu adam!
Bu dövüş tatmin ediciydi. Bir savaş tanrısını kontrol ettiğimi hissettirdi. Hele zor modda daha da iyi. Yabancı gibi güçlü biri tabi ki hemen alt edilip unutulacak bir karakter değildi. Karşımıza 2 defa daha çıkacaktı.

Freyja sen kimsin?

Bu gizemli kadın, yardımsever bir... tanrıça aslında. Mitolojide Baldur(ya da Balder) 'un annesi değildir. Baldur'un annesi Frigg'dir. Freyja sarışın tasvir edilir, cadı ormanında yaşamaktadır. Maceramızda bize yardımı dokunmuştur.
Oyun Midgard'ın ortasına bırakır bizi. Ve keşfe başlarız. Normalde açık dünya oyunlarında keşifleri çok sevdiğim söylenemez ama bu oyunda hem oyun içi hem steam başarımlarını %100 tamamladım. Nasıl olduğunu açıklayacağım ileride.



Koca adama kürek çektirdim kaç saat

O geçit senin, şu gizli liman benim derken her bölgeyi, her sandığı, her zümrüt kuşu (Odin'in gözleri) yok ettim. Oyun bu çabanızı güzel ödüllediriyor. Özellikle gizli alanları açarsanız. Ejderhaları serbest bıraktım, diyar yırtıklarını kapattım. Ödüller efsanevi zırhlar, efsanevi rünler, bolca kertikgümüş oldu. Yan görev motivasyonunu artırıyor böyle güzel şeyler.

Midgard sonrasında Alfheim, Helheim, Muspelheim, Niflheim ve Jötünheim diyarlarını açtım. Bu diyarlar hakkında kısaca bilgi:

Alfheim
: Elfler diyarı. Özellikle alt haritası kafamı karıştırmıştı.
Helheim
: Ölüler diyarı. Çok soğuk ve depresif bir diyar. Loki'nin kızı Hel buradadır.
Muspelheim
: Ateş devlerinin diyarı. Cehennemvari bir yer. Surtr buradadır.
Niflheim
: Sis diyarıdır. Bu haritada RNG var.
Jötünheim
: Devlerin diyarıdır. En yüksek nokta buradadır.



Brok ve Sindri

Mitolojide gerçekten olan iki cücedir. Brokk ve Eitri olarak da bilinirler. Thor'un Mjöllnir'i bu iki cücenin ellerinden çıkmıştır. İkisinin atölyesinde zırh,silah vs üretebilir, geliştirebilir veya kaynak alıp satabilirsiniz. Oynarken küçük bir nokta keşfettim. Bir diyardan inip onların yanından koşarak geçerseniz, Sindri size sitem eden cümleler kuruyor.

Kafamın içindeki sese benziyor: Mimir

Odin'in sürdüğü, her şeyi bilen tanrı. Oyunda onu zirveden, hapsolduğu ağaçtan kurtarıyoruz...kafasını keserek. Mimir cidden beni bazı yerlerde çok güldürdü. Bazen Audhumla memeleri aşkına diye bağırmıştı, kahkaha attım. Audhumla, ilk dev Ymir'i besleyen bir inek bu arada. Mimir'in bazen yardım etmekten çok sadece öykü anlattığını düşünüyorum hahah.

Metroidvania öğeler olduğunu bileydim...

"Gözümün önündeki sandığı açamıyorum" nidalarının takip ettiği bir düşüncedir hahah. Siz de benim gibi her yeri yağmalamak istiyorsanız, merak etmeyin oyunda ilerledikçe o açamadığınız kapıları açacak malzemelere sahip oluyorsunuz.

Uçan düşmanlardan nefret ediyorum

Revenant en nefret ettiğim düşman olabilir. Main boss bile değil biliyorum lâkin delirtti bu düşman tipi beni. Hel savaşında ya da son Baldur kapışmasında bu kadar sövmedim. Dev karakterlerle kapışmak çok eğlenceliydi.

Oynarken fark ettiğim minik detaylar
  • Mimir ile onun bulunduğu ağaca geri dönerseniz Mimir 'çok komikmiş' tarzı bir cümle kuruyor.
  • Baldur'u yendikten sonra Freyja'nın evine gitmeye çalışırsanız, Mimir 'sizi öldürmek için plan yapıyor olabilir evlat' diyor Atreus'a.
  • Tüm valkürleri serbest bırakınca, valkür kraliçesi bize Freyja'nın eski bir valkür olduğunu söylüyor.
  • Hikâyeyi bitirdikten sonra evinize geri dönüp uyursanız. Atreus rüyâsında Thor'un onları ziyaret ettiğini görüyor. Bu sahne sonra Ragnarök fragmanında kullanıldı (aşağıdaki sahne).



Mitolojiden alınmış başka öğeler

  • Suyun içinde bulduğunuz Aegir altınlarını hatırlıyor musunuz? Aegir de bir tanrı. Diğer tanrılara bira pişirir. Baldur'un ölümü sonrası diğer tanrılar Aegir'in evinde ziyafet verip yas tutarlar.
  • Baldur oyunda gösterildiği gibi intikamcı bir tanrı değildir. Çok yakışıklı, adaletli ve kibar olmasıyla tanınır.
  • Baldur'u dolaylı yoldan Loki öldürür. Frigg oğlunu koruma altına alır. Sadece ökseotuna karşı Baldur zayıftır. Bu zayıflığı Loki öğrenir ve Baldur'un kör kardeşi Hod'a ökse otundan yapılmış bir ok vererek Baldur'a nişan almasını sağlar.

63 saat süren maceram

Oyun akıcılığıyla sizi alıp götürecek. Sadece 1 haftamı kendine gömdüren, bir kitabı tek oturuşta bitirten bir oyun, daha ne denir...
Évaluation publiée le 22 juin 2024. Dernière modification le 22 juin 2024.
Cette évaluation vous a-t-elle été utile ? Oui Non Amusante Récompenser
< 1  2  3 ... 10 >
Affichage des entrées 1-10 sur 95