Serserinin biri olarak atıldık bir maceraya... Çapulcu keserek başladı kariyerimiz, yeri geldi çapulculardan dayak da yedik, yeri geldi lordlara kafa tuttuk kimi zaman yendik kimi zaman yenildik. Biraz güç kazanınca Sturgiya'dan lordluk teklifi geldi, geri çevirmedik tabii, böyle güçlü bir krallıktan teklif geldiği için sevindik, ordumla beraber sabaha kadar kutlama yaptık. Eee bir süre sonra normale döndük tabii, artık bir krallığın çatısı altında olduğumuzdan dolayı yaptığımız her şey krallığımız içindi. Gücümüz artsın çok daha güçlü olalım diye çokça kez kale ve şehir kuşattım, düşman lordları esir aldım ve çoğunu infaz ettim ancak Kalradya'nın yükselen gücü Batı İmparatorluğu hem bizler için hem de diğer krallıklar için çok büyük tehdit oluşturuyordu. Bir süre görmezden geldik, kendi işlerimize odaklandık ve bir kale kuşatmasında Vidar ile göz göze geldim. Bana dedi ki; "Güzel bir kızım var, onun için eş bakıyoruz. Sen bu toprakların en hızlı yükselen gücüsün ve mert bir delikanlısın, eğer kızım da seni beğenirse düğün masraflarınız benden", tabii ki kabul ettim bu teklifi ve Lilizha bir anda Vidar'ın ordusunun arasından çıktı... O Slav güzelini ilk gördüğüm anda felç oldum sanki, 10 - 15 dk boyunca konuşamadım... Aklımda yalnızca Lilizha için neler yapabileceğim vardı, işte o an kesin olarak kararımı verdim ben bu topraklarım en güçlü, en sert, en mert adamı olacağım, Lilizha'yı da bu toprakların en güçlü adamının karısı yapacağım dedim. Vidar söylediği gibi düğün masraflarını karşıladı ve o güzeller güzeli ile evlendim. Beraber savaşlara girdik, beraber güçlendik, beraber büyüdük. Lilizha yalnızca karım değil aynı zamanda en yakın dostum olmuştu, kestiğimiz lordların kafasıyla top oynamayı çok severdik :') Ancak bir yanda büyüyen Batı İmparatorluğu tehdidi devam ediyordu, Raganvad bu duruma engel olmak için Batı İmparatorluğuna savaş açtı ancak Lilizha ve benim bütün çabalarımıza rağmen krallığımız çok büyük zarar aldı, çok fazla lordumuz esir düştü. Bundan dolayı Raganvad acilen barış yapma kararı aldı ve bu durum sürekli böyle devam etti. Batı İmparatorluğu ile girdiğimiz her savaştan zararlı çıkan taraf biz olduk. Neyse dedik yaşlı adamdır, yarın bir gün ölür krallığın başına geçer her şeyi toparlarım, Lilizha'ya verdiğim sözü her şekilde tutarım. Baktık ki adam ölmüyor, yıllar geçiyor biz yaşlanıyor ancak Raganvad ölmüyor... Artık girdiğimiz her savaşı kaybetmeye başladık, yalnızca Kuzaitlere gücümüz yetiyordu o da daha önceden Kuzait'in bütün güçlü lordlarını infaz etmemizden ötürü. Bir gün canımıza tak etti ve Raganvad'a siktiri çektim, ben artık kendi krallığımı kuracağım dedim. O sıra Aseray Krallığının aslında Güney İmparatorluğuna ait olan bir şehri aldığını ve yeterince iyi koruyamadığını fark ettim, 220 küsür adamım, Lilizha ve ben girdik savaşa, aldık şehri. Anında kurdum krallığımı, ve güçsüz gördüğüm diğer yerleşkelere dadanırken bir anda Aseraylıların 800 kişi ile şehrimi benden aldıklarını fark ettim. Çok sinirlendim, kendi ordumun yanında 3 yoldaşıma daha ordu topladım ve 500 kişilik bir nüfusumuz oldu, Aseray'ın lordlarını tek tek yakalayıp infaz etmeye başladım ve sonrasında kaybettiğim yerleşkemi tekrar aldım. Daha fazla savaşacak gücümüz kalmadığı için haraç ödeyerek Aseray ile barış yapma kararı aldım. Ancak yeni bir krallık olduğumuz için sıra sıra herkes bize savaş ilan etmeye başladı, haraç ödemekten ekonomimizin sarsıldığı bir konuma gelecek kadar fazla haraç ödedik. Bu durumdan kurtulmak için önce pek fazla gücü olmayan Kuzait yerleşkelerini ele geçirdim, lordlarını infaz ettim ve bir süre sonra Kuzait haritadan silindi. Sonrasında Güney ve Kuzey İmparatorluklarına da savaş açtım ve onların da lordlarını infaz ettim, haritadan silindiler. Sonrasında Aseray, Vlandiya, Sturgiya, Batı İmparatorluğu ve Batanya bana karşı savaş ilan etti. Aseray ile savaşmaya devam ettim, diğerlerine haraç ödeyerek barış yaptım ancak Aseray aşırı derecede güçlü olduğu için kendimi savunmakta zorlanırken üstüne bir de Batı İmparatorluğundan savaş teklifi gelince çok çaresiz kaldım, Aseray ile barış yaptım ve bu sefer Batı İmparatorluğuna saldırmaya başladım ancak uzun sürmeden barış yapmak zorunda kaldım. Bu şekilde sancılı bir güçlenme sürecimiz oldu ve güçlenince ilk ortadan kaldırdığım krallık Aseray oldu, sebebi ise konumumuzdan dolayı sürekli bizi rahatsız etmeleriydi ancak işler beklediğim gibi gitmedi ve bütün Aseray toprakları zaten en güçlü krallık olan Batı İmparatorluğuna geçti. Ancak bu durumun büyük bir avantajı vardı ki o kadar güçlenen bir krallık sahip olduğu belli başlı yerler haricinde savunma konusunda pek de etkili olmayacaktı ve bu durumdan yararlanarak Batı İmparatorluğunun güçsüz olduğu yerleri rahatça ele geçirdim tabii bunda Batı İmparatorluğunun aynı anda 3 krallıkla savaşmasının da etkisi oldukça büyük. Bir yerden sonra Batı İmparatorluğu güç kaybetmeye başladı, sürekli olarak kral seçtikleri kişilerin peşine düştüm ve krallarını infaz ettikçe klanlar dağılmaya ve krallığın güç dengesi iyice bozulmaya başladı. Bir anda son kral olduğunu bilmeden lordun birini infaz ettikten sonra Batı İmparatorluğunun bütün toprakları benim elime geçti. Sonunda sözümü tutmuş, Kalradya'nın en güçlüsü olmayı başarmıştım ancak bu yetmezdi, benim hedefim bütün Kalradyayı ele geçirmekti ve Batı İmparatorluğu düştükten sonra diğer krallıklar ortalama 2 - 3 saat savaştıktan sonra düşmeye başladı. Artık bütün Kalradya'nın hükümdarı olmayı başardım, Lilizha'ya verdiğim sözü tuttum ancak bu yolda pek mert biri olamadım. Çok kan döktüm, çok kafa kestim, elimden kurtulabilen lord olmadı, hatta lordları geçtim paralı asker grupları bile elimden kurtulamıyordu. Ancak ben işimin önemli kısmını yaptım ve bir Slav güzeli olan Lilizha ile 45 yaşımda emekliliğe ayrıldım artık yalnızca bu çektiğimiz zorlukların sefasını sürmek var... Bana verdiği 5 çocuktan dolayı Lilizha'ma teşekkürler <3

Daha önceden oyunu bitirmeye çok yaklaştım ancak sıkıldığım için bırakmıştım, daha sonra tekrar başladım ve ikinci sefer boyunca başımdan geçenleri hikayeleştirerek anlatmanın güzel olacağını düşündüm. Eğer oyun süresinin daha uzun olmasını istiyorsanız lordları infaz etmeden, onurlu biri olarak oynamanızı öneririm, lordları infaz etmek krallıklara aşırı derecede güç kaybettiriyor bundan ötürü lordları infaz ederek oynarsanız oyun 80 - 90 saat civarında bitecektir. Birkaç tane de önemli konudan maddeler şeklinde bahsetmek istiyorum;

- Kardeşlerinizi ya da yoldaşlarınızı düşman olmayı planladığınız krallıklarla evlendirmeyin, bedeli olarak kardeşinizle defalarca kez savaşmanız hatta infaz etmeniz bile gerekebilir.

- Bazı şerefsizleri masum sanıp yoldaş olarak aldığınızda sizin yaptıklarınızdan dolayı ilişkiniz eksilere kadar düşüyorsa siktiri çekin ve direkt onları infaz etmeye oynayın.

- Savaşlara dayalı ekonomi kurmak yeni krallıklar için oldukça sancılı bir ekonomi sistemidir, o yüzden mutlaka diğer para kazanma yöntemlerini de keşfedin (demircilik önerimdir).

Herkese oyunu oynarken iyi eğlenceler dilerim, Corein orospusuyla da evlenmeyin Lilizha gibi sevgiyi hak eden size bol bol çocuk veren güzel Slav kadınları varken Corein'i kim ne yapsın, bir gün benim gibi manyağın biri gelir kafasını keser top oynar!