Hayatımda ilk kez bir oyun için inceleme yazarken duygusallık ön planda olacak. Çünkü hayatım boyunca o kadar oyun ve bu oyunlar içinde nerdeyse bütün RPGleri oynamış olmama rağmen hiç bir oyun bittiğinde bu kadar üzülmedim.

Witcher evreni ile olan tanışıklığım, bazı arkadaşlar gibi kitaplardan değil, ben seriyle 2.oyunla tanıştım ve o zaman bu evrenin ne kadar muazzam ve güzel olabileceğini gördüm. İşte CD PROJEKT RED bunu bu oyunla zirveye taşıdı. Pek çoğunuz hayatınız boyunca tonla RPG oynadınız. Dragon Age Serisi, Baldur's Gate, The Elder Scrolls, Kingdoms Amalur, Mass Effect, Fable, Final Fantasy. Peki hangi seride, bir sonraki oyunun bir önceki oyundan bu kadar gelişmiş ve ileriye taşınmış olduğunu gördünüz? Şahsen ben Witcher 3 hariç böyle bir örneğe rastlamadım.

HİKAYE

Öncelikle hikayeyi tam olarak anlamanız için serinin öncekini oyunlarını oynamanızı şiddetle öneriyorum. Fakat, ilk oyun grafiksel anlamda sizi tatmin etmeyebileceği için 2.oyunu oynarak da hikayeye hakim olabilirsiniz.
Hikaye 2.oyundan da tanıdığımız Yennefer'i bulma göreviyle başlıyor ve pek de uzun sürmeyen bir arayıştan sonra kendisiyle karşılaşıyoruz. Yennefer bizi Nilfgaard imparatoru Emhyr Var Emreis'e götürüyor ve belki de oyun boyunca en uzun sürecek kontratımızı almış oluyoruz. Amacımız; öz kızımız gibi olan imparator'un kızı olan Ciri'yi bulmak. Tabi bildiğiniz gibi Witcher evreninin en büyük özelliklerinden birisi, yaptığınız seçimlerin direkt oyuna yansımasıdır, yani seçimlerinizi yaparken dikkatli olun. Zaten oyunda birden fazla ending bulunuyor ve bunlar sizin seçimleriniz sayesinde şekilleniyor. The Witcher 3'ün hikaye anlatımına hayran kaldım gerçekten, film tadında ara sahneler ve çizgi roman grafikleriyle süslenmiş gayet edebi bir üslup kullanan narrator.

OYNANIŞ

Ve geldik incelemenin en uzun ve bence en keyifli kısmına. Bahsedeceğim o kadar şey var ki, bir liste yapsam yeridir gerçekten. Yan görevler ile başlayalım. Ben hayatımda hiçbir oyunda bu kadar çok yan görev görmedim. Birde bunun yanında bu yan görevlerin bu kadar kaliteli olduğuna bir tek bu oyunda rastladım. Ancak Dragon Age, Skyrim falan kapışabilir bu konuda o derece söylüyorum. Ve şöyle bir şey var ki yan görevlerin bir kısmı tanıdığınız karakterlerle ilgili yan görevler ve bu görevleri yapma şekliniz onlarla olan ilişkinizin durumunu tamamen etkiliyor. Triss Merigold, Yennefer, Sigmund Dijkstra gibi karakterlerle daha fazla etkileşime girebileceğimiz yan görevler mevcut ve bu da özlediğimiz karakterlerle hasret giderme fırsatı sunuyor bize.

Kontratlar: Witcher evreninin vazgeçilmezi olan ve ana para kaynağımız diyebileceğimiz yan görev tadında canavar avlama görevleri. Kontratların bile hikayesi gerçekten güzel hazırlanmış ve bazen sandığınız kadar kolay olmayabiliyor. Zaten efsungerler pek duygusal varlıklar değildirler ve esas işleri canavar kontratları alıp, onları belirli bir meblağ karşılığında tamamlamaktır. Oyunda şöyle bir güzellik yapmış yapımcılar bize; Kontrat sahibiyle konuşurken ücretimiz için pazarlık yapabiliyoruz fakat tabi fazla abartmamak gerekiyor yine de. Onların bize ihtiyacının olması her isteyeceğimiz meblağı kolaylıkla ödeyecekleri anlamına gelmiyor.

Buradan hareketle dövüş mekaniklerine geçmek isterim. Witcher 3'ün dövüş mekanikleri bir çok oyundan üstün gerçekten. Shadow of Mordor'u oynayananız varsa bilir, oyunun dövüş mekanikleri şaheneydi fakat Batman ve Assassin'S Creed'in birleşimi gibiydi. Fakat Witcher 3'de tamamen özgün bir sistem var. Ani gelişen bitirici hareketler öyle güzel tasarlanmış ki, her finishing sizi fazlasıyla tatmin ediyor. Arbalet, gümüş ve çelik kılıcımız var saldırı ekipmanları olarak. Dövüşlerimizde el yapımı bombalar, iksirler kullanabiliyoruz ve kılıcımıza yağlar sürebiliyoruz. Oyundaki simya ve eşya yapımı sistemine hayran kaldım gerçekten. Öyle ayrıntılı ki, her iksiri yapabilmeniz ve sonra da geliştirebilmeniz için, çok iyi bir araştırmacı olmanız gerekiyor. Savaştan sonra ne var ne yok hepsini toplayın, böylece iksirlere para vermek zorunda kalmazsınız :) Ayrıca iksirleri yaptıktan sonra 2 kademe daha geliştirebiliyoruz, aynı durum yağlar ve bombalar için de geçerli. Önce gelişmiş ve daha sonra üstün oluyorlar ve doğal olarak daha fazla malzeme gerekiyor.

Hazine Avları: Çeşitli efsunger okullarının kılıçlar ve zırhlar için şemaları var ve oyunda sizden bunları bulmanız bekleniyor. Bunları bulduğunuzda daha kaliteli zırhlar ve silahlar üretebiliyorsunuz zanaatkarlar aracılığıyla. Ve tabii bulması pek kolay değil zira şemalar ulaşılması zor yerlerde olabiliyor ve genelde iyi şekilde gizlenmiş olabiliyorlar. Sizi zorlu düşmanlar da bekliyor bazen o yerlerde. Düşman demişken Witcher 3'ün en sevdiğim yönlerinden birisi: Yaratık Külliyatı.

Örnek vermek gerekirse; Oyuna yeni başladınız ve ilk defa bir heyula(hayalet) öldürdünüz. Siz bu yaratığı öldürdükten hemen sonra yaratık külliyatına otomatik olarak ekleniyor. Bu sayede bütün güçlü ve zayıf yönlerini öğrenebiliyorsunuz, ki bu da demektir ki o yaratıkla bir daha karşılaştığınızda hangi büyüyü kullanmanız, hangi yağı kılıcınıza sürmeniz ve hangi iksiri içmeniz gerektiğini biliyor olacaksınız. Witcher 3 de yaratık çeşitliliğine başka hiçbir yerde rastlamadım. Oyunun ek paketleri de bittiğinde yaratık külliyatını açıp en sona gelmeye çalıştığımda mouse'ı aşağı indirmekten sıkıldım diyebilirim :)

Yaratık Külliyatından karakterlere geçiş yapalım. Oyunda mesela çok önceden bir karakterle tanıştınız ve daha sonra onunla ilgili bilgiler aklınızdan silindi. Hemen karakterler kısmına girip, o karakteri bulup onunla ilgili en güncel bilgiyi okuyabilirsiniz. Oyunda ansiklopedi görevi de görüyor aynı zamanda.

Haritada soru işaretleri var ve o soru işaretlerine giderek, yeni hazineler, yeni görevler ve yeni kudret alanları keşfedebilirsiniz. Kudret Alanları size yeni yetenek puanları veriyor. Buradan hareketle, bir RPG oyunun en olmazsa olmazı yetenek sistemine geçiş yapmak isterim. Bayağı geniş ve detaylı bir yetenek ağacımız var ve 4-5 bölüme ayrılıyor. Yakın Dövüş Yetenekleri, Büyü Yetenekleri, İksir Yetenekleri ve Ekstra Yetenekler.

GWENT

Oyun içinde oyun gerçekten budur işte. Witcher evrenindeki karakterleri kart haline getirmiş bir kart oyunu. Oyunda görevleri de mevcut. 5 adet fraksiyon var ve birini seçip oynuyorsunuz. Oyunu o kadar sevdim ki, GWENT'in ayrı oyunun betasını oynuyorum :)

GRAFİKLER VE SES

Bir oyunda grafikler her ayarda bu kadar güzel görünebilir mi? Witcher 3'da görünüyor. Bir oyunun optimizasyonu bu kadar başarılı ve atmosferi bu kadar insanı içine çeken derecede güzel olabilir mi? Witcher 3 de oluyor. Manzarayı hayranlıkla seyrettiğim zamanlar var desem yalan olmaz. Müzikler de harika olmuş, gerektiğinde sizi öyle güzel gaza getiriyorlar ki ve tabi ortamına göre dramatik bir hal de alabiliyor.

İncelememin sonuna geldiğimde, 200 küsür saat oynamışım bu oyunu ve her bir dakikasından eşsiz keyif aldım. Geriye dönüp baktığımda pişman olduğum tek şey, yaptığım bazı seçimlerdir. Gerçek hayatın rutinliğinden sıkıldınız ve içinde yaşayacağınız kadar derin bir dünya mı arıyorsunuz? O zaman sizi Rivialı Geralt'ın hikayesinin son kısmına davet ediyorum, verdiğiniz her kuruşun hakkını sonuna kadar alacaksınız ve bittiğinde içinizi tuhaf bir hüzün ve boşluk hissi kaplayacak.

Hayatımda ilk kez bir oyun için inceleme yazarken duygusallık ön planda olacak. Çünkü hayatım boyunca o kadar oyun ve bu oyunlar içinde nerdeyse bütün RPGleri oynamış olmama rağmen hiç bir oyun bittiğinde bu kadar üzülmedim. Witcher evreni ile olan tanışıklığım, bazı arkadaşlar gibi kitaplardan değil, ben seriyle 2.oyunla tanıştım ve o zaman bu evrenin ne kadar muazzam ve güzel olabileceğini gördüm. İşte CD PROJEKT RED bunu bu oyunla zirveye taşıdı. Pek çoğunuz hayatınız boyunca tonla RPG oynadınız. Dragon Age Serisi, Baldur's Gate, The Elder Scrolls, Kingdoms Amalur, Mass Effect, Fable, Final Fantasy. Peki hangi seride, bir sonraki oyunun bir önceki oyundan bu kadar gelişmiş ve ileriye taşınmış olduğunu gördünüz? Şahsen ben Witcher 3 hariç böyle bir örneğe rastlamadım. HİKAYE Öncelikle hikayeyi tam olarak anlamanız için serinin öncekini oyunlarını oynamanızı şiddetle öneriyorum. Fakat, ilk oyun grafiksel anlamda sizi tatmin etmeyebileceği için 2.oyunu oynarak da hikayeye hakim olabilirsiniz. Hikaye 2.oyundan da tanıdığımız Yennefer'i bulma göreviyle başlıyor ve pek de uzun sürmeyen bir arayıştan sonra kendisiyle karşılaşıyoruz. Yennefer bizi Nilfgaard imparatoru Emhyr Var Emreis'e götürüyor ve belki de oyun boyunca en uzun sürecek kontratımızı almış oluyoruz. Amacımız; öz kızımız gibi olan imparator'un kızı olan Ciri'yi bulmak. Tabi bildiğiniz gibi Witcher evreninin en büyük özelliklerinden birisi, yaptığınız seçimlerin direkt oyuna yansımasıdır, yani seçimlerinizi yaparken dikkatli olun. Zaten oyunda birden fazla ending bulunuyor ve bunlar sizin seçimleriniz sayesinde şekilleniyor. The Witcher 3'ün hikaye anlatımına hayran kaldım gerçekten, film tadında ara sahneler ve çizgi roman grafikleriyle süslenmiş gayet edebi bir üslup kullanan narrator. OYNANIŞ Ve geldik incelemenin en uzun ve bence en keyifli kısmına. Bahsedeceğim o kadar şey var ki, bir liste yapsam yeridir gerçekten. Yan görevler ile başlayalım. Ben hayatımda hiçbir oyunda bu kadar çok yan görev görmedim. Birde bunun yanında bu yan görevlerin bu kadar kaliteli olduğuna bir tek bu oyunda rastladım. Ancak Dragon Age, Skyrim falan kapışabilir bu konuda o derece söylüyorum. Ve şöyle bir şey var ki yan görevlerin bir kısmı tanıdığınız karakterlerle ilgili yan görevler ve bu görevleri yapma şekliniz onlarla olan ilişkinizin durumunu tamamen etkiliyor. Triss Merigold, Yennefer, Sigmund Dijkstra gibi karakterlerle daha fazla etkileşime girebileceğimiz yan görevler mevcut ve bu da özlediğimiz karakterlerle hasret giderme fırsatı sunuyor bize. Kontratlar: Witcher evreninin vazgeçilmezi olan ve ana para kaynağımız diyebileceğimiz yan görev tadında canavar avlama görevleri. Kontratların bile hikayesi gerçekten güzel hazırlanmış ve bazen sandığınız kadar kolay olmayabiliyor. Zaten efsungerler pek duygusal varlıklar değildirler ve esas işleri canavar kontratları alıp, onları belirli bir meblağ karşılığında tamamlamaktır. Oyunda şöyle bir güzellik yapmış yapımcılar bize; Kontrat sahibiyle konuşurken ücretimiz için pazarlık yapabiliyoruz fakat tabi fazla abartmamak gerekiyor yine de. Onların bize ihtiyacının olması her isteyeceğimiz meblağı kolaylıkla ödeyecekleri anlamına gelmiyor. Buradan hareketle dövüş mekaniklerine geçmek isterim. Witcher 3'ün dövüş mekanikleri bir çok oyundan üstün gerçekten. Shadow of Mordor'u oynayananız varsa bilir, oyunun dövüş mekanikleri şaheneydi fakat Batman ve Assassin'S Creed'in birleşimi gibiydi. Fakat Witcher 3'de tamamen özgün bir sistem var. Ani gelişen bitirici hareketler öyle güzel tasarlanmış ki, her finishing sizi fazlasıyla tatmin ediyor. Arbalet, gümüş ve çelik kılıcımız var saldırı ekipmanları olarak. Dövüşlerimizde el yapımı bombalar, iksirler kullanabiliyoruz ve kılıcımıza yağlar sürebiliyoruz. Oyundaki simya ve eşya yapımı sistemine hayran kaldım gerçekten. Öyle ayrıntılı ki, her iksiri yapabilmeniz ve sonra da geliştirebilmeniz için, çok iyi bir araştırmacı olmanız gerekiyor. Savaştan sonra ne var ne yok hepsini toplayın, böylece iksirlere para vermek zorunda kalmazsınız :) Ayrıca iksirleri yaptıktan sonra 2 kademe daha geliştirebiliyoruz, aynı durum yağlar ve bombalar için de geçerli. Önce gelişmiş ve daha sonra üstün oluyorlar ve doğal olarak daha fazla malzeme gerekiyor. Hazine Avları: Çeşitli efsunger okullarının kılıçlar ve zırhlar için şemaları var ve oyunda sizden bunları bulmanız bekleniyor. Bunları bulduğunuzda daha kaliteli zırhlar ve silahlar üretebiliyorsunuz zanaatkarlar aracılığıyla. Ve tabii bulması pek kolay değil zira şemalar ulaşılması zor yerlerde olabiliyor ve genelde iyi şekilde gizlenmiş olabiliyorlar. Sizi zorlu düşmanlar da bekliyor bazen o yerlerde. Düşman demişken Witcher 3'ün en sevdiğim yönlerinden birisi: Yaratık Külliyatı. Örnek vermek gerekirse; Oyuna yeni başladınız ve ilk defa bir heyula(hayalet) öldürdünüz. Siz bu yaratığı öldürdükten hemen sonra yaratık külliyatına otomatik olarak ekleniyor. Bu sayede bütün güçlü ve zayıf yönlerini öğrenebiliyorsunuz, ki bu da demektir ki o yaratıkla bir daha karşılaştığınızda hangi büyüyü kullanmanız, hangi yağı kılıcınıza sürmeniz ve hangi iksiri içmeniz gerektiğini biliyor olacaksınız. Witcher 3 de yaratık çeşitliliğine başka hiçbir yerde rastlamadım. Oyunun ek paketleri de bittiğinde yaratık külliyatını açıp en sona gelmeye çalıştığımda mouse'ı aşağı indirmekten sıkıldım diyebilirim :) Yaratık Külliyatından karakterlere geçiş yapalım. Oyunda mesela çok önceden bir karakterle tanıştınız ve daha sonra onunla ilgili bilgiler aklınızdan silindi. Hemen karakterler kısmına girip, o karakteri bulup onunla ilgili en güncel bilgiyi okuyabilirsiniz. Oyunda ansiklopedi görevi de görüyor aynı zamanda. Haritada soru işaretleri var ve o soru işaretlerine giderek, yeni hazineler, yeni görevler ve yeni kudret alanları keşfedebilirsiniz. Kudret Alanları size yeni yetenek puanları veriyor. Buradan hareketle, bir RPG oyunun en olmazsa olmazı yetenek sistemine geçiş yapmak isterim. Bayağı geniş ve detaylı bir yetenek ağacımız var ve 4-5 bölüme ayrılıyor. Yakın Dövüş Yetenekleri, Büyü Yetenekleri, İksir Yetenekleri ve Ekstra Yetenekler. GWENT Oyun içinde oyun gerçekten budur işte. Witcher evrenindeki karakterleri kart haline getirmiş bir kart oyunu. Oyunda görevleri de mevcut. 5 adet fraksiyon var ve birini seçip oynuyorsunuz. Oyunu o kadar sevdim ki, GWENT'in ayrı oyunun betasını oynuyorum :) GRAFİKLER VE SES Bir oyunda grafikler her ayarda bu kadar güzel görünebilir mi? Witcher 3'da görünüyor. Bir oyunun optimizasyonu bu kadar başarılı ve atmosferi bu kadar insanı içine çeken derecede güzel olabilir mi? Witcher 3 de oluyor. Manzarayı hayranlıkla seyrettiğim zamanlar var desem yalan olmaz. Müzikler de harika olmuş, gerektiğinde sizi öyle güzel gaza getiriyorlar ki ve tabi ortamına göre dramatik bir hal de alabiliyor. İncelememin sonuna geldiğimde, 200 küsür saat oynamışım bu oyunu ve her bir dakikasından eşsiz keyif aldım. Geriye dönüp baktığımda pişman olduğum tek şey, yaptığım bazı seçimlerdir. Gerçek hayatın rutinliğinden sıkıldınız ve içinde yaşayacağınız kadar derin bir dünya mı arıyorsunuz? O zaman sizi Rivialı Geralt'ın hikayesinin son kısmına davet ediyorum, verdiğiniz her kuruşun hakkını sonuna kadar alacaksınız ve bittiğinde içinizi tuhaf bir hüzün ve boşluk hissi kaplayacak.