Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
Bir sabah kahvaltısı, ellerin ellerim üstünde
Kahveni yudumlarken dudaklarıma bakmadın hiç.
İlginç..
Yanaklarının soğuk yerini ellerimle ısıtmadım.
Gözyaşın olmadım hiç, özür ne bilmedim hiç
Özledim.. Bağışla, şikayet değil bu hiç.
Özür dilerim Sonbahar değilim diye solmadım hiç
Aslında neredeyim, neredesin de sormadım hiç
Gelemedim be bir bulut olmadım hiç
Boşver, bir umut doğmadı hiç.
Ve sen de "diyar diyar gez beni bul" sanki diyor,
Denemedim mi sandın gülüm bir bitmek bilmedi yol
Günbatımı, bu gurbet içime sinmedi yoo
Bu hasret bu yara çok kanıyor
Aynı şehrin aynı rüzgarını tatmadık hiç
Sen dışında asla başka birinin olmadım hiç
Güneşi görmedim hiç. Şikayetçi değilim ama
Henüz yaralarımı saramadın hiç.
Seninle gezmedik hiç, kokunu almadım hiç.
Gözümde parlaklığı, sevinci görmedin hiç
Ne ben, ne sen göz göze gelmedik hiç,
Üzülme şikayetçi değilim hiç.
Sabaha senle alarmım, geceye senle uykum
Bir gündüz ellerini tutmayı bilmedim hiç
Aynı kaldırımda yürüyüp aynı tozu yutmadık hiç
Üzülme şikayetçi değilim hiç.