31
製品を
レビュー
1332
アカウント内に
製品

Mr.DeathSentence の最近のレビュー

< 1  2  3  >
31件中 31-31 を表示
38 人がこのレビューが参考になったと投票しました
3 人がこのレビューが面白いと投票しました
記録時間: 32.1 時間 (レビュー時に24.5時間)
Senin yüzüne noğlmuş? diyerek başladığımız incelememizin açılış törenine hoş geldiniz.

Dikkat! Spoiler içermez fakat kdv dahildir.

Overlord kötü bir karakteri yönettiğimiz nadir oyunlardan birisidir. İyi karakterleri görmekten sıkılanlara bir yenilik getirebilir. Ana karakterin her zaman iyi bir yapıya sahip olması haliyle insanları bir yerden sonra bayabiliyor.

Hatta bunların bazıları o kadar yapmacık ki sıkılmamak elde değil ama bazen bu durumun tam tersini yansıtan ve güzel uyarlanmış kötü karakterlerin yükseldiği yapımlarda görünüyor ki bunun güzel işlenebilmesi önemli.

Bir oyun veya film'de Baş rolün Beyaz Atlı Tatlış Prens yerine, karanlıklar lordu v.b gibi karakterlerin olması elbette daha çok ilgimizi çekiyor, en azından benim öyle. Çünkü biraz daha gerçekçi bakılması veya çok rastlanmamış konseptleri hazırlamak en doğrusudur görüşümce. Bu yüzden, nadir de olsa kötü karakterlerin başrol de olduğu oyunlar ve kötü karakterlerin kazandığı filmler de yapılıyor. Overlord' da bunlardan birisi.

İlk oyunumuzda yine aynı şekilde kötülük lordu olarak oynamıştık. Overlord, gerek mizahi yönü ile gerek ise minyonları ile daha samimi olmayı ve kötü karakteri benimsememizi sağlıyor diyebiliriz.

Benim oyunları seçme prensibim genellikle, Open world olması, oyunun sürekli olarak şunu yap ve buradan ilerle demesi yerine, serbest bırakıp kafama göre gezebildiğim oyunlardır. Ayrıca oyunun mizah yönüne de sahip olabilmesi beni en çok çeken etkenlerdendir.

Tahmin ettiğiniz gibi Overlord bu türde bir oyun. Konsepti ve ona güzel uyarlanmış mizahı ile benim çok beğendiğim oyunlardan birisidir. Bu sayede de bir çok oyuncunun ilgisini çektiğini düşünüyorum. Aradan uzun zaman geçtikten sonra 2. oyun Overlord 2 piyasaya sunulmuş.

Benim beklediğim ve sürekli çıktı mı diye kontrol ettiğim bu oyunu, bir yerden sonra unutmuş ve çıktığından bir haber rastgele bir şekilde görüp " aaa çıkmış lan" diyerek görüp biraz geçte olsa sonradan alabilmiştim.

İlk oyunun izinden kısmen başka bir hikaye ile aynı şekilde devam etmekte 2. oyun.

İlk oyundaki Overlord'umuz maalesef ortalarda yok. Zaten böyle bir beklentiye girmek saçma olur. Çünkü ilk oyunun ending kısmında eğer oynadıysanız, ilk Overlord'un nerede ve neden olduğunu net bir şekilde bize gösteriyor. Ayrıca 2. oyununda nasıl devam edeceğini veya başlayacağını bize net bir şekilde "ilk oyunun ending sinematiğinde" gösteriyor.

2. Oyunumuzda yıllar boyunca da yaratıklarımız, yeni Lordlarını aramışlar.

Etrafta bir Overlord yokken, devir günümüzü andırır bir vaziyet almış. İmparatorluklar kurulmuş, vergiler almış başını gitmiş, mülteci Elf'ler "evet hala hayattalar mk" tuhaf birlikler kurmuşlar. G*t delen kulemiz ise, ilk oyunda tamir etmiş olmamıza rağmen, yine harabeye dönmüş.

Bizim dayı nerde? Kuleyi kim s*kti? gibi soruları bende çok sordum fakat kulenin neden döküntü haline geldiğini hatırlamıyorum veya bilmiyorum.
"Dayıyı zaten yukarıda açıkladık"

Bütün bunlar olup biterken, kasabanın birisinde, bir çocuk tek başına takılmakta. Kasabanın diğer çocukları onu dışlamışlar. Lakabı ise Witch-Boy yani Cadı çocuk. Aynı ilk Overlord'umuz da gördüğümüz gibi gözleri ışıl ışıl parlıyor.

Bunun sebebi ise bariz içine cin kaçmış. Yok yok şaka yaptım, inanan falan çıkar aman diyeyim. Her neyse bu çocuğu görür görmez verdiğim tepki bizim Lord hobbit miymiş la? Oldu. Fakat bu Overlord o Overlord değil.

Her neyse gözler mart ayını görmüş kedi gibi olan bu karakterimizi kasaba veya zengin bebeler artık ne derseniz. Bu yüzden dışlamış. Bir süre sonra doğal olarak gözümün feri, seni mi gerdi! Şeklinde çocuklardan intikam almaya karar veriyor ve kontrolü bize veriyor.

Bu karardan sonra tutorial bölümüne başlıyoruz. Neyse ki, çok fazla çocuk halde kalmayacağız. Asıl oyuna başladığımızda, yetişkin bir baş soyguncu... Aman baş gumandan. Yok baş kötü oluyoruz! Aynen...

Oyunun başında, kendimizi kulemizde buluyoruz. Bu kısımda ise her şey neredeyse ilk oyunda olduğu gibi, fazla yenilik yok. Görevleri bitirdikçe, haremimize kadınları getirdikçe, kulemize de çeki düzen verebiliyoruz. Tabi aldığımız hatunlarımız ilk oyunda yer alanlar olmadığı için önce ki lordun seni böyle haremine alabiliyor muydu diye sorular sormanız saçma olur. Her neyse.

Kulemiz birkaç parçaya bölünmüş durumda. Tahta oturduğunuz zaman, önünüze harita ekranı geliyor ve görevleri buradan seçebiliyorsunuz. Tahtın arkasında, kendi odamız ve kadınlarımızın odaları var. Bu kısımda, büyü geliştirmesi, kuleye yeni eşyalar satın alma, birden fazla kadın olduğunda, onların hangisinin asıl eşimiz olduğunu seçme gibi işlemleri yapabiliyoruz. Bir de önceki overlord'un seni böyle ehm... Yok, demiyoruz öyle şeyler.

Kulenin ön tarafına gittiğimizde, iki tane hareketli platform görüyoruz. Bunlardan birisi, mezarlık kısmına gidiyor. Burada favori askerlerimizi, bir kaç acemi asker feda ederek hayata geri döndürebiliyoruz. Diğer platform ile de demirci ustamıza gidiyoruz. Burada da yeni silahlar, zırh, asker güncellemesi yapabiliyor ve yeni aldığımız silahlarımızı kuşanabiliyoruz.

Eğer sizin de bu tür oyunlar iliginizi çekiyor ve seviyorsanız Overlord'u kesinlikle öneriyorum.

İyi kötülükler ve bol köprü yapmalar efenim.

*Yapıyom, yapıyom yıkılıyo... Sikem böyle hayatı*
投稿日 2016年11月11日. 最終更新日 2023年4月3日
このレビューは参考になりましたか? はい いいえ 面白い アワード
< 1  2  3  >
31件中 31-31 を表示