3 people found this review helpful
Recommended
0.0 hrs last two weeks / 13.9 hrs on record
Posted: 25 Feb @ 6:41am
Updated: 28 Feb @ 5:37am

Tüm "Zamanların" En İyisi
Life is Strange, adından da anlaşılabileceği gibi; garip bir hayat öyküsünü ele alıyor. Öyküsünü yazdığımız ve yaşadığımız karakterimiz Max Caulfield. Kendisi daha 18 yaşına yeni ayak basmış, Blackwell Academy'de fotoğrafçılık öğrencisi genç bir kız. Oyunumuz, Max'in gördüğü bir felaket vizyonunun içinde başlıyor. Bu vizyon sonrasında, bir kabustan uyanmış gibi kendini tekrar sınıfında buluyor. Fakat ilerleyen vakitlerde fark edecek ki kendisi bir kabusun içinde değil, geçmiş zamana dönebilme ve bunun beraberinde de geleceği tayin edebilme yetisine sahip oluyor. Bu özelliğinin farkına vardığı vakit, kendince, yani biz oyuncularca belirlenmiş ahlak yargıları ve arzularla zamanı tekrar tekrar şekillendirerek öykünün geri kalanını yazıyor. Başından sonuna kadar ayrıntıları özene bezene yazılmış bir senaryo karşılıyor bizleri. Bu sebeple, büyüyü bozmamak için daha fazla senaryoyu ele almayacağım. Temelde anlattığım şeyler kafada bir şeyler canlandırmak için yeterli olacaktır.
Övgü ve Eleştiri
Life is Strange baştan sona benim çok beğendiğim bir oyun(?) oldu. Bu vakte kadar oynamamış olmanın acı pişmanlığını ve geç de olsa oynamış olmanın harika hazzını yaşıyorum. Oyunun ön plana çıkan yanı kesinlikle senaryosu. Bu senaryoyu biz oyunculara öyle kaliteli yaşatıyorlar ki etkilenmemek elde değil. Büyük bir uğraşın sonucu olduğu anlaşılan diyaloglar her bir yerde kulaklarımıza çalınıyor. Sahne diyaloglarından, keşif sırasında insanları dinlerken duyduğumuz diyaloglara kadar hepsi bir sebeple yazılmış ve seslendirilmiş. Yaptığımız seçimler sonucu kurduğumuz cümleler de oldukça tatmin ediciydi. Diyalog ve seçim tabanlı oyunlarda genel olarak yaşadığımız, istediğimiz seçeneği seçip, sonrasında karakterimizin hayal ettiğimizden bambaşka cümleler kurması sorununu bu oyunda yaşamadığımı söylemem gerek. Bu yüzden yaptığım her seçimden memnun olarak devam ettim. Diyelim ki seçimimden memnun olmasaydım peki, ne olurdu, bölümü baştan sona tekrar mı oynamalıydım? Aslında hayır, tekrar oynamama gerek yoktu. Çünkü, oyunumuz tamamen zamanla oynamak üstüne kurulu. İstemediğimiz bir şey yaptığımızda veya yaşandığında karakterimizin zamanı manipüle edebilme yeteneğini kullanarak istemediğimiz durumları tersine çevirebiliyoruz. Oyunumuzun ana mekaniği bu şekilde karşımıza çıkıyor. Burada zamanı ne kadar manipüle edeceğiniz tamamen sizin, yani Max'in ahlak yargıları ve isteklerine kalıyor. Zamanı hiç manipüle de etmeden yaşanan şeyleri kabul edebilirsiniz kesinlikle, fakat sonuçlarına katlanmak durumunda kalacaksınız; bu yüzden seçimlerinizi akıllıca yapmalısınız, zamanın merkezi sizsiniz.

Oyunların oyuncu üzerindeki etkisinde atmosferin müthiş önemli olduğu fikrinde olmuşumdur hep. Yeni çıkan absürt grafikli, sürekli gerçekçiliği arayan animasyon stilini hiç değerli görmüyorum. Hele ki zar zor aldığımız makinelerimizin sınırlarını hiçbir şey uğruna zorlamalarını lüzumsuz bulmaktayım. Grafiklerin gerçekçi veya absürt gözükmesi yerine özgün bir tasarımı ve iyi işlenmiş bir atmosferi yeğlerim. Life is Strange benim bu isteğimi harika karşılayan bir oyun. Bulunduğumuz bölgenin, odanın, insanların, yapıların... yani sahne içindeki her bir şeyin sizi içine çektiğini hissedebilirsiniz. Senaryo gereği yaşanan her şeyi gözleriniz aracılığıyla beyninize işlemeyi başaran bir atmosfer yaratıldığı aşikar. Oyun bizi serbest bırakıp, keşfetme imkanı tanıdığında çevremdeki görebildiğim her şeyle etkileşime geçmek, bazen sadece durup neler yaşandığını izlemek istedim ki bunları doya doya yaptım halihazırda. İçeriği de doğrudan sanatla bağlantılı olan bir oyunun kendisinin de böyle sanatsal bir çizime ve etkileyici bir görünüşe sahip olması gerekirdi zaten.

Oyunun her bir karışına bayılmış olsam da her zaman yapılması gerekilen eleştiriler vardır. Başlıca eleştirim bu oyunun(?) bir oyun olmayışı. İncelememin başından beri bir oyun olarak bahsettim yapımdan. Fakat oyun olmaktan şahsen ben çok uzak görüyorum bu yapımı. Arada sırada sizi keşfe bırakması, yaşanan olayları zamanı geri alarak düzeltme imkanı vermesi ve diyaloglar sırasında seçim yapma özgürlüğü vermesi dışında oynanabilir hiçbir yanı bulunmamakta. Benzeri sayabileceğim oyunlarda en azından bazı QTE oynanışı, ara sıra mini-game stilinde mekanikleri bulunmakta. Bu oyunda ise saydığım bir iki şey dışında neredeyse hiçbir oynanış elementi bulunmamakta. Yapımcılar oyunu bir gamepad ile oynamayı öneriyorlar. Bu öneriye uydum ve gamepad ile oynadım ancak, bu öneriyi gerektirecek hiçbir şeyle karşılaşmadım. Diyalog seçimlerinde, diyalogları seçmek için gözüken tuş işaretlerinin güzel görünüşü dışında gamepad bana hiçbir avantaj ya da zevk sağlamadı bu oyunda. Gamepad ile ayrı bir haz verebilecek herhangi bir oynanış elementi bulunmazken, yapılmış olan bu öneri lüzumsuzdur. Bu oyunu deneyim etmek isteyecek kişilerin kesinlikle bu dediklerime önem vermesini istiyorum. Eğer senaryodan biraz da olsa etkilenmediyseniz ve interaktif hikaye türünden hoşlanmıyorsanız bu oyuna şüpheyle yaklaşmanız gerektiğini söylemeliyim.

Oyunun temelde beni az da olsa rahatsız eden mantık hatası bulunmakta. Anı değiştirmek için zamanı sardığımız vakit, şahsımızın yeri ve durumu değişmemekte. Yani kendi yaşadığımız geçmişe zamanı geri sardırmak karakterimizi de geri sardırmamakta. Şahsımız dışındaki herkes ve her şey zamanı sardığımız süre boyunca geri gitmekte fakat biz neredeysek orada kalmaya devam ediyoruz. Eğer biz de geçmişe herkesle beraber sardırılabiliyor olsaydık, sahip olduğumuz özelliğin hiçbir anlamı olmazdı, bunun farkındayım. Ancak karakterimiz yaşadığı her şeyi sorgulayıp, yorum yapıyorken, nasıl oluyor da bu durumu hiç sorgulamıyor? Bu kısmın ve şimdi bahsederek incelememi uzatmak istemediğim birkaç mantık hatasının da senaryoda işlenmesini isterdim açıkçası.

Life is Strange herkesin en az bir kez göz gezdirmesi gerektiğini düşündüğüm bir yapım. Senaryo yazımı ve sanat tasarımı açısından sektöre örnek teşkil ediyor.

~Emirates
Was this review helpful? Yes No Funny Award