Steam telepítése
belépés
|
nyelv
简体中文 (egyszerűsített kínai)
繁體中文 (hagyományos kínai)
日本語 (japán)
한국어 (koreai)
ไทย (thai)
Български (bolgár)
Čeština (cseh)
Dansk (dán)
Deutsch (német)
English (angol)
Español - España (spanyolországi spanyol)
Español - Latinoamérica (latin-amerikai spanyol)
Ελληνικά (görög)
Français (francia)
Italiano (olasz)
Bahasa Indonesia (indonéz)
Nederlands (holland)
Norsk (norvég)
Polski (lengyel)
Português (portugáliai portugál)
Português - Brasil (brazíliai portugál)
Română (román)
Русский (orosz)
Suomi (finn)
Svenska (svéd)
Türkçe (török)
Tiếng Việt (vietnámi)
Українська (ukrán)
Fordítási probléma jelentése
⠄⠄⠄⠄⢀⡎⠒⠐⠾⠛⠙⣆⡢⠑⢣
⠄⠄⠄⢠⢾⡦⢒⡁⣰⣿⣿⣦⡐⣳⣩⢇
⠄⠄⠄⡾⣢⢭⠔⣴⠒⢺⣿⣯⠥⠑⠑⡾⡄
⠄⠄⠄⣷⡡⠁⠣⣿⣿⣿⣿⢿⣶⣠⢪⠒⡟
⠄⠄⢠⡼⠾⡀⡄⣿⣿⢿⡏⢾⡇⣘⡽⠱⢧⡀
⠄⠄⠄⠉⠉⠱⢦⣘⢿⣾⣶⢟⣠⡀⡄⢔⠏⠁
⠄⠄⠄⠄⠄⣠⢼⣿⣷⣶⣾⡷⢸⣗⣯⣿⣶⣿⣶⡄
⠄⣀⣤⣴⣾⣿⣷⣭⣭⣭⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡀
⣾⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣸⣿⣿⣧
⣿⣿⢿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣯⢻⣿⣿⡄
⢸⣿⣮⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⡟⢹⣿⣿⣿⡟⢛⢻⣷⢻⣿⣧
⠄⣿⡏⣿⡟⡛⢻⣿⣿⣿⣿⠸⣿⣿⣿⣷⣬⣼⣿⢸⣿⣿
⠄⣿⣧⢿⣧⣥⣾⣿⣿⣿⡟⣴⣝⠿⣿⣿⣿⠿⣫⣾⣿⣿⡆
...⢸⣿⣮⡻⠿⣿⠿⣟⣫⣾⣿⣿⣿⣷⣶⣾⣿⡏⣿⣿⣿⡇
⠄⢸⣿⣿⣿⡇⢻⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣿⣇⣿⣿⣿
BEKİR: Nereye giderse...
UĞUR: Ne demek nereye giderse?
BEKİR: Öyle işte, olmuyor sensiz... Gel İstanbul'a dönelim.
UĞUR: Nolcak dönersek?
BEKİR: Pederle arayı düzeltirim, işi gücü tekrar yoluna koyarım, beraber yaşarız, istersen evleniriz. Ya da bi daire tutarım size, annenle kardeşini alırız, size bakarım. Zagor'a da bakarım. Yine gidersin ziyaretine hiç değilse bu sefalet biter biraz mutlu oluruz.
UĞUR: Bekir... boş konuşuyosun. Kendini Cevat sandın galiba. Olmaz bu dediklerin, dünyada olmaz.
BEKİR: Neden?
UĞUR: Ya ben bunları kabul etmem, bidaha dönmem İstanbul'a.
BEKİR: Neden?
UĞUR: Dönmem işte.
BEKİR: Peki ailen? Onlar nolucak?
UĞUR: Nolursa olsun.
BEKİR: Ya bütün hayatın boyunca ♥♥♥♥♥♥♥♥♥ mu yapıcaksın?
UĞUR: Evet yapıcam.
BEKİR: Peki neden?
UĞUR: Nedeni yok!