Recent reviews by Pouleizer

"Zor oyun" tanımlamasını yıkmak lazım. Oyunu ne kadar öğrenirsen, o kadar kolay bir oyun. Bütün düşmanların belirli hareket setleri ve belirli zaafları var. Sen zor yolla kesmeyi denersen tabii ki oyun zor olur. Zaaflarını kullanırsan çok basit olur. Sekiro böyle bir oyun. Fromsoftware'ın kendini geliştirme örneklerinden birisi. Bu firmanın en büyük artısı, düşman ve silah çeşitliliği. Dark Souls oyunlarında silah doğal olarak çeşitliyken, Sekiro'da ise yetenek ve ekipman çeşitliliğine gidilmiş. Nispeten daha kısa hikaye ve daha kısa haritaya sahip. Bu oyunu kolayca bitirebilmenize imkan tanıyor.

"Blokla ve vur" kapsamına sıkıştırılmayacak kadar harikulade bir oyun olduğunu düşünüyorum. %100 yapmak zannedildiği kadar zor değil. Gerekli yerlerde save alarak 2-2.5 oyunda full başarım bitirebiliyorsunuz. Yine rehberlerle oynanması kanaatindeyim. Anadan üryan oyuna dalarsanız sanıyorum ki imkansız düzeyinde bir oyun olacaktır sizler için. Kesinlikle Dark Souls serisi ile kıyaslanmaması gereken bir souls-like oyun. Güzel bir gelişme örneği. Bu tür farklı hikayelere umarım devam ederler...

DS 1 ve 2'yi %100 full achievements tamamlamıştım. DS 3'ü de %100'ledim. Uzun bir analiz yapacağım. Önceki oyunlarla da kıyaslayarak tavsiyelerde bulunacağım. Öncelikle grafikleri daha iyidir diyerek seriye bu oyundan başlamayın. Anlatım noktasında ketum da olsa Souls evreninin bir lore'u var. Kronolojik sırayla 1>2>3 şeklinde ilerlemenizi tavsiye ediyorum. Oyunları oynarken rehberden, tam çözüm videolardan yardım alınız. Çünkü dark souls sizi anadan üryan bir dünyayay bırakır. Ne harita, ne bilgi verir. "Napıcam lan ben şimdi" der durursunuz. İşin içinden çıkamadığınız duruma, "acaba şu kişi ne yapmış" deyip ya videolardan yararlanın ya da wiki takip edin. %100 kafasıyla ilerleyecekseniz, "en namevta benim" kınık diyorsanız, wikisiz olmaz... Oyundan notlara geçelim;

Boss'lar anlamında (Dlc'ler hariç) 1. ve 2. oyuna göre çok çalışmışlar. İlk oyunda birkaç boss dışında basit boss tasarımları vardı. 2. oyunda bosslar tamamen basitti. 3. oyunda ise güzel bir dengeleme sağlanmış, fromsoftware interaktif iletişime önem veriyor. Taleplere cevap veriyor. Tabii ki teknolojinin gelişimini de göz önünde bulundurmak gerekir. İlk oyunla üçüncü oyun arasında ciddi bir hız gelişimi var. 3. oyun hızlı arkadaşlar. (Tabii ki bir Sekiro değil. Sekiro başka bir videonun konusu). Dlc bossları her zaman zor olmuştur. Zaten dlc'ler doymadıysan, bunlar sizi kesmediyse, sizi gerçek challenge'a davet ediyoruz muhabbetidir. Tek mantığı aşırı zor yapılmaya çalışılan bosslarla oyuncuları baş başa bırakmaktır. Hakkını vermek gerekir. Hem Gael, hem Midir çok iyi boss. İlk oyunda Artorias, Manus, Kalameth de iyiydi. İkinci oyunda Fume Knight, Sir Alone, bunlar iyiydi. Dlc bossları hep iyi olmuştur. Mekaniklere geçelim;

Fromsoftware hep kendini geliştiren bir firma dedik. Souls konsepti aynı olsa ds mekaniklere dokunuşlar yapılıyor. Silahlarla yapılabilenler, özel silahlar, boss silahları, silahların vuruş, beceri çeşitliliği, combat stilleri bunlar aşırı fazlalaştırılmış. 3. oyunda bir achievement olmamasına rağmen bütün boss silahlarını toplayıp özel skilleriyle ne yapabiliyoruz acaba merakına düştüm. Topladım. Hepsiyle birkaç el attım. Gerçekten çok iyi silahlar. Dark souls oynarken en az 3-4 farklı silah taşımanız gerekir. Bu her oyun için geçerli. Pvp önemsiyorsanız ekstra önemli. Çok güzel silahlar var oyunda. Benim 3. oyun için favorilerim; exile greatsword, onyx blade, oyun başı için claymore (her oyunda iş yapar özellikle 2. oyunda daima kullanılabilir), ringed knight paired greatswords (harika bir silah). Boss silahları tamamen opsiyonel. Hareket seti olan kılıçlar havalı görünse de çok etkili değiller.

Yüzük sistemi aynı, mana barımız olması ve skillere önem verilmesi çok güzel. 2. oyundaki kadar büyünün öne çıktığını söyleyemeyiz. Ben melez build gitmeyi seviyorum ama büyüsüz de rahat bitirirsiniz. İlk oyun orta uzunlukta, 2. oyun devasa, 3. oyun kısadır. 3 oyunu da %100 all achievement bitirmek için her oyunu en az 2.5 kez kusursuz bitirmeniz gerekmektedir. Bir tık manyaklık o yüzden... Siz bilirsiniz...

Pvpsinin çok güzel olduğunu söylemek lazım. Ama iyi oyuncular geliyor söyleyeyim. İşiniz kolay değil. Özellikle rank sistemi, covenantlar pvp'lerde tamamlayacaksanız ki DS 3'ün en çileli achievement'ları bence covenant görevleri. Pvp'lerde tamamlamak zor, çünkü bazen eşleşemiyorsunuz. Kimse girmiyor. O yüzden offline farm yapmak zorunda kalıyorsunuz. O da bir çeşit çile. En zor achievement tüm yüzükleri toplamak. Videolar aracılığıyla ng++ aşamasınds hepsini toplamak mümkün. Yüzüklerin +1'i ile +3'leri arasında devasa farklar yok. Bunu niye böyle yaptıklarını anlamadım. Zırhlar tamamen kozmetik anlamda değerlendirilmeye başlamış. Savunma kasmak diye bir şey yok. Havel setiniz de olsa upgrade'leyemiyorsunuz. En fazla bir vuruş daha yeme hakkınız olur yani. Ağır ağır zırhları kuşanıp havel ring takmayın, slotu onunla harcamayın bence...

Kindle yok, bonfire aesthetic yok, life gem yok. Eksiklik gibi görülebilir/iyi ki denilebilir. Bunlar subjektiftir. Bölüm tasarımlarına ve yaratıklara gelirsek; çizgisel bir ilerleyiş var desek yanlış olmaz. İlk oyun gibi tüm harita birbirine bağlı olmasa da yoldan sapmazsan oyunu bitirirsin abi. Dümdüz ilerle yani. Sadece tek bir yol ayrımınız oluyor hatta tek bir noktada iki düzlemde ilerliyorsunuz; cyristal sage sonrası yol bir tarafa sapıyor ve Abyss sonrası başka bir tarafa sapıyor. Deacons of the deep'i kesince tekrar tek düzleme iniyorsunuz. Catacomb'dan dewamdek. Yani oyunda dümdüz gidiyorsun ve karşına mekanlar çıkıyor hissi oluşuyor. 2. oyundaki keşif hissine erişmek pek mümkün değil. Yaratıklar harika diğer oyunlardaki gibi. Souls'un en güzel tarafı yaratık çeşitliliği. 2. oyundaki çevrenin mütecaviz yapısı bu oyuna taşınmamış, onun yerine boss'lar güçlendirilmiş (olması gereken bu idi). Mini boss'lar eklenmiş ve onlar da çok iyiler.

Lore kısmına girmek istemiyorum. Sakın 2. oyunu üvey evlat yerine koymayın. Kronolojik sıra doğrudur. 2. oyun yan sanayi ürünü değildir, başka bir hikaye anlatmaz. İlk oyunun devamıdır. 1>2>3 şeklinde ilerleyiniz. Lore'u wikilerden takip ediniz. Ben kısaca bu serinin güzel bitirildiğini düşünüyorum.

Oyunlar hakkında danışmak için ekleyebilirsiniz. Üç oyunun da suyunu çıkardığım için tekrar oynayacağımı zannetmiyorum yani bosslarınıza yardıma çağırmayın ama takıldığınız meseleleri ekleyip sorabilirsiniz. Aynı yoldan gidiyor isek yardımcı olurum. Bu üç oyun da harika deneyimler yaşattı bana. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Kızlar siz de biraz resident evil vs. korku sıçmığı oynamak yerine souls mu deneseniz? Bir kere aynı kafayı yaşayalım ya. Hemcinsiniz Marz souls'u parçalıyor mesela (Hakikaten yetenekli kız, tebriks). Tabii ki fromsoftware'a canı gönülden teşekkür ediyorum. Nedir mottomuz;
-Dark Souls saved my life!

Oyunu tüm achievement'ları ile %100 yapmış birisi olarak çeşitli tavsiye ve yorumlarda bulunacağım. Öncelikle ben Dark Souls serisine ilk oyunla başladım. Çoğu arkadaş ilk oyunu çok sever haklılardır. Ben de çok sevdim. Onu da %100 yaptım. Hikayesi, müzikleri, mekanların birbirine bağlı olması, lore'unda bulunan ince detaylar, atmosferin kendisi, geliştikçe güçlü hissetme duygusu vs. 2. oyunu, teknik olarak silah kullanımları, silahların vuruş çeşitliliği gibi bunun yanı sıra yaratık çeşitliliği gibi açılardan çok sevdim.

Miyazaki'nin yapım ekibinde yer almaması neticesinde bir felsefe değişikliğine gidildiğini de fark ettim. İlk oyunda bazı boss'lar sizi zorlar fakat mekanlara yerleştirilen sıradan yaratıklar boss'ların önüne geçemez. 2. oyunda biraz "sırf zorlaştırmak için zorlaştırmak" anlayışı benimsenmiş, mekan tasarımları da doğrudan oyuncuyu çevre koşullarıyla öldürmek üzerine kodlanmış. Üzerinize hunharca saldıran yığınla düşman, durduk yere uçurumlardan düşmek, sandıklardan patlayan zehirler, fırlayan oklar, gizlenen saklanan istilacılar ya da düşmanlar vs. Bosslar genel itibarıyla daha zayıf fakat mekanlar tüm sürpriz unsurlarıyla çok zorlayıcı hale gelmiş. Yani daha önce herhangi bir Dark Souls oyunu tecrübesi olmayan kesinlikle Dark Souls 2 ile başlamamalıdır.

Dark Souls 2 için eleştiri konularından birisi ile lifegem'dir. Zaten estus'larımız var, lifegem'e ne gerek var deniyor ama lifegem olmasa bu oyun oynanamazdı. Her öldüğünüzde, lanetten dolayı kalıcı olarak canınız azalıyor ve çevre koşullarının çetin olması nedeniyle üzerinize ne tür bir garabetin atlayacağını bilmediğinizden zaten boss yollarında tüm estuslarınız bitiyor. Boss'lara 2-3 estus'la falan çıkıyorsunuz. Lifegem olmasa biter mi lan bu oyun? Sonra da 500 kere denedim bu bölgeyi geçemedeim, bitemeyen oyun yapmışlar diye ağlayacaktınız... (Lifegem olmadan Harvest Valley'e nasıl geçeceksin bana bir anlat aw...)

Oynanış genel itibarıyla, ilk oyundan daha iyi diyebilirim. Yalnız havadan düşerek yaptığımız vuruşlar hedefe kitlenmeyi gerektiriyor. İlk oyunda bu özellik çok daha rahat kullanılabiliyordu. Bu oyunda neredeyse kullanmadım bile çünkü hedefe isabet ettiremiyorsunuz. Dibinizdeki adama vuramamanız gibi saçmalıklar da yaşayabiliyorsunuz. Onun bir sebebi de kullandığınız silahın özellikleri. Yere doğru savuran bir silah da taşımanız gerekiyor haricen. Ana silahınız olmasa bile, envanterinizde geliştirmiş olduğunuz ekstra silahlar bulunmalı. İlk oyundaki gibi tek bir silahla oyunu bitirmeniz çok zor. Bunu denerken zaten silahınız sürekli kırılma riski yaşadığını göreceksiniz. Ben 3 silahı değiştire değiştire bitirmiştim. Profilimde ekran görüntüleri bölümünde kullandığım ekipmanları da görebilirsiniz. Oyunun silah ve zırh çeşitliliği inanılmaz boyutta. Dark Souls serisini sevme sebeplerinden birisi. Herkes mutlak surette herhangi bir seti elde etmeye mecbur değil. İstediğin/beğendiğin seti kullanarak oyunu bitirebilirsin.

Görev sistemi ve Achievement kısmına değinelim. İlk oyuna nazaran gelişen hususlardan birisi bağlı olduğunuz antlaşmaların yükümlülüklerini yerine getirme zorunluluğu. En az 2 tane antlaşmayı mutlaka maksimum seviyeye çıkartmanız gerekiyor. %100 yapmak için oyunu 2.5 kere bitirmek gerekiyor. Gerçekten Dark Souls 2'yi %100 yapmak çılgınlık. Bu konuda da bazı tüyolar verebilirim. Ekleyip sormak istediklerinizi sorabilirsiniz.... Spoiler olmasın diye olup bitenleri anlatmak istemiyorum fakat bu oyunda her nereye gitsek sürekli farklı yerlerden farklı anahtarlar bulmamız gerekmesi gerçekten yorucu. Bu ilk oyunda da vardı fakat bu kadar abartılı derecede değildi. "La olum bir sal da geldiğim yerde bir düz ilerleyeyim ya" diyorsunuz o yüzden. Lan aha açık kapı var derken önünde taş kesilmiş adamlar görüyorsunuz, bir de başınıza "Fragrant Branch of Yore" zıkkımından bulmanız gerektiği mecburiyeti bela oluyor tabii ki de. :D Tabii ki bunlara tahammülü olmayan, keşfetme arzusu duymayan kimseler Dark Souls oyunlarına bulaşmamalıdır. Bütün boss ruhlarını toplayıp silaha dönüştürüp tüm silahları elde etmek gibi bir achievement olmaması beni çok memnun etti. Çünkü Ds 2 'nin bir diğer özelliği de çok fazla boss olması. Bunu düşünmüş olmaları gerçekten çok güzel.

Boss'lara gelirsek, genel itibarıyla ilk oyunun boss'ları çok güzeldi. Kolay boss'lar olsa da zor olanlar tüm boss'ları dengeli hale getiriyordu. Ds 2'de ise boss'ların %80'i çok kolay arkadaşlar ama o %20 var ya, onların allah belasını versin:
-SPOİLER- Özellikle Fume Knight. Galiba 2 saat falan kesmeye çalıştım. En zorlandığım boss oldu. Sir Alonne bayağı güçlüydü. DLC bosları gayet güçlüler fakat tüm bu boss'lar için tavsiyem Havel's GreatShield kasmanızdır. (Büyücü arkadaşlar ağlıyor....) Havel'in Shield'ı ile oyunu ciddi anlamda kontrollü oynayabiliyorsunuz. Mekanlara da değinmek isterdim bu bağlamda fakat bu shield her yerde çok işinizi çözecektir. Sadece şunu söyleyeyim: Crown of the Ivory King DLC'sinde, "Frigid Outskirts" isimli bir bölgeye gideceksiniz. O bölgeyi tasarlayanın, kendisine ve insanlığa en ufak sevgisi olamaz. Bu bölge ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Shrine of Amana'yı öp başına koy ki o bölgeyi yapan da terapi görmelidir...

Yüzüklerden, oynanış biçimlerinden ve silahları infuse etme konusundan bahsedelim biraz. Yukarıda 3 silah mutlak taşımanız gerektiğini söylemiştim. İlk oyundan farklı olarak dümdüz warrior'sa "warrior gideceğim aga ben" tribine girmemeniz gerekiyor. Mutlak bir asa ya da çan geliştirmek lazım. Çok kullanışlı, yararlı oluyor. Özellike oyun başında erkenden Dark build başlarsanız keyifli ilerlersiniz. Dark büyüler ve dark weapon tericihi ile oyunu bitirdim. Tavsiye ediyorum. Silahlarda ise şahsen Claymore, Murakumo ve Mirrah Greatsword üçlüsünü kullandım. İlk oyunda bayılarak kullandığım Man-Serpent greatsword maalesef oyunda yok. Sanıyorum sadece ilk oyunda var bu iki gözümün çiçeği. SADDD.... Silahlar çok opsiyonel bir hadise. Kafanıza göre takılıyorsunuz. Burada kesin takıntılı Katana'cı arkadaşlar çouğunluktadır. Yorum yapmıyorum. Biz Claymore ve türevlerinden dewamke... Yüzükler konusunda ise ilk oyundaki gibi mutlak taşımanız gereken yüzükler var. Sistem aynı, ağırlık konusu başa bela olduğu için sizi hafifleten yüzüklere bağımlı oluyorsunuz. Bunun yanında genel olarak taktığınız, dayanıklılığı arttıran Chloranthy Ring oluyor mesela. Bunun dışında bir güzellik olarak, sürekli yüzük değiştirmeniz gereken bölgeler olacak. Yüzüklere daha fazla değer atfedilmiş. Bazı olayları yüzükler sayesinde çözeceksiniz, spoiler vermiyorum.

Toparlayacak olursak ilk oyuna göre oynanış çeşitliliği açısından çok sevdim. Oyunda "Lanet" konusu temayı oluşturduğundan sürekli canımızın gitmesi meselesine laf etmiyorum "lifegem" bunu güzel dengelemiş. Yaratık çeşitliliği mükemmel, Boss'lar biraz daha zor, çevre koşulları biraz daha insancıl olabilirdi. Bu kadar her şey giz, gizem içinde sunulmayabilirdi. Onun dışında Fromsoftware'ı sürekli geliştikleri ve bize artık bir türe dönüşmüş olan Souls oyunları sundukları için teşekkür ediyorum. Oyunu Dark Souls serisine başlayacak olanlara tavsiye etmiyorum. Önce Dark Souls Remastered oynayın sonra buna geçin. Kronolojik ilerleyin. Achievement'lar ve %100 yapma konusu için ekleyebilir, bana danılşabilirsiniz. Aynı yoldan gidiyor isek yardımcı olmaya çalışırım...

Aw oyununda 2 dakika yarışıyorsun 20 dakika bekliyorsun. Açılması, yarışa başlaması, oyuncu beklemesi, yarıştan sonra tekrar yüklenme aşaması falan. Yapacağınız oyunun ta aw ciddi anlamda.

"Alayım mı, almayayım mı?" diye düşünenler için; oyun süresi her şeyiyle beraber bitirirseniz, (biraz da oyalanırsanız) 50 saat civarı diyebilirim. İlk oyunun hastası değilseniz, (zamlandığı için) indirim bekleyin ama muhakkak oynayın derim.

Gelelim oyuna. İlk oyuna kıyasla gelişen yönleri de var, geriye giden yönleri de var. İki açıdan da değineceğim.

Eksiler:
-Harita ilk oyuna göre daha küçük ve gıcık. Sürekli işaretleyici taşımanız gerekiyor. Allah'ın belası derin sularda her delik dört yöne açılıyor. Karalar da pek farksız sayılmaz.
-Yaratıklar çeşitlilik anlamında ilk oyuna göre daha az, daha zararsızlar. İlk oyundaki suların ürkütücülüğünü yeterince hissedemiyorsunuz.
-Derin sular, ilk oyuna göre yeterince derinlere gitmiyorlar. İlk oyunun karanlık tarafı bu oyunda yok. Haritanın sınırlarını çok kolay anlayabiliyorsunuz.
-Hikaye anlamında subjektif olarak vasat bulduğumu söyleyebilirim. Ne iyi, ne kötü.
-İlk oyundaki Cyclops ve Seamoth'un bir orta yolu niteliğinde eklemlenebilir "Deniz Tırı" koymayı tercih etmişler. İçine herhangi bir yapı, dolap vs. herhengi bir şey koyamıyorsunuz. Eklemlenebilir bölüm başına belli bir oranda hızınız yavaşlıyor. Gerçekçi ama çok zorlaştırıyor. Şahsen Seamoth'u ve Cyclops'u tercih ederdim.

Artılar:
-Işınlanabilme aracı, yiyecek çeşitliliği, büyük oda üretebilme ve materyallere erkenden ulaşabilme özellikleri güzel olmuş.
-İki hikayenin eşit düzeyde ilerlemesi ve gizemlerini sonuna kadar koruması güzel olmuş.
-Kar Tilkisi aracı iyi düşünülmüş.
-Mekanlar ilk oyun kadar merak uyandırıyor.
-Su üretebilen kıyafet, kış kıyafetleri gibi çeşitlilikler güzel düşünülmüş.
-Casus pengling aşırı tatlı...

Adam vuruyon.

Hayatımda bu kadar buga sahip başka bir oyun görmedim. Bugdan oynanmıyor.

Tilt olmak istiyorsanız oynayabilirsiniz. Kartlar için de alınabilir.

10 saniyede 10+ küfür garantilidir. Çok iyi oyuncu olduğunuzu iddia etmiyorsanız almayın.

Oynamak için alacaksanız almayın çünkü bozuk, oynanmıyor. Kart için vs. alabilirsiniz.