133
Products
reviewed
2209
Products
in account

Recent reviews by Mert

< 1 ... 3  4  5  6  7 ... 14 >
Showing 41-50 of 133 entries
38 people found this review helpful
3 people found this review funny
8.4 hrs on record
ZUMA DELUXE

Çocukluğumuzun oyunu, ebeveynlerimiz ile bilgisayar kavgası yapmamıza neden olan oyun, yediden yetmişe herkesin oynadığı oyun, işte o oyun ZUMA. Elbette bu oyunu bilmeyenleriniz de vardır. Ben de zaten bilmeyenlere anlatmak için buradayım. Oyunun öyle ahım şahım bir hikayesi yok ki zaten bu tür basit eğlencelik oyunlarda hikaye her zaman bir araç olmuştur. Yine de anlatmak gerekirse, Zuma Frog adındaki karakterimiz dış dünya ile pek de bağlantısı olmayan bir adaya düşüyor ve oradaki yerlilerin kurmuş olduğu tapınakları tek tek keşfederek kurtulmaya çalışıyor. Haliyle buna karşı çıkan adanın yerlileri de kurbağamızın karşısına belli başlı zorluklar çıkarıyor.

İşte bu belli başlı zorluklar da basit ama bir o kadar da eğlenceli oynanışı ortaya çıkarıyor. Zuma, bir platform aracılığıyla üzerimize gelen renkli toplar ile elimizdeki -daha doğrusu ağzımızdaki- aynı renk topları üçlü olacak şekilde eşleştirip, patlatarak yanı başımızdaki mekanizmayı koruduğumuz ve bu sayede bölümleri geçtiğimiz bir oyun. Tabii ki de böyle devam ederse sıkıcılaşacak olan oynanış mekanikleri ve bölüm tasarımları da keşfettiğimiz her tapınak ile birlikte daha da kompleks bir hal almaya başlıyor. Yok etmemiz gereken topların renk sayısı çoğalıyor, bölümler daha karmaşıklaşıyor, platform hızlanıyor, nişangah, zamanı durdurma ve geri sarma, patlayıcı top gibi özellikler geliyor. Kısacası hem çeşitlilik hem zorluk hem de eğlence kat sayısı artıyor. Ayrıca ana oyunun yanı sıra süre sınırlı ve hayatta kalma modları da bulunmakta. Bu modların tek amacı geçmekte zorlandığınız bölümlerin provasını yapmak. Yani bambaşka bir deneyim sunmuyorlar.

SONUÇ

PopCap'in basit eğlencelik bulmaca oyunları zamanında oldukça popülerdi. Zuma da onlardan biri zaten. Oynadığınızda -hele bir de nostaljik oyunları seviyorsanız- eğleneceğinizden eminim. Müzikleri olsun alışması kolay ama ustalaşması zor oynanışı olsun gayet tatmin edici. Ne vaktinizi ne de paranızı çalmıyor. İndirim dönemlerinde 2 TL'ye kadar düşüyorken 7-8 saat gibi kısa bir sürede de bitirilebiliyor.

İNCELEME PUANI : 79 / 100
Posted 27 June, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
26 people found this review helpful
2 people found this review funny
10.1 hrs on record
BADLAND : GAME OF THE YEAR EDITION

Bir zamanlar milyonları çıldırtan Flappy Bird ile temel oynanış mekaniği olarak benzerlik gösteren Badland, kontrolü bize verilen kuşumsu varlıkları bir o yana bir bu yana yönlendirerek oynadığımız, ''Side-Scroll'' ve platform - macera türünde bir oyun. Elbette Flappy Bird gibi basit ve sinir bozucu bir oyun değil aksine oldukça eğlenceli ki zaten yapımcı firma oynanışı birçok yan etmen ile çeşitlendirmeyi başarmış. Bir yandan iyi ama oynanışı zorlaştıran fizik motoruna karşın kuşları havada tutmaya uğraşıyoruz bir yandan sahne sağa doğru akarken ekranın içerisinde kalmaya çalışıyoruz bir yandan da önümüze çıkan yaratıcı tuzakları ve minimalist bulmacaları aşmaya uğraşıyoruz. Diğer etmenler ise çok sade duran ama her yenisi ile farklılığını ortaya koyan bölüm tasarımları ve bu bölümlere özgü, tohumlar halinde topladığımız yetenekler. Bölümler genellikle bu yeteneklere göre dizayn edilmiş ama aldığımız yetenekler her zaman bizim lehimize işlemiyor. Bu yetenekler, kuşları büyültüp küçülten, hızlandırıp yavaşlatan, çoğaltan, yapışkan hale getirip sektiren, zamanı yavaşlatıp hızlandıran, kuşların hasar almasını engelleyen ama aynı zamanda da hareket kabiliyetini azaltan ve şekillerini değiştirerek kontrolleri ufak ufak değiştiren gibi oynanışı zorlaştırmak ya da çeşitlendirmek için tasarlanmış. Bunların yanı sıra her bölüme özel, yaparak daha fazla puan alabileceğimiz görevler de var.

Ana oyun bölümlerinin yanı sıra aynı bilgisayar üzerinden 4 kişiye kadar oynayabileceğiniz çok oyunculu modu ve arkadaşlarınıza karşı yarışabileceğiniz rekabet modu da var. Bunları hiç deneme şansım olmadı ama eminim ki arkadaşlarla oynandığında oldukça eğlenceli oluyordur.

Oyunun sanat tarzı ise başlarda bana çok garip geldi fakat oyunu oynadıkça neden öyle yapıldığını anladım diyebilirim. Arka plan tasarımları genellikle rengarenk ve göz alıcı dururken bizim oynadığımız ön kısım tamamen karanlık bir tona sahip. Sanırım oyuna odaklanmamız için böyle yapılmış. Bu karanlık ton oldukça sade olduğundan dolayı hiç göz yormuyor ve daha rahat bir oynanış imkanı sağlıyor.

SONUÇ

2D platform oyunlarını seviyorsanız bu oyuna da bir şans vermenizi öneririm. Elbette türe yeni bir soluk getirmiş, yön vermiş diyemem ama gayet eğlenceli oynanışı ile kendini ispatlamış bir oyun Badland. İstek listenize ekleyin, indirim dönemlerini bekleyin. 2-3 TL'ye kadar düşüyor. 10 saat gibi gayet doyurucu bir sürede de bitirilebiliyor.

İNCELEME PUANI : 70 / 100
Posted 25 June, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
51 people found this review helpful
1 person found this review funny
34.6 hrs on record
DEAD RISING 3

2021 yılında geçen Dead Rising 3, Nick Ramos adındaki genç oto tamircisinin hayali bir kent olan Los Peridos'ta gerçekleşen zombi salgınından sağ kurtulma çabasını anlatıyor. Oyun, salgının üçüncü gününde başlıyor, yani tüm şehir berbat bir durumdadır. Ana karakterimiz Nick ise grubu için zombi olmalarını önleyen Zombrex ve malzeme aramak üzere yollara düşmüştür. Başarısızlıkla sonuçlanan bir araştırmadan sonra Nick, ufak bir kafede onu bekleyen patronu Rhonda, Annie adındaki bir kız, kamyoncu ♥♥♥♥, Peter ve annesi de dahil olmak üzere diğer kurtulan arkadaşlarının yanına döner ancak orayı da zombiler ele geçirir. Bu talihiz olay sonucu Peter ve annesi ölür, Annie ise kendi başına daha güçlü olacağını düşünerek oradan kaçar. Diğer sağ kalanlar Nick'in öncülüğünde Rhonda'nın otomobil dükkanına gitmeye karar verir. Oraya varıp, TV'den haberleri açtıklarında ise salgını durdurmak için şehrin 6 gün içerisinde bombalanacağını öğrenirler. Grup telaşlar içinde bir oraya bir buraya dönüp dururken yerdeki ölü zombilerden birinin telsizinden gizemli bir ses duyulur. Bu gizemli ses, söylediklerinin yapıldığı takdirde oradaki herkesin kurtulacağını söyler. Nick her ne kadar kuşkulu yaklaşsa da son umutları olan gizemli sesin dediklerini yapmalı ve grubunu kurtarmalıdır...

HİKAYE ANLATIMI VE SUNUM

Dead Rising 3, klasik bir zombi salgını hikayesini gerek kişisel yönleriyle gerekse de küresel yönleriyle oldukça sade ve merak uyandırıcı bir şekilde anlatmış diyebilirim. Bunu söylememin sebebi ise hem kaosun içindeki insanların yaşam mücadelesini hem de dışarıdaki hükûmetin telaşını tamamen akıcı bir şekilde, karman çorman etmeden anlatması olabilir. Elbette ki hikayeyi sadece ''Şöyle oldu, böyle oldu.'' diye anlatmıyor. Yeterli derinlikte olduğunu düşündüğüm karakterler ve onların aralarındaki keyifli diyaloglar ile de anlatıyor. Bu anlatımı süsleyen diğer iki önemli unsur ise tabii ki de sunum ve ara sahneler. Kaliteli karakter animasyonları ve kamera açıları da cabası. Kısacası oyun, hikaye anlatımı ve sunum konusunda oldukça başarılı.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

Oyunun en eğlenceli yanı oynanışı olabilir. İlk oyunlarda da oynanış ön planda ve eğlenceliydi fakat bu oyun onların standartlarının üstüne çıkarak çıtayı daha da yukarılara çekmiş. Önceki oyunlarda olduğu gibi yine üçüncü şahıs bakış açısından karakterimizi yönetiyoruz, zombilere karşı birbirinden farklı silahlarla saldırıyoruz, kıyafetler giyip yiyecekler yiyoruz, yine silahları birleştirerek yaratıcı ekipmanlar üretiyoruz, çeşitli araçlar kullanıyoruz, kombo yiyecekleri ve magazin dergileri ile birçok özellik kazanıyoruz ama çok da fazla yenilik var. Bunları sıralamak gerekirse, yakın dövüşlerde ağır saldırı ve karşı saldırı yapabiliyoruz, silahları birleştirmenin yanı sıra araçları da birleştirebiliyoruz, yanımıza yoldaş alabiliyoruz, kombo sayacı dahilinde yeni özel saldırılar yapıyoruz, zombi saldırılarından kaçınabiliyoruz ve oynanış çok daha serbest hissettiriyor. Ayrıca bu oyundaki silah, araç çeşitliliği ve bunları birleştirerek yaptığımız ekipmanlar oldukça fazla. Tek problem oyunun 30 FPS'e kitlenmiş olması ama bunun da bir çözümü var ve onu yapınca tadından yenmiyor.

Karakter gelişimi ise çok ayrıntılı değil fakat oyunun başındaki karakterimizle sonundaki karakterimiz arasında dağlar kadar fark oluyor. Oyun içerisindeki ''PP'' denilen yetenek puanları dahilinde seviye atlıyoruz ve karakterimize can geliştirmesi, envanter genişlemesi, silah hasarı, dayanıklılık ve güç geliştirmeleri, ekstra bonus kazanımları yapabiliyoruz. Bunların yanı sıra her yeni seviyede özel saldırıları da açıyoruz.

AÇIK DÜNYA VE YAN ETKİNLİKLER

Bir önceki oyunlarda hep bir alışveriş merkezinde ya da daha kapalı alanlarda geçen oyun serisi bu sefer tam anlamıyla bir açık dünyada, yani yeteri büyüklükteki bir şehirde geçiyor. Tabii bu şehir standart açık dünya oyunlarındaki gibi alabildiğine bir büyüklüğe sahip değil fakat daha özgür hissettiriyor, oyun ilerledikçe genişleyerek değişen haritası ile atmosfer dinamizmini iyi kotarıyor ve araç kullanımı için yeterli genişlikte. Ayrıca çevre detaylandırmaları, iç mekan ayrıntıları ve geceleri çok daha tehlikeli olan sokakları ile salgının ortasında olduğumuz hissini gayet iyi veriyor. Bunların yanı sıra ekipmanlarımızı sakladığımız güvenli bölgeler ve araç yaptığımız garajlar da mevcut.

Her ne kadar az olsa da yan etkinlikler ise şöyle, yardıma muhtaç insanları kurtarma, oynanışı diri tutan ve her yönünü keşfetmeye iten meydan okumalar, çeşitli yarışlar, toplanabilir ve kırılabilirler. Evet dediğim gibi yan etkinlikler oldukça az ve bu maalesef oyunun eksi yanlarından biri.

GÖREV DİZAYNI VE PSİKOPATLAR

Öncelikle görevler ''Neden sürekli aynı şeyleri yapıyorum.'' dedirtmiyor ve hiç sıkmıyor. Gerek sunumları gerekse de sürekliliği sağlayan hikaye ögeleri ile çok da çeşitli olmamakla birlikte oldukça iyi. Ana görevler, kaçış sekansları, psikopat savaşları, keşif, bölge temizleme, mekan baskını, kargoculuk, düşman kampına sızma gibi belli bir düzeyde ilerliyor. Yan görevler ise kendi içerisinde küçük küçük hikayeler barındıran bazen birine kaybettiği bir eşyasını aramaya çıktığımız bazen mezarlıktaki bir ayinin ortasına daldığımız bazen şehrin en hızlısı olduğunu iddia eden biriyle koşu yarışı yaptığımız bazen ise kavgalı iki kişiyi barıştırdığımız bir yapıya sahip. Kısacası bu uzunluktaki bir oyun için yeterli seviyede.

Bir de normal oyunlarda karşılığı ''Boss'' olan psikopat savaşları var ki bunlar her haliyle cilalı olduğunu belli ediyor. Her bir savaşın kendine has havası var. Tüm psikopatların arka plan hikayelerini ve neden bu duruma geldiklerini çok iyi anlıyoruz. 7 büyük günahı konu edinen bu savaşları, karısı ve çocukları tarafından terk edilmiş Monk ustası Zhi, insanlar üzerinde deney yapan Doktor Albert, yemek yemekten patlayacak seviyeye gelmiş Darlene, sapık Dylan, narsist vücut geliştiricisi olan Jherii, burjuva Teddy, asosyal ve bir baltaya sap olamamış Kenny ile yapıyoruz. Bunların yanı sıra ana hikaye görevlerinde de birkaç psikopat savaşı var.

DLC'LER VE GENİŞLEME PAKETLERİ

Oyunun Steam sürümünde direk karşımıza çıkan DLC'ler klasik yeni kıyafetler, silahlar ve araçlardan ibaret. Genişleme paketi ise ana oyunun hikayesinde gördüğümüz birçok önemli karakterin arka plan hikayesini anlatan ''Untold Stories of Los Perdidos'' adındaki dört bölümlük bir görev dizini. ilk bölüm ''Operation Broken Angel'' olan Kane adındaki hükûmetin emrinde olan bir askeri yönettiğimiz, ikinci bölüm ''Fallen Angel'' olan direnişçi grubun en önemli üyelerinden alkolik Angel'i yönettiğimiz, üçüncü bölüm ''Chaos Rising'' olan psikopat motorcu çetesinin lideri Hunter'ı yönettiğimiz, dördüncü bölüm ''The Last Agent'' olan içerideki olayları araştırması için gönderilmiş ajan Brad Park'ı yönettiğimiz ufak hikayelerden oluşuyor. Oynanışı çeşitlendirmese de yeni şeyler katan bu eklentilerin hikayeleri de bir noktada birleşerek bir bütün oluşturuyor.

SONUÇ

Zombiler tarafından işgal edilmiş kıyamet sonrası dünya temasını ya da ''TPS'' açık dünya oyunlarını seviyorsanız Dead Rising serisini kesinlikle öneririm. En azından üçüncü oyuna bir şans verin derim. Şahsen ben oynarken çok eğlendim. Zaten indirim dönemlerinde 20 TL'ye kadar düşüyor oyun. Sindire sindire oynarsanız -ki ben öyle yapmanızı tavsiye ederim- 35 saate yakın, sadece ana hikayeden giderseniz 15 saatte bitiyor.

İNCELEME PUANI : 85 / 100
Posted 24 June, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
126 people found this review helpful
9 people found this review funny
44.1 hrs on record
GRAND THEFT AUTO : SAN ANDREAS

Ana karakterimiz Carl Johnson, Amerika'nın hayali şehri Los Santos'da annesi Beverly, abisi Sweet, kız kardeşi Kendl ve küçük kardeşi Brian ile mütevazı bir hayat sürmektedir. Beverly, çocuklarını her ne kadar kötülüklerden uzak yetiştirmek istese de küçüklüğünden bu yana gangster olmak isteyen Sweet, yaşadıkları Grove mahallesinin çete lideri olmuştur. Düşmanları Balla ve Vagos çeteleri ile sürekli savaş halinde olduğundan da ister istemez ailesini de riske atıyordur. Günlerden bir gün Grove çetesi yine bir çatışmaya girer ve bu olaylar sonucu ailenin en küçük kardeşi Brian vefat eder. Küçük kardeşinin ölümüne daha fazla dayanamayan Carl ise herkesi geride bırakıp daha iyi bir hayat sürmek için Liberty Şehri'ne kaçar fakat geçmişi onu asla bırakmayacaktır...

Acı olayların ardından uzun bir zaman geçer ve tarihler 1992'yi gösterir. Carl ailesini neredeyse unutmuş, Liberty Şehri'ndeki yeni hayatına adapte olmuştur ama geçmişini ona tekrar hatırlatacak bir telefon gelir. Söylenene göre annesi Beverly, düşman çeteler tarafından düzenlenen bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. Sevdiklerini bu anlamsız savaşta kaybetmekten bıkmış olan Carl, geçmişine yani ailesini kaybettiği sokaklara geri dönmek zorundadır; çünkü annesine olan borcunu onu son yolculuğuna uğurlayarak ödemelidir. Los Santos'a döndüğünde ise hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür ancak çocukluk anıları da tekrar canlanır. Bu sırada eski arkadaşı Big Smoke ile karşılaşır ve annesinin cenaze törenine doğru giderler. Tören sırasında Carl'ın geldiğini gören Sweet, içten içe sevinir ancak onları en zor günlerinde terk ettiği için de sitem eder. Tam cenaze törenini bitirip evlerine dönecekleri sırada düşman Balla çetesi onları yine pusuya düşürür. Grup bu pusudan paçayı zar zor kurtarır ve mahalleye sağ salim dönmeyi başarır ama Carl'ın da tepesi atmıştır. Artık kendine bir söz verir, ona bu acıyı yaşatanlara bedelini ödetecek ve ailesinin intikamını alacaktır...

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE KARAKTER GELİŞİMİ

Çocukluğunun bir kısmını oyunlarla geçirmiş biri olarak GTA San Andreas'i gerekenden fazla oynadığımı söyleyebilirim. Çünkü, basit ve anlaşılır ''TPS'' mekanikleri hem çok eğlenceliydi hem de dönemine göre oldukça fazla bir serbestlik sunuyordu. O zamanlar hikayesi ya da karakterleri de pek umurumda değildi açıkçası. Tek amacım birbirinden farklı silahlar ile yaya katletmek ve helikopter, kara araçları, tekneler ve uçaklar ile Los Santos'u arşınlamaktı. Şu günlerde tekrar oynadığımda ise oyunlar açısından daha donanımlı olduğum için eksilerini ve artılarını daha iyi ayırt edebildiğimi düşünüyorum. San Andreas, önceki GTA oyunlarından çok daha ayrıntılı, yenilikçi ve gerçekçi. Çıktığı yıl itibarıyla, bir oyuncunun 4-5 farklı oyunda deneyim edebildiği farklı oynanış mekaniklerini tek oyunda toplamayı başarmış ama bu mekanikler biraz fazla yaşlanmış. Tabii bu durum benim gözüme çok batmadığı için pek de sorun etmedim. Yani büyük beklentilere girmemekle beraber hâlâ oynanabilir düzeyde diyebilirim.

Karakter gelişimi ise çok ayrıntılı değil fakat bu büyüklükteki bir oyun için gayet iyi. Yetenek puanlarını biz kafamıza göre veremiyoruz ama benim de en çok sevdiğim sistem olan oynadıkça gelişme sistemi var. CJ, araç sürdükçe, silah kullandıkça, koştukça, spor salonlarında ağırlık kaldırdıkça, çeteler arası aktiviteler yaptıkça hem fiziksel olarak gelişiyor hem de insanların ona yaklaşımı değişiyor.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE PRODÜKSİYON KALİTESİ

Yapımını Rockstar'ın üstlendiği her oyun gibi bu oyunun da karakterleri, hikaye örgüsü, anlatımı ve sunumu zamanının ötesinde. Oyun, prodüksiyon açısından şu günlerde bile yeterli duruyor. Gerek ara sahneleri olsun gerek karakter animasyonları olsun yaşlılığını hissettirmekle birlikte pek göze batmıyor. Amerika'nın varoş mahallelerinde yaşayan sıcak aile ortamını akıcı biçimde anlatmışlar ve kişisel olarak başlayan hikayeyi de toplumsal bir yöne doğru güzel evirmişler. Bir de bunların yanına doğal diyaloglar ve ayağı yere basan ikonik karakterler de eklenince takip edilesi bir hikaye ortaya çıkmış.

AÇIK DÜNYA VE YAN ETKİNLİKLER

Hayali şehir Los Santos'u anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. O kadar büyük ki elimizde bir harita olmasa kaybolmak işten bile değil. Zamanının teknolojisinin sınırlarını zorlayarak hem bu kadar büyük bir dünyayı yaratmayı hem de bu dünyayı canlı tutmayı başardıkları için Rockstar'a hayran kalmamak elde değil. Şehir içlerinden varoş mahallelere, ormanlık alanlardan kasabalara, uçsuz bucaksız çöllerden sahillere, sanayi bölgelerinden kumar merkezlerine kadar birçok farklı atmosfere sahip açık dünya kesinlikle takdir edilesi.

Bu dünyayı keşfetmeye iten bazı yan etkinlikler ise şöyle, ev ve garaj satın alma, kıyafet mağazaları, berber, dövmeci, GYM, restoranlar, çeşitli yarışlar, kuryecilik, basketbol, hırsızlık yapma, araç modifiye, ehliyet sınavları vs.

GÖREV DİZAYNI

Oyunun övülecek birçok meziyeti var tabii ki fakat en büyük meziyeti görev dizaynları ve bu görevlerin barındırdığı ufak oynanış mekanikleri olabilir. Ana görevlerin hepsi özenle dizayn edilmiş ve oyunun imkanları dahilinde oyuncuya farklı deneyimler sunmaya çalışılmış. Sürekli yeni bir şeyler sunuluyor ve bu durum oynanışı bir nebze olsun taze tutmayı başarıyor. Ana görevler kendi içerisinde minimal oynanış mekanikleri barındırmakla birlikte kovalamaca, angarya işler, çatışma, koruma, kurtarma, takip, kaçış, soygun, çete işleri, şoförlük, yarışlar, gizlilik, suikast gibi çeşitlilik barındırıyor. Yan görevler ise alabildiğine geniş dünyayı daha iyi tanıtmak için tasarlanmış sokak yarışları, itfaiye görevleri, ambulans şoförlüğü, polis görevleri, stadyum yarışları, kadın pazarlama, makinistlik, taksi şoförlüğü, tekne, uçak, araba ve motorsiklet ehliyet dersleri, araç tedarik görevleri, atış talimi, çete hizmet görevleri, toplanabilirler, fotoğrafçılık, bisiklet yarışları, havaalanı görevleri, go-kart yarışları, kuryecilik, nakliye görevleri, hafriyat, RC görevleri ve çeşitli meydan okumalardan oluşuyor. Kısacası görevler o kadar çeşitli ki emin olun açık dünyada yapacak çok şey var.

BAZI TEKNİK PROBLEMLER

Klasik Rockstar oyunlarına alıştıysanız 30 FPS sorunlarını, onlarca oyun hatasını, düşük çözünürlük problemlerini ve oyundan atma sorunlarını zaten biliyorsunuzdur. Bunlar her Rockstar yapımının tuzu biberi. Ama GTA San Andreas'ın Steam versiyonu ve ilk sürümü arasında kabul edilemez bazı değişiklikler ve problemler var. Bu problemlerin birkaçı şöyle, oyun kolu desteklemiyor, ilk sürümde olan birçok radyo müziği kaldırılmış, oyun zevkini baltalayan birçok hata ve silinmiş bazı görsel ayrıntılar. Ne var ki GTA topluluğu çok büyük ve tüm bu hataların tek tek çözümleri mevcut.

SONUÇ

Saydığım bu problemlere rağmen ortada gerçekten güzel şeyler barındıran bir oyun var. Zaten GTA markasını da bilmeyen yok. Ama bilmiyorsanız ve seriye girmek istiyorsanız bu oyunu kesinlikle öneririm. Oyun, indirim dönemlerinde 8 TL'ye kadar düşüyor ve 40 saatin üzerinde bir oyun deneyimi sunabiliyor.

İNCELEME PUANI : 83 / 100
Posted 28 May, 2021. Last edited 30 May, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
29 people found this review helpful
2 people found this review funny
10.5 hrs on record
AEGIS DEFENDERS

Uzun zaman önce, insanlık yarattığı teknolojiler yüzünden yıkıma uğramıştır. Oyunun geçtiği tarihte gücün tek kaynağı ise eski teknolojiler üzerindeki kurulan hakimiyettir. Bunu fırsat bilen topluluklar tarafından acımasız bir imparatorluk kurulur ve tüm dünyaya keder hüküm sürer. Biz ise köylerini kurtarabilecek tek şeyi arayan ''Ruinhunters'' yani Harabe Avcıları ekibi olarak oynuyoruz. O şey elbette ki Aegis olarak bilinen efsanevi bir silahtır. Ekibimiz onu bulmalı ve önce köylerine sonra da tüm dünyaya barışı getirmelidir...

Evet, hikayeyi şimdilik bir kenara bırakıp oyunun ana odağı olan oynanışa dönecek olursak; ''Side-Scroll'' olarak da bilinen 2 boyutlu açıdan oynadığımız oyunumuza macera-platform ve -ağırlıklı olarak- kule savunma türlerinin bir melezi diyebilirim. Oyunun bölümler halinde ilerleyen bir yapısı var ve her bölüm daha da fazlalaşıp zorlaşan akın akın gelen düşmanlara karşı belli başlı noktaları koruyoruz. Başlarda 2 kişi olmak üzere oyunun sonlarına doğru 4 kişiye kadar çıkan ekibimizin her bir üyesinin kendine has özellikleri ve silahları var. Bu özellik ve silahlar genellikle taret, bubi tuzakları, uzun ve yakın menzilli silahlar gibi fazla çeşitlilik barındırmayan şeyler fakat bölüm aralarında uğradığımız satıcılar ve kazandığımız tecrübe puanları dahilinde karakterlerimize verdiğimiz yetenekler çeşitliliği biraz olsun arttırmış. Ayrıca oyunu arkadaşlarımızla ''Co-op'' olarak da oynayabiliyoruz.

Oyunun hikayesi küllerinden doğan bir uygarlık gibi artık klişeleşmiş bir temayı işlese de anlatım tarzı ve sunumu gayet yeterli diyebilirim. ''Pixel-art'' grafik tarzı ile uyan minimalist ara sahneler de bu anlatımı ayrıca kuvvetlendirmiş. Bunların yanı sıra karakter diyalogları ve bize sunulan bazı konuşma seçimleri oldukça iyi.

SONUÇ

Eğer kule savunma oyunlarını seviyorsanız Aegis Defenders'i kesinlikle öneririm. Çünkü vadettiğini yeterli bir seviyede verebilen bir yapım. Oynanışı bir müddet sonra tekrara düşüyor fakat o noktaya kadar gayet eğlenceli dakikalar da yaşatıyor. Ben oyunu zamanında Humble Bundle'dan bedavaya aldım fakat şu an öyle bir şansınız yok. Ama indirim dönemlerinde 7 TL'ye kadar düşüyor ve bu kadar parayı da hak ediyor. Ayrıca ağırdan alırsanız 10-11 saat gibi bir sürede de bitirilebiliyor.

İNCELEME PUANI : 65 / 100
Posted 14 May, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
24 people found this review helpful
3 people found this review funny
5.8 hrs on record
FLATOUT

Vurdulu kırdılı yarış oyunlarının öncülerinden biri olan FlatOut serisinin ilk oyunu herhangi bir hikayeye sahip değil. Zaten kafa dağıtmak için girdiğimiz basit eğlencelik bir oyunda hikayeyi kim arar ki ? Tek oyunculu kariyer modu olsun ve onda yavaş yavaş yükselelim yeter değil mi ? Girdiğimiz gibi aracımızı seçip başladığımız kariyer modundaki tek amacımız ise klasik ve daha şiddetli olan adeta savaştığımız yarışlardaki kupaları ve para ödüllerini kazanıp, daha güçlü araçlar satın alarak diğer bir bölüme geçmek. Her bölüm daha zorlayıcı rakipler ile birlikte geldiğinden dolayı da aracımızı iskeletinden motoruna, egzosundan süspansiyonuna, tekerleğinden iç parçalarına kadar geliştirebiliyoruz ama maalesef aracımızın dışını modifiye edemiyoruz. Eğer bu döngüde devam ederse oyuncuyu sıkacak olan yarışlar ise sokak, ormanlık alan, çöl, kaygan buz, yarış pisti gibi farklı bölüm tasarımları ve araç derbisi, araçla uzun atlayış, bovling ve dart gibi eğlenceli oyun modları ile çeşitlendirilmiş. Tabii oynanış mekanikleri de yılına göre gayet iyi. Gerek gerçeğe yakın araç fizikleri olsun gerekse de parçalanan çevre olsun şu günlerde bile ortalama düzeyde gözüküyor. Ayrıca yarış esnasında geride kalsak da etraftaki objelere çarpıp yıkarak nitro kazanıyoruz ve bu durum ufak da olsa yarışlara taktiksellik katmış diyebilirim.

Kariyer modunun yanı sıra hiç girmediğim çok oyunculu yarış modu, zamana karşı yarış ve basit eğlence modları da var fakat sanmıyorum ki bu modları birkaç kez oynadıktan sonra sıkmasınlar. Zaten aktif olarak oynayan birilerinin de olduğunu düşünmüyorum. Kısacası kariyer modunu bitirdikten sonra oyunu rafa kaldırabilirsiniz.

SONUÇ

İnceleme biraz kısa oldu fakat dediğim gibi oyun da zaten öyle uzun uzun anlatılacak bir oyun değil. Günde 30 dakika bilemediniz 1 saat girip oynasanız bile güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum; çünkü klasik yarış oyunlarının aksine daha ''Arcade'' tarza sahip. Öyle vaktinizi çalacak bir oyun da değil ki zaten 5-6 saatte bitirilebiliyor. İstek listenize ekleyip indirim dönemlerini beklemenizi tavsiye ederim.

İNCELEME PUANI : 62 / 100
Posted 9 May, 2021. Last edited 10 May, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
32 people found this review helpful
1 person found this review funny
4.6 hrs on record
KHOLAT

Dyatlov Geçidi Vakası'nı yani 9 kayakçının Ural Dağları'nda tahminen 2 Şubat 1959 gecesinde gizemli ölümlerini konu alan oyunumuz, bu olayları anlatan bir dış sesin sözleri ile başlıyor. Yıllar geçmesine rağmen akıbeti hâlâ aydınlatılamayan bu olay, ardında acılı aileler ve korku dolu hikayeler ile tarihin tozlu sayfalarına gömülmüştür. Tüm bunlardan habersiz olan ana karakterimiz olayın olduğu bölgenin yakınlarında bulunan Ivdel şehrine trenle gelir fakat bir şeyler onu karanlık ormana doğru çekmektedir. Hava almak için yürüyüşe çıktığında ise karakterimiz kar üzerinde karanlık ormana doğru giden turuncu ayak izleri görür. Kendine hâkim olamaz ve bu ayak izlerini takip eder ancak bilinmez bir çukura düştüğünün de farkındadır. Birdenbire sanki uykudaymış gibi başka bir yerde uyanır ve etrafına bir göz gezdirdiğinde ise bir şeylerin ters gittiğini idrak eder. Çevrede bulduğu birkaç araştırma notu üzerine Dyatlov Geçidi'nin yakınlarında bir yerlerde olduğunu anlar. Bundan sonra tek yapması gereken sağ salim evine dönene dek hayatta kalmak ve orada neler olduğunu araştırmaktır...

Gerçekçi temellere dayandığından dolayı en güçlü tarafının hikayesi olduğunu düşündüğüm oyunun sunumu ve hikaye anlatımı oldukça iyi diyebilirim. Daha açılışta anlatılan vaka merak uyandırmayı ve oyuncuya inceden korku salmayı başarıyor. Basit ama etkili çizimlerle süslenmiş sunum ise yeterli seviyede. Bunların yanı sıra oyun içinde bulduğumuz notlar, kampçıların günlükleri ve fotoğrafları hikayeyi daha mistik bir tarafa çekerek merak kat sayısını arttırmış. Ayrıca Türkçe dil desteği de cabası.

İyi yaptığı bir diğer şey ise çok gerçekçi gözüken grafikler ve çevre detaylandırmaları. Bunlar gergin atmosferi bir hayli kuvvetlendirmiş. Gerek çevre sesleri olsun gerek müzikler olsun gerekse de doku kalitesi olsun 3A oyun kalitesine yaklaşmayı başarmış.

Oynanış tarafında ise aynılarını söyleyemeyeceğim. Maalesef Kholat, standart korku FPS yürüme simülasyonu oyunlarının vadettiğinin ötesine gidememiş. Günümüzdeki her korku oyununda olduğu gibi bizden güçlü anomaliler var ve biz saklanmadıkça sonumuz oluyorlar. En azından bazı gerilim sekansları, kaybolmuşluk hissi uyandıran ufak açık dünyası ve gerçekçiliği temel edinen birkaç oynanış mekaniği biraz olsun iyi fakat tüm bunlar oyunun tamamını kurtarmaya yetmiyor.

SONUÇ

Amnesia, Outlast ya da Soma gibi korku oyunlarını bitirdiyseniz ve bunları gerçekten sevdiyseniz Kholat'a da bir bakmanızı öneririm. Ama onlar kadar her anlamda cilalanmış bir oyun beklemeyin. Her ne kadar keşif hissi iyi olsa da oynanış tarafı bir müddet sonra çok sıkıcı bir hal alıyor. Tabii yapımcı firma bunu biliyor olacak ki oyunun süresini kısa tutmuş. İndirim dönemlerinde 6 TL'ye kadar düşen oyunumuz 4-5 saatte de bitirilebiliyor.

İNCELEME PUANI : 60 / 100
Posted 4 May, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
141 people found this review helpful
3 people found this review funny
4.3 hrs on record
LITTLE NIGHTMARES

Hikayesi hakkında ser verip sır vermeyen Little Nightmares, adını araştırdıktan sonra öğrendiğim sarı yağmurluklu dokuz yaşındaki bir kız olan Six'in kabusu ile başlar. Kabusunda, tuhaf görünüşlü bir Geyşa'nın sisler içinde ona korkutucu bir şekilde baktığını görür ve aniden uyanır. Uyandığı yer sanki devler için yapılmış gibi duran, nemli mi nemli karanlık bir odadır. Elindeki tek ışık kaynağı olan çakmak ile bu karanlık odalardan temkinli bir şekilde ilerlerken buranın aslında devasa bir gemi olduğunu öğrenir. Geminin dış kısmına çıktığında ise birbirinden kilolu insanların sürekli bu gemiye akın ettiğini görür. Bu insanların pek de iyi niyetli olduğunu düşünmeyen Six, neden orada uyandığını ve rüyasındaki korkunç kadının kim olduğunu araştırmak üzere yola koyulur.

Evet, dediğim gibi hikayeyi çevreyi dikkatli araştırarak ve başka kaynaklardan bakarak öğrenmedikçe pek bir bilgiye ulaşamıyoruz ki zaten oyunda hiçbir yazılı anlatım yok, tamamen görselliğe dayalı bir anlatım var. Sizi bilemem ama ben bu anlatım tarzını oyuna oldukça yakıştırdım; çünkü oyunun sanat tarzı muazzam. Tim Burton filmlerinden fırlamış gibi duran çizimler ve iç gıdıklayıcı tasarımlar, güçlü gerilim ögeleri ile birleşince zaten hikayenin peşinden süreklenip gidiyorsunuz. Ürpertici müzikleri, atmosferi kuvvetlendiren ses ve çevre dizaynı da cabası.

Oynanışa gelecek olursak; pek ön planda değil fakat yine de yeterli diyebilirim. ''Side-Scroll'' denilen 2 boyutlu platform - bulmaca türünün en temel özellikleri olan yürü, zıpla, eğil, koş, objelerle etkileşime geç gibi basit kontroller ile karakterimizi yönetiyoruz. Tabii bu oyunu diğer muadillerinden ayıran en önemli özelliği kontrollerinin fazlasıyla pürüzsüz hissettirmesi ve yaşattığı atmosferik gerilim.

Bir bütün oluşturan bölüm tasarımları ve bulmacaları ise oyunun görselliğinden sonra en kuvvetli yanı olabilir. Bir gemi en fazla ne kadar oda barındırabilir diyebilirsiniz ama demeyin. Little Nightmares'ın gemisi devasa ve neredeyse oyun boyunca tüm gemiyi geziyoruz. Kontrol odalarından mutfağına, yemekhanesinden hapishanesine, misafir odalarından yetimhanesine, sığınaklarından zengin muhitlerine kadar birçok mekanı keşfederken birbirinden farklı bulmacaları da çözmek zorundayız. Bu bulmacalar genelde fizik ve ışık tabanlı, zamana karşı yarıştığımız, platform ögeleri ile süslenmiş gibi basit görünen ancak korkunç düşmanlarımız yüzünden zorluk çektiren bulmacalardan oluşuyor. İrite edici görsellikteki düşmanlarımız ise her zaman bizden güçlü oluyor ve kaçıp saklanmak durumunda kalıyoruz.

SONUÇ

Inside ya da Limbo gibi oyunları seviyorsanız Little Nightmares'i de kesinlikle seveceğinizin garantisini verebilirim. Zaten oyun, yapımcı firma tamamen atmosferik gerilime ve görselliğe önem verdiğinden dolayı sanki bir korku filmiymiş gibi ilerliyor ve oyuncunun merakını cezbetmeyi başarıyor. Oynanış kısmı ise çok derin olmamakla birlikte bulmacalar sayesinde yeterli seviyede. Ben oyunu Bandai Namco bedavaya dağıttığı dönemde aldım fakat parasını da sonuna kadar hak ettiğini söyleyebilirim. 3-4 saat süren bu oyunu istek listenize ekleyin, indirim dönemlerinde 6 TL'ye kadar düşebiliyor.

İNCELEME PUANI : 84 / 100
Posted 30 April, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
88 people found this review helpful
1 person found this review funny
2
1
20.9 hrs on record
GRAND THEFT AUTO : VICE CITY

Patronu Sonny Forelli'nin verdiği bir iş üzerine Harwood'a giden Tommy Vercetti, ters giden olaylar sonucu birçok insanı katleder ve hapishaneye girer. Aradan 15 yıl geçtiğinde ve tarihler 1986'yı gösterdiğinde ise Tommy hapisten çıkar ancak patronuna olan bağlılığından dolayı onun kirli işlerini yapmaya devam eder. Amerika'nın dört bir yanında uyuşturucu organizasyonu kurmak isteyen Sonny, daha Tommy serbest kalır kalmaz onu pek de tekin olmayan avukat Ken Rosenberg ile birlikte önemli bir uyuşturucu ticaretini denetlemesi için Vice City'e gönderir. Her zaman olduğu gibi işler yine ters gider ve anlaşma kimliği belirsiz saldırganlar tarafından pusuya düşürülür. Tommy ve Ken canlarını zar zor kurtarırlar ancak patronun yüklü bir miktardaki parası saldırganların eline geçer. Öfkeden deliye dönen Sonny, her ikisine de tehditler savurur ve parasını derhal bulmalarını, bulamadıkları takdirde onları çok kötü bir sonun beklediğini söyler. Daha yeni hapisten çıkan Tommy'nin başı tekrar derde girmiştir. O parayı geri bulmalı ve kaybettiği itibarını geri kazanmalıdır. Tabii işler sandığından katbekat zordur ancak ilerledikçe ve önüne yeni fırsatlar geldikçe borcunu ödemekten çok daha büyük amaçlarının olduğunu keşfedecektir...

OYNANIŞ MEKANİKLERİ

GTA Vice City'i 7'den 70'e kadar herkes biliyor fakat yine de anlatmak gerekirse: Üçüncü şahıs bakış açısından karakterimizi yönettiğimiz, birbirinden farklı helikopterler, uçaklar, deniz ve kara araçları sürdüğümüz, çeşitli yakın dövüş aletleri, tüfekler, tabancalar, fırlatılabilir silahlar kullandığımız, hem sade hem de hızlı mekanikleri ile dönemine göre yeteri kadar serbestlik sunan bir oyun. Kısacası bir önceki oyun olan GTA 3'ün de üzerine birçok yenilik koyarak yine zamanının ötesinde işler başarmış bir oyun. Ama söylediğim bu basitlik ve sadelik kesinlikle sizi korkutmasın. Rockstar Games, isminin hakkını vererek yaratıcı hikaye içerikleri ile oynanışı zenginleştirmeyi başarmış.

HİKAYE ANLATIMI, SUNUM VE PRODÜKSİYON KALİTESİ

Klasik bir yükseliş hikayesi en fazla nasıl anlatılabilir ? Hele ki bir oyunda nasıl anlatılabilir diyorsanız Brian De Palma'nın Scarface adlı filminden esinlenerek oluşturulmuş bu oyunun hikayesine bir bakmanızı öneririm. Hikayenin anlaşılabilirliğine hizmet eden olay örgüsünün yanı sıra ayakları yere basan karakterler ve onların arasındaki muazzam diyaloglar anlatımı oldukça kuvvetlendirmiş. Zaten hikaye ana tema olarak popüler kültüre yaptığı iğneleyici eleştiriler, çete olayları, ekonomik dengeler, gayrimenkul savaşları ve Amerika'nın politik meselelerinden bir hayli beslenmiş. Nerede nasıl davranacağını bilen ana karakterimiz Tommy Vercetti ise bu hikaye için biçilmiş kaftan diyebilirim. Bunların yanı sıra ara sahneler, sinematik sunum, sesler, karakter modellemeleri ve oyunun diğer tüm teknik tarafı zamanının ötesinde. Oyun 20 yıllık olmasına rağmen neredeyse hiç sırıtmıyor diyebilirim.

AÇIK DÜNYA VE YAN ETKİNLİKLER

Açık dünya denilince akla ilk gelen oyun yapımcısı muhtemelen Rockstar Games'tir. Tabii bu durumun en büyük sebebi GTA 3 ve ardından gelen diğer GTA oyunları olabilir. Çünkü tüm bu oyunlar açık dünya standartlarını belirleyen yapımlar oldu.

Vice City'nin açık dünyası ise ABD'nin Florida eyaletinin ikinci büyük kenti olan Miami'nin seksenli yıllarının kurgusal bir kopyası denebilir. Miami denince akla rengarenk sokaklar ,şaşaalı geceler ve sıcacık kumsallar geliyor. ''Peki Vice City tüm bunları karşılıyor mu ?'' diye sorarsanız evet derim. Seksenlerin atmosferini dibine kadar hissettiren cıvıl cıvıl Vice City'de onlarca ikonik bölge, mekan ve buraları gezerken dinleyebileceğimiz retro radyo müzikleri var. Yapımcı firma döneminin tüm imkanlarını sonuna kadar kullanarak çok iyi bir iş çıkarmış. Ayrıca olabildiğince serbest olan bu açık dünyanın aynı zamanda dinamik bir tarafı da var. Hikaye ilerledikçe yeni bölgeler açıyoruz ve yeni yerler keşfediyoruz.

Vice City'de keşfedilecek birçok yan etkinlik de mevcut. Bu yan etkinlikler ev ve garaj, silah ve yakın dövüş satın alma, dükkan soyma, Off-Road ve RC görevleri, pizza dağıtımcılığı, ambulans şoförlüğü, helikopter görevleri, taksicilik, polislik, stadyum görevleri, sokak yarışları, itfaiyecilik, ticari mekan satın alımı, atış talimi, akrobasi atlayışları, çeşitli toplanabilirler ve meydan okumalar. Ayrıca yaptığınız her yan etkinliğin size geri dönüşleri oluyor.

GÖREV DİZAYNI

Rockstar Games bir önceki oyun olan GTA 3'ün aksine görev çeşitliliği konusunda çok daha iyi işler başarmış. En azından bu illüzyonu yaratmış diyebilirim. Görevler esnasında oynanış pek değişmiyor ancak hikaye unsurları ile destekleniyor. Bu görevler ana ve yan olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ana görevler şoförlük, çatışma, suikast, yıkım, imha, kaçış, mekan baskını, kovalamaca, yarış, takip ve soygun iken yan görevler daha ufak olan telefon görevleri, çete görevleri, ticari mekan görevleri ve suikast görevlerini kapsıyor.

BAZI TEKNİK PROBLEMLER

Windows 10 ile uyumsuzluğundan olsa gerek Vice City'nin birçok teknik problemi var. Bu teknik problemler oyuna girmeme ya da oyundan atma gibi ufak problemler olmakla birlikte 30 FPS ve düşük çözünürlük gibi oyun zevkini kötü yönde etkileyen büyük çaplı problemler de olabiliyor. Ne var ki GTA topluluğu çok büyük olduğundan dolayı tüm bu problemlerin çözümü var.

SONUÇ

Çocukluğunu benim gibi bu oyun ile geçirmiş herkes Vice City'yi avucunun içi gibi biliyordur sanırım. Zaten bu incelemeyi onlara değil de bu oyunu oynayamamış yeni oyunculara yazıyorum. Eğer ben oyuncuyum diyorsanız bu oyunu en az bir kez oynamanız gerektiğini düşünüyorum. İndirim dönemlerinde 6,30 TL olan oyunumuz sırf ana hikayeden giderseniz 18 saat, eğer yan etkinlikleri de yaparsanız 25 saate yakın sürüyor.

İNCELEME PUANI : 86 / 100
Posted 20 April, 2021. Last edited 8 December, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
30 people found this review helpful
4 people found this review funny
4.1 hrs on record
POLYBALL

Hafif platform ögeleri içeren, bağımsız yarış simülasyonu da diyebileceğim Polyball'ın bir hikayesi yok. Tek yaptığımız kontrolü bize verilen ufak topu belli başlı zorlukları aşarak bitiş çizgisine ulaştırmak ve kazandığımız puanlar ile yeni bölümler açmak. Her başarılı olduğumuzda yeni biyomlar ve bu biyomlara bağlı kısımları açıyoruz ama ilerle ve zıpladan ibaret olan oynanış mekanikleri pek de değişmiyor. Tabii oynanışın değişmemesi oyunun sürekli aynı çizgide ilerlediği anlamına da gelmiyor. Başlarda basit eğlencelik gibi duran oyunumuz, zorluğunu adım adım ilerletirken oynanışı da reflekse dayalı bir hale getiriyor. Bu durum en azından oynanışı taze tutmayı başarıyor.

Oyunun grafik tarzı ise, oldukça sade. Yapımcı olabildiğince minimalist, en fazla 3-4 renkten ibaret olan bir grafik tarzını tercih etmiş. Bunun yanı sıra bölüm tasarımları da bu grafik seçimini destekler şekilde oldukça basite indirgenmiş. Ayrıca kontrol ettiğimiz topu da istediğimiz gibi özelleştiriyoruz ve çeşitli topluluk haritalarında çevrim içi şekilde oynayabiliyoruz.

SONUÇ

Eğer günde 20-30 dakika girip oynamalık bir oyun arıyorsanız Polyball'u tavsiye ederim. İndirim dönemlerinde oldukça ucuz fiyata alabilirsiniz. 4 saat gibi kısa bir sürede de bitirebilirsiniz ama oyun ilk saatinde neyse son saatinde de o. Oynanış açısından çok farklı beklentileriniz olmasın...

İNCELEME PUANI : 55 / 100
Posted 3 April, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1 ... 3  4  5  6  7 ... 14 >
Showing 41-50 of 133 entries