142
Products
reviewed
933
Products
in account

Recent reviews by ArweNia

< 1  2  3 ... 15 >
Showing 1-10 of 142 entries
12 people found this review helpful
43.2 hrs on record (10.4 hrs at review time)
Orta Çağ temalı oyunlar çoğunlukla fantastik unsurlarla bezeli olur. Ejderhalar, büyüler ve doğaüstü güçler işin içine girerek oyuncuyu bambaşka bir dünyaya çeker. Ancak Warhorse Studios’un 2018 yılında piyasaya sürdüğü Kingdom Come: Deliverance bambaşka bir yol izliyor. Bu oyun, bizi gerçekten 15. yüzyıl Bohemya’sına götürüyor ve Orta Çağ’ın en gerçekçi halini sunuyor.

Oyunun en büyük başarısı, oyuncuya o dönemde gerçekten yaşıyormuş hissi vermesi. Zırhlar, kıyafetler, savaş teknikleri ve hatta günlük yaşam mekanikleri, tarihi kaynaklara dayandırılarak oluşturulmuş. Savaş sistemi de bu gerçekçiliğin önemli bir parçası. Çoğu oyunun aksine burada kılıç kullanmak ustalık gerektiriyor ve şahsen oyunu oynarken sıklıkla sinir krizi geçirdim bu yönde. Darbelerin yönünü belirlemek, doğru zamanda savunma yapmak ve düşmanı analiz etmek zorundasınız. Dövüşlerde üstün gelmek için reflekslerinizin ve stratejinizin iyi olması gerekiyor.

Sadece savaş mekaniği değil, oyun dünyasının kendisi de büyük bir övgüyü hak ediyor. Bohemya’nın köyleri, ormanları ve kaleleri olağanüstü bir detay seviyesiyle tasarlanmış. NPC’lerin günlük rutinleri, karakterlerle kurulan diyaloglar ve verilen görevler, her şeyin organik bir şekilde ilerlemesini sağlıyor. Oyunun hikayesi de oldukça sürükleyici. Ailesi katledilen bir demircinin oğlu olan Henry’nin intikam ve hayatta kalma mücadelesi, oyuncuyu içine çeken bir anlatıya sahip. Ancak oyun sadece savaşmaktan ibaret değil; dilerseniz bir diplomat gibi diyalogları kullanarak olayları çözebilir ya da bir hırsız olup gölgelerde kaybolabilirsiniz.

Kingdom Come: Deliverance, aksiyona dayalı RPG’lerden farklı olarak sabır gerektiren bir oyun. Hafif bir öğrenme eğrisi var ve bazı mekanikler başta zorlayıcı gelebilir. Ancak zamanla oyunun sunduğu detaylara alışınca, kendinizi gerçekten bir Orta Çağ insanı gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda yemek yemek zorunda olan, kıyafetlerini temiz tutması gereken ve uyuması gereken bir karakter yönetiyorsunuz.

Eğer büyü ve ejderhalardan uzak, gerçekçi ve tarihi bir deneyim yaşamak istiyorsanız Kingdom Come: Deliverance tam size göre. Zorluklarıyla, detaylarıyla ve atmosferiyle oyuncuya unutulmaz bir deneyim sunan bu oyun, Orta Çağ’a ilgi duyan herkesin mutlaka denemesi gereken bir başyapıt. Üstelik, gelişen mod desteği sayesinde topluluk tarafından yapılan yenilikler ve eklemelerle oyun daha da zenginleşmeye devam ediyor. Eğer tarih meraklısıysanız ve kendinizi 15. yüzyılın acımasız dünyasında sınamak istiyorsanız, Henry’nin hikayesine bir şans vermelisiniz. Bu oyun, sadece bir RPG değil; aynı zamanda sizi zamanda geriye götüren bir tarih simülasyonu niteliğinde.

Aynı zamanda websitemize de bekleriz: https://rotapesinde.com/
Posted 28 February.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
0.8 hrs on record (0.6 hrs at review time)
Brotato, Steam’de karşıma çıkan ve ilk bakışta sıradan bir oyun gibi görünen ama bir kez başladığınızda saatlerinizi çalan bir yapım. Oyunun basit görünen grafikleri sizi aldatmasın; arkasında oldukça keyifli, stratejik ve bir o kadar da bağımlılık yapan bir oyun. Oyunun temelinde, farklı yeteneklere sahip bir patates karakterini seçerek hayatta kalma mücadelesi vermek yatıyor. Etrafınızı saran düşman dalgalarını alt etmeye çalışırken doğru ekipmanları ve yükseltmeleri seçmek, oyunun kilit noktası. Her bir tur, hızlı düşünmeyi ve stratejik hamle yapmayı gerektiriyor. Özellikle farklı silah kombinasyonlarını deneyimleyerek kendi oyun tarzınızı yaratmak, oldukça tatmin edici. Eğer hızlı, akıcı ve eğlenceli bir hayatta kalma oyunu arıyorsanız, Brotato kesinlikle göz atmanız gereken bir oyun. Üstelik düşük sistem gereksinimleriyle her bilgisayarda rahatça çalışıyor. Hem kısa zevkli zamanlar için ideal hem de uzun oturumlarda sizi kendine bağlayabilecek kadar eğlenceli. Eğer biraz gülmek, biraz düşünmek ve bolca eğlenmek istiyorsanız, Brotato’ya şans verin. Emin olun, bu patates sizi pişman etmeyecek ha tabi bir noktadan sonra her oyun gibi sıkabilir.
Posted 19 January.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
43.5 hrs on record (38.6 hrs at review time)
Sons of the Forest – Hayatta Kalmanın Sinir Uçlarına Dokunan Bir Deneyim
Dostlar, "Sons of the Forest" öyle bir oyun ki, sizi bir ada ormanında hayatta kalmaya davet etmiyor; tam anlamıyla o ormanla savaştırıyor. Öyle sıradan “ağaç kes, barınak yap” tadında bir oyun bekliyorsanız, şimdiden söyleyeyim: Bu oyun, hem korkutuyor hem de büyülüyor.

Oyuna giriş yaptığımda, klasik “kaza geçirdim, adadayım” havası hissettim. Ama işler öyle bir noktada değişiyor ki, "Bu ada neden bu kadar gergin?" diye kendinize soruyorsunuz. Haritanın büyüklüğü değil, hissiyatı baskı kuruyor. O ormanda yürürken, ağaçların arasındaki fısıltılar ve gölgelerde bir hareketlenme, adeta size “Bu dünyaya ait değilsin” diye bağırıyor.
Oyun, size hayatta kalmayı öğretirken bunu bir formülle yapmıyor. Açlık, susuzluk gibi temel ihtiyaçlar tabii ki var ama asıl mesele şu: Bu orman seni ne kadar zorlayacak? Yağmurda kamp ateşinin sönmesiyle üşümek, bir mağarada mahsur kalmak ya da gece ansızın kampınıza giren yaratıkların gölgesini görmek, her seferinde farklı bir hikaye yazdırıyor.

Kelvin’den bahsetmeden olmaz. Kelvin ilk başta, “Bu adam neden hep surat asıyor?” dedirtti. Ancak zamanla, onunla bağ kurduğumu fark ettim. Kendi kararlarını alması, bazen sizi dinlememesi ya da saçma bir şekilde kendini tehlikeye atması, ona gerçekten insani bir boyut katmış. Şimdiye kadar oyunlardaki NPC’ler arasında en ilginç ve doğal hissettirenlerden biri. Tabi her NPC Gibi s*lak s*lak şeyler yaptığı da oluyor.

Gece olup da orman tamamen sessizleştiğinde, etrafı dinlerken fark ettim ki ses tasarımı, beni oyun boyunca en çok geren unsurlardan biriydi. Düşmanların neredeyse bir avcı gibi hareket etmesi ve aniden sizi köşeye sıkıştırmaları, oyunu saf bir korku deneyimine çeviriyor. "İki dakika mola vereyim" dediğinizde bile gözünüzü haritadan ayıramıyorsunuz.
Hikaye, aslında tam çözülmemiş bir bulmaca gibi. Sizi adanın sırlarına yaklaştırıyor ama her yeni bilgi, daha çok soruya sebep oluyor. Kimsenin ağzından çıkan klişe laflara kanmayın: Bu oyun, hikayesini baştan sona keşfetmek için sabırlı bir oyuncu olmanızı istiyor. Eksiler? Tabii ki Var.

İtiraf edeyim, bazı şeyler beni çıldırttı. Mesela crafting sistemi ilk başta kafa karıştırıcıydı. Evet, detay güzel ama bazen sadece bir ev eşyası veya ateş yapmak için yarım saat harcamak, beni sabrımla sınadı. Ayrıca bazı bug’lar hala sinir bozuculuğunu koruyor ama ilk oyuna göre daha az bir düzeyde olması iyi.

"Sons of the Forest", bir oyun değil, bir mücadele. Ağaçların arasından sızan ışık, yere dökülen kan, bazen de kuşların cıvıltısı, bu oyunu sıradan bir hayatta kalma deneyiminden çok daha fazlası yapıyor. Eğer kalbiniz yerindeyse ve her köşede neyle karşılaşacağınızı bilmediğiniz bir maceraya hazırsanız, kesinlikle şans verin.
Posted 27 December, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
19.2 hrs on record (7.8 hrs at review time)
Oyun Nedir, Ne Değildir? Bu oyun tam bir yandan yemiş market işletme simülasyonudur. Köhne bir market sahibisiniz ve raflardan tutun ürünlere kadar her şey sizin sorumluluğunuzdadır. Fiyatları bile sizlerin ayarlaması gereklidir ister TR ekonomisi isterseniz keyfinizin ekonomisini oluşturabilirsiniz. Supermarket Together, gündelik hayatın en sıradan aktivitelerinden biri olan market alışverişini alıp çok oyunculu, kaotik ve stratejik bir deneyime dönüştüren ilginç bir oyun. Basit görünen oyun mekaniği, altında büyük bir iş birliği, planlama ve hızlı karar verme gerektiren bir yapıyı barındırıyor. Arkadaşlarla oynandığında (özellikle elinizde süpürge ile müşterileri dövüp, birbirinizi dövmeniz) eğlence dozu tavan yaparken, tek başına oynandığında dahi aşırı saran bir etki yaratıyor. Oyun hakkında ki en büyük tavsiyem ise boşu boşuna seviye geliştirmelerinizi açmamanız. Aksi taktirde müşteriler istediği ürünü bulamayınca mağazadan kaçıp gidiyor.
Posted 17 September, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
25 people found this review helpful
2 people found this review funny
34.0 hrs on record (3.6 hrs at review time)
Early Access Review
Oyunun Lore hikayesinden biraz bahsetmek istiyorum. Sigurd adında bir pilot, Oyunda ki bir şirket adına hurda toplama işinin kayıtlarını tutar. Bu kişiler herhangi bir meslek sahibi değildir otomatik olarak seçilmiş işçilerdir. Sigurd ve Desmond, Jess ve Richard'dan oluşan ekibi hurda toplama ve bu hurdaları teslim etme işlerini yaparken Sigurd yaptığı işi sorgulamaya başlar ve giderek daha fazla huzursuz hisseder. Topladıkları hurdalar ve değerli eşyaları bir Gezegende Şirketin teslim noktasına bırakırlar ve bu alan devasa duvarlarla kaplıdır. Sigurd, Şirket Binası duvarının ötesinden çığlıklar duyar ve arkadaşları ile bu durumu paylaşır ancak arkadaşları onun iddialarını reddeder. Zaman içerisinde gerçekleri deşme çabasının alevlenmesi ile Sigurd, devasa bir canavar tarafından yutulan altın bir gezegenden bahseden gizemli bir telefon alır. Arayan kişi Sigurd'a yaratığın "büyük duvarın" (Şirket Binası) arkasında olduğunu söyler ve bu telefon sonrasında hayatı daha da paranoyaklaşmaya başlar. Ekibin üyesi Richard, farklı bir gezegende terk edilmiş üs içinde hurda toplama esnasında bir yaratık tarafından muhtemelen ölür ve bu da Sigurd'u daha da paranoyak olmaya sürükler. Yaşanılan durumlar sonrası Jess ve Desmond da paranoyaklaşmaya başlar ve artık onlarda Şirket Binası duvarlarının dışından aynı çığlık seslerini duymaya başlarlar. Desmond, Şirket Binasının bulunduğu gezegende duvarlarının ötesinde kontrol altına alınması için hurdayla beslenmesi gereken bir yaratığın olduğundan şüphelenmeye başlar. Sigurd, kendisinin veya mürettebatının hafızalarına ve yaşama ihtimallerine güvenip güvenemeyeceğinden emin olmadığı için bazı kayıtlar yapar (Bu kayıtlardan bazıları oyun içerisinde ki gezegenlerde bulunmaktadır.). Günlükler, Sigurd'un mürettebatının 1968'de işe alındığını ortaya koyarken, Lethal Company'nin olayları 2500'de gerçekleşiyor.


Gelelim oyun incelememize; Amacımız Hurda toplayarak bize verilen kotamızı doldurmaktır. Görevinizi tamamlamak için karşılamanız gereken belirli bir kota vardır aynı zamanda bu kotayı tamamlamak için verilmiş belirli sayıda gün var. Bu kotayı karşılayamazsanız, sizin ve takım arkadaşlarınızın oyunu sona erer. Oyun da her şeyi satabilirsiniz hatta Düşüp ölürlerse ölü takım arkadaşlarınızı da satabilirsiniz ancak yalnızca beş dolar felan ediyorlar(oyun esnasında 5 dolarlık adammışsın diye tilt edip düşmelerine de yardımcı olabilirsiniz :) ). Oyunun karanlık ve kasvetli ortamı, bizleri hemen içine çekiyor ve gerilim dolu bir deneyim sunuyor yalan değil ama sisli ortamlarda gerçekten önünüzü görebilmek çok zor ve ciddi bir güncelleme alması gerektiğini düşünüyorum bu konuda. Oyun, yeni başlayan oyuncular için yeterli rehberlik sunmayabiliyor. Yani oyunu oynamadan önce mutlaka video felan izlemenizi veyahut rehber yazılarını okumanızı tavsiye ediyorum. Oyun da bazı platformlarda performans sorunları yaşanabiliyor. Özellikle düşük donanımlı bilgisayarlarda, FPS düşüşleri ve donmalar sıkça karşılaşılan problemler arasında. Her ne kadar düşük yüklemeli bir oyun gibi görünse de bu durum, oyun deneyimini olumsuz etkileyebiliyor. Oyunun ses tasarımı oldukça başarılı. Ambiyans sesleri, müzikler ve karakterlerin seslendirmeleri, atmosferi tamamlıyor. Özellikle gerilimli sahnelerdeki ses efektleri sizi kimi zaman korkutabilir. Lethal Company ile ilgili tek sevmediğim şey, oynanışın baştan sona aynı kalması. Bir noktaya kadar iyi hoş ama gerçekten ana amaçtan başka hiçbir şey eklenmemiş ve siz sürekli sadece gidip hurda topluyor ve şirket görünümlü canavarı besliyorsunuz hepsi bu kadar. İleri de güzel güncellemeler gelirse oyunun gerçekten büyük potansiyeli var.
Posted 8 July, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
7.3 hrs on record (3.6 hrs at review time)
Normalde bu tarz oyunları çok sevmem fakat hikayeler ve akış öyle bir sardı ki.. Bazı hikayeler fazlasıyla saçma olsa da kayda değer çerezlik kitap okur gibi oynamalık oyun arayanlar için ideal oyun. Keşke şu fincan olayını da çözseler iyi olacak oldukça yetersiz.
Posted 27 February, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
3.5 hrs on record (1.6 hrs at review time)
Early Access Review
Öncelikle şunu belirtmek isterim Oyun erken erişim oyunu ve kesinlikle gelişmesi ve tam formunu alması için daha önünde zamanı var. Şuan bulunduğu nokta itibaren ve Single oynamış biri olarak değerlendirmemi yazacağım. Zero World, erken erişimde olmasına rağmen, potansiyelini gösteriyor. Geliştirici ekibin bu eksikliklere odaklanarak ve oyuncuların geri bildirimlerini dikkate alarak oyunu daha da geliştirmesini umuyorum. Oyunun gelecekte daha kapsamlı ve tatmin edici bir deneyim sunması muhtemel.

Oyunu genel anlamda beğendim fakat Zero World, erken erişim aşamasında olan bir oyun olarak bence bir tutam Rust ve 7 Days to Die gibi popüler hayatta kalma oyunlarından ilham alıyor. Ancak, oyunun şu anki durumu incelendiğinde bazı eksiklikler ve geliştirilmesi gereken alanlar dikkatimi çekti ve bence zaman içerisinde alacağı güncellemeler ile gerekli seviyeye ulaşacağına inanıyorum.

1. Envanter Eksikliği/Yetersizliği:
Zero World'ün envanter sistemi, kullanıcıların ihtiyaç duyduğu esneklik ve işlevselliği sağlamada bence yetersiz kalıyor. Oyuncuların eşyalarını düzenlemek ve yönetmek için daha fazla seçeneğe ihtiyaçları var. Örneğin bazı eşyalar inanılmaz büyük bir alan kaplarken diğer eşyaların küçük bir kutucuk kaplaması bence doğru değil. Anladığım kadarıyla burada gerçekçilik sağlanmaya çalışmış fakat odun gibi diğer itemlerin küçük bir alan kaplaması bu gerçekçiliği kırıyor gibi. Bu eksiklik, oyun deneyimini olumsuz etkileyebilir ve geliştirilmesi gereken bir öncelik haline gelmelidir.

2. Ölümler Çok Hızlı:
Oyun içindeki ölüm süreci, bazı oyuncular için aşırı hızlı olabilir. Bu durum, oyuncuların oyun dünyasını keşfetme ve öğrenme sürecini zorlaştırabilir. Daha dengeli bir ölüm sistemi, oyunculara hatalarından öğrenme şansı tanıyarak oyun deneyimini geliştirebilir. Oyun içinde açlık barım tam sıfıra indiği an ölmem 5 saniyeden az sürdü bu durum biraz can sıkıcı çünkü envanterimden eşyamı kullanıcı barına koyamadan öldüm.

3. Bed Koyunca Haritada İşaret Yok:
Zero World'ün bed sistemi, haritada yer işareti olmaksızın bir oyuncunun yerini belirlemekte zorlanmasına neden oluyor. Bu, oyun içindeki ilerlemeyi takip etmeyi zorlaştırabilir ve oyuncuların kendi yerlerini daha iyi anlamalarını engelleyebilir. Bu konuda daha kullanıcı dostu bir çözüm geliştirilmelidir diye düşünüyorum çünkü harita bence yeterince büyük.

4. Oyun Amaçları Yeterince Anlatılamamış:
Zero World'ün erken erişim aşamasında, oyunun temel amaçları ve hedefleri yeterince anlatılmamış gibi görünüyor. Craft sisteminde vb. çok güzel açıklamalar bulunuyor fakat benim değinmek istediğim nokta "Ne yapmalıyız?" bu. Bence görev sistemi getirilebilir bu görevler bizlere etkileşim kazandırabilir. Oyuncular, neyi başarmaları gerektiği konusunda daha fazla rehberliğe ihtiyaç duyabilirler.

5. Tuş Atamaları ve Buglar
Oyunda Bug olması çok normal çünkü daha erken erişim oyunu buna yorum yapmayacağım bu yüzden fakat tuş atamalarında bazı farklılıklar olmasını isterdim. Loot alanlarında sıkıştığım bazı noktalar oldu ve görünümde gerçekten kısa zıplama ile çıkabileceğim noktalardan space+ctrl yaparak zoraki çıktım :c bu gerçekten bazı noktalarda takılmalarla beni zorladı. Belki tırmanma vb. gibi yeni aksiyonlar eklenebilir. Elbette hiç oyun yapmadım nasıl olur bilmiyorum ama yorumcunun günahı olmaz :D

Oyunda ki biyom ve hayvan çeşitliliği beni tatmin etti fakat buna yenileri de eklenebilir mesela bunlar denizle etkileşime geçmek gibi. Büyük bir gemi buldum ve nasıl çıkacağımı ararken fark etmeden asansöre tıklayıp altında ezilmiştim bu benim ilk ölümüm olmuştu :D sonradan ise loot alanında sıkışıp kaldım. Oyunu keşfetmek gerçekten eğlenceliydi. Oyunun potansiyeli konusunda umutlarım olduğundan hem farklı bir deneyim hem de çeşitlilik sunmasını çok isterim.
Posted 4 February, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
4.2 hrs on record
Blazing Sails, korsan temalı oyun sevenlere hitap eden çok oyunculu bir deneyim sunuyor. Denizlerdeki diğer oyuncularla çatışmalara girebilecek, stratejik manevralar yapabilecek ve geminizi geliştirebileceksiniz. Aynı zamanda, karada adaları keşfederek ve hazine avına çıkarak oyun içi kaynakları toplayabileceksiniz. Oyunun temel dinamikleri, hem gemi hem de karada çatışmalarda ustalaşmayı gerektiriyor. Random bir maça girdiğinizde kanser olmanız garanti Çünkü Blazing Sails, ekip tabanlı bir oyundur ve oyuncuların bir araya gelerek kendi ekibini, gemilerini oluşturmalarını sağlıyor. Ekip üyeleri, farklı rolleri üstlenerek gemi mücadelelerinde birbirlerine destek olmak zorunda bu yüzden arkadaşlarınız ile toplu girmeniz oyundan daha fazla verim ve keyif almanızı sağlayacaktır. Ana amaç gelişmektir. Hazine avları ve çatışmalardan elde edilen ödüller, geminizi ve karakterinizi geliştirmenize büyük katkı sağlıyor. Tabi oyunun ana menüsünde hala bazı küçük can sıkıcı buglar olabilir ama zamanla düzeleceğine inanıyorum. Ekip tabanlı oynanış, zengin grafikler ve heyecan verici çatışmalarla dolu bu oyun, denizdeki hakimiyetinizi sağlama ve Korsan çatışmasını deneyimleme şansı veriyor. Bizim gibi keltoş karakterler oluşturup rakip takımların içinden geçebilirsiniz! Unutmayın hız bu oyunda önemli bir unsurdur.
Posted 24 January, 2024.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
0.8 hrs on record
Oyun, ormanda kaybolan bir çocuğu arayan eski bir polis memuru olan Ellis'in gözünden anlatılıyor. Bizler, kendi iç savaşlarıyla baş etmeye çalışan Ellis'i kontrol ederken, ormanın derinliklerinde gizemli olayları çözmeye ve korkunç sırları açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Yanımız da bir de sadık köpeğimiz Bullet bulunuyor, bu köpek hem yol gösteriyor hem de çeşitli görevlerde bize yardımcı oluyor. Ormanın karanlık ve ürkütücü atmosferi, sürekli bir gerilim hissi yaşatıyor. Elimizde ki fenerle aydınlattığımız patikalar, gizemli sesler ve ani olaylar, sürekli olarak bu ortamı gergin tutuyor.

Oyunun başında, bizlere kaybolan çocuğun izini sürme, ormanda karşılaştıkları gizemli olayları anlama, bulmacaları çözme ve ormanda yol alırken Bullet adlı sadık köpekleriyle birlikte hareket etme görevi verilir. Bizler, karanlık ve ürkütücü atmosferde, ormanın derinliklerindeki Blair Cadısı evi çevresinde dolaşırken, çeşitli bulmacaları çözer ve olayları aydınlatmaya çalışırız.

Oyunun merkezi mekanlarından biri, ormanın derinliklerinde bulunan Blair Cadısı'nın evi ve çevresidir. Bu yer, oyunun kritik anlarına ve sizlerin kararlarına bağlı olarak değişen bir atmosfere sahip. Bizlerin kararları ve eylemleri, oyunun ilerleyen kısımlarında hikayenin gelişimini etkiler ve farklı sonlara yol açabilir. Oyun, "Blair Cadısı" film serisine dayanmasına rağmen, kendi orijinal hikayesini oluşturarak yeni ve tüyler ürpertici bir deneyim oluşturmuş. Bir filmden daha fazlası olduğunu rahatça söyleyebilirim. Şahsen ben çok ürkek bir insanım korku bana göre bir kategori olmasa da farklı şeyleri deneyimlemeyi seviyorum her ne kadar kısa da olsa :D

Eğer korku bazlı oyunları seviyor, gerim gerim gerilmek istiyorsanız dolar bazına geçmeden önce indirimdeyken almanızı öneririm! Belli olmaz belki dolar bazında daha ucuza gelir :D
Posted 19 November, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
1.0 hrs on record
çakma angry birds oyunu çoluk çocuğa sahipseniz oynasın onun harici çöp
Posted 3 November, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2  3 ... 15 >
Showing 1-10 of 142 entries