17
Products
reviewed
530
Products
in account

Recent reviews by ★smâ$H

< 1  2 >
Showing 1-10 of 17 entries
No one has rated this review as helpful yet
10.0 hrs on record
Dead Space 3 genellikle serinin en sevilmeyen oyunudur. EA'ın zorla yaptırmış olduğu özellikle oyun içine co-op özelliğini entegre etmek için ayrı saçma bir çaba uygulanmış. Oyunda her ne kadar keyif almaya çalışsamda maalesef bu oyun olmamış. Bu oyununun kötü olmasının nedeni bir Dead Space klonu olması. Nasıl ki Dark Souls, Bloodborne gibi oyunlarla klonları çıkmıştır. İğrenç ucuz oyunlar çıkar ya. Bu oyunda Dead Space-Like olmuş. Onun kontrol şemasını kullanıyor, onun evreninde geçiyor, onun hikayesini devam ettirmeye çalışıyor. Ama bu o sevilen Dead Space kesinlikle değil. Bu yüzden bu oyundan keyif alamadım, bazı noktalarda çok sıkıldım. İlk iki oyunda sevilen şeyler gerici atmosfer, kısıtlı kaynaklar, ilgi çekici yavaş yavaş anlatılan biraz gizemli hikaye. Dead Space 3 yüksek ihtimal aceleye getirilmiş, geliştirme sırasında bir sıkıntı olmuş. İlk iki oyuna göre hikayesi çok basit. Bütün oyun boyunca kız arkadaşını kurtarmaya çalışıyor. İnsanlığın kaderini değiştiricez hikayesinden yok kız arkadaşım şuraya gitti yok buraya gitti. Isaac ilginç bir şekilde çok konuşmaya başlamış normalde bu kadar konuşmazdı. Hikayesini dinlerken çok sıkıldım.

Bu oyun bir co-op olarak tasarlanmış buda oyunda ki ağır ve gerici havayı kaldırıyor. Bölümler çok daha geniş, keşfetmesi çok daha sıkıcı ve asla sizi germiyor. Geniş bir alanda savaşıyorsunuz üstünüze çok fazla düşman çeşidi gelmiyor. Oyunda ki vuruş hissini yok etmişler. Birinci ve ikinci oyunda ki keyifli oynayış yok edilmiş. Bu oyunda silahlar artık hava ateşlemeye başlamış. Shotgun benzeri bir silah buldum ve o şekilde oynadım. Ancak oyunun genel mekaniklerinde eksiklikler var. Askerlerle savaşıyoruz. Boş ve tatsız bir savaş ki oyunun yemeli insanlarla savaşmak için yapılmamış biz niye insanlarla savaşıyoruz. Zaten bölüm tasarımları çok daha sınırlı, çok daha sıkıcı, çok daha boş. Bölümleri boş yürüyorsunuz. Çok ufak noktalarda savaşıyorsunuz. Bu nokta da dengeyi kurmamışlar. Bazı yerlerde neredeyse hiç bir şey karşınıza çıkmıyor, bazen de aşırı fazla düşman üstünüze geliyor. Bununda co-op oynayışla ilgisi olduğunu düşünüyorum. Bir de aynı boss savaşı ile çok karşılaşıyorsunuz. İlk boss savaşında durum iyiyken artık sürekli tekrar edince yeter diyorsunuz. Oyunun iyi yapmaya çalıştığı şeyler var. Oyuna devam etme sebebim de bu zaten. Oyunda aksiyonu arttırmaya çalışmışlar. İkinci oyunda da vardı, üçüncü oyunda iyice abartmışlar. Keyifliydi fakat aksiyon sekansları düzgün çalışmıyordu bunun nedeni de Dead Space'in oyun motoru, mesela belli başlı noktalarda halatla çıkmanız gerekiyor çalışmıyor. Oyun her haliyle aceleye getirilmiş. Zaten fazlasıyla bug var. Cesetlerin sağ sola girmesi, kendi kendine yerde dönmesi vb. Bunlar fazlasıyla göze batıyor.

Eğer şimdiye kadar çok olumsuz konuşuldu ama yine de oynayayım diyorsanız oynamadığınız için hiçbir şey kaybetmezsiniz.
Posted 6 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
20.4 hrs on record
Oyun hakkında genel bilgiler verdim fakat oyunda hangi itemler yada boss, görevler hakkında detay vermekten kaçındım çünkü oyunu kendinizin keşfetmeniz oyunu daha çekici kılacağını düşünüyorum.

Torclight II

-Kolay anlaşılır npc
-Çizgisel görev dizaynı
-Co-op

Pratiklik ve Dizayn

-İtem sistemi 'legendary items'.
-Geniş kullanışlı envanter
-İtem yükseltme, özellik artışı

Skill, Stats

-Çeşitli aktif ve pasif skill geliştirmeleri
-Statlara özel güç sağlama ve özel geliştirmeler
-Çoklu sınıf seçimi
-Özel pet sistemi
-Her sınıf için birçok silah deneyimi

Pet ve İtemler

-Pet ve itemleriniz satabilirsiniz
-Gizli yerlerde iyi itemler bulup, kendinizi geliştirebilirsiniz.
-Arkadaşlarınla item alışverişi yapıp iyi itemlere sahip olabilirsiniz.

Bölüm Tasarımı

-Etkili zindanlar, büyük haritalar
-Tek tip olmayan çeşitli slotlar
-Özel yetenekli slotlar ve slotlara göre item dizilimi

Zindanlar

-Çok ve kolay bulunan itemler
-Gizli yerler 'haritada gözükmez'
-Slotlar harici bölüm zorlukları ve karmaşık zindan tasarımı.

Boss

-Çeşitli ve farklı skilleri olan bosslar
-Oyuncuda mekanik kullanma gereği
-Her bölüm için farklı boss
Posted 22 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
17.2 hrs on record (17.1 hrs at review time)
Hue 30 Ağustos 2016' da piyasa sürülen platform bulmaca oyunudur.

Fiddlesticks LIMBO'nun etkisinden kurtulmak için oyunu fazlasıyla renklendirmişler. Oyun boyunca bizi izleyen garip birisi var. Puzzle oyunlarına neden bir senaryo koymaya çalıştıklarına bilmiyorum. Bir kaç saat bulmaca çözüp gideceğiz. Kimse okumayacak koyulan yazıları. Okusak da bir şey katmayacak. Hue her bölümün başında bir mektubun bulunduğu farklı bir alan yapmış. Mektubu aldıktan sonra bir kadın uzun süre bir şeyler anlatıyor ve sadece mektuba odaklanalım diye engelsiz bir alanda ilerliyoruz. Oyun süresini arttırmak için güzel bir yöntem.

Oyunun gerçekten güzel mekanikleri var. Tasarım ve fikir açısından iyi arkaplanın rengini değiştirerek aynı renkte olan engeller görünmez oluyor. Bazen hızlı olmamız gerekiyor. Bazen zamanlamayı iyi yapmamız gerekiyor. Bazen engellerin rengini değiştirmek gerekiyor. Gerçekten eğlenceli ama Hue'ya baktığımda elimdekini değerlendirememiş bir iş görüyorum. Oyunun ilk saatlerinde hiç zorlanmadım oyunun verdiği bulmacaları ikinci defa hiç düşünmedim. 28 adet haritalara gizlenmiş deney tüpü var ama oyun beni secretlerı çözmek için teşvik etmedi. Oyunun başında elimizde her renkle başlamıyoruz. Oyun ilk başta tek renk ile kolay puzzlelar çözdürürken, bastonlu ürkütücü garip adam maya primitlerine andıran yapılarda yeni renkler sunuyor. Oyunun hatası bu süreci uzun tutmaktan kaynaklanıyor. Her yeni renk aldığımda oyunun zorlaşıcağını sanıyorsunuz. Oyunda tüm renkleri topladığınızda şimdi bu sefer kesin zor bulmacalar eklenecek mi diye düşünürken, Portaldan çalınma boya mekanikleri gibi yeni şeylerin eklenmesine rağmen aynı tempoda devam etti.

Hue elindeki güzel fikri değerlendirememiş gereksiz yere uzun bir oyun. 4/10
Posted 22 March. Last edited 22 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
1 person found this review funny
50.3 hrs on record (37.2 hrs at review time)
Raft 2016'da 3 İsveçli öğrenci tarafından geliştirilmeye başlandı ve hala patchlerle gelişmeye devam ediyor. Raft 400 binden fazla kopya satarak büyük bir başarıya imza attı. Bu üç arkadaşın geliştirdiği oyun hala steamde çok satanlar arasındadır.

Oyunda hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Bir sal ile suyun üstünde sürükleniyorken etrafınızdan geçen malzemeleri kanca ile tutuyorsunuz ve yeni aletler yapıp salınızı geliştiriyorsunuz. Yelken yaparak rüzgarı da hesaba katıp istediğiniz yerlere yelken açıyorsunuz. Eğer yakınlarınızda bir ada varsa onu keşfediyor ya da suyun altını keşfediyorsunuz. Bu arada salınıza saldıran köpekbalığı ya da aç kalmamak için patates, pancar gibi bitkilere saldıran martılardan kendimizi korumaya çalışıyoruz.

Oyunun hikayesi çokta ön planda değil bazen karaya vurmuş gemiler buluyorsunuz geminin içinde ki gizlenmiş kartları bularak gemide ki kapıları açıyor ve loot yapıyorsunuz.
Posted 12 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
54.9 hrs on record (53.7 hrs at review time)
Mimimi Games tarafından geliştirilen ve Daedalic Entertainment tarafından yayınlanan gizlilik odaklı eş zamanlı bir oyundur. Microsoft Windows, Macintosh, SteamOS, Linux, PlayStation 4 ve Xbox One için 17 Mayıs 2016'da piyasaya sürüldü.


Oyunun hikayesi oyuna Hayato ile bir kalede başlıyoruz. Shogun'un bize verdiği bir emir üzerine kaleyi içten fetih ediyoruz. Bir grup samurayın Shogun'a hizmet etmek için yaptığı görevler. Oyunda ne kadar ana karakter pek olmasa da Hayatoyu ana karakter yerine koyabiliriz. Oyun 13 adet bölüm oluşuyor. İlk bölümlerde Shogun'u tahta çıkarıyor. Sonrasında ise Shogun'a karşı gelen Kage-Sama'ya karşı savaşıyoruz. Hikaye çokta ön planda değil ve ana odak değil oynayışıyla öne çıkan oyunlardan Shadow Tactics Blades of Shogun.

Göreve bağlı olarak, oyunda 5 oynanabilir karakter var. Bu karakterlerin her birinin kendi beceri ve yetenekleri var.Mugen, Aiko, Hayato, Yuki, Takuma. Hikayenin sonunda içlerinden ölenler oluyor.

Hayato: Görevlerin çoğunda kullandığımız oyunun ana karakteri olan samuraylar hariç düşmanları öldürmek için kullanabileceği bir shuriken var. Ayrıca, bulunduğu her yerde çatılarda tutunabileceği her yere ulaşabileceği bir kıskaçı var.

Mugen: Oyunun ikinci karakteri, aynı zamanda düşman samurayını düz bir dövüşte öldürebilen tek karakter. Ayrıca bir şişe ile düşman muhafızlarını nöbetlerinden çekebilir.

Yuki: Oyunun üçüncü karakteri, samuraylar hariç, içine giren herkesi öldüren bir tuzak kurabilen bir hırsızdır. Ayrıca, gardiyanların sesle dikkatini dağıtıp kendine çekebileceği bir flütü var.

Aiko: Kendini gizleyebiliyor ve haritanın etrafında rahatça yürüyebiliriyor ve kılık değiştirerek düşman samurayları görebilir. Düşman muhafızlarını hapşırık bombası ile dağıtabilir ve sessizce öldürebilir.

Takuma: Düşmanları büyük mesafelerde ve gürültü çıkarmadan öldürebileceği bir keskin nişancı tüfeği var, ancak mühimmatı az ve çok sınırlı. Ayrıca düşman muhafızlarını dansla dağıtmak için gönderebileceği bir evcil hayvanı tanuki var.

Oyun size gizlilik esaslı kimseyi öldürmeden devam etme şansını sunuyor. Size bazı görevler veriliyor. Bazen bir şey çalmak bazen birini öldürmek. Görev hedefleri dışında kimseyi öldürmeden görevi tamamlayabilirsiniz. İsterseniz herkesi de öldürebilirsiniz. Dolaylı yoldan öldürebilirsiniz, mesela öküze teptirerek öldürebilirsiniz. Bu alanda oyun size güzel bir çeşitlilik sağlıyor. Bu 5 kişi ile hedefinize ulaşmak oyunun bütün amacı bu 13 bölüm boyunca bunu yapıyoruz. Bölüm dizaynları o kadar çeşitli ki farklı hissettiriyor ve farklı karakter gruplarıyla ilerliyoruz. Bazı bölüm de ninja, samuray, keskin nişancı oynarken bazı bölümlerde 5 karakteri de kullanmanız gerekebiliyor.
Posted 12 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
10.7 hrs on record (7.0 hrs at review time)
Shadow Warriror 2, Flying Wild Hog tarafından geliştirilen PS4, Xbox One ve PC platformlarında bulunan serinin 2013 te çıkmış ilk oyunundan sonra piyasaya 2016 yılında sürülmüş devam oyunudur.

Hikayemiz, Lo Wang adında ki karakteri yönettiğimiz, fantastik diyebileceğimiz bir evrende geçiyor. Karakterimiz oyunun dünyasında bulunan bir canavar avcısı olarak tanımlabilir. Kendi çıkarları doğrultusunda para ya da o an ki duruma göre işine nasıl bir ödüllendirme şekli geliyorsa bu tarz şeylerle uğraşan ya da bir takım tehlikelere atılır. Oyundaki hikaye gereği gitmiş olduğumuz malikhane tarzı yerde bizden kaçırılmış olan bir kızı kurtarmamızı istenir ve bundan sonra da olaylar başlar. Karakterimiz mizahi yönü ağır basan bir kişiliğe sahiptir ve gerçekleşen olaylar karşısında yalnızca kendisini düşünerek hiç bir şeyi ciddiye almamaktadır. Ancak hikayemiz sırasında yaşanan bazı olaylar sonucunda olayları ciddi alması gerekecek ve kendini dünyayı kurtarmak gibi ciddi bir sorumluluğu almak zorunda kalacak. Oyun hikaye odaklı değil, ortada anlatılmak istenen bir çok şey var evet ama öyle derinlemesine bir hikaye kurgusu, olay örgüsü bulunmamakta. Oyunda ki hikaye kısmı
bir şeyleri keserken kendinizi çok boş hissetmeyin diye eklenmiş bir hikayesi var. Hikaye anlamında sizi şaşırtabilecek veya merak duygunuzu tetikleyebilecek olaylar bulunmamakta. Kelimenin tam anlamıyla ortalama diyebileceğimiz bu hikayenin anlatım şekli için ise söylenebilecek en bariz şey karakterimizin mizah duygusu. Olaylar yaşanırken veya npclerle etkileşimdeyken karakterimizin verdiği tepkiler ve söyledikleri genel anlamda oldukça komik oluyor ve hikayenin taze kalmasını sağlıyor, size olayları dinletmeyi başarıyor. Bunun dışında hikayede göze çarpan sizi etkileyecek bir şey olduğunu söylemek pek de mümkün değil.


Oyunda sadece ana senaryoyu takip ederek oynarsanız yaklaşık 10 saat sürüyor. Ancak bundan çok daha fazla oynayış süresi vaat eden yan görev bolluğu var. Silah çeşitliliğinde türündekiler arasında en iyilerden olduğu kesin, oyunda nereden baksanız 30 un üstünde silah var. Katanalar, çift el kılıçlar, ağır kılıçlar, pistoller, makineli tüfekler, yaylar, bazukalar, roket atarlar sadece bu oyuna özgü ilginç silahlar ve bu silahların %90 ı kullanım açısından farklı hissettirmeyi başarıyor. Ayrıca oyunda belirli bir oranda RPG ögelerini oluşturan efsunlar bulunmaktadır. Bu efsunları istediğiniz silahlara yerleştirerek silahlara buz, ateş, zehir veya elektrik hasarı vermesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca yine bu efasunlarla silahların kritik hasarlarını ya da total verdikleri hasarı arttırabilirsiniz. Taktiksrl açıdan önem oluşturan efsunlar oynanış kısmında düşmanları keserken hangi elemente karşı savunmasız ya da dirençli olmasına göre size farklı silahların farklı farklı kombinasyonlarıyla kullanmaya itiyor. Oyunun sahip olduğu hızlı ve akıcı mekanikleri düşmanları öldürürken oldukça keyif veriyor.

Karakterimizin kendisini iyileştirmesini sağlayan düşmanlarımıza çeşitli hasarlar verebilen skilleri bulunuyor ve oynayışa farklı yönden bir çeşitlilik katıyor. Yine de oynayışı inanılmaz derinleştirmiyor. Tabi oynayış açısında da bazı eksiklikler de var. Bunlardan ilki neredeyse sürekli aynı mekanlarda aynı yaratıklarla savaşmamız. Bununla beraber diğer bir eksik nokta oyunda ki boss savaşları maalesef burada da oldukça kısa ve kaos içeren bir savaş sunuyor oyun bize. Ancak oynanışın özellikle sadece silah sayısıyla değil kullandığınız da ki sağladığı çeşitlilik, farklı vuruş ve kullanım hissiyatı konusunda ki başarısıyla içerik anlamında ki eksikliklerini bir nebze kapatıyor. Ancak bu sürekli aynı şeyleri yapma hissini kapatamıyor doğrusu, özellikle de yan görevleri bolca yapıyorsanız.

Oyunun grafikleri ne ahım şahım bir şekilde üst seviye ne de göze batacak seviyede kötü. Animasyonlar konusun da başaralı bir iş çıkarılmış. Gerek npcler gerek düşmanlar animasyon ve grafiksel anlamda sizi rahatsız etmiyor. Tabi ki burada da silah animasyonları ön planda ve yakın dövüş sırasında ortalamanın biraz üstünde bir iş çıkarılmış.

Saf aksiyon dolu hızlı bir oynayış ise Shadow Warrior 2 kaliteli bir yapım. Ancak aradığınız şey hikaye odaklı bir şey ise pek de önerilmez. Çünkü oyun net bir şekilde oynayışıyla ön plana çıkıyor. Sorgulamadan farklımfarklı silahlar ile düşmanlarınızla savaşmak size cazip gelmiyorsa bu oyun aradığınız oyun değil maalesef.
Posted 11 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
6 people found this review helpful
1 person found this review funny
64.1 hrs on record (49.2 hrs at review time)
Early Access Review
Satisfactory aslında açık dünya da bir keşif sunan ve bu dünyada bulduğumuz kaynakları kullanmamıza yarayan bir fabrika oyunu. Tek başınıza ya da arkadaşlarınızla oynayabiliyorsunuz bence oyunun en güzel yanı bu.

Satisfactory, oyunda amacınız gezegenden bilgiler toplamak. Bu bilgileri toplarken de çeşitli malzemeler toplayıp gelişmeniz gerekiyor. Bu gelişmeleri yaparken istediği materyal sayısı artıyor. Bu artan materyal ihtiyacını fabrikalardan karşılıyorsunuz. Fabrikalar için gerek bitkilerden olsun, gerek sudan olsun güç sağlıyorsunuz. Oyunun başlarında her şeyi manuel yaparken ilerleyen zamanlarda nükleer güç bile kullanmaya başlıyorsunuz.Unreal Engine 5'e geçtikten sonra oyun çok daha iyi oldu görsel açıdan.

Başta yaratık çeşitliliği yeterli hissettirsede oyun sonlarına doğru aynı yaratıkları görmeye başlıyorsunuz. Yaratıkların alpha versiyonları var bunlar yaratıkların daha güçlü ve büyük hali yine de çeşitlilik olarak az çok bir şeyler katıyor. Oyunda toplamda 11 adet mob var. Bunlardan 4 ü pasif. 1 tane de köpek var. Bu köpek size eşyalar getiriyor. Aslında direkt köpeğin envanterinde spawn oluyor. Yine de işe yarıyor.

Oyunda 3 adet silah var biri bomba, uzak menzilli silah, yakın menzilli silah. Mesela yaratık size saldırdı, canınız gitti. Sizde öldürdünüz. İsterseniz bekleyip pasif olarak canınızın dolmasını sağlayabilirsiniz. Onun dışında oyunda bulduğumuz meyveler ile doldurabiliyoruz.

Oyuna başladığınızda dört tane spawn noktası seçebiliyorsunuz. Her birinin belirli bir zorluğu var. Gerek etrafında ki yaratık azlığı olsun, gerek kaynak azlığı olsun. Oyunun haritası büyük ama bir yerden sonra tekrara düşüyor. Bunun sebebi ise biome azlığı. Grass Fields, Rocky Desert, Northern Forest, Dune Desert. Onun dışında bulabileceğiniz enkazlar var bu enkazların içinden harddisk alıyorsunuz. Bunu da labaratuvarda araştırdığınız da mesela 1 demirden bir çubuk yapıyorsanız, 1 bakırdan 2 tane çubuk yapmanızı sağlıyor. Bunlarda yararınıza özellikler. Bunun yanında sümüklü böcek buluyorsunuz, buda keşfedilecek yerler olsun ki oyunda mağaralarda var keşif hissini arttırıyor.
Posted 10 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
21.7 hrs on record (18.0 hrs at review time)
Severed Steel, kendisi Doom ya da Half-Life multiplayer tarzı önüne geçeni biçtiğin, Superhot gibi ağır çekime girebildiğin, Max Payne gibi sağa sola atlayabildiğin adam vurabildiğin bir oyun. Teması ve hızlı oynayışından dolayı bu oyun ilgimi çekiyordu. Oyunun bir hikayesi yok. Karakterimiz bir yerde gözünü açıyor ve savaşmaya başlıyor. Oyun saf aksiyon barındırdığı için kötü bir hikaye yazıcaklarına hiç yazmamışlar. Oyunun amacı verilen objektifleri yerine getirerek o sırada aksiyon ile adam vurup eğlenmek. Ağır çekimde kayarak öldürdüğünüz adamların silahını alıp onu tekmeledikten sonra duvardan zıplayıp diğer adamı havada ters bir şekilde vurduktan sonra devam edip hızlı şekilde objektifi yok etmek ciddi anlamda keyifli.

Oyun özgürlüğünüzü pek fazla kısıtlamıyor. Zıplama, kayma, öldürdüğün kişinin silahını alma, mermin bittiyse silahını rakibine fırlatma, 30 dk. dan sonra açılan mouse un orta tuşuyla duvarları vb. yıkabilen silah var. Spesifik yerler yıkılabiliyor.

Eğer hızlı şeyleri seviyorsanız oyuna şans vermeniz lazım.
Posted 5 March. Last edited 5 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
15.7 hrs on record
Dead Space' in en çok benimsediği kuralı her şeyi parçalayabilmek yaratıkların uzulları İlk oyundan kat ve kat daha iyi olsa da oynayış ve grafiksel anlamda pek de bir fark yok. Dead Space 2 olması gereken gibi tam bir devam oyunu. Tıpa tıp aynı olmak yerine birazcık daha farklı görünebilirmiş grafik ve tasarım olarak. Yine de devam oyunundan beklenen çoğu şeyi karşılıyor. Dead Space'in aynısı ama üstüne güzel geliştirmeler yapılarak çıkartılmış bir oyun.

Öncelikle mekaniksel açıdan çok güzel düzeltilmiş belirli özellikler. Mesela ilk oyunda ki uzay sekansların da sürekli buga giriyorsunuz rahat edemiyordunuz. Dead Space 2 de bir nevi giderilmiş yine de tamamen rahat hareket edemiyorsunuz. Bunun da bakış açısından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Oyunun korku derecesi arttırılmaya çalışılsa da, ne kadar gerilimi arttırmaya çalışsalar da pek de başarılı olamamış. Arada bir jumpscarelar var.

Harita tasarımı, görev dizaynı büyük oranla aynı çok fazla değişiklik olmamış. Korku ögelerini arttırdıkları için haritalar biraz daha ilgi çekici olmuş. Bu oyunun en iyi yanı ilk oyunda olmayıp bu oyunda olan bol bol aksiyon sekansları. Boss konusunda çeşitlilik az ilk iki boss pek de boss sayılmaz.

Oynayış neredeyse ilk oyunla aynı olsa da bu sorunu düşman çeşitliliği ve zorluğunu, silah ve zırh çeşitliliğini de arttırarak çözmüşler. Bununla beraber oynayış çeşitliliği artmış. Oynayış tarzınıza ve yapacaklarınıza göre istediğiniz buildi seçip ilerleyebilirsiniz. Gerilimi arttıracak çok güzel düşmanlar gelmiş. Last of as Part II de olan stalker tarzı yaratıklar eklenmiş. Yaratıkları yenmenin çok farklı yolları var, onları da keşfediyorsunuz bir sürü silahınız ve ekipmanınız olunca bir süre sonra farklı stratejiler geliştiriyorsunuz. Özel güç kullanımı da artmış. İlk oyunda sadece bir kaç puzzle ve yaratık öldürme kısmında kullanılıyordu. Ama bu oyunda baya kullanım alanları artmış. Hala puzzle yapıyoruz çok zor olmasa da eğlenceli puzzle lar var. Yaratıktan kopan parçaları elimizle tutup, çekip, fırlatıp hasar verebiliyoruz. Oynayış kısmı ilk oyundan çok daha iyi olmuş.

Hikaye kısmı yine çok iyi değil ama ilk oyundan daha çok emek verildiği her şekilde hissediliyor. Tabii ki de iyi karakterler yok, iyi bir ana karakterimiz yok. Hatta ana karaktere sürekli bakıp acıyorsunuz. Ne kadar yıkık bir karakterimiz var diyorsunuz. Olay örgüsü her ne kadar ilgi çekici olsa da işlenişi çok sıkıcı. Çünkü ilk oyunda bomboş bir gemiyi tamir ediyorduysanız. Fazla önemli bir amacınız yoktu. Oyunun sonunu görmek istiyorsunuz ama işin sonunda aklıda kalıcı değil.
Posted 5 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
45.4 hrs on record (37.6 hrs at review time)
Sekiro başında geçirdiğiniz her dakika kazandığınız her türlü ufak deneyimle daha da kolaylaşan ve daha da keyifli hale gelen bir oyun. Önceki Souls-Like türündeki işlere nazaran çok daha sınırlayıcı bir yapıya sahip olması en hardcore Souls-Like oyuncularının bile kafalarının karışıp zorluk çekmeleri sebebiyet verse de Sekiro artık ufaktan baymaya başlayan formülün gerçekten ferahlatıcı ve taze hissettirmesini sağlayacak şekilde yeniden yorumlanmış hali. Aynı anda hem Soulsborne'un parçası hem de yepyeni bir işmiş izlenimini yaratmayı çok iyi başarıyor.

Hikayemiz 1500'lü yılların sonunda Japonyanın Sengoku döneminde başlıyor. Isshin Ashina adında ki kılıç ustası kanlı bir darbe düzenlereyerek diyatrın kontrolünü ele geçiriyor. O savaşta yaşama isteği dahil her şeyi kaybetmiş olan bir oğlan çocuğu Baykuş takma isimli Shinobi tarafından bulunup evlat ediniliyor. Baykuş tarafından kurt diye adlandırılan ana karakterimiz, babasının sert ve acılı eğitimini tamamlayıp kendiside bir Shinobi olur olmaz ilk ve tek görevini alıyor Kuro adında ki bir çocuk lordu korumak. Kuro kadim bir sonun son üyesi o yüzden kendisine kutsal varis deniyor ve kanı ölümsüzlüğüm sırrına sahip. Darbenin üzerinden geçen 20 yılın ardından zayıflayan Ashinaya yer tutmak isteyen Isshin Ashina'nın torunu Genichiro Ashina, Kuro'nun kanını kullanarak klanını tekrar görkemli günlere döndürmeyi hedefler. Bu yüzden de kutsal varisi tutsak alıyor. Kurt efendisini bulup kurtarmaya çalışırken yollarını kesen Genichiroyla mücadele eden Sekiro mağlup çıkıyor ve kolunu kaybediyor. Tekrar kendine geldiğinde kesik kolunun yerine protez bir kol görüyor. Neler olup bittiğinin farkına varan kurt yeni silahıyla beraber tekrar bir yolculuğa çıkıyor. İleride rakipleri tarafından tek kollu kurt yani Sekiro olarak anılacak olan karakterimizin amacı ise efendisi Lord Kuro'yu bir an önce kurtarmak ve korumaktır, işte senaryonun özeti bu. İlk bakışta Soulsborne oyunlarına göre çok daha anlaşılır bir hikaye sunumuna sahipmiş gibi durabilir malum önceki oyunlar gibi kuralları olamayan fantastik bir evren hikayesi değil bu. Gerçekten yaşanmış tarihi bir dönemi kendine konu alıyor. Senaryoyla alakalı Soulsborne a göre çok daha somut bir evrene ve olay örgüsüne sahip olmasına rağmen onu sunma şekli en az onlar kadar soyut olması. Sürekli ara sahnlerle desteklenen sinematik bir sunum falan yok. Tıpkı önceki Fromsoftware oyunlarında ki gibi olay örgüsü oyun içi diyaloglar, çevre dizaynı ve nesne açıklamaları üzerinden anlatılıyor. Kısacası oyun size hikayesini anlatmak için minimum efor sarfediyor. Sizin tırnaklarınızla hikayeyi kazıyıp söküp almanız gerekiyor. Her şeyi okusanız dahi hikayede çok büyük anlamda boşluklar var. Yani yine sizin hayal gücünüz tarafından doldurulması beklenen türde boşluklar.

En büyük yenilik olan mobiliteye bakalım. Oyunun dengesini bozacağından 3D Soulsbornelarda asla göremeyeceğimiz zıplama ve tırmanma dinamikleri formülü gerçekten çok daha eğlenceli ve heyecanlı kılmış. Karakterin çok daha hızlı seyehat etmesini sağlıyor ve aynı bölgeyi tekrar tekrar oynamanız durumunda kolaylık sağlıyor. Atletik shinobi karakterimiz sayesinde neredeyse gördüğümüz her şeye tırmanabilmek keşfi de her zamankinden keyifli kılmış. Sadece yürüyerek ve koşarak gizli geçitler aradığmız o günler uzak görünüyor ki Sekironun 3D alanda her yöne hareket edebilyor olması, Formsoftware'ın da bölüm dizaynı konusunda daha yaratıcı olabilmelerini sağlamış. Hala ilk Dark Souls ta ki bağlantılı dünya olayını kuramamış olsalar da bölgeler kendi içlerinde komplike ve detaylılar. Çatılarda gezildiğinde farklı, zeminde gezildiğinde farklı Ashina kalesi benim favorimdi mesela. Kalenin çevresi, altı, içi, tepeleri keşfedilcek onlarca farklı şeylerle dolu acayip güzel bir bölgeydi. Bazı bölgeler var oyun platforma dönüşüyor, alt tarafınıza zemin olmayan bölgelerden sadece kanca kullanarak geçmenizi istiyor. Açıkcası olayın büyüsü biraz da buralarda bozuluyor. Hoplaması, zıplaması, kanca atması hoş tabi ki de ama oyun bunu belli noktalarla sınırlamış. Batman Arkham oyunlarında ki gibi tüm haritanın her yerine halat atılabilir veya tırmanılabilir olduğunu düşünmeyin oyun halat atabileceğiniz ve tırmanabileceğiniz noktaları gözünüzüze sokarcasına işaretlemiş. Geri kalan kısımlara tırmanmaya çalıştığınızda klasik Soulsborne harita sınırlarını hissedebiliyorsunuz. Tabi ki bu sınırlandırma da zıplama ve halat atma dinamiklerinin oyunun temel mekaniklerinden değilde basit bir şey gibi hissettirmesine sebebiyet veriyor. Karşı daki yere geçmenin tek yolu halat ve halatı da atabilceğiniz tek bir nokta var zaten o da bariz duruyor, oraya doğru zıplayıp yeşili görünce halatı atma tuşuna basıcaksınız sadece ortada bir zorluk yok. Karaktere havada yön veremiyorsunuz. Düşmanlardan gizlice tavan arasında gezmek, sonra boşluğu yakalayınca aniden tepelerine binmek gibi. Malum Sekiro bir shinobi uzmanlığı direkt sıcak çatışmaya girmek değil gizlice varlığının farkında olmayan düşmanlarını hızlıca indirmek. Gizlilik temel sistemlerden birisi. Halat mekanikleri çocğu zaman düşmanlarınızı gafil avlamada kilit rol oynuyor. Oyunun klasik kapışmalar haricinde gizlilik esaslı bir oynayış tarzı da sunuyor olması gerçekten hoşuma gitti. Ama halat atma gibi gizlilikle tam oturmuş bir sistem değil. Bir kere yapay zeka embesilden hallice zaten ne etrafta ki cesetleri fark ediyorlar ne de dibinden geçen sizi, bu konuda Sekirodan kesinlikle bir Metal Gear Solid V olmasını beklemememiz lazım. Fark etselerde cezası çok büyük olmuyor. Malum bunlar her şeye rağmen sıcak çatışma da içinizden geçmek için programlanmış düşman tipleri dolayısıyla görüş açılarından çıktığınızda nöbet yerlerine geri dönüyorlar. Sizin çıktığınız yerlere onların çıkamadığını da unutmayalım. Malum bir oyun serisinde en sıradan bekçinin bile assasins gibi hareketlerle damlarda sizi kovalamasını beklemeyin. Fark edilirseniz yüksek bir yere çıkıp beklemeniz durumunda tüm düşmanlar sizi unutuyor. Gizlilik açısından tek sıkıntı yapay zekanın salaklığı değil bölüm dizaynı da gizliliği desteklemeyebiliyor. Oyunu maalesef baştan sona gizlilikle oynamanız mümkkün değil. Bu da gizliliği başlı başına oynayış tarzı değil de eklenti haline getiriyor ve bu bir eksi değil. Sıcak çatışmalar ve gizlilik arasında geçişler yaparak ilerlemeniz gerekiyor. Bir düşman grubuna yaklaşımınız başarsız olduğunda oynayışınızı değiştirerek farklı şeyler deneyebilmeniz hoş. Karakter sınıfları, silahları, özellikleri vb. şeyler formülden çıkarıldığından ve artık oyunda tek tip karakter olduğundan Soulsborneları farklı tip karakterler, silahlarla oynayanlar ve keyif alanlar Sekiro da biraz sıkılabilirler. Karakterin sırrı ve yapabilcekleri ortada çünkü ne kadar değiştirmeye çalışırsanız çalışın ortaya çıkacak şey de pek de bir farklılık göremeyeceksiniz. Ama bu özellikleri kullanıp mücadelelere yaklaşımınız sizin farkınızı ortaya koyacak. Oynayışı çeşitlendirmek sizin elinizde bu konuyu daha iyi açmak için ana dövüş sisteminden bahsetmemiz gerekecek. Nasıl çalışır ve Soulsborne ile aralarında ki fark nelerdir. Sanırım aralarında ki en büyük fark oyun da sadece bir tane silah bulunması oyunun başında Kuro'nun verdiği Kusabimaru adlı katana herşeyimiz. L1 tuşuna basarak hafif saldırılar yapıyoruz. R1 tuşuna basılı tutarak ağır saldırı yapıyoruz. R2 tuşuna basarak da protez kol araçlarına atanmış durumda. Oyunda ilerledikçe sol kolunuza takabileceğiniz çeşitli araçlar buluyorsunuz. Shuriken, balta, alev püskürtücü hatta ufak ikincil bir kılıç oyunda bu şekilde 10 tane protez silahı bulunmaktadır. Siz istediğiniz zaman aralarında geçiş yapabileceğiniz şekilde aynı anda 3 tane taşıyabiliyorsunuz üzerinizde.

Soulsborne formülünü seven ama yeni bir şeyler arayanlar için birebir. Fromsoftware için de çitayı biraz yukarı çekti. Farklı sonlar olduğundan insanın tekrar tekrar oynayası geliyor. Umarım bundan sonra ki oyunlarda bol bosslu olur. 9/10
Posted 29 January. Last edited 29 January.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2 >
Showing 1-10 of 17 entries