Öncelikle şunu belirtmek isterim bu rehberde oyunlardan ve kitaplardan spoiler bulunmaktadır. Okurken lütfen bunu göze alarak okuyun. Ayrıca rehber yukarıda da belirttiğim üzere Witcher evreni içerisindeki bütün karakterleri içerecek şekilde tasarlanmıştır.

Eğer rehberde eksik gördüğünüz ve olmasını istediğiniz bir karakter varsa lütfen yorumlarda belirtin. Bu şekilde bende istediğiniz karakteri rehbere ekleyebilirim. Şimdiden herkese iyi okumalar diliyorum. Eğer rehberimizi başarılı bulduysanız bir beğeni atmayı, rehberimizi favorilerinize eklemeyi ve steam aktivitelerinizde paylaşmayı unutmayın.

Rivialı Geralt, bir efsunger ve Andrej Sapkowski'nin The Witcher serisinin ana kahramanıdır. The Witcher, The Witcher 2: Assassins of Kings ve The Witcher 3: Wild Hunt video oyunları da dahil olmak üzere birçok yerde uyarlanmıştır. Tüm efsungerler gibi Geralt da kiralık bir canavar avcısıdır. İnsanüstü yeteneklere sahiptir ve usta bir kılıç kullanıcısıdır. Otların İmtihanı'nda Geralt, efsungerlere yeteneklerini kazandıran mutajenlere olağandışı tahammülünü göstermiştir. Bunun sonucunda, deneysel mutajenler Geralt'ın saçlarını beyazlaştırmış, ona diğer efsungerlerden daha fazla hız, güç ve dayanıklılık kazandırmıştır.

Geralt, Kadim Dil'de "Beyaz Kurt" anlamına gelen Gwynbleidd olarak da bilinir. Bu takma adı ona Dryadlar vermiştir ve Blaviken Kasabası'ndaki talihsiz bir olaydan sonra da "Blaviken Kasabı" takma adını da almıştır.

"Rivialı" unvanına rağmen, Geralt şehrinden memnun değildir. Annesi Visenna tarafından, efsungerlere bırakıldıktan sonra, Kaedwen'in kuzey bölgesinde bulunan Kaer Morhen'de efsungerler ile büyüyüp efsunger olmuştur. Müşterilere daha güvenilir görünmesi için, buradaki efsungerlerin ustası Vesemir tarafından kendilerine birer soyad seçmeleri önerilmiştir. Geralt ilk tercih olarak "Geralt Roger Eric du Haute-Bellegarde"yi seçti, ancak bu seçim Vesemir tarafından aptalca bulunarak reddedildi. Bu nedenle adı "Geralt" olarak kaldı. "Rivialı" daha pratik bir alternatifti ve Geralt, daha özgün görünmek için bir Rivia aksanı öğrendi.

Daha sonra, Yaruga Köprüsü Savaşı'ndaki cesareti nedeniyle Lyria ve Rivia Kraliçesi Meve, Geralt'a "Rivialı" resmi unvanını vererek onu şövalye ilan etti.


Geralt, Druid Visenna'nın ve muhtemelen Savaşçı Korin'in oğludur. Doğumundan kısa bir süre sonra, Geralt annesi tarafından Kaer Morhen kalesindeki Kurt Okulu'na götürüldü. Orada, Geralt witcher olarak eğitildi. Witcherlara yeteneklerini sağlamak için gereken birçok mutasyondan kurtuldu ve Otların İmtihanı'nı geçti. Geralt'ın yoğun eğitimi ve onun üzerinde gerçekleşen mutajenik deney, kendisine önemli derecede fazla güç, hız, dayanıklılık, direnç, iyileşme, duyular, hastalıklara ve zehirlere karşı bağışıklık ve acıya karşı direnç kazandırmıştır.

Eğitimindeki başarısından dolayı Geralt, ek mutasyon deneyleri için seçildi. Bu mutasyonlardan tek sağ kurtulmuş witcher oldu ve beyaz tüyleri de bu mutasyonların etkisidir. Geralt, eğitimini tamamladıktan sonra, Roach isimli atıyla diyara girdi. "Roach" adı, Geralt'ın tüm atlarına verdiği addır. Böylece de kiralık bir canavar avcısı oldu.

Bir zaman sonra Geralt, Prenses Pavetta'nın ve kocası Duny'den, yaptığı hizmetlere ödül olarak onların henüz doğmamış çocuğunu istedi. Çocuk bir kız doğdu ve Geralt onu reddetti. Bundan sonra kader, kız çocuk Cirilla'nın ve Geralt'ın yollarının üç kez kesişmesine neden oldu. Sonunda Geralt, büyükanne Kraliçe Calanthe'nin ölümünün ardından kız çocuğunu himayesi altına aldı ve daha sonra onu kendi kızı kadar çok sevdi...


Geralt'ın karakteri oyuncunun seçimlerine bırakılmıştır, oysa oyuncu kişilik özelliklerinin çoğunu değiştiremez. Geralt etrafında ısmarlama ve kışkırtmalardan hoşlanmaz. Kötü ve kötü niyetliler için acımasız ve soğuk olabilir. Doğası gereği, yalnız ve acımasız bir çizgide ilerler, bu da onu kışkırtıldığında çok tehlikeli kılar.

Çoğu zaman ilgisiz, alaycı ve tehditkar biri olabilir. Dandelion, onun dışa dönük soğuk doğasına rağmen, aslında sadık bir arkadaş, iyi mizahlı bir adam ve sağlam bir tavsiye verici olduğundan bahseder. Geralt, kitaplarda ve oyunlarda, Blavikenli Caldemeyn, Zoltan ve tabii ki Dandelion gibi Kuzey Diyarı'nda birçok dost edinmiştir. Ayrıca arkadaşlarına karşı çok koruyucu ve sadıktır, kendi için değerli olanlarla uzun bir arkadaşlık sürdürmeye hazırdır. Sevecen kişilere karşı da sevecen olabilir.

Geralt'ın video oyunlarında yoğun ve kasvetli olayları son derece ustalıkla çözdüğünü ve herkesin kılıç çekmeden önce evine dönmesini herşeyden çok istediği gösteriliyor. Diyardaki en az 97 yıllık tecrübesi, onu zalim ve üzücü bir insan yapıyor. Aptal olduğunu düşündüğü kişileri küçümseyip hakaret ediyor, arkadaşlarına karşı da sadık olarak gösteriliyor.

The Witcher 2: Assassins of Kings oyununda, oyuncunun tercihine bağlı olarak Triss Merigold'u Nilfgaard'dan kurtarmak için Temerya'nın geleceğini tehlikeye atabilir. Dünyanın Kenarı öyküsünde de Scoia'tael'den Dandelion'ı bırakıp kendisini öldürmelerini talep ediyor.

Geralt kitaplarda tıpkı bir insan gibi, sık sık pişman oluyor, bazen duygusal çöküntüye uğruyor. Hatta witcher olmayı bırakmayı bile istediği oluyor.

Geralt'ın kızıl saçlı kadınlara ve sahireleri karşı bazı zayıf yanları var, seride bu yönlerin birçok örneği de var.


Tüm olaylar ve Geralt'dan sonra, yüzyıllar boyunca Geralt ile Ciri'nin hikayesi popüler bir destan hâline geldi. Bu hikayelerin başlıca kaynakları Dandelion'ın türküleri ve ozanın otobiyografisi Yarım Yüzyıl Şiiri'ydi. Ancak Dandelion, gerçeğin tamamını anlatmaktan hoşlanmazdı ve sonuç olarak, Geralt ve Ciri'nin maceralarının birçoğu basitleştirilmiş, çocuk hikayeleri de dahil olmak üzere geniş çapta yayılmıştı.

Gelecekte uzun yıllar boyunca, Sahire Nimue verch Wledyr ap Gwyn ve yardımcısı Condwiramurs Tilly, Geralt ile Ciri'nin hikayesini iyice araştırıp gerçekte onlara neler olduğunu belirleme girişimlerinde bulundu.


The Hexer filminde ve dizisinde yetişkin bir Geralt rolü Michal Zebrowski tarafından canlandırıldı. Ancak genç Geralt rolü de Maciej Lagodzinski tarafından canlandırıldı. Hem dizi hem de film, daha önce yayınlanan kitaplara dayanıyordu.

Doğal olarak Geralt, dizinin 13 bölümünde de göründü ve filmde de başroldü.

"Her ikisi de canavar öldürmek için."

-Rivialı Geralt'a kendisine 2 kılıcından birini canavar, öbürünü insan öldürmek için mi kullandığı sorulduğunda verdiği cevap.

Witcher kitap serisinin sonunda insan olmayanların çıkardıları bir katliamda öldürülen Geralt, ilk oyunun başında ölümünden 5 yıl sonra hafızasının çoğunu yitirmiş olarak tekrar ortaya çıkmış olarak başlıyor. Dünyadaki bilinen son witcherlar tarafından kurtarılıp Kaer Morhen'e götürülüyor ve orada witcherlar ile sırlarına karşı düzenlenmiş hain bir komplo içine düşüyor.

Geralt, Kaer Morhen'e götürüldükten kısa bir süre sonra, İki büyücünün başını çektiği bilinmeyen bir organizyon tarafından kaleye bir saldırı düzenleniyor. Her ne kadar büyücülerden biri bilinmese de, Triss Merigold öbür büyücünün Savolla olduğunu biliyor. Vesemir, kale avlusunda dehşet salan 2 büyücünün ekibini ayırmak zorunda olduklarını ilan etmeden önce Geralt, saldırıyı püskürtmek için arkadaşlarına yardım ediyor ve düşmanların peşinde oldukları sırları korumak için kalenin laboratuvarına iniyorlar.

Daha sonra, Leo ve Geralt, Triss'i yaralı bir şekilde bulurlar, ardından büyücülerin laboratuvardaki formülleri ele geçirmesini önlemek amacıyla laboratuvara inerler. Witcherlar ile karşılaşan saldırganlardan biri olan Profesör, Leo'yu bir okla öldürür ve daha sonra formülleri alıp ışınlanarak kaçarlar.

Leo'nun cenaze töreni sonrası Vesemir, onlara saldıran Salamandra isimli örgüte suçlarının ödetilmesi ve çalınan witcher mutasyonu formüllerinin geri alınması amacı ile witcher diyarın farklı bölgelerine gönderir. Geralt'a da bir zamanlar Temerya Kralı Foltest'in kızının lanetini kaldırdığı için aramaya Temerya'dan başlamasını söyler.

Geralt, esrarengiz Salamandra'yı takip eder ve bu süreçte geçmişinden birçok kişi ile tanışır. Bu onun kaybettiği hafızası üzerine eski kimliğini tekrar tanımasında fayda sağlar.


"Rivia Katliamı" başlıklı bir kitap, Beyaz Kurt olarak bilinen Geralt'ın insan olmayanlara yönelik olan bir katliam sırasında öldürüldüğünü iddia ediyor. Katliam, Nilfgaard ile yapılan ikinci savaştan hemen sonra Rivia şehrinde gerçekleşti. Geralt ezilenleri savunmaya çalışırken öldü. Sahire Triss Merigold ve Zoltan Chivay ölümüne tanık oldular. Witcherın bedeni hiç bulunamadı.

Ozan Dandelion, türkülerinde Geralt'ın maceralarını anlatıyor. Onları okuduktan sonra Beyaz Kurt'un zamanın en iyi witcherı olduğu sonucuna varıldı. Thanedd Adası'ndaki büyücü isyanı gibi birçok tarihi olaya katıldı. Dandelion'ın şiirleri çoğunlukla Geralt'ın canavarlara karşı yaptığı dövüşler, ünlü olduğu sayısız romantik dolaşma ve belli bir sahire için olan sevgisine ayrılmıştır.

Birkaç yıl önce, Rivialı Geralt, iş arayışında Kral Foltest'in sarayına geldi, Foltest'in kızı Adda'yı bir striga hâline getiren büyüden kurtarmak, eğer kurtulamazsa öldürmek için bir sözleşme imzaladı. Witcher, kızı büyüden kurtardı ve saraydan birinin bu büyüden sorumlu olduğunu keşfetti.


Kahramanımıza bakın: Çocukken mutasyona, titiz kılıç ve sihirbazlık eğitimine maruz kaldıktan sonra insanüstü bir canavar avcısı haline geldi. Diyarı iş aramak için dolaşır, kader onun için merhametliyken o da toparlanmaya çalışırdı. O iyi biri mi? Ben öyle düşünmüyorum. İnsanlığını korumaya çalışıyor mu? Sanırım öyle.

Rivia'lı Geralt, bir kere zaten öldüğü ya da en azından herkes onun öldüğünü düşündüğünü bilmeliydi. Rivia'daki katliam sırasında öldü ve daha sonra witcherların kalesini savunacağı zaman geri döndü. Ardından çalınan sırları kurtarmak için de bir yolculuğa çıkmıştı.

Scoia'tael'de yer alan bir yol boyunca, güçlü bir teşkilatı parçaladı ve Yanan Gül Şövalyeleri Efendisi'ni öldürdü. Tüm bunlar yetmezmiş gibi daha sonra Kral Foltest'e suikast girişimini engelledi ve hükümdarın en güvenilir adamlarından biri oldu.


Üçlemenin sonuncusu, öncekiler gibi Geralt'ın maceralarını izliyor, Witcher 2 olaylarını takip ediyor, Geralt geçmişini hatırlıyor ve yeni bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Witcher 3'te Geralt, akrabası olarak gördüğü tek kişi olan Ciri'yi takip eden bir yolculuğa çıkıyor ve yolculuğu sırasında umursadığı insanları korumak amacıyla Vahşi Av ile karşılaşıyor.

Yeni açık dünyada Geralt, ana görevlerin ve yan görevlerin bir kısmını tamamlama fırsatı bulacak. Ayrıca Dandelion, Vesemir gibi birçok eski dostuyla ve aşıkları olan Yennefer ile Triss Merigold'la etkileşimlere giriyor.


Birçoğu Rivialı Geralt ve benim (Dandelion) dostluğumuzu anlamıyor, onunla birlikte ekmek kırmaya başladığımızda, bazı küfürlü diller, boğazımı kesip bedenimi boş bir ağaca atacağını söylediler ancak ikimizde kışkırmadık. Bu bireyler kıskançlıktan konuştular, çünkü Geralt en sevgili arkadaşımdır.

Dünyaca ünlü canavar avcısı, Kadim Dil'de Gwynbleidd olarak bilinen ya da daha genç (asil olmayan) dilde Beyaz Kurt hakkında çok şey diyebilirim. Çünkü Rivialı Geralt olağanüstü bir bireydir. Sıkı ağızlı, içe kapanık, ancak altında taşan iyi niyetli bir deniz, iyi bir mizah ve iyi bir arkadaşlarına yardım etmek için bir dürüstlük yatıyor.

Tevazuyu bir yana bırakarak onu tanıyan ve maceralarını en iyi bilen kişi olduğumu söyleyebilirim, onunla zor zamanlar geçirdim, bilgece tavsiyelerim, sıcak kelimelerim ve jilet zekam ile yardımcı oldum. Sonuç olarak hikayesinin hayati bir parçasıyım, hem eski hem yeni bölümlerinde. Dolayısıyla, yazdıklarımı devam ettirmek ve gelecek nesillerin menfaatleri için işlerimin ve istismarlarımın bir sonraki bölümünü yazmak görevimdir...


Profesyonel canavar avcısı Rivialı Geralt ile bir adım daha atın, Kimsesiz Diyarlar'ın vahşi topraklarına, Oxenfurt'un köşe ve ara sokaklarına, acımasız eşkiya kaptanı Redenyalı asil Olgierd von Everec'i yenmek için kiralanan esrarengiz ölümsüzlüğün gücüne sahip olan Ayna Ustası'yla anlaşma yapmaya tanık olun. Geralt, kalın bir hile karmaşasına yakalanırsa gizemini çözmek ve kaybolmadan ortaya çıkmak için tüm kurnazlığına ve gücüne ihtiyaç duyacaktır.


Rivialı Geralt, tekrar bir yolculuğa çıkar ve Nilfgaard'ın Toussaint Bölgesi'ne gider. Burada devleti terörize eden korkunç yaratığın sırrını çözecektir. Ölü uçlara açılan patikalardan ve gizemli yerlerden geçecektir. Sadece bir witcher bu eski, kanlı bir sır gibi olan gizemi çözebilir ve hayatta kalabilir.

Geralt'ın ailesi Korin ve Visenna.

Korin ve Visenna ilk kez Sapkowski'nin yazdığı ilk öykü olan The Witch adlı kısa öyküden hemen sonra 1988'de Fantastyka dergisinde yayınlanan "Dönüşü Olmayan Yol" adlı kısa öyküsünde ortaya çıkıyor.

Kısaca Korin bir paralı asker, hırsız ve hayduttur.

Visenna, ise Maya Druidleri Çemberinden bir Druid ve hem büyülü hem de geleneksel şifa konusunda uzmanlaşmış güçlü bir büyücüdür.

Hikayenin başında Korin, daha sonra minnettarlıkla düşese görevinde yardım etmeye karar veren Visenna tarafından yaralı bulunur.

Visenna, Korin'e saatler önce kimin saldırdığını öğrenmek için necromancy büyüsünü kullanır. Bu sahne The Witcher 3'e ilham kaynağı oldu. Freya'nın bahçesinde Yennefer de aynı şekilde necromancy büyüsü yapıp ölmüş birisini tekrar hayata geri döndürüyor. (Tabii ki bir ruh olarak.) Ve Geralt, babası Korin gibi not alıyor. Aslında, The Witcher 1'de bu hikayeye birkaç referans da var.

Daha sonra hala hikayede Korin, cadıya eşlik etme konusundaki tek ilgisinin Amell madenlerindeki mücevherler olduğunu itiraf ediyor. Visenna, zihinleri okuduğu için şaşırmaz ve şirketini sadece kendisiyle ilişki kurmayı düşündüğü için kabul ettiğini, ancak bu fikirden çoktan vazgeçtiğini itiraf eder.

Bu açık konuşmadan sonra, ikisi de canavar Koshchey'i bulma ve ortadan kaldırma görevini takip ederler. - TW1'i kim oynarsa onu hatırlayacak.

Sapkowski, kısa öyküyü yazarken Fantastyka dergisinin baskısı altında olduğunu iddia ediyor. İlk kısa hikayesi başarılıydı ve okuyucular daha fazlasını istedi. Daha fazla yazmayı kabul ettiğinde, The Witcher evrenine bir uzantı düşünmedi.
Ancak daha sonra, bazı benzerlikler fark ettiğinde oldu. Yazar, "Dönüşü Olmayan Yol" da ki Visenna'nın Geralt'ın annesi olduğunu ve bu gerçeğin Kaderin Kılıcı kitabını kapatan "Algo Mais" hikayesinin olaylarını tetiklediğini belirtti.

Ancak Korin ve Geralt arasındaki akrabalık Maciej Parowski tarafından tasarlandı, kendisi 1993'ten itibaren Polonya çizgi romanları için bir senaristtir.

Ancak, Sapkowski tarafından yazılmış olmasına rağmen yazar, "Dönüşsüz Yol" adlı kısa öyküyü kanonik olarak değerlendirmiyor. Yani resmi olarak Korin'in gerçekten Geralt'ın babası olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü büyücünün efsanesinde yeni bir hikayede yeniden ortaya çıkan sadece Visenna idi.

Visenna'nın bir başka tasviri

Vesemir'in hastalığı bahaneden başka bir şey olamazdı. Vesemir bir Witcher'dı. Yüzlerce yıllık bir ihtiyar olması, pek çok gencin onun sağlığına imrendiği gerçeğini değiştirmezdi.

- Elflerin Kanı, sayfa 80


Vesemir, 13.yüzyılda Kaer Morhen'de yaşamış en yaşlı ve tecrübeli Witcher'dır. Geralt'a ve diğer Witcherlara adeta baba figürü olmuştur. Diğer birçok Witcher gibi, her yıl kışı Kaer Morhen'de geçirmiş, ilkbahar geldiğinde de tekrar yola koyulmuştur.

Kaer Morhen saldırısı sırasında arkadaşlarının cesetleri arasında yattığı için ölü sanılan Vesemir, baskından sağ çıkan tek yaşlı Witcher'dır. Ancak, yakın dövüş eğitimleriyle ilgilenen Vesemir yeni mutajenler üretebilecek bilgiye sahip değildir. Bu da baskından sonra yeni gençleri mutasyon testlerine tabi tutarak Witcher'a dönüştürmesini zorlaştırmıştır.


Vesemir, hafızasını kaybetmiş bir şekilde Kaer Morhen'e getirilen Geralt ile konuşmuş ve kale boyunca ona rehberlik etmiştir. Ona canavar derisi yüzmeyi öğretmiştir ki bu kabiliyet oyunun geri kalanında müthiş önem arz etmektedir. Ayrıca, unuttuğu bazı olayları ve kişileri de hatırlatmaya çalışan Vesemir, Berengar adında Kaer Morhen'den Geralt gelmeden hemen önce ayrılmış bir Witcher'dan bahsetmiştir.

Vesemir, giriş bölümünde karakterimize bol bol yardım etmeye çalışmıştır. Genellikle birinci kattaki ana salonda ve laboratuvarda dolaşırken görülebilir.


Vesemir, Witcherların en yaşlısı ve en tecrübelisi -muhtemelen Kaer Morhen'den de yaşlı. Diğer tüm Witcherlar gibi her kış Kaer Morhen'e geliyor ve ilkbaharda tekrar yola koyuluyor. Vesemir, yaşına rağmen çok güçlü ve canlı. Gençler onun sağlığını kıskanıyor olmalı. Aynı zamanda harika bir silahşör, bana kılıç kullanmayı öğreten kişi o.
Ben de dahil birçok Witcher yetiştirmiş. Öğrencileri onu babaları gibi görüyor. Büyük ihtimal, Leo yaşlı Witcher'ın son öğrencisiydi - çocuğun ölümü onu acayip etkiledi.
Kaer Morhen saldırısında sağ çıkan çok az kişiden biri. Bazı insanların Witcherlar için beslediği kin ve nefretin ne kadar güçlü olduğunun farkında.


Vesemir, Witcher 3 Wild Hunt'ta önemli bir karakter olarak tekrar sahneye çıkıyor ve William Roberts tarafından seslendiriliyor. Oyun, Geralt ve eski hocası Vesemir'in Yennefer'in izinde olduğu sahnelerle başlamaktadır. Geralt rüyasında Kaer Morhen'i görür. Vesemir rüyasında ne gördüğünü sorar. Geralt oyuncu isteğine bağlı olarak rüyasını anlatır veya geçiştirir. Verilen karara bağlı olmaksızın Vesemir, Geralt'tan Yennefer'in mektubunu vermesini ister ve yazılanları tekrar gözden geçirir. Daha sonra yerli halka siyah elbiseli bir sihirbaz görüp görmediklerini sormak için Ak Bostan'a inerler. İkili, bilgi almak için kendilerine verilen görevi yerine getirir ve bir Griffin öldürürler. Geri döndüklerinde Yennefer ile karşılaşırlar. Yen, Geralt'a Emhyr var Emreis tarafından bir teklif sunulduğunu söyler. O sırada Vesemir, Geralt ile yollarını ayırır ve Kaer Morhen'e geri döner.

Oyunun ilerleyen kısımlarında Geralt Yennefer, Ciri ve bir grup direnişçinin de yardımıyla Vahşi Av'a karşı koymak için Kaer Morhen'e geri döner ve savaş hazırlıklarına başlar. Bu sırada Vesemir de Geralt'a yardımcı olmaktadır. Vahşi Av süvarileri Kaer Morhen'e vardığında sadece Vesemir ve Ciri'nin kurtulabildiği sihirli bir patlama gerçekleştirirler ve etraftaki herkes donar. Vesemir, Ciri ile beraber kaçmaya çalışırken Vahşi Av kralı Eredin ve komutan Imlerith tarafından yolu kesilir. Imlerith Vesemir'i yakalar ve boğazından tutarak etkisiz hale getirir. Ciri, diğerlerinin hayatının bağışlanması için teslim olacakken Vesemir, Ciri'nin teslim olmaması için belindeki bıçağı çekerek Imlerith'i karnından bıçaklar. Ardından Imlerith Vesemir'in boynunu kırarak onu öldürür. Çok üzülen ve deliye dönen Ciri, gücünü açığa çıkarır ve çok şiddetli ses dalgaları yaymaya başlar. Süvari geri çekilmek zorunda kalır. Savaştan sonra, cenaze töreni yapılır ve Ciri, Vesemir'den kalan bir hatıra olarak kurt madalyonunu yanına alır.

• Hearts Of Stone genişleme paketinde Geralt, Vesemir'in eski sevgilisi kontes Mignole'yle karşılaşır. Konuşma karşılaşmanın Visimir'in ölümünden önce ya da sonra olmasına göre farklı şekillerde gelişir.

Vesemir Witcher 3: Wild Hunt'ta önemli bir rol oynuyor. Kendisi yaşayan en yaşlı Witcher, Kurt Okulu Witcherlarının büyük bir bölümünün ölümüne sebep olan katliamdan kurtulan tek kişi. Kimse Vesemir'in tam olarak kaç yaşında olduğunu bilmiyor. Kurt Okulu Witcherlarının eğitildiği Kaer Morhen'in surlarından bile yaşlı olması muhtemel. Buruşuk, pürüzlü yüzünü çepeçevre saran gri saçları; Vesemir'in yapabildikleriyle hala gençlere taş çıkartan yaşlı ve tecrübeli bir Witcher olduğu konusunda şüphe bırakmıyor.


Vesemir, Kurt Okulu'nun yaşayan en yaşlı üyesiydi -büyük olasılıkla Kıta'da bulunan herhangi bir okulun da en yaşlı Witcher'ıydı.
Kaer Morhen harabeleri kadar yaşlı, bulduğu her vakit kemiklerinin sızlamasından şikayet eden bu usta Witcher, emekli olmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Yaşlı ama dinç bir şekilde canavar avına devam etti. Aynı zamanda son derece etkiliydi -sonuçta hayatı boyunca, öğrencilerinin gördüğü toplam canavar sayısından çok daha fazla canavar görmüştü.
Geralt'ın gençliğinde sert ve ateşli bir eğitmendi, yıllar geçtikçe diğer Witcherlara karşı manevi bir baba ve danışman gibi davranmaya başladı. Bilgece öğütler vermekten ve ihtiyaç anında yardım eli uzatmaktan çekinmezdi.

1272 ilkbaharında, hikayemizin başladığı vakitte, Vesemir, Yennefer'i arayış yolculuğunda Geralt'a eşlik ediyordu. Onla beraber savaş alanı haline gelen Temerya'dan geçiyorladı. Vesemir, her zaman "Hiçbir Witcher kendi yatağında ölmez" derdi, şüphesiz bir gün o da savaş meydanında can verecekti. Vahşi Av'ın Ciri'yi ele geçirmek için Kaer Morhen'e girdiği o acı günde, onun için ölüm bekleyişi sona erdi. Ciri'yi her zaman torunu gibi gören ve onu korumak için her şeyi yapan Vesemir, süvarinin acımasız komutanı Imlerith'in ellerinde bir kahraman olarak öldü.

İnsanlığın kendisi kadar eski olan Sürpriz Yasası şöyledir: Kişi hayatını kurtardığı birinden bir bedel ödemesini ister. Bu bedel, kurtarılan kişi evine dönene kadar ne kendisinin ne de kurtarıcısının bilemeyeceği bir şeydir. “Evde seni bekleyen ama senin beklemediğin şey.” Bu bedelin karşılığı eşinin yatağında bulduğu başka bir adam da olabilir, uzun süredir evinden haber alamadığı için doğumundan haberdar olmadığı öz evladı da. Ya da yokluğundan istifade ederek eve yerleşen kayın validesi de…

Kendisi de Sürpriz Yasası’yla ailesinden alınıp bir Witcher olarak yetiştirilen Rivialı Geralt, gündüzleri kirpi gibi bir hayvana dönüşmesine sebep olan lanetini kaldırdığı Duny’den “sahip olduğunu bilmediği şey”i ister. Duny’nin sahip olduğunu bilmediği şey ise Cintra prensesi Pavetta’nın karnındaki kızı Cirilla ya da tam adıyla Cirilla Fiona Elen Riannon‘dur. Cirilla henüz bebekken annesiyle babası bir fırtınada kaybolur ve öldükleri kabul edilir. Bu olaydan sonra prenses, “Cintra’nın dişi aslanı” lakaplı büyükannesi Cintra kraliçesi Calanthe tarafından büyütülür. Bundan dolayı Cirilla’ya “Cintra’nın aslan yavrusu” adı takılır.

Calanthe’nin yönettiği ve Cirilla’nın varisi olduğu Cintra Krallığı

Geralt kendisine söz verilen çocuğu görmek için Cintra’ya geldiğinde torununu teslim etmeye hiç niyeti olmayan Calanthe, çocuğun cinsiyetinden dahi bahsetmeden Geralt’ı başından savuşturur. Hatta bir dönem kendisine vaat edileni almaya geleceğini bildiği Witcher’ı öldürsün diye peşine suikastçı bile takar ancak sonra (niyeyse) vazgeçer. Ciri’nin Geralt’la tanışması ancak Brokilon ormanında kaybolup Dryadlar tarafından bulunmasıyla gerçekleşecektir. Dryadların lideri Eithne, ormanda kaybolmuş bu kızı Dryad yapmak yerine (kendisinden beklenmedik bir şekilde) kıza istediği kaderi seçme şansı verir. Ciri, Geralt ile gitmeyi seçer. Normalde kız çocukları Witcher olarak eğitilmediği halde Geralt kızı yanına almayı kafasına koyar. Üstelik de geleneklere göre kızı Dryadlara verdiğinde karşılığında bir erkek çocuğu alabilecek olmasına rağmen… Büyücü sevgilisi Yennefer ile çocuk sahibi olmalarının imkansız olduğunu bilmesi, bu yetim çocuğu bir nevi kendi kızı yerine koymasına sebep olur. Her ne kadar Ciri’yi yanına almak ve eğitmek istese de kızın Witcherların eğitim gördüğü Kaer Morhen’de kabul görmeyeceğinin bilinciyle onu Calanthe için çalışan bir druide teslim etmenin daha iyi bir fikir olduğuna kanaat getirir.

Daha sonrasındaysa bir Nilfgaard saldırısı sırasında Cintra düşer ve kraliçe Calanthe’nin öldürüldüğü haberi gelir. Geralt, Ciri’yi bulmak için Cintra’ya doğru yola çıkar ve yolda arabası sıkışmış bir tüccarla karşılaşır. Acelesi olan Geralt, çaresiz tüccarın kendisine “ne isterse vereceğini” söylemesiyle yardım etmeye karar verir ve yine Sürpriz Yasasını devreye sokar. Tüccar Yurga yaşlı bir adamdır ve evde kendisini hamile bir eş bekleme ihtimali zayıftır. İki oğlundan birinin Witcher olarak alınıp eğitilmesi de kendisine hiç de fena bir fikir gibi gelmemiştir. Ancak tüccarın evine vardıklarında hem Witcher hem de Yurga beklenmedik bir manzarayla karşılaşırlar: Yurga’nın karısı, Cintra’daki savaştan kaçmaya çalışan yetim bir kızı evlat edinmiştir. Ve bu yetim kız, Prenses Cirilla’nın ta kendisidir. Kısacası Geralt ve Ciri’nin kaderi bir kez daha birbirlerine bağlanmıştır.

Witcher eğitimine başlayan genç Ciri

Bu kez daha da kararlı olan Geralt, kızı Kaer Morhen’e götürmeyi kafaya koyar ve böylelikle Ciri, Witcher eğitimine başlamış olur. Bir başka problem de bu noktada ortaya çıkar: Witcherları güçlendirmekte kullanılan genetik mutasyonlar şu ana kadar sadece erkekler üzerinde denenmiş olduğu için bu mutasyonların Ciri’de ne gibi değişikliklere yol açacağı bilinmemektedir. Sonuç olarak -büyücü Triss Merigold‘un itirazlarının da etkisiyle- Ciri’yi mutasyonlardan muaf tutarak dövüş konusunda eğitmeye karar verirler. Bu eğitimler sırasında Ciri’nin bir “kaynak” olduğu ortaya çıkar. Böylece Ciri önce Ellander’deki Melitele Tapınağında başrahibe Nenneke’den, daha sonra ise Yennefer’den büyü eğitimi almaya başlar.

Nilfgaard işgallerinin haberleri yayılmaya başladığında Yennefer ve Ciri, Ellander’daki tapınaktan ayrılarak Aretuza’ya doğru yola çıkarlar. Yennefer’in niyeti önce Thanedd adasındaki büyücüler toplantısına katılmak, ardından da Ciri’yi Aretuza’daki büyü okuluna kaydettirmektir. Orada diğer büyücülerin arasında farklı bir isimle, sıradan bir büyücü gibi gizlenerek güvende olacağını düşünmektedir ancak işler hiç de Yennefer’in planladığı gibi gitmez.

Büyücülerin yaklaşan savaşta hangi tarafı tutacaklarına dair görüşmeler sürerken Nilfgaard imparatoru Emhyr van Emreis için çalışan bir büyücü grubu, kuzeyli krallıkları zayıflatarak işgale zemin hazırlayabilmek için bir darbe yapma girişiminde bulunur. Bunların başında Francesca Findabair adıyla tanınan elf büyücü, Enid an Gleanna ve imparator olmadan önce dahi Emhyr için çalışan genç büyücü (bu, büyücüler arasında 100 yaşından genç demektir) Vilgefortz vardır. Adanın tehlikeli büyüleri engelleyen korumaları kaldırıldığı anda Enid an Gleanna önceden adada gizlemiş olduğu -kendilerine Scoia’tael yani Sincaplar adını veren- elf isyancıları ortaya çıkarıp ortalığı karıştırırken Vilgefortz ise çırağı Rience’e, Ciri’yi yakalaması için haber gönderir. Fakat Yennefer, Ciri’yi oradan kurtararak kaçmasını sağlar.

Triss, Geralt ve Yennefer

Bizzat Emhyr’in görevlendirdiği Nilfgaardlı suikastçi Cahir Mawr Dyffryn aep Ceallach da büyücü Vilgefortz ile işbirliği içinde Ciri’nin peşindedir. Kuş kanatları şeklindeki miğferi, Ciri’nin çocukluğundan beri kuş kanatları ile ilgili kabuslar görmesine neden olmuştur. Cahir, ortamdaki karışıklık esnasında Ciri’yi yakalar ancak Ciri almış olduğu Witcher eğitiminin sonuçlarını sergileyerek Cahir’i ağır yaralar. Öldürecek darbeyi vurmak üzereyken Cahir’in miğferi düşer, Ciri kabuslarına giren canavarı değil de bir insanı öldürmek üzere olduğunu anlayarak canını bağışlar ve önündeki tek yol gibi görünen Tor Lara’ya doğru kaçar. Yaralı haldeki Cahir, yardımına gelen Scoia’tael savaşçılarını Ciri’nin peşinden yollar fakat bu sefer de araya giren Geralt’ın kılıcına yenik düşerler. Geralt, kızı gibi gördüğü Ciri’nin uzun zamandır başına bela olan bu adamı öldürmeye kararlıyken Cahir ondan canını bağışlamasını diler. Geralt canını bağışlamak için tek bir sebep sunmasını istediğinde ise Cintra’daki katliam’dan Ciri’yi kurtaranın kendisi olduğunu söyler. Zamanında Ciri’ye yaptığı bu iyilik sayesinde Geralt’ın kılıcının ucunda ölmekten de böylece kurtulmuş olur.

Geralt daha sonra büyücü Vilgefortz ile savaşıp ağır yaralanır ve Triss Merigold tarafından Brokilon’a taşınır. Vilgefortz ise kimsenin kullanmaya cesaret edemeyeceği dengesiz bir portal haricinde hiç bir çıkışı olmayan Tor Lara’da köşeye sıkıştığını düşündüğü Ciri’nin peşinden gider. Ciri ise her şeyi göze alarak kendisini nereye atacağını bilmediği portalın içine atlamayı seçmiştir bile…

Geçtiği portalın dengesizliğinden dolayı Korath çölünün ortasına yüksekten düşerek çakılan Ciri, başını çarparak yaralanmıştır. Aç, susuz ve hazırlıksız bir halde kalakalmış, çölde daireler çizerek dolanmaktayken karşısına beklenmedik bir şey çıkar: Yavru bir tekboynuz. Ciri tıpkı kendisi gibi çölde kaybolmuşa benzeyen bu tekboynuza “Minik At” adını takar. Asıl adı Ihuarraquax olan tekboynuz, başta temkini elden bırakmayarak Ciri’nin kendisine yaklaşmasına izin vermemiş olsa da susuzluktan bayılan kıza kıyamaz ve boynuzuyla kazması gereken yerleri işaret eder.

Sıradışı arkadaşlıkları burada başlayan Ciri ve Ihuarraquax, birbirlerine su ve yiyecek bulmakta yardım ederek beraberce çölden çıkmaya çalışırlar. Ancak yine yiyecek aradıkları seferlerden birinde tekboynuz, bir çöl yaratığı tarafından yaralanır ve güçten düşmeye başlar. İlk başta yarasını Ciri’ye göstermek istemese de zehir vücudunu zayıflatmaya başlayınca başka çaresi kalmaz. Ciri, su kullanarak Minik At’ı iyileştirmek istediyse de etrafta yeterince su yoktur. Bu yüzden de Yennefer’in kendisine yasaklamış olduğu ateş elementinin gücünü çağırmaya çalışır ve başarır da. Ateşin gücüyle tekboynuzu iyileştirdikten sonra kendi gücünün farkına varır: Artık su bulmak için sefalet içerisinde koşturmasına gerek yoktur, çöl yaratıklarını yemek yerine ateşin gücüyle kendine yemyeşil bir vaha bile kurabilecektir.


Ülkesini yıkan, anneannesi kraliçeyi öldüren, kendisini kaçırmak isteyenlerden intikamını alacaktır bu yeni bulduğu güç sayesinde. Hayallerinde Cintra’yı yakan alevler onun ellerinde düşmanlarını yakmaya başlamıştır ve Ciri yapabilecekleri karşısında büyülenmiştir… Ta ki o alevler büyüyüp de tapınakta ona bakan yaşlı rahibe Nenneke’yi, orada rahip ve tarihçi olmak için eğitim gören çocukluk aşkı Jarre’yi, anne-babası yerine koyduğu Yennefer ve Geralt’ı da yutana kadar. İntikam için kullanacağı ateşin sevdiklerine de sıçrayacağını farkeden Ciri, bu güçten vazgeçmek ister ancak ateşin onu bırakmaya niyeti yoktur. O, insanlardan intikam almaya yemin etmiş isyan lideri Falka’nın soyundan gelmektedir. Ve Falka, soyundan gelecek olan çocuğun dünyayı yok ederek küllerinden başka bir dünya yaratacağını kehanet etmiştir. Bu felaketi engellemek için Ciri, kendisini bir “kaynak” haline getiren büyü güçlerini tamamen reddederek çölde tekrar büyüsüz ve çaresiz kalır. Ancak kendisinin bilmediği bir şey, belki de bu fedakarlığın o anda hayatını kurtarmış olduğudur. Zira Ihuarraquax’ı kurtarmaya gelen tekboynuzlar arasında Falka’nın varisi olan bu çocuğun çok tehlikeli olduğu ve öldürülmesi gerektiğini savunanlar olsa da, bazıları da büyü gücünü feda ettiğini ve zaten o gücü de Ihuarraquax’ı kurtarmak gibi iyi niyetlerle kullandığını belirterek bu teklifi reddetmişlerdir.

Ciri ve Ihuarraquax

Nilfgaard tarafından Cintra üzerinde hak elde etmek için ele geçirilmek, kuzeyli krallar tarafından ise Nilfgaard eline geçmesin diye öldürülmek istenen ve Minik At’ın da hayatındaki herkes gibi kendisini terk ettiğini düşünen Ciri, bu dönemde çölün kıyısında kendisini atın arkasına bağlayıp götüren kuş kanadı miğferli şövalyeyi bile kafaya takmayacak kadar hayattan vazgeçmiştir. Bir süre sonra kanat miğferli şövalyenin, kabuslarına giren Nilfgaard’ın Kara Şövalyesi olmadığı anlaşılır. Kendisini kaçıran Nilfgaard şövalyesi yolda karşılaştıkları başka bir şövalye tarafından öldürülünce, beraberinde bulunan köle tüccarları Ciri’yi İmparator’a kendilerinin de satabileceğine kanaat getirir ve hazır Nilfgaard ile iş yapmışken, imparatorluğun kellesine ödül koyduğu başka birini de aradan çıkarmak isterler.

Civardaki kasabaların başına bela olan Fareler adlı grubun lideri Giselher yakalanmıştır. Onu da Ciri’yle birlikte imparatorluğa satmak üzere almak için Glyswen kasabasındaki bir hana giderler. Burada Giselher, Ciri’yi kendisini kurtarmasının tek yolunun ona yardım etmesi olduğuna ikna eder ve hancıdan bir bıçak istemesini tembihler. Ciri denileni yapar ve Giselher’in bağlarını keserek onu serbest bırakır. Bu sırada hana saldıran Fareler de içeride hancı dahil olmak üzere herkesi öldürürler. Ciri’yi ise hem Giselher’e yardım ettiğinden dolayı, hem de kendileri gibi Nilfgaard tarafından avlanan bir kaçak olduğu için öldürmeyip yanlarına alırlar. Farelerin sorgusuz sualsiz öldürdüğü hancıyı uyaramamış olmak Ciri’nin en büyük pişmanlıklarından biri olacaktır ancak şimdilik hayatını kurtarmış olan bu gruba katılmaktan başka çaresi olmadığına kanaat getirir. Aralarına katılmış olmasına rağmen katil ve soyguncu olduğunu düşündüğü kişilere gerçekte kim olduğunu açıklamak istemez, zaten açıklasa da inandırıcı bulacaklarını düşünmemektedir. O yüzden ona bir takma isim sorduklarında aklına ilk gelen elfçe kelimeyi söyleyiverir: “Gvalch’ca”. Ancak bilmeden kendine verdiği bu isim “Falka” demektir ve Ciri böylece anlar ki büyüsünü feda etmesine rağmen kaderinden kaçmak o kadar da kolay olmayacaktır.

Bu sırada artık Fareler’e katılmış olan Ciri bir süre onlarla birlikte kaçak hayatı sürmektedir. Giselher’in eski bir arkadaşı olan tüccar Hotsporn onlara tüccarlara dokunulmazlık sağlayan işaretleri sızdırmakta, karşılığında ise (kimi zaman suikaste kadar varabilen) görevler istemektedir. Giselher önderliğindeki Fareler bu duruma pek aldırıyor gibi görünmese de Ciri’nin vicdanı rahat değildir. Yine bu görevlerden birinde, o bölgede kendilerine dokunulmazlık sağlayacak olan dövmelerini yaptırırken (ki bu sırada Ciri, sevgilisi Mistle ile birlikte baldırının iç kısmına bir gül dövmesi de yaptırmıştır) Hotsporn onlara farklı bir teklifle gelir: Nilfgaard imparatoru, Cintra kraliçesi Cirilla ile evlenecek olmasının şerefine genel af ilan etmiştir ve eğer Fareler tüccarlar loncasına (yani bizzat kendisine) çalışmayı kabul ederse karşılığında aftan yararlanmalarına yardım edecektir. Bunu duyan Ciri küplere biner ve adamı yalancılıkla suçlar. O kendini bildi bileli Nilfgaard’dan kaçıp sefalet içinde yaşarken, onun kimliğini çalmış başka birinin “Cintra Kraliçesi” olmasına dayanması mümkün değildir. Üstelik bu sahte kraliçe, ailesini öldüren Nilfgaard imparatoruyla evlenecektir! Hakkının gasp edilmesine bir dur demeye karar veren Ciri, Mistle’a aftan yararlanmasını ve onu almaya geri geleceğini söyleyerek Hotsporn’la birlikte yola çıkar. Bu sırada fareler de kendilerini avlamak için Baron Casadei tarafından tutulduğu söylenen ödül avcısı Bonhart’ı öldürmek için Jealousy denilen şehre doğru yola çıkarlar.

Gece yarısından hemen önce korkunç bir fırtına bastırır; kırılan dalların sesi, çatılarda tangırdayan kiremitlere karışırken korkunç uğuldamalar, çığlıklar ve ağıtlar yankılanmaktadır. Bulutlar bile bir tuhaf, dörtnala koşan atlar ve tekboynuzlara benzeyen şekiller alır. Rüzgâr bir saat sonra aniden kesilir ama sessizlik gelmez. Ölümü simgeleyen çoban-aldatan kuşlarının çığırtıları doldurur geceyi. Bir Banshee çığlığı yükselir, gökte ateşten gözleri ve iskeletten binekleriyle Yaban Avı belirir. Zaman zaman Yaban Avı’nın ortaya çıktığı ve can aldığı bilinir. Fakat bu olay on yıllardır bu kadar korkunç bir şekilde gerçekleşmemiştir: Novigrad’da yirmi kişi o gece sırra kadem basar.

Sıradan insanların bu ekinoks olayı için birçok açıklaması mevcuttur. Skellige adalarında kimileri bu olayların kıyamet alameti olduğunu söyler: Karanlık ve aydınlık arasındaki son savaşın habercisidirler. Kimileri ise hayalet savaşçıların ordularının kapıda olduğunu iddia eder. Lakin daha bilgili insanlar bilir ki bu korkunç deniz fırtınaları bir ölümün habercisidir aslında: Cintra ve Skellige hükümdarlarının kanından gelen birinin ölümünün.

Pek az kişi bu olayların gerçek sebebini bilir, daha da azı bunların tek bir kişiyle bağlantısını kurabilecek bilgiye sahiptir. Ve o kişilerden üç tanesi o gece aynı çatı altıdadır: Ellander’deki Melitele tapınağında. Başrahibe Nenneke, kâtip Jarre ve Triss Merigold, Ciri’nin ölümünü gördükleri korkunç bir kâbustan uyanırlar.

Güneyde, Melitele tapınağından çok uzaklarda yaşlı münzevi Vysogota da sebebini bilmeden uykusundan uyanır. Hatırlamadığı kâbusu yüzünden tekrar uykuya dalmak yerine bataklığın kıyısındaki tuzaklarını kontrol etmeye gider. Havaların her geçen yıl daha da soğumasından şikayet edip kimsenin elf kehanetlerini ciddiye almadığından yakınırken önce çoban-aldatanların çığlığını, sonra ise bir atın kişnemesini duyar. Merak duygusu temkine ağır basınca sesin kaynağına doğru gider, kapana kısılmış siyah kısrağı ve hemen arkasında duran cesedi görür. Cesedi ilk başta genç bir oğlana ait sansa da sonra sırt üstü çevirince görür ki bu ne bir ceset ne de bir oğlan çocuğudur. Acı içinde inleyen kızı hemen kulübesine taşır, yaralarını bandajlar ve onu iyileştirmek için iksirler hazırlamaya başlar. Hayatta kalma ihtimali pek zayıf da olsa kız güçlü çıkmıştır. Bir çığlık onu hafif uykusundan uyandırdığında, yere düşmüş olan hastasının bandajlı yüzünü açmaya çalıştığını görür.

Ciri ve Vysogota

Kendi kendine yemek yiyebilmeye başladığında Ciri, Vysogota’nın yanından ayrılmak istediğini söyler. Zira peşindekilerin hâlâ onu arıyor olduğunu tahmin etmektedir; yaşlı adam ise bunu zaten biliyordur. Ciri uykusunda sayıklarken kendisini Falka olarak tanıtmıştır ve Vysogota’nın Bonhart’ın adamı olup olmadığını sorgulayıp kılıcını istemiştir. Burada şimdilik güvende olduğuna ikna olduktan sonra Ciri, bandajlarını çıkarıp yüzünü görmek istese de Vysogota başta buna razı olmaz. Zira yarası derin, enfeksiyon kapmış ve şişmiştir. Genç bir kız için kendi yüzünü bu halde görmenin yıkıcı olacağını düşünmüştür fakat Ciri ısrar eder. Sonuç gerçekten de yaşlı adamın tahmin ettiği gibi olur, Ciri hiçbir şey söylemese de Vysogota, onun sessizce ağladığını duyar.

Vysogota ile konuşurken kendisini ekinokstan dört gün sonra bulduğunu öğrenen Ciri, yaşlı adamın günleri karıştırdığını düşünür. Çünkü ekinoks gününde yaralanmıştır ancak yaşlı adam söylediğinde diretir. Ciri ekinokstan üç gün sonra yaralanmış olmalıdır. Birkaç saatlik bir yara ile üç günlük yarayı ayırt edemeyecek durumda olmadığına inanır. Zira aslında kendisi Corvolu Vysogoto idir, bir cerrah ve simyacı. Oxenfurt üniversitesinden ve sonrasında Nilfgaard’dan kâfirliğe varan fikirleri nedeniyle kovulduktan sonra bu bataklıkta inzivaya çekilmiştir.
Ciri, Vysogota’nın hikâyesini dinledikten sonra ona kendi hikâyesini anlatır. Thanedd’de portala atlaması, çölden kurtulması, Farelere katılması, Bonhart tarafından işkence edilmesi ve arenada dövüşmeye zorlanması, kaçışı ve yaralanışı… Vysogota da ona Thanedd adasında kullandığı geçidin Tor Lara olduğunu söyler: Martılar Kulesi. O kulenin Tor Zireael’e yani Kırlangıç Kulesi’ne açılması gerekir. Ancak kuledeki geçit hasarlıdır ve onun yerine geçtiği zaman Ciri’yi bir çöle fırlatmıştır. Ancak Tor Zireael’i bulabilirse, Thanedd adasına geri dönebilir ve düşmanlarını başından savabileceğini fark eder. Vysogota ve Ciri, eski elf kaynaklarını araştırmaya koyulurlar ve kulenin eski kitaplarda yüzgöller olarak geçen, zamanımızda ise Mil Trachta’ya tekabül eden yerde, Kelpie’nin hızıyla altı haftada ulaşılabilecek bir mesafede olduğunu bulurlar.

“Bu Tor Zireael, Kırlangıç Kulesi. Burası alemleri bağlayan yol ağzı ve zamanın kapıları. Burayı gördüğünüze sevinin! Nitekim her zaman ve herkes tarafından görülebilir değildir.” – Avallach

Gücünü toplayan Ciri, Tor Zireael’i bulmak üzere yola çıkar ve haftalar sonra göle vardığında Bonhart ve beraberindekiler de ona yetişir. Kimileri Ciri’nin gücünden korkarak firar ettiğinden sislerle kaplı donmuş göle varanlar on kişiden ibarettir. Ciri, sisten ötürü görüşleri çok zayıf olan Bonhart ve adamlarının yanından rüzgâr gibi geçer. Bir zamanlar Vysogota’nın kızına ait olan buz patenlerini giyen Ciri, Skellige’de geçirdiği kışlar sayesinde ustalıkla kaymaktadır buzun üzerinde. Düşmanları ise buzda kayıp düşme riskinden dolayı olabildiğine yavaş hareket etmeye çalışır. Ciri, hiçbir şey göremeyen adamları birer birer avlarken ancak birbirlerinin ölüm çığlıklarını duyarlar. Kendilerini korumaya çalışırken savurdukları silahları ancak birbirlerini öldürmelerine sebep olur. Kendi yaptığı ateş büyüsünün buzu eritmesiyle suya düşen ve umutsuzca buza tutunan Rience, karşısında onu görür. “Bana acıyı ‘bu parmaklarla’ öğretecektin, hatırladın mı?” diye sorar Ciri. Ve patenleriyle hızla uzaklaşırken sulara gömülen Rience’ten geriye hala buza tutunmakta olan sekiz parmağı kalır yalnızca.

Bonhart diğerleri kadar kolay lokma olmaz. Ciri’ye doğru gelirken, Ciri onunla savaşmaya çalışmaz; zira adamdan hâlâ korkmaktadır. Onu ancak kulenin kurtaracağını düşünür. Kuleye yaklaştığında sisler kalkar ve Bonhart’ın muzaffer bağırışı duyulur zira aslında ortada bir kule yoktur; Ciri köşeye sıkışmış ve savunmasızdır. Bonhart atağa kalktığında sisler bir araya gelir ve Ciri’ye kendini siper eden bir tekboynuza biçim verirler. Ardından sislerden başka şekiller meydana gelmeye başlar: Biniciler. İskelet atlarının üzerinde, kabuslardan fırlamışçasına parlayan gözleri ve paslanmış zırhlarıyla çıkagelirler ve Bonhart, zihninde ona seslendiklerini duyar. “Çekil, ölümlü! O sana değil, bize ait.” Bonhart cesur olsa ve hayalet atlılardan korkmasa da atı o kadar da cesur değildir. Ödü patlayan hayvan dörtnala kaçarak Bonhart’ı da beraberinde sürükler ve ikisi, kırılan buzun içine düşerler. Bonhart bıçaklarını buza saplayıp inanılmaz bir efor sarf ederek kendini yukarı çekerken kule gözlerinin önünde belirir. Ciri, Kelpie ile birlikte kuleye girerek gözden kaybolur.

Ciri’nin kayak yeteneklerini Bonhart ve ekibine karşı sergilerken…

Kulenin içi Ciri’ye Kaer Morhen’i hatırlatır. Karanlığa doğru yürürken önünde kapılar belirip kendiliğinden açılırlar. Bir kapının ardında Vilgefortz tarafından yakalanmış Yennefer’in işkence çektiğini görür, bir diğerinde Triss’i, Başrahibe Nenneke’yi, Mistle’ı… Fringilla Vigo ile Geralt’ı birlikte gördüğünde utanç ve üzüntüyle başını çevirir. Bir sonraki kapıda Vysogota’yı görür ve onunla konuşur. Vysogota ona ekinokstan sonraki kayıp günlerin nereye gittiğini anlatır, Korath çölünde nasıl hayatta kaldığını ve nasıl düşmanlarının gözü önünde aniden yok olabildiğini… Damarlarında taşıdığı Kadim Kan, ona zaman ve mekanı kontrol etme gücü vermektedir. Ona inanılmaz bir gücü olduğunu ve değersiz suçluların onu kendi amaçları için kullanmasına izin vermemesini öğütler; ve böylece son vedalaşmalarını yaparlar. Zira Vysagota, Ciri gittikten kısa süre sonra evinde ölmüştür. Ciri bir sonraki kapıya bakar: Işık. Kör edici ışık vardır. Gölün kenarından çiçek kokuları gelir burnuna, hafif bir rüzgâr sisleri dağıtır. Etrafta bir bahar sıcaklığı vardır. Göl kenarındaki bembeyaz atlara bakan Ciri, bunların at değil tek boynuzlular olduğunu fark eder bir an sonra. Fakat bu Ciri’yi şaşırtmaz, artık şaşırabileceği bir şey kalmamıştır. Uzaklardan bir flüt sesi duyar ve o sese doğru yaklaşır. Sarı saçları, badem şeklindeki iri gözleriyle bir elf, melodisini bitirerek sorar kendisine: “Neden bu kadar geciktin?”

Kuleden çıktığında Ciri’yi kısaca Avallac’h olarak da bilinen Crevan Espane aep Coamhan Macha adında bir elf karşılar. Ciri’nin babasının elflerden çaldığını iddia ettiği Lara Dorren’in genlerini geri istediğini belirtir; ancak Ciri babasının adının Cregennan değil Duny olduğunu söyler. İşin aslındaysa Cregennan adındaki insan büyücü zaman-mekanda yolculuk yapma yetisine sahip elf Lara Dorren ile evlenerek Lara’yı elflerden “çalmış”tır ve Ciri de onun soyundan gelen son kişidir. Bu yüzden de elfler Ciri’nin kendi kralları olan Auberon’dan bir çocuk yaparak Lara’nın genlerini elflere geri vermesini talep etmektedirler. Bir zamanlar insanlar, dünyalar arasında geçebilme yeteneğine sahiptir ve gittikleri dünyalarda yol açtıkları sorunları düşünmeden, dünyaları yok ederek ilerlemişlerdir. Daha sonrasında gelişen Kürelerin Birleşmesi olayıyla birlikte ulaşılabilecek dünya sayısı artmıştır ancak dünyalar arasında geçiş yapma yeteneğine sahip kişi sayısı ciddi ölçüde azalmıştır. Kendi ailesinin de üzerinde yaşadığı dünyanın yok olmanın eşiğinde olduğunu ve insanların dünyasını tehdit eden Ithilinne’in Kehaneti’ni öğrenen Ciri, Elflerin Ard Gaeth’i -yani Ulu Geçit’i açıp elfleri ve insanları kurtarma amaçlarını öğrenince razı gelir. İstemeyerek de olsa kraldan çocuk yapmayı kabul eder.

Avallac’h ile olan konuşmaları sırasında bir tekboynuz sürüsü yanlarına yaklaşır ve Ciri’ye kim olduğunu sorar. Elfler tekboynuzluların varlığından dolayı tedirgin olsa da hızla uzaklaştıklarında gardlarını düşürürler. Elflerin gardı düşünce iki farklı sürü belirir ve Ciri’ye telepatik bir şekilde seslenirler. Tepelerden bir tabur elf binici geldiğindeyse tekrar uzaklaşmak zorunda kalırlar. Gelen elf binicilerinin lideri Yaban Av’ın kralı, kızıl binicilerin lideri, tekboynuzlular arasında Atmaca olarak da bilinen Eredin Breacc Glas‘tır. Ciri’nin güvenini kazanmaya çalışan Eredin, Auberon’la çocuk yapsa da elflerin onu bırakmaya niyeti olmadığını genç kıza itiraf eder ve elf kralının onunla birlikte olmasını sağlayacak bir iksir verir. Zamanın elflerin dünyasında farklı bir hızda geçtiğini ve tanıdığı herkesin çoktan ölmüş olduğunu iddia eder. Ciri inanmayınca da Yaban Av tarafından kaçırılıp seneler sonra ortaya çıkan insanları örnek göstererek onu geri dönmeye çalışmaktan vazgeçirmeye çalışır.

Ciri Auberon’la çocuk yapmayı dener ancak başarılı olamazlar. Bunun üzerine Eredin’in verdiği iksiri Auberon’a verir. Auberon ona kendisi ya da Avallac’h’ın laboratuarı arasında bir seçim yapması gerektiğini, eğer çocuğu doğal yollardan yapamazlarsa Lara’nın genlerini başka yollarla ondan alacağının gözdağını verir. Aynı zamanda ailesi bildiği Yennefer ve Geralt’ın öldüğünü anlatan bazı görüler gösterir. Kendi rüyalarında da benzer şeyler gören Ciri, bunun üzerine kaçıp ailesini kurtarma konusundaki kararını netleştirir. Kelpie’ye atladığı gibi Auberon’un yanından kaçan Ciri kısa sürede büyülü bariyere ulaşır ancak bariyerin ötesine geçmesinin bir yolu yoktur. Bu kaçışı sırasında kızıl yeleli bir tekboynuz tarafından takip edildiğini fark eder. Tekboynuz onu durdurmaya çalışırken hafifçe yaralar; biraz sonra ise diğer yanında başka bir beyaz tekboynuz belirir. Ciri bu beyaz tekboynuzluyu tanır: Zamanında hayatını kurtardığı ve “küçük at” adını verdiği Ihuarraquax’ın ta kendisidir. Artık büyümüş olan Ihuarraquax, tekboynuzluların Ciri’ye yardım etmek istediklerini söyler. Ciri başta bu teklife şüpheyle yaklaşır çünkü etraftaki herkesin Ciri’nin güçlerini kendi çıkarları için istediğine şahit olmuştur. Ancak tekboynuzlar Tilki ve Atmaca‘ya diğer dünyalara kapı açma gücünü vermemesi gerektiğini söylerler ve bu dünyadan kaçması için kendilerinin de sahip olduğu bu gücü nasıl kontrol edeceğini öğretmeyi önerirler. Bununla birlikte son şüpheleri de silinen Ciri, Ihuarraquax’ın da kendisiyle birlikte gelmesi şartıyla teklifi kabul eder.

Avallac’h, Ciri ve Eredin

Bütün bunlar olurken Ciri’nin Eredin’den almış olduğu iksiri içen Auberon ölür; Ciri ise tekboynuzlulardan öğrendiklerini uygulamaya koyarak şehirden nehir yoluyla kaçmak için bir kayık bulur. Kaçışını engellemeye çalışan Eredin’le nehrin üzerinde, kayıkta dövüşürler. Dövüş sırasında Ciri Eredin’i elf kralını öldürmekle suçlar, Eredin ise bu suçlama karşısında şaşırmış görünür. Dövüş esnasında arkasında kalan alçak köprüyü göremeyen Eredin kafasını çarparak düşer, Ciri’ye onu bacağından yaralayacak açığı verir. Hayatını kurtarmak için suya atlamaktan başka çaresi kalmayan Eredin, Ciri’yi durdurmakta başarısız olarak kıyıya çıkmak zorunda kalır.

Kayıktan indiğinde Ciri’ye Ihuarraquax eşlik ederek yol gösterir. Ormana girip dar bir geçitten ilerleyen ikili, ayaklarının altında çatırdayan kemikleri hisseder ve buranın toplu bir mezar olduğunu fark eder. Göz alabildiğince kemiklerle dolu mezardaki kafataslarından birini kaldıran Ciri, bunun bir insana ait olduğunu anlar; zira elflerin köpek dişleri yoktur. Ihuarraquax’tan bu katliamın sorumlusunun Tilki ve Atmaca olduğunu, elflerin aslında onlara ait olmayan bu dünyayı ele geçirdiklerini öğrenir. Zamanında Ard Gaeth’i tekboynuzluları kullanarak açmışlardır ve aynı şeyi yapmak için şimdi de Ciri’yi kullanmaya çalışmaktadırlar. Ciri kandırıldığını böylece anlar. Ihuarraquax’ın yardımıyla zaman ve mekanda bir sıçrama yapmayı başarır; gökyüzüne baktığında tanıdığı yıldız ve takım yıldızları görür ve kendi dünyasında olduğunu anlar. Ancak mekan ve zaman doğru değildir. Doğru anı tutturmak için defalarca farklı zaman ve mekanlarda sıçrama yaparlar. Bir keresinde Gölün Hanımı Nimue’ye görünürler; gölün kuruduğu ve ağaçların yandığı bir zamanda ortaya çıkarlar; gökte iki ayın olduğu bir mekana ayak basarlar… Dearg Ruadhri onlara yetiştiğinde Ihuarraquax öne atılır ve Ciri’ye kendini kurtarmasını söyler; Kelpie ile dört nala kaçan Ciri, zaman ve mekanlar arasındaki seyahatlerine tekboynuz olmadan devam etmek durumunda kalır.

Ciri’nin zaman ve mekandaki bu maceraları oldukça çeşitlidir: Bir seferinde Vizima’da bir astronoma denk gelir ancak adam şaşkınlıktan konuşamaz. Ciri yanlış yerde çıktığını düşünerek başka bir sıçrayış yapar. Bu sefer farklı bir teknik deneyerek Geralt’a konsantre olmaya çalışır ve kendini karlı bir dağ tepesinde, bir kar fırtınasının içinde bulur. Yine yanlış geldiğini düşünerek burayı da terk eder; lakin sadece birkaç dakika sonra Angouleme, Kelpie’nin nal izlerini Geralt’a gösterir. İzler biraz ilerleyip bir anda yok olmaktadır. Kaderin bir cilvesi sonucu baba-kız birbirlerini sadece birkaç dakikalık bir farkla kaçırmışlardır. Bir sonraki seferde Ciri ve Kelpie kendilerini sineklerin her yere yapıştığı, cehennemvari bir mekanda bulurlar ve vakit kaybetmeden tekrar sıçrayarak Nilfgaard’da ortaya çıkarlar. Ancak bilmedikleri şey cehennemvari dünyada Ciri’nin üzerine yapışmış sineklerden birinin Nilfgaard’daki farelerden birinin derisine yuva yaptığıdır. Fare, Kuzey Krallıkları’na giden Catriona adındaki bir gemiye binince Krallıklar’ın bildiği en ölümcül vebalardan biri olan Kızıl Ölüm ya da Catriona adıyla bilinen hastalık yayılır; birçok kişinin ölümüne sebep olur.

Bir sonraki durağında tabelasındaki yazıları okuyamadığı bir hana rastlayan Ciri, tabeladaki kedi resmine ithafen buraya “Kara Kedi” adını verir. Hancı kadın Ciri’ye yaklaştığında genç kız ağzını işaret edip karnına vurarak aç olduğunu anlatır ve gömleğinin gümüş düğmelerinden birini sökerek kadına uzatır. Eli diğer düğmeye de uzanacakken kadın onu durdurur ve ona yemek ile şarap getirir. Ciri birbirlerinin dilini anlamadıkları Le Chat Noir hanının sahibesine vücut diliyle teşekkür ederek oradan ayrılır. Bir sonraki sıçrayışı onu bir gölün ortasına getirir; gölün ortasındaki kulenin terasındaysa iki kadın vardır: Gölün Hanımı Nimue ve yardımcısı kahin Condwiramurs. Bu sefer genç kıza yardım etme fırsatını kaçırmayan Nimue, büyülü bir geçit çağırarak Ciri’ye kaderiyle karşılaşmak için geçitten geçmesi gerektiğini söyler. Yine şüpheciliğe kapılan Ciri’nin tereddütünü “Pavetta’nın kızı” ve “Witcheress” diye hitap edişiyle silip atan Nimue, böylece genç kızın güvenini kazanır. Ciri, Gölün Hanımı’na da teşekkürlerini sunar ve kaderiyle yüzleşmek için geçitten geçer…

Nimue’nin açtığı geçitten geçerek nihayet kendi dünyası ve zamanına dönmeyi başaran Ciri, Yennefer’i kurtarmak icin Stygga kalesine gider. Bonhart ve Vilgefortz ise kalede ona tuzak kurmuş beklemektedirler. Ciri, Yennefer’in özgürlüğüne karşılık teslim olmayı teklif eder ancak Vilgefortz bu teklifiyle dalga geçerek kaçmasının zaten mümkün olmadığını hatırlatır. Kalenin üzerine koydukları büyü Ciri’nin zaman ve mekanda sıçramasını sağlayan güçlerini engellemektedir. Ciri tam anlamıyla köşeye sıkışmıştır.

Elflerin ve Emhyr’in aksine Vilgefortz’un Ciri’nin çocuğu ile bir işi yoktur; amacı Ciri’yi tıbbi yöntemle hamile bıraktıktan sonra plasentasını almaktır. Zira Vilgefortz, Lara Dorren’in genini bu plasentadan ayrıştırıp kullanmanın bir yolunu bulmuştur.

Bir ameliyat sandalyesine bağladıkları Ciri’nin çığlıkları kaledeki alarm bağırışlarına karışır. Witcher Geralt ve yol arkaşları Cahir, Regis, Angouleme ve Milva kaleye girmiş, kaledekiler ise onları İmparator Emhyr’in adamları sanarak paniklemişlerdir.

Regis zaman kaybetmemek gerektiğini söyleyerek yarasa hâline dönüşür ve kaleyi gökten kolaçan eder; Cahir ve Angouleme düşman üzerine hücum ederken Cahir’in meşhur kara kanatlı miğferini gören düşmanlar önlerinden kaçışırlar. Kalanlar ise Milva’nin hedefini şaşmayan okları tarafından bir bir avlanırlar. Ta ki Milva ile bir düşman okçusu aynı anda birbirlerini vurana dek… Böylece Geralt’ın ekibi Stygga kalesinde ilk kaybını verir ve ne yazık ki bu son kayıpları da olmayacaktır.

Milva’nın Ölümü

Kalenin burçlarında çatışma sürerken Regis, Ciri’nin tutulduğu yeri bulur ve bu sırada kaleyi birbirine katıp birkaç talihsiz savaşçının kanını kurutmayı da ihmal etmez. Kıza kendini Geralt’ın arkadaşı Emiel Regis olarak tanıtır ve onunla gelmesini rica eder. Ciri ise onu geri çevirir, zira Yennefer hâlâ hapis tutulmaktadır. Regis’i Vilgefortz’un orada olduğunu Geralt’a söylemesi için geri gönderir ve Yennefer’i aramaya koyulur.

Geralt kalenin muhafızları tarafından sürüklenen Yennefer’e herkesten önce ulaşır; büyücünün boynundaki büyü yapmasını engelleyen tasmayı kırar ve Yennefer’in gücünden korkan muhafızlar da canlarının bağışlanması için yalvararak kaçışırlar. Birbirine kavuşan ikili Ciri ve Vilgefortz’u aramaya koyulurlar.

Ciri ise Yennefer’i ararken büyük bir talihsizlik eseri en büyük belalısı Bonhart’ı bulur. Zaman ve mekanda sıçrama yetenekleri kaledeki kaotik büyü enerjisi yüzünden doğru düzgün çalışmasa da kısa bir mesafe sıçramayı başararak Bonhart’la arasına biraz mesafe koyar ve ardına bakmaksızın kaçmaya başlar. Kaçarken ise karşısında yıllardır kâbuslarında gördüğü kara kanat miğferli şövalyeyi görür. Korkunun üstesinden gelerek kendisinden uzak durmasını söylediği şövalye ise pelerinin ardında kıvrık kılıçlı genç bir kızı saklamaktadır. Genç kız Ciri’nin ardından kapıyı kapamaya koşar ancak başarılı olamaz ve bir mızrak ile ayağından yaralanır. Kara şövalye ise kızın yardımına koşarak kapıyı kapattıktan sonra kendini “Ceallach oğlu Cahir Mawr Dyfryyn” olarak tanıtır ve inanması güç olsa da Geralt’la birlikte Ciri’yi kurtarmaya geldiğini söyler. Ciri ona inanır; lakin talihsizlik peşlerini bırakmamış, Bonhart o arada onlara yetişmiştir. Ciri kurnazca davranır ve ünlü Witcher’dan korkacağını umarak Cahir’i ona Geralt diye tanıtır. Bonhart ona inanmaz; Cahir bir Witcher kadar hızlı değildir ve Bonhart onu öldürdüğünde bedeni bir pagan ayininde kurban edilmiş gibi bir heykelin dibine yığılır. Kaçmaya çalışan Angouleme ise aşırı kan kaybından dolayı Ciri’nin kollarında ölür.

Nihayetinde Bonhart yine Ciri’ye yetişir; artık kaçış yoktur. Kılıçları yıkıntı binada çarpışır, birbirlerini hafifçe yaralarlar. Bonhart üstünlüğü ele alarak Ciri’yi köşeye sıkıştırır, Ciri’nin kaçacağı yer kalmamıştır. Ancak bir anda aklında bir fikir belirir. Kaer Morhen. Sarkaç.

Ciri ve Kaer Morhen’deki “sarkaç” ile olan eğitimi

“Sarkacı saptırmayacaksın, kendini sarkacın yolundan çekeceksin ki onun enerjisini saldırmak için kullanabilesin. Anladın mı?”

Geralt’ın onu eğitirken sarf ettiği sözler kulaklarında yankılanır. Ne yapacağını bilmenin verdiği özgüvenle bir yılan gibi hızla atılır, sütunlardan sekerek Bonhart’ın arkasına sıçrar. Bonhart onu karşılamak üzere körlemesine geri dönmek zorunda kaldığında vücudunun ağırlığı ile öne doğru savrulur ve göğsü Ciri’nin hazır bekleyen kılıcıyla buluşur.

Dizleri üstüne çöken Bonhart, sürünerek bir sütuna doğru gider ve kanayan göğsünü tutarken Ciri’nin onu yendiğini itiraf eder. Ancak Ciri arkasını döner dönmez atılarak kıza arkasından saldırır. Ciri yarım bir dönüşle bu korkakça saldırıyı kolayca savuşturur ve kılıcının ucuyla Bonhart’ın boğazını keserken ona son kez seslenir: “Sana söyledim, ben her şeyi hatırlarım.” Bonhart şaşkınlıkla ona bakakalır ve düşer.

Cintra'dan Calanthe Fiona Riannon, "Cintra Dişi Aslanı" ve "Ard Rhena" (Kadim Dil'de "Yüksek Kraliçe") olarak da bilinen, Cintra'nın kraliçesi, Pavetta'nın annesi ve Ciri'nin büyük annesiydi. Yeğeni Crach an Craite ona "Modron" adını verdi. Genel olarak herkes tarafından cesareti ve güzelliği ile tanınırdı.

Calanthe, Cintra Kralı Dagorad ve Kraliçe Adalia'nın tek çocuğuydu ve 14 yaşındayken babasının ölümünden sonra tahta çıktı. 15 yaşındayken, Hochebuz'da Nazair'e karşı ilk büyük savaşını kazandı ve ona 'Cintra Dişi Aslanı' takma adını kazandı.


Şaşırtıcı bir şekilde, Calanthe için bir koca bulmak oldukça zordu: Başlangıçta evlenmek istemiyordu ve sonunda rahatlık için bunu yapmaya karar verdiğinde, ensestten ilişkilere ve hatta kraliçeyi önermeye kadar her şey hakkında söylentiler yayılıyordu. Bu söylentiler, diğer krallığın prenslerinin onun elini kibarca reddetmesine neden oldu. Bununla birlikte, sonunda, söylentiler doğru olsa bile, kendisi için büyük bir adım olduğu için onunla evlenmeyi kabul eden Roegner, Dük de Salm'ı buldular.

Calanthe ikinci kez düşünmeye başladı ve bundan kurtulmak için kendini deli göstermenin yollarını düşünmeye çalıştı, ama bütün bunlar oldukça yakışıklı olan Roegner ile tanıştığında son bulu. Ve böylece, 17 yaşında, kendisinden 7 yaş büyük olan Roegner ile evlendi ve 2 yıl sonra çift, dünyaya Pavetta adında bir kız çocuğu getirdiler.


Roegner öldükten sonra Kraliçe Calanthe, Verden'li Ervyll ve Brugge'li Venzlav da dahil olmak üzere birkaç başka krala evlenmesi ve birliktelik kurması için önerildi . Skellige'li Eist Tuirseach'ın birkaç kez önerdiği de biliniyordu, ancak Calanthe hepsini geri çevirdi.

Pavetta 15 yaşına geldiğinde, Calanthe, yeğeni Crach an Craite ile birlikte gelen Eist Tuirseach da dahil olmak üzere, birkaç uygun talipin adamlarıyla birlikte davet edildiği bir kutlama düzenledi. Ancak, kızı her kim evlenirse, krallığın gelenekleri nedeniyle otomatik olarak Cintra kralı olacağından, Skellige ile bir ittifak sağlamak istedi ve kızının gizlice planlarına müdahale etmesini istemediği biriyle görüştüğünü biliyordu. Böylece, Lord Ravix of Fourhorn adıyla bilinen büyücü Geralt'ı partiye katılmaya davet etti, ancak onu sorguladığında partiye katılımının gerçek nedenlerini kendisinden sakladı.




Sonunda Pavetta'nın görüştüğü adam Duny, 15 yıl önce babasını kurtardığında Sürpriz Yasası nedeniyle onu talep etmek için ortaya çıktı. Calanthe, ölüm döşeğindeki kocasının, Duny'nin kendisine yardım ettiği gecenin gerçeğini ona söylediğini kabul etmek zorunda kaldı. Bununla birlikte, bir kirpi kafası olduğunu da biliyordu ve kızının bunu görmediğini düşünerek, kaskını çıkarması için onu kandırdı ve talipler arasında bir kargaşaya neden olurken, kraliçe muzaffer bir şekilde kızının böyle bir şey yapmaya cesaret edemeyeceğini ilan etti. Böylece Yaratık ve Sürpriz Yasası geçersiz kılındı. Ancak Pavetta, bazı talipler Duny'ye saldırmaya çalışırken sandalyesine yığılan annesini sersemleten Duny ile hala gitmek istediğini açıkladı.



Sevgilisinin tehdit edildiğini gören Güç aniden Pavetta'dan fırladı ve Calanthe'nin tahtında kraliçe hala otururken dahil olmak üzere mobilyalar ve uçan insanlar gönderdi. Taht karşı duvara çarptı ve kraliçe baygın bir şekilde yere düştü ve Eist'in kendisine daha fazla zarar gelmesini önlemek için kendini üstüne attı ve yere düştü. Karışıklık boyunca, Eist Calanthe'a onu ne kadar sevdiğini söyleyip durdu ve ona bir kez daha evlenme teklif etti. Ancak, hemen yanıt vermedi ve Pavetta'yı sakinleştiren Geralt ve Mousesack ile ne olduğunu öğrenmek için onlarla konuşmaya gitti.

Kızının ve Duny'nin bir yıldır birbirleriyle görüştüklerini ve ziyafet sırasında olan her şeyi öğrendikten sonra, nihayet çiftin evlenmesine izin vermeyi kabul etti ve istemeden Duny'nin lanetini bozdu. Ancak, Duny'ye henüz kral olmayacağını söyledi ve Eist'e dönerek, ona önceki teklifini kabul ettiğini ve yakında her iki çiftin de evleneceğini söyledi.


Pavetta kısa süre sonra bir kız çocuğunu yani Ciri'yi doğurdu, ancak Ciri daha 10 yaşına gelmeden ailesi bir gemiye çıktı ve denizde kayboldu. Ancak Pavetta, Ciri'yi Calanthe ile birlikte bırakmıştı ve bu yüzden büyükanne tek torununu büyütmeye başladı. Başlangıçta hem Eist hem de yeğeni Crach'a kızgın olan Calanthe, Pavetta ve Duny'nin yelken açmasına izin verdiği ve ortadan kaybolmalarına yol açtığı için Ciri'nin Skellige'ye dönmesini yasakladı. Ancak bu yasak, Ciri'nin bir kez daha yazlarını ve kışlarını adalarda geçirmesine izin vermeden önce sadece altı ay yürürlükte kaldı. Torununa bayılırken, kızı şımartmayı da reddetti ve bazen davranışlarından dolayı Ciri'ye tokat attı.

Kraliçe, Pavetta ve Duny'nin ilişkisini kabul etmesine rağmen, kaderi inkar etme konusunda eskisi kadar inatçıydı. Kadının genç kıza Witcher Geralt'a kaderinde olduğunu söylediğini öğrendiğinde Ciri'nin dadısını azarladı. Mousesack'in Witchera herhangi bir şeyi, hatta cinsiyeti bile açıklamasını yasakladı. Geralt'ın Duny'den ödülünü ilk kez söylediği güne neredeyse 6 yıl kala, cadı Calanthe ile sürpriz çocuk hakkında konuşmak için geldi, ancak kraliçe geçen seferki gibi oyun oynamaya çalıştı. Bu sefer Ciri'yi benzer yaşlı bir grup oğlanın arasına saklamış ve Geralt'a kaderi olduğu kadar güçlüyse doğru çocuğu seçebileceğini söylemişti.

Ancak Geralt, bunu yapmasının nedenini hemen anladı: Çocuk onun yaşayan tek soyundan geliyordu ve bu nedenle çocuğu Ot Sınavı'ndan neredeyse kesin ölümden korumak istiyordu. Geralt daha sonra kraliçeye, acısını anladığı için çocuğu almamasını istemesi gerektiğini söyledi. Bundan rahatsız olan Calanthe, karanlıkta bir çekim yaptı ve doğru bir şekilde büyücünün de kaderden korktuğu ve bunu kendi başına inkar etmeye çalıştığı için tereddütlü olduğunu anladı. Witcher daha sonra herhangi bir çocuğu almayı reddettiğini söyledi ve ayrılmaya başladığında Calanthe, ona, birbirlerini son kez canlı görecekleri hissine kapıldığını söyledi.


Calanthe ve Eist, Nilfgaard İmparatorluğu'nun Kuzey Krallıkları işgal ederek Calanthe ve Eist liderliğindeki Cintran Ordusu'nun Nilfgaard Ordusu ile savaştığı Birinci Kuzey Savaşı'nı başlatana kadar 1263 yılına kadar 13 yıl evli kaldı. Savaş sırasında Eist bir okla gözünden vuruldu, ancak Calanthe ordusunun kalıntılarını bir araya getirmeyi başardı ve onları başkente geri götürdü.

Nilfgaard ordusu Cintra'ya yürüdüğünde, Ciri ve bazı Cintran soylularıyla birlikte Calanthe olarak tüm şehri katledip yağmaladılar, kalenin içine barikat kurdular. Son, çaresiz bir girişim olarak Calanthe, genç kızın kuşatmadan en azından kaçması umuduyla Ciri'nin yanında birkaç şövalye gönderdi. Nilfgaard nihayetinde gerilemeyi başardı ve sonuçta içerideki insanlar teslim olmak yerine birbirlerini öldürmeye yardım ettiler. Calanthe onlardan birinin onu öldürmesine yardım etmesini istedi, ama cesareti yoktu, bu yüzden onun yerine kulenin pencerelerinden birinden atlayarak kendi hayatına son verdi.

Pavetta Fiona Elen, Kraliçe Adalia'nın torunu ve Kraliçe Calanthe ile Ebbing Kralı Roegner'ın kızıydı. O bir gücün kaynağı ve aynı zamanda da Ciri'nin annesiydi.

Pavetta sessiz aktiviteleri ve yalnız olmayı tercih etmesi bakımından annesine benzemiyordu. Özellikle genç prenses şiir okumayı ve müzik dinlemeyi severdi. Ancak Calanthe, bu faaliyetlerin kızının sağlığını zayıflatacağını düşündü ve daha sonra başka şeyler yapmak için onu dışarıya çekmeye çalıştı, ancak Pavetta, her zaman kitap okumak için gizlice kaçmanın bir yolunu bulmaya çalıştı.

Böyle bir durumda, şiir okurken, zırhlı bir insan vücudu, ancak bir kirpi başı çalıların arasından belirdi ve şiir kitabını şaşkınlıkla düşürmesine neden oldu. Yaratık onu aldı ve şiirleri yüksek sesle okumaya başladı, sonra ezbere başka şiirler okumaya başladı. Birkaç hafta boyunca, ikisi bir araya geldi ve birlikte okumaya ve okumaya devam etti ve sonunda kirpi Pavetta'yı bir gece karanlıktan sonra onunla buluşmaya ikna etti. Hizmetçilerine rüşvet verdikten sonra, onunla tanıştı ve şaşkınlıkla, gece yarısında ay ışığının vuruşuyla, bir kirpiden yakışıklı bir genç adama dönüştü ve daha sonra ona Duny adında lanetli bir prens olduğunu bildirdi.

Toplantılar düzenli ve daha sık hale geldi ve iki sevgili dikkatsizleşti ve ilk tanışmalarından yaklaşık bir yıl sonra Calanthe'ye sözler geri döndü. Roegner ve Sürpriz Yasası'nı hatırlayan Calanthe, kirpi varlığından kurtulmaya karar verdi ve böylece saraya bir Witcher getirme kararı aldı.


Pavetta'nın bilmediği, doğumundan beri Sürpriz Yasası'na göre kader tarafından bağlanmıştı, çünkü Duny (Urcheon adı altında) babasının hayatını kurtardı. Calanthe, Duny'nin Urcheon olduğunu fark etmeyen, ancak birlikte çalışandan kurtulmak ve Urcheon'un Pavetta'yı iddia etmesini engellemek isteyen, Pavetta'nın 15. doğum günü civarında prensesin talipleri için bir ziyafet düzenledi ve Geralt'ı, işleri medeni tutma bahanesiyle davet etti. Şövalye başının üstünde miğferle gelip 'Erlenwald'lı Urcheon' olduğunu iddia ettiğinde ve Kral Roegner'ın hayatını kurtardığı ve ödülünü almak için orada olduğunu açıkladı. Pavetta, Sürpriz Yasası aracılığıyla. Calanthe bunu kabul ederken, kızını bir yabancıya vermeyi reddetti ve hile yoluyla, halkının Urcheon'un kaskını çıkarması için aslında gece yarısı olduğunu söylemek için zili çalmasını sağladı. Bunu yaptığında, kaskın altından bir kirpi kafası belirdi.

Kızının artık 'canavar'la gitmeyeceğini düşünen Calanthe, yasanın geçersiz olduğunu ve kızının onunla gitmeyeceğini kabul etmesi gerektiğini söyledi. Ancak Pavetta, onunla gideceğini ve bir kargaşaya neden olacağını ve diğer taliplerin Urcheon / Duny'ye saldırmaya çalıştıklarını söyledi. Geralt ve Eist, Duny'yi savunmaya çalıştı, ancak Pavetta'nın içindeki güç aniden serbest kaldı ve mobilya ve talipleri birer köşeye uçurdu. Sonunda Pavetta, Geralt ve Mousesack'in çabalarıyla onu duyularına geri getirmesine yetecek kadar dikkatini dağıtabildiler.



İşler sakinleşince Pavetta ve Duny, bir yıldan fazla süredir birbirlerini gördüklerini ve aşık olduklarını açıkladılar ve Calanthe, bilmeden bunu yaparak laneti bozarak evlenmelerine izin vermeyi kabul etti. Teşekkür olarak Duny, Geralt'a hayatını kurtardığı için ne teklif edebileceğini sordu ve Geralt, Pavetta'nın aslında hamile olduğunu gruba açıklayarak 'zaten sahip olduğunuz ama bilmediğiniz şeyleri' yanıtladı. Bu çocuğun Ciri olduğu ortaya çıktı.


Yıllar sonra, Pavetta ve Duny'nin, Vilgefortz üzerinde bulundukları geminin batmasına neden olduğu için öldürüldüklerine inanılıyordu. Aslında Vilgefortz, Duny ile hem Pavetta hem de Ciri'yi Nilfgaard'a getirmek için komplo kurmuştu. Pavetta nihayetinde Duny'nin planlarını anladı ve Duny'nin öfkesine göre Ciri'yi büyükannesiyle geride bırakmayı ayarladı. İkili daha sonra tartıştı ve denize düştü ve boğuldu.

Vilgefortz, Duny'nin sonundaki şeylerin çözüldüğünün farkında olmadan planın kendi payına düştü ve sonunda Nilfgaard'a sihirli bir şekilde sadece Duny getirildi.

1173 yılında Belleteyn'de doğan Vengerberg'li Yennefer, Aedirn'in başkenti Vengerberg'de yaşayan bir büyücüydü. O, Ciri'ye adeta bir anne figürü olmuştu ve sanki gerçekten öz annesiymiş gibi Ciri'yi benimseyip bağrına basmıştı.

Tıpkı Geralt'ın Ciri'ye manevi babalık yapması gibi Yennefer'da hiç düşünmeden bu küçük ve savunmasız kızı yalnız bırakmayıp her zaman yanında durmuştur.

Aedirn Kralı Demavend'e (hiçbir zaman resmi bir kraliyet danışmanı olmamasına rağmen), Triss Merigold'un yakın arkadaşı ve Sihirbazlar Kardeşliği bünyesindeki Yüksek Büyücüler Konseyi'nin en genç üyesine danışmanlık yapmasına yardım etti. Düştükten sonra, Büyücüler Locası onu askere almaya çalıştı. Ancak Loca Ciri'yi kullanarak kendi siyasi gündemini ilerletmek istediği için fikir birliği içinde değillerdi.


1173 doğumlu Yennefer, doğuştan kamburluğu nedeniyle doğduğu andan itibaren zor bir çocukluk geçirdi. Babası, bu deformite nedeniyle hemen ondan nefret etti ve Yennefer'in annesini, deformiteye neden olanın daha önce kürtaj yaptığını, büyücüler ve elf kanıyla kendi tarafında olduğunu iddia ederek, annesini suçladı.

Annesi başlangıçta tanrıların iradesiyle olduğuna inanarak Yennefer'i korumaya çalıştı, ancak babası bir gün ikisini de başkası için bırakana kadar Yennefer'e yine de vurdu. Bundan sonra kocasının gitmesine üzülen annesi de kendi kızını dövmeye başladı.

Bir noktada, büyülü potansiyeli nedeniyle, Rektör Tissaia de Vries'in öğretmen ve anne figürü olduğu büyücüler için Aretuza okulunda kabul edildi. Yennefer, eğitimi sırasında hayatta kalmasına rağmen her iki bileğini keserek, tendonlarını keserek kendini öldürmeye çalıştı.

Tissaia, girişiminin amacının, zayıflığını küçümsemesini engelleyen tek şey olduğunu iddia etti ve eğitimine devam etti. Büyücülerin geleneğine uygun olarak, kamburu dahil bütün fiziksel kusuru sihirli bir şekilde ortadan kaldırıldı. Yennefer sonunda okuldan gerçek bir büyücü olarak mezun oldu


Bir noktada, Yennefer kendini Rinde kasabasına kurdu ve Kral Heribert'in hiçbir sihirli kullanıcının Redania'da kalamayacağına dair kurallarını görmezden gelerek, sihrini açıkça uyguladı ve Novigrad'ın elçisi Beau Berrant ile kalarak müşterilerine büyülü hizmetlerini sundu ve böylece Büyükelçinin evindeyken kanundan sığınma hakkına sahip oldu.

Bir sabah, bir cadı uykusuna müdahale etti ve kendisini Rivia'lı Geralt olarak açıkladı ve bir cin tarafından etkilenen arkadaşı Dandelion'u iyileştirmek için onun yardımına ihtiyacı olduğunu söyledi. Geralt'ın sorularına alaycı bir şekilde yanıt verdiği başlangıçta kaba bir selamlamadan sonra Yennefer ozan'ı iyileştirmeyi kabul etti.

Ancak Dandelion son dileğini yerine getirdikten sonra cinleri yakalamak umuduyla gizlice hazırlıklar yaptı. Geralt, Dandelion'u kullanmasını engellemeye çalıştığında, büyüsü büyücüyü ele geçirdi ve ona karşı olan belediye meclisindekilere karşı iradesini yapması için onu cezbetti.

Yennefer, cinleri yakalamaya çalıştı, ancak kolay olmadı ve onunla savaştı, mücadelede Rinde'nin büyük bir bölümünü yok etti, cinin efendisinin Dandelion değil, aslında hala tek bir dileği olan Geralt olduğunu bilmeden. Geralt, Yennefer'in Cin ile mücadele ettiğini görmeye geldi ve onu durdurmaya çalıştı, onları birbirleriyle savaşmaya yöneltti. Onu iyileştirdi ve ona cinleri özgürleştirebilecek son dileği olanın kendisi olduğunu söyledi. Geralt, bir dilek dilediği anda Yennefer'in cini tutamayacak kadar zayıf olacağını ve bunun onu öldüreceğini biliyordu. Böylece Geralt ikisininde hayatlarını kurtardı, kaderlerinin birbirine bağlanmasını diledi. Yennefer, büyücüye minnettardı, kendisini ona bağlamak istiyordu ve böylece ikisi bir ilişki kurdu. Fakat bu kurdukları ilişki nedense hep fırtınalı olmuştur. Sürekli bir kavga, tartışma ve hoşnutsuzluk hali mevcuttur. Ama bunlar her ne kadar olursa olsun Geralt'ın gerçek aşkı Yennefer'dir ve ona sıkı sıkıya bağlıdır.

Maribor'lu Triss Merigold, 13. yüzyılın efsanevi Temerya büyücüsüydü. Sodden Tepesi Muharebesi sırasında yanlışlıkla öldürüldüğü düşünüldüğü için çağdaşları tarafından Tepenin On Dördüncüsü olarak adlandırılarak, Korkusuz Merigold olarak tarihe geçti. Kral Foltest'in kraliyet konseyinin Fercart ve Keira Metz ile birlikte bir üyesi, Lodge of Sorceresses'ın kurucu üyesi olmasının yanı sıra, hayatının büyük bir bölümünde siyasetle uğraştı.

Yennefer ve Rivia'lı büyücü Geralt'la arkadaştı ama ikincisine mutsuz bir şekilde aşıktı. Triss, bir süre Kaer Morhen'de Ciri ile ilgilendi ve Yennefer ona ne kadar annelik yaptıysa Triss'de onun ablası gibidir. Onun müdahalesi sayesinde Ciri, Kaer Morhen'de zararlı hormon değişikliklerine maruz kalmadı ve onu ikincil cinsiyet özelliklerinden sıyırdı.

Yetenekli bir şifacıydı ve pek çok sihirli iksiriyle birlikte taşıyordu, ama onları asla kendi başına kullanmıyor çünkü ironik bir şekilde iksirlere alerjisi vardı. Aynı zamanda oldukça güçlü bir büyücüydü. Ek olarak kesinlikle en önemli zamanlarda, gümüş kaplı safir bir muska takıyordu.


Triss'in yetiştirilmesi hakkında pek bir şey bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa o da, Maribor'da bir çocuk olarak doğduğu ve yaşadığı gerçeğidir. Çocukluğu boyunca bir ara bir iletim anı yaşadı ve büyücüler tarafından fark edildi. Böylece Aretuza'ya giden yolu buldu. Burada, kendi başına bir büyücü oldu, büyülü iksirler, çoğunlukla iyileştirici iksirler yapma konusunda uzmanlaştı. Büyülü iksirlere alerjisi olduğu ve yalnızca sihirli iksirlere tahammül edebildiği için, kaderin oldukça eğlenceli bir dönüşüydü.

Mezuniyetten sonra, Temeria tahtına danışman olarak atandı ve görevini layıkıyla üstlenen çok tanınmış ve saygın bir büyücü oldu.

Çalışmaları sırasında, Vengerberg'den bir büyücü arkadaşı Yennefer ile arkadaş oldu. "Son Dilek" hikayesinin geçtiği 1249 sırasında, ikisi zaten yakın arkadaş ve meslektaşlardı.


Bir süre sonra Triss, arkadaşının Geralt of Rivia ile açık ve kapalı ilişkilerini öğrendi. Bu ilişkinin doğasını merak ederek, bir sihir kullandı ve büyücüyü baştan çıkardı, bunun sonucunda Kaer Morhen'de sevgili olarak birlikte zaman geçirdiler. Bu süre zarfında Triss, diğer cadılardan Vesemir ve Eskel ile çok iyi arkadaş oldu.

İlki onu o kadar çok sevdi ki ona "küçük kızı" demeye başladı. O zamandan beri, Kaer Morhen kalesinde her zaman hoş karşılanırdı.

Ancak bir süre sonra büyü soldu ve Geralt ilişkiyi basitçe bitirdi. Bu, Geralt'a derin bir şekilde aşık olduğu için Triss için çok zor bir duruma dönüştü. Buna rağmen, ikisi gelecek yıllarda çok iyi arkadaşlar olarak kaldılar ve Triss ona hala mutsuz bir şekilde aşık olsa da, bu ilişkilerini yeniden başlatmak istemedi.

Essi Daven çok yetenekli ve çok güzel bir ozan olmasıyla tanınmıştır. Kendisi Dandelion'un yakın arkadaşlarından birisi olmadan önce onunla sürekli kavga eden ve birbirleriyle hiç anlaşamayan iki insan gibiydiler.

Fakat bu kavgalar yerini belli bir zaman sonra sıkı bir dostluğa ve arkadaşlığa bırakmıştır. Şunu da söylemekte fayda var bunların yanı sıra aynı zamanda da birbirlerini her zaman en büyük rakip olarak görmüşlerdir.

Fakat tüm bunlara rağmen Dandelion onu her zaman romantik bir kişilik olarak görmüştür ve buna ek olarak onu hep kendi kız kardeşi gibi görmüştür.

Lakabı: Little Eye (Küçük Göz) (Lehçe: Örgü) anlamına gelir. Bu lakabı olmasının sebebi genellikle mavi gözlerinden sadece birinin, asi bukleleri diğer gözün üzerine düşme eğiliminde olduğu için görüldüğü ve çoğu zaman gizlediği gerçeğine atıfta bulunuluyor.


Geralt ve Dandelion Bremervoord şehrini ziyaret ederken, Essi de bölgedeydi ve iki yerlinin düğün ziyafetinde sahne almak üzere kiralanmıştı. Essi birkaç balat söyledikten sonra ara verdi ve ünlü olması nedeniyle orada çalmak üzere tutulan Dandelion'a yaklaştı.

Dandelion onu seyahat arkadaşı Geralt ile tanıştırmadan önce ikili esprili sözler üzerine ileri geri gitti. Ancak Geralt istemeden ona hakaret etti ve biraz daha performans sergilemek için yola çıkmadan önce dışarıya çıkıp hava almak istedi.

Ziyafet sırasında bir ara Geralt, Essi'yi partiden uzakta, dışarı çıkarken gördü ve onu takip etti.
Daha önceki yorumları için özür diledi ve bazen işleri çok kişisel algılama eğiliminde olduğunu belirtti. İkili daha sonra Essi'nin Geralt'ın karakterini daha derinlemesine görmeye çalışırken, witcher onu aniden öpmeye kalktı. Essi şaşkına dönerek dudaklarını Geralt'ın dudaklarından ayırdı ve ona neden böyle bir şey yaptığını sordu, ama Geralt cevap veremedi. Daha sonra her ikisi de hiçbir şey olmamış gibi davranarak partiye geri dönmeleri gerektiğini söylediler ve tekrar partiye dahil oldular.



Ertesi sabah, Dük Agloval'ın verdiği bir sözleşmenin parçası olarak Ejder Dişleri'ne yelken açacak birini bulmak için sahilde Geralt'a katıldı. İkili konuşurken Essi, Geralt'ın ruhunu denemeye ve görmeye devam ediyor ve denizin yanında büyüdüğünü ortaya koymaya çalışıyor gibiydi.. İkili inci dalgıçlarını neyin öldürebileceğini tartışırken Essi zekasını göstermeye devam etti ve Agloval yaklaştığında tekne bozulmadan kaldığı için kraken veya kalamar gibi bir canavarın bunu yapamayacağına dikkat çekti.

Sevdiği deniz kızı Sh'eenaz için kayaların üzerinde beklediği için öfkeli ve aşağılanmış olan dük, büyücüyü "işleri karıştırdığı için" azarladı, ancak Essi onu sakinleştirmeyi başardı. Baladlarında Agloval'ın kötü bir resmini çizebileceğine dair örtülü bir yorum yaptı ve dük bu sözlerin arından gözle görülür biçimde daha sakin bir şekilde oradan ayrıldı.

Daha sonra, bir tekneyle nasıl yelken açacağını bildiği için Witcher'a yelken açmayı teklif etti, ancak Geralt onu tehlikeye atmak istemeyerek bu teklifini reddetti. Sh'eenaz Agloval'ı sevdiği ama onun karşılığında hiçbir şeyden vazgeçmediğini hissettiği için, ikisi deniz kızlarının misilleme olarak yapıp yapamayacağını tartışırken, deniz kızı yakındaki kayalarda belirdi ve büyücüye seslendi.

Geralt, Sh'eenaz Essi'nin sevgilisi olup olmadığını sorana kadar ve Essi'nin Kadim Dilde akıcı bir şekilde karşılık verdiğini görene kadar Geralt'ı hayrete düşürdü ve denizkızı ile Kadim Dil'de konuştu. Denizkızına Ejderha Dişlerinin yakınlarında neyin gizlendiğini sorduktan sonra, Sh'eenaz onları denize geri dönmeden önce oraya yaklaşmamaları konusunda uyardı.

Daha sonra Geralt ve Dandelion, onları oraya yelken açacak kimseyi bulamayınca, ejderhaların dişlerine doğru ilerlemek için gelgiti beklediler, ancak gelgit geldiğinde ikili denizden çıkan yaratıkların saldırısına uğradı ve bu sırada Geralt sol kolundan ciddi bir yara aldı.


Grup, Geralt ve Dandelion'un kaldığı çatı katı odasına döndükten sonra, Essi'nin doğum günü için bir inci bulma umuduyla Dandelion'un yumuşakça kabukları ile doldurulmuş ıslatılmış çantasını temizlerken neler olduğu hakkında biraz konuştu.

Ertesi gün, Dandelion'ın bulduğu kobalt kabuğunu keşfettiğinde, Dandelion, kendisini odadan mazur görmeden önce bunun Geralt'tan doğum günü hediyesi olduğunu söyleyerek ona yalan söyledi. Essi kabuğu temizlemek için açmaya başladı ve içinden güzel bir mavi inci çıktığında onu hediye olarak sakladı ve Geralt ona gerçeği söyledi: Dandelion ona doğum günü için ve paha biçilmez olanı saklaması için bir şeyler almak istemişti.

Onlar konuşurken Essi, ona nasıl bakmaya çalışsa da, Geralt'a aşık olduğunu itiraf etti, ancak Geralt, ona karşı herhangi bir sevgi hissetmediği ve onu incinmek istemediği için duygularına karşılık veremeyeceğini fark etti. Ona bu konuda hiçbir şey söylemese de yalan söyleyerek daha da ileri gitmiş oldu.

Essi ona verdiği hediye için ağladı ve Geralt onu inciyi kurtarmaya ve gümüş bir çiçek kolyenin ortasına koymaya davet etti ve o da bu isteğini kabul etti. İkili daha sonra Dandelion dönünceye kadar uzun süre sessizce oturdu. Bir süre sonra, Drouhard'ın yardımıyla, Essi'nin boynuna takması için bahsettikleri güzel çiçek kolyeyi yaratacak bir zanaatkar buldular.

Daha sonra, büyücü Agloval'a Ejderha Dişleri'nin yanına gitmemesini söylemesine rağmen Geralt ve Dandelion ile birlikte Ejderha Dişlerine gitti.

Bunu duyan Dük Agloval çok sinirlendi ve onları yanına çağırdı. Grupça bir kavgaya tutuştular. Essi araya girdi ve Dük Aglovalı indirdi, Witcher dükten daha üstün olduğunu bildiği için Geralt'a kendisi tarafından hakaret edilmediğini söyledi. Agloval, üçlüyü neden henüz öldürmediğine dair bir düşünceye kapıldığında, Essi, ona kalbinin dibinde hâlâ bir nezaket olduğunu, bir deniz kızına aşık olan kalbin onun kalbi olduğunu belirterek karşılık verdi.

Bunun üzerine şok olan dük onlardan onu rahat bırakmalarını istedi ve Essi ona son bir tavsiyede bulundu: Ejderhaların Dişlerinden uzak durması. Ancak Agloval, tıpkı elfleri nasıl geri ittikleri gibi, sonunda okyanus yaratıklarıyla başa çıkacakları gerçeğine çok düşkündü. Daha fazlası söylenmeden önce, denizde bazı haykırışlar duyulabiliyordu ve aniden Sh'eenaz, Agloval ile evlenmek ve okyanus yaratıklarıyla bir savaşa girmesini önlemek için bir çift bacak için kuyruğunu feda etmişti ve elindeki kuyruğu yere bırakarak odaya girdi.

Essi, Geralt ve Dandelion ile birlikte kısa bir süre sonra şehirden ayrıldı ve aklında belirli bir plan olmadan Dol Adalatte vadisinden ve nehrin karşısına geçti. Yolda bir öğleden sonra Geralt'a yaklaştı.
Aralarındaki duygular hakkında bir şeyler yapmak zorunda olduklarını ve Dandelion onlara bunun zamanla ilgili olduğunu ve her ikisinin de mazeret göstermeden önce hissettiklerini ortaya koymalarını söyledi. Essi ve Geralt daha sonra uzun bir konuşma yaptılar ve Geralt ona duygularına karşılık veremeyeceğini, ancak ondan istediği buysa onunla yatacağını söyledi. İkili daha sonra aralarındaki tüm gerilimi gidererek seks yapmaya başladı.

Ertesi gün grup, yollarını ayırmayı planladıkları için bir tören yemeği hazırladı. Pek aşçılık yeteneği olmayan Essi, yapabildiği en iyi şeyi yani şarkı söylemeyi seçti ve eline lavtasını alıp çaldı ve şarkı söyledi ve daha sonra ikisi bir düeti bitirmeden önce Dandelion ile bir şarkı yarışması yaptılar.
Daha sonra Geralt ile kıvrıldı ve kısa süre sonra uykuya daldı.

Hem Essi hem de Geralt uyuduktan sonra Dandelion, deniz kıyısında buluşup ilk görüşte aşık olan bir büyücü ve şairin hikayesini anlatan yeni bir türkü yazdı, ancak bu şarkıyı hiç kimseye söylemedi. Hemde hiç kimseye...


Ne yazık ki, Essi'nin Geralt'ı son görüşüydü. Dört yıl sonra, Vizima'ya yayılan çiçek salgınından öldü ve Dandelion onun bedenini aldı ve gömülmesini istediği iki şeyle birlikte huzurlu ormana gömdü: Çok sevdiği ve sanatını icra ettiği Lavtası ile yanından hiç ayırmadığı Geralt'ın ona verdiği mavi inci...

Lady of the Lake (Gölün Hanımı), bazıları tarafından Vila veya Nymph olarak kabul edilen, Temeria'daki Vizima çevresi veya tüm Toussaint Dükalığı gibi chilvalry yerlerinde hem vodyanoi hem de insanlar tarafından tapılan güçlü bir varlıktır.

Gölün Hanımı, hem Bulanık Sular'ın sakinleri hem de gönülsüzce birlikte yaşadıkları Vodyanoi tarafından ibadet edilir. Zamanını Kara Tern Adası'ndaki sığ, zambakla dolu bir koyda geçiriyor ve orada Kader, hizmetkarları, Kutsal Kase arayışları ve yerel halk arasındaki ilişkilerle ilgili çeşitli konularda ona danışıyor.

Tanrıçalar bile yalnız kalır. Övgü ve saygının nesnesi olmak zordur. Yerli halkın çoğu size Leydi'yi sevdiklerini söylese de, onunla gerçek fiziksel teması asla hayal etmezler. Bu bağlamda, Geralt'ın böyle bir kusuru yoktur ve cömertçe daha sıradan türden bir arkadaşlık sağlayabilir.

Onunla romantizm yapmak ve diyalog seçeneğini elde etmek için, Geralt önce onunla konuştuktan sonra Hermit ile konuşmalı ve ona kadehi sormalıdır. Bunu yapmamak, romantizm seçeneğini kullanılamaz hale getirir. Romantizm kartını almak için, Geralt önce Gölün Hanımına "bir vahiy olduğunu ve bir göreve başlamak istediğini [dilediğini]" söylemelidir. Bu, Leydi'nin hecelerinin yukarı çıkmasına neden olacak ve onu hemen orada durduracak (ona sadece kadeh arayışlarını karamsar bir şekilde gördüğünü söylemişti), ama sonra cadı bunun sadece 'Bir şaka olduğunu söyledi ... 've sohbetlerine devam ettiler.

Bir tanrıça olmanın yalnız olduğu gerçeğini anlıyor ve tebaasının onu arzulayabileceğinin tam olarak farkında olsa da, bu duygularla hareket etmeye asla cesaret edemeyecekler. Büyücüye ona iltifat etmesi gerektiğini söyler, bu yüzden oldukça sakat bir şekilde yapar ve bunu hızlıca belirtir. Sonunda bir ilham alır ve başkalarını utandırdığını söyleyerek kıçına iltifat etmeye karar verir. Bu onu çok eğlendiriyor ve sonunda birbirlerini daha iyi tanıyorlar.

Eğer 'çok önemli' konuşma arayışında ısrar ederse ve başlangıçta kulağa asil geliyorsa, Leydi ona 'Sör Kemikbaşlı' şövalyesi atar ve onu gözünün önünden uzaklaştırır; Geralt daha sonra onunla hala konuşabilir, hatta kadeh arayışına geri dönebilir, ancak seks yapamaz. Ve ona "Neler kaybettiğini bilmiyorsun" gibisinden bir kaç cümle söyler.


Geralt, "There Be Only One" (Nevi Şahsına Münhasır) adlı yan görevi sırasında The Witcher 3: Wild Hunt'ın ikinci genişletme paketi yani Blood and Wine'da onunla tekrar buluşabilir. Beş şövalye erdemini yerine getirdikten ve bir kavgada Hermit'i yendikten sonra, ona Aerondight'ı verir ve ona bu sefer Geralt'a onu bir daha kaybetmeyeceğini umduğunu söyler.

Ayrıca, önce Guillaume de Launfal ve ardından Anna Henrietta ile yapılan ilk görüşmelerde, Gölün Leydisinin Toussaint'e gerçek bir şövalyelik verdiği ve aynı zamanda yeminini çiğneyen bir zamanlar gururlu bir asil olan Luis Alberni'yi adı verilen dev olmaya mahkum eden kişi olduğu söylenir.

(Yani Toussaint şehrine ilk girişte karşımıza çıkan Golyat adlı yaratıktan bahsediliyor.)

DİKKAT ALTTAKİ VİDEO SPOİLER İÇERİR

Nenneke, Melitele'nin bir rahibesi ve Ellander'deki Melitele Tapınağı'nın başıdır. Geralt'ı küçüklüğünden beri tanıyordu, genelde Dandelion'a kötü bir şekilde yaklaşır ve birçok kez Yennefer ile karşılaşmıştır.

Rahibe anne, sert bir figürdü, ama anne olarak adlandırılmakla alay ediyordu. Iola'ya az çok akıl hocalığı yaptı ve Nenneke'nin Eczanesi iksirler, ve merhemleri ile ünlüydü, bazıları sadece tapınak arazisindeki kristal çatılı serada yetişen otlar ile yapılıyordu.

Geralt bir keresinde bir striga tarafından neredeyse öldürülmek üzereydi sonra kurtulmak için tapınağa geldi. Nenneke ona baktı, dikişlerini onardı ve ilaçlar uyguladı. Birkaç gün orada kaldıktan sonra Nenneke, Lola'yı Geralt'la yatması için gönderdi, çünkü bu onun stresine yardımcı olurdu. Ertesi sabah Nenneke, Lola'nın görevlerini görmezden gelmesi nedeniyle ilişkiyi uygunsuz bulduğunu açıklayarak Iola'ya terk etmesini istedi. Daha sonra Geralt'ın yaralarını temizleyip düzeltti ve yavaş yavaş iyileşmekte olduğunu ve refleksleri kayıp olduğunu açıkladı.

Daha sonra Nenneke, tapınak bahçelerinde Geralt'la tekrar konuştu ve Iola'nın onu transa sokabileceğini ve muhtemelen geleceği hakkında bir şeyler açıklayabileceğini açıkladı, ancak witcher teklifi reddetti. Daha sonra, Dük Hereward'ın emriyle cadının tapınağı terk etmesini talep eden şövalye Arthur Tailles ve Count Falwick tarafından karşılandıkları girişe yürüdüler. Geralt'ı koruyan rahibe ve yaşlı kadına hakaret eden iki şövalye ile Nenneke ile iki adam arasındaki tartışma çıktı. Geralt'ın işin içine girmesiyle ve Nenneke, iki adam yola çıkmadan önce Tailles'i bir kavanoz sihirle tehdit ederek kavga dahada ciddileşti.

Daha sonra Nenneke, Dandelion'un tapınağa gelmesini, Geralt'a duyurdu ve açık yürekli bir şekilde ondan pek de hoşlanmadığını açıkça belirtti. Daha sonra rahibe ve witcher, tapınağın yakınındaki mağarada Geralt'ın iyileşmesi ve Nenneke'nin yabani otları toplamasıyla birlikte zaman geçirdiler. Kalmasını istediğini açıkladı ve Geralt hayır dedikten sonra Nenneke Yennefer hakkında konuşmaya başladı ve yakın zamanda tapınağı ondan önce nasıl ziyaret ettiğini anlattı.

Daha sonra Geralt tapınağı terk etmeye hazırlanırken, Iola bir nöbet geçirdi. ve Nenneke ona bakmak için oradan ayrıldı.

Kitaplardan farklı olarak, Geralt görünüşe göre Striga ile olan mücadelesinden sonra ilk kez Nenneke ile tanıştı. Yaraları iyileşirken, Nenneke'yi annesiyle karıştırdı. Nenneke, Witcher'ın annenin unvanını ve rolünü kabul etti.

Daha sonra Nenneke, Beyaz Gül Tarikatı'nın uyguladığı politikalara karşı çıktı, yönettiği tapınağın herkese açık olduğunu ısrar etti ve Ciri ve elfler dahil Cintra'dan mülteciler aldı.

Nenneke, diğer tüm rahibelerle birlikte, kitapların tam tersine öldürüldü.

Maria Louisa La Valette, Temeria'nın Kralı Foltest'in metresiydi. Küçük iki çocuğunun, bir oğlu Boussy ve bir kızı Anaïs'in yaşlı baron La Valette'in değil, Foltest'in çocukları olduğu yaygın olarak söylendi.


Kral Foltest, asi Barones La Valette'in kalesini ele geçirmek için harekete geçer. Ayrıca bu sırada Aryan adında "Eski Baron" ile bir oğlu olduğu ortaya çıkar.


Geçmişte birkaç kez La Valette mahkemesini ziyaret etme şansım oldu. Değişmez bir şekilde,
Şöhretime ve yeteneğime uygun bir şekilde karşılandım ve kabul edildim. Barones Mary Louisa çok sevecen bir kadındı, güzelliği tamamen çiçek açmış, saçları koyu renkli, dudakları duyumsaldı.

Oldukça yaşlı erkeklerle evli birçok kadında olduğu gibi, onun hakkında çok sayıda söylenti vardı. Bunların arasında Kral Foltest ile bir aşk ilişkisi olduğunu iddia eden ve hükümdarın küçük çocuklarının babası olduğunu söyleyen biriside mevcuttur.

Ard Carraigh'den Sabrina Glevissig, bir büyücü ve Kral Henselt'in danışmanının yanı sıra Sihirbazlar Locası'nın bir üyesiydi. Güzelliğinin altını çizmek için sık sık kışkırtıcı kıyafetler giyerdi. Ayrıca Jade Glevissig ile akrabadır.

O ve Yennefer bir tür rakip gibi görünüyorlardı, ancak ikisi de birbirleriyle arkadaşlık numarası yaptılar ve çiftin daha genç olduklarını iddia ettiler ve eski sınıf arkadaşları olarak adlandırılmaya gücenmişlerdir.

Sabrina, The Witcher'ın bu premium modülünde yer alıyor, ilk olarak Nisan ayında ses çıkarmadan piyasaya sürüldü, ardından Eylül 2008'de The Witcher: Enhanced Edition'ın bir parçası olarak tamamen seslendirilmiş bir versiyonda yeniden yayınlandı.

Kaer Morhen kalesinin çevresinde bulunan The Price of Neutrality, Geralt'ın kış için cadıların harekat üssüne geri döndüğünü görür. Kalenin yakınındaki küçük bir kampa rastlayan Geralt, kalede kalan genç bir kadın bulmaya çalışan bir asilzade ve Sabrina Glevissig ile tanışır.

Kara Güneş'in altında doğan ve dünyayı mahvedeceği kehanetinde bulunan Deidre, Eskel'in sürpriz çocuğu ve tacı olmayacağından emin olmak isteyen asilzadenin kız kardeşidir. Sabrina, vücudunu incelemek ve Kara Güneş hakkındaki gerçeği keşfetmek için onu da öldürmek ister - bir witcher olan Geralt, kimin yanında olacağını seçmek zorundadır.

Sabrina, kalenin karşısındaki geçidin önünde bulunan kampta lüks bir şekilde döşenmiş çadırında kalıyor. İç dekorunu standartlarına yükseltmek için özellikle etkileyici bir illüzyon kullanıyor. Bu dekor aynı zamanda, Deidre'nin kendisine teslim edilmesini beklerken, yalnız zamanlardan uzaktayken, muhtemelen ona yardım etmek için çağrılan bir 'oğlan', aslında genç bir adamı da içeriyor.

Tissaia de Vries (ö. 1267) bir büyücüydü ve Armağan ve Sanat Bölümünün bir üyesiydi. Aretuza'daki rektörlerden biri ve The Poisoned Source kitabının yazarıydı. Ayrıca görünüşü ve genel olarak bazı şeyler hakkında son derece takıntılıydı. Tissaia, genç bir Vengerberg Yennefer'ı kanatları altına alan kişiydi. Yennefer'in kamburunu düzelten ve onu çeşitli rahatsızlıklarından kurtaran oydu. Thanedd Adası'ndaki darbe sırasında, ağır yaralı bir Geralt ve Tris'i yaklaşan Redanian ordusunun elinden ışınlayan oydu. Thanedd Adası'ndaki darbeden sonra Tissaia bileklerini keserek intihar etti. Diğer kayıplarla birlikte, ölümü Konseyin sonunu getirerek Büyücüler Locası'na yol açtı.

Tissaia de Vries, Yennefer'in istemeden Aretuza'ya kısa bir süreliğine portal açmasından ardından Yennefer'i memleketi Vengerberg'den alır. Tissaia, Yennefer'i bulur ve onu babasından dört mark karşılığında satın alır, bu bir domuz fiyatının yarısından daha azdır. Yennefer'in yardım çığlıklarına annesi bile sessiz kalır. Yennefer zorla Vengerberg'deki evinden çıkarılır ve Aretuza'da bir odaya kilitlenir. Yennefer, kendi canına kıymayı düşünürken odasındaki aynayı kırar ve bir parça cam kapar.

Tissaia, bileklerini kestikten sonra Yennefer'i iyileştirir. Bununla birlikte Yennefer, ölmüş olmayı diliyor ve en azından bunu kontrol edebileceğini iddia ediyor. Tissaia, Yennefer'in kontrolü ele almadığını ve kaybettiğini söyler.

Daha sonra serada, Yennefer'i çok seven, sihre dokunabilen birkaç genç bayan var. Tissaia onlara sihrin tehlikelerini ve her birinin onu kontrol etme yeteneği gösterdiklerini açıklıyor. Büyünün kendisi kaosun kontrolü olsa da, bunlar kaosun kanallarıdır. Onları bir deneme için toplar. Her birinin önünde bir çiçek ve bir taş var. Taşa dokunmadan kaldıracaklar. Fringilla, taşı kaldıran ilk kişidir, ancak gösterildiği gibi, sihrin bir bedeli vardır. Fringilla taşı kaldırdıktan sadece birkaç saniye sonra eli hızla yaşlanır ve büzülür. Tissaia'nın taşı kaldırarak gösterdiği gibi, ama çiçekler yaşlandıkça ve ölürken alınanları temsil etmek için elindeki çiçeklerle, sihirle bir alıp verme vardır. Geriye kalan inisiyeler, taşı hiçbir şekilde tamamen hareket ettiremeyen Yennefer dışında, onun liderliğini takip eder. Başarısız girişiminden cesaretini kıran Yennefer, seradan kaçar.

Yennefer'in Aretuza'ya gelişinden bu yana birkaç hafta geçti ve inisiyeler, eşlerinin en büyük korkusunu belirlemek için bir egzersiz sırasında birbirlerinin karşısına oturdular. Telepati gerçekleşmelidir, ancak eşini saatlerce analiz ettikten sonra Yennefer, yetersizliklerini örtmek için korkusunu ve yalanlarını belirleyemez. Tissaia bunu hemen tespit eder, Yennefer'ı çağırır ve sınıfın önünde onu azarlar.

Tissaia daha sonra inisiyeleri yıldırım için Tor Lara'ya götürür. Burası büyücüler Kardeşliği dışında herkese yasak olan kıta da ki en güçlü yerdir. Bu son deneme, kaosun nihai ifadesini kontrol etme yeteneklerini test etmek içindir. İki inisiyenin ondan önce başarısız olduğunu gördükten sonra Yennefer ayağa kalkar. Şişesini kaldırır ve başarısız olur; şimşek ona çarpar ve onu odanın diğer tarafına gönderir. Başarısızlıklarından öfkelenen Yennefer, Tissaia'ya yıldırım atar ve onu tekrar gökyüzüne yönlendirir. Tissaia, Yennefer ile ilgilidir. İki tür büyücü vardır. Duygularını kontrol edebilenler ve duygularının onları kontrol etmesine izin verenler, Yennefer ve Tissaia ikincisidir. Kaosu kontrol etmek onların görevi, kaos haline gelmek değil.

Yennefer, Istredd'den aldığı çiçeği Tissaia'ya götürür. Bu, Yennefer'in duygularını ondan alacak kadar uzun süre kontrol edip edemeyeceğini görmek için Tissaia tarafından düzenlenen bir testti. Çok başarılı oldu ve Tissaia, Yennefer'e 'Domuzcuk' yerine gerçek adıyla atıfta bulunarak onu reddetti. Yennefer, bunun 'yükselmeye' hazır olduğu anlamına gelip gelmediğini sordu. Bunun üzerine Tissaia, Yennefer'e kapıyı dinlemesini söyler.

Yennefer, talimat verildiği gibi kapıyı dinler. Ancak, Tissaia'nın çaldığı kapı onun kapısı değil. Yine de, üç inisiyeyi yılan balıklarına dönüştürürken Tissaia'yı gözetleme fırsatını yakalar. Tissaia ona onları suya itmesini söyler. Tissaia kontrollerini ellerinden alır, ancak hala güçleri vardır. Bu yüzden Yennefer bir süpürge alıp onları suya ittiğinde, tüm Aretuza sihirle aydınlanır.

Anna Henrietta, Toussaint'in yönetici düşesiydi ve tüm halkı tarafından seviliyordu. Geralt ve arkadaşlarının Toussaint'e gelmesinden iki yıl önce, 1265 yılında ölene kadar kocası Raymund ile ülkeyi yönetti ve ardından tek hükümdar olarak hüküm sürdü.

Resmi protokol başlığı "Her Aydınlanmış Leydi", gayri resmi olarak "Ekselansları" ve mahkeme dışındaki daha gündelik meselelerde "Leydi Düşes" olarak anılacak. Ancak, Meclis Üyesi ve Mahkeme Başkanı Sebastian Le Goff, Geralt'a her zaman 'Ekselansları' olarak hitap etmesini şiddetle tavsiye etti. Kısa adı Anarietta olarak bilinir ve bu isim ile sadece bir kaç kişi tarafından anılır.

1261'de, Geralt'ın gelmesinden yaklaşık altı yıl önce, Raymund Cintra'da iken ve orada bir sevgilisiyle kalırken, Dandelion ve düşes bir araya gelerek birbirlerine aşık oldular ve iki ay boyunca ilişkilerine devam ettiler. Ancak, aralarındaki bu ilişki pek gizlenmedi ve söylentiler başladığında Dandelion ihtiyatlı bir şekilde ondan ayrıldı. Raymund döndükten kısa bir süre sonra aralarında yaşanan olay hakkında bilgilendirildi. Kendisinin sürekli hile yapmasına rağmen, dük öfkelendi, mobilyaları parçaladı, insanların yüzüne yumruk attı ve muhbiri öldürdü, ardından Anarietta'yı odasına hapsetti ve ona her şeyi anlatmazsa işkence yapmakla tehdit etti.

Bununla birlikte, ozan'ın adını açıkladı ve Raymund, insanlara kalbini parçalamak, pişirmek ve Anarietta'nın tüm avlu önünde yemesini sağlamak umuduyla Dandelion'u bulup öldürmelerini emretti. Şans eseri, ozan uzun zamandır düklükten ayrılmıştı ve çoğu dükü düşese hayran olduğu kadar sevmediği için Dandelion'un peşine düşmekten vazgeçtiler. Yaklaşık 4 yıl sonra, 1265'te Anarietta'nın kocası apopleksiden öldü ve ardından Toussaint'in tek hükümdarı olarak görevi devraldı.


2 yıl sonra, Ekim 1267'de o ve Dandelion, Ciri'yi kurtarmak için Geralt ile seyahat ederken yolları onları Toussaint'e götürdüğünde yeniden bir araya geldiler.

Raymund'un artık öldüğünü öğrenince, Dandelion bütün kalbiyle doğrudan Beauclair'e yöneldi ve ikisi, kaldıkları yerden devam etmeye karar verdiler fakat bu çok fazla uzun sürmedi.

İşler bir süre iyi gitti, ama karakterine sadık olan Dandelion, başıboş gözlerini kendine saklayamadı. Barones Nique'nin kollarında yakalandı ve Anarietta tarafından ölüme mahkum edildi. Ancak son dakikada fikrini değiştirdi ve onu düklükten sonsuza dek sürüldü.

Sylvia Anna ya da birkaçına göre Syanna, Toussaint düşesi Anna Henrietta'nın ablasıdır ve bu nedenle Emhyr'ın (bilinmeyen derecede) kuzenidir. Kendisi tam tutulma sırasında doğma talihsizliği yaşayan ve Kara Güneş'in Sözde Laneti'nden etkilendiği kabul edilen kızlar arasında yer alır.

Küçük yaştan itibaren Syanna gördüğü kabuslardan o kadar rahatsız olmuştu ki her gece çığlık atarak uyanıyor ve gördüklerinin çizimlerini yapıyordu. Ancak, küçük kız kardeşi Anarietta ile yakındı ve aile, birbirlerine yakın uyuduğu sürece kabuslarının olmayacağını söyledi.

Artorius Vigo'nun genç prensesler için yarattığı bir illüzyon olan, Binlerce Masalın Büyülü Diyarı dünyasında vakit geçirmeyi severdi. Yine de bir süre sonra, illüzyondaki karakterlerle sürekli çay içmek sıkıcı hale geldi ve bu yüzden Syanna, içindeki şeyleri canlandırmak için birkaç numara oynadı. Ancak bazen şakaları çok ileri gidiyordu. Küçükken, Cedric de Coulbert'in erkek kardeşinin Anarietta'ya aşık olduğunu biliyordu ve böylece Cedric'i geleceği rüyalarında görebileceğine ve onlardan birinin kardeşinin ellerinde öleceğini gösterdiğine ikna etti. Bununla Cedric babasının kılıcını çaldı ve kardeşini öldürerek her iki aileye de zarar verdi.

Syanna ve Anarietta da tipik kardeş tartışmalarından özgür değildi ve kavga sırasında bir noktada Anarietta, Syanna'yı yumrukladı ve ikisi o kadar kötü dövüştü ki mürebbiye onları parçalayamadan, Syanna Anarietta'nın iki dişini kırmıştı, o zaman kim ne olduğunu anlatmak için ebeveynlerine ağlayarak gittiler. Ebeveynleri, onlara Anarietta'nın ilk yumruğu attığını ve Anarietta'nın kendisi de durumu hafifletmeye çalıştığını söylemeye çalışan mürebbiye olmasına rağmen, sadece Kara Güneş lanetine inanan Syanna'yı cezalandırdı.

Bir süre sonra, babasının bazı büyücüler getirip üzerinde testler yaptırmasını sağladı, ancak Dük, Syanna ve gelecek hakkında söylenenler konusunda sessiz kaldı. Yine de Syanna'ya göre, kısa süre sonra ebeveynlerinin onu övdüğü tek şey, her zaman sabah yatağını yapmak ve odasını temizlemek gibi, her şeyi düzenli ve düzenli tutmaktan hoşlandığı gerçeğiydi.

Philippa Eilhart (Lehçe: Filippa Eilhart) Kral Vizimir'in danışmanıydı ve muhtemelen sorumlu olduğu ölümünden sonra bile Redania'nın mahkemesinde kaldı. Polimorf yapabilen birkaç büyücüden biriydi ve 1267'de "en az üç yüz yaşında" olduğu düşünülüyordu.

Nilfgaard ile müttefik olduğundan şüphelenilen hainleri etkisiz hale getirmek amacıyla, Sihirbazlar Kardeşliği'ne karşı Thanedd darbesini yönetti. Daha sonra Büyücüler Locası'nın kurulmasına yardım etti ve lideri olarak kabul edildi.

Başpiskopos Willemer'in adamları tarafından işkence görüp öldürülen Cadı Avlarının kurbanlarından biriydi. Yıllar sonra, temize çıkarıldı ve Şehit Aziz olarak kabul edildi.



Philippa, Loc Muinne'den sağ çıkarak yeniden ortaya çıktı ve Redania'nın güneyindeki bir sığınağa kaçtı. Crookback Bataklığına Dönüş görevinde Geralt, bu bebeğin temsil ettiği kişiyi kontrol etmek için kullanılan cronlar tarafından gerçekleştirilen bariz kara büyü işaretleri olan bir oyuncak bebek buldu. Bu bebeğin üzerindeki tüyler hemen Geralt'a Philippa'yı hatırlattı,
ama bebeğin onu temsil ettiğine dair kesin bir kanıt yoktu.

Margarita Laux-Antille ile temasa geçerek, tıpkı Vilgefortz'un yaptığı gibi, değerli taşlar üzerinde doku geliştirerek gözlerini yeniden büyütme ve Locayı yeniden canlandırma planını açıkladı. Sonra eski sevgilisi büyücü Arthur de Vleester'den yardım istemek için Novigrad'a gitti.

Geçmişte onu aşağılayan de Vleester, baykuş formunda daha güvende olacağına ikna etti ve sonra bileğinin etrafına bir dimerityum bant bağladı. De Vleester'in cadı avları sırasında idam edilmesinin ardından, Philippa, ona sevgiyle Poppy adını veren Zoltan Chivay'in mülkiyetine geçti.

Daha sonra onu Sigismund Dijkstra'ya kaybetti, Dimerityum bandını çıkarma hatasına düştü ve insan formuna döndü ve saldırıya uğradı. Sadece Geralt'ın müdahalesi öfkesine son verdi. Philippa daha sonra İmparator Emhyr var Emreis'in affı karşılığında Vahşi Avı durdurmaya yardım etmesi için işe alındı. Margarita Oxenfurt'tan kurtarıldıktan sonra, o ve Philippa, reddettiği Locada eşit ortaklığını sunmak için Ciri ile bir araya geldi.

The Witcher serisinin özellikle son kitabında büyük bir rol oynayan Fringilla, Kıta’nın siyasi durumuyla olan temasları aracılığıyla tanıdığımız, Nilfgaardlı bir büyücü olarak karşımıza çıkıyor.

Son kitaba gelene kadar aslında onun Triss’ten yahut başka diğer büyücülerden daha az etkisi bulunan bir yan karakter olduğunu düşünmemiz için pek çok sebebimiz var ancak seri bittiğinde, önceki kitaplarda arada sırada göründüğü anlarda aslında hikâyenin seyri açısından kritik yönlendirmelerde bulunduğunu anlıyoruz.

Bu açıdan Fringilla’nın kitap serisini de aşıp üçüncü oyunun hikâyesinin şekillenmesine de büyük katkıları bulunuyor diyebiliriz. Yayınlanan son tanıtım filminde de bu durumun diziye de yansıtılacağını gösteren sahneler mevcut. O hâlde ben de elimden geldiğince Netflix’in The Witcher uyarlamasında Mimi Ndiweni’nin canlandıracak olduğu Fringilla’yı tanıtmaya ve hikâyeyle bağını anlatmaya çalışacağım.




Nilfgaarlı büyücünün Kıta siyasetine teması aslında çok temel bir noktadan geliyor; kan bağı. Fringilla Vigo, Toussaint Düşesi Anna Henrietta’nın ikinci dereceden kuzeni. Kraliyet söz konusu olduğunda aile bağları karışıktır ve çoğunlukla da çabucak değişmeye meyillidir, bilirsiniz. Bir gün krallığın ikinci sıradaki adayından bahsedersiniz, birkaç yıl içerisinde ağabeyi beş tane erkek çocuk yapar ve adayınız altıncı sıraya geriler. On yıl daha geçer, ağabeyin çocuklarının da erkek çocukları olur, bir anda adayınız kraliyet sıralamasında sonlarda bulur kendisini. Bu bakımdan Fringilla’nın durumunda olduğu gibi bir düşesin hem de ikinci dereceden kuzeni olmak çok da önemli gelmeyebilir. Fakat düşesin birinci dereceden kuzeninin kim olduğu, işleri değiştirebilir.

Toussaint, bütün Kıta’yı fethetmeye ve siyah güneşli flaması altına almaya yeminli Nilfgaard İmparatorluğu’nun özerk bir dükalığı mahiyeti taşıyor. The Witcher evreninde Kıta’nın her yanı Nilfgaard işgaliyle burun buruna gelip alev alev yanarken, Toussaint’takiler güneş ve yağmuru dengeli alan elverişli volkanik toprakları, bu topraklarda yetişen lezzetli üzümleri ve bu üzümlerden yaptıkları pahalı şarapları ile hayatlarına devam edebiliyorlar. Çünkü Toussaint, doğanın kutsamasına ermiş Nilfgaard’a bağlı özerk bir bölge olmanın yanında, Nilfgaard İmparatoru’nun birinci dereceden kuzeni düşes Anna Henrietta tarafından yönetililiyor. Yani tam olarak kaçıncı dereceden olduğu net olmasa bile -muhtemelen çok uzak bir derece- Fringilla’nın, Anna Henrietta üzerinden Nilfgaard İmparatoru ile akrabalığı var.




Büyücülük yolunda ilerlemeyi seçen Fringilla’nın, bir danışman ve temsilci olarak Nilfgaard İmparatorluk sarayında kendisine yer bulmuş olması bizleri şaşırtmıyor. Fakat Fringilla siyasetle bağını bu kadarcık bir noktada tutup tatmin olabilecek bir kadın değil. Bu yüzden daha fazla söz hakkına ve kontrole sahip olabileceği yerlerde de bulunmak için elinden geleni yapıyor.

Nilfgaard’da geçirdiği yıllarda, kendisi gibi Nilfgaardlı diğer bir büyücü olan Assire var Anaid ile birlikte çalışıyor. Assire var Anaid, diğer tüm büyücü kadınların aksine görünüşüne özenmeyen ve dikkat etmeyen bir kadın. Bu da aslında Nilfgaard’da bulunmasına oldukça uygun çünkü Nilfgaardlılar görünüşleri için süreki çaba sarf eden büyücülerin yüzeysel olduklarını düşünüyorlar. İkilinin, görünüşleri üzerine yaptıkları konuşmalar onları biraz da olsa yakınlaştırıyor ve bu sohbetlerden birinde Assire, Fringilla’ya Kıta’nın kaderini değiştirmekte etkili olacak bir büyücü topluluğuna katılmayı teklif ediyor.

Doğal bir zarafeti, yeşil gözleri ve çok kısa kesilmiş simsiyah saçlarıyla tanımlanan Fringilla, Büyücü Locası’na katılan ilk büyücülerin arasında yer alıyor. Böylece Fringilla, önce Yennefer’in sonra da Geralt’ın hikâyelerine bağlanmış oluyor. Buradan sonra olanları, Fringilla’nın ikilinin kaderine ve Kıta’nın siyasi durumuna nasıl etki edeceğini dizide izleyeceğiz.




Yennefer ile Fringilla’nın yollarının nasıl kesiştiğini, dizide yer alacak olan olayları çok fazla açık etmeden anlatmayı başardım sanırım. Her ikisi de aynı meslek grubunda olan ve yine her ikisi de farklı şekillerde Kıta siyasetinin odağında yer alan bu iki güçlü kadın, Loca vesilesiyle tanışıyorlar.

Ancak iki kadının ortaklıkları bunlarla sınırlı değil. Romantik tercihlerinde de adı Geralt olan bir ortak noktaları daha var. Buraları da muhtemelen dizide izleyeceğiz ancak hem üçüncü oyunda bahsi geçtiği hem de izlememize daha en az bir dört sezon olduğu için herhangi bir bilgiyi açık ettiğimi düşünmüyorum. İkilinin ilişkisinin nasıl başlayıp nasıl devam ettiğini ise diziye yahut kitapları okumak isteyenler varsa onlara bırakalım. Sadece şurada Triss’ten de bahsederken değindiğim gibi, Fringilla ve Geralt ilişkisi, Geralt ve Triss ilişkisinden daha fazla aşk üçgeni potansiyeli taşıyor diyeyim.




The Witcher 3: Wild Hunt’ın başında yana döne Yennefer’i arayan Geralt, onu, Nilfgaard İmparatoru ile sıkı fıkı ilişkiler içerisinde buluyordu. Daha sonradan öğrendiğimize göre çeşitli spoilerlar sebebiyle bitik durumdaki Yennefer’in gücünü kazanmasına yardımcı olan imparatorun ta kendisi ve Yennefer ile yaptığı anlaşmalarmış.

Oyunun sonlarına doğru ise Yennefer’den, Fringilla’nın imparatorun bir esiri olarak tutulduğunu öğreniyor ve onu kurtarmaya gidiyoruz. Yennefer, eski bir iyiliğin karşılığı vermek ve daha da önemlisi yeni bir iyilik istemek için imparatora anlaşmalarını hatırlatarak Fringilla’nın serbest bırakılmasını sağlıyor.

İmparatorun neden uzaktan da olsa akrabalık bağı bulunan birini hapse attırdığı ise hem dizide hem de oyunlarda gördüklerimizle alakalı spoilerlar barındırıyor. Ancak imparatorun diğer devlet yöneticilerinin aksine – öhm Radovid öhm – büyücüleri bulduğu yerde kazığa oturtmak yerine biat etmelerini isteyerek kendi yararına kullanmaktan yana olduğunu söylersek çok da spoiler olmayacaktır.

Böylece bir Hype Treni’nin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım Fringilla Vigo’nun hikâyedeki yerini anlatabilmek bakımından açıklayıcı bir yazı olmuştur. Hype Treni, bir sonraki hafta pazartesi, başka bir The Witcher karakteriyle yoluna devam edecek. O vakte kadar sizler de kimleri merak ettiğinizi, kimler hakkında okumak istediğinizi veya Fringilla ile ilgili düşüncelerinizi iletmekten geri durmayın!

Carreras'tan Keira Metz bir büyücü ve aynı zamanda Triss Merigold ve Fercart'ın da üstlendiği Temeria Kralı Foltest'in eski danışmanıydı. Lükse düşkündü, dışarının kirliliğini küçümsedi ve doğası gereği eksantrikti.

1267'de Keira, Kral Foltest'in danışmanı olarak hizmet ediyordu, o ve Kuzey'deki diğer büyücüler, bazı büyücü arkadaşlarının Nilfgaard için Sihirbazlar Kardeşliği'ne ihanet etmeyi planladıklarını öğrendiğinde. Bu bilgilerle donanmış, Thanedd Adası'nda, çeşitli yöneticilere danışman olarak konumlarıyla ilgili olarak ne yapmaları gerektiğini anlama bahanesiyle bir toplantıya çağrıldı.

Gerçekte, Keira, aralarında Philippa Eilhart ve Sabrina Glevissig'in de bulunduğu birkaç kişi ile birlikte, Nilfgaard taraftarlarının önce darbelerini oyuna sokmalarını engellemek için kendi başlarına bir darbe planladılar.


Ancak, Keira'nın o gece içki istememesinin asıl nedeni, uykuya dalmasını engellemekti. Herkes yatağa giderken, Kuzey taraftarları hainleri tutuklamak için uyanık kalmayı planladılar. Şafak yaklaşırken, Sigismund Dijkstra ve bazı Redanyalı askerlerinden yardım alarak harekete geçtiler ve Keira, hainleri yakalamaya başladı. Artaud Terranova'yı ele geçirme sürecindeyken, Geralt onlara tökezledi, ancak Terranova kelepçeli iken askerler onu tuttu, ancak büyücü Keira'ya hakaret etmeden önce onu pirinç muştalarla doğrudan yüzünü yumrukladı. Geralt'ı görünce, Detmold ile dönmeden önce, cadı konusunda ne yapacağını merak ederek, onu korumalarını ve acele etmelerini istedi. Philippa'nın karar verebileceğine karar verdikten sonra, iki büyücü tutuklamalara devam etmek için acele ettiler. Kısa bir süre sonra, Keira ve Radcliffe, Francesca Findabair ve Fercart'ı yakaladılar ve onları Garstang'a taşımadan önce destekçilerin geri kalanının beklediği yere getirdi.

Ancak plan kısa süre sonra dağıldı ve Garstang'da iki taraf arasında bir savaş patlak verdi.
Keira onlar tarafından alt edilmişti ve Terranova onu bir pencereden atmaya başladı ama Yennefer'i bulmak için kuleye giden Geralt hemen aşağıda oldu ve onun yerine büyücünün üzerine indi. Kırık bir bacak ve kaburgalarından muzdarip olan Keira, Geralt'ın onu taşımasını sağladı, böylece ona yolu gösterebildi.

Bu arada kavga çıkmadan hemen önce olup bitenleri açıklıyordu. Keira yaralarına rağmen hayatta kalmayı başardı, ancak kralı tarafından sürgün edildikten sonra Triss Merigold ile birlikte Filippa'nın kalesi Montecalvo'ya sığındı.

Priscilla, sahne adı "Callonetta" olan romantik bir şairdi. Dandelion'un çok yakın bir arkadaşıydı ve zafer turu onu Kovir ve Poviss'teki Pont Vanis ve Lan Exeter'den Tretogor (Redania'nın başkenti) üzerinden ve Caelf, Kuzey Krallıklarının en büyük şehri Novigrad'a götürmüştü.

Ayrıca boş zamanlarında bir Scoia'tael destesiyle gwent oynardı, ama sadece eğlence için, unvan için değil.


Ana görev görevleri aracılığıyla, Priscilla ve Dandelion'un birbirlerine karşı hatırı sayılır bir şefkat paylaştıkları oldukça açık hale geliyor; Öyle ki, kötü şöhretli şair ve ozan Dandelion, Novigrad'a yerleşmeyi umuyor.

Geralt, Dandelion'a işini kurma ve yenileme konusunda yardım ederse (Novigrad "kilitlenmesinden" sonra Kabare görevini tamamlarsa), Priscilla saldırıya uğrar ve boğazına zorla formaldehit yerleştirilir ve Carnal Sins arayışını başlatan ses kutusuna bir kesi yapılır. Neyse ki katilin diğer kurbanları bu zulüm ile karşı karşıya kalmadan Geralt sayesinde bu durumdan kurtulur, ve böylece Priscilla bir süre Novigrad hastanesinde Joachim von Gratz'ın bakımı altında yaşar.

Sonunda Priscilla iyileşir ve sesini ve şarkı söyleme yeteneğini yeniden kazanır. Bazı oyun sonlarında Vahşi Avı yendikten sonra Dandelion ile konuşulursa, onu şimdi eskisinden daha iyi ses çıkaran daha alçak bir sese sahip olarak tanımlar.

Orianna, 1275 civarında Toussaint'te yaşayan bir bruxa idi. Daha yüksek bir vampir olan Emiel Regis Rohellec Terzieff-Godefroy'un iyi ve uzun zamandır arkadaşıydı.

Orianna çok zengin ve hayırsever biri olarak görünüyordu, bir yetimhaneye ve bir mülke sahipti, burada ikincisinde sanatçılar için cömert partilere ev sahipliği yaptı, bunlardan biri Geralt ve Anna Henrietta'nın kılık değiştirerek katıldığı partiydi. Ayrıca Heart of Toussaint'i(Toussaint'in Kalbi) almak için çok para ödedi.

Toussaint'in kraliyet ailesinden geçen ancak miras kalan son kişi olan Prenses Sylvia Anna krallıktan sürgün edildiğinde kaybolan bir yadigarı. Orianna, Dettlaff ve Regis ile de tanışmış gibi görünüyordu ve burada Regis'i geçmişten bir arkadaşı olarak belirtti.

Yine de, bir yetimhaneye sahip olma cömertliğinin daha uğursuz sebepleri olduğu ortaya çıktı. Birçok vampir gibi, Orianna'nın da kana karşı bir özlemi vardı ama o çocukların kanını tercih etti ve arzusunu tatmin etmek için düzenli olarak oradaki çocukları besledi.

Görünüşe göre birkaç yıl geçmiş, Geralt'ın Orianna'nın yetimhanesinden ayrılırken söz verdiği gibi, onun için geri dönmüştür. Geralt ona yaklaştı ve Orianna'nın mırıldandığı yetimhanedeki en son duyduğu melodiyi hatırladığını söyledi. Yerlilerin ona onun için para ödediğini belirtti, eski witcherların böyle bir sözleşmeyi asla kabul etmeyeceğini belirtti. Daha sonra görünmez formuna dönüşerek kıyafetlerini çıkardı ve doğal olmayan bir şekilde yakındaki ahırda kayboldu.

Geralt bir şişe Kara Kan içti. Ahıra girerken, Orianna'yı görünmez formunda kısmen ortaya çıkaran bir Ay Tozu bombası attı. Orianna'nın üstünlüğü ele geçirmesiyle sonuçlanan bir düello başladı.
Geralt'ı boynundan ısırdı. Kara Kan iksirinin etkilerini çok geç olana kadar fark etmese de, Geralt'a kazanma fırsatı verdi ve savaşı hızla kaybetti. Sol kolunu kaybederek kaçmaya çalıştı ama Geralt'ın sırtındaki tatar yayından gelen bir atış anlaşmayı mühürledi.

Geralt, kancasını bir av ganimeti için hazırladı, ancak son göz yaşını ve ıstırabını görerek aldığı yaralardan dolayı onun yanında yere çöktü. Geralt uyandığında, onun parçalanan bedeninden av ganimetini yani kellesini almadan terk etti ve sadık Roach'una yani atını binip aceleyle Beauclair'e doğru sürdü.

Ana görev olan The Man from Cintra sırasında, bu, Cintrian adamına ne olduğunu öğrenmek için odayı incelerken Orianna'nın odasında bulunur. Ancak, bu öğe daha sonra envanterinizden kaldırılır ve muhtemelen Anna Henrietta tarafından "Toussaint'in Kalbi" olarak tanımlanabildiği için geri alınır. Bir zamanlar kız kardeşi Sylvia Anna'ya verilmiş, ancak yıllar önce kaybolmuş bir dukalık aile yadigarı.

Renfri bir prenses ve Creyden prensi Fredefalk'un kızıydı ve aynı zamanda da Aridea'nın üvey kızıydı. Kendisi Pamuk Prenses'in daha acımasız bir versiyonu olarak tasvir edilmiştir.

Renfri, Kara Güneş olarak bilinen çok önceden bildirilmiş bir tutulmanın hemen ardından doğdu, ancak babası, ilk çocuğuna tapmaya devam ederken, bunun yargısını etkilemesine izin vermemiş gibi görünüyordu. Ancak, babası Aridea ile evlendiğinde, yeni kraliçe Nehalenia'nın Aynasını kullandığını duyurdu ve bu da üvey kızı Renfri'nin onu ve diğerlerini öldüreceğini ortaya çıkardı. Daha sonra Konsey'e bu haberi yolladı ve o da büyücü Stregobor'u araştırması için gönderdi.

Büyücü, genç Renfri'yi gözetledi ve onun işkence gördüğünü ve diğer varlıklara zarar verdiğini söyledi ve birkaç testten sonra onun gerçekten bir mutant olduğunu ve bir tutulma sırasında doğduğu için lanetlendiğini iddia etti. Daha sonra Geralt'a onu yalnız bırakmak istediğini söylerken, Aridea genç prensesi ormana götürüp öldürmesi ve kalbini ve ciğerini geri getirmesi için bir haydut tuttu. Bunun yerine, haydut onu soydu ve tecavüz etti, ancak işgal edildiğinde, Renfri broşunu kulağına ve beynine iterek onu öldürdü. Ondan sonra kız kaçtı, çalamadığında, dolandıramadığında veya yiyecek ve barınak için kendini satamadığında aç kaldı ve hep üşüdü.


Büyücü ondan defalarca kaçtı: Kovir'de, bir kez Pontar Vadisi'nde, bir kez Angren'de ve sonunda bir yıllığına Blaviken kasabasındaki Arcsea'ye yerleşti. Her seferinde onu takip etti ve sonunda etrafını yeni bir grupla çevreledi.

Sonunda, Blaviken'de Renfri, Geralt geçerken intikamını almaya neredeyse hazırdı. Witcher, yerel büyücü Irion (Stregobor) ile karşılaştığında, aslında Stregobor olduğunu öğrendi ve Geralt geçmiş ilişkilerden gelen büyücüyü sevmezken, Stregobor büyücünün Renfri'yi öldürmesini istemesine rağmen Renfri'yi intikamından vazgeçirmeye karar verdi. "daha az kötü" olduğunu belirtiyor. Geralt kısa süre sonra onu yerel handa buldu ve burada Geralt ve belediye meclisi üyesi Caldemeyn ile konuşmayı kabul etti. İkincisi, ertesi sabah grubuyla ayrılmaması halinde onu hapishaneyle tehdit etmeye çalıştığında, Kral Audoen'dan onu dokunulmaz kılan bir mektup ortaya çıkardı. Daha sonra, büyücü ve belediye meclisi üyesi ayrıldı.

Renfri daha sonra Geralt'ın kaldığı odaya gizlice girdi ve ona hala Stregobor'u öldürmeyi planladığını ve olabildiğince fazla kan dökülmesini önlemek için iki seçenek olduğunu söyledi: Stregobor kulesini gönüllü olarak terk eder ve Renfri onu öldürmek için onu terk edilmiş bir alana götürecektir. veya Geralt, Stregobor'u kendisi öldürür, çünkü büyücü onu kuleye girmesine izin verir ve "daha az kötü" olduğu aynı çizgiyi kullanır. Geralt onun için öldürmeyi reddetti ve konuşurken Renfri'yi hipnotize edebildi ve şaşkınlıktan çıkmadan önce şifreli bir mesaj verdi. Daha sonra kazandığını ve sabaha kadar büyücüyle 'geceyi geçirmek' istemeden önce büyücüyü öldürmeye çalışmayacağını söyledi.

Ancak ertesi sabah, Stregobor'un ya da Geralt'ın elini büyücü karşılığında pazar müdavimlerini rehin tutarak zorlamak niyetiyle, yılın en yoğun günü olması gereken adamlarını pazara götürdü. Bunun bir hile olduğunu anlayan Geralt, onunla yüzleşmek için pazara koştu ve grubuyla karşılaştı, Renfri ona ültimatom vermek için Stregobor'un kulesine gitti. Ancak Stregobor, tüm Blaviken'i ve komşu köyleri öldürebileceğini ve yine de çıkmayacağını söyleyerek yüzüne güldü. Pazara döndüğünde, Geralt tüm adamlarını öldürmüştü ve Geralt ondan istifa etmesini istemesine rağmen kılıcını çekti. İkili daha sonra Geralt'ın bacak arterlerinden birini kesip prensesin hayatını sona erdirene kadar savaştı. Kavgayı kristal topundan gören Stregobor, Renfri'nin vücuduna otopsi yapmak isteyen ortaya çıktı, ancak Geralt, büyücü ona dokunursa onu öldürmekle tehdit etti.

Shani (ö. 1340) Oxenfurt Akademisi'nde eğitim görmüş bir doktordu. Milo "Rusty" Vanderbeck'in sahra hastanesinin kadrosunun bir parçası olarak Brenna Savaşı'na katıldı ve yıllar sonra mezun olduğu okulun Tıp Bölümü Dekanı oldu.

Brenna Savaşı'ndan 72 yıl sonra 1340'ta 90 yaşında öldü.

1267'de Shani, Oxenfurt Akademisi'ne devam eden 17 yaşında, üçüncü sınıf tıp öğrencisiydi. Dandelion ile nasıl tanıştığı belli değil, ama ikisi yeterince arkadaş canlısıydı, o yıl ozan ziyarete geldiğinde, onu oturduğu yerden aradı ve ikisi flört ediyormuş gibi yaptı çünkü Dandelion'u Sigismund Dijkstra'nın casuslarından bazıları takip ediyordu. Daha sonra, Oxenfurt'ta büyücü Rience'i ve ayrılan ikisini bulmak için avında saklanan cadı Geralt'a gidip bir mesaj iletmesini istedi.

Mesajı başarıyla bulup iletirken, o ve Geralt, Dandelion ve ardından Philippa Eilhart tarafından kesintiye uğratılmadan önce seks yapmaya da devam ettiler. Grup, Geralt'ın şehirdeki nedenini tartışırken, konuşma Rience'e döndü ve Shani konuştu ve yüzünün bir tarafında gerçekten kötü bir yanık izi olup olmadığını sordu.

Herkes ona şaşkınlıkla bakarken Shani, üvey babasının okul ücretinin hepsini karşılayamayacak kadar maliyetli olduğunu, bu yüzden okuldan malzemeleri çaldığını ve yan tarafta Myhrman adında bir bölgeye sattığını söyledi. Bir gün böyle bir iş yaparken, Myhrman, yüzünde yanık iziyle "Usta Rience" dediği ve Myhrman ona hala tıp öğrencisiyle iş yapmak istediğinden onu kesmesini söylemeden önce Shani'de istenmeyen ilerlemeler kaydetmiş bir konuğu eğlendiriyordu. Bu yeni bilgilerle grup, Shani'den onları bölgeye götürmesini istedi. Gimdi Geralt'ın Rience'i bulmada en iyi lideriydi.

Aynı gece Shani onları Myhrman'ın evine götürdü: sularda, yalnızca Myhrman'ın kontrol ettiği bir köprü ile erişilebilen küçük bir kule. Ancak Shani, Myhrman'ı onu düşürmesi için ikna etti ve grup Geralt'ın önüne girdi ve Philippa onu Rience hakkında bildiklerini sorgulamaya başladı.

Kısa bir süre sonra Geralt, büyücüye bir mesaj gönderebildi ve ikisi sokaklarda buluştu, ancak Rience birkaç kiralık katil getirmişti. Büyücü koşup Michelet kardeşlerin Geralt ile savaşmasına izin verdikten sonra, büyücü dördünü de hızla kesti. Dandelion ile köprüde duran Shani, adamların düştüğünü gördü ve çığlık attı. Acele edip onları kurtarmaya çalışıyordu, ancak Dandelion tehlikeli durum nedeniyle ona tutundu. Bununla birlikte, Geralt ağır şekilde yaralanmıştı ve neredeyse Rience'i öldürmeyi başarırken, Philippa, cadıya felç edici bir büyü yaparak Rience'in kaçmasına izin verdi. Geralt büyük bir kan kaybından acı çekerken Philippa, Shani'ye sordu: Cadı yakında bayılacak ve hızlı bir şekilde onarılması gerekeceği için yardım etmeye hazır mısın?

Ertesi yıl, Mart 1268'de Brenna Savaşı gerçekleşti ve Milo "Rusty" Vanderbeck yönetimindeki sahra hastanelerinden birinde çalıştı.

Rusty, Shani'nin çok genç olduğuna ve çok geçmeden ya yorgunluktan ya da korkunç operasyonlardan dolayı yere düşeceğine inanmasına rağmen, yardım edebileceğini kanıtladı. Bir hastayı dikmek gibi diğer alanlarda tam olarak eğitilmemiş olsa bile, Rusty ona sadece "kırmızıdan kırmızıya, sarıdan sarıya, uzun yıllar sonra Oxenfurt Akademisi Tıp Departmanı dekanı olarak yaptığı ünlü bir şakaya dönüşen beyazdan beyaza.

Ves, seçkin bir özel kuvvet grubu olan Mavi Şeritliler grubunun bir üyesiydi. Ayrıca Vernon Roche'un komutası altındaki birimde bulunan tek kadın olma unvanını da taşıyor.

Ves 16 yaşında iken güzel bir genç kızdı. Bu nedenle, köyünün Scoia'tael tarafından yok edilmesi sırasında, komando lideri tarafından ona göz konulduğu için kaçırılmıştır. Birkaç yıl komando tarafından esir tutulmuştur. Sonunda Ves, Vernon Roche ve Mavi Şeritliler grubu askerleri tarafından serbest bırakılmıştır. Potansiyelini fark ettikten sonra Roche, onu Mavi Şeritiler birimine katılmaya ikna etmiştir.

Vernon Roche'un bu isteğinden sonra Ves, Mavi Şeritliler komuta birliğine katılmayı kabul etmiş ve artık oranın bir askeri haline gelmiştir.

Yeteneklerini git gide geliştiren Ves, birlikteki çoğu erkek askerden daha iyi bir konuma gelmiş ve Roche'un en gözde askerlerinden biri olmayı başarmıştır. Bunlara ek olarak Roche, Ves'i şöyle tanımlıyor; Eğer bir görevde düşmana görünmeden onu etkisiz hale getirmek şartsa yanıma sadece Ves'i alırım.

Roche'un bu kelimesi aslında Ves'in çok becerikli bir nişancı olduğu anlamına geliyor. Ayrıca kendisi de zaten bıçak fırlatma konusunda uzmandır. Bir hedefi vurmak için onu sadece görmesi yeterlidir.

Gerçek adı "Julian Alfred Pankratz", veya "Viscount de Lettenhove", daha çok Dandelion olarak anılır. (Lehçe: Jaskier) olarak da bilinir, bir şair, ozan ve Geralt of Rivia'nın en yakın arkadaşlarından bir tanesidir.

Kendisini genel de çenesi düşük bir arkadaş olarak tanımlayabiliriz. Ayrıca sürekli başını belaya sokması ile de meşhurdur. Kendisi dünyanın her yerini gezmek isteyen ve yaşadıklarından çeşitli balatlar yazmak isteyen ve bunları insanlara hayranlıkla anlatmak isteyen bir şair ve ozandır, hayatını buna adamış bir kişiliktir desek yanlış olmaz.

Genelde başını her belaya soktuğunda onu bu belalardan kurtaran Geralt olmuştur. Fakat kendisi ukala bir arkadaşımız olduğu için çoğu yazdığı balatta kendisini Geralt gibi gösterip onun başkalarını kurtardığını yazar :)


Dandelion'un ailesi hakkında, asil bir doğumdan olması ve Kerack'in kraliyet kışkırtıcısı Ferrant de Lettenhove'nin kuzeni olması dışında pek bir şey bilinmiyor.

Erken eğitimini Geralt'a göre okuryazarlığın "bastonla dövüldüğü" bir tapınak okulunda aldı. Ancak, 19 yaşına kadar gerçekten şiir işlerine hiç girmedi. Şiir yazmaya Kontes de Stael'e olan aşkından ilham aldıktan sonra başlamıştır.

Dandelion, daha sonra profesör olmadan önce Oxenfurt Üniversitesi'nde dört yıl boyunca yedi liberal sanatları okudu, ancak dünyayı dolaşmak için akademiden ayrılmadan önce öğrencilere yalnızca bir yıl boyunca ders verdi. Ancak zaman zaman Oxenfurt'u ziyaret ederek konuk dersler verirdi.

Birkaç yıl içinde dünya çapında ün kazandı ve Kuzey Krallıklarının en iyi âşıklarından biri olarak tanındı, en çok bilinen şarkısı "Cintra Aslan Yavrusu" baladıdır.


Dandelion, Geralt ile ilk olarak Aedirn'deki Gulet kasabasındaki bir ziyafette tanıştı. Orada, şair müzisyenin kürsüsünün altında bir kızı hamile bırakmıştı ve dört sağlam erkek kardeşi onu şehrin her yerinde arıyordu, onu kandırmakla ve onu zift ve talaşla örtmekle tehdit ediyorlardı.

Sözde Çiçekler Vadisi, ikilinin hızlı kaçışı için doğru yer gibi görünüyordu, çünkü burası, medeniyetin son karakolu olan yerleşik dünyanın kenarı olması gerekiyordu. Kuzey Krallıkları'nın bir bölümünde bulunan ve daha sonra Dol Blathanna olan küçük Yukarı Posada kasabasındaydı.
çiftin kötü bir Sylvan ve Dol Blathanna'nın yerli sakinleri Elflerle karşılaşmayı içeren ilk maceralarını birlikte yaşadıklarını. Bu macera sırasında Dandelion, paha biçilmez lavtasını Toruviel'den aldı.

Bazen Master Mirror (Ayna Ustası) veya Man of Glass (Cam Adam) olarak da anılan namı değer Gaunter O'Dimm.

İnsanlarla ruhları karşılığında anlaşmalar yapan ve sadece bir alkışla zamanı kontrol edebilen güçlü bir karakterdir. Aslında Gaunter O'Dimm evrende bulunan en güçlü kadim yaratıktır. Hatta bizzat kendisine "İblis" de diyebiliriz.

Eğer O'Dimmin gücünü oyundaki bir karakterle karşılaştırmaya çalışırsanız bunun altından kalkamazsınız çünkü O'Dimm evrende ki en güçlü yaratık olarak kabul edilen "The Unseen Elder" (Görünmeyen Kadim) adlı Yüksek Vampirden bile daha güçlüdür. Kısacası eğer bu konu hakkında benim fikrimi soracak olursanız Gaunter O'Dimm evrendeki en güçlü karakterdir.

Geralt ile görüşmesinden önce Gaunter hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor, ancak savaş nedeniyle eski bir tüccara dönüşmüş bir serseri olduğunu kendisi bize oyunda belirtiyor.


Gaunter O'Dimm, 1272 yılının Mayıs ayında White Orchard hanını ziyaret etti ve Yennefer'ı arayan Witcher Geralt ile karşılaştı. O'Dimm, büyücüye bir içki ısmarlamak istedi ve daha sonra Geralt'a türlü sorular sorduktan sonra sadede gelip Geralt ona Yennefer'i nerede bulabileceğini sordu fakat O'Dimm ilk başta lafı eveleyip gevelemeye başlayınca Geralt sinirlendi ve bir cevap almak için O'Dimmin üstüne gitmeye başladı. Bu yüzden O'Dimm ona duyduğu yerel söylentileri anlattı ve aramasına devam etmesi için yakındaki Nilfgaardian Garnizonuna gitmesini tavsiye etti. Bir gün Geralt'ın yardımına ihtiyaç duyabileceği ve sonra aniden ortadan kaybolabileceği için bir ödüle ihtiyacı olmadığını belirtti.


Esir bir Geralt, Ofier Prensini bilmeden öldürdüğü için infaz edilmeyi beklemek üzere Ofier'e giden bir gemideyken, Gaunter O'Dimm gizemli bir şekilde ortaya çıktı. Küçük bir iyilik karşılığında Geralt'a yardım etmeyi teklif etti. Geralt kabul ettiğinde O'Dimm, pazarlıklarının bir işareti olarak yüzünde bir iz yaktı. Daha sonra gemiyi yok etmek için bir fırtınaya neden oldu ve Geralt'a kaçması için bir açıklık verdi.

İkili daha sonra O'Dimm'in gece yarısı Yantra kavşağındaki buluşma noktasında yeniden bir araya geldi. Orada O'Dimm, Geralt'ı farklı bir sözleşmeyi bitirmesine yardım etmesi için sözleşme yaptı: Sözleşme aynen şu şekildeydi eğer ölümsüz olan Olgierd von Everec'in üç dileğini de yerine getirirse O'Dimm in elinden kurtulabilecekti ve yüzündeki yara izi yani aslında O'Dimm in Geralt'a bıraktığı mühür yüzünden silinecek ve kendisine herhangi bir borcu kalmayacaktı.

Gaunter O'Dimm, Geralt, Olgierd ile yüzleşmeye gittiğinde yeniden ortaya çıktı. Anlaşıldığı üzere, anlaşmaları Olgierd'in isteklerini yerine getirmek için bir vekil gerektiriyordu.
Olgierd, Geralt'a ilk iki dileğini verdikten sonra (Kardeşi Vlodimir'e hayatının en iyi anını yaşatmak ve ona Maximilian Borsodi'nin evini getirmek.) O'Dimm, sözleşme yasaklamadığı için Geralt'ın önüne çıktı ve yardım teklif etti.

Geralt'a Vlodimir'in çoktan ölmüş olduğunu ve böylece bir Kan Çağırma gerçekleştirmek için bir şişe von Everec kanı sağladığını bildirdi. Ancak, Geralt için işleri kolaylaştırmayı reddetti ve konu Maximilian Borsodi'nin evine geldiğinde zekasına güvenmesini söyledi.

Gaunter O'Dimm'in gerçek kimliği, hikayenin çoğunda bir gizem olarak kaldı, ancak güçlü bir varlık gibi görünse de, ruhları alabildiği, dilekleri yerine getirebildiği, şeyleri gerçek doğalarına göre görebildiği, hayaletler acı çekebildiği ve zamanın kendisini manipüle edebildiği için Geralt, O'Dimm'in gerçek doğasından giderek daha fazla şüpheleniyor. Kim olduğunu sormasına rağmen
O'Dimm, gerçek adını Geralt'a açıklamayı reddediyordu ve onun kim olduğunu öğrenenlerin korkunç bir kadere maruz kaldığını söyledi. Görünüşe göre neredeyse dokunulmaz olan Geralt, O'Dimm'in bir zayıflığı olduğunu öğrendi: Ödeme ruhu olduğu sürece isteyen herkesle anlaşma yapmayı severdi.

Bununla birlikte, anlaşmaları genellikle O'Dimm'in ödeme talebinde bulunabileceği koşullar ve kelime oyunu boşluklarıyla doluydu. Bu aldatmacanın en net örneği bir Profesör Premethine Shakeslock ile gösterildi: O'Dimm ona fiziksel koruma sağladı, ancak onu bir büyü diyagramı içinde kalmaya zorladı, rüyalar ve vizyonlarla zihinsel hasara neden oldu ve daha sonra Shakeslock'u öldürmek için bir tuzak kurdu. çemberi terk et.

Olgierd'in ona yaptırdığı görevler aracılığıyla, Geralt, Olgierd'in daha önce O'Dimm ile servetinin ve gücünün geri getirilmesi için bir anlaşma yaptığını öğrendi, böylece bir kez daha soylu olabilir ve asil doğumlu aşkıyla evlenebilirdi. Ancak O'Dimm, zor kararlardan memnun kaldı ve Olgierd'e, isteğini yerine getirmeden önce Iris veya Vlodimir'i feda etmek arasında seçim yapmasını sağladı; Olgierd kardeşini seçti fakat bu seçim kardeşinin ertesi gün ölmesine neden oldu.

Şimdi ise aşağıya oyunu oynarken gözünüzden kaçırmış olabileceğiniz bazı kareler bırakıyorum. Bu karelerde kırmızı ok ile gösterilen her karakter Gaunter O'Dimm in kendisidir.

Gerçek adı asla açıklanmayan Unseen Elder, yani görülmeyen kadim, akıl almaz güçlere sahip olan ve ırkı için bir tür lider figürü olarak hizmet eden çok eski yüksek vampirlerden biridir.

Toussaint'in Unseen Elder'ı, vampirlerin dünyası ile insan dünyası arasındaki kapıyı koruyor.

Kürelerin Birleşmesi sırasında burada belirdi. Alanına giren her şeye karşı son derece agresiftir ve diğer yüksek vampirlerin bile onu rahatsız etmek için çok iyi bir nedeni olmalıdır.

Geralt, Regis ile birlikte görülmeyen kadim'i mağarasında ziyarete gittiğinde, tek bir sözcük ile Regis gibi bir yüksek vampiri bile felç edip hareketsiz bırakmıştır. Bütün yüksek vampirler görülmeyen kadime itaat etmek zorundadır aksi taktirde bu onların sonunu getirebilir.


Kendini dünyanın geri kalanından izole ederek, yalnızca daha yüksek vampirlerin sahip olduğu kristaller tarafından açılabilen bir mağarada yaşıyor. Söz konusu mağaranın içi, Geralt ve Regis'in belirttiği gibi, Elder'dan nefret eden konuklar nedeniyle tamamen sessizdir. Unseen Elder, her kelimesi acı getiriyormuş gibi sert bir sesle yavaşça konuşuyor. Onunla konuşurken her kelime dikkatlice ölçülmelidir, yoksa cezanız hemen oracıkta ölmek olabilir.

Mağarasını ziyaret ederken Geralt, Görünmeyen Yaşlıyı rahatsız etmemek için dikkatli olmalıydı, çünkü ilgisiz herhangi bir soru onu rahatsız edebilir ve Geralt'ı ölüme bir adım daha yaklaştırabilirdi. Bununla birlikte, cevaplayacağı sadece bir soru sorulabilirdi.


Kendini yaralanmış, bir deri bir kemik kalmış ve ölümüne hasta bir bireye benzetiyor. Görünüşler bu durumda daha aldatıcı olamaz, ancak insanüstü hızlı hareket ettiği için sadece bir kelime söylemesi diğer vampirleri anında felç edebiliyor ve yine insanüstü güç gösteriyor.

Aşırı hız: Geralt bile hareketlerini yakalayamaz ve onun tek vuruşuna ölebilir. Geralt ile konuşma sırasında sık sık mağarada hareket eder ve Geralt, Unseen Elder konuşana kadar hareket ettiğini fark etmez. Esasen, o kadar hızlı hareket edebiliyor ki, Witcher'ın gelişmiş zihni ve duyuları bile hareketi algılayamıyor.

Çağırma: Belirli bir bölgeye başka bir vampiri "çağırma" gücüne de sahiptir. Çağrılan vampir, Elder'ın çağrısına cevap vermekle yükümlüdür.

Liderlik becerileri: Bölgedeki en yaşlı vampir olarak Unseen Elder diğer tüm vampirlerin itaatini emreder, ister daha yüksek ister daha küçük, katakan veya ekimma farketmiyor. Tek bir söz söylemesi yeter ve tüm türden vampirler emirlerini yerine getirmeye hazır olarak ininde belirir.

“Ne ilginç bir grupla maceraya atılmışım! Udunu yanından ayırmayan bir şair bozuntusu; arsız ve yabani bir yarı-dryad yarı-kadın; dünyadaki beşinci yüzyılını kutlayacak bir vampir; ve Nilfgaardlı olmadığını iddia eden lanet bir Nilfgaardlı!” Regis Geralt’ın sözlerini sakince tamamladı: “…Ve gruba liderlik eden bir de Witcher; sürekli sızlayan vicdanından, kadınlara olan nefsini kontrol edememekten ve kararsızlıktan muzdarip.”


Emiel Regis Rohellec Terzieff-Godefroy, kısaca Regis, Witcher evreninin tanınmış güçlü gerçek yüce vampirlerinden biridir. Onu bizim için özel kılan şey ise kahramanımız Geralt ile yollarının kesişmesi ve bu ikilinin kurdukları arkadaşlıktır. Bir Witcher ile bir vampirin nasıl arkadaş olduğundan bahsetmeden önce Regis’in geçmişine bir göz atmak şart gibi. Zira Regis’i tanımlayan, biricik karakterine şekil veren hadise henüz Geralt dünyaya adımlarını atıp tüm yaratıklara korku salmadan önce gerçekleşmiştir…

Kadim vampirler, daha doğrusu gerçek kadim vampirler son derece eşsizdirler ve nadiren görülürler. Çoğu kitapta gerçek kadim vampir tanımı yoktur; daha düşük seviyeli akranları olan kadim vampirler ile bir tutulurlar. Ancak gerçek kadim vampirler aynı bir insan gibi gözükürler, hareket ederler ve konuşurlar. İnsan formlarının inandırıcılığı o kadar iyidir ki Witcher madalyonları bile onları sezemez; bir metre yakınındaki gerçek kadim vampirin kudreti karşısında donakalır, titreyemezler. Gerçek kadim vampirlerin hayatta kalmak için kan dahi içmesine gerek yoktur. Onlar için kan içmek bir eğlence aracı, günlük hayatın stresinin atıldığı bir içki, yani alkol tüketmeye eş değerdir. Ancak kanın tadı da alkol kadar şevhetli olsa gerek ki bazı gerçek yüce vampirleri tiryakisi yapmış ve bağımlılık kıskaçlarını çok derinlere geçirmiştir. Öyle ki bazı gerçek yüce vampirler hayatlarını devam ettirmek için gerekli olmayan bu yoğun, sıcak ve kırmızı sıvıyı tüketmeden yaşayamaz olmuşlardır.

Dillengen şehrinde kendini berber ve cerrah olarak yetiştiren Regis, birçok konu hakkında sahip olduğu ansiklopedik bilgilerle nam salmıştı. Lakin tüm maharetlerinden ziyade Regis’i vampir akranları arasında ünlü yapan özelliği kana olan aşırı düşkünlüğüydü. Gençlik yıllarında akranları ile daha sağlam bağlar kurabilmek ve dışarı itilmemek adına tabiri caizse su içer gibi kan tüketmeye başlayan Regis, yavaş yavaş bu bağımlılığa kendini tamamen teslim etmişti. Tek bir kan damlası bile tüm kontrolünü yitirmesine sebep olurken, bazı günler gözü dönmüş şekilde kan kaynağı aramaktan uyuyup dinlenmek üzerine mezarına dönmediği zamanlar olurdu. Tam bu sıralarda romantik ilişkisinde de çalkantılı dönemler yaşamaya başlayan Regis, terk edilmesiyle beraber kontrolden iyice çıktı. Bir gece kanın verdiği sarhoşlukla uçarken, bir insandan gelen kan kokusuyla kontrolünü iyice kaybetti. Kurbanına doğru bir karga gibi dalışa geçtiğinde dengesini tamamen yitirdi ve kafasını sert bir biçimde köyün kuyusuna çarptı.

Regis’in normal ve vampir halindeki görünüşü

Gözlerini açtığında kendisini bir çukurda bulan Regis, kürek tıngırtıları eşliğinde üzerine bir yağmur gibi yağan kum tanelerinin acısıyla biraz olsun kendisine geldi. Onu tam manasıyla ayıltansa kafasının vücudundan ayrı olduğunu fark etmesi oldu. Tam korku çığlıklarını basmak üzereyken, Regis’in açık gözlerini gören köylüler ondan önce davranarak kutsal su yardımıyla Regis’in işini bu sefer tamamen, mezarının içerisindeyken bitirmek istediler. “Aptallar” diye düşündü Regis köylülerin basit alet ve edevatlarıyla bir kadim vampir öldürmenin imkansız olduğunu hatırlayınca kendisini bir anlık da olsa kutsal hissederek. Ancak kutsal suyun vücuduna tesir etmesiyle, bu sefer acıdan dolayı kendinden geçen Regis bilincini tamamen kaybetmeden hemen önce de kendisine bir söz verdi. Bu söz kendini rejenere ettiği elli yıl süresince bir anda dönüşüp sonra da bir yemin halini aldı:

“Ben Emiel Regis Rohellec Terzieff-Godefroy, bir daha ağzıma asla kan sürmeyeceğime yemin ediyorum.”

Elli yıl boyunca yerin altında acele etmeden bekledi Regis; kendisini rejenere etti ve düşündü… bolca! İnsan formu mükemmeliyetine ulaşınca tekrar temiz hava solumak istedi. Ancak dışarıda bulduğu tek şey yaklaşan savaşın gergin havasıydı. İnsanların işlerine burnunu sokmak istemeyen Regis kendine gözlerden ırak, kimsenin adımını atmak dahi istemeyeceği bir yer aradı. Sodden’in eteklerinde bir elf mezarlığı bulduğuna sevinen Regis, mezarlığın çevresinde yetişen mandrake bitkilerini de görünce adeta sevinçten kendinden geçti. Dillengen’in berber-cerrahı zehirli bitkiler hakkında da uzman seviyede bilgiye sahipti. Kendisi içmese bile maharetlerini mandrake gibi son derece zehirli bir bitkiden alkolik bir içecek yapmaya adadı. Elf mezarlığının mayhoş sessizliğinde, mandrake kokularıyla keyfi yerindeydi Regis’in. Kırık dökük bir evi restore etti, içerisine alkol damıtma alet edevatlarını taşıdı; bir kütüphane bile inşa etti. Mutluydu. Ancak herkesin görünce yolunu değiştirdiği bu mezarlık, dikkat çekmek istemeyen bir Witcher ve onun arkadaşları için de mükemmel bir dinlenme yeriydi…

Mezarlığa adımını atmasıyla birlikte gümüş kılıcını kınından çıkaran Geralt, gruba onu takip etmesini söylerek yavaş yavaş mezarlığın içlerine doğru ilerledi. Bu tür terkedilmiş mezarlıkların gulların yuvası haline dönüştüğüne birçok sefer şahit olmuştu. Ancak Geralt’ın olabildiğince duyarlı burnu ne gul kokusu alıyordu ne de herhangi bir leş. Aldığı kokuyu bitkisel bir koku olarak tanımladı ilk seferde. Uzun süredir mandrake kokusunu duymamıştı zira mandrake zehirli olduğu kadar nadir de bulunan bi bitkiydi. Ardından kedi gözleri bir hareket sezinledi ve boşta olan elini yumruk haline getirdi. Arkasından onu sessizce takip eden grup donakaldı. Beyaz saçlı Witcher arkasını döndü ve çatallı sesiyle “Burada bekleyin!” diye buyurdu. Burnuyla Regis’in arkasında bıraktığı mandrake esansını takip etmeye başladı. Attığı her adımla yoğunlaşan kokuyu ciğerlerine çeken Geralt, bu bitkisel parfümün de kimliğini tekrar hatırladı: Mandrake. Gullar ve diğer canavarlar bu bitkiden özellikle uzak dururlar, zehrinden korkarlardı. Bu da demek oluyordu ki kendisinden saklanan her ne ise bir canavar değildi. Ay ışığında ışıl ışıl parlayan kılıcını bir oyuğun ağzına doğru uzattı Geralt: “Oyuktan kendin mi çıkarsın yoksa kılıcımı sokmam mı gerekli?”

İstemeye istemeye saklandığı oyuktan çıkaran Regis, kendisini Dillenger’lı bir cerrah olarak tanıttı ve savaştan kaçtığını söyledi. Geralt kendini tanıtırken grubunun geri kalanının da kendini göstermesiyle tanışma merasimi yarıda kesildi. Her ne kadar Zoltan Chivay, Milva ve Dandelion Regis’in görünüşünden ve dilinin seçkinliğinden ona anında ısınsalar da Geralt’ın kafasında henüz cevaplandıramadığı soruları vardı. Havadan sudan konuşmaları bir bıçak gibi kesercesine “Neden mandrake?” diye sordu Witcher.

“Neden mandrake gibi zehirli bir bitkinin kokusunu tercih ettin? Daha tehlikesiz kokularla da gul ve tayflardan saklanabilirdin.”

“Gullar artık buralarda gezmiyor, efendi Witcher. Bu mezarlığın yaşı belki yarım asırdan bile fazla. Cesetlerde ne kemirecek et ne de çalınabilecek değerli bir eşya kaldı. Mandrake ise tamamen bir hobi diyebiliriz. Her yaz buradaki kulübeme gelir ve mandrake içkisi hazırlarım. Üstüme sinmiş olmalı.”

Regisin gençlik fotoğraflarından bir tanesi

Mezarlık hakkındaki geniş bilgilerinin yanı sıra mandrakeden içki hazırlaması Witcher’ın dikkatini çekti ancak ses etmedi. Mandrakeden içki hazırlamak Novigrad’da sanat sayılırdı; bu zehri zevke dönüştürebilen insan sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Ancak Dillengerlı cerrah henüz sırrını açıklamak istemiyordu. Bir Witcher karşısında insanların daha da kabuklarına çekilmesini doğal karşılıyordu Geralt. Onları kim suçlayabilirdi ki?

Sessizliği Zoltan bozdu. Regis’in bir cerrah olması fazlasıyla hoşuna gitmişti zira gruba bir cerrah dahil olması çok da işlerine yarardı. Cücelerin cana yakın, o dostane tavrıyla Regis’i kamp ateşinde at eti yemeğe davet etti.

“Peki ya sıcak bir kulübeye ne dersiniz? Bu soğuk havada soğuk at eti yemekten çok daha iyidir, sizi temin ederim.”

Regis’in arkasından yürürlerken Zoltan’ın aklında anlık bile olsa tilkiler dolaşmaya başladı. Regis’in kampı reddetmesi, mezarlıkta yaşaması… Acaba Regis bir mezar soyguncusu muydu? Veya deli bir bilim adamı? Mandrake konusundaki bilgileri de bu teoriyi destekliyordu. Ancak cücenin tüm endişeleri hayatında tattığı en güzel alkol ile ağzını ıslattığında (diğer tüm dertleri gibi) kayboldu. Regis’in hazırladığı karışım gibisini ömrü hayatında içmemişti! Cücelerin geniş içki yelpazelerinde dahi bu tada rakip olabilecek bir karışım yoktu.

Grup ve Regis iyice kaynaşmışa benziyordu ancak Geralt için bu duraksama yalnızca bir dinlenme molasıydı. Yaraları henüz tam iyileşmemişti ama elflerin ilaçları işe yarıyor gibiydi. Kolundaki yarayı tekrar sarmak üzereyken Regis yeni bir kokuyla tanışan bir kedi gibi hemen Geralt’a döndü. Ve havayı sakince kokladı:

“Brokilon’dan geliyor olmalısınız efendi Witcher. Siz sormadan söyleyeyim, elflerin ilaçları her ne kadar görünmez derecede şeffaf olsalar da kullandıkları bitkiler ve baharatlar kokularını ter yoluyla dışarı atarlar. Merakımı mazur görün ancak savaştan kaçmak isteyenler ve göründüğü üzere elflerin dostları olanlar Brokilon’dan neden ayrılsın ki? Bu yetenekli grubun alelacele yolculuğu nereye?”

Dandelion ağzını açar gibi oldu ancak Geralt onu keskin bir bakışla susturdu. Zoltan ayağa kalktı, Witcher ile göz göze geldi. Bakışlar aracılığıyla yaşanan kısa bir tartışmadan sonra Zoltan sessizce “..Mahakam” dedi. Geralt derin bir nefes verdi ancak Zoltan mandrake içkisinden bir yudum daha aldı ve daha yüksek bir sesle:

“Nilgaard topraklarına gidiyoruz sevgili cerrah dostum. Savaştan kaçmaya çalışarak, savaşın göbeğine gidiyoruz. Çünkü bir kızı arıyoruz, bizim için çok önemli bir kızı.”

Kısa bir sessizlik daha çöktü. Zoltan, mandrake içkisini bitirdi, ağzından damlayanları koluyla bir güzel sildi. Midesinden yükselen gazı zorla tuttu. Ve tüm duygularını tek bir kelimeye sıkıştırarak kızın ismini söyleyiverdi:

“Ciri.”

Beauclair'in Canavarı olarak da bilinen Dettlaff van der Eretein, Emiel Regis Rohellec Terzieff-Godefroy'u kanıyla canlandırmaktan ve Vilgefortz tarafından Stygga kalesindeki Saldırıda öldürüldükten sonra sağlığına kavuşturmaktan sorumlu olan yüksek bir vampirdi. Regis, özverili davranışları için sonsuza kadar Dettlaff'a borçlu oldu.

Daha önceki yılları hakkında pek bir şey bilinmemekle birlikte, kabilesinin geri kalanı gibi, Kuzey'in bölgesel bölgesi ve Nilfgaard İmparatorluğu içinde kalmıştır. Dettlaff'ın duyguları, 964 civarında Lyria'da iken, Lyria'nın Brute'u olarak bilinen bir canavarın bölgeyi rahatsız ettiği ve yaklaşık 200 kişiyi öldürdüğü zaman gösterdiği gibi, oldukça yoğundu.

Başlangıçta hareketsizken, Dettlaff daha sonra canavarın daha önce kendisine bir elma teklif eden ve karşılığında hiçbir şey beklemeyen genç bir çocuğu öldürdüğünü duydu. Buna öfkelenen Dettlaff, canavarı bulup öldürdü, ancak kendisinin üzerine istenmeyen dikkat çekmek istemedi.

Yıllar sonra, 1268'de Stygga Kalesi'ne yapılan saldırının ardından, Regis'ten geriye kalanları buldu ve kendi kanını ve önemli miktarda zaman ve sabrını kullanarak diğer vampiri tam sağlığına kavuşturdu. Süreç içerisinde, Regis, Dettlaff'ın toplumda neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair kendi görüşlerine aşırı tepki verme eğilimini fark etti, ahlaki olarak çok siyah beyaz bir bakış açısına sahipti. Regis, insanların bundan daha incelikli olduğunu anladığından, Dettlaff'a nazikçe rehberlik etmeye ve davranışını frenlemeye çalıştı.

Cahir Mawr Dyffryn aep Ceallach (ö. 1268) veya kısaca Cahir, Nilfgaard İmparatorluğu'nun Vicovaro'dan gelen ve Ceallach ile Mawr'ın oğlu olan bir istihbarat subayıdır. Ciri'yi bulma ve kurtarma arayışlarında Geralt'ın topluluğuna katımıştır.

Soylu Vicovarian çifti, Seneschal Ceallach Dyffryn ve Gruffyd ve karısı Mawr, ailenin kalesi Darn Dyffra'da doğdu. Ayrıca Dheran, Aillil ve üç kız kardeşi başta olmak üzere birçok kardeşi vardır. Büyücüler arasında, büyük teyzesi Assire var Anahid ile akrabaydı.

Hayatının bir noktasında yetenekleri Nilfgaard İstihbaratı tarafından tanındı, belki de babasının mahkemedeki konumu sayesinde de olmuş olabilir. Daha sonra subay olarak Nilfgaard İmparatorluğunun saflarına katıldı. Kendisine ayrıca Kont unvanı verildi.


Birinci Kuzey Savaşı başladığında, İmparator Emhyr var Emreis tarafından Cintra Prensesi Cirilla'yı bulması, yakalaması ve Nilfgaard'a geri getirmesi için bir görev verildi. Birkaç asker Ciri ile yanan şehirden at sırtında kaçmaya çalıştı. Ancak Cahir, grubuyla birlikte bekliyordu ve kısa süre sonra Ciri'nin kaçmakta olduğu kaledeki bir casustan sinyal aldı ve şans eseri kaçan askerler Cahir ve adamlarıyla karşılaştı. Çirkin bir kavga çıktı ama sonunda hayatta kalan tek kişi Cahir ve korkmuş bir Ciri idi. Onu kaldırırken bayılmadan önce çığlık attı.

Ciri' görevini tamamlama misyonuyla, yanan şehirden kaçmayı başardı ve zırhını örten kurum Nilfgaard ile olan tüm bağlarını gizlemeye yardımcı oldu. Ciri sonunda yanına geldi ve onu temizlemeye ve zihnini rahatlatmaya çalıştı, ancak Cahir geçici şok geçirdiği için dilini hatırlamadığından, hiçbir şeye yardımcı olmadı. İkisi de sonunda uyudu ama ertesi sabah uyandığında Ciri gitmişti.

Başarısızlığı ve öfkeyle imparatora hakaret ettiği için bir yıl veya iki hapis cezasına çarptırıldı ve sadece darağacından kaçması bekleniyordu, ancak imparator ona bulması ve getirmesi için bir şans daha vermeye karar verdi. Çünkü kızın neye benzediğini bilen tek kişi oydu. Yine de başarısız olursa, cellatın baltası onu bekliyordu. Ayrıca af şansının son derece küçük olduğunu ve bağışlamanın olmadığını da biliyordu.

Milton de Peyrac-Peyran, Toussaint'li bir barondur. Arması gümüş bir tarlada siyah bir boğa başıdır. Ayrıca krallığı koruyan aylak şövalyeler arasındadır.

Nightingale çetesi ile Caed Myrkvid'deki savaştan sonra Dandelion'u "Kont Julian" olarak tanıdı ve ozan'a düşesin kocası Raymund'un mutlu haberini vermiştir. iki yıl önce felç geçirerk ölmüştür.


Şimdi biraz daha yaşlanmış olan Baron de Peyrac-Peyran, düşes Anna Henrietta tarafından Palmerin de Launfal ile birlikte Geralt'ı bulması için Velen'e gönderilmiştir.

Milton, yıllar önce yakın arkadaşları Louis de la Croix, Ramon du Lac ve Vladimir Crespi ile bir şövalye grubunun parçasıydı. Bir noktada bu gruba, gözden düşmüş genç prenses Syanna'yı dükalıktan sürme görevi verildi. Syanna'yı sürgün ederken, Baron de Peyrac-Peyran'ın grubu sırayla ona tecavüz etti ; Milton bu durumda,Syanna'ya yapılanları görmezden geldi ve Crespi'nin Syanna'yı öldüresiye dövmesini sessizce izledi, Ramon kıza zarar vermek istemedi ve geri kalanı ona hakaret ve alay etti. Daha sonra onu Caed Dhu'nun kenarlarında, yırtık pırtık bir elbise içinde, beş parasız ve soğukta bıraktılar, yakında öleceğini umdular.
Şövalyelerin yolları daha sonra ayrıldı ve Milton en azından de la Croix ile arkadaş olmayı bıraktı.

1275 yılında Palmerin de Launfal ile birlikte Anna Henrietta'dan Geralt'a bir kontrat getirmesi için gönderildi. Efsunger,Baron Milton'la birlikte Beauclair'e geldiğinde, Beauclair Yaratığı'nın son kurbanıyla ilgili olarak gardiyanların kaçırmış olabileceği ipuçlarını bulmak için nehir kıyısına bakmaya gitti.Geralt nehirin içinde ağlara takılmış,kanla kaplı ve üstünde 'D.L.C' harfleri yer alan bir mendil buldu ve bu Baron Milton'un eski yoldaşı de la Croix'in baş harfleriydi.

Milton geçmişteki kötü anılarını yeniden hatırlıyordu. O günün ilerleyen saatlerinde Milton, yıllık tavşan avına tavşan kılığıyla katılırken Dükalık sarayının bahçelerinin serasında Beauclair Canavarı tarafından öldürüldü ve ölümüyle, sahip olmadığı tek şövalyelik erdemini kanıtladı : cesaret.

Palmerin de Launfal, Toussaint'te bir barondu. Beauclair'deki diğer erkekler gibi, o da succubus Natanis'i görüyordu ve gizlice Geralt'a ona bir şey yapmaması için para ödedi (Düşes Anna Henrietta ve diğer kadınların witcherın ilgilenmesini istedikleri gibi).

Palmerin de Launfal ve ortağı Milton de Peyrac-Peyran, düşesin emriyle Rivyalı Geralt'ı aramak için Velen'e gönderilir. Geralt onların bildirimine yanıt verdiğinde, Palmerin ve Milton, köylülerin yardımlarını reddetmesine rağmen, haydutlar tarafından düzenli olarak yağmalanan bir köyü savunmaya söz verirler.

Milton'ın düşmanlarını çelikleriyle karşılama arzusuna karşı Palmerin, onlara barışçıl bir şekilde geri çekilme şansı vermek istedi. Ne yazık ki, haydutlar onun azarını alaycı bir şekilde reddederler ve düşes'e hakaret ettikten sonra şövalyeler saldırıya saldırarak karşılık verirler. Toz çöktüğünde,
Palmerin, köylülerin zaferlerine sevinmedikleri, bunun yerine korkuyla sindikleri için hayal kırıklığı ve kafa karışıklığını dile getirdi. Geralt daha sonra, Kuzeylilerin zihniyetine göre, gezgin şövalyelerin şiddet eylemleri nedeniyle artık haydutlar kadar korkutucu olduğunu açıkladı.

Bu olayların ardından, Palmerin ve Milton, Geralt'ı arama amaçlarını açıklar ve birlikte Toussaint'e doğru yola çıkarlar.

Beauclair'e vardıklarında, Palmerin'in yeğeni Guillaume'yi, bir kızın kalbini kazanmak ve ona yardım etmek için bir devle uğraşırken görürler. Daha sonra turnuvada, Palmerin ve Geralt, bir Shaelmaar'ı yenmeye yönelik başarısız girişiminden sonra Guillaume'nin imdadına yetişir.

Guillaume de Launfal, Toussaint'in genç bir şövalyesiydi ve aynı zamanda Palmerin de Launfal'ın öz yeğeniydi.

Guillaume de Launfal tam bir gezgin şövalye modeliydi. Geralt genç adamla ilk tanıştığında, yiğitçe bir yel değirmenine eğiliyordu... ve bunun, adil olmak gerekirse, vahşi bir devi sakladığı ortaya çıktı.

Başını belaya sokmak, Guillaume'un en sevdiği hobileri arasında sayılıyor. Geralt onunla ikinci kez karşılaştığında, şövalyeyi dolu bir arenada onu parçalara ayırmaya çalışan öfkeli bir shaelmaardan kurtarmak zorunda kaldı Yaralı ama minnettar olan Guillaume, Witcher'dan çok acil bir konu hakkında onunla görüşmesini istedi. Meselenin, Toussaint'te hiç de önemli olmadığı gibi, gönül işi olduğu ortaya çıktı.

Guillaume, düşesin nedimesi Vivienne de Tabris'e duyduğu karşılıksız aşk yüzünden ıstırap çekiyordu. Onun soğukluğunun ve uzaklığının kötü niyetli bir lanetin sonucu olduğundan şüpheleniyordu. Profesyonel bir lanet kırıcı olan Geralt, doğal olarak sözleşmeyi kabul etti. Lady Vivienne ile görüşme şansı elde etmek için, şövalyeler turnuvasında yaralı Guillaume'nin yerini almak zorunda kaldı.

Witcher, Vivienne'in gerçekten de bir lanetten etkilendiğini ve o doğmadan önce de, her gece bir kuşa dönüşmesine neden olan karanlık bir lanet olduğunu belirledi. Geralt bu hantal durumu iyileştirmeyi teklif etti.

Geralt'ın Beauclair sarayında karşılaştığı insanlardan biri, Ducal Muhafızlarının kaptanı Kaptan Damien de la Tour'du. Kesinlikle ve koşulsuz olarak ("düşünmeden" demek haksızlık olurdu, ancak tamamen yanlış olmazdı) pozisyonuna bağlıydı ve düşesin yürüdüğü zemine tapıyordu. Kişisel fikrimi soracak olursanız, kesinlikle ona aşıktı.

Tipik bir asker, yani Geralt'ı görünce hemen kimin daha büyük olduğunu kanıtlaması gerektiğine karar veren kalın kafalı bir uşak olarak karşımıza çıktı. Geralt bu meydan okumaya tarafsız bir üstünlükle yaklaştı, ancak yine de kabul etti ve bunu yaparken kendisine başka bir düşman kazandı.

Damien, Witcher'la yan yana kana bulandıktan sonra, Beyaz Kurt'un aslında sadece yardım etmek isteyen tamamen iyi bir adam olduğuna karar verdi. Hatta el sıkışıp barıştıklarını bile söyleyebiliriz. En azından kalplerinde.

Sonunda, ilk başta akıl almaz görünen şey gerçekleşti. Kaptan Damien de la Tour, Beyaz Kurda kümes dışındaki bir tilki gibi bakmayı bıraktı. Geralt'ın Beauclair'i Canavar'ın saldırılarından kurtarması yeterliydi. Bu yapıldıktan sonra, iki adam sert ve erkeksi bir şekilde arkadaş oldular.

Villentretenmerth (Ortak Dil: Üç Karga), Kıtanın tüm tarihinde bilinen iki Altın ejderhadan biriydi. Diğer canlılar arasında yaşamayı sevdiği ve polimorfizm sanatında çok yetenekli olduğu için, birçok biçime bürünebildi ve gizlice seyahat edebildi.

En iyi bilinen biçimlerinden biri Borch Üç Karga'dır. Geralt, onunla ilk kez Zerrikanyalı iki kadın, yani Téa ve Véa eşliğinde bir şövalye kılığında tanışmıştır. Villentretenmerth yapamayacağını söyleyerek, asla ayrıntıya girmeden hiçbir tür konvansiyonel silah taşımamıştır. Çünkü o bir başka ünlü ejderha Saesenthessis'in babasıdır.

Villentretenmerth'in ilk yılları hakkında pek bir şey bilinmiyor ama her zaman seyahat etmesiyle ve bir yerde çok uzun süre kalmamasıyla biliniyordu. Bu seyahatler sırasında sorunsuz bir şekilde uyum sağlamak için çeşitli formlar kullandı, ancak ara sıra gerçek formunda seyahat ettiği de biliniyordu. Böyle bir seyahatte eşi olarak kabul ettiği, Myrgtabrakke olarak bilinen yeşil bir ejder dişiyle tanıştı. Bir süre birlikte olduktan sonra onu terk etti ve seyahat etmeye devam etti.


Villen, Borch kisvesi altında, sözleşmelerinden biri sırasında ünlü witcher Geralt ile tanıştı. Witcher bir basilisk'i öldürdü ve Borch, iki Zerrikanlı koruması Téa ve Véa ile birlikte, efsungeri kiralayanlar çantalarını çalmadan önce araya girdi. Geralt'ı, büyücüyü kişisel felsefesi konusunda sorgulama fırsatını kullanarak yakındaki bir hana geri davet etti ve Geralt'ın ejderhaları avlamadığını öğrenmekten memnun oldu, çünkü Geralt'ın açıkladığı gibi, insanları tehdit etmiyorlar; daha ziyade, onları avlayan insanlardır. Geralt ile mutant olabilecek bir altın ejderhanın olası varlığını tartıştı, ancak Geralt isteksizce 'Mutantlar kısırdır, Borch' dediğinde çürütüldü. Doğanın kınadıklarına yalnızca efsaneler izin verir. Mümkün olanın sınırlarını yalnızca mitler görmezden gelebilir. ' İkili, geceyi bitirip eve dönmeden önce uzun bir sohbetin ve güzel bir yemeğin tadını çıkardılar.

Kısa bir süre sonra Barefield'de büyük bir ejderha olduğu ve büyük bir avın hazırlandığı öğrenildi.


Grup ava katılmaya karar verdi, bu yüzden Barefield'a yolculuklarına başladılar. Sınıra vardıklarında av nedeniyle mekanın kapalı olduğunu öğrendiler.

Geralt'ta bir yol arayan, gruba bildiği her şeyi anlatan uzun zamandır arkadaşı Dandelion'dan başkasını bulamadı. Ertesi gün grup geçmeyi başardı ve av partisine katıldılar.

Av grubu ilginç insanlarla doluydu - ünlü ejderha avcıları Crinfrid Reavers, şirketi ile Cüce ustası Yarpen Zigrin, Denesle'li asil şövalye Eyck ve büyücüler Dorregaray ve Yennefer. Partiye Prens Niedamir komuta ediyordu ve Sheepbagger adlı bir köylü tarafından yönetiliyordu.

Borch, efsunger ve büyücü Yennefer arasındaki gerilimi hemen fark etti, ancak bunu, tıpkı ava katılmak istemesinin asıl nedeni gibi kendine sakladı - söz konusu ejderha, bir süre önce birlikte olduğu Myrgtabrakke'den başkası değildi.

Borch, bir gözlemci rolünü üstlendi ve basitçe olayların ortaya çıkmasını ve grubun ejderha hakkındaki farklı fikirleri üzerine gerilimlerin yükselmesini izledi. Bir süre sonra kendi işine bakmak için grubu terk etti.

Bundan sonra, sürekli tartışmaya başladıkça grubun durumu daha da kötüleşti. Ancak böyle bir tartışma sırasında, bir ejderhanın yüksek sesle kükremesiyle kesildiler ve hepsi büyük bir şaşkınlık içinde, bunu yapanın yeşil bir ejderha değil, oldukça büyük, altın bir ejderha olduğunu gördüler. Grup huşu içinde olmasına ve ilk başta gözlerine inanamamasına rağmen, sonunda devam etmeye ve ejderhayı öldürmeye karar verdiler.

Vimme Vivaldi, Novigrad'da yaşayan cüce bir bankacı ve buçukluk Dainty Biberveldt'in bir arkadaşıdır.

Golan Vivaldi, Vimme'nin kuzeni olduğunu söylüyor. Ayrıca Vimme'nin 'görünüşe göre bir cadı, bir borç tahsildarı ile tanıştığından' bahseder.

Vimme, Novigrad'ın Meydanı'nda bulunan Vivaldi Bank şubesini yönetiyor. Geralt, döviz bozdurmak veya borç almak için hizmetleri kullanabilir.

Cüce aynı zamanda 'Vesemir' kartını içeren kıskanılacak bir desteye sahip deneyimli bir gwent oyuncusudur.

Golan Vivaldi bir cüce ve cüce finansörler ve bankacılardan oluşan tanınmış bir aile olan 'Vivaldi ailesinin' bir üyesidir. Bankalarından biri yakındaki Ticaret Bölgesi'nde bulunuyor, ancak şu anda düşmanca bir devralmanın ardından yeni insan sahipleri tarafından yönetiliyor.

Vivaldi, ırkı konusunda çok hassastır ve her zaman insanlara karşı şiddetli bir nefret beslemiştir. Devralma ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan iflas, ırkçı görüşleriyle birleştiğinde işler daha da sarpa sarmış ve düzeltilmeyecek bir hal almıştır.

Aslında, olası bir senaryoda Vivaldi, Geralt onu ilk bulduğunda evinde Şehir Muhafızları tarafından tutuklanıyor. Geralt daha sonra onunla konuşmak için onu hapisten çıkarmak zorundadır.

Yaevinn'i tanıyor ve Scoia'tael ile elbette tamamen finansal nitelikte bir anlaşma yapmış. İnsanların elinden aldığı acıya rağmen, Vivaldi, Altın Ağırlığına Değer arayışı sırasında Scoia'dael'e yardım etmeyecek ve bankası ve servetini kontrol etse bile vermeyecektir.

Bununla birlikte Yaevinn, Vivaldi'nin davasına yönelik olumsuz tutumunu göz ardı edecek ve Echoes of Yesterday ve ardından banka soygunu Gold Rush'ta Geralt'ı bankaya bir yeraltı geçidini temizlemesi için kandırarak bankanın kasalarına erişmeye çalışacaktır.

Zoltan Chivay, İkinci Nilfgaard Savaşı'nın bir gazisi ve aynı zamanda Geralt'ın en yakın arkadaşlarından bir tanesidir. İkisinin arasındaki ilişki gerçekten çok iyidir ve birbirlerini tamamlıyorlar desek yeridir. Zoltan'ın bir cüce olduğunu var sayarsak kendisi oldukça agresif ve kompleksli bir karakterdir. Ayrıca kendisi çabuk sinirlenen ve çabuk parlayan bir ruh haline de sahiptir. Fakat bana göre bütün bunlar onun kelebek gibi bir kalbi olduğu gerçeğini hiç bir zaman değiştirmeyecek :)

Tanışmaları ilk olarak Geralt ve ekibinin Brokilon'dan Yaruga nehrine doğru giderken karşılaşmaları ile olmuştur, ancak cüce onlara birliğine katılmalarını ve doğuya gitmelerini tavsiye etmiştir. Ayrıca Geralt -Sihill adlı kılıcı Zoltan'dan almıştır.

Buna ek olarak Novigrad'da bir kuyumcu atölyesi açtığı sırada cüce Percival Schuttenbach'a sattığı konuşan bir papağanı vardı, adı Mareşal Rüzgar Çuvalı.

Kendisinin ve arkadaşlarının Mareşal Menno Coehoorn'u öldürdüğü Brenna Savaşı'ndan sonra Zoltan, Eudora Breckenriggs ile nişanlanmıştır.

Yarpen Zigrin buçuklukların dünyasında oldukça tanınmış bir cüce savaşçıdır. Kendisi maceracı bir ruha sahiptir ve ayrıca ejderha avcılığı da yapardı. Altı cüceden oluşan bir grubun lideridir ve Brenna Savaşı'nın büyük emektarları arasında bulunmaktadır.

Yarpen'in gençliği hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor. Bununla birlikte, Lucas Corto, Paulie Dahlberg, Regan Dahlberg, Xavier Moran ve Yannick Brass'ı içeren bir cüce şirketinin lideri olduğu biliniyor. Kendisi bu cüce grubu ile tüm kıtayı gezmiştir.

Bu süre zarfında, Yarpen Zigrin ve onun şirketi Ocvist adında bir ejderhayı öldürmüştür. Kısa süre sonra, başka bir ejderhanın görüldüğü ve bir Ejderha Avcısının çağrıldığı Caingorn'a ekibiyle birlikte gitmiştir.


Yarpen'in grubu, ava katılan birçok gruptan sadece biriydi. Resmi olarak av, Kral Niedamir'in emri altındaydı, ancak gerçekte hiçbir şey emretmedi. Ava katılan diğer kişiler arasında Denesle'li Knight Eyck, Boholt ve Crinfrid Reavers, Vengerberg'li büyücü Yennefer, Rivia'lı büyücü Geralt, ozan Dandelion, büyücü Dorregaray ve son olarak, Knight Borch (Üç Karga), iki Zerrikanyalı kadın (Téa ve Véa) vardır. Avın hedefi, bölgede yuva yapan büyük bir dişi Yeşil ejderhaydı. Av başlamadan kısa bir süre önce, ejderha bazı yerliler tarafından zehirlendi ve ciddi şekilde yaralanmış olmasına rağmen hayatta kaldı.

Böylece av başladı ve Yarpen çok geçmeden, Boholt ile ejderha, cinayet ve esas olarak ejderhanın hazinesinin payı hakkında bir anlaşma yaptı. Av sırasında, büyücüyü ve cadıyı neredeyse öldüren kaya kayması gibi birçok tehlikeyle karşılaştılar, ancak ikisi Eyck tarafından kurtarıldı.
Sonunda hedeflerine ulaştılar ve yaralı ejderhayla yüz yüze durdular, ancak saldırmadan önce başka bir ejderha ortaya çıktı, bu sefer bir Altın ejderha. Ejderha Villentretenmerth telepatisini kullandı ve gruba onlarla adil bir düelloda savaşacağını söyledi. Denesle'li Eyck tereddüt etmedi ve hızla saldırdı, ancak ejderha hızla düşmanını yendi ve onu atıyla birlikte vadide uçarak gönderdi.



Bundan sonra Kral Niedamir ayrılmaya karar verdi. Ancak Reavers ve Yarpen grubu, avı bitirip altın ejderhayı öldürecekleri konusunda anlaştılar. Av grubu aralarında tartıştı, Geralt, Dandelion ve Dorregaray böyle bir canavarı öldürmek istemediler ve ona karşıydılar. Boholt ve Yarpen, adamlarıyla birlikte, kendilerine karşı çıkan herkesi hızla mağlup ettiler ve onların ellerini ayaklarını bağladılar. İlk başta avcıların yanında görünen büyücü Yennefer, avcılara karşı bazı büyüler kullanmaya çalıştı ama Yarpen tarafından devrildi ve bağlandı. Tüm muhalefet bağlıyken, Yarpen ve Boholt'un adamları ejderhaya saldırdı.

Altın ejderha da onları mağlup etse de, savaş sırasında yerel milisler geldi ve onlarda ejderhaya saldırdı. Tüm erkeklerin birleşik güçleri ejderha için çok fazla oldu ve kaybetmeye başladı. Neyse ki Yennefer, Geralt, Dandelion ve Dorregaray kendilerini kurtarmayı başardılar ve altın ejderhayı korumaya çalıştılar. Aynı şekilde Téa ve Véa ortaya çıktı ve birbiri ardına adam öldürmeye başladılar. Sonuçta, savunanlar saldırganları püskürttü ve Villentretenmerth galip geldi. Bununla birlikte, daha fazla öldürmeyi yasakladı ve böylece Reavers ve Yarpen'in grubu hayatta kaldı. Daha sonra, ejderhaların bu kadar çok korudukları "hazine" nin aslında küçük bir yavru olduğu gösterildi. Aslında Şövalye Borch (Üç Karga) olan altın ejderha, gençliğinden ayrıldı, tüm av grubu dağıldı ve kendi yollarına gitti.

Yaren Bolt hakkında İnternet de çok fazla yazılı kaynak yok bu yüzden sadece bulabildiğim kadarını yazabildim.

Söylenene göre Yaren Bolt bir cüce ve aynı zamanda Bataklık'taki oduncuların açık alanındaki eski porsuklarını kesen bir oduncu çetesinin lideridir.

Grup, liderlerine oldukça sadıktır ve asla sözünden çıkmazlar. Zaten Yaren Bolt kendi mürettabatını oldukça sıkı bir yönetim ile deyim yerindeyse "Demir bir yumruk gibi" yönetiyor.

Gruptaki hiç kimse onun sözünün üstüne söz söylemez ve grup liderlerine her zaman sadıktırlar. Grupta herhangi birisi bir şey yapıyorsa diğer grup üyelerinin de bundan mutlaka haberi olmalıdır.

Aksi taktirde herhangi bir kişi yaptığı şeyi Yaren Bolt'a veya grup üyelerine bildirmezse o kişi için pek de iyi olmayan bir son olabilir.

Stregobor, bir Kovir büyücüsü ve usta bir illüzyonistin yanı sıra 'Kara Güneş'in Laneti'ne sadık bir inanca sahip büyücüdür.

Stregobor, büyücü Zavist ile birlikte Kral İdi'ye hizmet ederek hayatının çoğunu Kovir'de yaşamıştı. Bir noktada efsunger Geralt, kral için bir amfisboenayı öldürerek bir sözleşmeyi tamamladı, ancak büyücüye ödeme yapmak yerine, Stregobor ve Zavist, Geralt'ın bir şarlatan olduğuna ve ödenmemesi gerektiğine Idi'yi ikna etti. Bunun üzerine Idi, Geralt'a krallığı terk etmesi için kısa bir zaman verdi.

Kara Güneş'in Laneti'ne inanan birisi olarak, aynı zamanda konseyin, Kara Güneş'in lanetinden etkilenen kızlar hakkında daha fazla bilgi edinme çabalarına, otopsi yapmaya ve hatta bir tanesine canlılık getirme çabalarına yardımcı oldu ve halkın savunmasında hareket ettiğine inanıyordu. Çünkü 'mutant kızlar koca ülkeleri kana boğarlardı.' Ancak, kızları dışarı çıkarmak zor olduğu için büyücüler kızları öldürmeyi bıraktı ve onları kulelere kilitlemeye başlamıştı.


Bir süre sonra Konsey, Kraliçe Aridea'nın bir tutulma sırasında doğan üvey kızı Renfri ile ilgili şüpheleri nedeniyle Stregobor'u Creyden'e gönderdi. Nehalenia'nın Aynasını kullandığı bildirildi, kraliçe kendisinin ve diğerlerinin üvey kızının elinde öleceğini öğrendi. Stregobor ortaya çıktı ve genç Renfri'yi izledi ve bazı testler yaptıktan sonra çocuğun bir mutant olduğunu doğruladı. Kızı izole etmek isterken, Aridea onu öldürmek istedi ve prensesi onu öldürmek için tuttuğu bir haydutla ormana gönderdi. Bunun yerine, haydut, işgal edilmesinden yararlanan ve broş iğnesini kulağına ve beynine saplayarak kaçmadan önce onu öldüren Renfri'ye tecavüz etti.

Stregobor kısa süre sonra ayrıldı ancak dört yıl sonra Aridea, şu anda Shrike (Örümcek Kuşu) olarak bilinen Renfri'yi Mahakam'a izlediğini bildirdi. Kraliçe daha sonra onu Creyden'e dönmesi için çağırdı, ancak geldiğinde Aridea zehirlenmiş ve ardından ölmüştü. Genel söylentiye göre bunu kocası Fredefalk yapmıştı. Ama Stregobor bunun Renfri'nin işi olduğuna inanıyordu.

Daha sonra Stregobor, Renfri ile yolları kesiştiğinde Mahakam'daydı ve Creyden'daki rolünü hatırlayarak, büyücüye saldırmak için harekete geçti, ancak son dakikada bir büyü yaparak onu kristal bir levhaya dönüştürdü, buna rağmen Renfri daha sonra uzak bir krallıktan gelen bir prens tarafından kurtarıldı ve Stregobor'a suikast düzenlemek için yola çıktı.


Stregobor Kovir'e geri döndü, ancak Renfri onu buldu ve orada üç suikast girişiminden sonra Pontar Vadisi'ne, ardından Angren'e kaçtı, ancak onu her bulduğunda. Sonunda Blaviken kasabasındaki Arcsea'de saklandı ve şimdi ikamet ettiği kulenin eski sahibi olan Usta Irion adını aldı. Burada, Renfri'ye kadar yerel halka yardım ederek yaklaşık bir yıl boyunca huzur içinde yaşadı.

Aynı sıralarda Geralt, ilgisiz bir iş için şehre geldi ve Geralt'ın büyücünün geçmiş ilişkilerinden hoşlanmamasına rağmen, Stregobor, Geralt'tan Renfri'yi öldürmesini istedi ve bunun "daha az kötü" olduğunu iddia etti. Ancak Geralt, Renfri'nin sebepleri olduğuna ve taraf seçmek istemediğine inanarak bunu yapmayı reddetti.

Ertesi gün, Renfri büyücünün geçilmez kulesinde göründü ve ona bir ültimatom verdi: kendi isteğiyle ölümüne çıkın yoksa o ve çetesi kasabadaki tüm pazar müdavimlerini öldürmeye başlayacaktı. Ancak, tüm Blaviken ve komşu kasabalarını öldürebileceklerini ve yine de çıkmayacağını belirterek reddetti.

Renfri daha sonra Geralt'ın çetesini öldürmeyi bitirdiği pazar yerine döndü ve ikisi Geralt prensesi öldürmeden önce kaçtı. Kavgayı kristal topundan gören Stregobor, kulesinden çıktı ve otopsi yapmak için cesedi toplamaya çalıştı, ancak Geralt ona dokunursa onu öldürmekle tehdit etti. Bununla birlikte, Stregobor daha sonra Kovir'e döndü.

Eist Tuirseach, 1252'de Kraliçe Calanthe ile evlenerek Cintra Kralı olan Skellige'nin Kont'uydu. 1257'de Eist, kardeşi Bran Tuirseach'ın yerine Skellige'nin tacını elde etti. Jarl'ın konumu daha sonra Eist'in akıl hocalığı yaptığı yeğeni Crach an Craite'e geçti.

Eist, Cintra Dişi Aslanına yalan söyleyene kadar evliliği küçümseyen olağanüstü bir savaşçı ve denizci olarak tanındı.

Nilfgaard İmparatorluğu 1263'te istila ettiğinde, Marnadal Savaşı'nda ölene kadar cesurca savunmaya liderlik etti. Crach, Nilfgaard ile ateşkes imzalamayı reddetti ve onlardan kanlı intikam almaya yemin etti.

Tuirseach Klanı'nda doğan Eist'in bir erkek kardeşi Bran ve Crach an Craite'i dünyaya getiren bir kız kardeşi vardı.

Zamanla, Eist Tuirseach bir deniz yılanı, deniz gergedanı görmüş, en dar fiyortlarda bir gemiye manevra yapabilen, en şiddetli fırtınaları tam yelkenle seyredebilen ve rakibin gemilerini iki kat büyüklüğünde kayalık sahil şeridine süren ünlü bir denizci haline geldi. Bu beceriler onun, silahlı kuvvetlerin komutanı olan Skellige kontunun rütbesini kazandığını görmüş ve onu Adalar'daki en güçlü birey haline getirmişti.

Kraliçe Calanthe'nin kocası Ebbing Kralı Roegner'ın ölümünden kısa bir süre sonra Eist, Cintra'daki kraliyet kalesini ziyaret etmeye başlamıştı. Birbirlerine karşı derin duygular geliştirdiler ve Tuirseach'ın hafızasına kendilerini derinden kazıyan sözler verdiler. Yine de Kraliçe, Eist'in bu önerilerini üç kez reddetmişti.


1252'de Eist, skald Draig Bon-Dhu ve druid Mousesack'in katıldığı Cintra'ya yaptığı yolculukta genç Crach'e eşlik etti ve burada Prenses Pavetta'nın doğum gününü kutlamak için bir şölen düzenlendi. Adalıların başlıca amacı, Crach'in Kraliçe Calanthe'nin kızı ve varisiyle düğününü sağlamak ve böylece Skellige'yi Cintra ile ittifak kurmaktı.

Eğlence boyunca Eist, Crach'in öfkesini Attre Prensi Windhalm, Tigg'li Baron Eylembert ve Fourhorn'dan Ravix gibi diğer taliplerin önünde tutmak için elinden geleni yaptı. Kraliçe Calanthe'ye gizlice aşık olan Eist, yardım edemedi ama onun esrarengiz Ravix ile çok konuştuğunu fark etti, onun Rivia'lı Geralt olduğunu fark etmedi ve büyücü işini tartışıyorlardı. Tuirseach, Kraliçeyi, Pavetta'nın Crach'in ölçüsüz sarhoş olmasından daha erken misafirlerin önüne getirilmesi gerektiği konusunda kibarca uyaracak kadar ileri gitti.

Ziyafet tüm hızıyla devam ederken, kendisini Erlenwald'lı Urcheon Duny olarak tanıtan bir şövalye tarafından bozuldu. Pavetta'nın, on beş yıl önce Kral Roegner'ı kurtardığı için Sürpriz Yasası aracılığıyla ödülünü aldığını iddia etti. Kirpi benzeri bir kafası olduğu ortaya çıktıktan sonra, Calanthe kızına hayır diyeceğini varsayarak kızına böyle bir canavarla gitmek isteyip istemediğini sordu, ancak Prenses evet cevabını verdi. Bu, konukları çileden çıkardı ve kavga çıktı. Eist, Duny'nin haklı olduğunu kabul ederek bir kılıç kaptı ve yanında savaştı. Tüm kargaşa Pavetta'yı üzdü ve içindeki Güç'ün ondan patlamasına, mobilya ve talipleri uçurmasına neden oldu.

Tüm bunların ortasında, Calanthe ile olan taht uçtu ve karşı duvara çarparak onu bayılttı. Eist onun adını haykırdı ve zar zor ayağa kalkarak onu korumak için Kraliçe'ye atladı. Kaos sırasında, Calanthe'ye aşkını bir kez daha ilan eden Eist, ona evlenme teklif etti. Tepki veremeden önce Geralt ve Mousesack, Pavetta'yı duyularına geri getirmeyi başardılar ve Kraliçe, bu olaya dahil olan herkesle konuşmak istedi. Kızının meselesini çözen Calanthe, Pavetta'nın aşık olduğunu fark etti ve evlenmelerine izin vermeyi kabul etti, bu yüzden bilmeden Duny'nin lanetini bozdu. Daha sonra Duny'ye henüz kral olmayacağını söyledi. Her şeyin anlamını kavramaya başlayan Tuirseach, 'Evet, Eist, kabul ediyorum' cevabını verdiği Kraliçe'nin ismini iç çekti, teklifiyle hareket etti.

Kraliçe Calanthe tereddüt etmediğinden, düğünün Pavetta ve Duny'nin birbirlerine yemin ettikten hemen sonra o gece olmasını söyledi.

Crach, 13. yüzyılın başlarında Skellige'da doğdu. Çocukluğu hakkında pek bir şey bilinmiyor, sadece amcası Eist Tuirseach tarafından yanına alınan genç Crach amcası tarafından kılıç kulanmayı öğrendi. Gençken Vengerberg'li büyücü Yennefer ile tanıştı ve ikilinin kısa bir ilişkisi oldu.

Crach ayrılmalarına rağmen, hayatının geri kalanında büyücüye düşkün kaldı. Ayrılmalarından bir süre sonra Crach, sonunda eşlerinden biri olan bir kadınla tanıştı.

Bu kadın ona iki tane evlat verdi ilk oğlu olan Hjalmar ve ilk kızı Cerys Artık evli ve baba olan Crach, tipik Skellige tarzında mutlu bir şekilde yaşıyordu. 2 yıldan biraz fazla bir süre sonra, Prenses Pavetta'nın sağ kolu olmak için yarışmacılardan biri olan Cintra krallığına gönderilen Skellige elçisinin bir parçasıydı.


Skellige'nin jarl'lerinin en güçlüsü olan Crach, gerçekten bir kahramanın tüm özelliklerine sahip olduğundan, böyle bir hikayede çok az abartı olacaktır. Düşmanlarında dehşet uyandırdı aslında, Nilfgaardlı anneler, çocuklarını korkutmak için onun adını kullanırlardı.Geralt, Crach'i, genç bir adamken Ciri'nin annesi genç Pavetta'nın sağ kolu olmaya çalıştığı zamandan beri tanıyordu.

Bran'ın ölümünden sonra, Crach kolayca tahta çıkabilirdi. Yine de oğlu Hjalmar'ın iddiasını desteklemeyi tercih etti. Kızı Cerys de tahtı aramaya niyetlendiğini açıkladığında, jarl da ona destek verdi, çocuklarına gelince hiçbir kaygı göstermedi.

Adalılar için onur, erdemlerin en değerlisidir. Böylelikle Crach, yıllar önce kendisi ve tüm klanı adına verdiği sözü yerine getirmeyi tereddüt etmeden kabul etti ve Skellige'nin sunabileceği her türlü yolu kullanarak Cirilla'yı aramayı destekledi.

Crach, Eredin ile savaşma zamanı geldiğinde de tereddüt etmedi. Eredin bu dövüş sırasında Crach'i öldürse de, jarl'ın ölümü adalıların ruhunu kırmadı, bunun yerine gerçek bir kahraman gibi nasıl öleceğinin bir modeli oldu.

Hjalmar an Craite, Wrymouth olarak da bilinir (Lehçe: Krzywogęby "slackjaw" anlamına gelir), 1248 doğumlu, Crach an Craite'nin oğlu ve Cerys'in ağabeyi. Bu arada Ciri'ye aşıktır.

Çocukluğunun çoğunu geçirdiği Skellige'de kaldığı süre boyunca Ciri ile tanıştı. Skellige'de buz üzerinde atlama yarışmaları yapıldı ve çocuklar kimin en uzağa atlayabileceğini görmek için kayarlardı.

Bununla birlikte, Ciri buz üzerinde şimşek hızında ve çevikti ve çocuklar, genç bir kız tarafından dövülme düşüncesiyle alay ettiler. Hjalmar, Ciri'yi dövmeye çalıştı ancak bunun yerine düştü ve kendini yaraladı. Buna rağmen, Ciri'ye kin beslemedi ve iyileşmesi sırasında yatağının yanına gittiğinde birbirlerine aşık oldular.

Ciri 10 yaşında ve Hjalmar 15 yaşındayken "nişanlandılar". Maalesef onların mutluluğu olmayacaktı ve Ciri gözyaşları içinde Cintra'ya sürüklendi ve genç bir Hjalmar, Skellige'de somurtarak kaldı.


Cintra Katliamı Hjalmar'ın kulaklarına ulaştığında, sevgilisini kurtarmaya çalıştı. Ne yazık ki, Cintra'ya vardığında yer çoktan yıkılmıştı ve vatandaşları katledilmişti ve Ciri, Ceallach'dan Cahir Mawr Dyffryn tarafından alınmıştı.

Cahir'den kaçışı daha sonra Geralt ile hayatının bir bölümünü kapsar. Yennefer, Ciri'ye ulaşmak için Skellige'ye döndüğünde, Hjalmar, Cintra'daki kayıp Ciri'yi bulmak için onunla birlikte bir gemiye gitmeye söz verdi. Ancak, Yennefer'in meşhur Sedna Uçurumuna yelken açmak için kullanmayı planladığı Alkyone, uzun gemiye devam etmek için gönüllü olmasına rağmen, geminin kısa bir süre hareket etmesini sağlamak için gereken asgari insan sayısı olan 8'e indirgenmesini emretti.

Kaptanın hangi 8'i transfer edeceğini seçmesine izin verirken, Hjalmar'a ikinci geminin Tamara'da geride kalmasını emretti. Protesto ettiğinde, onu kalması için direğe bağlamakla tehdit etti, çünkü Alkyone'daki tüm mürettebatın daha sonra boğulduğuna ya da ışınlandığında öldüğüne inanılıyordu.


"Baba gibi, oğul gibi" sözü Crach ve onun ilk doğan oğluna uyuyor. Genç Hjalmar, hem duruş hem de karakter olarak babasının peşinden gitti ve çoğu kişi, zamanla büyüğünü kazanacağı onur ve şöhrete kaptıracağını tahmin etti.

Son derece becerikli, geniş omuzlu bir kılıç ustası, mükemmel bir savaşçıydı ve karizması ve neredeyse çılgın bir cesarete olan eğilimi, tüm Skellige klanlarından ganimet ve ihtişam arzusu çeken gençlerin kalbini karıştırabileceği anlamına geliyordu

Tüm bu özellikler Hjalmar'ı Skellige'nin bir sonraki kralı için bariz bir seçim haline getirdi. Bu nedenle, zamanı geldiğinde iddiasını üstlenmekte tereddüt etmedi ve hemen Undvik'in efsanevi Buz Deviyle savaşarak kahramanlığını kanıtlaması için yola çıktı.
Hjalmar, yapmaya karar verdiği şeyi başardı. Cadı ile yan yana savaşarak, Undvik'in vahşi devini yendi.

Geralt, King's Gambit'te Cerys'in tarafındaysa:

• Onun yerine kız kardeşi hükümdar olarak seçilmesine rağmen, Hjalmar bir kin beslemedi ve şaşırtıcı bir siyasi olgunluk gösteren bir eylem olan tüm gücünü ona saltanatını vermeye karar verdi.

Geralt King's Gambit'te Hjalmar veya Cerys'den yana değilse:

• Hjalmar'ın öfkeli öfkesi sonunda onun sonu oldu. Genç bir Craite, Nilfgaard filosuna yapılan ilk saldırılardan birini yönetirken kız kardeşinin yanında öldü.

Cerys an Craite, "Atmaca", Crach an Craite'nin kızı ve Hjalmar'ın küçük kız kardeşiydi. Genç kadın, babası gibi cesur bir adalıydı ve tüm inatçılığını ondan miras almıştı.

Kendine çok güveniyordu ve herhangi bir görevi, bir erkek kadar iyi yerine getirebileceğini kanıtlamaya her zaman hazırdı, bu da kendisinin ve Hjalmar'ın arasında sürekli olan iyi huylu bir atışmaya döndü.

Ancak, erkek kardeşinin aksine, daha ağırbaşlıydı, sonuca varmadan önce her zaman araştırmayı ve düşünmeyi seçerdi.

The Witcher 3: Wild Hunt'ta Geralt, ikincil bir görev sırasında Hjalmar veya Cerys'in Skellige'nin yeni hükümdarı olmasına yardım edebilir.

Sahiplik görevinde Cerys, Jarl Udalryk'i lanetten kurtarmak için Spikeroog'a doğru yola çıkar. Geralt'ın yardımı sayesinde, çabası başarılı olur ve ilahi Udalryk'ten kovulur ve sıkıntıları sona erer. Daha sonra, Kaer Trolde'deki talihsiz ziyafette bulunuyor. Geralt ona yardım etmeye karar verirse, metodik bir yaklaşım benimser ve nihayetinde suçlu olan Birna Bran'ı ortaya çıkarmayı başarır. Eylemleri için, Cerys daha sonra Skellige'nin kraliçesi olarak seçilir. Onun yönetimi altında, Skellige gelişir ve çok daha huzurlu bir yer haline gelir.

Cerys gerçekten kraliçe olursa, Geralt Kaer Morhen'de yaklaşan savaşta yardım istemek için ondan yardım isteyebilir; kendisi gitmezken Hjalmar'ı yardıma gönderir.

Skellige'deyken Geralt, sonunda Crach'in iki çocuğundan küçük olan Cerys an Craite ile tanışma şansı buldu. Arkadaşları tarafından "Atmaca" olarak biliniyordu, bu ismin de gösterdiği kadar şiddetli ve hızlıydı.

Cerys, tüm cesaretini, kararlılığını ve inatçılığını miras almış olan babasının tam anlamıyla bir adalıydı. Korkusuzca, ağabeyi Hjalmar da dahil olmak üzere adalardaki herhangi bir adam kadar ya da ondan daha iyi yerine getiremeyeceği bir görev olmadığını her fırsatta kanıtlamaya çalıştı.

Bu yüzden, Jarl Udalryk'i onu lanetleyen garip rahatsızlıktan kurtarmak için Spikeroog'a yelken açmıştı.

Geralt, Cerys'e Possession'da yardım ederse:

• Cerys, yapmaya karar verdiği şeyi yapar - Witcherın yardımıyla klan Brokvar'ın önderini yıllarca ona eziyet eden hayaletten kurtardı.

Geralt, King's Gambit'te Cerys'in tarafındaysa:

• Bir kez daha Atmaca, Kaer Trolde'daki rezil "kanlı ziyafetin" ardından Birna'nın planının maskesini düşürerek ve klanının adından gelen utancı temizleyerek kurnazlığının kanıtını bir kez daha vermiş oldu.

Tüm bu başarılar Skelliger'ları Cerys'in kraliçe olmaya uygun olduğuna ikna etti. Genç hükümdarın babasının ve kardeşinin gölgesinden tamamen çıkmasının biraz zaman alacağı açık olsa da, adalıların büyük bir kısmı hükümdar seçimlerinden memnun ve gururluydu.

Geralt, King's Gambit'te Cerys veya Hjalmar'ın yanında değilse:

• Ne yazık ki Crach'in kızı, Nilfgaard filosuna yapılan başarısız bir saldırı sırasında erkek kardeşinin yanında öldü. Skellige sakinleri, cesur Atmaca'nın erken ölümünün yasını tuttu.

Halk arasında "Sakat" olarak adlandırılan Harald an Craite, 10. yüzyılda Skellige'yi yöneten Klan ve Craite'den Skellige Adaları Kralıydı.

Bir savaşçı olarak Harald tamamen önemsizdi. Sonra bir ayı bacağını ezdi ve kemiği bükülerek iyileşti. Ondan sonra, her adım onun acı çekmesine neden oldu ve her zamankinden daha iyi savaşmaya başladı. Sürekli acı çekmenin, durdurulamaz bir kenar oluşturduğunu iddia etti.

Harald, tüm hayatını dayanılmaz bir acı içinde yaşadı ve onu bu konuda biraz uzman yaptı. Bu uzmanlık, başkalarına da acı vermeye kadar uzanıyordu. Mümkün olan en büyük acıya neden olmak, en cesaretini uyandırmak için nereye vurulacağını çok iyi biliyordu.
yürek burkan çığlıklar attı ve düşmanları adını duyar duymaz silahlarını yere atacaktı.

Bir Craite klanının lideri olarak, Clan Tuirseach'ın lideri Tyrggvi Tuirseach ile ittifak kurdu ve Clan Drummond ile savaş başlattı ve aslında Drummonds'a ait olan Ard Skellig'in güney kesimindeki toprakları ele geçirdi.
Harald'ın öfkesi, adalar onun olana ve eski Jarl Skjordal Drummond'un başı yerde onun önünde yatana kadar durmadı. İki klan arasındaki düşmanlık ve çatışma bu güne kadar devam ediyor.

Bir baskına liderlik ederken, Harald ordusunun omurgası Tuirseach Klanından baltalardan oluşuyordu. Bu savaşçılar, öldürdükleri her düşmanla birlikte görünüşte daha hızlı, daha güçlü ve daha dirençli olarak kan dökülmesinden kurtuldular. Harald'ın rakipleri, ya savaşın sıcağında baltacıları etkisiz hale getirmeleri ya da elleriyle ölme riskiyle karşı karşıya kalmaları gerektiğini biliyorlardı.

Sakat Harald'ın hükümdarlığından beri, Nilfgaard'ın subay akademisindeki öğrenciler şu kurala göre eğitiliyor: Bir Skelliger'a yalnızca darbenizin ölümcül olduğundan eminseniz vurun çünkü sadece yaralarsanız çabucak pişman olabilirsiniz.

Halbjorn, Skellige de Dimun Klanına bağlı bir savaşçıdır. Babası Holger Blackhand'dir.

1272'de Halbjorn, Kral Bran'ın ölümünün ardından Kaer Trolde'deki cenaze törenine katılmıştır. Orada, Cerys an Craite, Mavioğlan Lugos ve Otrygg ve Hindar ile birlikte jarlların çocukları için ayrılan masaya oturmuştur. Toplantının sonunda Halbjorn, Skellige tahtına hak iddia edenler arasında bulunmuştur.

O olayın ilerleyen saatlerinde Halbjorn, Kaer Trolde'deki Vildkaarl katliamında öldürülen birçok savaşçıdan birisidir.

Vernon Roche, Temerya ordusunun özel kuvvetleri olan Mavi Şeritlerin komutanıydı. Temeryalı olduğu için kralı Foltest'e büyük saygı duyuyordu. Aynı zamanda yetenekli bir dövüşçüydü.

Vernon Roche babasıyla hiç tanışmadı. Çocukluğunu yoksulluk içinde yaşayarak geçirdi. Yaşayacak parası olmayan annesi sokaklarda fahişe olarak çalışmaya zorlandı. Bu nedenle, diğer çocuklar ona "fahişe" diyerek hakaret ederlerdi; O zamandan beri Roche bu hakarete agresif tepki veriyor.

Vernon, Kral Foltest olmasaydı kendini ya serseri ya da ayyaş olarak sokaklarda bulacağını kabul ediyor.

Roche, Mavi Şeritler ünitesinde dört yıl görev yaptı. Bağlılığı ve verimliliği için iki kez Cesaret Nişanı ile ödüllendirildi.

Iorveth'e göre, aralarında birçok elfin, kadının ve çocuğun yok edilmesinden sorumludur. Roche ayrıca Mahakam'ın "pasifleşmesine" de öncülük etti.

Yeteneğinden dolayı Foltest'in sağ kolu oldu ve Vizima'da büyük bir güce ve nüfuza sahipti.


Önsözde Geralt'ı Foltest'in katili hakkında sorgular ve Geralt'ın Foltest suikastıyla hiçbir ilgisi olmadığına inanmaya başlar. Dandelion'un gerçek Kral Katilinin nerede olduğu hakkında bilgi verdiği ortaya çıktı.

Bölüm I'in başında Roche, Geralt ve Triss, Scoia'tael ile Mavi Şeritler arasında devam eden düşmanlık nedeniyle onlara saldıran Iorveth ile karşılaşır. Zoltan ve Dandelion'u kurtardıktan sonra, Roche ve adamları hanın yanındaki bir binada oturur. Geralt görevleri yerine getirirken Roche, Iorveth ve Kral Katili için avına devam eder ve Scoia'tael, Mavi Şeritler ve Letho arasında üç yönlü bir savaşla sonuçlanır. Bu savaş sırasında Geralt, Iorveth'i serbest bırakma ve kılıcını iade etme veya Vernon ve Mavi Şeritler ile taraf tutma seçeneğine sahiptir. Ona yardım edememek, Iorveth'in Roche tarafından yakalanmasına yol açar. Bölüm I'de Roche'un yanında yer almayı seçerseniz, Flotsam'ın yozlaşmış ve hain Komutanını öldürmek için bir sızma girişimine liderlik edeceksiniz.

İkinci bölümde, Roche'un Kral Henselt'e karşı bir komplonun arkasında olduğu ortaya çıkar. Komplo keşfedildikten sonra, Kral Henselt, büyücü Dethmold'un tavsiyesi üzerine, Henselt'in tecavüz ettiği Ves hariç tüm Mavi Şeritlerin infazını emreder. Geralt ve Roche, Henselt'in Ordusu tarafından kuşatılmış olan Vergen'deki Síle'i durdurmak için Kaedweni kampından kaçar. Büyücü şehirden kaçmayı başarır, ancak onu arayan Henselt ve Kraliyet Muhafızı Geralt tarafından yenilir. O zaman Roche, ya Henselt'i öldürmenin sadece Kral Katiline yardım edeceğine ve onu oldukları kadar katil yapacağına ya da Geralt'ın Mavi Şeritlerin infazının intikamını almak için Henselt'i öldürmesine izin verecektir.

Bölüm III'te Roche, Temeria'nın çıkarları doğrultusunda hareket edebilen birkaç kişiden biridir ve Loc Muinne'de ülkesinin dağılmasını önlemeye çalışır. Geralt'a kefil olarak, Witchera şehre erişim sağlamayı başarır, Geralt onlara karşı olsa bile Alev Gülü Düzenini geçecektir.

Radovid V ile görüşen Roche, Anaïs La Valette'in Dethmold tarafından yakalandığını keşfeder ve onu kurtarmayı ve Radovid'e teslim etmeyi kabul eder. Geralt ona yardım etmeye karar verirse, Roche ya Radovid'e sözünü tutacak ve Foltest'in çocuğunu ona teslim edecek, bu durumda Redanian renklerini takıyor ve Radovid'e hizmet ediyor olacaktır. Foltest'in mirasını korumak için, Geraltı Anaïs'i John Natalis'e göndermeye ikna edilecek, bu durumda onu korumak için elinden geleni yapacak ve Temeria bağımsız kalacaktır. Her iki durumda da Dethmold, Roche tarafından acımasızca öldürülür.

Geralt, Triss'i kurtarmaya karar verirse, Roche Anais'i kendi başına başarılı bir şekilde kurtaracak ancak Dethmold'u öldüremeyecek, bu durumda Temeria ya Redania ve Kaedwen arasında bölünecek.


Her hükümdarın maiyetinde Vernon Roche gibi bir adam vardır. Cesur ve kararlı, herhangi bir emri yerine getirmeye hazır yalnızca krala bağlılık ve hizmetin onu konumunda tuttuğunu bilir. Roche, diğer şeylerin yanı sıra, Scoia'tael ile savaşmak ve pek çok insan olmayan asi topluluğu yatıştırmakla tanınıyordu Mavi Şeritler'in (Kral Foltest'in özel kuvvetleri) lideriydi. Birliğin ün kazanması onun emri altındaydı. Vernon yaptıklarıyla Foltest'in iyiliğini ve güvenini kazandı.

Vernon, Geralt'ın suçluluğuna açıkça inanmayı reddettiğinde anlayışlı olduğunu kanıtladı. Çok fazla şeyin açıklanması gerekiyordu ve Mavi Şeritlerin komutanı, Foltest'in gerçek katilini ele geçirmek için şüpheli ile işbirliğini riske atmaya karar verdi. Böylece ölümünden sonra bile kralına sadık kaldı.

Özel soruşturmasına devam eden Vernon, kral katilinin nerede olduğuna dair ipuçları bulmayı umduğu Temerya-Aedernian sınırına yöneldi. En iyi muhbiri sayesinde Roche, adamın bir ticaret merkezi olan Flotsam yakınlarındaki Scoia'tael arasında saklanıyor olabileceğini biliyordu. Böylece kraliyet tazı Vernon Roche bir kez daha ava çıktı ...

Vernon Roche'un başarılarının ve kahramanca eylemlerinin listesi uzundu. Oxenfurt Üniversitesi'nin duvarındaki karalamaların dediği gibi: "İnsan olmayanları yatıştırmak çamurda yuvarlanmak gibidir - herkes genellikle kanla kirlenir."

Loc Muinne'deki olayların hemen ardından Vernon Roche, ön cepheye koştu ve Natalis'in komutası altındaki 2. Temerya Ordusu'na katıldı ve burada yaklaşan Nilfgaard istilasına hazırlık olarak Dol Blathanna - Karbon Dağı hattında savunma pozisyonlarında bulundular. Ancak, üç gün sonra Nilfgaardlı askerler hatlarını ezdiler ve Temeryalılar dağıldı. Kral Radovid'in Novigrad yakınlarında silahlanma çağrısını duyması ve özgür bir Kuzey için savaşma sözü vermesi üzerine, Roche geri kalan güçleri aldı ve Redanian'ın desteğini çekme umuduyla Pontar Deltası'na girerek batıya doğru savaştı. Ne yazık ki, umutsuzluğuna rağmen, Radovid İmparator Emhyr'den farklı değildi ve bu nedenle gerilla savaşına yöneldi.

Hâlâ özgür bir Temeria'yı güvence altına almak isteyen Redanyalı eski casusluk ustası Sigismund Dijkstra ve eski Temeryalı casusluk ustası Thaler ile ittifak kurdu. Radovid'in Temerya egemenliği için umut olmadığını anlayan grup, onun suikastını planlamaya başladı. Buna ek olarak Roche, Radovid'i öldürme ve kuvvetlerine yönelik gerilla saldırılarını durdurma karşılığında Temeria'yı imparatorluğa bağımsız, vasal bir devlet yapma sözü veren Nilfgaard ile temasa geçti. Böylelikle Roche, adamları Nilfgaardlı birliklerine saldırmazken bölgedeki Redanyan desteğini zayıflattı. Aynı şekilde, Nilfgaardlı birliklerine de sözde artık bir tehdit oluşturmadıkları bahanesiyle gerilla askerlerini terk etmeleri emredildi.

Geralt bölgede Whoreson Junior'ı aramaya başladığında, Dijkstra onu Oxenfurt yakınlarındaki büyük bir mağarada kamp yapan Roche'a gönderdi. Biraz konuştuktan sonra Roche, Geralt'a Whoreson Junior hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilecek bir muhbirle konuşmak üzere dışarı çıkacağı için biraz şansının olduğunu söyledi. Roche, Oxenfurt'ta muhbirinin Kral Radovid V'den başkası olmadığını biliyordu. Geralt ve Roche bir görüşmeden sonra, Roche Radovid'in daha da deliliğe gömüldüğünü ve Büyücelrin ihtiyaç duyduğunda uğramasını istediğini söyleyerek ayrıldı.

Daha sonra, büyücüler Novigrad'dan başarılı bir şekilde kaçtıktan sonra Roche, Dijkstra ile Passiflora'da Geralt ile buluşur. Radovid'e suikast düzenlemeyi planladıklarını ve plan için gerekli olan bir temaslarının geri bildirimde bulunmadığını açıkladılar; bu temas, Temerya İstihbaratının eski Başkanı Thaler olduğu ortaya çıkar.

Roche'un yardıma ihtiyaç duyduğu kişisel mesele, Roche'un emirlerine açıkça meydan okuyan ve bir Nilfgaard kampına onun onayı olmadan saldıran Ves olduğu ortaya çıktı. Geralt, Roche'a yardım etmeyi kabul ederse, Ves'i Mulbrydale vatandaşlarının infazını pusuya düşürmek üzere bulurlar. Nilfgaardlıları öldürüp Ves'i kurtardıktan sonra Roche ve Ves, itaatsizliği konusunda tartışmaya başlar. Geralt fikrini sunabilir. Tartışırken Nilfgaardlı bir subayın hayatta kaldığını görürler. İkili, onu idam edip etmeyeceklerini tartışıyor ve yine Geralt onun girdisini sunuyor.

Roche'a Ves ile başa çıkmasında yardım ettiyseniz, Kaer Morhen'de Wild Hunt'a karşı savaşta yardımcı olması için işe alınabilir. Roche kabul ediyor ve bazı önemli meseleleri hallettikten sonra derhal başa geçeceğini söylüyor.

Kaer Morhen'e Ciri ile döndüğünüzde, Roche ve Ves ile kale, gerillaların durumu ve savaşın sonucunun ne olacağını düşündükleri hakkında diyalog kurma seçeneğiniz var. Letho savaşa getirilirse, bunun yerine otomatik bir cutscene olarak tetiklenecektir. Letho araya girip bazı "eski arkadaşlar" bulduğunu söyleyene kadar konuşma normal şekilde devam edecek. Roche ve Ves, Foltest'i öldüren adamı kaleye getirdiği için Geralt'a kızar ve onunla konuşmayı reddeder.

Daha sonra Geralt, Philippa Eilhart'ı geri almaya gittiğinde, Djikstra'nın bacağını kırmazsa, isteğe bağlı olarak Roche'un gerillalarıyla birlikte suikastta yer alabilir.

Iorweth (oyunların İngilizce versiyonunda Iorveth) bir Aen Seidhe elfiydi ve Nilfgaard ile ikinci savaşta çarpışan son Scoia'tael komandolarının komutanıydı.

O sadece çok yetenekli bir o kçu değil, aynı zamanda bir kılıç ustasıydı. Mavi şeritler kaptanı Vernon Roche dışında, Yanan Gül Tarikatı'ndan biri de dahil olmak üzere Kuzey'in birçok özel kuvvetinin komutanlarını yendi.

Irkından her zaman son derece gurur duysa da, Iorweth'in kıyafetleri elf ve insan kıyafetlerinin bir birleşimiydi. Hepsini bir kerede elde etmedi, bunun yerine öldürdüğü insanların zırhlarından yararlı parçalarla topladı.

Iorweth ve Isengrim Faoiltiarna, Hydra Geçidi'ndeki Vrihedd Tugayı'nın katliamından sağ kurtulan iki kişiydiler.


İkinci Kuzey Savaşı'nın tamamı boyunca, Iorweth, Nilfgaard İmparatorluğu ile ittifak kurdu ve Pontar vadisindeki Kuzey Krallıkların birleşik kuvvetlerinin gerisinde sürekli sorun yarattığı bir Scoia'tael komandosuna liderlik etti.

Emrindeki elflerden biri, Redanian Gizli Servisi tarafından yakalanan ve asılmak üzere Drakenborg'a getirilen Echel Traighlethan'dı.

2 Nisan 1268'de Kuzey ve Nilfgaardlılar arasında Cintra barışı imzalandığında, tüm Vrihedd Tugayı subayları ve Scoia'tael liderleri, müzakerelerde kararlaştırılanlar doğrultusunda idam edilmek üzere toplandı.

Iorweth bir şekilde kaçmayı ve savaşın sonucundan memnun olmayan elflerden yeni bir komando toplayacak kadar uzun süre hayatta kalmayı başardı. Iorweth ve gerilla savaşçıları, Kuzeydeki özel kuvvetlerin çoğunu teker teker mağlup etti.


Kasım 1270 civarında bir ara, Iorweth'e, insan olmayanların arkadaşı olduğunu iddia eden gizemli bir kişi bir teklifle yaklaştı: adam kralları kendi nedenleriyle öldürmek istedi ve Iorweth'un yardımını istiyordu. İddiasını desteklemek için, bu adam Iorweth'e Demavend'in, Aedirn Kralı, Dol Blathanna Lordu ve Pontar Vadisi Egemeninin kellesini gösterdi.

Dört ay sonra Geralt, Triss ve Vernon Roche, Iorweth ile tanıştı. Roche, elfi tanıdığını ve birbirlerine oldukça düşman olduklarını göstererek, geçmişte hiç de hoş olmayan deneyimlere işaret etti. Kısa bir süre sonra, Iorweth'in savaş sırasında kaybettiği komandoları yeniden inşa etmeyi başardığı, elflerin emirleri doğrultusunda Geralt'a ve arkadaşlarına saldırdığı anlaşıldı.

Scoia'tael'in Nilfgaard ile savaşta kullanıldığını ve barış görüşmeleri sırasında acımasızca feda edildiğini acı bir şekilde fark ederek, koşullar tarafından toplumun en ucuna itildi. Bunun bir daha olmasına izin vermemeye de kararlıydı. Adamlarından şiddetli bir bağlılık duyuyordu. Hiçbiri Iorweth'e asla ihanet etmez ve bu onun lehine çok şey ifade eder. Gerçekten de yetenekli bir komutandı ve bir tilki kadar kurnazdı.

Saskia tarafından bile kitlesel bir katil ve terörist olarak görülmesine rağmen, Scoia'tael'in yollarının başarısız olmaya mahkum olduğunu, dolayısıyla Yaevinn'e katılmamasının ve bunun yerine insanlarla ve cücelerle yan yana savaşmayı seçmesinin nedenini anlamaya başlamıştı. Yukarı Aedirn'de, Vergen'de bir başkent ile bağımsız bir devletin temelini güvence altına almak için Saskia tarafından yönetiliyordu. Elfler, insanlar ve cüceler arasında eşitlikçi yasalara sahip bir devletti.


Çatışmanın sonucu ne olursa olsun, Iorweth 1272 baharında Aedirn'i çoktan terk etmişti. Bilinmeyen nedenlerle yola çıkarak Scoia'taelini yanına aldı. Ne yazık ki, ayrılışı Vergen'in askeri yeteneklerini önemli ölçüde azalttı. Nereye gittiği doğrulanmamış olsa da, en azından yılın geri kalanında hayatta ve güvendeydi.


Bütün elflerin güzel olduğunu, bu şekilde doğduklarını söylüyorlar. Iorveth'in durumunda biri, yüzünü elfin kısmen kızıl bir başörtüsünün altına sakladığı çirkin bir yara iziyle işaretleyerek bunu değiştirmek için yola çıktı. Iorveth yaşayan bir efsaneydi, üyeleri silahlarını bırakmayı hiç düşünmeyen ve insanlara karşı savaşlarını sürdüren Scoia'dael birliğinin yakalanması zor lideri. Yaptığı işler, insanlar'a duyduğu derin nefretle ilgili hikayeler, onu kan, kemik ve etten yapılmış bir bireyden çok intikam peşinde koşan bir hayalete benzetmişti. Bazı kaynaklar, Iorveth'in kralın müttefiki olduğunu ve bu nedenle son olaylara karıştığını iddia etti, ancak Geralt'ın elf ile ilk karşılaşması birkaç cevap getirdi ve Scoia'dael okçularının ölümcül bir ateş püskürmesi ile sona erdi. Gerçekten de, o zamanlar elfin büyücüye sadece oklarla cevap vereceği görülüyordu.

Loredo veya Roche gibi bazı insanların gözünde Iorveth sıradan bir suçluydu, elleri masumların kanıyla lekelenmişti. Nitekim, "özgürlük mücadelesinde" kestiği kişilerin listesi, repertuarımdaki baladların, romantizmin ve ditty'lerin sayısı ile kolayca rekabet edebilirdi.

Elf kesinlikle tehlikeli bir bireydi. Ancak kana susamış bir canavar değildi. Oynadığı oyunun farkında ve temkinli olduğu için, Letho'nun sadakatini test etme şansına erişti, en azından geçici olarak Geralt'ın müttefiki oldu.

Vernon Roche ve Iorveth arasındaki ilişkiler kesinlikle karmaşıktı. Scoia'tael, Mavi Şeritler komutanından açıkça nefret ediyordu ve şüphesiz onun ölümünü istiyordu. Yine de onda Temerian'ın yeteneklerine ve azmine saygı gösteriyordu. Elfin nefret edilen bir düşmana bile hakkını verebilmesi, sanırım onun özelliğiydi.

Iorveth yıllardır nefret içinde yaşıyor ve insan kanı döküyordu ve ne için savaştığını hala bilip bilmediği sorusu açık kaldı. Onu daha uzun süredir tanıyanların bile şüpheleri vardı.


Iorveth, özgür bir Pontar Vadisi için savaşmayı seçtiğinde, Saskia'ya bağlılık yemini ettiğinde, Vergen'i savunan insanların yanında durdu. Birden fazla yerle bir köyden ve birden fazla annenin öldürülen bir oğul üzerindeki gözyaşlarından sorumlu bir elf olan Dh'oine'in bu uzlaşmaz düşmanındaki bu ani değişimeyi çok az kişi güvendi. Ancak Sincap komutanı Saskia'nın tam güvenine sahipti ve bu da tüm tartışmalara bir son verdi.

Iorveth, Saskia'nın zehirlenmesinden sonra ortadan kaybolduğunda, kimse onu bir daha görmeyi beklemiyordu. Bazıları zehirlenmenin arkasında olduğunu ya da sadece savaşma isteğini kaybettiğini düşündü. Elf okçularından bahsetmesine kimse inanmadı. Vaatlerinin değerinin ne olduğunu zaman gösterecekti.

Scoia'tael şüphesiz dramatik bir zamanlama hissine sahipti. Takviyeleri daha uygun bir anda gelemezdi ve sizinki de dahil olmak üzere tüm savunucuların hissettiği duygu saf bir coşkuydu. Iorveth, kelimeleri israf etmeyen veya muhtaç müttefikleri terk etmeyen bir kişi olduğunu kanıtladı. Onunla ilgili herhangi bir şüphem olsaydı, Vergen'e asılan dumanla birlikte dağıldılar.

Iorveth, Saskia'yı kurtarmaya ve büyücü kadınlarla uzlaştırmaya kararlıydı. O ve Geralt, bu hikayenin son bölümünü kapatmak için Loc Muinne'ye doğru yola çıktılar.


Orada ayrılmaları gerekti - Iorveth, Filippa'nın odasını aramaya gitti ve Geralt bir süre ondan haber alamadı. Scoia'tael liderinin bu arada boş durmadığı doğru bir tahmin.



Iorveth, The Witcher 3'te fiziksel olarak görünmüyor. Ancak, başlangıçta ana karakterlerden biri olması planlanmıştı. CDPR ilk olarak 2013 yılında Game Informer ile yaptığı bir röportajda görüneceğini belirtti.

Son oyunda, Iorveth ve Isengrim, Novigrad dışındaki bir kampta, Scoia'tael savaşçıları tarafından bahsediliyor. Bu çizgiler belki de kesilmiş içeriğin kalıntıları olabilir. Ayrıca bir Gwent kahraman kartı da var.

-Iorveth hakkındaki son söylentileri duydunuz mu?
-O kadar oklarla delinmiş ki bir kirpiyi andırıyordu. Sana söylüyorum, Iorveth öldü.
-Öldü mü? Hayır, Novigrad'da görülmüştü.
-Doğruysa, ne bekliyoruz?
-Ayrıca Isengrim'in kaçtığını söylediler.

Caleb Menge, Tapınak Muhafızlarının komutanı ve 1272'den önce ve 1272'ye kadar cadı avcılarının lideriydi.

Menge ilk olarak Geralt Novigrad'a girdiğinde oyunda görülüyor. Novigrad'ın ana meydanına vardığında, Menge'nin biri büyücü Felicia Cori için, diğeri de Mege'nin doppler (herhangi biri veya herhangi bir canavarın şeklini alabilen şekil değiştiricilerdir.) olarak ortaya çıkan amiri Chapelle için özellikle yavaşça yanan iki ateş yakmasını izleyen bir kalabalığın olduğunu görür.

Daha sonra Geralt, Triss Merigold'un eski evine geldiğinde kişisel olarak Geralt ile tanışır. Geralt, terk edilmiş evi arayan iki kişiyle konuştuktan (veya savaştıktan) sonra, Menge olay yerine gelir. Şu anda haklı olarak Tapınak muhafızlarına ait olan bir büyücünün malını çalmaktan iki adamı tutukladı. Daha sonra Geralt'a hitap eder, Novigrad'ın kendi türüne göre bir yer olmadığı konusunda onu uyarıyor. Geralt'ın henüz herhangi bir yasayı çiğnemediğini, bu nedenle Menge'nin onu henüz tutuklayamayacağını, ancak Geralt'a göz kulak olacağını ve sınırlarını aştığı anda onu tutuklatacağını açıklar.

Sonra, Geralt, arkadaşı Dandelion'un Sigismund Dijkstra'nın hazinesini çaldığını, ancak Dandelion'ı hapse attıran ve hazineyi kendisi için alan Menge tarafından yakalandığını öğrenir. Daha fazlasını öğrenmek için Geralt ve Triss bir plan yapar. Geralt bir ödül için Triss'i teslim etmeyi planlıyormuş gibi davranarak Tapınak Muhafızlarının karargahına giderler.

Plan işe yarar ve Geralt (kimliğini bozmaması koşuluyla) Menge'nin ofisine getirilirken, Triss'e işkence yapılır ve yan odada soruşturulur. Geralt Menge ile konuşurken, odadan Triss'in çığlıkları duyulur ve oyuncu, Triss'i kurtarmak için atlayıp atlamayacağına veya Menge ile konuşmak için oturup oturmayacağına karar verebilir.

Geralt oturduğu yerde kalırsa, Menge ona bir doppler olup olmadığını öğrenmek için gümüş bir bardaktan şarap ikram eder. Geralt daha sonra Dandelion'un serbest bırakılmasını ister ancak Menge reddeder ve Oxenfurt'ta acımasız bir infaz planlandığını ortaya çıkarır.

Dandelion'un Tapınak Adasında hapsedildiğini ve Menge'nin şahsen istemesi durumunda serbest bırakılacağını açıklar. Konuşma daha sonra Triss'e geri döner ve Menge, eski bir arkadaşına ihanet ettiği göz önüne alındığında, Geralt'a Triss'i çevirmesi için iki kat altın teklif eder. Ancak, daha sonra önce Triss ile görüşmeleri gerektiğini iddia ediyor ve Geralt'a ona katılmasını teklif ediyor.

Menge ve Geralt sorgu odasına girer ve Menge'nin dehşet verici bir şekilde, Triss'in kendini serbest bıraktığını görür. Geralt ona Dandelion'u kurtarmak için canlı Menge'ye ihtiyaçları olduğunu söylemeden önce Menge'yi sihirli bir şekilde sersemletir ve sonra boğazına bir bıçak saplar.

İkili Menge'nin cesedini arar ve Dijkstra'nın hazinesinin bulunduğu bir kasa için bir anahtar bulur.
Daha sonra karargahtan kaçarlar ve temelli ayrılmadan önce karargahı yakarlar. Geralt kimliğini bozarsa, Triss'i kurtarmak için Menge ile savaşmak zorunda kalır.

Leo Bonhart (Ölümü. 1268) acımasız bir ödül avcısıdır. Ve daha önce de Ebbing'den profesyonel bir asker olduğu iddia ediliyor. Profesyonelliği ve işe alma masrafı ile tanınan, acımasız sahneleri izlemekten ve başkalarına acı vermekten zevk alan bir kişiliktir. Herkes tarafından olağanüstü gri bıyıklı, çok uzun ama korkunç derecede zayıf olarak tanımlanır. Genellikle balığa benzeyen soğuk, ifadesiz gözleri olduğu söylenirdi.

Kurt (Kurt Okulu), kedi (Kedi Okulu) ve griffin (Griffin Okulu) başlarını tasvir eden üç adet efsunger madalyonuna sahipti. Bu madalyonların önceki sahiplerini öldürdüğünü iddia etti. Onun kılıçla yaptığı hünerler herkes tarafından hayretle tanımlanırdı. Adeta kendisini kuşandığını kılıç ile birleştirdiği iddia edilir.

Bonhart, Stefan Skellen tarafından Ciri'yi öldürmek ve Baron of Casadei tarafından onu canlı yakalamak için tutuldu. Bonhart, Ciri'nin ait olduğu Rats grubunu öldürdü ve ölümlerinden sonra kafalarını kesti. Fakat ne Ciri'yi öldürdü, ne de Casadei Baronuna getirdi, bu nedenle sözleşmelerinden hiçbirini yerine getirmemiş oldu. Onu bir süre hapse attı, dövdü ve fistek ile uyuşturdu. Bir süre sonra Ciri'ye de onun kötü şöhretli kılıcı olan Zireael'i satın aldı ve kuzeni Houvenaghel'e ait olan Claremont'taki arenada öldürmeye zorladı.

Ciri, Unicorn köyündeyken, Neratin Ceka'nın yardımıyla Bonhart'tan kaçtı. Bonhart oraya Skellen ve Rience ile buluşmaya gitmişti. Bonhart daha sonra Neratin Ceka'yı öldürürken Skellen, atı Kelpie ile kaçarken Ciri'yi bir orion ile ciddi şekilde yaraladı. Daha sonra Ciri, Pereplut bataklığındaki Corvo Vysogota keşiş evinde saklandı ve iyileşti.

Bonhart, Skellen ve Rience ile birlikte Vilgefortz'un emriyle onu yakalamaya çalıştı. Sonunda Tor Zireael'e kaçtı.

Stygga Kalesi'nde Bonhart, Cahir'i öldürdü ve sonra kendisinin ölümü de Ciri'ye aldığı Zireal kılıcında oldu.

Büyücülüğe ve büyücülere, kadere, kehanetlere, dünyanın kaderine meydan okuyorum, yaşlı ve genç kana meydan okuyorum. Tüm bu tahminler ve büyüler benim için ne anlama geliyor? Onlardan ne kazanacağım? Hiçbir şey!

-Bonhart'dan Ciri'ye son dövüşlerinden önce, Gölün Hanımı Kitabı

Leo Bonhart, dünyaya nihilist bir bakış açısı olan psikopat bir sadisttir. Bonhart'ın psikopatisi, başkalarının acı çekmesine neden olan zevkinden kaynaklanıyor.
Sıçanları(rats) vahşice öldürdüğünde, Ciri'yi başlarını keserek ve mümkün olduğunca işkence ederek izlemeye zorladı.

Yennefer'e tecavüz etmeye çalıştı ve Vilgefortz'a Büyücüyü Ciri'nin yapay olarak döllenmesini izlemeye zorlamalarını önerdi.

Çok nihilist bir bakış açısı var, Ciri'nin Vilgefortz’un tanrı olma planlarına zarar vermesi umrunda değil ve birçok kez onu öldürmeye teşebbüs etti.

Leo Bonhart, insanları dolandırmak, kendisini,kiralayan birinden para almak ve daha sonra ona daha büyük miktarda para veren biri için onun işinden caymakta çok iyidir.


Kıtadaki en zalim kişilerden biri olmasına rağmen, acımasızca parçalanmış cesetlerle hiçbir şüphesi olmamasına rağmen, Bonhart bir keresinde kuzeni Houvenaghel'e gübre ve solucan görmekten iğrendiğini itiraf etmiştir.

Kitaplarının yazarı olan Andrzej sapkowski,"Bonhart" soyadının aslında şirketinin İngiliz müşterilerinden birine ait olduğunu söyledi.

Witcher 1 oyununda Bonhart, Jean-Pierre tarafından bataklıkta ilk karşılaştığınızda bahsedilir. Jean-Pierre'e göre, "Yaşlı Leo" bir witcher avcısıydı ve bir efsane olarak biliniyordu, büyücüler ve efsungerler onunla boy ölçüşemezdi.

• Durum: Ölü (Ciri tarafından öldürüldü)
  
• Saç rengi: Gri
  
• Göz rengi: Soluk(Beyazımsı)
  
• Irk: İnsan
  
• Cinsiyet:Erkek
  
• Milliyet: Ebbing
  
• Mesleği: Asker (eski),Seyyar Satıcı (eski adıyla),Ödül avcısı
  
• İlişkiler: Casadei,Skellen'in çetesinin baronu
  
• Yetenek: Kılıç Ustalığı,Akıllı olması
  
• Hedefleri: Ciri'yi öldür (nihayetinde başarısız oldu), Sıçanları(Rats) Öldür (başarılı oldu), Ciri'ye işkence ve işkence (başarılı oldu), Vilgefortz'a planlarında yardım et (başarısız).
  
• Bilinen Akraba: Houvenaghel (kuzeni)

Ciri, Leo Bonhart'ı onun kendisine aldığı kılıç olan Zireal ile öldürürken.

Leo Bonhart ve Yennefer


Leo Bonhart ve Windsor Imbra (Arkada boynunda zincir olan kişi Ciri


Leo Bonhart kendisine verilen görevi yerine getirirken

Alzur, ÇOK ünlü ve çok güçlü bir büyücüdür. Alzur'un Çifte Haçı, Alzur'un Kalkanı ve Alzur'un Şimşeği dahil birçok büyünün mucididir. Ayrıca, bazı kişiler onu hala dünyayı dolaşıp birçok korkunç canavar yaratmasıyla da tanır.

Olumlu bir şekilde hoş bir ses ve diksiyona sahip olduğu söylenir. Büyüleri diğer büyücüler tarafından da kullanılmıştır. Özellikle, Fregenal muhtemelen Koshchey'i yaratmak için Alzur'un Çifte Haçı olarak bilinen büyüyü kullanmış olabilir.

Ortolan adlı çok yaşlı ve etkili bir büyücü, Alzur'un, ustası ve öğretmeni Cosimo Malaspina ve Ulivo öğrencisi İdarran ile birlikte efsungerlerin mutasyonlarını yarattığını söyledi. Alzur'un işin aslan payını aldığı iddia ediliyor.

Cadı Abigail, Vizima'nın Eteklerindeki ziyareti sırasında Geralt'a, büyücü Alzur'un sihire karşı bağışıklık gösteren bir canavarla tanıştığı zamanı anlattı. Canavar büyücüye bir soru sordu ve Alzur doğru cevap vererek onu yenmeyi başardı. O andan itibaren canavar 'Alzur'un şeytanı' olarak bilinmeye başladı.

Berengar'ın Canavar hakkındaki notları, Eteklere musallat olan Canavar'ın "Alzur'un şeytanı" olabileceğini doğruluyor.

Oyun boyunca Geralt, Alzur'un orijinal çalışmasının düzenlenmiş ve sansürlenmiş bir baskısı olan ve bir koshchey'in nasıl yaratılacağını ortaya çıkaran The Double Cross of Alzur adlı bir kitapla karşılaşır.

Originally posted by author:

"Hepsi ölmüştü. Ben hariç tabii." dedi. Galanthea'nın sesinin tonu kasvetli bir hale gelmişti. "Herkes... Şimdiye kadar bildiğim ve sevdiğim herkes..."

Kamp ateşinin alevleri kahverengi gözlerinde dans etti. O sırada çevresinde toplanan grubun şaşkın gözleriyle karşı karşıya geldi. Devam etti:

"Bir süredir taşrada seyahat ediyorduk. Bu çok rutin bir seyahatti bizim için. Her sene hanları, genelevleri ve türlü özel mülkleri ziyaret ederdik. Bu seçimleri yaparken eğlenceye ayıracak fazladan parası olanları tercih ediyorduk. Soğuktu, sabahın körüydü. Etrafımızdaki sis, ormanın hayaletlerle kaplı gibi görünmesine neden oluyordu. Bu, aslında güzel bir görüntüydü. Önümüzdeki arabadan Joel ve Elba'nın yüksek sesleri işitiliyordu. Sarhoş gezen bu ikili gürültülü bir şekilde şakalaşıyordu. Çok net hatırlıyorum. Çünkü tam o sırada onlar geldi..." duraksadı. "uçan garip yaratıklar..."

Kızı dinleyenlerden biri olan buçukluğun gözleri büyülenmişcesine büyüdü. Cücelerden bazıları başlarını salladı ve bıyık altından müstehcen espriler yapmaya başladılar. Diğerleriyse başlarını bu canavar muhabbetinden soyutlanarak yemeklerine gömdüler. Çünkü bu saldırılar defalarca anlatılmıştı ve tekrar tekrar dinlemek heyecan verici değildi. Kız, devam etti:

"Birden dünya tersine döndü. Hafif bir esinti vardı, yok oldu, sis kalınlaştı ve heybetli bir hale geldi. Siz, ağaçlara bir sevgili gibi sarılarak yola doğru sızdı. Bizi yuttu. Kısa sürede, hepimiz sis tarafından yutulmuştuk. Tek görebildiğim önümdeki bu beyaz perdeydi. Başka hiçbir şey, ne canlı ne de cansız, sahiden hiçbir şey yoktu."

"Joel ve Elba bu ürkmüş hallerimizi komik bulmuştu. Güldüklerini duyabiliyordum. Ama bu çok da uzun sürmedi. Çünkü bir çığlık duyuldu. Bütün herkesin neşesi bir anda yok oldu. Sessizliğin ardından dertli bir feryat kapladı. Ve bir çığlık daha. Sis daha da yoğunlaştı. Hızla at arabasının altına saklandım. Her yerim çamur olmuştu. Çamurla kaplı vücudumla arkadaşlarımın birer birer ölüşünü dinledim. Çığlıkları kulağımda çınlamıştı, ama ne yazık ki yapacak hiçbir şey yoktu. Çünkü sadece bir çocuktum."

Asker sabırsız ve gergin bir şekilde "Peki nasıl kaçtın?" dedi. Sorusuyla bu hikayenin sonucunu öğrenmeye çalışıyordu. "Kes sesini de kız bitirsin!" dedi bir cüce. Kız başıyla cüceye teşekkür etti, sonra ateşe birkaç odun attı. "Artık duyamıyordum hiçbirini. Saklandığım yerin çok üstünden canavarı andıran bir gaklama sesi geldi. Titriyordum. Birden büyük bir gürültü koptu. O uçan şey, altında uzandığım at arabasının üstüne konmuştu. Arabanın köşesinde bekliyordu. Gözümün önüne uzun, pullu kuyruğu uzanmıştı. Boğuk, kulak tırmalayan bir ses işitiyordum. Hiçbir tanrıya inanmayan ben, bu umutsuzluk anında sığınacak bir Tanrı aramıştım. Sanki Tanrı'ya yakarışlarım işe yaramıştı ve işaret niyetine bir şimşek çaktı. At arabasının üzerini rengarenk ışıklar kapladı. Yaratık büyük bir feryat kopardı ve hemen at arabasının önüne düştü. Yaratığın arkasında kocaman bir delik oluşmuştu. Tüm çevredeki diğer gaklamalar da birer acı viyaklamaya dönüştü. Sisin içinde kanat çırpan silüetler görmeye başladım ve bu silüetler bir süre sonra patlamaya başladılar. Kömürleşmiş etleri etrafa dağıldı. Ortalığı inanılmaz kötü bir koku kaplamıştı. Neredeyse boğuluyordum. Bu kanatlı şeytanlardan biri gökyüzünden kanla sulanmış toprağa düştü. Garip şekilli bir vücudu vardı ve içten içe yanıyor, kıvranıyordu. Bir yandan da uçmaya çalışıyor, fakat her denemesi başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Nihayet bütün başarısızlıklarıysa bir ölümle sonuçlandı. Bütün bunların ardından yıldırımlar saçan adam sisi yararak karşıma çıktı. "

"Heh!" Pelerinli bir adam ateşin hemen dışındaki bir ağaca dayanıp homurdandı ve hikayeyi hor görerek tükürdü. Galanthea bu pelerinli adama baktı ve adamın acımasız düşüncesini umursamama kararı aldı. Hikayesine devam etti:

"Tüm yaratıklar öldükten sonra kurtarıcım önümde durdu, gayet sakindi. Parmak uçlarında hala çıtırdayan saf enerji vardı. Kılıcından yaratıkların kanını sildi ve kınına yerleştirdi. Ardından önümde bir şovalye gibi diz çöktü. Tatlı bir ses tonuyla: "Korkma küçük kız, artık güvendesin!" dedi.
"İşte böyle oldu. O lanetli günde sisin ortasında, sevdiklerimin cesetleri etrafımdayken tüm umutlarım kaybolmuştu, ama dualarım cevap buldu. Tabii ki herhangi bir tanrı tarafından değil. O, herkesin tanıdığı ünlü büyücü Alzur'du."

Mousesack (Lehçe: Myszowór), aynı zamanda Ermion olarak da bilinir, yetenekli ve zeki bir druid'di ve aynı zamanda Skellige Kralı Bran Tuirseach'ın ve Cintra Kraliçesi Calanthe'nin iyi bir arkadaşı ve danışmanıydı. Çalı gibi sakalı vardır ve sağlam bir görünüme sahiptir.

Mousesack, Skellige'den bilinmeyen bir adamın ve Geralt'ın gelecekteki babası Korin tarafından nefsi müdafaa sırasında öldürülen Fregenal'e hizmet eden bir cadı olan Manissa'nın oğluydu.

Mousesack'in babası, küçük bir çocukken Manissa'dan ayrıldı. Savaşçının annesini öldürdüğünü bilmeyen genç Mousesack, Korin ve onu Mayena'nın druid çemberine götüren druid Visenna ile arkadaş oldu.

Büyücüler ve Kral Radowit II'nin komploları nedeniyle, Mayena Çemberi yok edilmiş olsa da, Mousesack ve iki yaşlı druid, kral tarafından özel bir arenada gerçekleşecek bir Witcher Turnuvasına davet edildi. Turnuva, Kurt Okulu'nun cadı katliamına dönüştüğünde, Mousesack çocukluk arkadaşı Geralt'a kaçmasına yardım etmiştir.


Mousesack, Skellige'den gelen heyetin bir parçası olarak, Calanthe'nin Pavetta'nın yaşını kutlamak için düzenlediği ziyafette yer aldı. Rünler oluşturmak için plakalarındaki ekmek kırıntılarını manipüle ederek Geralt ile gizlice iletişim kurdu. Her iki adam da o gecenin yaklaşmakta olan sıkıntısını hissetti - Duny'nin dönüşü ve Pavetta'nın gücünün açığa çıkması - her ikisi de önceden kesin ayrıntıları bilmiyordu.

Kesilen ziyafetteki herkes nihayet Duny'nin iddiasını kabul etmeye vardığında - Geralt'ın ve Mousesack'in hararetli tartışmaya müdahalesi sayesinde - ve Pavetta'nın bunu yerine getirip getirmeyeceğine karar vermesine izin verdiğinde, Mousesack, Geralt'ı yine ekmek kırıntılarıyla odada hissettiği büyük tehlike konusunda uyardı. . Pavetta'nın gücü, Duny'nin Rainfarn tarafından yaralandığını görerek kontrolsüz bir şekilde serbest bırakıldığında, Mousesack ve Geralt, hızla artan yıkımı durdurmak için sihirli güçlerini kullandılar.

Sabahın erken saatlerinde her şey tekrar düzeldiğinde, Geralt ve Mousesack, güneşin yükselmesine rağmen, Duny'nin henüz geri dönmediği gerçeğine dikkat çekmediler, bunun yerine olanları ne zaman kendisinin fark edeceğini ve dostane bir şekilde gülümseyeceğini beklediler.

Büyük Usta Ortolan, Rissberg Kalesi'nde yapılan deneylerden sorumlu efsanevi bir büyücüydü.
En yaşlı ve en ünlü büyücülerden biriydi ve aslında yaşlanma sürecini engelleyen iksiri icat eden oydu.

İksir Ortolan'ı ölümden korudu ancak kendi gençliğine geri döndürmedi - iksiri gerçekten ileri yaştayken icat etti. Büyücü, ölümsüzlüğü müştereklere vermeyi amaçlasa da, formülü gizli tutan Kardeşlik tarafından kandırıldı ve onu tüm insanlığın yaşlanmadığı ve kesinlikle mutlu olduğu konusunda aldattı.

Bunun dışında, diğerlerinin yanı sıra göz yenileyici formül ve bir sürü silahın da mucidiydi. İnsanlığı savaş teröründen korumanın en iyi yolunun korkunç silahlarla caydırmak olduğuna inanıyordu - ne kadar ölümcül silah, o kadar kesin barış. Ortolan argümanlara alışık olmadığından, Kardeşlik yaratıcı ekibinde tehlikeli icatları felç eden gizli sabotajcıları sakladı.

İstisnalardan biri, meşhur mermi atıcı, kurşun mermiler için devasa bir küresel depolamaya sahip bir tür telekinetik arbaletti. Adından da anlaşılacağı gibi, dakikada birkaç turda cephane atardı. Prototipi bazı küçük savaşlarda test edildi, ancak çok düşük doğruluğu nedeniyle genel kullanıma sunulmadı.

Ortolan, Geralt ve Yennefer'in Kardeşler arasındaki ilişkisini savundu ve beyaz saçlı canavar avcısının, Ortolan'ın hayran olduğu hain büyücü İdarran'ın genetik mühendisliği ürünü IDR UL Ex IX 0012 BETA'yı öldürdüğünü öğrenene kadar cadıya dostça davrandı.

Sorel'e Geralt'ı bir tuzakta nasıl yakalayacağını öğütledi ve gözlerinin yapısını incelemeyi planladı - onu öldürmek yerine, 'Küçük Yennefer'e zarar veremedi. Yaşlı büyücü, göz yenileme sürecini iyileştireceği zaman Geralt'a gözlerini geri getirmeyi bile planladı.

Büyükusta, Sorel'in ölüm haberi üzerine felç geçirerek öldü. Resmi kayıtlarda, üzerinde çalıştığı gübre ile zehirlenmiş olduğu yazıyor.

Morvran Voorhis, 13. yüzyılın sonlarında bir zamanlar tahta çıkan Voorhis ailesinden Nilfgaard İmparatorluğu'nun bir imparatoruydu. Emhyr var Emreis'in hem baba hem de anne hatlarıyla bir akrabası olarak pozisyonu her zaman güvence altındaydı. Ölümünden sonra Jan Calveit yerine geçti.

Tahta yükselmeden önce Morvran, Tüccarlar Birliği'nin bir üyesiydi, Alba Tümeni'nin komutanıydı ve babası sayesinde Nilfgaard asaletinin önde gelen bir üyesi ve muhalefetin favorisiydi.

1268'de, imparatorluk hukukuna göre henüz çocukken, orijinal komplocular - Joachim de Wett, Ardal aep Dahy, Count d'Arvy, Berengar Leuvaarden, Count Broinne ve Stefan Skellen - Emhyr'i devirmeyi ve yerleştirmeyi planladı. Başlangıçta Morvran'ın babası önerildi, ancak daha sonra genç Morvran'ı İmparatorluk tahtına koymaya karar verdiler. Ancak, gerçek bir adım atmadan önce, Leuvaarden onlara ihanet etti ve ardından ölüm cezasına çarptırıldılar.


Tibor Eggebracht'ın ölümünden bir süre sonra Morvran, zırhlı Alba Tümeni'nin komutanı olarak atandı ve ayrıca Berengar Leuvaarden Tüccarlar Birliği'ne katıldı. Bu yüksek rütbeli pozisyon ve safkan milliyeti ile toplumdaki statüsü yükseldi. Üçüncü Kuzey Savaşı sırasında da en önemli generaldi.

1272'de Morvran'ın adamları Geralt ve Yennefer'e Vizima'ya eşlik ederken Vahşi Av tarafından öldürüldü. Geralt'ın işgal altındaki başkent Vizima'da kaldığı süre boyunca Morvran, Emhyr ile izleyicileri için traş olurken büyücüyle geçmişi hakkında röportaj yaptı. Ayıracak vakti olduğunda, ya villasında Barones Maria Louisa La Valette'nin arkadaşlığından zevk alacak ya da atların 'erkeklerden çok daha dürüst' olduğuna inandığı için Vegelbud Konutu yakınlarındaki yarışları görmeye gidecekti.


İmparator olarak, 1301'de Winneburg Kalesi'nde ölen, krallığın eski bir imparatorluk haznedarı ve ordunun baş vekili olan İmparatorluğun eşbaşkanı Peter Evertsen'in mahkumiyetini emretti. O sadece 1328'de hükümdar İmparator Jan Calveit tarafından rehabilite edildi.

Morvran Voorhis, tek bir kılıç olmadan savaşı kazanabileceğini söylemekten hoşlanıyordu. Bunda pek çok gerçek vardı: Morvran'ın stratejisi casusların ve sabotajcıların zekice kullanımı etrafında dönüyordu. Bu ona pek şeref kazandırmamış olabilir, ancak ona pek çok zafer kazandırdı. Ayrıca savaşta hiçbir kural tanımadığı da biliniyordu. Düşmanı yenmek için, hain büyücüler, savaş suçluları veya asi büyücüler olsun, herkesle ittifak yapmaya istekliydi. Tek bir şey önemliydi: zafer.

Düşmanının faaliyetlerini yakından takip etmeyi severdi. Bu amaçla onlara çok sayıda uzun mektup yazardı; içerikler saf saçmalık, hiçbir şey söylemeyen çiçekli formülasyonlardı, ancak bu mektupları teslim etmek için gönderdiği temsilciler gözlerini açık tuttu ve ona Gizli Servis'in bir uzantısı olarak hizmet etti. Ayrıca hem İmparatorluk adına çalışan çok çeşitli yetenekli casusları hem de kendini İmparatorluğa ihanet edecek kadar aptal ajanlarla uğraşmaya adamış özel Nauzicaa Tugay subaylarını yetiştirdi.

Emhyr var Emreis, Deithwen Addan yn Carn aep Morvudd (Nilfgaard Dili: Düşmanlarının Mezarlarında Dans Eden Beyaz Alev), takma adıyla da bilinen Duny veya Urcheon of Erlenwald, Nilfgaard İmparatoru, Metinna'nın Efendisi, Ebbing, Gemmera ve Nazair ve Vicovaro'ya 1257'den 13. yüzyılın sonlarında ölümüne kadar hüküm sürmüştür. Ayrıca 1268'de Cirilla ile evlendikten sonra Cintra Kralı oldu.

Nilfgaard yönetimi oldukça saldırgandı ve genellikle seleflerininkine benzer yayılmacı politikalar izliyordu. Bu, her ikisini de kaybettiği Kuzey Krallıklarına karşı iki savaşın patlak vermesine yol açtı.

Emhyr var Emreis zeki bir hükümdardı. Halkını iyi seçti ve ona karşı birçok komplo kurdu. Hainlere karşı acımasızdı ve büyük bir kararlılıkla hedeflerine doğru ilerledi. Kuzeydeki hükümdarların tam aksine, eski Irklar için alenen olumluydu.

Emhyr'in çocukluğu hakkında aşırı bilgi yok. 13 yaşına kadar Nilfgaard'ın imparatoru olan babası Fergus var Emreis unvanından tahliye edildi, hapsedildi ve yalnızca Gaspçı olarak bilinen, nüfuzlu bir aristokrat tarafından yönetilen bir darbenin ardından işkence gördü.

Gaspçı'nın hizmetindeki Braathens adlı bir büyücü, Nilfgaard lehçesindeki 'Eimyr' kelimesinin kirpi için eski bir isim olan 'urcheon' anlamına geldiği için Emhyr'i kısmen şaka olarak insansı bir kirpi biçimine dönüştürdü. Bu, Fergus'ı kırmanın ve onu darbeye meşruiyet vermeye zorlamanın bir yolu olarak hizmet etmekti, ancak plan başarısız oldu ve Gaspçı, Emhyr'ın babasını öldürdü.

Emhyr'ı artık kullanamayınca, üzerine köpekler salarak ormana bıraktılar. Buna rağmen, Emhyr hayatta kaldı ve büyücünün lanet konusunda kapsamlı bir iş bile yapmadığını öğrendi: Emhyr her gece insan formuna kavuştu.

Kaçışında Emhyr, Ardal aep Dahy'nin evinde saklanırken yardım için birkaç sadık tanıdığına güvendi. Bir astrolog Xarthisius ile tanıştı ve onu lanetine bir çare bulmak için 'Marnadal Merdivenleri'nin ötesine' kuzeye götürdü.


Bir süre sonra Emhyr nihayet kuzeye geldi ve 'Duny, Urcheon of Erlenwald' lakabını kullandı. 1237'de Cintra'nın ormanlık bölgesini gezerken yaralı ve çaresiz bir Kral Roegner ile karşılaştı ve onu kurtardıktan sonra Sürpriz Yasası'na başvurdu.

15 yıl sonra, Pavetta'nın 15. doğum günü sırasında Calanthe'nin önüne ve prensesin Cintra'da talip olacaklarını sundu. Prenses Pavetta'nın 15 yaşındayken evlendirilmesi beklenmesine rağmen, Duny onu bir yıl önce görmeye başlamıştı ve onlar gizlice aşık oldular, bu yüzden kraliçe Pavetta'nın doğum günü için bir ziyafete ev sahipliği yaptığında, fırsatı değerlendirdi ve doğumundan itibaren açıkladı. , prenses ona aitti ve şimdi onun için gelmişti.

Duny daha sonra Pavetta'nın Calanthe'nin ölen kocası olan eski Kral Roegner'ı kurtardığında yürürlüğe koyduğu Sürpriz Yasası aracılığıyla kendisine ait olduğunu açıkladı. Uzun ve hararetli bir değiş tokuşun ardından Duny, Calanthe tarafından gece yarısından önce kaskını çıkarması için kandırıldı ve canavarca formunu ortaya çıkardı, ancak Pavetta yine de Duny'yi onayladığını belirtti.



Bu bir kargaşaya neden oldu ve kraliçenin vasalları ve müstakbel talipler, Geralt ve Mousesack Duny'yi korumaya çalışırken Duny'ye saldırmaya çalıştı. Bununla birlikte, taliplerden biri Duny'yi bıçaklamayı başardı ve bunu gören Pavetta'nın içindeki güç aniden patladı, salondaki bütün mobilyalar ve insanları havaya uçurdu ve kalenin kendisini yıkmakla tehdit etti.

Geralt ve Mousesack Pavetta'yı susturduktan sonra, Duny, şimdi kendisini Maecht Prensi ve Akerspaark'ın oğlu olarak sunarken, gece yarısı vurduğu gibi insan formuna kavuştu. Sonunda Duny ve Pavetta'nın evlenmesini onaylayan Calanthe ile bir tartışmanın ardından Emhyr'ın laneti kaldırıldı. Geralt'a teşekkür ettikten sonra, kendisi ve gelecekteki karısı Pavetta'nın hamile olduğu ve Duny'nin yakında baba olacağı haberine şaşırdılar.

Çocuk doğduğunda ona Cirilla adını verdiler.

Foltest, Temeria kralı, Sodden prensi, Pontaria ve Mahakam hükümdarı ve ayrıca Brugge ve Ellander'in kıdemli koruyucusuydu. Kral Medell ve Sodden Kraliçesi Sancia'nın oğluydu ve onu Temerya Hanedanı'nın bir üyesi yapmışlardı.

Sancia'nın Sodden ile olan kraliyet bağlantısı, prensliği vasal bir devlete dönüştürdü ve Ekkehard, Gutram'ın ölümünden sonra Temeria'ya haraç ödemeye başladı. Kralın Kraliyet Konseyi, büyücüler Triss Merigold ve Keira Metz'in yanı sıra Cidaris'lı Fercart, rahip Willemer, Bronibor ve Ellander'lı Hereward'ı içeriyordu.

Foltest bilge ve yakışıklı bir hükümdardı. Selefinde olduğu gibi, büyük babası Hugo of Rivia'dan pek hoşlanmıyordu. Temerya tahtına girmesi üzerine, Hugo'nun portresinin taht odasından kaldırılmasını talep etti ve Hugo'yu aile soy ağacından 'dışarıda bırakma' alışkanlığına sahipti.

Foltest, 'Büyükanne Bienvenu' ve 'Büyük-büyükanne Clarissa'dan sıcak bir şekilde bahsettiği için büyük büyükbabası Griffin'i övmeye bolca zaman ayırdı. Aile soyuyla ilgili herhangi bir sorudan son derece kaçınma eğilimindeydi.

Evlenmemiş olmasına rağmen, Foltest'in romantik durumu hakkında birçok söylenti dolaştı. Küçük yaşlardan itibaren, o zamanki prens, kendi kız kardeşi Adda ile bir ilişki yaşayarak kraliyet sarayında büyük bir skandal yarattı.

Tahta yükseldikten sonra, Adda ile evlenip onu kraliçesi yapacaktı, Foltest'in kızı Dalimira ile evlenmesini ayarlamış olan Redania Kralı II. Vizimir'i ölümcül bir şekilde rahatsız etti. Adda, kızlarının doğumundan kısa bir süre sonra öldü ve evlilik asla sonuçlanmadı.

Lanetli çocuk - muhtemelen Adda'ya aşık olan saraylı Ostrit tarafından, ama belki de Foltest'in annesi tarafından lanetlenmiş - doğumdan kısa bir süre sonra öldü ya da yedi yıl sonra bir striga olarak ortaya çıkana kadar göründü. Canavar o kadar tehlikeliydi ki, Foltest evini başka bir yere taşımak zorunda kaldı. Ancak canavar, yakınlarda yaşayan tüm vatandaşlar için bir tehdit olarak kaldı.

Foltest ve danışmanları çok sayıda büyülü profesyoneli veya bilenleri çağırdı. Çoğu, canavarı öldürmek için çok sayıda yol sunarken, biri laneti tersine çevirebilecek olası bir ritüelden bahsediyordu: Striga'nın lahitinde horozun üçüncü ötüşüne kadar uyumak.

O zamanlar kimse başarılı olamayacağı için, Foltest, büyüyü nasıl tersine çevireceğini bilen büyücüleri ve efsungerleri keyfi olarak gönderirken Striga'yı hep canlı tutmaya çalıştı.


Bir gün Rivia'lı efsunger Geralt, Adda'daki laneti kaldırabileceğine inandığı için Foltest'in önüne çıkarıldı. Sözleşmeyi tartıştılar ve 3.000 oren ödülünü ayarladılar. Geralt'ın strigayı öldürmek gibi alabileceği diğer seçenekleri düşünmelerine rağmen, Foltest Geralt'ın basitçe onu iyileştirmesini istedi.

Daha sonra Foltest gitti ve Geralt'ı ziyaret ederek son üç konuyu tartıştı: büyücünün laneti kaldırmak için hangi süreçten geçeceği, hayatını savunması gerekiyorsa ne yapması gerektiği ve hayatta kalırsa Adda'nın hangi durumda olacağı. Geralt, laneti nasıl kaldıracağını açıkladı ve ardından Vizima'ya gitti ve sonunda görevinde başarılı oldu.

Foltest ve kız kardeşi arasındaki ilişki, onu kraliyet bekarı olarak kabul edilemez hale getirdi, çünkü herhangi bir potansiyel birlik skandalla lekelenecekti. Ancak, Foltest uzun süre bekar kalmadı. İkinci Kuzey Savaşı sırasında Barones La Valette'ye gizlice aşıktı. Hem Barones'in küçük çocukları, oğlu Boussy hem de kızı Anaïs'in, eski baron La Valette'in çocukları değil, Foltest'in soyu olduğu söylentileri yaygındır. Beyaz Adda resmen Temerya tahtının halefi olarak kabul edilir, ancak kız açıkça sakattır.

Foltest ve Aedirn Kralı III. Demavend, ikinci savaşta Nilfgaard'la savaşmak için güçlerini birleştirdi, ancak İmparator Emhyr var Emreis de savaşmaya hazırdı ve zorluklarını darbe için karşıladı. Çatışma bir kez sona erdiğinde, Cintra barış anlaşmasının müzakerecilerinden biri olarak hareket etti.


Geralt of Rivia'nın zamanında müdahalesi sayesinde gizemli bir katilin elindeki bir suikast girişiminden kurtulan kral, Geralt'ı bir tür 'şans tılsımı' olarak gördüğü için Geralt'ı yakınlarında tutuyor.

Oyunun başında Foltest, piç çocuklarını ele geçirmek için Barones La Valette'ye karşı bir iç savaş başlatıyor. Sonunda Kral Katili tarafından öldürülür ve Geralt suçla itham edilir. Foltest'in en güvenilir ajanlarından biri olan Vernon Roche, Geralt'a Kral Katilini bulmasında yardımcı olur. Hiçbir yasal mirasçı bırakmayan Foltest suikastı, Temeria'yı fetih karmaşasına sürükler. Soylular ile kalan son piç çocuk ve destekçileri arasında tam anlamıyla bir iç savaş tehdidi başlamış olur.

Radovid V the Stern (Lehçe: Radowid V Srogi), 13. yüzyılın son çeyreğinde Redanian Hanedanı'ndan Redania kralıydı. Hükümdarlığı, cadı avlarıyla birlikte Cintra Barışını izleyen savaş sonrası dönemin belirleyici faktörlerinden biri haline geldi.

Radovid kutuplaştırıcı bir figürdü: parlak bir stratejist ve bazılarına göre mükemmel bir general, diğerleri tarafından paranoyak bir deli. Ayrıca, politikalarının sert ama haklı olduğu konusunda orta görüş alan birçok kişi vardı.

Kral Vizimir II ve Malleore Kraliçesi Hedwig'in tek oğlu olarak unvanlarını ve mülklerini miras aldı. İki ablası Dalimira ve Milena idi. Babası 1267'de ölmesine rağmen, Prens Radovid, o zamanlar sadece on iki yaşındaydı ve birkaç yıl boyunca krallık, etkili Dük Nitert ve o zamanın casus müdürü Kont Sigismund Dijkstra yönetimindeki bir Regency Konseyi tarafından yönetildiğinden hemen onun yerini alamadı.

Radovid, babasının bilinmeyen bir elf tarafından büyücü danışmanı Philippa Eilhart'ın emriyle gizlice öldürülmesinden dolayı büyücülere karşı derin bir nefret beslemesiyle bilinir.

Radovid, 1255'te Tretogor'da kraliyet çifti olan Kral Vizimir II ve Malleore Kraliçesi Hedwig'in üçüncü çocukları olarak dünyaya geldi. İki büyük kız kardeşle büyüdü: gayri resmi olarak Dalka olarak bilinen Dalimira ve benzer şekilde Milka olarak bilinen Milena.

Dalka, sonunda kendi kız kardeşi Adda ile evlenmeyi seçen Temeria Kralı Foltest'le başarısız nişanlanmasının ardından hayatını rahipliğe adadı ve Milka büyücü Millegarda olmak için Aretuza'ya katıldı.

Prens Radovid 9 yaşındayken, 12 yaşına kadar resmi olarak Cintra Prensesi Cirilla ile nişanlandı. Nişan, babası ve Ciri'nin büyükannesi Kraliçe Calanthe arasında resmileştirildi, ancak kral, yarım yıl sonra nişanı vermeden sona erdirdi. Çiftler arasında bu konu hakkında herhangi bir açıklama yapılmadı ve Ciri ve Radovid'in birbirleriyle konuşma şansı bile olmadı.

Meve, Lyria ve Rivia kraliçesiydi ve bilgeliği ve güzelliği ile tanınırdı. Ayrıca Kral Foltest ve Kraliçe Calanthe ile uzaktan akrabaydı ve ikisi ile dostluğunu sürdürdü. 1267'de dul kalmıştı ve iki oğlu vardı, ancak onlar hakkında oldukça düşük bir inancı vardı.

İkinci Nilfgaard Savaşı patlak verdiğinde ve küçük diyarı fethedildiğinde, ikonik beyaz zırhını giyen gerillaları birçok savaşa götürdü. Böyle bir savaşta yüzü yaralandı ve şekil değiştiren yara izleriyle baş başa kaldı.

Nilfgaard İmparatorluğu ile savaştan sonra barış anlaşmasının müzakerecilerinden biriydi.

Kuzgun Hanedanı altında doğan Meve, o zamanlar Rivia kralı olan Reginald ile evlendiğinde Lyria prensesi idi ve onu hem Lyria hem de Rivia'nın kraliçesi yapan, Aedirn krallığının hemen altında yer alan güçlü, ancak küçük bir krallıktı. Kocasıyla iki oğlu vardı (Villem ve Anséis), ancak Reginald maalesef 1259'da öldü.

Oğulları yönetemeyecek kadar küçükken, konsey, kederli dulun kontrolünün kolay olacağına inanarak Meve'nin yönetmesine izin vermeye karar verirken, krallığın düşmanları zayıfken onlara saldırmaya karar verdi. Bunun yerine, her ikisi de güçlü bir komuta ile karşılandı, Meve, kendisi hiçbir askeri eğitim almamış olmasına rağmen ordusunu zafer üzerine zafere götürdü ve evinde yoluna çıkmaya çalışanların kafasını kesiyordu. Kış gelmeden önce bütün düşmanları kendisine teslim olmuştu.

Yaygın bir şekilde ismi Kanlı Baron olarak bilinen Phillip Strenger, Velen'de bulunan ve kendi kendini ilan eden bir barondur. Önceki sahibi Vserad, yaklaşan orduların tehdidi nedeniyle ailesiyle birlikte Fyke Adasına kaçtıktan sonra Karga Tüneği'ne yerleşti.

Phillip, hayatı boyunca Temeria için birkaç savaşta görev yaptı. Çapa Muharebesi sırasında omzuna bir mızrak yarası aldı ve sonrasında Anna tarafından yaralarına bakıldı. İyileştikten sonra, onunla evlenmesini istedi ve çift mutlu görünüyordu, kısa süre sonra kız çocukları Tamara doğdu. Yine de doğduktan kısa bir süre sonra, Phillip, başka bir savaşta savaşması için Cidaris'e gönderildi, bu sefer Kral Foltest'in adına Kral Ethain'e yardım etmek için gitti. Phillip, nadiren evde olduğu için içki içmeye döndü ve kısa sürede buna o kadar bağımlı hale geldi ki, evde olsa dahi içkiyi bırakamadı. Bu, Tamara'nın kendisiyle ilgili ilk hatıralarından birinin sarhoş olmasına ve merdivenlerin altında çamura bulanmasına neden oldu.

Evlilikte birkaç yıl içinde, bir gün eve gelince Anna ve kızının gitmiş olduğunu gördü. Onların yerine bir not vardı, Anna onu sevmediğini ve onu bir çocukluk arkadaşı için terk ettiğini ve son üç yıldır ilişki yaşadığı adam Evan ve Tamara'yı yanına almıştı. Phillip daha sonra karısını ve kızını geri getirmek için dışarı çıktı, ancak Evan'ı görünce içinde bir şeyler koptu ve sonunda adamı öldürdü. Phillip'in yaptıkları yüzünden dehşete düşen Anna, bir bıçak alıp onu bıçaklamaya çalışmadan önce ona bağırmaya ve pençelemeye başladı. Phillip tam zamanında yolundan çıktı ve başka ne yapacağını bilmeden onu dövdü. Bu olay, istismarcı biriyle ilişkilerindeki değişikliği işaretiydi...


Yıllar sonra, Üçüncü Kuzey Savaşı sırasında, Phillip'in birliği işgalin başlangıcında neredeyse yok edildi. Yeniden toplanma ümidi kalmadan kuzeye doğru yürümeye başladılar ve çok geçmeden diğer asker kaçakları ve parçalanmış adamlar da onlara katıldı. Phillip, önceki lordu tarafından terk edilmiş olan Karga Tüneği'ne ulaştığında, emrinde oldukça büyük bir grup vardı, karısı ve kızı da dahil olmak üzere oraya yerleşmeye karar verdi. Phillip daha sonra Nilfgaard'ı desteklemeye karar verdi, onlara direnmenin mantıklı olmadığını anladı ve kazandıklarında resmi bir baron olmayı umdu.

1272'de, hamile olan Anna ile bir sarhoş kavgası daha yaptı. Kendine geldiğindeyse, olan her şeyi hatırlayamadı ama fetüs'ü yatak odalarında ölü buldu, düşük olduğuna inanıp Anna ve Tamaranın gittiğini gördü.

Ölü doğanı aceleyle sığ bir mezara gömdü ve bütün adamlarını, kadınları aramaya çıkardı, ama kimse onlardan bir iz bulamadı. Kısa bir süre sonra, bir köylü Ciri'yi ve Gretka adında küçük bir kızı ona getirdi, Ciri yaralıydı ve ikisi de kurt gibi açlardı, o da onları Karga Tüneği'ne aldı. Gretka'ya kalacak bir yer vermiş (onu aç bir aileye geri göndermenin bir faydası olmayacağı için) ve Ciri'nin istediği kadar kalmasına izin vermişti.

Ciri'nin bir yaban domuzunu öldürüş hikayesinden etkilenen Philip ve adamları onunla en az bir av gezisine çıktılar. Ciri güzel atlarından birini gördükten sonra Phillip'e bir at yarışı şeklinde arkadaşça bir meydan okudu. Ertesi sabah, ikisi de birbirleriyle kıyasıya yarıştı ancak yarış bir basilisk saldırısı tarafından yarıda kesildi. Ona karşı savaştılar ama basilisk üstünlük sağladı ve Phillip'i onu öldürmek için kulesinin tepesine taşıdı. Güçlerini kullanan Ciri, basilisk'in önünde belirdi ve onu öldürüş şekli ile Phillip'i kendine hayran bıraktı. Ancak, Vahşi av güçlerini kullandığını hissedebildiği için, Ciri bir kez daha kaçmak zorunda kaldı, bu nedenle Phillip ona yardım etti ve Novigrad'a güvenle gidebilmesi için ona güvenli bir geçiş belgesi verdi.


Bir süre sonra Geralt, Ciri hakkında bilgi bulma umuduyla Karga Tüneği'ne geldi ve Ciri'nin kendisine anlattıklarından gelenin kim olduğunu anlayan Phillip, bir takas teklif etmeden önce Witcher ile konuştu: Geralt, kayıp karısını ve kızını bulmasına yardım ederse, Ciri'nin nereye gittiğini söyleyecekti. Pek fazla seçeneği olmayan Witcher teklifi kabul etti ve onları bulmaya koyuldu.

Ancak Phillip, Geralt'a kadınların ortadan kaybolduğu gecenin tüm hikayesini ya da Anna ile arasındaki kötü ilişkiyi anlatmamıştı. Geralt Şaman'ı ziyaret ederken Phillip bir kez daha sarhoş oldu ve Karga Tüneğindeki ahıra şimşek çarptı, Phillip onun çılgın, sarhoş halindeyken kimsenin söndürmeye cesaret edemediği alevler içinde kaldı. Geralt tüm bunlar sırasında geri döndüğünde, onu suya boğarak ayıltmadan önce Phillip'le kısa bir yumruk savaşı yaptı ve Şaman, Witcher'a bazı ayrıntıları anlattığı için Baron'dan tüm hikayeyi anlatmasını talep etti. Phillip, taciz konusunda temize çıktı ve Geralt ona bebeğin Alkarısı'na dönüştüğünü ve ilgilenilmesi gerektiğini söylemeden önce ölü doğduğu yeri gösterdi. Phillip daha sonra büyücüye çocuğunu daha fazla acı çekmemesi için yalvardı. Bu yalvarışlara dayanamayan Geralt, Baron ile birlikte Fetüs'ün mezarına gittiler ve onu oradan alıp tekrar karga tüneğinin yukarı kısmına baronun evinin altına sihirli sözcükleri söyleyerek toprağa gömdüler.

Johnny (Lehçe: Janek) anlamına gelir. İri gözlü, parlak tenli, sarı gözlü bir insan çocuğunu andıran ve hayatı boyunca Velen'in bataklıklarında yaşamış dost canlısı bir orman iyesidir. Witcher Geralt, Ciri'yi bulmaya çalışırken onunla 1272 yılında bataklıkta tanışmıştır. Onunla tanıştığında sesi çıkmayan ve Geralt'a karşı aşırı çekingen davranan Johnny, Geralt'a sesini kaybettiğini ve onunla konuşabilmesi için tepelerde bulunan ejder yuvasındaki bir büyülü karışıma ihtiyacı olduğunu anlatır ve Geralt onun için büyülü karışımı alıp getirdiğinde tekrar sesine kavuşan Johnny ile ikili çok iyi bir bağ kurarlar.


Johnny göründüğünden çok daha yaşlı ve çok bilgili birisidir. Ayrıca bunlara ek olarak küçük orman iyemiz oldukça sinirli bir yapıya sahiptir. Çünkü Yagna'yı kaybolduğundan beri bulmak istiyor ve Genny'nin ateşini kırmak gibi hayalleri var.

Görünüşü ve bazen davranışları nedeniyle çocuksu olması nedeniyle ormandaki öksüz çocuklarla birlikte takılmaktan zevk alıyordu ve onunla birlikte salyangoz kazıp yiyen Travik ile çok iyi arkadaştır.

Novigrad'dayken Geralt, perili bir evi araştırma görevini kabul eder. Burada, eğer kovulursa daha sonra Johnny ile tanışacak ve arkadaş olacak olan Sarah adında başka bir iye bulmuştur. Bunun Perili eve karşı soğuk muamele olduğunu düşünmesine rağmen Johnny, Çıplak Dağ'da Witcher ile tekrar karşılaştığında gitmesine izin vermiştir, aksi takdirde iki vaftizci bir araya gelip arkadaş olamazdı :))


Bataklık temizliğindeki çocuklar ilk olarak Geralt'a Johnny'den bahsettiğinde, büyücünün böyle bir kişinin gerçekte var olmadığını varsaymak için her türlü nedeni vardı. Garkolanlar ve Su Cadıları için hızlı bir şekilde yiyecek haline gelmeden bu kadar misafirperver olmayan bir ortamda yaşayan birini hayal etmek zordu.

Geralt, Johnny'nin çocuksu hayal gücünün bir ürünü olduğundan şüpheleniyordu.
yalnız yetimler için hayali bir arkadaş. Bununla birlikte, uzun yıllara dayanan tecrübesi, ona olası herhangi bir ipucunu görmezden gelmemesini söyledi, bu yüzden, yakınlardaki bataklıkta Johnny'nin herhangi bir ek işareti için aramaya karar verdi.

Yetimlerin yalan söylemediği ortaya çıktı - Johnny gerçekten vardı. O bir insan çocuğu değil, bir orman iyesiydi.

Kıtanın yabanıl bölgelerine dağılmış halde bulunabilen nadir bir canlı türü.
Ne yazık ki Johnny, açık bir şekilde açıklayamadığı koşullarda sesini kaybetmişti ve bu yüzden de Geralt'ın sorularına yanıt olarak fazla bir şey sağlayamadı. Geralt, sesini geri kazanmasına yardım ettikten sonra, gerçek bir fırtınadan söz etti, bu efsanevi varlıkların sözde utangaçlığının tüm masallarına yalan söylüyordu. Johnny ayrıca Gran'i Geralt'ı Orman Hanımları ile iletişime geçmeye ikna etmeyi kabul etti.

Olgierd von Everec, Vlodimir'in kardeşi Kristina ve Bohumil von Everec'in en büyük oğlu ve Iris'in kocası ve von Everec ailesinin bir üyesiydi.

Redanian subayı ve daha sonra Redanian Free Company'nin atamanı oldu. Bununla birlikte, arkadaşlarının aksine, eğitimliydi, asil bir kurala bağlıydı ve sanatı seviyordu.

Olgierd von Everec, 13. yüzyılın ilk yıllarında asil ve saygın bir ailenin üyeleri olan Kristina ve Bohumil von Everec'in iki oğlundan en büyüğüydü. Küçük kardeşi Vlodimir ile ailelerinin mülkünde büyüdü ve ata binmeyi, ateş etmeyi ve dövüşmeyi öğrendi. Ellerinden geldiklerinde, Olgierd ve Vlodimir, asil doğumlu haydutlardan oluşan bir çete kurdular ve Velen ve diğer Temerya sınır bölgelerine sık sık baskın düzenlediler. Başka bir soylu aileden bir kadın olan Iris çıkmaya başladı ve aşık oldu.

Talihsizlik sonunda aileyi, borçlar, zayıf yatırımlar ve kötü bir mahsul ile birlikte vurdu. Sonunda iyileşebilecek olsalar da, bu süre zarfında Horst Borsodi, ailenin borçlarını verdi ve derhal ödemelerini istemişti, aksi takdirde evleri de dahil olmak üzere tüm varlıklarına el koyacaktı. Olgierd'in onlara bir hafta vermesi için yalvarmasına rağmen Horst, von Everec malikanesine ve tüm eşyalarına el koyarak aileyi evsiz bıraktı.

Artık bir sosyete ailesi olarak kabul edilmeyen Iris'in ebeveynleri, kızları ile Olgierd arasındaki ilişkiyi uygunsuz buldu ve bölgedeki Sirvat adlı bir Ofieri prensi ile kızlarını prensle evlendirmeye karar verdi. Halen Iris'e aşık olan Olgierd, onu onunla evlenmeye ikna etmeye çalıştı, ancak Iris ailesinden ayrılmak istemedi ve bu konuda başka seçenekleri kalmadı. Hayatının ve diğer her şeyin sevgisini kaybettiği için üzgün olan Olgierd, çaresizlik içinde prensin bir canavara dönüşmesini diledi, bu kelimelerin taşıdığı ağırlığı fark etmediğini ve yanlışlıkla prensi lanetleyerek onu dev bir kurbağaya dönüştürdü.


Ancak Olgierd, Iris'i geri almanın tek yolunun ailesinin maddi olarak iyileşmesi ve sonunda dileklerini yerine getiren bir varlığı öğrenmesi ve kısa süre sonra Gaunter O'Dimm ile temas kurması olduğunu fark etti. Gaunter üç dilek dilemeyi kabul etti, ancak karşılığında Olgierd sevdiği birini feda etmek zorunda kaldı: Iris veya Vlodimir. Vlodimir'i seçti ve ertesi gün bir baskın sırasında Vlodirmir, askerler tarafından ezilerek kaçmaya çalışırken tesadüfen öldürüldü. Olgierd, erkek kardeşinin isminin yaşatılmasını isteyerek yalan söyledi ve Vlodimir'in aynı anda birkaç kişiyle savaşmaya çalışırken yiğitçe öldüğünü ve daha sonra düzenli olarak mezarını ziyaret ettiğini söyledi.

Gaunter ise ailesinin servetini geri kazandı ve Olgierd'in diğer arzusunun bir parçası olarak ona ölümsüzlük bahşetti. Başlangıçta bundan memnun olan Olgierd ve Iris mutlu bir şekilde evlendi, ancak bu kısa sürdü. Ölümsüzlük arzusunun çift taraflı olduğu ortaya çıktı: Ölümsüzken Olgierd, bir zamanlar Iris'e duyduğu aşk da dahil olmak üzere herkes için tüm empatisini kaybetmeye başladı. Bunun da ötesinde, Iris'in ailesi, Iris ile evlenecek başka kimse olmadığı ve onu malikanede düzenli olarak gördüklerinden, Olgierd'i isteksizce kabul etti. Ayrıca, diğer borçları temizlemek için ona para vermeye çalıştıklarında Olgierd'i de rahatsız ettiler, böylece onlara utanç getirmeyeceklerdi.

Yıllar geçmeye başladı ve Olgierd'in evliliği dağılmaya başladı. İstekleriyle ne olduğunu anlayınca, anlaşmayı bitirmek için Gaunter'ı yeniden çağırmak için Goetia'yı uygulamaya başladı, ama yaptığı hiçbir şey işe yaramadı. Iris'i daha da uzaklaştırırken, sonunda Iris'in babasını bir gün sevgisiz bir ilişki haline geleceği için evliliklerini bitirmesi için geldi. Artık tamamen duygulardan yoksun olan Olgierd, Iris'in babasıyla tartışmaya girdi ve onu bir taş sütuna doğru itti, anında onu öldürdü ve Iris'in ondan nefret etmesine neden oldu.

Zamanla, Iris'in nefreti kısa süre sonra, kocasına karşı tam bir ilgisizliğe dönüştü. Aşkın nasıl bir his olduğunu uzun zamandır unutan Olgierd, bir gün malikaneden ayrıldı, arkasında bir mor gül ve ona daha fazla acı çekmek istemediğini ve ayrıldığını açıklayan bir mektup bıraktı.

Geralt ile ilk olarak, malikâneden istediği her şeyin yanı sıra önemli bir ücret karşılığında kanalizasyonda bir canavarı öldürmek için Olgierd'in adamının yayınladığı bir sözleşmeyi üstlendiğinde tanıştı. Geralt sözleşmeyi kabul etti ve Oxenfurt kanalizasyonlarının altında Shani'yi ölü bir Redanyalı askeri iyileştirmeye çalışırken keşfetti. Birbirlerini gördüklerinde şaşırdılar ve bir anlık anımsamadan sonra Geralt yardım etti ve Shani'nin canavardan bir zehir örneği alabilmesi için ona eşlik etmesine izin verdi. Geralt, Shani'nin yardımıyla başarılı oldu, ancak maalesef Aamad komutasındaki bir grup Ofieri askeri tarafından, bilmeden lanetli prenslerini öldürdükleri için esir alındı. Neyse ki Geralt için, onu Yennefer'e yönlendiren bir tanıdık olan Gaunter O'Dimm, ona bir seçenek sundu: Özgürlüğü karşılığında bir süre ona hizmet edebilir veya Ofier'de asılı kalabilir.

Kısa bir süre sonra O'Dimm'in teklifini kabul etti ve kısa bir süre sonra bir fırtına, Ofieri gemisini enkaza çevirdi ve hayatta kalanlarla savaşmak zorunda kaldı. Olgierd'in alevler içinde görmek için kaldığı Garin Malikanesi'ne döndü ve Geralt yıkıma bakarken adamlarından biri onu sarhoş bir şekilde selamladı. Bu gerçekleşirken, von Everec'in adamlarından birinin başı kesilmek üzereydi ve Geralt müdahale etmeyi ya da adamın idam edilmesine izin vermeyi seçebilirdi.

Geralt müdahale ederken, von Everec yanan malikaneden çıktı ve adamın hayatı için Witcher ile düello yapacağını söyledi. Geralt, von Everec'in kafasını kestikten sonra güldü ve onu kazanan ilan etti ve Gaunter O'Dimm çatışmadan sonra ortaya çıktı. Adam idam edilirse, malikane lordunun kızı, babasının intikamını almak için von Everec'i bir kılıçtan geçirecekti. Her iki durumda da, von Everec'in ölümsüzlüğü Geralt'a açıklandı. O'Dimm kısa bir süre sonra ortaya çıktı. O'Dimm, Olgierd'e anlaşmanın şartlarını uygulamaya zorlandığını söyledi ve Geralt'ı şampiyonu olarak tanıttı. Geralt, Olgierd'in üç isteğini duymakla görevlendirildi. O'Dimm'den şüphelenen Olgierd, birinci ve ikinci dileğini dile getirdi ve Geralt ilk iki dileği yerine getirene kadar üçüncü kişinin ayrıntılarını belirsiz bıraktı. Üç şey istedi: Maximilian Borsodi'nin evi, kardeşinin hayatının en güzel anını yaşaması ve ayrılmadan önce karısına verdiği menekşe gülü.

Her görevin tamamlanmasından sonra Olgierd, görevlerin nedenlerini açıkladı. Maximilian Borsodi Evi, ailesinin borcunu satın alıp müzayede evlerinde tüm eşyalarını sattıkları için Borsodi ailesinden intikam almak istiyordu, söz konusu "ev" Max Borsodi'nin vasiyetini barındıran konteynerdi. Borsodi ailesini batıracak bir madde. Olgierd tarafından kardeşine "hayatının zamanını" göstermek için verilen ikinci görev, Vlodimir von Everec bir süredir ölmüş olduğu için Geralt için kasıtlı olarak tamamlanması imkansızdı, ancak Gaunter O'Dimm Geralt'a Olgierd'e ait bir şişe kan vermişti. Vlodimir'in hayaletini çağırdı ve Geralt'ın, Vlodimir'in hayaletini Geralt'a izin vererek ikinci dileğini yerine getirmesine izin verirdi.

Üçüncü görev, en zoru, von Everec ailesinin malikanesi, bekçi olarak bilinen şeytani bir yaratık ve gülü ölmüş olan ancak malikânedeki portrelerde güçlü bir hayalet olarak oyalanan eşi Iris tarafından korunduğu için en zor oldu. Söz konusu gül çoktan solmuştu. Ruhu sakinleştirip onu çağırdıktan sonra Geralt, kederinin o kadar güçlü olduğunu keşfetti ki, bir resim içinde bir dünya yarattı ve onu tamamen uyandırmak için onun içinden geçmek zorunda kaldı. Boyalı dünyada Geralt, Olgierd ile zamanının anılarına bağlı tüm korkularıyla mücadele etmek zorunda kaldı, bu da Olgierd'in zamanla nasıl daha uzaklaşan ve karısına karşı umursamaz hale gelen taştan bir kalp geliştirdiğini gösterdi. Bununla birlikte, Iris'in korkularını yendikten ve onu tamamen uyandırdıktan sonra, Olgierd'in üçüncü isteğinin yerine getirildiğinin kanıtı olarak, menekşe gülünü veya gülü tutan Iris'in resmini elde edebildi.

Geralt daha sonra, Shani'nin birçok kez Olgierd ile yazıştığını öğrendiği Oxenfurt Akademisi'nden Profesör Premethine Shakeslock ile bir araya geldi. Geralt'ın kör profesörden öğrendiği gibi Olgierd, O'Dimm'in kim olduğunu ve ondan nasıl kurtulacağını öğrenmek için ona bir çuval altın ödedi. Shakeslock, Olgierd'in von Everec'ler yoksul duruma düştüklerinde anlattıklarını aktarırken Olgierd evden kaçmak istedi, ancak Iris aile bağlarını kesmeyi reddetti. Gezgin bir cadı onu Usta Ayna'ya yönlendirdiğinde her şey değişti. Kavşakta bir toplantı, bir dilek ve kanla imzalanan bir anlaşma ile Olgierd, servetini geri kazanmak için Iris ile Vlodimir arasında seçim yapacaktı; ertesi gün ölen erkek kardeşini seçti.

Üç dileğini yerine getirdikten sonra Olgierd, Geralt tarafından O'Dimm'in borcunu tahsil edeceği Lilvani Tapınağı'na çağırıldı. Olgierd, sözleşmenin son koşulunun Ay'ın üzerinde durmalarını gerektirdiğini yinelese de, O'Dimm tapınak zemini'nin gerçekten de bir hilal mozaiği olduğunu ve sözleşmenin şartlarını "Ay'ın üzerinde durmalarını" sağlayarak yerine getirdiğini ortaya koydu.

Geralt müdahale etmezse O'Dimm, Olgierd'in ruhunu alır ve onun ölmesine neden olurdu

Geralt müdahale ederse, hem ruhunu hem de Olgierd'inkini O'Dimm'in oyunlarından birine yatırdı; Witcher kazanırsa, ikisini de serbest bırakır ve kaybederse ruhlarını alırdı. O'Dimm'in bilmecesini yanıtladıktan ve Ayna ustasını kovduktan sonra, Olgierd'in duyguları geri geldi ve tekrar ölümlü oldu. Geçmiş eylemleri ve hataları için hemen pişmanlık duydu. Geralt'a ailesinin kılıcını verdi ve O'Dimm'in kontrolünden bağımsız yeni bir hayata başlayacağına söz verdi.

Iris von Everec (kızlık soyadı Bilewitz) Olgierd'in karısı ve yetenekli bir ressamdır.

Iris soylu bir ailedendi ve bir süre ailesi onun ve Olgierd von Everec'in birbirleriyle kur yapmalarını onayladı. Bununla birlikte, von Everec'ler iflas etmelerine ve mülklerini kaybetmelerine neden olan zor zamanlara düştüğünde, Iris'in ailesi Olgierd'in artık kızları için uygun olmadığına karar verdi ve bunun yerine Irisi, ziyarete gelen Ofieri prensi Sirvat ile evlendirmeye karar verdi.

Bu konuda üzgün olan Olgierd, Iris'ten onunla evlenmesini istedi, ancak ailesiyle bağlarını kesmek istemedi. Bu yüzden, aşkıyla evlenememekten ötürü öfkeyle dolu olan Olgierd, istemeden ziyarete gelen prensi lanetledi ve onu dev bir kurbağaya çevirdi. Bir süre sonra Olgierd, Gaunter O'Dimm ile bir anlaşma yaptı ve eski asil konumunu ve servetini ve böylece Iris'i geri kazandı. İkisi kısa süre sonra mutlu bir şekilde evlendi, ancak ebeveynlerinin bu konuda çekinceleri vardı.

Olgierd, O'Dimm'in anlaşmasının kasıtsız bir sonucu olarak artık Iris'e karşı hisleri kalmadığından zamanla evlilikleri geriledi. Bir noktada Iris ondan boşanmak istedi, böylece babası Olgierd'e boşanmaları için gerekli nedenleri okumaya başladı. Ancak, Olgierd okuma sırasında öfkesini yitirdi ve Iris'in babasını öldürdü ve Irisin Olgierd'e olan tüm duygularını kaybetmesine neden oldu.

Daha fazla zaman geçtikçe ve Olgierd sadece Iris'i sevmesi gerektiğini ancak anlaşma nedeniyle tüm bu tür duygularını kaybettiğini hatırlayarak, onu yatıştırmaya çalıştı ve Iris'e arkadaşlık için onun yanına bir adet kara kedi ve köpek verdi. Sonra, artık ona acı vermek istemediğine karar veren Olgierd, geride bir mektup ve onu hatırlaması için bir mor gül bırakarak ayrıldı. Iris, malikanede tek başına, günlerce yatakta yattı, sonunda toza dönüşene kadar güle baktı ve kısa süre sonra öldü.

Ölümüne rağmen, Iris'in ruhu mülke musallat olmaya devam etti ve harabeye girmeye cesaret eden herkese saldırdı. Ancak Geralt içeri girmeyi başardı ve Iris'in kalıntılarını buldu. Onunla konuşmaya ihtiyaç duyan ve aynı zamanda ruhunu dinlendirmeyi uman Geralt, kalıntılarını araziyi çevreleyen bahçelere gömdü ve Iris'in iskelet formunun ortaya çıkmasına neden oldu. Bununla birlikte, yine de konuşmayı reddetti ve onun yerine Geralt'a bir resim gösterdi, yaşarken zihninde bazı hatıraları denemek ve unutmak için boyanmış bir dünya yarattığını söyledi, ancak öldüğünde ruhu onu daha da güçlendirdi ve büyüttü. Her şey onun en büyük korkusu olan kocası Olgierd'in etrafında toplanıyordu.

Geralt tüm korkularıyla mücadele ettikten sonra, Iris sonunda kendini ortaya çıkardı, artık Geralt'ın aslında onu yanlış anladığı Olgierd olmadığını açıkça görebiliyordu. Şimdi kabuslarından kurtulmuş ve kendini yeniden hatırlayabilen Geralt'ın, kalıntılarını gömdüğünde, boyalı dünyada nasıl bir kez daha çiçek açtığını anlattı. Bununla birlikte Geralt, Witcherların iğne dediği şeyin gül olduğunu ortaya çıkardı: Olgierd'in ona son armağanına olan hisleri ve bağlılığı, aynı zamanda onu hareket etmek yerine yaşayanların dünyasına bağlı tutuyordu ve gülü alarak varlığını sona erdirebilirdi. Ancak hiçbiri onun üzüntüsünü ve ıstırabını garantilemez. Bununla birlikte, tüm bu belirsizliğin üstesinden gelen Iris, varlığının sona ermesinin kendisi için daha iyi mi yoksa daha mı kötü olacağını bilmiyordu.

Belirsizliği desteklemenin ve ruhunu dinlendirmenin daha iyi olduğuna karar veren Geralt, gülü istedi ve onu teslim ederek, hem kara kedinin hem de köpeğin hizmetini serbest bırakmanın yanı sıra Iris ve boyalı dünya yokluğa doğru kayboldu.

Geralt, Iris'in ruhunu hissetmek sadece davetsiz misafirlere bir tehditti ve varlığı sona erdiğinde daha fazla acı çekmesini istemedi, gülü almayı reddetti ve böylece ruhunu dünyasına bağlı bıraktı. Geralt'ın eli boş kalmasını istemeyen Iris, büyücüye bir kez daha derin bir uykuya dalmadan önce gülü gerçek dünyada dışarıda aramasını söyledi.

Geralt, üçüncü ve son dileğini duymak için Olgierd von Everec'i ziyaret ettiğinde, kaba ve hırçın atamanın bir zamanlar evli olduğunu öğrendi. Ancak bir noktada karısını terk etmiş ve ayrılık hediyesi olarak ona bir menekşe gülü vermişti. Geralt'ın görevi, bu gülü von Everec'lerin terk edilmiş malikanesinde bir yerde bulmaktı. Oraya vardığında, malikanenin, yıllar önce yalnızlıktan ölen Olgierd'in karısı Iris'e bağlı kötü niyetli bir hayaletin musallat olduğunu keşfetti.

Geralt, Iris'in kalıntılarını topladı ve malikanenin bahçesine gömdü. Bunu hem basit insan edepiyle hem de soğuk hesaplamayla yaptı, çünkü bu hareketin onun huzursuz ruhunu sakinleştireceğini ve onu mor güle götüreceğini biliyordu. Cenaze sırasında artık sessizleşen İris Geralt'a göründü ve onu yalnızca zihninde var olan bir dünyaya doğru bir yolculuğa çıkardı. Bu "boyalı dünya", Geralt'ın şimdi yüzleşmek zorunda kaldığı korkuları ve anılarından oluşuyordu.

Iris von Everec'in anıları ilk önce Olgierd'in şirketinde geçirdiği mutlu günleri anımsadı, sonra daha da koyulaştı. Aslında, daha güneşli olanlar bile üzerlerinde uğursuz bir bulut asılı duruyordu - tedirgin bir duygu, yakında korkunç bir şey olacaktı. Iris von Everec hassas bir kadındı ve kocasının davranışlarında ince değişiklikler fark etti. Bununla birlikte, davalarını araştıracak cesaretten yoksundu.

Olgierd von Everec'in kalbi taşa dönmüş ve onu bir canavara çevirmişti. Iris kocasının bu hale gelmesinden nefret ediyordu ama onu sevmekten kendini alamadı. Çift, Olgierd karısını terk ederek sona erdirene kadar acı verici bir birlikte yaşama yaşadı. Iris onların ayrılığını asla kabullenmedi, hatta kocasının veda mektubunu bile okuyamadı. Yine de, onu terk ederken ona verdiği menekşe gülü, onu ruhundaki tüm özlem ve sevginin odak noktası haline getirdi. Öldüğünde, bu çözülmemiş duygular bu dünyadaki ruhunu tuttu ve acı çekmesine neden olmaya devam etti.

Vlodimir von Everec (Lehçe: Witold von Everec), Von Everec ailesinin bir asiliydi ve Redanian Free Company'nin eski ikinci komutanıdır. Kristina ve Bohumil'in ikinci oğlu ve ailesinin mülkünde birlikte büyüdüğü Olgierd von Everec'in küçük erkek kardeşidir.

Vlodimir iyi vakit geçirmeyi severdi ve eğlenme fırsatlarından mahrum kalmazdı. Eğlence açısından basit zevkleri vardı. Öreneğin, bir gecelik eğlenceyi tatmin edici bulmadan önce bol bol içki içmek ve yeterince kadın ile yatmak istiyordu. Şüphesiz, hayatının uzun yıllarını en kötü türden serseriler ve yağmacılarla geçirdi.


Geralt, Vlodimir von Everec'i bulmak ve ona hayatının en iyi gününü yaşatmak ile görevlendirildi. Bu, Witcherın dikkate değer görevlerinden biriydi ve bu göreve gizemli Ayna ustası herhangi bir engel teşkil etmedi. Geralt'a bir şişe von Everec kanı verdi ve Vlodimir'i mezardan çıkaracak bir büyüden bahsetti. Geralt böylece von Everec aile mahzenine gitti ve genç von Everec'in gömüldüğü yeri aradı. Geralt'ın Vlodimir ile görüşmesi, von Everec klanının ölen diğer üyelerine karşı bir mücadele ile başladı.

Vlodimir mağlup olduktan sonra kendini açığa çıkardı ve ölü akrabalarının yanında savaşmayı reddettiğini açıkladı, çünkü onları hiç sevmiyordu. Genel olarak Olgierd'in erkek kardeşi, bir hayalet için bile garip bir figürdü Asil zarafetin ipuçlarını gösterdi, ancak tavırları çoğu zaman ömür boyu sürecek bir kavgacı veya holiganın davranışlarına daha çok benziyordu - şüphesiz, yaşam yıllarının çoğunu bir grup sert karakterle yağma yaparak geçirmişti.

Kesin olan bir şey var: Vlodimir iyi vakit geçirmeyi severdi ve ölümün kaliteli eğlenceden fena halde eksik olduğunu görmüştü. Eğlence gecesi için talepleri basitti. Esas olarak iyileşmek ve iyice sıvanmak istiyordu ilişkiye girememesinin ona korkunç bir şekilde eziyet ettiğini söyleyelim. Sonuçta, Geralt'ın Vlodimir'in öbür dünya hakkındaki şikayetlerini anlattığını duyduktan sonra, ölümden daha da çok korktu Vlodimir, Geralt'ın vücuduna atladı ve birlikte Shani'ye arkadaşının düğününe eşlik ettiler.

Orada Vlodimir gereğinden fazla eğlence buldu. gwent oynadı, domuzları kovaladı ve hatta Shani'den bir öpücük çalmayı başardı. Gece yarısı vurulduğunda, sınırlama töreni başladı ve Vlodimir von Everec'in yaşayanlar arasındaki zamanı sona erdi. Yine de Witcherın cildi ona o kadar iyi geliyordu ki, onun hiç niyeti yoktu. Ayna ustası ortaya çıkması sonunda Vlodimir'i geldiği yere geri döndürdü. Geralt'ın hesabına göre, Ayna Ustası, Vlodimir'in hayaletini sürgüne gönderirken büyük bir acıya neden oldu. Birinin bedensiz bir ruh acısına nasıl neden olabileceğini tam olarak bilmiyordu, ama Ayna Ustası bir yol biliyordu. garipti. Şimdi onu düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor.

Tek boynuzlu atlar tarafından Sparrowhawk olarak da adlandırılan Eredin Bréacc Glas, bir Aen Elle elfiydi ve Wild Hunt olarak bilinen bir elf süvarisinin komutanıydı. Lider olarak, çoğu kişi tarafından Vahşi Avın Kralı olarak biliniyordu. Eredin, kralı öldürüp halefi olana kadar dünyasında yüksek rütbeli bir generaldi.

Büyü konusunda da yetenekli, kayda değer bir güçlü asker olmasına rağmen, genç yaşları hakkında pek bir şey bilinmiyordu.

Aen Elle elflerinin hükümdarı Kral Auberon Muircetach Kızıl Süvarileri yarattığında, Eredin'i liderleri ve generalleri olarak atadı. O sırada Dünyalar Kapısı'na girebilen Eredin, istediği zaman farklı dünyalara seyahat etmesine izin verdi, Geçit'i kullandı ve Kızıl Süvarileri birçok farklı dünyaya baskın yapmada yönetti. Ana hedefleri, elflere hizmet edebilecek yeterli sayıda insansı - tercihen insan - köle bulmak ve güvence altına almaktı.

Bu, Eredin ve adamlarını korkuttu, bu yüzden kendilerini iskelet şeklindeki zırhların içine sokarak daha da tehditkar görünmek ve seslerini değiştirmek için sihir kullanmaya başladılar.

Zaman geçtikçe, sonunda orijinal ana dünyalarını yeniden keşfettiler: Kürelerin Birleşiminden önce tüm elflerin geldiği Aen Seidhe dünyası. Ancak, artık insanlar tarafından kontrol ediliyordu ve Aen Elle'nin ırka karşı derin bir nefreti olduğu için, Aen Seidhe dünyası, Eredin'in sıklıkla dünyaya baskınlar düzenlediği ve çok sayıda genci çaldığı birincil hedefi haline geldi. O dünyadan insanlar hızla binicilerden korkmaya başladılar ve onlara yeni bir isim verdiler - Vahşi Av.

Eredin her zaman adamlarını bizzat yönettiği için neredeyse her zaman oradaydı ve lider sürücü olarak halk arasında en çok korkuya o neden oldu ve kısa süre sonra onu Vahşi Avın Kralı olarak adlandırılmaya başlandı.

Bilinmeyen bir süre sonra, tek boynuzlu atlar kendilerini Aen Elle'nin elinden kurtardılar ve Geçit'i onlardan aldılar. Yani Eredin artık onu kullanamazdı. Bu aynı zamanda tüm elflerin daha fazla köleye erişimi olmadan kendi dünyalarında sıkışıp kalmasına neden oldu ve bu yüzden farklı alemlere seyahat etmenin sihrini incelemeye başladılar. Ancak, sadece kısmen başarılıydılar ve gezginler yarattılar - portalları farklı dünyalara açmak için eğitilmiş uzman büyücüler, ancak sadece küçük bir grup biniciyi taşıyabildiler. Bundan dolayı, biniciler fiziksel yerine spektral formlar kullandılar ve göklerde bir hayalet süvari alayı olarak seyahat ettiler.

Imlerith, Vahşi Avın generallerinden biriydi. Büyük bir güce sahipti ve Geralt'ın karşılaştığı en zorlu rakiplerden biriydi. Geralt ve Imlerith, Geralt'ın avla olan hizmeti sırasında da tanıdıklardı. Hunt'ın Imlerith ile birlikte ikinci generali Caranthir Ar-Feiniel'di.

Ciri Kıtaya döndüğünde, Imlerith Crones'a ona göz kulak olmalarını emretti. Kocakarılar, Bataklık boyunca insan kulaklarını asarken onun emrini tam anlamıyla aldılar. Ciri daha sonra Crookback (Kambur Bataklığı) ışınlandığında, Crones'in eline düştü ama kaçarak ormana geri koştu.
Imlerith onu at sırtında takip etti ama ondan kaçmayı başardı.

Imlerith daha sonra Kaer Morhen savaşına katıldı ve varlığı Geralt'ı geri çekilmeye zorladı. Imlerith peşinde koştu, ama büyücüler kalenin içine girip Imlerith'in topuzunu öfkeyle dövdüğü ana kapıyı kapattı.

Av sonunda Kaer Morhen'in kalbine girdi. Ciri ve Vesemir hariç herkesi dondurdular. Imlerith, eski büyücüyü devreye sokarak Eredin'in Ciri'yi ele geçirmesini sağladı. Vesemir ayrıldı ve Eredin'in Ciri ile kaçmasını engelledi. Imlerith, Vesemir'e saldırdı ve tıpkı cadı, Ciri'yi Aard ile uzaklaştırırken ellerini boğazına doladı.

Vesemir'i boğmaya başladı ancak kralının emriyle Vesemir'i Ciri'yi teslim olmaya zorlamak için bıraktı. Ciri kılıcını düşürürken ve Hunt'ın zaferi kesin gibi görünürken, Vesemir Imlerith'i bıçakladı. Saldırı, Vesemir'in boynunu zahmetsizce kırarak onu öldüren Imlerith'i kasıtlı olarak kışkırttı.
Kederli bir öfke içinde, Ciri, Hunt'ın başlarını ıstırap içinde tutmasına neden olan sihirli bir çığlık attı. Imlerith, Caranthir'in yarattığı bir portaldan hızla kaçtı.

Bir zamanlar Altın Çocuk olarak da bilinen Caranthir Ar-Feiniel, Vahşi Avın bir gezginiydi ve Eredin Bréacc Glas'ın en güvendiği adamlarından biriydi.

O, Avallac'h'ın zamanı ve mekanı manipüle etme yeteneği olan elf çiftleri arasında seçici üreme girişiminin bir ürünüydü. Yetenekliyken suçlu oldu ve Vahşi Av'da Eredin'e katıldı. Avallac'h'a göre, Eredin'in Caranthir'e ilgisizliğine rağmen, Eredin'in kendisi için kurduğu denemeleri geçtiği için sonunda Av'a alındı.

Ciri tarafından "gizli ve pragmatik" olarak nitelendirilen, Avallac'h'ın laboratuvarında bulunan notlardan biri, Hunt'a katılmadan önce bir "kızarıklık", "aptalca riskler alma eğilimi" olduğunu ileri sürdü.

Ciri avı sırasında Caranthir, Avallac'h'ın saklandığı yeri araştırdı. Daha sonra Kaer Morhen'deki savaşa katıldı. Eskel'e karşı düello yaptı, ışınlanma sihrini büyücüyü neredeyse öldürmek için kullandı, ta ki Ciri onu durdurana kadar ve düelloyu bitirene kadar.

Imlerith, Vesemir'i öldürdükten sonra, Ciri, etkilenen bölgedeki herkesin acı çekmesine ve sonunda ölmesine neden olan sihirli bir çığlık kullandı. Caranthir, Kaer Morhen'den uzakta bir kapı açtı ve kralını oradan sürükledi.

Vahşi Av Undvik'e çekildiğinde, Caranthir sihrini Geralt'ı dondurmak için kullandı. Ciri generalle yüzleşti ve büyüyü kırarak Geralt'ın buzdan kurtulmasına izin verdi. Caranthir, görünüşte bilinçsiz görünen Ciri'yi kaçırmaya çalıştı, ancak o ışınlandı ve Caranthir Geralt'a karşı savaştı. Geralt, Navigator'ı kazığa vurdu, ama ölmeden önce Geralt'ı yakaladı ve onları derin su altında ışınladı fakat Geralt yüzeye yüzdü ve hayatta kaldı.

Nithral, ​​bir Aen Elle savaşçısı ve Vahşi Av'ın bir üyesiydi. İki elli bir balta kullanır ve tazıları çağırır. Onunla "Karanlıkta Dolaşmak" adlı ana görevde karşılaşıp savaşma şansı yakalıyorsunuz.

Geralt ve Keira Metz Ciri'yi aramak için eski bir elf harabesine girdikten sonra, Vahşi Av'ın oraya onlardan önce geldiklerini ve çoktan Ciri'yi aramaya başladıklarını öğrenirler. Bunu öğrenen Geralt sinirden köpürüp adeta küplere biner ve hemen peşlerinden gitmeleri gerektiğini Keira Metz'e söyler. Fakat Keira Metz bunun bir saçmalık olduğunu bile bile ölüme gitmek olduğunu iddia ederi.

Vahşi Avın gezgini olarak adlandırılan Caranthir, istediği zaman istediği yere dünyalara arası veya boyutlar arası seyahat sağlayan portallar açabildiği Vahşi Av onu da yanlarında getirmişti ve bu sayede Geralt ve Keira'dan daha hızlı bir şekilde Ciri'nin izini arayabiliyorlardı.

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Ciri'yi o yıkık dökük harabede bir türlü bulamadılar. Geralt ve Keira Metz Vahşi Av'ın yanına yaklaştığında Caranthir ve Eredin çoktan bir portal açıp gitmişti. Geriye sadece Geralt ve Keira ile dövüşemesi için bırakılan Nithral kalmıştı.

Nithral ilk önce açtığı portallardan Geralt ve Keira'nın üzerine Vahşi Av Tazıları yolladı fakat bunlar büyücü ikili için kolay rakiplerdi. Zorlanmadan Vahşi Av Tazılarını yok ettiler ve sonra gözlerini Nithral'a çevirdiler. İkili, Nithral ile kıyasıya bir mücadeleye girdi ve onu yavaş yavaş yavaş yormaya çalıştırlar.

Dövüşün ilerleyen zamanlarında oldukça yorgun düşen Nithral kılıcını kaldıramayacak hale geldi ve bu dövüş Geralt ile Keira'nın zaferi ile sonuçlandı.

"Crevan Espane aep Caomhan Macha" aynı zamanda Avallac'h olarak bilinen Aen Elle ve Aen Seidhe dünyaları arasında seyahat etme yeteneğine sahip bir elf ve Aen Saevherne idi. Geralt ile tanıştı ve büyücüye Ciri ile bağlantılı bir kehanetten bahsetti. Tek boynuzlu atlar tarafından ona 'Tilki' lakabı takıldı. Lara Dorren başlangıçta Lod'lu Cregennan'a aşık olmadan önce onunla evlenmeyi planlıyordu.

Ciri'yi Aen Elle kralı Auberon'a getiren kişi oydu ve Ciri'ye kraldan bir çocuk gebe kalırsa dünyasına dönmesine izin verileceğine söz verdi. Ancak Eredin, Avallac'h'ın yalan söylediğini iddia etti.

Avallac'h, Ciri hakkında bilgi edinmek için büyücü Keira Metz'i ziyaret etti ve Velen'de buluşmaları gerektiği için 'kül saçlı bir kadın' bulmak istediğini söyledi. Ciri'nin nerede olduğu hakkında hiçbir bilgisi olmadığı için Midcopse yakınlarındaki bazı elf harabelerine gitmek üzere ayrıldı ve burada onu bulması gerekirse takip etmesi için birkaç morfotik projeksiyon bıraktı.

Ardından Ciri hakkında bilgi arayan Vahşi Av vardı. Avallac'h, Keira'dan bir iksir yardımıyla yıkıntılardan kaçarak pençelerinden atlamıştır.

Ge'els, Sevgili Ruadhri'nin bir üyesi ve Imlerith ve Caranthir ile birlikte Eredin'in en güvendiği teğmenlerinden biri olan Aen Elle'nin bir elfiydi. Karargahı, Tir ná Lia'da bulunan Uyanış Sarayı idi.


Diğer teğmenlerin aksine, Ge'els ava aktif olarak katılmadı. Bunun yerine, Kral Eredin Vahşi Av'a liderlik ederken, Eredin'in yerine Aen Elle dünyasını yönetmekle görevlendirildi. Komplo ve siyaset konusunda büyük bir beceriye sahip birisiydi.


1272'de, Eredin'i zayıflatmak için Avallach ve Geralt, Ge'els'i bulmak ve Eredin'in hayranlık duyduğu Kral Auberon'u öldürdüğünü açıklayarak Eredin'den desteğini kesmeye ikna etmek için Tir ná Lia'ya gitti.


Sonunda geldiklerinde, Ge'els'in bahçesinde bir elf kadının portresini yaptığını gördüler.
Gardiyanları aramak yerine Geralt ve Avallac'h'ın söylediklerini duydu ve onlarla birlikte Novigrad'a dönmeyi kabul etti. Oraya vardıklarında, Corinne Tilly, Eredin'in ihanetini ortaya çıkarmak için tek akılcılık gücünü kullandı. Rüya bittiğinde Ge'els onlara Eredin ile kendi dünyalarında savaşmalarını tavsiye etti.

Brewess, Kambur Bataklık'ta ki üç Koca Karılardan biriydi. Diğer ikisi Weavess ve Whispess idi ve She-Who-Knows'un kızları olarak biliniyorlar.

Brewess, bitki yaşamı üzerinde sınırlı bir kontrole sahipti ve zemini kaplayan kanı sihirli bir şekilde manipüle ederek, içinde duranlardan yaşamı tahliye etmesini sağladı ve insan dişi şeklini alma yeteneğine sahipti.

Brewess olarak bilinen orman hanımı, yaş bakımından üç şeytani kız kardeşin ortancasıydı- ama büyüklük olarak ilk sırada yer alıyor :)) Brewess'in sihirli karışımların ustası olduğu söylenirdi ve daha korkunç efsanelerde, insan çorbası için bir düzineden fazla farklı tarif bildiği söylenirdi.

Ormanın hanımı sebat sırasında, kız kardeşlerin gerçekten insan eti ile beslendiği ve onları Çıplak Dağ'da büyüyen lanetli ağacın kökleriyle baharatlanmış cehennem kaplarında pişirdiği ortaya çıktı.
Sonunda Brewess, Whispess'in kaderini paylaştı: Ciri'nin kılıcı tarafından öldürüldü.

Weavess, Kambur Bataklığındaki üç Koca Karı'dan birisidir. Diğer ikisi Whispess ve Brewess idi ve She-Who-Knows'un kızları oldukları biliniyor.


Üç Koca Karının en küçüğü olmasına rağmen, Weavess, (Dokumacı) büyük kız kardeşlerinden bir nebze daha az çirkin olarak görülürdü. Ayrıca bataklıkta yaşayan insanlar onun diğer kardeşlerinden daha anlayışlı olduğunu ve gerektiği yerlerde diğer kız kardeşlerine göre insiyatif kullandığını belirtirler.

Kesim' törenleri sırasında yakındaki köylerin küçük çocuklarından haraç olarak toplanan sihirli insan saçlarıyla halıları dokuyan da ta kendisidir.


Bu duvar halıları, Orman Hanımlarına tapanların tanrılarıyla nasıl iletişim kurup onlara saygı göstermelerini öğretmek için dokunmuştur.


Çıplak Dağda ki kavga Üç Koca Karının yaşamına son vermek içindi. Ancak Weavess ablasının kaderinden kaçtı. Kuzgun sürüsüne dönüşerek kaçmayı başardı ve yanında Cirilla'nın madalyonunu da alıp yanında götürdü.

Whispess, Kambur Bataklığındaki üç Orman Hanımın'dan biriydi. Diğer ikisi Weavess ve Brewess'di ve She-Who-Knows'un kızı olarak biliniyorlar.

Whispess (Fısıldayan) bir zamanlar Toussaint'teki Chuchote Mağarası'nda yaşadı ve burada belli bir şövalyenin kalbine baktı, siyah olduğunu gördü ve ona yardım etmeyi reddetti. Şövalye öfkeyle tepki verdi ve onu mağarada diri diri yaktı. Kısa süre sonra şövalye delirdi ve kendini öldürdü - kulağına kimsenin duyamayacağını fısıldayan garip bir sesle işkence gördüğünü iddia etti.

Ormanın Hanımları sadece eski değillerdi - ilk insan krallarının saltanatından beri ve muhtemelen elflerin gelişinden beri buralarda bulundukları iddia ediliyor.

Üç korkunç kız kardeş arasında Whispess (Fısıltı) en yaşlı olanıydı ya da en azından bataklık sakinlerinin fısıldadığı efsaneler böyle iddia ediyor. Fısıldadı, çünkü eğer çok yüksek sesle konuşurlarsa, Kocakarı bunu duyardı - çünkü ağaçlardan sarkıttığı ve içinden ilkel büyü kullanarak bataklıkta olanları duyduğu insan kulaklarını orada yaşayan kişilerden haraç olarak talep etti. Yine de eski ya da yeni hiçbir sihir onu Cirilla'nın gazabından kurtaramadı.

Abigail, Vizima’nın varoşlarındaki evinde yaşayan bir cadıydı. Köylüler tarafından pek de kabul gören biri değildi ve pek çok tuhaf veya kötü vaka için kendisi suçlanıyordu. Ana yeteneği simyaydı, bu yüzden her ne kadar köylüler ona şüpheyle yaklaşsa da, iksir ve zehirler konusunda güveniyorlardı - ki o bu işi nadiren sebep sorarak veya ahlaki itirazlar ederek yapıyordu.

Bölüm I’de Geralt öksüz kalmış Alvin’i barghestlerden kurtardıktan sonra Abigail onu, Shani'nin Alvin ile Varoşlar Hanı’nda ilgilenememesi sebebiyle koruması altına aldı. Daha sonra ise çocuğun cehennem tazısı ve köyde dolaşan köleleri hakkında daha fazla bilgi verdiği bir transı kolaylaştırdı.

Geralt ondan hortlaklar ve hayaletlerle savaşmasını kolaylaştıran kılıç kaplama formülü alabilir. Bunun dışında ondan başka ürünler alabilir veya ona ürün satabilir:

• Hayalet yağı
  
• Bazı malzemeler, özellikle, Bölüm I'deki Vermilion'un tek kaynağı olan Fosfor
  
• Bazı gresler (ayı yağı)
  
• Bomba yapım malzemeleri
  
• Birkaç kitap:
  
• Hayvanların Kitabı
  
• Barghestler
  
• Tarla bitkileri
  
• Bataklık canavarları
  
• Boğulma önleyici tılsım
  
• Barghest kafatası (bunun yanı sıra tuz torbası da satın alır)
  
• Kurt postu
  
• Basilisk postu
  
• Fleder dişi

Eğer köylülerle geçen olayda kaderine terk edilirse Abigail, Geralt’ı kendisinin Kara Legba diye adlandırdığı Aslanbaş örümcek adına lanetler. Bu durumun, köylülerin kabahatlerinden sorumlu olduğu anlamına gelip gelmediği ise belirsizdir.


"Abigail adındaki bir cadı varoşlardaki bir köyde yaşıyor. Köylüler ondan çeşitli bitki ve iksir almalarına rağmen ona karşı büyük bir düşmanlık besliyorlar."


"Muhterem kasabaya musallat olan Cehennem tazısının lanetine Abigail’in sebep olduğunu gerekçe gösterip cemaatini kışkırttı ve öfkeli kalabalık cadının etrafını çevirdi. Ben onun ölmeyi haketmediğine karar verdim ve onu linç edilmekten kurtardım. Abigail iyiliği için kasabadan ayrıldı.

Abigail ile Kasvetli Sular’da yeniden karşılaştım. Cadı halen bitki ve iksir ticareti yapıyor."




"Muhterem kasabaya musallat olan Cehennem tazısının lanetine Abigail’in sebep olduğunu gerekçe gösterip cemaatini kışkırttı ve öfkeli kalabalık cadının etrafını çevirdi. Varoluşların iç işlerine karışmamaya karar verdim ve geri planda kaldım. Cadı ben oradan ayrıldıktan hemen sonra kazığa bağlanıp yakıldı."

• Abigail, koruyucu annesi Caroline’ın ölümünden sonra Alvin’i kanatları altına aldı.
  
  
• Abigail Berengar’ın Canavar üzerine notlarına sahiptir.
  
  
• Eğer ölürse cesedinden bir şişe Hayalet Yağı alınabilir.
  
  
• Eğer Abigail Bölüm I’de kurtarılırsa, Bölüm IV’de Han’ın hemen dışında bulunan Kasvetli Sular Şifacısı’nın yerinde tekrardan görülür.
  
  
• Eğer Abigail linç edilirse, Günün Harareti görevi farklı bir şekilde oynanır.
  
  
• Eğer Abigail linç edilirse, Bölüm IV’deki şifacı Geralt’a, onu kurtarmayarak bir masumun kanını döktüğünü söyler.

Ateşle İmtihan kitabında yerel rahip tarafından yapılan konuşma, köylüler Abigail'i linç etmeye çalışırken Muhterem tarafından Varoşlar’da yapılan konuşmayla neredeyse aynıdır.

Alina, Bulanık Sular'da yaşayan genç bir kızdır ve köy şefi Tobias Hoffman'ın kızıydı. Kovir'li zengin bir tüccar olan Julian'la, kıskanç kız kardeşi Celina ve ona gizlice aşık olan şair, Adam (Edım) ile gizli aşk içerisindeydi.

Başlangıçta Bulanık Sular köyündeki evinde bulunabilir. Daha sonra, öğle vakti olduğunda, genellikle Tarlalar'daki harabe değirmeninin yakınlarında takılır.

Celina, Julian'la evlenmeyi garip bir şekilde istemiyor gibi görünüyordu ama onu seviyordu, aynı zamanda her gün öğle vakti tarlalarda ahududu süren Adam ile ilişkisini sona erdirmeye de hiçbir niyet göstermedi. Celina’nın son girişimi sonuçsuz kalsa da, Alina, Julian'ın dikkatini çekmeye yönelik girişimlerini kıskanıyor gibiydi.

Ayrıca Alvin'e oldukça bağlıydı. Onu evlat edinmeyi ve onu Julian'la büyütmeyi çok istiyordu, ama Julian çocuk yetiştirme işini fazla istemiyordu.

Kız kardeşi ile olan kıskanç rekabet, bir gün Celina'nın Ahududu tarlasının yakınında kız kardeşi ile tartışmaya başlamasıyla doruğa ulaştı ve kız kardeşi Alina'yı aşağı itip Alina'nın kafasını bir kayaya çarpmasına neden olarak onu anında öldürdü. Bu şekilde öldürüldüğü için Alina, tarlalarda sonsuza dek dolaşmaya öğle vakti ortaya çıkmaya başladı.

Alvin, üvey annesinin hayatına mal olan saldırıdan kaçmayı başaran bir çocuktu. Şokun bir sonucu olarak geleceği kehanet etmeye başladı Alvin'in kontrol edemediği sihirli güçlere sahip olduğu varsayılır.

Alvin, Rahip onu kaçırana kadar Abigail ile yaşadı. Vaiz, Çocuğu bir grup Salamandra dalkavuğuna verdi ve Outskirts sakinlerinden çocuklarını teslim etmelerini istedi.

Bölüm III'te Geralt, Alvin'i ikinci kez bulur. Bu kez çocuk, Salamandra tarafından bir kez daha kaçırılmasın diye St. Lebioda Hastanesi'nde tutulur. Bölüm IV'te Geralt, çocuğu Bulanık Sular köyünde üçüncü kez bulur.


Alvin adında bir çocuk, üvey annesinin hayatına mal olan saldırıdan kaçmayı başardı. Şokun bir sonucu olarak geleceği kehanet etmeye başladı ve kontrol edemediği sihirli güçlere sahip. Alvin, cadı çocuğu Rahip'e verene kadar Abigail ile yaşadı. Vaiz, Çocuğu bir grup Salamandra haydutuna verdi ve Outskirts sakinlerinden çocuklarını teslim etmelerini istedi. Haydutları öldürdüm ve Alvin'i kurtardım.

Geralt, Alvin'i Triss'le bırakırsa: Bu sefer Old Vizima'da Alvin'le tekrar tanıştım. Hem Triss hem de Shani çocuğa bakmak istedi. Biraz düşündükten sonra onu Triss'le bıraktım.

Geralt, Alvin'i Shani ile bırakırsa: Bu sefer Old Vizima'da Alvin'le tekrar tanıştım. Hem Triss hem de Shani çocuğa bakmak istedi. Biraz düşündükten sonra onu Shani ile bıraktım. Alvin ortadan kayboldu ve Bulanık Sular köyünde genç bir çiftin onu aldığı yerde bulundu. büyülü beceriler hala onun içinde yaşıyor, ama ona Triss'ten verdiğim muska onları bastırmalı. Oğlan beni sevmişe benziyor. Bulanık Sular'da iken beni her yerde takip etti ve çok sayıda soru sordu. Cevaplarım onu ​​etkiledi. Bence Alvin, bu yetenekleri kontrol edemese de zaman'da yolculuk edebilir.

Tarikat'ın birlikleri Bulanık Sular'da göründüğünde Alvin, elfler tarafından rehin alındı. Alvin, kavga sırasında o kadar çok korktu ki, yeteneklerini kullandı. Hala onunla tekrar görüşmeyi umuyorum.


Oyunun pek çok hayranı Alvin'in aslında Büyük Usta, Jacques de Aldersberg olduğuna inanıyor. Toruviel komutasındaki elfler ile Yanan Gül Tarikatı arasındaki kavga Bulanık Sular köyünde tüm gücüyle patladığında Alvin, bir elf savaşçısı tarafından korkutulduğu için kendisini ışınlar. Alvin'in kendisini zaman ve mekanda ışınlama yeteneği, olmasından kaynaklanıyor. belki de büyüdüğü yere geri döndüğünde ve nihayetinde, algılanan kaderini kabul ederek Büyük Üstat haline gelmiş olabilir Geralt ile öğrendiklerini birleştirdiği de yaygın olarak teorileşmiştir.

Jacques de Aldersberg, Beyaz Gül Tarikatının son Büyük Üstadıydı. Kapsamlı reformlardan sorumlu olarak, organizasyonu, Ebedi Ateş Kilisesi'nin militan kolu olan Alevli Gül Tarikatı'na dönüştürdü. Ayrıca, resmi bir eğitimi olmamasına ve dolayısıyla bunlar üzerinde çok az kontrole sahip olmasına rağmen, doğuştan gelen 'kaynak' güçlerine de sahipti.

Jacques daha sonra 1270 yılında Kral Foltest'e karşı isyan girişimi sırasında öldü.

Teşkilat'a katılmadan önce, her yerde yalnızca insan olmayanlara duyduğu nefretle beslenen bir serseri olduğu söylendi.

1268'de, Büyük Üstat Rudolf Valaris'in ölümünden sonra, ipler, yeni konumunu, düzenin yapısını ve hedeflerini tamamen değiştiren radikal reformları gerçekleştirmek için kullanan Jacques'in eline geçti.

Onun liderliğinde, emrin adı Alevli Gül Tarikatı olarak değiştirildi ve kuralları Ebedi Ateş inancının ilkelerinden kabul edildi. Bu, fanatiklerle dolu bir organizasyon oluşturmak ve büyücülerin Kuzey Krallık'ta siyaset üzerindeki artan etkisine karşı koymak için büyücülere karşı korku yaymak isteyen Redanian Gizli Servisi'nden Sigismund Dijkstra tarafından gizlice desteklendi.

Asil ya da köylü olsun, çoğu Temeryalı, Büyük Üstad'a karizması, parlak zırhı ve hepsinden önemlisi, Kuzey Savaşları'ndan sonra toplum düşmanı olarak kabul edilen elfleri ve cüceleri hedef alan muazzam zulüm ölçeğinden dolayı hayranlık duyuyordu.

Geriye kalan Scoia'tael komandoları Tarikat'ın en büyük rakibi haline geldi ve Jacques onları yenmek için özellikle acımasız yöntemler kullandı. Ayrıca, toplum üzerinde olabildiğince fazla güç kazanmak için Lodge of Sorceresses gibi diğer gizli örgütlere karşı gizli savaşlar yaptı.

Vaska, Brickmakers köyünün yaşlı kadınlarından bir tanesiydi. Bu basit halk, genellikle Kil Çukurları, Maal'kad ve Y'esath dikilitaşlarıyla çevrili bataklıkta yaşıyor.

Ayrıca bunlara ek olarak Su Lordlarına taptıkları biliniyor. Kendisi biraz bilmecelerle konuşuyor ve biraz çılgın bir karakter gibi görünüyor, ancak köylü ona saygı duyuyor ve kendisine bazı yararlı bilgiler veriyor.

II. ve III. Bölümlerde kulübesinin içinde veya hemen dışında çamaşırlarını yıkarken bulunabilir. Son sözde, Geralt'a kaderi hakkında son bir tavsiye verdiği Tapınak Mahallesindeki güvenli evde yeniden ortaya çıkar.

Genellikle aşağıdakileri alır ve satar:

• Gıda
  
  
• Alkol
  
  
• Wyvern eti
  
  
• Wyvern yumurtaları

Carmen, Tüylü Ayı yakınlarındaki Tapınak Mahallesinin kenar mahallelerinde bulunan Eager Thighs genelevinin hanımıydı. Kızları, ticaretlerini Temple Quarter çevresinde ve hatta sette dolaşırken bulunabilirdi. Bununla birlikte, operasyon üssüne yakın durmayı tercih etti ve bu nedenle genellikle ya doğrudan genelevin dışında ya da yeri düzenli tutarak içeride bulunur.

Yerel yeraltı dünyasında kızları için koruma düzenlemeleri vardı, ancak zaman zaman ticaretin daha kötü unsurlarından bazılarına fazladan yardım çağırması gerekiyordu. Salamandra kasabaya taşındığından beri kimse güvende değildi. Working Girls'de, büyücüye tehdit edilen üç kızına yardım etmesini istedi.

Muhtemelen hoş karşılanmasa da, Shani'nin partisine davet etmek için olası bir misafir seçimdi. Sorun değil, çünkü yine de bir kurt adama aşık olduğu ortaya çıktı, ancak Geralt onu öldürmeye karar verirse diye kimliğini açıklamayacaktı. Bu, büyücüye kendisi için bulmaktan başka seçenek bırakmadı.

Kurtadamın kimliğini ortaya çıkaran Geralt'ın soruşturması değildi. Ticaret Bölgesi'nin kısıtlı bölümünde rastlantısal bir karşılaşma, Carmen'in sevgilisinin Şehir Muhafızları'nın kaptanı Vincent'tan başkası olmadığının şaşırtıcı keşfine yol açar. Geralt'ın Vincent'ın kurt adam olduğunu bildiğini anlayınca ona bir çare bulması için yalvarıştır.

Ha! Tipik olarak dar görüşlü! Witcher, simya tüm bilimlerin anasıdır. Nedenini biliyor musun? Çünkü dünyayı anlamamıza izin veriyor! Bizi çevreleyen tek şey, alay etmek için bu kadar görev bilinciyle çabaladığınız simyadan başkası değildir! Simyasal süreçler vücudunuzda her zaman meydana gelir! Yemek yemenize, nefes almanıza ve dışarı atmanıza izin verirler. Dahası, düşüncelerinizden ve duygularınızdan onlar sorumludur! Simya hayattır!

- Kalkstein'dan Geralt'a, The Witcher

Adalbertus Aloysius Kalkstein (1272'de öldü) usta bir simyacı, yazardır. Geomancers ve Pyromancers Club'ın onursal başkanıydı. Vizima'dayken, Tapınak Mahallesinin insan olmayan bölgesinde, Golan Vivaldi'nin hemen yanında ve Shani'nin hemen köşesinde bir evi vardı.

Bir noktada, Yanan Gül Tarikatı ve Scoia'tael'in neden olduğu bir kargaşadan sonra, cadı avcıları tarafından yakalanana ve ardından kazıkta yanana kadar sıradan hayatını yaşadığı Novigrad'a taşınmıştı.

Adalbertus Aloysius Kalkstein, hayatının büyük bir bölümünde cüce banker Golan Vivaldi ile bir mahallede, Vizima'nın Tapınak Mahallesinin insan olmayan semtinde bir evde yaşayan bir Simya ustasıydı. Ancak bazen şehri terk eder ve bilimsel tartışmalara ve manastırlara katılacağı Oxenfurt'a giderdi.

Kalkstein, cansız maddeyi canlandırma girişimlerini analiz eden Dönüşümler ve Metamorfozlar da dahil olmak üzere birçok simya eserinin yazarıydı, Kalkstein bir golem inşa etmek olarak bilinen bir aktivite ile ilgileniyordu. Ancak kıvrımlı üslubu nedeniyle bu eserini okumak zordu.

Çok güçlü bir simyacı olmasının yanı sıra Kalkstein, cüce teknolojisi ve elf zırh yapımında ustalık hakkında da çok şey biliyordu. Araştırma ve deneylerini finanse etmek için evinde bir dükkan açtı ve kitaplar ve parşömenler, Ginatz'ın asidi (15), beyaz sirke (20), Kükürt (30), Albar kristalleri (40), a sarımsak ve kırmızı kurdele, tüylü kafatasları, kurt postları, alp dişleri gibi birkaç tılsım. Biri ona teklif ederse, Beyaz Raffard'ın Kaynatma ve Eşlerinin Gözyaşlarını da satın aldı.

Münzevi, hayatını Gölün Leydisi'nin hizmetine ve şövalye erdemlerinin korunmasına adayan bir büyücüdür.

Münzevi, Murky Waters köyü yakınlarındaki Tarlalardaki kulübesinde yalnız başına yaşıyor, tavuklarını ve kazlarını besliyor ve Gölün Leydisi'nin hizmetinde ölen şövalyelerin höyüklerine bakıyor. Aslında tarlalarda yaşayan tek insandır.

Hayatının çoğunu kral Foltest için diplomat olarak geçirdiği için bilgili bir adamdır. Aynı zamanda Profesyonel bir zar oyuncusudur ve bir yandan da biraz ticaretle uğraşır.


Hanımın olduğu yerde hizmetçisi de oradadır. Lac Célavy'nin Münzevi, Murky Waters'dan gelen keşiş ile bazı benzerlikleri olan başka biri gibi görünüyor. Ama gerçek şu ki, farklı görünmek için yanılsamaları kullanıyor çünkü Geralt'ın kafasını karıştırmak istiyor.

Toussaint Dükalığı'nda beş şövalye erdeminin koruyucusu olarak bilinir. Bu erdemlerin kalbinde yaşadığını kanıtlayan kişi, su yüzeyindeki savaş sırasında da dövüş becerisini kanıtlamakla yükümlüdür. Ve eğer bunu başarırsa, Gölün Leydisi ona Aerondight'ı verir.

Azar Javed, Salamandra'nın Kaer Morhen'e saldırısına katılan Zerrikanlı bir büyücü ve simyacıdır. Başlangıçta sadece 'gizemli büyücü' olarak bilinen o ve Profesör, kaleye yapılan baskının ana kışkırtıcılarıydı ve efsungerlerin sırlarının çalınmasından benzersiz bir şekilde sorumluydu.

Hayatının ilk dönemlerinde büyülü bir okulda okudu, ancak bilinmeyen nedenlerden dolayı okuldan atılmıştır. (Belki de öğrendiği güçleri kötüye kullanması yüzündendir.)

Azar en yüksek rütbeli Salamandra'lardan biriydi, ancak nihai lider değildi. Vizima'yı rahatsız eden mutantlardan kesinlikle sorumluyken, yalnızca başkası tarafından tasarlanan daha büyük bir planı takip ediyordu.


Bir noktada Jacques de Aldersberg ile ittifak kurdu ve Profesör, Savolla, korkutucusu ve diğer bazı Salamandra haydutlarıyla birlikte Kaer Morhen'e saldırdı. Saldırı başarılı oldu ve Javed, efsungerlerin sırlarını çalmayı başardı.

Daha sonra Vizima'da Geralt'ın geçmişte olduğu dedektif Raymond Maarloeve ile çalışmaya başladığını fark etti, bu yüzden Raymond'u korkutmak ve bir süre saklanmasını sağlamak için birkaç suikastçı gönderdi, bir süre sonra dedektifi öldürdü ve kendini onun kılığına soktu ve Geralt ile temasa geçti. Daha sonra efsungere kuleyi ziyarete gitmeden önce kuleyi açması için ihtiyaç duyduğu son Sephirot'u verdi.

Geralt Durumu Anlarsa: Geralt kuleden çıktıktan sonra, hala dedektif kılığına giren Azar sürpriz bir saldırı için harekete geçer, ancak Geralt gerçek Raymond'un öldürüldüğünü bildiğini ve bu nedenle Azar ile konuştuğunu anlar.

Geralt Durumu Anlamazsa: Geralt kuleden çıktıktan sonra Azar saldırdı ve efsungere dedektifi daha önce öldürdüğünü ve yerini aldığını açıklar. İkili daha sonra savaşmaya başlar, ancak bataklıklarda ve bir ateş büyücüsü olan Azar, Profesörden yardım ister ve ikisi önce mantikor zehiri ile Geralt'ı zehirledikten sonra savaştan kaçar.

Azar ve Geralt daha sonra büyücü Salamandra'nın sığınaklarından birini keşfettiğinde bir kez daha karşı karşıya gelirler, ancak Azar bir kez daha ellerinden kaçmayı başarır.


Azar daha sonra Eski Köşk'teki ana saklanma merkezlerinde saklanmaya başlar, ancak efsunger kısa süre sonra onu oraya kadar takip eder ve ikisi, sonunda Azar'ın ölümüne yol açan son bir yüzleşme yaparlar ve burada Azar'ın yaşamına son verir.

Profesör (Lehçe: Magister), gizemli büyücü Azar Javed ile birlikte Salamandra'nın Kaer Morhen kalesine saldırısının görünür liderlerinden biri olan kurnaz bir suikastçıdır. Profesörün alameti farikası, son derece sofistike sözcük seçimi ve esprili yorumlarıdır. Witcher'lardan nefret eder, onları geçmişin acıklı kalıntıları olarak görür.

Salamandra'ya neden katıldığı her zaman bir sır olarak kalacak. Daha da gizemli olanı, neden iki numara olmayı seçeceği. İsteyerek mi yoksa şantaj nedeniyle mi olduğunu kimse söyleyemez. Ama görünüşe göre seçiminden pek memnun değildi, o ve Azar Javed arasında belirli fikir ayrılıkları vardı.
Bu, etraftaki masum insanları öldürmekten tamamen mutlu olmadığı ve sadece canının istediği herhangi birini açıkça ifade ettiği anlamına gelmez. Güç düzenlemeleriyle ilgili sorunları var gibi görünüyordu.

Geralt, II. Bölüm'ün başında beklenmedik bir şekilde kendisini hapse atılmış olarak bulduğunda, Profesör'ün onun diğer mahkûmlardan biri olduğu ortaya çıkar, ama çok uzun sürmez.

Profesör, bilinmeyen kişiler tarafından hapisten kurtarıldı ve Geralt'ı haşlamaya bıraktı, ama önce kötü adamların yaptığı gibi onunla biraz alay etti. İkinci karşılaşmaları, Witcher'ın tekrar onunla ve Azar Javed ile yüzleşmesi gerektiğinde, Bölüm II'nin sonunda gerçekleşir. Üçüncü karşılaşmaları son karşılaşmalarıdır. Bu, Profesörün herhangi biriyle veya herhangi bir şeyle ikinci son karşılaşmasıdır.
Çünkü son randevusu aç bir kikimore kraliçesidir.

Boholt, Kral Niedamir tarafından Barefield dışında bir ejderha olan Myrgtabrakke'nin avına katılmak üzere tutulan bir grup paralı asker olan Crinfrid Yağmacılarının en eski üyesi ve aynı zamanda lideriydi. Yurttaşlarından ikisi Kennet ve Gar'dı.

Yoldaşlarıyla birlikte üç kırmızı ve bir siyah ejderhayı öldürmeyi başardı ve Redania'daki tüm dracolizardları ve Forktailleri yok etti. Şöhretleri o kadar kötü ün kazandı ki Geralt of Rivia bile yeteneklerine hayran kaldı.

1254'te Reavers, yeşil ejderha Myrgtabrakke'yi avlamak için Niedamir tarafından işe alındı. Bu beklenenden daha zor oldu - Myrgtabrakke'nin bir bebeği oldu ve dövüş sırasında Boholt'un kafasını yaralayan altın ejderha Villentretenmerth tarafından korundu.

1271'e gelindiğinde, Kennet ve Gar Geralt'la tekrar karşılaştıklarında, ona ejderha avından sonra liderlerine ne olduğuna dair sadece üzücü bir hikaye anlatabilirlerdi. Ona, Boholt'un bir dökülme aldıktan ve kafasını bir kayaya vurduktan sonra hafızasını kaybettiğini söylediler. "Hala savaşta canavar olabilir" olsa da, başka hiçbir şey yapmadı ve hatta kadınlara olan ilgisini kaybetti.

Sonunda bazı anılarını kurtardı ve Jamor ve Auwry dahil olmak üzere yeni Yağmacı eğitmeye başladı.

Tawny Owl olarak bilinen Stefan Skellen, Nilfgaardlı bir koronerdi ve İmparatorluk Gizli Servisi üyesiydi.

Stefan Skellen'in Nilfgaardian Gizli Servislerine girmeden önceki hayatı hakkında çok az şey biliniyor. Koroner olmadan önce, muhtemelen bir haydut ya da özgür bir şirketin lideriydi, köylerde soygun, tecavüz ve cinayetle dolaşan türden bir şirket.

Vattier de Rideaux ile olan dostluğu, İmparatorun ana ajanlarından biri olana kadar kariyer basamaklarını hızla tırmanmasına izin verdi.

Cintra Katliamından sonra, Cahir Mawr Dyffryn aep Ceallach Prenses Cirilla'yı İmparatorluk sarayına getirme görevinde başarısız olduğu için Stefan Skellen, Ciri'yi bulmak, yakalamak ve İmparator Emhyr var Emreis'e getirmekle görevlendirildi. Bunu başarmak için çeşitli paralı askerlerle dolu bir çete kurdu ve aynı zamanda ünlü ve tanınmış bir ödül avcısı olan Leo Bonhart'ı işe aldı.

Ancak planları farklıydı: Gerçekten de imparatorlukta totaliter bir rejime tam olarak ikna olmamıştı ve bu nedenle, daha sonra bir demokrasiye dönüşebilecek bir anayasal monarşiye inanan biri olarak, Joachim de Wett ile birlikte bir komploya katıldı. , Count d'Arvy, Berengar Leuvaarden, Count Broinne ve Ardal aep Dahy, İmparator Emhyr var Emreis'i devirmek için çetesini kullandı ve Emhyr'ın emriyle onu yakalamak yerine Ciri'yi öldürmek için kullandı.

Bonhart, bu arada Ciri'yi bulma görevini başardı, ancak anlaşmaya uymadı: aslında, kızı öldürmek yerine onu yakaladı ve onu savaşmaya zorladığı Claremont'a getirdi. kuzeni Houvenaghel'in arenasıydı.

Daha sonra Skellen, Bonhart ve Rience Unicorn'da bir toplantı yaptılar ve bu sırada köyün ana meydanına bağlanan Ciri'nin kaderi hakkında tartıştılar. Ancak tartışmaları sırasında Joanna Selborne ve Neratin Ceka, kaçmaya başlayan Ciri'yi serbest bıraktı. Kaçışı sırasında Skellen, Ciri'nin yüzünün sol tarafında, kendi silahı Orion'u kullanarak yara izi şeklinde kalıcı bir iz bıraktı.

Vilgefortz'un ölümünden sonra, Impera Tugayı onu Stygga Kalesi'nde ele geçirdi. Vattier de Rideaux onun için Emhyr'e merhamet istemeye çalışsa da, o bir hain ilan edildi, yargılandı ve Millenium Meydanı'nda asılarak ölüm cezasına çarptırıldı.

Daha çok Thaler olarak bilinen Bernard Ducat, usta bir casustu ve 1270'lerde Temerian Intelligence'ın eski başkanıydı.

1270'den bir süre önce, Thaler zaten Temerian Intelligence'ın başıydı ve çeşitli casusluk faaliyetlerinin yanı sıra, bazı adamlarını etleri için catoblepasları avlamaya göndermek gibi daha sıra dışı görevlerde de yardımcı oldu, çünkü Adda the White'ın favori yemeğiydi

Bu süre zarfında genç Shani Vizima'da oldu ve ondan hoşlanarak Thaler ona çıkma teklif etti, ancak gerçekte kim olduğunu sakladı. Ancak, bir gece şehri dolaşırken Shani, iki casusun onları takip ettiğini fark etti ve sonunda beceriksiz adamlar, Thaler'in aslında Temerian İstihbarat'ın başı olduğunu yanlışlıkla ortaya çıkardı ve kısa ilişkileri bitti.


Sonunda 1270'de Thaler, istihbarat toplamak için şehirde bir çit gibi davranmaya başladı ve bulduğu bazı Witcher ekipmanlarını satan Coleman tarafından ziyaret edildi. Thaler sonunda bunu gardiyanlara sattı, bunun yakında cadı Geralt ile yollarının kesişmesine yol açacağını fark etmedi.
Kılıcın sahibini de arıyordu. Bu süre zarfında, Kral Foltest de şehri bir süreliğine terk etti ve Thaler'ı uzaktayken şahsen görevlendirdi.

Kısa bir süre sonra Geralt ziyaret etti ve Thaler, Berengar hakkında bildiklerini açıkladıktan sonra,
iki yol ayrıldı, ancak daha sonra yüksek sınıflı toplum için önemli bir resepsiyonda tekrar buluştular. Ancak, bu sefer Thaler şimdi gerçek kimliği Bernard'ı kullanıyordu ve Geralt'a gerçekte kim olduğunu açıkladı. Sonunda bir iyilik istedi ve Geralt'ın gizemli bir mektubu almasını sağladı.
Foltest olarak birinin sahte belgeler yaptığına inandığını açıklamadı. Elindeki en yeni mektupla nihayet onaylayabildi, çünkü mektubun Foltest'ten Thaler'ı şef olarak görevinden alması kralın imzası eksik olması nedeniyle gerçekleşti.

Parti sona ererken Thaler dışarı çıktı ama kısa süre sonra Roderick de Wett ile bir tartışmaya girdi ve sayım Thaler'in kovulduğu için deli olduğunu söylerken Thaler, de Wett'in söylediğinden daha fazlasını bildiğini fark etti..

Alexander, epidemiyoloji üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan bir büyücü ve Keira Metz'in bir arkadaşıydı. Velen'deki Fyke Adası'ndaki kulesinde, yerel lord Vserad'ın himayesinde başta Catriona vebası olmak üzere hastalıkları inceledi. Alexander acımasızdı ve kendini ahlaki endişelerle sınırlamadı, bu da insanlar üzerinde ölümcül deneyler yapmasına izin verdi.

Bir köylü isyanı sırasında, Alexander onu kurtarmak için lordun kızı Anabelle'e uyku iksiri verdi. Ancak, kız iksir tarafından felç edildiği ve daha sonra Alexander'ın deney için kulede tuttuğu fareler tarafından canlı canlı yenildiği için bu korkunç bir çözüme yol açtı. Büyücü de bu küçük ayaklanmanın kurbanları arasındaydı.

Toruviel aep Sihiel, Dol Blathanna veya (Mavi Dağlar) Blue Mountains'ta yaşayan özgür bir elfti. Başlangıçta bir Filavandrel konusu, Scoia'tael üyesi oldu ve daha sonra Vrihedd Tugayı'na katıldı.

Toruviel, Elflerin yiyecek bulmalarına ve tarımı öğrenmelerine yardımcı olmak için Aşağı Posada'da casusluk yapan Torque ile iletişime geçmekten sorumlu ekibin bir parçasıydı. Sylvan'la uğraşmak için tutulan Rivia'lı efsunger Geralt, ajanlarını tehlikeye attığında, o, cadı ve ozan Dandelion'u yere seren ve onları bağlamaya başlayanlar arasındaydı.

İkili uyandığında, Toruviel ozan'ı azarlamaya ve udunu kırmadan önce onu dövmeye başladı. Buna öfkelenen Geralt, Toruviel'i yaklaşmaya kışkırttı ve bağlı olmasına rağmen, burnunu kırarak elfin kafasını attırmayı başardı. Bununla birlikte, Toruviel büyücüyü öldürmeye kalktı, ancak kontrolü kaybetti ve diğer elfler burnunu sararken ağlayarak bir kenara çekildi.

Daha sonra, Dana Méadbh müdahale edip Geralt ve Dandelion'un infazını engelledikten sonra, hala sargılı olan Toruviel, Dandelion'a yok ettiği lavtasının yerine kendi lavtasını verdi.


Bataklıktaki Yaevinn gibi Toruviel, Lakeside'da bir Scoia'tael grubunun lideri olarak görünür. Kitaplardan farklı olarak Toruviel, Yaevinn'den daha düşük (biraz da olsa) rütbeli olarak sunulur. Kitaplarda bunun tersi doğrudur ve rütbedeki eşitsizlik daha fazladır. Bölüm IV'ün sonundaki White Rayla'ya göre, Toruviel'in 'tam adı' Toruviel Aep Shihiel'dir.

Yaevinn bir elfti ve Toruviel'in Scoia'tael komandolarından biriydi. Ayrıca Vizima civarında kendi komando birliği vardı. Süslü sözcüklere ve metaforlara pek çok elften daha büyük bir tutkusu vardı, belki de tek başına Dandelion'a rakip oluyordu.

Yaevinn, Nilfgaard'ın safında Brenna Savaşına katıldı. Brenna Savaşı sırasında,
Vrihedd Tugayı'nın bir parçası olduğu sırada, Yaevinn ve komando yoldaşı Rusty'nin hasta çadırına girdiler ve tüm hastaları katletmeye başladılar, ancak doktor ve hemşirelerin her iki taraftan yaralıları da iyileştirdiklerini görünce hemen durdular.

Nilfgaardlılar ve Kuzeyliler demeyip her iki tarafında yaralarını iyileştiriyorlardı. Daha sonra Yaevinn,o savaşta ağır şekilde yaralandı ama sonunda iyileşmeyi başarmıştı.

Yaevinn, The Witcher Enhanced Edition yani The Witcher 1 oyunun 2. Bölümünde karşımıza çıkar. Geralt'a saygıyla yaklaşır ve Scoi'tael grubuna yardım etmesi için ondan istekte bulunur; Yaevinn, Geralt'a bir mutant olarak insan toplumuna asla kabul edilmeyeceğini, sadece bir istisna olduğunu ve Scoia'tael sayesinde daha iyi bir ilişki ve aile kurabileceğini söyler.

Geralt Scoia'tael ile ittifak kurmayı seçerse, Yaevinn hikayede daha da önemli bir rol oynar. Aynı zamanda Toruviel, Yaevinn'in grubunun bir üyesi olsa da, onu çok fazla iplemiyor gibi görünüyor.

An Skellig'in ilk ustası ve Tuirsech Klanının kurucusudur. Bir Skellige efsanesi, Tyr'in babası Hemdall tarafından kendisine vaat edilen toprağı alabilmek için önce Yngvar adlı güçlü ve büyük bir ayıyı yenmek zorunda kaldığını belirtir.

Hiçbir ölümlünün Yngvar ile karşılaşmasından sağ kurtulamadığı iyi biliniyordu. Bu yüzden Tyr sağlam bir şekilde hazırlanmaya karar verdi.

Tyr, Skellige'de ki en derin mağaraya gitti ve toprağın bağırsaklarının ateşiyle tek darbede bir ağacı devirebilecek kadar güçlü bir kılıç yaptı. Annesi Heulyn,Tyr'i ayının saldırılarından korumak için şafağın ilk ışıklarında kılıca koruyucu rünler kazıdı.

Sonunda Tyr, Yngvar'ı yendi ve An Skellig'in efendisi oldu. Soyundan gelenler ise Adalılar'ın bugüne kadar ki en güçlü ve en zengin klanlarından biri oldular.

Istredd, Aedd Gynvael şehrinde arkeolojiye büyük ilgi duyan saygın bir büyücüdür. Genç bir çırak olarak Roedskilde'nin (Roedskilde bir büyücü ve Istredd'in yeteneklerini öğrendiği bir ustadır.) yanında okudu.

Istredd, Yennefer'in yıllardır tanıdığı sevgililerinden biriydi, sık sık onu ziyaret edip aylarca onunla kalıyordu. Böyle bir durumda Yennefer, Geralt ile Aedd Gynvael'e gittiğinde, Geralt ile Istredd bu durumu öğrendi. Hem Istredd hem de Geralt, Yennefer'i paylaşmak istemiyorlardı, Istredd, Yennefer'in ciddi olmayan birkaç sevgilisi olup olmadığını umursamıyordu, ancak onu ciddi şekilde aşık olduğu biriyle paylaşmayı reddetti. Bu süre zarfında, kendisiyle evlenmesini ve evinde birlikte yaşamasını istedi. Yennefer ona hemen bir cevap vermedi ve Istredd veya Geralt'ı seçmek arasında kaldı.

Istredd ve Geralt daha sonra Yennefer'in sevgisi için ölümüne düello yapmak için birbirlerine meydan okudular (her ikisi de kim kazanırsa kazansın, öfkesi bitene kadar bir süre ondan saklanmak zorunda kalacaklarını biliyorlardı). Her ikisi de Yennefer'in aralarında karar veremeyeceğine inanıyordu. Ancak Istredd, Geralt'la savaşmaya gitmeden önce, Yennefer tarafından gönderilen büyülü bir kerkenezden kendisine onu terk etmeyi seçtiğini söyleyen bir mektup aldı. Istredd keder içinde, Geralt'ın onu öldüreceğini umarak, sihir yerine kılıçla kavgaya döndü.

Daha sonra Geralt onunla kararlaştırılan yerde buluştu, ancak Yennefer'in Istredd'den ayrıldığını öğrendiğinde, büyücüye benzer bir not bıraktığı için kavga etmeden ayrılmaya karar verdi.

İlk olarak Vesemir'in bahsettiği Witcher Berengar, Geralt'ın gelişinden önce Kaer Morhen'den ayrılmıştı.

Bataklıkta uzun bir arama yaptıktan sonra Geralt, Berengar'ın eşyalarının yanı sıra, Berengar'ın ölmüş olması gerektiği sonucuna varmasına neden olan bir salamandra madalyonu bulur. Buna ragmen, bölüm IV'te Geralt, Bulanık Sular'ın hemen dışında hala çok canlı olan Berengar'ı bulur.

Berengar, Kaer Morhen'den neden ayrıldığını açıklamadan önce ikili kısa bir süre birlikte çalışır. Kendisine normal bir yaşam sürmekten alıkoyan Witcher'lara olan küçümsemesini dile getiriyor. Daha sonra,Kara Sumru Adası'nda Berengar, onu bir düelloya davet etme niyetiyle Geralt'la yüzleşir ve Geralt'ı bir kez daha seçim yapmaya zorlar.

Berengar'ı bağışlarsa, Geralt'ın Azar Javed'le son savaşına yardım edecek bir müttefiki olacak. Berengar ile düello yaparsa (Geralt'ın Berengar'a dövüşten hemen önce söylediği gibi), sadece bir kişi canlı çıkabilir ve sonucunda Geralt galip gelir. Bu Geralt'a Berengar'ın, eşyaları ve onların arasında olan çok güçlü bir madalyon bırakıyor.Bu madalyon o kadar güçlü ki Azar Javed bile bunu son savaşta fark edemiyor.

Azar Javed, Berengar'ı öldürdüğünde (Geralt onu daha önce bağışladıysa),bu güçlü madalyonun
onun cesedinde bulunamayacağını unutmayın.

Aslında Azar Javed'in Bölüm V'in sonunda Berengar'ı öldürmesini engellemek mümkün, ancak bu durum gerçekleşse de Geralt ve Berengar arasında hiçbir şey olmuyor. Oyuncu Berengar'a tıkladığında, Witcher, normal bir NPC'nin yapacağı gibi "Düşünmek için zamana ihtiyacım var" der ve hiçbir seçim diyaloğu görünmez.



Berengar ölmüş olmasına rağmen, bir Kaer Morhen yan görevi olan ''Berengar'ın Kılıcı'' görevine dolaylı olarak katkıda bulunur. Eğer Geralt'ın elinde gümüş kılıç Tor'haerne varsa görev başlatılamaz. Ayrıca, ''Kapılar Kapanıyor'' adlı kontratta, Geralt kontrat verenin hangi okula ait olduğunu söyleyebilir.

Kont Kurt Dysart, Kurt okuluna ait olduğunu yanıtlarken ona bir zamanlar kurt okulundan bir Witcher'ı tanıdığını söyleyecektir, adı B harfiyle başlıyordur ve muhtemelen burda Berengar'a atıfta bulunur.

Eskel, Kaer Morhen'de usta Vesemir tarafından öğretilen ve 13. yüzyılda aktif olan Kurt Okulu'nun bir Witcherıydı. Büyücü Triss Merigold'un fark ettiği gibi, Eskel güçlü bir büyülü aura yaydı. Akranı Rivia'lı Geralt'tan daha az ünlü olmasına rağmen Eskel, profesyonel, güvenilir bir büyücü olarak kendi başına ünlendi ve nazik ayrıca da rahat bir mizaca sahiptir.

Eskel ve Beyaz Kurt kardeş gibiydi. Yan yana büyüdüler, eğlence aktivitelerinden keyif aldılar ve Denemelere katlandılar. Genç Lambert ve Poviss'ten Coën'in iyi bir arkadaşı olan Eskel, Vesemir'i hem akıl hocası hem de baba figürü olarak gördü.

Her kış Kaer Morhen'de değilken yaşadığı hikayeleri ve başından geçen olayları okuldakileri arkadaşlarına anlatmak ve birazcık da olsa kafa dinlemek için Kaer Morhen'e gelirdi ve hikayeleri değiş tokuş etmek şartıyla yol arkadaşları Lambert, Geralt, Vesemir gibi isimlerle keyifli vakit geçirmek için çeşitli sohbetler ederdi.

1210'ların sonlarında Eskel, bir werebbubb çetesiyle zorlu bir mücadeleye girdi ve Caingorn'un bir prensini kurtardı ve istediği her şeyi ödül olarak aldı. Eskel'e bu kadar açık bir seçim verildiğinde,
hiçbir şey düşünemedi ve bunun yerine, yıllar boyunca Vesemir'in tekrar ettiğini duyduğu "evde bulduğun ama beklemediğin şeyi bana ver" yani Sürpriz Yasası'nı söyledi.

Tutulma sırasında doğan Prenses Deidre Ademeyn, bu şekilde sürpriz çocuğu oldu. Sorumluluktan kaçınan Eskel, geri dönmekten kaçınmak için büyük acılar çekti.

Caingorn'un yakınlığından kaçınmak için gülünç derecede uzun rotalar izleyen Deidre'nin son derece tahmin edilemez bir kıza dönüştüğünü duymuştu. Ayrıca kendi bölgesinde sihri engelleyen doğuştan bir armağan keşfetti, hepsi batıl inançlarla "Kara Güneş'in lanetli mutasyonları" olarak yorumlandı. Tüm bunların ne anlama geldiğini belirlemek için Eskel, fenomenle ilgili toplu bir çalışma yürüttü. Sihirbazlar Konseyi'nin devlet işlerine çok fazla karıştığını, başarısız olduğunu ve Sabrina Glevissig'i göndermeselerdi Ademeyn'in dışlanamayacağını tahmin etti.

Lambert, Kaer Morhen'in genç witcherlarından birisidir ve Kurt Okulu Witcher grubuna mensuptur. Genelde Lambert karakterimiz dilini ısırmasıyla tanınırdı ve genellikle sohbet ederken karşısındaki kişilere karşı aşırı kabaydı. Triss Merigold'a karşı özellikle daha da kaba davranırdı çünkü o büyücüden hiç haz etmezdi. Ona genelde yalnızca soyadıyla hitap ederdi ve bu da büyücü Triss'i çok rahatsız eder ve aşırı derecede kızdırırdı.

Lambert Ciri'nin Kaer Morhen'de savaş sanatları konusunda eğitilmesinde büyük bir yardımcı rol oynadı. Coën ile aynı yaşta oldukları belirtiliyor. Ayrıca kendisinin Kaer Morhen'in duvarları içinde eğitilen son witcherlardan birisi olduğu belirtiliyor.


Lambert, The Witcher Serisinin'in üçüncü bölümünde Geralt'a karşı derin bir kıskançlık duyuyor gibi görünüyor, çünkü Geralt son derece ünlü ve sevilen bir büyücü, Lambert ise büyücü statüsünü acımasız bir kader dönüşümü olarak görüyor ve nispeten iyi huylu avlanıyor.

Bazı canavar avcıları gibi, büyücü olma konusunda sahip olduğu seçim eksikliğinden hoşlanmaz; o çocukken, babası bir gün bir büyücünün hayatını kurtardığı bir Nekker yuvasına rastlayana kadar onu ve annesini sürekli dövdü. Büyücü daha sonra sürpriz yasasını çağırdı ve babanın göreceği ilk şeyi talep etti. Baba eve döndüğünde ise göreceği ilk şey Lambert olacaktı ve bir çocuğun hayatı böylece tamamen bir sürpriz yasasına bağlı olarak değişecekti. Lambert o günden beri hayatındaki payını küçümsüyor ama yine de yolda yürüyor, çünkü başka hiçbir şey bilmiyor.

Gweld, eğitim boyunca Geralt'ın en iyi arkadaşı olan Kurt Okulu'nun kızıl saçlı bir efsungeriydi.

Geralt ve Gweld, eğitim sırasında birlikte geçirdikleri zamanlardan birinde, Ot Sınavına tabi tutulmadan önce eğitim kuklasında ok saptırma ve kıvraklık çalıştılar, Ot Sınavı,Gweld'in daha sonra kabuslarında acı çekmesine neden oldu.

Daha sonra, Kedi Okulu ve Kurt Okulu arasında planlanan turnuvadan bir ay önce, Geralt, Gweld, Gardis ve Aubry, diğer witcher okuluyla sohbet etmek için yakındaki bir hana gittiler. Okullar, Gweld bir Kedi Okulu witcher'ına karşı kılıç çekene kadar turnuva hakkında bir konuşma yapmadı.

Grup, Kedilerin Kurtları ele geçirmesine yardım eden haydutlar tarafından pusuya düşürüldü.
Fakat olay yerine daha sonra gelen Vesemir ve Guxart tarafından kurtarıldılar.

Kısa boylu bir üye olduğu için Gweld'den Kedi Efsunger'leriyle eğitim yapması istendi. Eğitimde neredeyse tüm kedi witcher'larını geride bırakmıştı ve Usta Kedi Efsungeri Guxart tarafından büyük saygı görmüştü.

Bir hafta sonra, Kurtlar'a karşı turnuvaya katıldı ve Geralt ile mücadele etti. Dövüş sırasında, ikisi de Kedilerden şüphelenmeye başladılar, bunu fark eden Kedi Okulu efsungeri Astrogarus tarafından bir büyü yapıldı ve Gweld'i Geralt'a saldırmaya zorlamasına neden oldu ve Geralt onu göğsünden bir kılıç geçirerek öldürmek zorunda kaldı.

(Bu turnuva sırasında kedilerin kurtları silahsız bir şekilde yakalayıp öldürmesi gerekirken
Kral Radowit tarafından sonradan verilen emire göre iki okulun witcherlarının da öldürülmesini emretmiştir. Bir çok kedi ve kurt efsungeri ölmüştür fakat Geralt ve bir kaç kurt ve kedi witcher'ı druid Ermion tarafından kurtarılmıştır)

Varin, Kaer Morhen'deki katliam sırasında büyük olasılıkla öldürülen Kaer Morhen'de bir kılıç eğitmeniydi.

Geralt, Ot Sınavın'dan önce çocukların eğitildiği kaleyi araştırırken, Keira'nın lambası kullanılarak birkaç yanılsama görebilir. Bu yanılsamalarda Varin, acımasız, talepkar bir eğitmen olarak tasvir edilmiştir.

Kaer Morhen'deki katliam sırasında, çocuklarla ve witcher'larla birlikte öldürülüp öldürülmediği bilinmese de, saldırıdan sağ kurtulan tek kişinin Vesemir olduğu belirtildiği üzere, öldürüldüğü varsayılabilir.

Rennes hakkında İnternet de pek fazla bir kaynak yok. Sadece kendisinin Kurt Okulu'nun Lideri olduğu yazıyor. Hakkında başka herhangi bir bilgi veya kaynak yok.

Carreraslı Adon, bir arkeoloji ekibini koruduğu sırada Toussaint'teki Termes Sarayı Harabeleri'nde can veren Kurt Okulu'nun bir efsungeridir.

Adon, Vesemir tarafından Beauclair'e, Usta Tyen'in yelkeninin Büyük Usta Kurt teçhizatını taklit etmesi için gönderildi, ancak ne yazık ki Vesemir'in ona verdiği bütçe yeterli olmaktan uzaktı, bu yüzden Adon biraz iş aramak zorunda kaldı. 27 Mart'ta Tyen'sail, onu bir arkeolojik keşif gezisinin lideriyle tanıştırdı ve Adon'un Termes Sarayı Harabelerini keşfederken ödeme için onları koruyacağı bir anlaşma yaptılar.

Sefer 12 Nisan'da Termes'e ulaştı ve madalyonu harabelerin yakınında birkaç noktada titreştiği için Adon'un talebi üzerine harabelerden uzakta kamp kurdu. Ekip bir lanetten bahsetmişti, bu yüzden bölgeyi dolaşmak için hayaletlerden veya barghestlerden şüpheleniyordu. Fiyatından pişman oldu ve daha fazlasını talep etmesini diledi.

20 Nisan'da Adon, Mor Yakut'u (Termes'in girişini koruyan sihirli bariyeri kaldıran kadim bir mücevher) kullanarak harabelere girdi. İçeri girer girmez biraz araştırma yaptı, ancak keşif lideri Isabelle Duchamp ile Beauclair'e dönüp ek muhafızlar toplamak için geri dönmeye karar verdi, ancak sonuçta başka bir ekip üyesi George Herbert, ona ihtiyaç olmadığına ikna etti.

Zenginlik ve zafer vaadiyle kör olan bilginler yine de harabelere girdiler ve efsunger onlara eşlik etti. Adon'un başından beri haklı olduğu ve keşif gezisinin canavarlar tarafından saldırıya uğradığı ortaya çıktı. yani Adon ölümü olacak bir karar verdiğinde, bir süre arkadaşlarını satın almak için tavanı indirdi, ancak bu süreçte onu ezdi. Sonunda arkeologlar çıkışa ulaşamadan öldüler, kalıntıları eski elf kralının sarayında mühürlendi.

Elgar, Kurt Okuluna mensup efsanevi bir Witcherdır. Ayrıca bir seyahat sırasında yoldayken, Gelecek nesil Kurt Witcher'larının kullanacağı güçlü bir zırh ve kılıç setinin şemalarını yapmıştır.

Voltehre, Lambert'le birlikte Madalyon Sınavını üstlenen Kurt Okulu'ndan bir Witcher'dı. Sınav sırasında Eski Mızrak Ucu tarafından öldürülmesi dışında hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Barmin, Vesemir'in öğretmeni ve akıl hocası rolünü üstlenen Kurt Okulu'nun Efsanevi bir Witcher'ıydı. Muhtemelen yerel halkın Kaer Morhen kalesine saldırısı sırasında öldürüldü. Geralt, The Witcher 3: Wild Hunt'ta Ciri'yi cesaretlendirirken ondan bahseder.

Leo, İkinci Nilfgaard Savaşı sırasında yetim kalan bir çok çocuktan biriydi. Kendisini harap bir halde gören Vesemir, onu kanatlarının altına aldı ve 1264 yılında Kaer Morhen civarında onu bir witcher olarak eğitmeye başladı.

Leo'nun kılıç eğitimleri güzel geçse de kendisi tam olarak witcher mutasyonlarına uğramadığı için tam bir witcher değildi, ama kendisi witcherlık mesleğini çok sevmişe benziyordu ve durmadan kendisi de Vesemir'den aldığı eğitimleri tekrarlayıp formunu her daim korumaya çalışıyordu.

Leo, Vesemir tarafından bulunan ve 1264 yılı civarında witcher olmak için eğitim almaya başlayan savaştan dolayı yetim olmuş biriydi.

Geralt'ın dönüşünden birkaç gün sonra Salamandra, Kaer Morhen'e saldırdı. Savaşın sonuna doğru Leo, Profesör tarafından ölümcül bir şekilde vuruldu ve Geralt'ın kollarında öldü. Daha sonra, Gwenllech Nehri'nin kıyısına, kalenin yakınına gömüldü.

Not: Leo'nun The Witcher 3: Wild Hunt oyununda Kaer Morhen'de bulunan mezarı.



Leo, Kaer Morhen sakinlerinin en küçüğüdür. O tam bir witcher değil eğitimini tamamlamasına rağmen mutasyona maruz kalmamıştır.

Görünüşe göre Leo benden biraz etkilendi. Beyaz Kurt hakkındaki baladları duydu ve şimdi bana büyük saygı duyuyor.

Leo, Kaer Morhen'e yapılan saldırının liderlerinden biri olan Profesör tarafından öldürüldü. Çocuk çok aceleci ve deneyimsizdi. Onun yanında olmama rağmen ona yardım edemedim.
Leo'nun yüzünü tekrar gördüm bu sefer bir hayalette. Bana Kaer Morhen mahzenlerinde başarısız olduğumu hatırlattı.


The Witcher 3: Wild Hunt'ta, Vesemir ile olduğu gibi diğer karakterlerle yaptığı konuşmalarda bahsedildi. Kaer Morhen'in güneyinde de bir kenotafı vardı. Geralt keşfinin ardından şunu söyleyecektir: "Leo'nun mezarı ... Anlamsız bir ölümden kaçınılabilirdi."

Gaetan, 1272 civarında Velen'de sona eren Kedi Okulundan bir Witcherdı.

Honorton köyünü terörize eden bir Leşen için bir sözleşme yaptı ama onu öldürdükten sonra ealdorman üzerinde anlaşılan meblağı ödemeyi reddetti, bunun yerine Gaetan'a leshen'le ilgilenmesi için çok önemsiz bir miktar olan 12 kron teklif edildi.

Witcher buna itirazını dile getirdi ve bu nedenle ealdorman ve diğer birkaç köylü, altının geri kalanını ahırda sakladıklarını iddia ettiler ve ödemenin geri kalanını almak için onu oraya götürdüler.

Gaetan bunun kendisini öldürmeye çalışıldığı bir tuzak olduğunu anladı, ancak son dakikada Gaetan bir şeyin ters gittiğini fark ettiğinde dirgen tarafından ölümcül bir şekilde delinmekten kıl payı kurtuldu. Yaralı olan ve buna kızgın olan Gaetan, onu aldatmaya ve öldürmeye çalıştığı için her köylüyü körü körüne öldürerek öldürme çılgınlığına devam etti.

Suçlu olup olmadıkları Millie adında küçük bir kızı, ona kendi kız kardeşini hatırlattığı için öldürmekten vazgeçti, böylece onu kurtardı ve onu köy katliamından kurtulan tek kişi yaptı.


Geralt Köyü Araştırırsa: Geralt sonunda Gaetan'ı köyden çok uzak olmayan bir yerde keşfeder ve hala yaralarını sardığını görür. Geralt'a neler olduğunu anlattıktan sonra, bunun öfkesini ilk kez kaybetmediğini ima eder.

Geralt Onu Öldürmeyi Seçerse: Gaetan'ın pişmanlıklarının bütün bir köyü öldüren eylemleri için yeterince iyi olmadığına karar veren Geralt, Gaetan ile oracıkta savaşarak kedi witcher'ının hayatına son verir.

Geralt Onu Korumayı Seçerse: Geralt, Gaetan'a kendisinin nasıl sık sık Blaviken Kasabı olarak anıldığını ve bazen "kafaların yuvarlandığını" ve ealdorman Gaetan'a saldırıp onu öldürmeye çalışırken Geralt onu suçlayamayacağını söyledi. Burada aslında kendisini savunmak için hareket etmiş oluyor.

Gaetan daha sonra Geralt'a saklandığı yerin yerini ve ödül olarak bazı değerli eşyaların nerede saklandığını söyleyerek teşekkür eder.

Kiyan, Ireneus var Steingard adlı bir büyücü tarafından kaçırılan Kedi Okulundan bir efsungerdir. Bu büyücü, witcher üzerinde deneyler yaptı ve onu "Mad Kiyan" olarak bilinen çılgın bir varlığa dönüştürdü. Laboratuvar defterinde belirtildiği gibi, muhtemelen bir iblis tarafından ele geçirilmişti.

Witcher bir günlük kullanmadığı için Kiyan'ın özgeçmişi hikayede önemli boşluklar olmadan yeniden üretilemez, ancak Kiyan'ın bir witcher olarak son günlerinin bir resmini şekillendirmeye yardımcı olan Velen ve Novigrad'ın etrafına dağılmış bazı notlar vardır.

Bu notlara göre, kronoloji, Kiyan'ın Deniz Kedileri Prensi Adrien tarafından yayınlanan ve Est Tayiar'da bir hazine bulmak için profesör Sigismund Gloger liderliğindeki bir keşif gezisinin katılımcılarını öldürmekten oluşan bir sözleşmeyi üstlenmesiyle başladı. Kiyan sözleşmeyi yerine getirdi ve ardından Adrien'in koruması olarak güvenli bir görev teklif edilmesine rağmen Flying Stag gemisine gitti.

Bu gemide, Ireneus var Steingrad, cadı kaçırabilmek için kaptana Kiyan ile bir kamarayı paylaşması için rüşvet vermişti. Büyücü, Kiyan'ın eylemleri hakkında notlar aldı ve ardından, efsunger rahatsız edilmeden Novigrad'ın altındaki laboratuvarına taşımak için bir portal açtı ve fırtına yarattı. Sonunda Steingard, fırtına beklenenden daha güçlü olmasına ve Uçan Geyiği mahvetmesine ve mürettebatı öldürmesine rağmen başarılı oldu.

Kiyan daha sonra Steingard tarafından kötüye kullanıldı ve efsungerlerin fiziksel ve zihinsel dayanıklılığını test etmek için acımasız deneylere konu oldu. Ayrıca sorguya çekildi ve witcher eğitimi ve özellikle de Kedi Efsunger Okulu hakkındaki sırları ifşa etmeye zorlandı. Steingard, Kiyan'ın teorilerini doğruladığı için memnun oldu: Kedi Okulu'nun elf kökenleri olduğu. Kiyan'ın vücudu dayanılmaz muameleden kurtuldu, ancak dört gün sonra zihni prosedürden bunaldı.

Ireneus var Steingrad, bu gerçeklerden bağımsız olarak çalışmasına devam etti ve eski büyücü Kiyan'ı, yalnızca büyük bir acıyla sürüklenen eski benliğinin çılgın ve eziyetli bir kabuğuna dönüştürdü. Kiyan'ın bu versiyonu Mad Kiyan, Geralt of Rivia'nın karşılaştığı Novigrad Tapınak Adası'nın altındaki terk edilmiş laboratuvarda bulunabilir. Burada, Kiyan yenilebilir ve öldürülür, bu şekilde Kiyan kaderinden kurtarılmış olur.

Dragonfly, Tygga'daki okuldan bir Witcherdı ve bir süredir, şimdi göçebe olan Kedi Okulu'nun varisi olarak hizmet etti.

Rüzgar Kulesi'nde tutsak düşes Dairida'nın çocuğu olarak dünyaya gelen Dragonfly, gaspçı amcası Ponderic'in emriyle katledilecekti. Ancak, Ponderic'in hizmetçisi bebeği öldürme emri verdiğinde onu gördü, bunun yerine onu Gemmeran sahilinde canlı bırakmaya karar verdi.

Yakınlarda seyahat eden bir kedi okulu Witcherı, bebeği Stygga'ya götürdü ve babasının daha önce Sürpriz Yasası aracılığıyla vaat ettiği çocuk olduğunu fark etmedi.

Dragonfly, uygun bir Witcher olarak eğitildi. Ergenlik yıllarında Kedi okulu, onunla gelip gaspçıyı tahttan indirmeye çağıran kardeşi tarafından ziyaret edildi. Sonunda, belki de yaşlı Witcherların etkisi altında kalarak bunu kabul etti.

Aiden, Kedi Okulundan bir Witcherdı ve sözde Kurt Okulundan Lambert'in en iyi arkadaşıydı.
Lambert, Geralt'a Aiden'la olan arkadaşlığı ve Kedi Okulu'nun başka bir Witcherı olan Jad Karadin'in elleriyle ölümünün hikayesini anlattı. Geralt daha sonra Lambert'in Karadin'i bulmasına yardım etmeyi kabul etti.

Her iki Kurt Okulu Witcher'ı şaşırtacak şekilde, Karadin'i Novigrad'da bulduktan sonra, Aiden'ı çok daha az elverişli bir şekilde tasvir eden hikayenin başka bir versiyonunu sunuyor.

Karadin, Aiden'ın bir sözleşme için ödeme aldığını ancak bunu yerine getirmediğini iddia ediyor. Karadin'e göre, ölümü aslında Aiden'den beri trajik bir kazaydı.

Öfkesini kaybetti ve bu nedenle panikleyen Vienne tarafından vuruldu. Dolayısıyla, Lambert'in intikamını alıp almayacağına veya Karadin'in Aiden'ın ölümüne rağmen bağışlanıp kurtulamayacağına karar verilmesi gerekiyor. Lambert'in intikamını destekleyip desteklemeyeceğine karar vermek Geralt'ın elinde.

Sonuç ne olursa olsun, Aiden, Lambert tarafından "tanıdığım en iyi adam" olarak tanımlanıyor.

Iello Kedisi olarak da bilinen Brehen, Kedi Okulu'ndan kaçak bir efsungerdi. Zalimliği ile biliniyordu ve insanları öldürmekten asla ama asla çekinmeyen bir Witcher dı.

Brehen'in geçirdiği Witcher mutasyonları tam anlamıyla başarılı değildi. Diğer birçok Kedi Witcher'ının durumunda olduğu gibi, çarpık simya formülü Brehen'in duygularını soyutlamak yerine yoğunlaştırdı. Yoğunlaşmış duygu yüzünden yaptığı davranışlar Kedi Okulunun şöhretine zarar verdi.

Brehen'in eğitimi hız, hassasiyet ve çevikliğe odaklıydı; Hem canavar avı hem de bir ödül avcısı için kullanışlı özelliklerdi.


1240'larda Brehen bir Iello kasabasını ziyaret etti. Pis koşullardan dolayı, kanlı bir katliama dönüşen bir kavgaya karıştı. Katledilen insan sayısı olayın Iello Katliamı olarak bilinmesini sağladı ve Brehen
'Iello Kedisi' lakabını kazandı.

Katliam, bazıları tarafından Blaviken Kasabına kıyasla tartışmasız bir şekilde çok daha acımasızcaydı ve Brehen'in Kedi Okulundan dışlanmasına sebep olmuştu.


Katliamdan dört yıl sonra, Brehen The Wild Boar ve Stag hanında eğlenirken, Kurt'un onu Kral Foltest'in Vizima'daki cömert sözleşmesinden 'soymak' istediğine inanan Geralt of Rivia ile karşılaştı ve yüzleşti. Kurnaz yollarıyla tanınan Brehen, Geralt'ı onunla düelloya zorlamak isteyen bir rahibeyi rehin aldı. Başlangıçta Geralt'ın witcher kılıçlarına sahip olmadığı gerçeğiyle cesaretlenirken, silahlar tavernada bir dwimveandra ziyafeti tarafından rakibine hızla teslim edildiğinde güvenini kaybetti. Kısa bir tehdit değişiminden sonra, Brehen geri adım attı ve rehineyi serbest bıraktı.

Ardından gelen konuşma sırasında Brehen, Kedi Okulunda artık hoş karşılanmadığını ima etti ve Vesemir'in kendisine ölüm cezası verdiğine inandığını söyledi. Geralt bunun doğru olmadığını ve efsungerlerin birbirlerini öldürmediğini söyledi; ancak, gerçekleşecek başka bir Iello Katliamı olsaydı, Geralt kuralı bozmaya, Kediyi takip etmeye ve onu öldürmeye istekli olacaktı.

Jad Karadin, Kedi Okulu'ndan emekli bir efsungerdir. Novigrad'da karısı ve iki evlatlık çocuğuyla yaşamını sürdürüyor. Karadin eskiden Selyse, Lund, Hammond ve Vienne'nin üye olduğu bir suikastçı grubuna liderlik etti. Karadin'le karşılaşıldığında hayatta daha fazla eski üye olup olmadığı bilinmiyor.

Geralt of Rivia'nın Lund'un korumalarından biri tarafından çıkarılan bir ekimmara için sözleşme imzaladıktan kısa bir süre sonra karşılaştığı büyücü Lambert, Karadin'i bulmakla kişisel bir ilgiye sahipti. Şu anda dağılmış olan çetenin, Kedi Okulu'nun efsungeri ve Lambert'in iyi bir arkadaşı olan Aiden'ı öldürdüğüne dair güvenilir bilgilere sahip olmak. Geralt of Rivia'nın yardımıyla, witcher arkadaşının öldürülmesinin intikamını almak için Karadin'i bulmaya çalışırlar.

İkili, Novigrad'da varlıklı bir tüccar olarak yaşarken bulduğu Karadin'i izlemeyi başarır. Karadin, eşi ve evlat edinilen iki çocuğuyla yeni bir hayata başlamak için efsunger ticaretinden ve suç faaliyetlerinden vazgeçtiğini iddia ediyor. Onlara Aiden'ın ölümünün bir kaza olduğunu ve bundan büyük pişmanlık duyduğunu söyler. Lambert ona inanmayı reddeder ve Karadin'in köle ticaretinde çalıştığını bildiğini iddia eder.

Sonunda, Geralt of Rivia, Lambert'in intikamını almasına yardım edip etmeyeceğine veya kararında Lambert'e destek vermek istemediğine karar vermelidir. Geralt, Lambert'e yardım etmeye karar verirse, Karadin'in sonunu karşılayacağı bir kavga çıkar. Geralt, Lambert'in intikamına katılmamayı seçerse, Lambert'e 'Karadin ile istediği gibi yapabileceğini' söyler, ancak bunda yer almayacaktır.

Schrödinger, Kedi Okulu'nun bir üyesiydi ve Gaetan'a bir mektupta bahsedildi.

Bir başka kedi büyücüsü Joël, okulun askerler tarafından ele geçirildiğini, Cedric ve Axel'ın öldürüldüğünü ve Schrödinger'in durumunun belirsiz olduğunu söyledi - hayatta olabilir ya da ölmüş de olabilir.

Treyse, Geralt'ın gençlik yıllarında Kedi Okulu'ndan sorumlu bir Witcher dı. İkinci yetkili Guxart'tı.

Kedi Okulu, Kurt Okulu ile birlikte Kaedwen'in Kralı II. Radowit tarafından finanse edildiği Hertch'e birkaç yıllığına yerleşti. İlk başta diğer okulla işbirliği yapmaya çalışırken, farklı felsefeler sonunda Treyse'nin Kurtlardan hoşlanmamasına neden oldu ve o, onların konumunu sabote etmenin yollarını aramaya başladı.


Treyse'e gizlice Kral'ın saray büyücüsü Astrogarus yaklaştı. Büyücü, Kediler Kurtları öldürmeye yardım ederse, kraliyet komutası altında özel bir yer alacaklarına ve kendi bölgesindeki canavarları avlamak için tekel olacaklarına söz verdi. Treyse kabul etti; Guxart'a ve bir grup daha dürüst öğrenciye habersiz, Büyük Usta, Guxart'ın asistanını ve daha az ahlaklı olan Kedi öğrencilerini komploya dahil etti. İlk Witcher Turnuvasının yapılacağı stadyumun tribünlerinde kedilerin silahsız Kurtları boğması gerekiyordu.

Treyse'in planları nihayetinde Astrogarus ve Radowit'in her iki okulu da oynadığı ortaya çıktığında ona karşı çıktı. Komploya katılan Kediler, şüphesiz Kurtları boğmaya başlayınca, Kaedweni askerleri her iki okulun cadılarını hedef alarak cadıları tatar yaylarıyla vurmaya başladı.

Treyse göğsünden vuruldu; Çifte ihanetin farkına varmadan, aptalların sadece Kurtları vurması gerektiğini haykırdı. Radowit adamlarına duyulabilir bir şekilde mevcut tüm cadıları öldürmelerini emrettiğinde durum daha da netleşti; Treyse'nin hayatı muhtemelen çok uzun sürmedi.

Guxart, Kedi Okulu'ndan bir Witcherdır. Kendisi kurt okuluna karşı yapılan komploya katılmamıştır ve turnuvadan bir hafta önce Vesemir ile birlikte hapsedilmiştir.

O ve Vesemir aslında birbirlerinden hoşlanmasalar da, sonunda birbirlerini anlamaya başladılar ve bu anlayış ilerleyen zamanlarda iyi bir arkadaşlığa dönüşmüştür.

Axel, Kedi Okulu'nun Witcherlarından bir tanesidir. Okulu savunmaya çalıştıklarında, silah arkadaşı Cedric ile yan yana savaşırken askerler tarafından öldürülmüştür.

İnternet de o kadar araştırma yapmamıza rağmen kendisi hakkında maalesef sadece bu kadar bilgiye ulaşabildik. Ayrıca kendisinin de herhangi bir resmini bulamadık. Nasıl bir görünüşe sahip olduğunu bilmiyoruz.

Joël, Gaetan'a bir mektup yazan Kedi Okulu'nun bir öğrencisidir. Okulun askerler tarafından alındığını ve bu süreçte Axel ve Cedric'in öldürüldüğünü bildirir. Schrödinger'e ne olduğundan emin değil ve ölmüş olabileceğini veya hayatta olabileceğini ekliyor. Daha sonra Gaetan'a ödül avcıları yüzünden şehirlerden ve anayollardan uzak durmasını tavsiye eder, çünkü başlarına ödüller konulmuştur.


Gaetan
Bitti. Askerler okulu aldı. Axel ve Cedric'i öldürdüler. Schrödinger'e gelince, kesin olarak söyleyemem - hayatta olabilir, ölmüş olabilir. Başınıza ve benimkine ödüller konuldu. Şehirlerden ve yüksek yollardan kaçının. Dikkat çekmeyin.

- Joël

Cedric, Kedi Okulu'nun Witcherlarından biriydi. Okulu savunmaya çalışan silah arkadaşı Axel ile yan yana savaşırken askerler tarafından öldürüldü.

Kendisi hakkında İnternet de çok fazla bilgi olmadığı için sadece bu kadarını yazabildik. Ayrıca kendisinin herhangi bir resmi de yok yani tam olarak kim olduğu ve neye benzediği bilinmiyor.

Lexandre, Antoine Straggen ve hanesinin tuzağı sırasında Toussaint'te can veren Kedi Okulu'ndan bir efsungerdir.

Lexandre, Kedi Okulu'nda eğitilmiş ve oranın mutasyonlarına maruz kalmıştı, ancak bazı efsungerler gibi, bu yaşam tarzını küçümsedi. 1274'te nihayet bu duygular üzerine hareket etti ve güneyde yeni bir hayata başlamak için onlardan yeterince para kazanma umuduyla bazı büyük usta efsunger diyagramlarını çalmak için bazı witcher arkadaşlarını öldürdü.

Lexandre diyagramlardan birini dük zırhı ustası Bartolomé de Launay'a bir teklifle birlikte gönderdi: Ona tüm büyücü diyagramlarını bozuk para ve tam bir dük zırhı karşılığında vereceğini söyledi. De Launay öneriyi kabul etti, ancak cadının kendisine neler yapabileceğinden korkarak, toplantıyı Antoine Straggen ve hanesinin bulunduğu Arthach Sarayı Harabeleri'nde bir miktar 'koruma' için düzenledi. Lexandre duruma dikkat ederek, sıradan bir insanın onlara ulaşamayacağını bildiği The Pits of Brume'daki bazı diyagramları sakladı.

Büyücü daha sonra harabelere ulaştı ve zırhlıyla birlikte şartlar üzerinde anlaşana ve büyücü yanlışlıkla diyagramlarının geri kalanını sakladığı yere dökülene kadar her şey yolunda gitti. Hanse daha sonra de Launay'i bir yaylı tüfekle vurup öldürdü ve Lexandre de birkaç kez vurulurken, hemen ölmed fakat, bunun yerine, hanse tarafından eğlenmeleri için işkence gördü.

Arnaghad, Order of Witchers dan bir witcher ve aynı zamanda da Ayı Okulu'nun kurucusudur.

Arnaghad, kendisi Gemmera'nın derinliklerinden selamlayan dev bir adamdır. Her zaman hırpalanmış ayı postu bir pelerinle kaplanırdı. Witcher arkadaşlarının çoğunun saygısına hükmederek, diğerlerinin hissettiği akrabalık biçimini asla hissetmezdi.

Bu, bir Witcher olan Rhys'e saldırdıktan sonra daha çok netleşti. Rhys, Kaedwenin yayla köyünü terörize eden bir koronun başı için bir fiyat pazarlığı yapmıştı. Arnaghad da köye koru avlamak ve ödülü almak için gelmişti. Başka bir witcherın sözleşmeyi çoktan aldığını öğrendikten sonra Arnaghad'ın kanı kaynadı. Rhys'i ormanda buldu ve hem omzunu hemde beline kesti.

Rhys, ancak Arnaghad'ı onunla savaşmaya zorlayan Chort'a alerjiden sonra kurtuldu. Emirler, bu Rhys'in Morgraig'e kaçmasına izin verdi.

Diğer witcherların Rhys'e yaptığı şey için ceza arayacağını tahmin ederek ona sadık bir grup kardeşle kaleye geldi.

İki grup arasındaki çatışma bir savaşla sonuçlandı. Çatışma sırasında Arnaghad, Larvikli Witcher arkadaşı Erland'ı yüzünden yaraladı. Teşkilat birçok kaybına rağmen savaşı kazandı. Arnaghad ve pozundan kurtulanlar Amell dağlarına gitti. Orada Ayı Okulu'nu kurdu,kendileri için madalyonlar biçimlendirdi.

Yıllar sonra Arnaghad, Engerek Okulu'nu doğuran acımasız bir ihanet sırasında neredeyse ölüyordu.

Junod of Belhaven, 13. yüzyılın ilk yarısında aktif olan Ayı Okulu'ndan bir witcherdır. Bir sözleşmeyi yerine getirmeye çalışırken Toussaint'teki Tufo bağının altındaki Owl Eye Grottos'ta öldürülmüştür.

Junod'un kökenleri belirsiz olsa da, bir cüce ile bir dev arasındaki alışılmadık bir sevginin meyvesi olarak biliniyordu. Sonunda, Haern Caduch'ta okuyan ve eğitim gören Bear School'un bir öğrencisi oldu. Orada Junod, diğerlerinin yanı sıra Belhaven'den Ivo ile tanıştı.

Bir lakap seçmeye gelince,Junod, Junod'un kasabadan gelmemesine rağmen tıpkı Ivo gibi "Belhaven" ı seçti.

Bir noktada Junod, Yolda Ivo ile tanıştı ve ikincisi onunla lakabı üzerinde yüzleşti. Junod içtenlikle onun yüzüğünü beğendiğini ve küçük meslektaşının daha uzun yaşamasını beklemediğini söyledi.
Ivo'nun lafını uydurmaktan çekinmedi.


1243'te Junod, Büyük Usta Ayı Okulu(Ursine) Tehçizatını yapmasını istediği için büyük usta demirci Tyen'in kuyruğunu aramıştı, ancak tüm parasını kumar oynayarak harcamıştı işe ihtiyacı vardı. 17 Mayıs'ta Charité Gontran de Tufo ile sözleşmeyi kabul etti ve Florens'te hizmetini aldı.
Ertesi gün sorunların bir yeraltı canavarından kaynaklandığı sonucuna vardı ve bu yüzden ertesi gün mağaraların içine girmeye karar verdi.

Mağaralarda ilerlerken çıkış yolunu göstermek için Ayı Okulu sembollerini duvarlara çizdi ve kimsenin onu takip etmemesi için bir uyarı yazdı. Bununla birlikte, canavarlar hakkındaki bilgisizliği nedeniyle hazırlıksızdı ve sözleşmeyi kabul ettiği için pişman oldu. Şayelmara karşı savaşmaya çalıştı.ama öldürüldü ve bu yüzden kimse onu bir daha görmedi.

Ivo, karşılaşmalarından birkaç yıl sonra Junod'un kaderini öğrendi ama ona acımadı.

Ivo of Belhaven, 13. yüzyılda aktif olan Ayı Okulu'ndan bir witcherdır.

Ivo Belhaven'de doğdu ve bilinmeyen yollarla bir witcher olarak eğitilmesi için Haern Caduch'a götürüldü. Öğrenci arkadaşları ile savaştı, eğitimde dayaklara ve yenilgilere yol açtı. Uzun bir eğitimden sonra, etkileyici bir şekilde çevik ve ölümcül bir witcher oldu ve "Belhaven'ın" parasını üstlendi.

Eğitiminden sonra okulu bıraktı,ve Haern Caduch'un köylüler tarafından yağmalandığı haberine kayıtsız kalarak diğer Bear School witcherlarından kaçındı.
Bir süre sonra, monicker olmasına rağmen aslında orada doğmamış olan Belhaven'li witcher Junod'la karşılaştı.


1267'de İkinci Kuzey Savaşı sırasında, Nilfgaard İmparatorluğu tarafından Ysgith'te Gernichora'yı öldürmesi için tutuldu. Ne yazık ki onu küçümsedi ve gönderdiği canavarlarla savaşırken ciddi şekilde yaralandı. Meve ve ordusuyla güçlerini birleştirdi, birlikte tehlikeyi ortadan kaldırmayı başardılar.

Dövüşten sonra Meve, Ivo'ya ordusunda bir yer teklif etti, ancak duygudan yoksun olduğunu, mantıksız olduğunu söylemeyi reddetti.

Gerd, Ayı Okulu'ndan efsanevi bir Witcher ve aynı zamanda da çok iyi bir maceracıdır.

Gerd, babasını gasp edilen tahtından çıkarmak için dük tahtının varisi Helena Lange-Haare'nin isteği üzerine Arcsea Dükalığına çağrıldı. Ancak Gerd, kabaca davranarak varise hakaret etti ve teklifini geri çevirdi.

Gaspçı tarafından işlenen birçok zulüm ve ölüme rağmen, Gerd onunla birlik oldu ve hizmetinde çeşitli suçlar işledi. Şaşırtıcı bir şekilde, Helena babasını tahttan çıkarmayı başardı ve Gerd'in 300 Arcsea denar tutarında tutuklanması için bir emir çıkardı. Gerd hızla Skellige Adaları'na kaçtı ve Ard Skellig adasına geldi.


Gerd, Ard Skellig kıyılarına vardıktan hemen sonra, bazı Elf kalıntılarının yakınında bir ejderhayla başa çıkmak için yardım isteyen yerel halkla karşılaştı. Gerd harabelere doğru yola çıktı ve canavarı öldürdü, son nefesini verirken gülümsedi.

Kısa bir süre sonra Jorgen Iron Hand tarafından Spikeroog'un kuzeybatı kesimindeki bir mağarada insanlara saldıran bir sireni öldürmesi için sözleşme imzalandı. Gerd daha sonra An Skellig'e yelken açtı ve yazın ilk gününde Fort Tuirseach'a vardı; oradaki görünüşü şatodaki herkese büyük bir neşe getirmişti. Daha sonra An Skellig'in jarlıyla tanıştı,Kızıl Torgeir. Gerd,yanında bir fıçıdan
tükettikten sonra kısa sürede jarl ile arkadaş oldu. Kısa süre sonra hem witcher hem de jarl birlikte avlanmaya ve ziyafetlere ev sahipliği yapmaya başladı. Torgier, Gerd'den onları Etnir harabelerine sığınan bir strigadan kurtarmasını istedi. Kontun ağıtından etkilenen Gerd,sözleşmeyi kabul etti,
ancak Spikeroog'daki bir mağaradan sirenleri çıkarmak için önce Jorgen Iron Hand ile önceki sözleşmesini tamamlaması gerektiğini açıkladı.

Kont sonra Gerd'e bozuk para dolu bir kese ile ödeme yaptı ve adamlarından biri olan Olven'in onu Spikeroog'a götürmesi için rehberlik edecek ve ihtiyaç duyulursa ona hizmet etmeyi teklif etti.
onun yanında savaş. Witcher ona teşekkür etti ve en sevdiği zırh şemalarını geri dönüşünün bir sözü olarak konteynere emanet etti. Gerd ve Olven daha sonra istila mağarasına varan Spikeroog'a yelken açtı.

Sirenler her iki adama da saldırmaya başladı, ancak onları bitirmeden önce Gerd tarafından arbaleti kullanarak hızla vuruldu.ancak Olven şafaktan önce ölmüş olmalı çünkü ölü bir ceset
orada bir mektupla, Ingeborga Kalebsdotter, büyücünün savaş hünerine hayranlık duyuyor ve Gerd'inkini kopyaladı. onunla tatar yayı diyagramı. Sözleşmeli siren kafasını torbaladıktan sonra, Gerd, Ard Skellig'de Fyresdal yakınlarındaki ünlü tavernaya gitti ve orada ödülünü aldı ve geceyi orada içerek, masallar anlatarak ve Jorgen ve Innkeep ile gwent oynayarak geçirdi. Ödülünün yarısını kaybetti ve Hancı ile gwent'ten aldığı çelik kılıç diyagramı.

O gecenin ilerleyen saatlerinde, Arcsea, Chalimir'den bir şövalye ve adamları,onun için hana geldi
ve şimdi olduğu Yıkık Han'a yaktı. Witcher kaçtı ve An Skellig'in jarl tarafından yapmakla görevlendirildiği strigadan kurtulmak için harap Etnir Kalesi'ne gitti.

Takipçileri onu orada yakaladılar ama beş kişiyi öldürebildi, onu takip eden şövalyeyi ölümcül bir şekilde yaraladı ve yıkıntıların çatısını sihirle üzerlerine yıktı. Ancak witcher, takipçilerinin kaçtıktan sonra bulduğu gümüş kılıç diyagramını geride bıraktı. Gerd kısa süre sonra An Skellig'deki Jarl Torgeir'e geri döndü ve burada haydutlar ve Nilfgaardlı ödül avcıları, Nilfgaard tarafından ödenen jarl'ın kalesini mancınıklarla kuşattı. Tuirseach Kalesi ufalandı ve onunla birlikte Jarl Torgeir ve witcher Gerd'in de dahil olduğu adamlarıyla birlikte yıkıldı.

Kral Katili olarak da bilinen Guletli Letho, Engerek Okulu'ndan bir efsungerdi. En yakın iş ortakları, Auckes ve Serrit'ti, ayrıca onlarda kral katilleri ve Engerek Okulu'ndan efsunger arkadaşlarıydı. Letho, Kuzey Krallıklarının krallarını öldürme planını hayata geçirmek için Iorveth (Scoi'tael komutanı) ve Scoia'tael'in (Sincaplar olarak da bilinir) yardımını istedi; iddiasını desteklemek için, Letho, Iorveth'e daha önce öldürdüğü Aedirn kralı III.Demavend'e ait bir kelle gösterdi.




25 Temmuz 1270'de Angren ormanlarında Letho, bir Bergaman'ın kuyruğundan aldığı bir darbe yüzünden ölmek üzereydi, ancak Kurt Okulu'ndan bir efsunger olan Geralt, Yennefer'i kurtarmak için Vahşi Avı kovalarken onu buldu ve kurtardı. Hayatını kurtardığı için bir teşekkür olarak Letho, Geralt'a Vahşi Avı nerede bulacağını ve Auckes ve Serrit'le birlikte, hayalet süvarileri bulmak için onunla seyahat edeceğini söyledi. Sonunda ekip, Nilfgaard'daki Asılan Adam Ağacı taraflarında Vahşi Avı yakaladı. Becerilerine rağmen, efsungerler tüm savaşçıları yenemediler ve köşeye sıkıştılar. Geralt, Yennefer karşılığında kendisini teklif etmeden önce bir çıkmaza sürüklendi. Sahire'yi bir yere bırakmanın Geralt'a saygısızlık olacağını düşünen Letho ve efsungerler sahireye bakmaya karar verdiler. Bununla birlikte, sahire çok fazla acı çekiyordu, hafıza kaybı yaşıyordu ve grup için sonsuz bir sorun kaynağına neden oldu, bu da Nilfgaard İmparatorluğu'nda yakalanma ve öldürülme olasılığı anlamına geliyordu.

Grup, dikkat çekmekten kaçınmak için sürekli seyahat ederken, sonunda gözaltına alındılar ​​ve hapse atıldılar. Bununla birlikte, İmparator Emhyr var Emreis'in kendisi daha sonra Letho'ya yaklaştı ve reddedemeyeceği bir anlaşma teklif etti: Kuzey krallıklarının Hükümdarlarından bazılarını öldürerek kuzeyde kaos'a yol açıp, suçu Sahireler Locasına atarsanız Engerek Okulu yeniden inşa edilecek.


Böylece, 1271'de Letho, Demavend'in gemisine gizlice girdi ve bir Kuzey Rüzgarı bombası kullanarak , geminin çoğunu ve Abelard'ın koruma büyüsü tarafından korunan Demavend ve bir kaç askeri dışında neredeyse gemideki herkesi dondurdu. Ancak, bu koruma büyüsü Letho'yu durdurmak için yeterli değildi ve tüm gardiyanlar, Letho'nun bıçağına kurban gitti, ardından Letho kralı öldürüp, kanıt için kafasını kesti.

Tancarville'nin önerisine göre,Letho daha sonra Iorveth'i aradı; yine de Letho, Síle'nin öngördüğü gibi Demavendin ölümünden sonra sadece Scoia'tael'i bir süre gözden uzak olmak için kullanmak yerine, kral katilleri ve Scoia'tael arasında bir ittifak kurdu, böylece, Letho ve yoldaşlarına, Kuzey'in krallarını ellerinden geldiğince öldürmeleri için yardım edecekti.

İlk Saldırı sırasında Geralt'ın orada olması ve suikastçının ölümü ile sonuçlanan Kral Foltest'i öldürme girişimi başarısız olduğu için, (Witcher 1'in sonundaki animasyon) Letho, Síle'nin veya başkasının ulaşamayacağı bir yerde iken, Iorveth ile Kral Foltest'e ikinci bir suikast planladı. La Valette Kalesi'ndeki sağlam kuşatmanın farkında olan Letho, kralın çocuklarını koruyan bir keşiş kılığına girmeye karar verdi. Kaleyi başarıyla ele geçirdikten sonra Foltest, onu koruma görevi gören Geralt ile birlikte odaya çıktı ve bu noktada kral, Geralt'tan çocuklarla yalnız kalmaları için arkada beklemesini istedi. Sırtı dönük olan Geralt saldırıyı çok geç duydu, Geralt, Letho Foltest'i öldürdükten hemen sonra yetişebildi ve Scoia'tael'in yardımı ile kaçmak için bir pencereden nehirde hazır bekleyen Scoi'tael birliklerinin yanına atladı ve Geralt bir yanlış anlaşılma yüzünden cinayetle suçlandı. Bu suikastten kısa bir süre sonra Letho, Scoi'tael teğmenlerinden Ciaran'ı Iorveth'e ihanet etmeye ikna etmeye çalıştı. Ancak Ciaran reddetti, böylece Letho, izlerini gizlemek için Ciaranın tüm birimini öldürdü ve Ciaran'ı Flotsam'ın muhafızları tarafından yakalanmak üzere terk etti.

Letho'nun Iorveth'ten kurtulmaya çalıştığını artık bilen Geralt, Letho'yu yakalama girişiminde bulundu. Ancak Iorveth ve Scoia'taeli Mavi Şeritler tarafından saldırıya uğradı. Geralt ve Letho'yu birbirleriyle savaşmaları için terk etti. Letho, Geralt ile olan savaşta galip geldi, ancak Kurt düştüğünde onu kurtardı. Letho, Geralt'ın bir zamanlar hayatını kurtardığını ve bu nedenle artık Triss'i kaçırıp onları Aedirn'e ışınlamaya zorlamadan önce "eşit" olduklarını açıkladı ama Cedric Triss'i savunmaya çalışırken Lethoyla savaştı ve onu öldürdü.

Vergen'e vardıktan sonra Letho, Triss'i terk etti ve gizlenme bölgelerinde Serrit ve Auckes ile yeniden bir araya geldi. Vergen'deki Scoia'tael birliğinin Letho'nun ihanetinin yakında farkına varacağını bilen Letho ve iki yoldaşı onları katletti ve geriye sadece bir kişi bıraktılar. Letho, Loc Muinne'de yapılacak zirveyi duyduktan sonra oraya gitti ve Serrit ve Auckes'e Kral Henselt'i öldürme görevini bıraktı.

Síle'in ihanet edebileceğinden şüphelendiği için Letho, onu öldürmek için kristallerden birini kusurlu bir kristal ile değiştirerek megaskopunu sabote etti. Geralt müdahale etmezse, Letho istediğini alır ve Síle ölür. (Bu kısım sizin Witcher 2'deki seçiminize bağlı olarak değişiklik gösterir) Daha sonra, kral katili, eski yoldaşı ile konuşmak için Loc Muinne'deki Temeryalı Mahallesi'nin merkezinde bekledi. Letho, Geralt'a votka teklif etti ve ona karşı hiçbir zaman kişisel bir şey olmadığını açıkladı ve ona imparatorla yaptığı anlaşmayı, Yennefer'in kaderini ve Vahşi Av hakkında bildiği her şeyi anlatmaya devam etti.


Kuzeyi parçalamayı başardıktan sonra Letho, daha sonra her şeyin boşuna olduğunu öğrendi, İmparator Emhyr sadece Engerek Okulu'nu yeniden hayata geçirme sözünden geri dönmekle kalmadı, Letho artık imparatorun planlarının yaşayan bir tanığı oldu. artık Engerek Witcher'ı imparatorluk için bir tehditti ve onun peşinden suikastçılar gönderildi.

Letho, 1272'de Velen'deki terk edilmiş Reardon Malikanesi'ne uğramadan önce, kafasında yüksek bir bedel ve onu her yerde kovalayan ödül avcıları ile etrafı dolaştı, hiçbir yerde fazla kalmadı. Tesadüfen, Geralt bölgede ilgisiz bir iş için de oradaydı.


Uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra gördüğünüz bazı arkadaşlarınız olur ya, onları görür görmez başın ağrımaya başlar ama ağrı nefret gibi değildir de şöyle ikiniz de kafayı bulduktan sonraki akşamdan kalma hissin bedeninde vücut bulması gibidir. Diğer taraftan bazılarını görür görmez sinirin bozulur elin kılıcına gider.

Geralt için Guletli Letho bu iki sınıflandırmaya da uyuyordu. Engerek okulundan firar eden bu efsunger, Nilfgaard imparatoru Emhyr Var Emreis ile olan işbirliğinin meyvesi olarak en az iki kuzeyli kralının kanını dökmüştü. Bu suçlarla itham edilen Geralt kendini aklamak için Letho'yu kovalamak zorundaydı. Loc Muinne'deki karşılaşmadan iki taraf da sağ ve zarar görmemiş vaziyette ayrılsa da Geralt Letho'yu tekrar göreceğine hiç imkan vermemişti. Bu sebeple savaş yüzünden harabeye dönmüş Temerya sınırlarındaki bir ambarda Letho'yu görünce gerçekten çok şaşırmıştı.

Görünüşe göre Letho'nun eski işvereni onun performansından pek memnun kalmamış olacak ki peşine adamlarını salmış. Bu koşullar altında arkasını kollayabilecek başka bir efsungerin varlığı Letho için bulunmaz bir nimetti. Geralt, Letho'nun Yennefer'a göz kulak olduğunu hatırladı ve dayanışma örneği sergileyerek eski yoldaşının peşindeki adamlardan kurtulmasına yardımcı oldu.

Letho peşindeki adamlardan kurtulmak için riskli bir manevraya kalkıştı, ölü numarası yaptı. Geralt kahraman reflekslerine birazcık hakim olabilse ve Letho'nun öldüğü haberini yayabilecek görgü tanıklarının hepsini teker teker öldürmeseydi, plan mükemmel şekilde işleyebilirdi.

Bundan sonra Letho'nun yapması gereken tek şey ortadan kaybolmaktı. Geralt ona bir süre Kaer Morhen'de saklanmasını tavsiye etti, Letho kısa bir süre düşündükten sonra bu teklifi kabul etti.

Kolgrim, bir zamanlar kendi okuluna ait olan kayıp silah şemalarını bulmakla görevlendirilmiş Engerek Okulundan bir Witcherdı. Sonunda Kolgrim silah şemalarını bulmayı başardı, ancak okulun kalesine geri dönerken beklenmedik sorunlarla karşılaştı.

Kolgrim'in tekrar oradan ayrılmadan önce bir gece kalmayı planladığı Ak Bostandaki küçük bir köyde, yerel arıcının oğlu Vitty'yi kaçırdığından şüphelenildi. Bu suçlamalar sonunda yanlış çıktı ama köylüler Kolgrim'i yerel lordling Sir Ignatius Verrieres'i ziyaret etmeye zorladı.

Kolgrim, efendinin iyi niyetine göre yargılanmak yerine, daha sonra trajik olarak yanlış bir karar olduğu ortaya çıkan zorlu sınama ile yargılanmaya karar verdi.

Zorlu sınama ile yargılanması, yerel mezarlığı / mezarlığı içinde yaşayan ruhlardan temizlemek içindi.



Ak Bostan Hikayesi


Geralt, Ak Bostan yakınlarında çamaşır yıkayan iki kadın arasındaki sohbeti dinliyordu. Kadınların büyükannelerinden biri ona yerel bir demircinin oğlunun nasıl kaybolduğunu anlattı.

Köylüler, o sırada yakınlarda avlanan ve onu yakalamaya çalışan bir Witcherdan hemen şüphelendi.Witcher köylülere karşı direndi ve köylülerden birinin kafasını kesmeden kısa bir süre önce çatıştı.

Witcher trajik ölümünden kısa bir süre sonra kayıp çocuğun bir Garkolan tarafından öldürüldüğü ve yenildiği keşfedildi; witcher tamamen masumdu.

Cesedi daha sonra yerel kriptaya gömüldü. Kriptayı bulduktan sonra Geralt, kafatasının kucağındaki kafatasının yanı sıra bir kılıç diyagramı ve kimliğini öğrendiği bir günlük ile Witcherın başı kesilmiş vücudunu keşfeder.

Serrit, Engerek Okulu'nun bir efsungeri ve İmparator Emhyr var Emreis tarafından ortalığı kasıp kavurmak için Kuzey Krallıklara gönderilen Kral Katillerinin bir üyesiydi. O, kardeşi ve witcher arkadaşı Auckes ile birlikte Vergen yakınlarındaki Kaedweni kampında Kral Henselt'e düzenlenen suikast girişiminde yer aldı. Başarısız olmasına rağmen, kardeşi gibi Geralt tarafından öldürülmedi ve olay yerinden kaçmayı başardı, ancak daha sonra Síle de Tansarville tarafından Sihirbazlar Locası'nın kraliyetlerdeki rolünü örtmek için bulundu ve bertaraf edildi.

Geralt, Letho'nun Angren'deki hayatını kurtardıktan sonra, witcher, Yennefer'i kaçıran Vahşi Avı bulmasına yardım etti. Serrit ve erkek kardeşi Auckes, Vahşi Avı izleyen cadıların partisinin bir parçasını oluşturdu.

1270 kış gün dönümünde, sihir gecesi olarak anılacak bir olayda Serrit, büyücülerin Av binicileriyle yüzleştiği Asılan Adamın Ağacı savaşına katıldı. Büyücüler cesurca savaşsalar da, sayıca üstün oldukları için hepsini öldüremediler. Bir çıkmaza varıldı ve bir değişim gerçekleştikten sonra (Yennefer için Geralt) biniciler havalandı ve geri kalan efsungerler yedekte Yennefer ile kaldı.

Yennefer döndükten sonra ateşli, çılgına dönmüş, ıstırap içinde ve hafıza kaybı yaşıyordu. Geralt'a olan saygısından dolayı, efsungerler iyileşene kadar onunla ilgilendi. Bununla birlikte, Yennefer'in epey bir sinsi olduğu ortaya çıktı, büyücüler arasında bir kama sürmek için Auckes'ı baştan çıkarmaya çalışıyor ve grubun başını belaya soktuğu Nilfgaard'da, büyücülerle ilgili katı kurallara sahip olduğu bilinen bir krallık, onun için itaatsiz bir şekilde öldürülmesine neden olabilir.

Grup, onu denemek ve korumak için imparatorluğun vilayetlerinde dolaştı ve Yennefer'i bir gün imparatorluk gizli polisi tarafından yakalanana kadar kendini bulacağı beladan çekip çıkardı.

Ayrı ayrı sorgulandılar ancak şiddet uygulanmadı. Sorgulamalardan sonra Letho, İmparator Emhyr var Emreis'in kendisinden bir teklif aldı: elinden geldiğince çok kuzey kralı öldür ve bunun karşılığında imparator, Engerek Okulu'nu yeniden inşa edecekti; Letho kabul etti ve bazı Engerek arkadaşlarını göreve dahil etti, böylece Kral Katmanları olarak hatırlanacak bir grup yarattı. Yoldaşları gibi, Serrit de başlangıçta Iorveth'in Scoia'tael çetesine bağlıydı ve aralarında suikastlar vardı.


Daha sonra Serrit ve erkek kardeşi, Kaedwen'in kralı Henselt'e suikast düzenlemekle görevlendirildi. Kaedweni topraklarında ilerledikten sonra kardeşler, Kaedweni kampının yakınında bulunan bir mağaralar ağına sığınarak zamanlarını orada bekleyerek ve planlayarak geçirdiler.

Grev günü mağara dışında bazı harpileri temizlediler ve Letho ile görüşmeye başladılar. Geralt'ın Kaedweni kampındaki varlığı ve bir sonraki hareketleri hakkında kısa bir sohbetin ardından cadılar görevlerine koyulurlar. Kampa doğru yürürken geçirdikleri zamanı Loc Muinne'de yaşanacak olayları tartışmak için kullandılar.

Kaedweni kampına sızdıktan sonra, kardeşi zemin katla ilgilenirken Serrit, çardağı güvence altına aldı. Büyücüler mağara girişinde karşılaştılar ve orada kralı koruyan şövalyeleri öldürdüler. Serrit daha sonra Henselt'in çadırına geldi ve oradaki habercinin boğazını kesti, ancak Geralt'ın karşısına çıktı; etkilenmeden Serrit saldırdı, ancak Geralt onu çadırdan çıkarmak için Aard'ın işaretini kullandığı için başarısız oldu. Auckes, Serrit'e katıldı ve cadıların eski arkadaşlarıyla savaşmaya zorlanmasıyla sonuçlandı. Auckes Geralt tarafından kesilirken, Serrit, Síle'nin büyüsünden gelen saldırılardan kıl payı kurtulduktan sonra kaçmaya karar verdi ve sığınağa başarıyla kaçtı.

Auckes (Lehçe: Egan), Engerek Okulu'nun bir efsungeri ve Imperator Emhyr var Emreis tarafından ortalığı kasıp kavurmak için Kuzey Krallıklara gönderilen bir Kral Katmanı üyesidir.

Geralt, Letho'nun Angren'deki hayatını kurtardıktan sonra, witcher, Yennefer'i kaçıran Vahşi Avı bulmasına yardım etti. Auckes, Serrit ve dördüncü bir Engerek okulu efsungeri ile birlikte, Vahşi Avı izleyen bir witcher partisi oluşturmak için Letho ve Geralt'a katıldı.

1270 kış gün dönümünde, Auckes, Nilfgaard'da, efsungerlerin Av binicileriyle yüzleştiği Asılan Adamın Ağacı savaşına katıldı. Efsungerler cesurca savaşsalar da, sayıca üstün oldukları için hepsini öldüremediler. Bir çıkmaza varıldı ve Geralt'ın Yennefer ile takas edilmesinin ardından Vahşi Av geri çekildi. Engerek okulu efsungerleri, ayrılan yoldaşlarına duydukları saygı nedeniyle, Yennefer'i onunla ilgilenmesi için yanlarına aldılar.


Letho, Demavend III'ü öldürmeyi başardıktan bir süre sonra, yakındaki bir ormanda Auckes ile karşılaştı ve ona Aedirn'in eski kralını verdi. Auckes, Letho, ödemeyi ve başka emirleri alması için Síle de Tansarville'e vermesini söylemeden önce, başlangıçta kafanın kokusu, ağırlığı ve büyüklüğü hakkında şikayette bulundu. Letho'nun sonradan Iorveth ile yaptığı bir anlaşma nedeniyle, Kral Katiline Scoia'tael tarafından geçici olarak koruma sağlandı; Auckes ve kardeşi Serrit, Yukarı Aedirn'de elf haydutlarının yanında görevlendirildi.

Bir süre sonra, Iorveth, Letho'nun kendisine ihanet ettiğini fark ettiğinde, Auckes ve Serrit ile yeniden bir araya gelmek için Triss Merigold'u Aedirn'e ışınlanmak için kullandı. Auckes ve diğer Kral oyuncuları, Letho'nun ihanetinin haberi onlara ulaşamadan yerel Scoia'tael'i pusuya düşürüp katletti ve geriye sadece bir kurtulan kaldı. Büyücüler saklandıkları yerden Kaedwen'in kralı Henselt'e suikast düzenlemeye başladılar.

Larvikli Erland, ilk witcherlardan biriydi ve Griffin Okulu'nun kurucusuydu. Erland, Hindarsfjall'da Vanja isimli bir kadın savaşcının oğlu olarak doğdu ve gizemli bir adamdı, ancak Erland ilerde şanssız bir Redanyalı balıkçı olabileceğinden şüpheleniyordu.

Üstelik Vanja'nın oğluna yok denecek kadar az bir sevgisi vardı ve Erland'ı tutmasının tek sebebinin Peygamber Freya'nın gazabından sakınmak olduğuna inanılıyordu.

Yürür ve bir balta tutmaya başlar başlamaz, Erland gemici yapıldı ve çocukluğunun çoğunu denizde geçirmeye başladı. Bununla birlikte, uygun bir eğitimden çok az şey aldı, bunun yerine ip bağlama, silah bileme ve gece nöbeti gibi tipik görevleri yerine getirdi. Hal böyle olunca, o 10 yaşındayken, oldukça vahşiydi ve bir keresinde bir oğlan ona hakaret ettikten sonra ona baltasıyla saldırmaya çalıştı.

Bundan bir ay sonra Gemi Novigrad'a vardı ve Erland'ın annesi zengin görünümlü büyücü Alzur'a yaklaştı. Vanja hali hazırda oğlundan kurtulmaya istekli olduğu için Erland'ı büyücüye satmayı hemen kabul etti. Böylece oğlunun kaderini başka ellere bırakmış oldu.



Alzur kıtanın dört bir yanından daha fazla çocuk toplarken Erland, birkaç hafta boyunca Alzur ile seyahat etti. Çocuklar, kendilerini neyin beklediğini sorduğunda, Alzur onlara devrimci bir deneyde yer alacaklarını söyledi. Bu deney için neden çocuklara ihtiyacı olduğu sorulduğunda, onlara yetişkinlerle yapılan testin tatmin edici ve başarılı olmadığını söyledi. Alzur 38 çocuğu topladıktan sonra, gelecek deneyler için merkez olacak olan Rissberg kalesine gittiler.

Çocuklar kaledeyken, onları deneylere hazırlamak için sert ve tehlikeli bir eğitime tabi tutuldu ve bu eğitimler 4 çocuğun ölmesine neden oldu, ve geri kalanlar aralarında bir bağ kurduğu için bu acılar daha katlanılabilir bir hal aldı. Erland, kurduğu yakınlığa rağmen, ilk günlerde hala kavgalardan uzak duramıyordu. Ama hepsi sabah büyücülere rapor vermek zorunda kaldığı için uzun süre kin tutmayı göze alamazlardı.

Erland 11 yaşındayken gözleri Jagoda adında Aedirnli bir kıza gittikçe düşüyordu. Erland ve Jagoda akşamları kale duvarlarında birlikte oturur ve büyücülerden, yemeklerden ve olan bitenden şikayet ederlerdi. Yani kimse onları umursamasa bile, birbirlerini önemsiyorlardı ve bu da onları yeniden insan gibi hissetmelerini sağladı. Bununla birlikte, gerçek deneylerin zamanı yaklaştığında çocukların kararlılığı azalmaya başladı. Büyücüler onları mantar yahnisi ve sabunlu simya çaylarından oluşan bir deneye koydular. İlk başta her şey yolunda gidiyor gibiydi, daha güçlü, daha sağlam ve daha hızlı hale geldiler.

Karışımlar sertleştikçe, Jagoda da dahil olmak üzere kızların çoğu hastalandı. Erland ona elinden geldiğince bakmaya çalışıyordu ama çoğu gece yapabileceği tek şey onunla konuşmak ve ona soğuk su getirmekti. Yıllar sonra Erland, travmanın oluşturduğu bir bağ mı yoksa gerçek bir sevgi mi olduğunu hâlâ bilmiyordu, hatırladığı tek şey, o zamanlar onun için gerçek olduğuydu.

Büyücüler gerçek deneylere başladığında kalan çocukların, çoğunun hayatta kalamayacağı ve en çok kızların acı çekeceği anladılar.Bir ay boyunca büyücüler her hafta bir çocuğu laboratuarlarına götüreceklerdi ve diğerleri çığlıklarını ve yalvarışlarını duyacaktı. Ne yazık ki, Jagoda ilk hafta içinde öldü ve Erland, diğer potansiyel çocuklar ve kendisi tarafından yapılan baştan savma bir mezara Jagoda'nın parçalanmış bedenini gömdü. Ölümünden sonra Erland günlerce kimseyle konuşmadı.

Yaklaşık bir ay süren deneylerden sonra, büyücüler, genç çocuklardan biri, zihni ve bedeni bozulmadan ot sınavından sağ çıktığında hedeflerine ulaşmış oldu ve ilk Efsunger dünyaya ayak bastı. Bir haftadan kısa bir süre sonra Erland da onu hayatta tutan büyücülere duyduğu nefretle mutasyona uğradı. Ancak,iki yüzyıl sonra bile o ameliyat masasında çektiği acıyı unutmayacaktı

Tüm mutasyonlar tamamlandıktan sonra sadece 5 erkek çocuk hayatta kalmıştı, ancak deney orada bitmedi, büyücüler onları sürekli inceliyor ve test ediyordu. Büyücüler kıtanın her yerinden profesyonelleri bir araya getirmişti: Kaedwen'in avcıları, Vicovaro'dan simyacılar, kıtanın her köşesinden kılıç uzmanları ve büyücüler. Avcılar çocukları izleme ve avlanma konusunda, simyacıları mutajenik karışımlar ve iksirlerin nasıl yapılacağı konusunda, kılıç ustaları nasıl savaşacakları konusunda ve büyücüler sihri nasıl kullanacakları konusunda eğitti. İkincisi hayal kırıklığı yarattı; mutasyonlar vücutlarını büyü akışına açmış olsalar bile, sınırlı büyü potansiyeline sahip oldular. Bunun bir başarısızlık olarak görülmesi nedeniyle, efsungerler Rissberg'den sürüldü, ancak Cosimo Malaspina, Alzur ve Ulivo'lu Idarran gibi birkaç büyücü onları hala destekliyordu.
bu büyücüler witcherları Kestrel Dağları'ndaki Morgraig kalesine getirdi.

Cosimo'nun witcher işaretlerini geliştirdiği yer burasıydı ve Cosimo'nun bu basit sihir hareketlerini gerçekleştirme yeteneğinden etkilenen Erland, Cosimo'nun yaptığı el hareketlerini gece olduğu zaman yapmaya çalışıyordu. Ancak,Genç hayatından şuana kadar Erland, yalnızca işaretleri uygulamaktan ve efsunger arkadaşlarıyla nadir sohbetlerden keyif alıyordu.

Erland, en yakın 13 arkadaşını bir araya topladı ve Tarikat'ın son kalıntılarına kendi okullarını kurmak için ayrıldıklarını duyurmaya gittiler. Ancak, önceki bölünmelerden farklı olarak, Tarikatı ailesi olarak gördü ve mümkün olduğunca iyi şartlarda ayrılmak istedi ve böylece grup barışçıl bir şekilde ayrıldı.

Bununla,Erland, büyücülerin witcherları denemek ve yaratmak için kullandıkları birçok yerden biri olduğunu öğrendiğinden, Erland'ın Kaer y Seren adlı bir kaleyi aramak için, grubuyla birlikte kuzeybatıya Ejderha Dağları'na ve Poviss kıyılarına doğru yola koyuldu. Ancak, büyücülerin deneyleri buraya bir lanet getirdiği için terk ettiklerini de öğrenmişlerdi. Bu yüzden kaleyi bulduklarında içi heyula dolu olması şaşırtıcı değildi. Grup heyulaları kovduktan ve kaleyi ele geçirdikten sonra, Erland avlunun ortasında elfler tarafından dikilmiş bir taş buldu ve Kalenin güçlü bir hava büyüsünün üstüne inşa edildiğinin farkına vardılar.

Kendi ilkelerini düşünen Erland, okulunun witcherların başlangıçta yaratıldığı neden olan asil şövalye hedeflerini yerine getireceğine karar verdi. Erland, uzun süredir ölü olan akıl hocasının şerefine "Griffin" unvanını aldı ve okuluna Griffin Okulu adını verdi.

Okulun başlangıcı ilk başta zordu ama kısa süre sonra, hayat eski günlere benzemeye başladı. Bununla birlikte, büyük bir fark vardı: Erland ve kardeşlerinin hepsi aynı ilkelere değer veriyorlardı ve onları nasıl uygulamaya koyacakları konusunda aynı fikirdeydiler.

Erland, yeni witcherlara örnek oluyordu, onları uygulamalarında onur ve yüreklerinde inanç sahibi olmaları için eğitti. Okulun baş büyücüsü ile birlikte sihir, çeviklik ve esnekliğe odaklanan yeni bir disiplin oluşturuldu.

Başarılı avlarına ve Griffin Okulu'nun aldığı şöhret ve saygıya rağmen, rüzgar sonunda witcherların aleyhine döndü. Çok başarılı olmuşlardı ve 1160'ların sonunda birçok canavar ortadan kaldırılmıştı.
Aniden yöneticiler, canavar katillerinin bağımsız okullarından şüphelenmeye ve temkinli olmaya başladılar ve büyücüler daha az yararlı olduklarından, kiliseler daha fazla cadı karşıtı propaganda yaymak için yeni bir fırsat gördü. Bu anı yakalayan kıskanç büyücüler, Kaer Seren'i gömen bir çığa neden oldu.

Erland olay olduğunda kalede değilken, suçluları görecek kadar yakındı ve kaç kardeşinin hayatta kaldığını bilmeden dağlardan ayrılmaya karar verdi ve dağlarda bir mağara buldu. Burada, sahip olduğu tüm bilgileri günlüklere yazdı, böylece son witcher düştüğünde ve canavarlar bir kez daha çoğaldığında, insanlık nasıl savaşacağını bilecekti.

Bundan sonra Erland'a ne olduğu bilinmiyor.

Griffin okuluna mensup olan George(Ejderha Avcısı olarak da bilinir), Velen'deki gizemli deniz fenerinin yakınında gemilerin esrarengiz bir şekilde kıyıya vurmasını endişe eden Gors Velen ayanları tarafından işe alındı. Soruşturma yaptığı sırada, kazaların, gelen tüm gemileri kıyıya vurdurup yağmalamak için uçurumlarda ateş yakan yağmacılardan kaynaklandığını öğrendi.

Durumu ayanlara açıkladıktan sonra, yakındaki köylere kaos saçan yeşil bir ejderhayla ilgili bir kontratı kabul etti. George aceleyle ayrıldı ve eski kılıcını kaybettiğinden beri sipariş etmesi gereken yeni gümüş kılıcı için diyagramı unuttu.Bu da ejderhayla sadece çelik kılıcını kullanarak savaşabileceği anlamına geliyordu.

Tüm bunlara rağmen, George ejderhayı katletmeyi başardı, ancak mücadelede ciddi şekilde yaralandı.Acı içinde yatarken, haydutlar tarafından yanında bulunan diğer şemalar da çalındı. Sonunda Velen'deki Ejderha Avcısı Mağarası'na efsanevi bir witcher olarak öldü.(Witcher 3'de Velen'de bu mağaraya erişebilirsiniz.)

Jerome Moreau, Tomas Moreau'nun oğlu ve Griffin Okulu'ndan bir Witcherdır. Uzun boyludur, zayıftır ve diğer tüm Witcherlar gibi vücudu yaralarla kaplıdır.

1087'de Tomas Moreau, bir Witcher sayesinde canavarlardan kurtarıldı ve ödül olarak ne istediği sorulduğunda, Witcher, Sürpriz Yasasını belirtti. Bu, daha sonra bir witcher olması için Griffin Okuluna götürülen Tomas'ın oğlu Jerome olduğu ortaya çıktı.

1121'de Jerome, kıdemli bir witcherdı ve daha oraya varmadan önce maaş aldığı Toussaint'te çok kazançlı bir sözleşme teklif edildiğinde kemerinin altında birkaç kontrat vardı. Ancak, gelip sözleşmeyi verenle tanıştığında, kısa sürede gerçek hayırseverin kim olduğunu öğrendi: Kendi babası Tomas Moreau. Bu ortaya çıktığında, Jerome öfkeye kapıldı ve onunla yüzleşmek için oradan hemen kaçtı.

Mont Crane'e vardığında Tomas, Jerome'a ​​1102'den beri oğlu için bir 'tedavi' bulmak ve onu normal bir insana dönüştürmek için witcher mutasyonlarını araştırdığını açıkladı. Bununla birlikte, Jerome babasına karşı hiçbir sevgisi yoktu ve bu nedenle tedaviye girmeyi reddetti, ancak babası cevap olarak 'hayır'ı reddetti ve felç edici bir büyü kullanarak oğlunu laboratuarına taşıdı ve ona bir oda mühürledi.

Jerome deneylere teslim olmaya pek hevesli değildi ama babası yine de bu deneyleri kendisi üzerinde yaptı. Tomas, Jerome'u yeniden insan yapma umuduyla birçok mutajeni sağladı, ancak cadı mutasyonlarını ortadan kaldırmak yerine istemeden geliştirdi. Ancak, bu bedelsiz gelmedi - Jerome bazı durumlarda ölümün eşiğine getirildi, ancak eskisinden daha güçlü ve hızlı bir şekilde yeniden yükseldi.

Sonunda Tomas, günlerinin sonuna kadar oğlunun witcher olduğu konusunda uzlaşarak pes etti ve Lidya'ya dönmeye karar verdi. Ancak Jerome'un kaderi belirsiz kaldı.


(Bu dizeleri okurken The Witcher 3: Wild Hunt oyununda Geralt'ın mutasyonlarını geliştirmek için bir laboratuvara girdiğini hatırlıyorsunuzdur. İşte bu anlatıklarım tam da o sahneyi belirtiyor.)

Coën (ö. Mart 1268) ilk kışını Ciri kaledeyken Kaer Morhen'de geçiren Povissli bir Witcher dı. Ciri'yi kılıç savaşında eğitti. Sakalla kapattığı suçiçeği gibi erken çocukluk hastalıklarının izlerini koruduğu için, çoğu witcher bu tür hastalıklara yakalanmadan önce aşılanmış olduğundan, yüz hatları bir witcher için alışılmadık olarak tanımlanıyor. Bu, ya hastalığa yaşamının alışılmadık bir şekilde erken yakalandığını ya da efsunger eğitiminin çoğundan daha geç başladığını gösteriyordu.

Coën, Brenna Muharebesi'nde (Ciri'nin öngördüğü gibi) öldü, ikiz tırpanla bıçaklandı. Nitekim Shani ameliyat masasında öldüğünü hatırladı. Bahçıvanın ölüm anında da orada olduğu görülüyordu. Savaşa gönüllü olarak katıldı, savaşta kalbinden bıçaklandı ve aortu yarıldı, ancak filo onu bir buçukluk ve takma adıyla daha iyi bilinen bir saha cerrahı olan Milo Vanderbeck'e getirene kadar yaşamaya devam etti. 'Paslı.'

Merten, 1203 civarında Toussaint'te manevi aydınlanma bulan Manticore Okulu'ndan bir ayyaş, pezevenk ve Witcher'dır.

Diğer her Witcher gibi, Merten de eğitime katlanmak ve bir Witcher olmak için Ot Sınavına tabi tutulmak üzere Manticore Okuluna verildi.

1201 yılında Merten uzun yıllardır Yoldaydı ve elde ettiği her fırsatta etin tüm zevklerine kapılmıştı. Bu yüzden Tyen'in yelken atölyesine büyük usta zırhı yaptırmak için ortaya çıktığında tamamen sarhoş olması da hiç şaşırtıcı değildi.

Zırhlı adam öfkeliydi ve onu dışarı attı, ona sadece ne zaman ayılırsa o zaman geri dönmesini emretti. O günün ilerleyen saatlerinde Merten, dük muhafızıyla sarhoş halde bir kavgaya karıştığı için tutuklandı ve Bastoy Hapishane Harabeleri'nde kilitlendi.

Merten'in hapishanedeyken hücre arkadaşı, Lebioda'ya tapan ve büyücünün sürekli alay ettiği biriydi. Ancak Birke'nin 30'unda Merten fikrini değiştirmeye başladı ve Lebioda'nın öğretileri hakkında daha fazla soru sormaya başladı ve kısa süre sonra bir yıl geçti. Merten serbest bırakıldığında eski hayatını geride bırakmak için yeni bir yola koyuldu. Bunu yapmak için, Lebioda'nın hac ziyaretine gitti, burada ilk durağı peygamberin aydınlandığı bir mağaraydı. Mağarada Merten günahlarını kefaret edeceğine söz verdi ve böylece Lebioda'dan hac yolculuğunda güçlenmesini istemek için diyagramın arkasına yazılmış bir dua bıraktı. Bir sonraki durağı, Büyük Dilenci'nin rehberliğini istemek için Lebioda Tapınağı oldu.

Merten tapınağa 14 Feainn 1203 civarında geldi ve günahlarını itiraf etmeden önce Dilenci ile uzun uzun konuştu. Büyük Dilenci daha sonra Merten'e geçmiş işlerinden gerçekten kendini temizlemek isterse Gizli Şapel'e gitmesi gerektiğini bildirdi. Merten ayrılmadan önce, eski hayatına olan bağlılığını simgeleyen birkaç büyücü diyagramını geride bıraktı.

Birkaç gün sonra Merten, Sıkıntılar Mağarası'na geldi ve mağaranın çilelerini geçtikten sonra meditasyon yaptı ve kristal berraklığında bir göl olan Temizleme Gölü'nün görüntüsünü gördü. Son durağı için ayrılmadan önce başka bir şema bıraktı. 32 Feainn 1203'te Merten göle ulaştı ve göle atmadan önce yolculuğunu yansıtan bir mektup, eski hayatına son takıntılarıyla birlikte yazdı. Daha sonra bir Witcher olarak eski hayatından vazgeçti ve kendisini Shavel olarak yeniden adlandırdı ve Lebioda'nın bilgeliğini hemen Kuzeyden başlayıp Ejderha Dağlarına kadar uzanarak dünyaya yayma sözü verdi.

● Google Search[www.google.com.tr]

● Google Görseller[www.google.com]

● Google Akademik[scholar.google.com]

● Wikipedia[www.wikipedia.org]

● Witcher Wiki Fandom[witcher.fandom.com]

● Fantazya[fantazya.org]

● Witcher Evreni Ciltli[www.kitapyurdu.com]

● Son Dilek 1. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Kader Kılıcı 2. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Elflerin Kanı 3. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Nefret Çağı 4. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Ateşle İmtihan 5. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Kırlangıç Kulesi 6. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● Gölün Hanımı 7. Kitap[www.kitapyurdu.com]

● The Witcher Cilt:1 - Camlar Konağı[www.kitapyurdu.com]

● The Witcher Cilt 2 - Tilki Çocuklar[www.kitapyurdu.com]

● The Witcher Cilt 3 - Kargaların Laneti[www.kitapyurdu.com]

● The Witcher Cilt 4 - Et ve Alev[www.kitapyurdu.com]

Evet arkadaşlar böylece Witcher Evreninde bulunan bütün karakterleri ele almaya çalıştığımız rehberimiz burada sonlanıyor. Böylelikle Witcher Dünyası Devletleri adlı rehberimden sonra çok fazla emek ve araştırmanın sonucu ile ortaya çıkan bir kapsamlı rehber daha yapmış bulunuyorum. Sizlerden tek isteğim rehberimi okuyup beğendiyseniz ve size azıcıkta olsa bir şeyler kattıysa lütfen bir beğeni atıp rehberimi favorilerinize almayı unutmayın. Ha bir de gönlünüzden koparsa steam aktivitelerinde paylaşırsanız çok makbule geçer. :)) ♥

"Rehberde az da olsa çokta olsa emeği geçen bütün sunucu üyelerime tekrar teşekkür ediyorum ellerinize kollarınıza sağlık."