The Witcher 3: Wild Hunt

The Witcher 3: Wild Hunt

78 ratings
Witcher Evreni Irkları Detaylı Anlatım
By Cirilla Fiona Elen Riannon
Selamlar. Bu rehberimizde siz Witcher severlere Witcher evrenindeki ırkları elimizden geldiğince detaylı bir şekilde anlattık. Aklınıza takılan sorularınız olursa yorumlar kısmından veya aşağıya bıraktığım Discord adresinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Türk Witcher severlerin toplanıp sohbet ettiği, birbirleriyle bilgi alış-verişi yaptıkları bir Discord sunucumuz bulunmaktadır. Sunucumuz aktiftir ve gündelik olarak yeni bilgilendirmeler atılmaktadır. Siz Witcher severleri aramızda görmekten mutluluk duyarız: https://discord.gg/cvQzdbt

Ayrıca bu rehberde emeği geçen İnan Köse'yede teşekkürlerimi sunarım.
   
Award
Favorite
Favorited
Unfavorite
Giriş
Evrenin ırklarından bahsederken çok geniş bir yelpazeyi sunmamız gerekiyor, fakat bu çeşitliliği sunarken insansılar kıskacını geçirip bunun üzerinden yürümemiz gerekiyor. Aksi takdirde konu dallanıp budaklanıyor ve işin içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Misalen yüksek vampir, özünde yaratık külliyatında incelenmesi gerekirken benim listemde insansı olarak geçecektir, zira bir bilince hatta yüksek bir bilince sahiptir, bu örneğin dışında Vodyanoylar, Vrannlar, Deniz Kızları da bu listede insansı olarak yer alacaktır.
Elfler
Kıtanın kadim ırklarından olan elfler göz alıcı beyaz gemileriyle kıtaya geldiler. Geldiklerinde kendileriyle neredeyse eş zamanlı olarak kıtaya gelmiş gnomelar ve cüceler vardı. Fakat bu iki ırkla yeni bir tür üretemeyecek kadar uzaklardı. Yıllar sonra adaya insanlar ve dryadlar geldiğinde bu kadim ırkın saflığı da bozulmaya başladı. Yarı elf, çeyrek elf terimleri de kıtaya insanlarla birlikte gelen terimlerden biriydi. Melez ırklar türüyordu, fakat bu, özellikle elfler açısından sorun teşkil ediyordu. Saf kana meraklı elflerin bazısı kıtayı çoktan terk etmişti, bazısıysa kıtada kalmış bunun savaşını veriyordu. Ciri'nin büyük büyük büyük annesi Lara Dorren de insanla ilişki yaşamış bir elfti ve ölümüne bir nevi bu karmaşa sebep olmuştu. Bu durum Ciri'yi de bir melez yapar ki evrenin altıncı kitabında üstat Vysogotanın aldığı notlarda Ciri'nin elflere özgü vücut yapısından bahsedilir.

Elfler inanılmaz derecede uzun ömürlü olmalarına rağmen sadece gençlik dönemlerinde yeni bireyler doğurabildikleri için elf popülasyonları insanlar kadar hızlı üreyip gelişemez, yavaş üreme eğilimindedirler. Kıtada yaşayan tüm herkes gibi elfler de kuzeyliler tarafından yıllarca işkence görmüş, zaman zaman kıyıma dahi uğratılmıştır. Bu nedenle birçok elfi ormanlar içinde örgütleşirken görebilirsiniz. Scoiatael buna en iyi örnektir ve Kuzeylilere karşı Nilfgaard ile aynı saflarda yer alması her şeyi özetler. Bu olayın sonucunda Nilfgaard tarafından kendilerine bir devlet dahi verilmiştir. Elflerin genel inançları yaratılış üzerinedir, fakat başka ırklar için bunu düşünmezler. Misalen insanlar için az tüylü maymun yakıştırması sıklıkla kullanılır.

Elfler üç alt grupla isimlendirilir. Aen Elle, Aen Seidhe ve Black Seidhe. Bu üç grubu özetlemek gerekirse Aen Elle efleri kıtaya ilk gelen, büyülü güçleri olan, birçok yeri inşa eden safkan elflerdir, fakat kıtaların birleşimiyle birlikte barınamayacaklarını, hatta kirlendiklerini düşünerek birçoğu kıtayı terk etmiştir. En tuhaf özellikleri, daha doğrusu bana göre tuhaf olan özellikleri unicornlarla sürekli bir savaş halinde olmalarıdır. Unicornla da kavga edilmez ki arkadaş. Aen Seidhe elfleri Aen Elle ile kuzendir. Aen Elle kadim lisanda Akağaç Halkı diye de adlandırılır ve yıllar içinde insanlara karşı koymayı amaç edinmişlerdir. Savaşçıdırlar ve uzun yapılı olmalarına rağmen Aen Elle elflerine göre fiziksel olarak daha kısa sayılabilirler. Neredeyse kadim lisanın değişmemiş haliyle konuşurlar. Son tür Black Seidhe, aslında bir isimlendirmedir. Kuzeylilerin taktığı bir addır ve bu ad muhtemelen günümüz Nilfgaardlılarının ataları oldukları içindir. Malumunuz Nilfgaard demek siyas adamlar demek. Belki de en karışmış elf ırkı budur, fakat diğer türler gibi kadim dillerine sahip çıkmışlardır.
Cüceler
Kıtanın kadim halklarındandır cüceler. Kıtaya geldiklerinde gnomlarlar karşılaşmış ve yıllarca barış içinde yaşamışlardır. Yetişkin bir cüce, ortalama bir insanın ancak göğsüne kadar uzayabilir. Kısadırlar ama bir insandan daha sağlam yapıdadırlar. Öyle ki uzun mesafeleri atla kat etmeyi seven bir insanın yanında yürüyerek yol tepen bir cüce görürseniz şaşırmayın, zira bu tür seyahatler, cüceler için sağlam köpüklü bir bira gibi tat verir. Cüceler genellikle iyi birer asker, zanaatkar ve işadamıdır. Geneli kaba olma eğiliminde değildir, fakat hepsinden de muhteşem neşeli yapıda olması beklenemez.

Ana vatanları Mahakam Dağıdır ve sıklıkla duyacağımız gibi kuzey krallıkları tarafından türlü işkencelere, caydırmalara, katliamlara maruz kalmışlardır. Bu sıkıntılar bazı cüceleri Scoitael'le iş birliğine sürüklemiş ve dolaylı yoldan Nilfgaard destekçisi yapmıştır. Kendilerine gerilla diyen bu cüceler uzattıkları sakallarını diğer ırkdaşlarına göre farklı kesmişlerdir. Sakal konusunda inanılmaz hassas olan bir ırk için bu önemli bir baş kaldırıdır.

Cücelerin inançları çeşitlilik gösterebilir, ama hasat ve doğurganlık tanrıçası Melitele'ye inanırlar. Bu inanışlarında insanların, özellikle kuzeylilerin inanışları etkileyici olmuştur.
Gnomelar
Gnomelar kıtanın en eskileridir. Hatta cüceler kıtaya ayak bastıklarında gnomeların çoktan orada oldukları ve Mahakan Dağı'nın çevrelerinde yerleşim halinde oldukları söylenir.
Gnomelar, cücelere kıyasla daha kısa ve güçsüz olmalarına rağmen güçlüklere karşı en az onlar kadar dayanıklı ve çok daha çeviktirler. Bu kadim ve soylu ırkın en karakteristik özelliği, çok gurur duydukları uzun ve sivri burunlarıdır. Tıpkı cüceler gibi onlar da eserlerine oldukça düşkündür ve madencilik, zırh yapımcılığı, kuyumculuk ve sarraflık gibi mesleklere son derece yatkındırlar. Gnomeların olağanüstü silahlarından biri gwyhyrdir ve Esterhazy tarafından Ciri'ye armağan edilmiştir. Bu silah witcher dünyasının en iyi silahı olarak bilinir.

Gnomeların genel yaşayışları cücelerle benzerlik gösterir. Dini inanışları hakkında fazla bilgi yoktur, fakat ölülerini yaktıkları rivayet edilir. Bu rivayetinse ocaklarla fazlaca haşır neşir olan gnomeların işine geldiği söylenebilir. Gnomeların büyü yapma özellikleri pek yoktur, fakat bazı gnomeların zor durumlarda görünmezlik büyüsü kullandığı söylenir.
Kuzey Halkı ile birlikte yaşayan gnomelar farklı işlerde boy gösterirler, fakat cüceler ve elflerde olduğu gibi kuzey savaşları sırasında bazıları Scoiatael saflarına katılmış, Nilfgaard için çalışmıştır.
Yüksek Vampirler
Bu kısma direkt vampriler diyerek de girebilirdik, fakat iki bölüme ayırmak lazım burayı da. Yüksek vampir diye nitelendirdiğimiz alp, katakan, mula, bruxa ve nosferat bir lisana sahiptir ve bilince sahiptir. Bunların yanında bir de düşük vampir grubu olan ekimma, fleder, garkain ve plumard bir lisana sahip değildir, haliyle bilince sahip olmayan vampirler olarak geçer. Yüksek vampirler olarak hedef alacağımız vampirlerse yüksek vampir grubunun içinde olan elit vampirler olacak. Misalen Regis bir elit yüksek vampirdir, tabii biz ona sadece yüksek vampir diyeceğiz.

Yüksek vampirler birebir bir insan suretinde olabilirler ve hatta Witcherların canavarları, büyüleri tespit etmekte epey mahir olan madalyonları yüksek vampirler için belirleyici rolünü yitirebilir, böylelikle bir vampir kendi arzusu dışında Witcherlarca algılanamaz. Yüksek vampirler kıtada hayli yüksek zekalarıyla ve sayısı belirlenemez yetenekleriyle meşhurdurlar. Güçleri yer yer onlara kötü bir şöhret sunuyor olsa da yüksek vampirlerin bu kötü ününün asıl sebebi düşük rütbeli kuzenleridir. Yüksek vampirler sanılanın aksine kanla beslenmeden yaşayabilirler, fakat kana karşı içlerinde oluşan bir çekimin varlığını da reddetmemek gerekir. Kan içmeme yemini etmiş yüksek vampirlerin bile arada sırada, fırsatını bulurlarsa kan içtikleri söylenebilir.

İnanılmaz nadir bulunan yüksek vampirlerle karşılaşmak da hayli zordur. Birçok insan bilinçsizce karşılaşsa dahi onun vampir olduğu hususunda bilgiye sahip olmayabilir. Bazı yüksek vampirler dolunay vakitlerini bayram olarak kabul edip insan kanı içerek bunu kutlasa da çoğu yüksek vampir insan için tehlikeli değildir, hatta insanlarla iş birliği yapıp onların iyiliğini isteyen, onlar için çalışan yüksek vampirler dahi vardır.

Sapkowski'nin eserlerinden bağımsız olarak oyunlarda anlatılanlara göre bir yüksek vampiri öldürmek için yine bir yüksek vampir gerekir, bunun dışında hiçbir yüksek vampir tam olarak öldürülemez. Bu, bir yüksek vampir için en önemli özellik olarak görülür. Güçlü büyücüler ve dahiyane büyüler dahi yüksek vampirleri öldürmeye yetmez. Kellesi kopmuş bir yüksek vampir o kelleden seneler içinde tekrar oluşacaktır. Bu rejeneratif özellik bir başka yüksek tarafından hızlandırılabilir, fakat bu hızlandırma için kendi enerjilerini kullanacakları için bunu pek tercih etmezler.

Yine üçüncü oyunun karakterler kısmında Görülmemiş Kadim başlığında yazana göre yüksek vampirler katı hiyerarşik yapıya sahiptirler. Bu yapı gereği bir yüksek vampir ne kadar yaşlıysa o kadar söz söyleme hakkına sahiptir. Yaşlı yüksek vampirin sözlerine uyulmazsa bu vampirin yaşıyla doğru orantılı olarak uygulamayan vampire cezalar uygulanır. Geralt ve Regis'in Detlaf'ı aradığı vakitlerde Beauclair'de Görülmemiş Kadim ile konuşma kararı aldılar, fakat görülmemiş kadim, neredeyse Kürelerin Birleşimi ile aynı yaştaydı ve bir yüce yüksek vampir olarak kendinden alt sınıflarda olanlara karşı pek de misafirperver sayılmazdı. Bu özellik neredeyse bütün yaşlı yüksek vampirlerde vardı. Tabii onlarla karşılaşabilen ve sonrasında yaşayıp anlatabilenin pek olduğu söylenemez.
Ejderhalar
Ejderhalar, bilinçli varlıklar oldukları için bu listede olmayı fazlasıyla hak eden türlerden biridir. Ejderlerle karıştırılmaması gerekir. Devasa vücutları, düzgün gelişmiş dört bacakları, kocaman kanatları ve kuyruklarıyla ön plana çıkarlar. İnanılmaz kıvrak zekaları vardır ve hayli kurnazdırlar. Sebebi tam olarak öğrenilemese de ejderhaların altın, mücevher tarzı hazineleri toplamayı sevdiği bilinir. Öyle ki bu özellikleri yüzlerce efsaneye konu olmuştur. Bu efsanelerde anlatılan ve ejderhaları kötü gösteren yüzlerce özellik aslında sadece hazinelere ulaşma çabasını barındırır. Başka bir deyişle eğer ejderhalar hazine biriktirmiyor olsalardı kıtada kimse onları umursamazdı.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, ejderha avlarının her daim Kuyumcular Loncası tarafından inceleniyor oluşudur. Ele geçirilen devasa mücevherata rağmen piyasada fiyatların düşmüyor oluşu bir tesadüf değildir.

Ejderhaların ayrımı genelde renklerine göre yapılır. Kırmızı, beyaz, siyah, yeşil diye adlandırılan ejderhalara denk gelebilirsiniz. Hepsinin saldırı biçimi aynı değildir, misalen yeşil ejderha zehir nefesiyle ün kazanmışken kırmızı ejderha ateş nefesiyle ün kazanmıştır. Bazısının zırhı ön plandadır, bazısının dişleri. Bu çeşitlilik onların lehine olmaktan çok aleyhine durumlar da yaratılabilir. Büyücüler ejderhanın birçok uzvundan türlü iksir yapmak için adeta sıra kollarlar.
Troller
Witcherların cirit attığı alemde söylentiler de en az Witcherlar kadar her köye girmeye gayret etmiş ve bu konuda da yine en az witcherlar kadar başarılı olmuşlardır. Bu söylentilere göre troller topraktan yaratılmışlardır ve bedenlerinin tamamı taştan oluşur. Güneş ışığını pek sevmezler, daha doğrusu güneş ışığı gördüklerinde kımıldayamaz hale gelirler, bu yüzden troller gece yaratıklarıdır. Bu şekilde bakınca Yüzüklerin Efendisi'ndeki troller kafanızda canlanmış olabilir, fakat witcher evreninin trolleri taşa dönen trollerden farklıdır. Söylendiği gibi bu benzetmeler sadece birer efsaneden ibarettir.

Bir insana göre devasa büyüklükte, güçte, ama zeka olarak aynı oranda geridedir. Onları gözlemleyenler felaket sakar olduklarını dile getirirler, fakat marangozluk ve taş işçiliği konusunda şaşırtıcı derecede yeteneklidirler. İnşa ettikleri yapılar epey sağlamdır. Estetik arayanlar içinse trollerin yapılarıyla karşılaşmak kalp krizine sebebiyet verecek kadar kötü olabilir.

Troller genelde yuvalarını köprü kenarlarına kurarlar. Bundaki asıl amaç köprüden geçenlerin önünü kesmek ve onlardan haraç almaktır. Bir nevi gişe kuruyor da denebilir, tabii bu modern tabirde. Haraç olarak istedikleri şeyler çoğunlukla yiyecek yahut besi hayvanıdır. Verecek hiçbir şeyi olmayan yolcular ise başka bir yol bulmak zorundadırlar. Başka bir yol bulamazlarsa yollarının artık trollün midesi olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Troller yıllar içinde insanlara daha yakın yerlerde yaşamaya başlamıştır ve bu durumla birlikte zekalarında ayırt edilir bir artış meydana gelmiş, köylere ve küçük yerleşimlere saldırılarını azaltmışlardır. Hatta birçok trollün insan yeme alışkanlığını bıraktığı ve besi hayvanlarını yememek için de kendini tuttuğu çokça rastlanır şeylerdendir. Yerleşik hayata geçen bu troller kıyafet giymeye dahi başlamıştır. Tabii kıyafet olarak bir araya getirilmiş çuval parçalarını kullandıkları için modaya pek yatkın oldukları söylenemez.

Trollerin en zekileri mal ve hizmet takas etmeyi bile öğrenmiştir. Bunlar civardaki köylerle anlaşma yaparak genellikle yerel köprülerin bakımını üstlenir, hatta haydutlara ve yırtıcı hayvanlara karşı koruma bile sağlar.

Bütün bunlara rağmen trollerin tamamen masum olduklarını söylemek yersiz olur. Bazı troller ara sıra insanlara saldırır ve özellikle yemeklerinin bittiği bahar aylarına doğru besi hayvanlarını midesine indirmek için uğraşır. İşi abartan trollerin yoldan geçenlere sataştığı, bölgede gerçek bir terör halini aldığı da olur. Böyle durumlardaysa köylüler tarafından işin çözümü olarak bir Witcher tutulur.
Succubus - Incubus
Bu insansıların dişisine succubus, erkeğine incubus denir. Şeytani yaratıklardır ve şeytan lakabı üzerine yapışmış olan succubuslar vardır. Dişisi de erkeği de inanılmaz çekicidir. Kurbanın önce rüyasında görünür, ardından gerçek hayatta karşısına çıkar ve etkilenen kurban artık succubusun esiridir. Succubus, direkt şiddet ögeleri göstermez. Kopuk bacaklar, parçalanmış bedenlerle işi yoktur bu yaratığın, kurbanının enerjisini yavaş yavaş kendi yaşam enerjisine katar ve en nihayetinde kurban o kadar bitkin düşer ki artık kolunu kıpırdatacak hali kalmaz.

Succubuslar öldürmeye karşı bir istek duymazlar, onların yegane ve yegane istekleri şehvettir. İsteklerinin karşılığıysa çoğunlukla gelir. Bir insanın succubusu reddetmesi sık rastlanır şey değildir, fakat succubusun bitmek tükenmek bilmeyen şehveti nadiren de olsa kurbanını ölüme sürükleyebilir.

Succubuslar insan yerleşiminin olduğu her yerde görülebilir. Genellikle geceleri dolaşmayı severler ve buldukları her insan onlar için bir şehvet nesnesi olabilir. Her insan derken, gerçekten her insandan bahsediyorum. Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler, çirkinler, güzeller, aklınıza ne tür insan geliyorsa. Hatta bazı succubuslar bir oyun olarak gördükleri için şehvete karşı yemin etmiş din adamlarını baştan çıkarmaya çalışırlar.
Vodyanoylar
Balıkçılar veya balık gözlü yaratıklar olarak da bilinen Vodyanoylar, medeniyetlerinin en gelişmiş olduğu Büyük Deniz'in altındaki sualtı şehirlerinde, Pontar nehri ve kollarında yaşayan akıllı bir ırktır. Okyanusları ve denizleri son derece saygı duydukları, fakat arada bir de olsa savaştıkları nereidler ve deniz kızlarıyla paylaşırlar. Vodyanoyların kuru topraklarda dahi hızlıca koşmalarına yarayacak kaslı bacakları ve parıldayan pullu derileri vardır. Kafalarında epeyce şişkin ve yanardönerli olarak tarif edilen gözleri belirgindir. Ağzı konik dişlerle çevrilidir ve bu geniş ağız Vodyanoyların gülüyormuş gibi gözükmelerine sebep olur.


Bunların yanında Vodyanoyların kafalarını daha büyük gösteren taraklar bulunur. Karada uzun süre olmasa da nefes alabilirler. Metal işçiliği konusunda hayli gelişmiş olan Vodyanoylar kılıç, mızrak, balta, zırh, miğfer gibi şeyleri üreterek savaşabilir bir medeniyet kurmuşlardır. Vodyanoylar birçok tanrıya taparlar ve dinlerine epey sadıklardır. Bunlardan biri Gölün Hanımı'ydı ve Dagon'du. Vodyanoy rahiplerinin küçük bir kısmı büyü konusunda ustalaşmışlardır. Bazı insan grupları Vodyanoylara Su Lordu ismi altında ibadet dahi ederler. Vodyanoy Slav mitolojisinden esinlenilerek oluşturulmuştur, fakat Sapkowski'nin yarattığı bu versiyon, Zindan ve Ejderha'nın 1977 yılında şekillendirdiği Sahuagin'den esinlenme gibi durmaktadır.
Godlingler
İnsan yerleşkelerine yakın yerlerdeki yuvalarında yahut içi boş ağaç kütüklerinin içinde yaşayan orman yaratıklarıdır. Davranış ve görünümde çocuklara benzerler hatta çocuklar gibi yaramazlık yapmaktan zevk alırlar. Godlingler yaşadıkları yerleri benimserler ve başka türlerin bu alana girmesine, daha doğrusu o alana zarar vermesine sıcak bakmazlar, alanı korurlar. Alanı korumak için muhteşem bir gözlem yeteneği geliştirmişlerdir. Dışarıya karşı bu kadar açık gözlü yaratıklar olan Godlingler içe kapanıktırlar ve yetişkin birine görünmeyi pek sevmezler, buna karşın çocuklarla epey iyi geçinirler. Bazı durumlarda çocuklarıyla ilgilendiği için ebevnlerce ödüllendirildikleri olur. Bu ödüllendirmeler para yahut değerli eşyalar değil, genelde godlingin yiyeceği şeylerden oluşur.


Godlingler kendilerine kaba davrananlardan nefret eder, barış ve sessizlik içinde geleneyse saygı duyarlar. Yaşadıkları bölge çok kalabalık olduğunda yahut yaşama olanağı kalmayacak kadar ıssızlaştığında bölgelerini terk ederler. Godlingleri sevin, hatta aranızda dövmeci olanlarınız varsa gördüğü ilk godlinge dövme teklif edebilir, zira vücutlarında dövme görmeyi severler.

Deniz İnsanları ya da Merpeople
Yüzgeçleri ve balık kuyrukları olan insanı andırırlar. Dişileri nimflere benzer ve o kadar güzellerdir ki denizcilerin hikayelerine, şarkılarına konu olurlar. Anlatılarda seladon yeşili saçları, açık yeşil meme uçları ve pullarla kaplı uzun balık kuyruğu olduğu söylenir. Havayı soluyabilirler, fakat güneş, ciltlerine zarar verdiği için su yüzünde fazla duramazlar.

Gizemli bir güçleri vardır ve bu gizemli güçle deniz altı dünyasını yönetirler. Deniz altının vahşileri vodyanoylar bile onlara karşı büyük saygı duyarlar. Ayrıca deniz insanları ihtiyaç duyulması halinde devasa ve korkunç krakenleri çağırabilirler. Genelde huzurlu bir yapıya sahiptirler ve kolay kolay insanlara saldırmazlar, ama tehdit uyandıran bir durumla karşılaştıklarında insanlara karşı geldikleri de görülmüştür.

Deniz insanları onlarla birlikte yaşayan deniz cadıları ve nereidler gibi melodik ve tonlamaya büyük önem veren Kadim Lisan'ın açık bir versiyonunu konuşurlar. Bu dil Brokilon'da yaşayan dryadların diline benzer. Kıtanın insanları nasıl atları eğitmişlerse deniz kızları yahut deniz insanları da yunusları ve köpek balıklarını aynı o şekilde eğitmişlerdir ve yolculuk sırasında onları kullanabilirler.
Nymphler
Mutajenik bir ırktır ve doğayı koruma amacı güderler. Doğanın her türlü bölgesinde yaşamaya uyum sağlamışlardır. Bu yüzden birçok nymph türü mevcuttur. Misalen nereidler denizlerde yaşayan nymphlerken naiadlar göl ve nehirlerde yaşarlar, dryadlar ormanları alan bellemişken, oreadlar dağları evleri sayar. Yaşadıkları bölgeye göre de renkleri farklılık gösterebilir.

Brokilon ormanında yaşayan bir nymphin rengi yeşile yakınken büyük denizde yaşayan bir nymph mavi olabilir. Yaşayan nymphlerin çoğu küçük yapılıdır, cücelerden uzunca, elflerden kısacadırlar. Tüm nymphler çevrelerine muazzam bir şekilde uyum sağlamıştır, fakat bütün ırk kadınlardan oluştuğu için soylarının devamı için çocuk kaçırdıklarına sıkça rastlanır. Kaçırdıkları çocukları Brokilon ormanındaki sudan içirerek bir nymph haline geririrler.

Nymphlerin çoğu basit büyüler yapabilir, akıl okuma gibi becerileri vardır, fakat bu özellikler de yine yaşadıkları bölgeye göre değişiklik gösterir. Bazı belirsiz efsaneler nymphlerin elfler tarafından insanlarla savaşsın diye yaratıldığını söylerken kaynakların çoğu nymphlerin kuzeylilerden ve elflerden çok daha önce kıtada olduğunu belirtir. Cücelerle anlaşamazlar ve sürekli çatışırlar. Çünkü nymphler doğayı korumaya çalışırlar, cücelerse doğayı kirleten endüstriyel bir ırktır. Nymphler elflere ise imrenerek bakarlar, özellikle kadim elfler ilgi odaklarındadır

Nymphler ile insanların arası da daima gergin olmuştur. İnsanlar için nymphler baş edilmesi, hatta yok edilmesi gereken bir türken nymphler için insanlar, acımasız canilerdi. Yeni topraklar elde etme hırsıyla sürekli saldıran kuzeyliler birçok nymphin soyunun tükenme tehlikesine girmesine neden oldu, yıllar içinde insanlar ve nymphler birlikte yaşamayı öğrendiler, çünkü başka çareleri yoktu.
Unicorn
Alınlarının ortasına spiral biçiminde uzanan büyükçe bir boynuza sahip atlara benzerler. Telepati yetenekleri vardır ve bunu hem kendi aralarında hem de diğer ırklarla iletişim için kullanırlar. Bu özellikleriyle ejderhaları andırırlar. Unicorn boynuzları zehirleri tespit edebildiği gibi neredeyse bütün zehirler için antidot özellikler gösterir, ayrıca yaşlandıkça renk değiştirirler.

Sürülere bölünmüş halde yaşayan unicornlar yaşlılar konseyi tarafından yönetilir ve organize edilirler. Unicornlar onaylama yahut reddetme, olumsuzlama gibi basit iletişim kurma metodlarıyla anlaşma eğilimindedirler ve daha az gelişmiş ırklar için yaratıklar, varlıklar adını kullanırlar. Witcher evreninde gücü kullananların baş düşmanı unicornlardır. Ortada bir kader varsa unicornlar bunu anlarlar ve kaderin gerçekleşmesi için canlılara yardım ederler. Bunun birçok örneğine Witcher tarihinde rastlayabilirsiniz.

Unicornlar dünyalar arasındaki kapıları zorlayan elfleri sevmezler, paralel gerçeklikler arasında ve zaman içinde hareket edebilirler. Günümüz tanımıyla dördüncü ve beşinci boyutları kullanabilirler demek oluyor bu. Genellikle iyi kalpli insanlara görünmeyi tercih eden unicornların sadece bakireler tarafından yakalanacağı ise bir mitten öteye gitmez. Kötülüğe karşı bir mücadeleyi kendilerine rol belirlemiş unicornlar kötülükten kaçınmayı da epey iyi bilirler.
Yarı Elf ve Çeyrek Elf
Yarı elf ve çeyrek elf deyince yarım ekmek kokoreç, çeyrek ekmek kokoreç der gibi olsak da tanımlamalarda bu iki ırk birbirinden farklı olarak ele alınmış. Yarı elf olabilmek için bir elf ile bir insanın yahut iki yarı elfin birleşmesi gerekir. Yarı elfler doğal olarak hem insan hem de elflerden özellikler alırlar. Kendilerine yönelik belirgin özellikleri yoktur, kişilikleri yetiştirilme biçimine göre değişiklik gösterebilir. En ünlü yarı eflerden biri Temerya kraliçesi Riannondur.

Çeyrek elflerse bir insan ile yarı elfin birleşmesiyle yahut iki çeyrek elfin birleşmesiyle olur. En ünlü çeyrek elfler arasında Falka, sonradan Cintra kraliçesi olacak Temerya prensesi Fiona ve meşhur büyücü Yennefer sayılabilir. Çeyrek elflerin de kendilerine göre belirgin özellikleri yoktur, farklı durumlarda farklı çeyrek elfler oluşabilir.
Vranlar
Vranlar ırk olarak epey uzun boyludurlar. Gözleri yüzlerinin yarısını kaplar ve yakut kırmızısı renge sahiptir. Tamamen karanlık bir ortamda dahi görüşe sahip olabilirler, fakat bu görüş daha çok ısıl bir görüştür. Vranların dişleri bir silah olarak kullanılabilecek kadar zehirlidir, hatta silahlarının keskin kısımlarına bu zehirleri damlatarak zehirli hale getirdikleri de olur. Bir dişi vranı erkeğinden ayırt etmek zor olsa da dişilerin sesleri erkeklerden biraz farklıdır ve boyları erkeklere oranla hafif kısadır.

Vranlar insansılar olarak bilinirler, hatta kültürlerin birçoğunda vranlar için kertenkele adamlar lakabı takılmıştır, fakat bütün bunlara rağmen anatomik yapıları insansılardan hayli farklıdır. Vranlar soğuk kanlıdır ve yıllarını insansıların anatomisine vermiş doktorlar dahi vranlar üzerinde çalışabilmek için vran anatomisini ayrıca okumalı, öğrenmelidir. Bilinenlere göre ortalama bir vranla insanın ömrü neredeyse aynıdır. Tipik vranların yanı sıra, daha küçük gözlere, çok daha korkutucu duruşlara ve büyük kuyruklara sahip vran savaşçısı adında bir alt türden de bahsedilebilir.

Vranlar epey zeki yaratıklardı ve sıkı bir medeniyetleri vardı. İsmi zikredilmemiş, kendilerine ait bir dille konuşmalarının yanı sıra ortak lisana da hakim oldukları söylenir. Duyguları gelişmemiştir ve empatiden hayli yoksundurlar. Büyü yapma konusunda becerikli değillerdir, fakat yaşadıkları yıllar içinde büyülü varlıkları Witcher evreninin gücü kaos ile birlikte kontrol edebilmeyi öğrenmişlerdir. Vranlar koyu yeşil tonlara sahip pelerinler giymeyi tercih ederler ve bu pelerinlere güneş temalı mücevherlerler eşlik eder. Savaşta bir kılıç yahut kısa saplı, kalın uca sahip mızraklar kullanırlar.

Uygarlıklarının zirvesinde vranlar devasa kuleler, duvarlar ve anfi tiyatrolar inşa etmişler, özenle planlanmış mimari planları uygulayıp şehirler yaratmışlardır. Bu şehirlerin süslemelerinde genelde yeşil yahut metalik renge önem vermişlerdir. Witcher dünyasında bu kertenkele adamlardan kalanlar Loc Muine'dedir. Ejderhalar gibi hazine peşinde koşmayı ve elde etmeyi seven vranlar hazineleri koruması için büyülü nöbeçiler kullanıyorlardı. Hazineye ulaşmayı planlayan kişi mutlaka vranlar tarafından koyulmuş şifreyi söylemeliydi.

Vranların tarihine gelecek olursak epey şaibeli durum söz konusudur. Vranlar Mavi Dağlar'ın doğusunu ana vatan olarak belirlemişler ve orada yaşamışlardır, fakat yıllar içinde medeniyetleri hem insanlar hem de elfler tarafından epey kıyıma uğramış ve neredeyse yok olmuşlardır.

Elf kaynaklarında yazana göre insanlar kıtaya geldiklerinde bulaşıcı hastalıkları da birlikte getirmişlerdi ve tesadüf o ki o yıl Loc Muinne'de kış felaket sert geçmiş, yemek bulamayan ve soğukla baş edemeyen vranlar insanların yaşadıkları bölgelere inip hiç tanımadıkları bu ırkla karşılaşmıştı. Vranların bu karşılaşmasıyla birlikte bulaşıcı hastalık yayılmaya başlamış, ardından Loc Muinne ve çevresindeki tüm vranları yok etmişti. Elflerin bu kaynaklarının tamamen yalan olduğu sonradan açığa çıkacaktı, zaten sonraları bulunan vran iskeletlerinde elf silahları tarafından açılan yara izlerini görmek de mümkündü

Bütün gerçeği açığa çıkaracak olansa büyücü Dearhenna'ydı. Bu büyücü vranların sonunu bir bakterinin getirdiğini biliyordu, fakat yaptığı araştırmalar sonucu bunun insanlarda hiçbir izine rastlamamıştı ve araştırmaya başladı. Elde ettiği sonuçlar bu bakterinin kesinlikle doğal yollarla bulaşan tipten bir bakteri olmadığı yönündeydi. Muhakkak bir büyüyle yahut bir mutasyonla yaratılmış olmalıydı. Büyücü bu buluşunun ardından şehrin belgelerini tek tek incelemeye başladı ve aradığı bilgiye götürecek ipucunu buldu. Goeveth adında biri tarafından yazılan notta sürüngen atıfı vardı ve bir yer tarifi verilmişti.

Büyücü derhal Goeveth'in tarif ettiği yere gitti ve karşılaştığı manzara hiç de hoş değildi. Her yer vranlara ait iskeletlerle doluydu. Kafeslerin çevresinde yer alan notlarda bakterinin nasıl mutasyona uğratıldığı yazılıydı. Büyücü mutasyonu tekrar canlandırmak ve ne işe yaradığını çözmek amacıyla notlarda yazanları uyguladığında üreme organını çürüten yapıdaki bu bakteriyi de keşfetmiş oldu. Bakteri o dönemde yaşayan vranların ve aşısız elflerin üreme organlarını çürüterek soykırıma neden olmuştu.

Büyücü buluşundan sonra elflerin gazabından korktuğu için Zerikanya'ya kaçtı, fakat bir soykırımı çoktan ortaya çıkarmıştı. Vranların soyunu tehlikeye sokan ve bitiren sadece elfler değildi elbette. Kendisi de dahil her şeye düşman olan kuzeyliler defalarca bu ırkı katliamlara sürüklemiştir ve vranlar hayatları boyunca oradan oraya sürüklenip durmuşlardır. En son karşılaştığımız yaşayan üyelerden biriyse meşhur Blaviken olayında, bölgede bulunan Dziega'dır.
Buçukluk
Hobbit olarak da adlandırılan bu ırk kadim lisanda pherian olarak bilinir. Şahsına münhasır bir ırktır ve yarı elfler gibi iki türün birleşmesinden meydana gelmezler. Yönettikleri herhangi bir ülke yahut bölge yoktur bunun yerine bütün ırksal kıyımlara rağmen kuzey krallıklarında yaşamışlardır.

Neredeyse bütün buçukluklar topluca vücut yapıları ve 60 ile 120 cm arasında değişen boylarıyla tanınırlar. Buçuklukların büyük ayakları vardır ve bütün ayak kıvrımlı kıllarla kaplı olduğu için ayakkabı kullanmazlar. Tabii nadiren de olsa ayakkabı kullananına rastlanır, ama onun da bu işi moda için yaptığı söylenebilir. Saçları kestane kahverengiden sarıya hatta kızıla kadar geniş bir yelpazeye sahiptir, ayrıca bir koç kürkü kadar da kıvırcıktır. Kıyafetleri genelde mütavızı, hoş ve düzenlidir. Pastel renkleri tercih edenler olduğu gibi parlak renkleri tercih eden buçukluklar da vardır, ama favorileri fıstık yeşilidir denebilir.

Buçukluklar hakkında genel olarak konuşursak macera ve savaştan ziyade evde kalmayı, o tip konforlu bir hayatı yaşamayı daha çok severler. Esas olarak tarımla uğraşırlar ve bu nedenle çoğunlukla çiftçi, hayvan besicisi, çoban yahut tüccarlardır. Temeria'daki Hirundum gibi büyük çiftliklerde sadece kendileri için değil, bölge halkı için de ürünler yetiştirirler. Gerçekten de buçuklukların yiyeceklere olan tutkuları iyi bilinmektedir ve mutfakları hazırlanmış türlü soslarla inanılmaz güzel kokmaktadır.

Çeşitli haydutlar yahut köle avcıları için basit bir av gibi gözükseler de buçukluklar hedef belirlediklerinde fırlatma konusunda epey mahirdirler. Birçok insan dışı ırk için olduğu gibi buçuklukların bir kısmı da İkinci Kuzey Savaşı'nda Scoiatael ile birlikte savaşmıştır.
Kapanış
Evet Dostlar bir rehberimizin daha sonuna geldik. Rehber hakkındaki görüşlerinizi ve düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın. Witcher evrenine dair daha çok şey öğrenmek isterseniz Witcher içerikli Discord Sunucumuza gelebilirsiniz.
Witcher Yetiştirme Okulu Discord Sunucusu[discord.gg]

Bu video İnan Köse'nin desteği ile hazırlanmıştır. Witcher evrenine dair daha çok şey öğrenmek istiyorsanız İnan Kösenin Kanalına göz atabilirsiniz.
İnan Köse Youtube Kanalı
25 Comments
Cirilla Fiona Elen Riannon  [author] 12 Apr, 2021 @ 12:39pm 
Maalesef Gaunterın ırkı bilinmemekte. Şeytan veya Şeytani bir varlık olabilir.
EMRE YAYLAGÜL 12 Apr, 2021 @ 8:06am 
Witcher 3'ten bildiğim kadarıyla Gaunter O'Dimm şerrin vûcüt bulmuş hali yani bir şeytan ancak zamanı, yer çekimini, hava durumunu ve bir çok etmeni yönetebilen bir şeytan ve Withcer 3 oynadığım kadarıyla daha güçlü bir ırk da görmedim ve en az Kadim Vampir ve Ciri kadar da hatta belki de daha da güçlü olduğunu düşünüyorum yani tam olarak ırkı nedir ve bu ırk dünyaya neden gelir Witcher evreninde?
EMRE YAYLAGÜL 12 Apr, 2021 @ 7:21am 
Gaunter O'Dimm'in ırkı nedir acaba?
Cirilla Fiona Elen Riannon  [author] 29 Jan, 2021 @ 8:16am 
hehehe
strigoi 28 Jan, 2021 @ 11:28pm 
Harika olmuş hocam, hepsini okudum. Succubus favorim:gwent_P:
Necemis 12 Jan, 2021 @ 6:18pm 
Eline sağlık güzel rehber olmuş:Geralt:
tibaws 4 Jan, 2021 @ 4:17am 
+rep
BaronSamuel 1 Jan, 2021 @ 10:09am 
+rep
Yagocang 31 Dec, 2020 @ 3:12am 
elllline sağlık
“保持质疑”}~ 30 Dec, 2020 @ 11:57pm 
Çok güzel bir rehber olmuş emeği geçen herkesin eline koluna sağlık.