Oyuna başlarken aldığınız takımın kadrosunu incelemeliyiz. En etkili oyuncularımızın oynayabileceği bir taktik dizilime yönelmemiz gerekiyor. Bu oyunda en iyi taktik diye bir şey yoktur arkadaşlar. Oyunculardan en iyi verimi aldığınız taktik sizin için en iyisi olmalıdır. Örneğin, takımızda bulunan 3 forvetin 2 tanesi gerçekten bu takımda oynamalı diyorsanız çift forvetli bir taktik uygulamalısınız.
(Ör: Juventus)

Taktiğimizi takımımıza uygun bir şekilde ayarladıktan sonra, kadro genişliğini ele almamız gerekiyor. Her bölgede en az 1 alternatifimiz olursa sezon içinde yaşanacak olası sakatlık ve ceza durumlarından etkilenmemiş oluruz. Eğer takım bütçesi transfere olanak vermiyorsa, kiralama yoluna gitmeliyiz. Avrupa'daki büyük kulüplerin oynatamadığı bazı gençler takımınıza inanılmaz faydalar sağlayabilir. Yalnız kiralık oyuncuları oyuna başlar başlamaz aratmanız gerekiyor. Çünkü iyi oyuncular anında başka kulüplerin kıskacına girebilir :)



Yukarıda yaptığım taktik, gördünüz gibi oyuncuların en başarılı olduğu rollere göre düzenlenmiştir. Burada sadece Bruma - G.Rodriges ve Sneijder üçlüsünü hücum rolüne aldım. Bu seçim oyuncu özellikleriyle bağdaştığı için role uygunluğu sadece bir tık düşürdü. Bunu yapmanın sebebi Podolski'nin sahte forvet özelliği. Podolski rolü gereği ceza sahası dışına hamle yaptığında defansın dengesini bozup 2 tane hucüm kanadı ve Sneijder'i gol pozisyonuna sokabiliyor.

Oyun Anlayışı

Rakibe göre belirlemeniz gereken bir seçim olmalıdır. Ancak sezon başında taktiğe aşinalığı arttırmak için, takıma belli bir anlayışı oturtmak gerekiyor. Bunun için bulunduğunuz ligdeki takımları analiz edeceğiz. Örneğin Türkiye liginde 3 büyük kulüpten birini çalıştırıyorsanız, maçların çoğunu size karşı kapanan Anadolu takımlarına karşı oynayacaksınız demektir. Bu durumda sezon başı hazırlık maçlarında Hücum anlayışını takıma adapte etmeniz gerekir. Deplasmanda oynayacağınız derbiler için de 2. bir taktikle Standart anlayışı seçebilirsiniz. Burada bulunan tüm anlayışları açıklamayacağım, oyun içinden bu ayrıntılara ulaşabilirsiniz. Sadece burada yer alan oyun anlayışlarının etkilerini anlatacağım. Örneğin Hücum ve Kontrollü anlayışlarını ele alalım. Bu ikisi arasındaki fark takım talimatlarındaki, Tempo - Pres - Oyun Genişliği - Defans Çizgisi ve Pas Seriliği'ni direkt olarak etkiler. Hücum anlayışında tempo ve pres artar, oyunu daha geniş alanda sahaya yayılarak oynarsınız. Defans hattı biraz daha önde oynamaya çalışır. Oyunularınız hücuma kalkarken daha direkt ve yeri geldiğinde uzun paslarla oyunu bir an önce rakip sahaya taşımak ister.

Takım Şekli

Bu seçimi tamamen oyuncu kalitesine göre yapmamız gerekiyor. Mevcut kadronuzda oyunun her yönünü oynayabilecek oyuncularınız bulunuyorsa akıcılığı arttırabilirsiniz. Örnek olarak Ön liberonuz akıcı bir oyunda hücuma katkı sağlamaya çalışacaktır. Ancak oyuncunuzun hücumsal özellikleri kötü olduğunda, bu gereksiz top kayıplarına yol açacaktır. Seçiminizi takımınızı iyi analiz edip yapmanız gerekir. Türkiye'de büyük kulüpleri çalıştıracaksanız Dengeli anlayışı seçmenizi öneririm. Mesela Barcelona gibi oyunu sürekli rakip sahada oynayan tüm oyuncuların hücuma katkı sağlayabileceği takımlarda Çok Akıcı anlayışla oynayabilirsiniz.

Takım Talimatları

Yine takımımızın genel özelliklerine göre karar vermemiz gereken kısımdır. Bu kısımda en çok yapılan hata, menajerlerin tüm direktifleri seçme zorunluluğu hissetmesidir. Kadromuzun özellikleri neye yatkınsa ona göre seçimler yapacağız.



Yukarıdaki talimatları neden bu şekilde seçtiğimi anlatacağım.

- Hücum anlayışının bize sağladığı tempoyu yeterli gördüğüm için normal'de bıraktım (Takım Yaş Ort.)
- Genelde sürekli kapanan Anadolu takımlarına karşı oynadığımız için oyunu en geniş alanda oynatıyorum. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Rakibin savunma arkasına koşu yapabilecek hızlı ve topsuz alanı yüksek forvetleri ve kanatları varsa, bu seçimi Kontrollü anlayışa geçerek dengeliyorum.
-Savunma çizgisi defans oyuncularınızın çabukluğuna göre ayarlanmalıdır. Ayrıca rakipte, sizin stoperlerinize kıyasla yavaş ve topsuz alanı düşük hücumcular varsa defansı biraz ileride oynatmalıyız. (Ofsayt taktiği seçiminde de aynı kriterler geçerli).
- Pres, oyuncularınızın dayanıklılık, çalışkanlık ve top kapma özelliklerine göre belirlenmelidir. Orta Saha'nızda bu özelliklere sahip oyuncularınız varsa ve rakip takımın pas, teknik, karar alma özellikleri zayıfsa daha fazla seçeneği uygundur. Topa dal seçeneğini, presle yeteri kadar top kaptığımız için kullanmıyorum. Gereksiz kart görmenin bir anlamı yok.
- Oyun Kurma kısmına da hiç dokunmadım. Çünkü hem göbekten hem de kanatlardan etkili olabilecek bir taktikle oynuyorum. Defanstan kısa pasla çık kullanılabilir. Fakat bazen uçtaki oyuncularınızın güzel koşuları defanstan atılan uzun paslarla gole dönüşebiliyor. O yüzden ben kullanmıyorum.
- Koşu Yoluna Pas rakibin biraz daha açık oynadığı maçlarda kullanabileceğiniz bir seçenektir. Kapanan savunmalar iyice geriye yaslanacağından hızlı oyuncularınız gerekli boş alanı bulamaz. Ben Bruma'yı ve Rodriges'i pozisyona sokmak için biraz daha açık oynayan takımlara karşı kullanıyorum. Kadronuzda Hız ve Hızlanma'sı 14'ün üzerinde adam yoksa kullanmayın.
- Pas seriliği takımınıza ve rakip takıma göre değişebilir. Taktiksel ve anlayış olarak çok kapalı bir takıma karşı direkt paslarla oynamanız işe yaramayabilir. Çünkü karşı ön liberolar ve defanslar yerlerinden ayrılmayıp, geriye yaslanırlar. Gelen topları kolayca karşılayabilirler. Böyle durumlarda kısa pası seçip takım olarak daha kontrollü bir şekilde pozisyona girebiliriz. Zaten Hücum anlayışıyla oynadığımız için kısayı seçsek bile pas seriliğimiz çok azalmayacaktır. Bize sürekli pres uygulayan, örneğin 4-2-3-1 Geniş Alan diziliminde bir takıma karşı direkt seçeneğiyle geniş alandaki boşlukları hızlı hücumlarla gole çevirebiliriz. Bu ikisinin arasında kaldığım durumlarda Karışık tercihi ile oynuyorum.
- Topa Sahip Ol direktifi açıkçası sevmediğim bir oyun tarzı. Bu seçim girdiğiniz pozisyon sayısını azaltarak pas yüzdenizi arttırır. Ben 2-0 veya 3-0 önde olduğum maçlarda eğer yorgunlarsa, oyuncularımı dinlendirmek için kullanıyorum.
- Yaratıcılık, kadronun vizyon ve oyuncu tercihlerine göre kullanılması gereken bir direktifdir. Aşağıda Sneijder örneğine baktığımızda uzaktan şut konusunda bildiğiniz gibi çok etkili olan bir oyuncu. Ancak ben kadromun ilk kontrol, pas ve teknik özelliklerinin fazla olmasından dolayı rakip sahaya paslaşarak gir komutunu seçtim. Bu seçim kaleyi gördüğünde vur seçimini engelliyor. İşte burada yaratıcılık seçeneğini açtığımızda oyuncu taktik haricinde, kendi yeteneklerini de sahaya yansıtabiliyor.

- Takımın yapacağı ortaları forvet hattına göre seçebilirsiniz. Hedef Adam'la oynadığınızda havadan, boy olarak kısa ancak hızlı bir forvete sahipseniz yerden seçeneğini kullanırsınız. Bunların dışında çok kapanan takımlara ortalar sonuç vermiyorsa sert ortalar açtırıp ortalığı karıştırabilirsiniz :)
- Dribbling seçeneği takımda bulunan oyuncuların top sürme becerisine göre seçilmelidir. Bende top sürmesi yüksek olan sadece Bruma olduğu için bu seçeneği kullanmadım.
- Mevkiden Bağımsız Hareket Etme başlarda bahsettiğim oyun akıcılığı ile biraz bağlantılı bir seçenek. O kısımda belirttiğim gibi bunu oyunun her alanında etkili olan oyunculara sahip olduğunuzda kullanmanız daha sağlıklı olacaktır. Ben hucümda zenginliği arttırmak adına bireysel talimatlardan sadece Sneijder'e bu özgürlüğü sağlıyorum. Sağolsun o da hakkını veriyor :)

Oynadığınız maçlar esnasında rakip takımın yaptığı hamleleri görebilmek çok önemlidir. Bu yüzden gol atıp öne geçtiğinizde veya gol yiyip geriye düştüğünüzde oyunu durdurup rakip takım dizilimine göz atmak sizin faydanıza olacaktır. Örneğin kendi sahanızda bir derbi maçı oynuyorsunuz. Başlangıçda 4-1-4-1 taktiğiyle başlayan rakibiniz, siz gol bulduktan sonra 4-2-3-1 Geniş Alan'a geçiş yapabilir. Bu dizilimle yoğun prese başlayacak olan rakibi direkt paslarla avlayabiliriz. Arkadaki boşlukları değerlendirebilecek hızlı oyuncularımız varsa direkt pas + koşuyoluna pas seçimiyle aradaki farkı daha da açabiliriz. Bize yoğun pres uygulayan bir takıma karşı kısa paslı oynarsak, top kayıplarımızda aşırı bir artış yaşanacaktır. Devamında da golü kalemizde görebiliriz. Tabiki bu senaryolar güçleri birbirine denk takımlar için geçerli olacaktır. Top Kapma'sı düşük bir takımın size uyguladığı pres hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Size sıkıntı yaratan bir İç Forvet'i, bekinizi daha dar alanda oynatarak durdurabilirsiniz. Bunu taktik ekranında oyuncu üzerine tıklayıp yapabilirsiniz.

Takım Konuşması

Takıma söylediğimiz her cümlenin oyuncular üzerinde önemli bir etkisi olur. Eğer bir maça favori olarak çıkıyorsanız, iddialı veya sakin bir dil kullanabilirsiniz. Deplasmanda bir derbiye çıkıyorsanız Hırslı bir şekilde takıma moral verebilirsiniz. Burada sizin takınacağınız tavır oyuncuların kişilik özellikleriyle uyuşmalı. Bu kısımda atacağımız adımlar oyuncunun moraline etki eder. İlk devre 1-0 önde olduğunuz bir maçta, takımın iyi oynamadığını düşünüyorsanız rehaveti önlemek için ''kendinizi beğenmiş bir tavır takınmayın'' seçeneğini kullanabilirsiniz.

Antreman konusunun detaylarına inmeden önce antrenörlerimizin kulüp imkanları dahilinde kaliteli olması gerekir. İyi antrenörlerin bulunduğu bir takımda genç yıldız adaylarımız daha hızlı gelişecektir. Aşağıda gördüğünüz gibi her alandaki antreman seviyesinin kalitesini en az 3,5 seviyesine getirdim. GS'da mali durumdan dolayı asistan menajer hariç 6 antrenör alınabiliyor. İleride mali durum iyileştiğinde yönetimden talepde bulunarak bu sayıyı arttırabilirsiniz. Çalıştırdığı alana göre antrenörlerin belli özelliklere sahip olması gerekir: Kondisyon için = Kondisyoner özelliği, Hücum için = Hücum + Taktik özelliği, Savunma için = Savunma + Taktik Özel., Taktik için = Taktik, Şut için = Teknik + Hücum, Top Kontrolü için = Teknik + Zihinsel ve Kalecilik için kalecilik. Bunun yanında antreman kalitesini arttıran bir diğer etmen, antrenörlerin yukarıdaki özellikler dışında disiplin + kararlılık + motivasyon özellikleridir. Hangi alana yönelik bir antrenör arıyorsanız, personel arama bölümünden uygun bir filtreleme yapabilirsiniz.



Sezon öncesi dönemde Çok Yüksek tempoda yaptıracağınız Kondisyon antremanı çok önemlidir. En az 2 hafta bu şekilde yükleme yapmanız gerekiyor. Oyuncularınız sezon boyunca ihtiyaç duyacağı kondisyonu bu şekilde kazanacaktır. Eğer prese yönelik bir takıma sahipseniz, (dayanıklılık, top kapma özelliği yüksek) bu süreyi 3 haftaya da çıkarabilirsiniz. Kondisyon antremanlarının devam ettiği süre boyunca hazırlık maçı yapmayın. İstenmeyen sakatlıklara sebebiyet verebilir. Kondisyon yüklemesini yaptıktan sonra, eğer ilk senenizdeyseniz antreman odağını Taktik yapmanız gerekir. Çünkü takımınız yeni başladığınızda oluşturduğunuz taktiğe alışmakta biraz zorlanacaktır. Sezon öncesi taktik antremanı bu alışma sürecini kısaltacaktır. Sezon ortalarına doğru takımınız taktiğinize yeterince alıştığında, ana odağımızı Hücum - Top Kontrolü ve Savunma'ya kaydıracağız. 1 hafta boyunca Hücum antremanı, ondan sonraki hafta Top Kontrolü ve sonraki hafta da Savunma antremanı şeklinde sezon sonuna kadar bu şekilde gideceğiz. Başlangıçda kondisyon yüklerken seçtiğimiz yoğunluğu sakatlıkları önlemek için tabiki azaltacağız. Aşağıda sezon boyunca uyguladığım antreman şeklini paylaşıyorum. Burada haftada 2 maç oynadığımız zamanlarda yoğunluğu ortalamaya çekiyorum. Haftada 3 maç varsa o hafta hafif antreman uyguluyorum.

Eğer çok zengin bir kulüp çalıştırmıyorsanız gözlemleme sizin için en önemli unsurlardan biridir. Takımınızın çıtasını yüksek bedeller ödemeden yukarı taşımak istiyorsanız iyi bir gözlemci ekibine sahip olamanız gerekir. Gözlemcilerde aranması gereken en önemli özellik, oyuncu potansiyeli değerlendirme özelliğidir. Bu özelliğin 20 olması gerekiyor. 20'nin altında olan bir gözlemci yüksek potansiyelli bir oyuncuyu daha düşük gösterebilir. Yada yüksek potansiyelli sandığınız bir genç takıma geldiğinde elinizde patlayabilir. Türkiye'deki büyük takımlar bile iyi gözlemcileri maaş'dan dolayı takıma getiremiyor. Ben bu sorunu Derek Langley ile çözdüm. Tüm primleri verip, sezonluk maaş artışını %40 civarına getirirseniz bu adam kulübe geliyor.


Bunun dışında oyuna başlarken mutlaka aşağıdaki ligleri eklenizi öneriyorum. Geleceğin yıldızları bu ülkelerden yetişiyor. Oyuncu aramalarında karşınıza çok fazla oyuncu çıkacağından, zamandan kazanmak için bazı filtrelemeler yapabilirsiniz. Örneğin ben hücumcu bir sağ bek arıyorsam, yaş aralığını 15 - 19 seçerim. (24 yaşından sonra mental özellikler hariç oyuncu gelişimi durur. Mental özellikler tecrübeyle kazanılır). Bir hücumcu bek'in top kapma, orta yapma, hızlanma ve dayanıklılık özelliklerinin iyi olması gerekir. Bunları en az 10 yaptığımızda işimize yaramayan yüzlerce oyuncuyu elemiş oluruz. Bu özellikleri oyuncu profilinden Bek - hücum'u seçip koyu yananlara göre genişletebilirsiniz, bu size kalmış bir şey.

Arkadaşlar eğer potansiyeli çok yüksek bir oyuncuyu kadroya katabildiyseniz onu doğru bir şekilde geliştirmeniz gerekiyor. Sahip olduğunuz potansiyelli genç yetenekleri düşük antreman tesislerine sahip bir kulübe kiralık olarak verirseniz, o oyuncu hiçbir aşama kaydedemeyecektir. Burada bize önerilen anlaşmayı dikkatle incelememiz gerekiyor. Sözleşmenin sol alt kısmında kulübün antreman tesisleri hakkında bilgi verir. Bunun yanında yine sözleşme maddesinde oyuncunun kadro durumu yer alır. Size teklifi yapan takım Rotasyon önerisiyle geliyorsa sakın bunu kabul etmeyin. Çünkü o genci rotasyonlu bir şekilde sizde oynatabilirsiniz. Buradaki amaç oyuncunun sürekli maça çıkması. 16 yaşında bir yıldız adayınız varsa, onu başlangıçda dk 60'dan sonra önde olduğunuz maçlarda oyuna alın. Bu şekilde yavaş yavaş oyuncuyu takıma monte edebilirsiniz. Maç kaybetmekten korkmayın arkadaşlar. Bu oyunda kendi yetiştirdiğiniz oyuncunun dünya devlerinden teklif almasının verdiği hazzı hiçbir şey vermez :)