Установить Steam
войти
|
язык
简体中文 (упрощенный китайский)
繁體中文 (традиционный китайский)
日本語 (японский)
한국어 (корейский)
ไทย (тайский)
Български (болгарский)
Čeština (чешский)
Dansk (датский)
Deutsch (немецкий)
English (английский)
Español - España (испанский)
Español - Latinoamérica (латиноам. испанский)
Ελληνικά (греческий)
Français (французский)
Italiano (итальянский)
Bahasa Indonesia (индонезийский)
Magyar (венгерский)
Nederlands (нидерландский)
Norsk (норвежский)
Polski (польский)
Português (португальский)
Português-Brasil (бразильский португальский)
Română (румынский)
Suomi (финский)
Svenska (шведский)
Türkçe (турецкий)
Tiếng Việt (вьетнамский)
Українська (украинский)
Сообщить о проблеме с переводом
– Üşümüyor musun ?
Muhafız:
– "Alışığım kralım" dediğinde
Kral:
– "Olsun, sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim" dedi ve gitti.
Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu...
Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler, duvarın üzerinde şöyle yazılıydı:
"Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü..."
Türlü türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin.
Çünkü insan bekledikçe değişir.
Beklettiğiniz kişi, hakkınızda telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer.
Önce umudu öldürürsünüz.
Ardından sevgi,saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür...