Останні рецензії користувача STaLKeR

Gotta need practice. A LOT.

Who gave Kell Dragons the lunging attack...

Sometimes you think this game even play tested.

Sometimes you think this game even balanced.

At the end you realise, Deadlink is Boomer Shooter with rougelike elements where not only your skill is matter but also RNG matters.

My only issue why Boomer Shooters have reload mechanic these days. Publishers doesnt have a hint from Doom Eternal.

Anyway if you like face paced action like Doom Eternal AND rougelike games this game for you.

İlk başta söyleyeyim daha oyunu bitirmedim ( bitecek gibi de durmuyor ), ancak olumlu olarak değerlendirmem için bitirmeme gerek kaldığını söylememe gerek yok. Neden mi, altta sıralıyorum:

- Çok fazla silah
- Çok fazla yıkım
- Çok fazla etken
- Ve tabi ki Andrew Hulshult

Tek negatif diyebileceğim şey oyunu oynadığınız karakterin kafadan kırık bir bir akıl hastası olması, ancak bugünlerde kim öyle değil ki.

Mükemmel grafik oyununa tapan biri değilim ve çok fazla aksiyon istiyorum diyorsanız, ne bekliyorsunuz alın ve sonra arka tarafta "Murky Docks" ost'si çalarken milleti parçalamanın tadını çıkarın.

One of the classic is now better than ever. If you are a die-hard fan of half-life, this is must buy.

XBOX konsoluna bağlı olan ve çoğu gamer'ın XBOX almasına bağlı olan bu oyun sonunda Master Chief Collection ile PC oyuncuları ile buluştu. İlk izlenimim ne peki ? Açıkçası Reach ile başladığımda "Mal mı bu insanlar bunun için XBOX almışlar" derken Halo 4'e geldiğimde " Pekte kötü seri değilmiş" olarak döndü. Halo eğer Heroic zorluğunda oynuyorsanız gerçekten zorlayıcı bir oyun ve zamanla mekaniklerini öğrenip "Hmm demek böyle oluyormuş" diyebiliyorsunuz. Her aksiyona düşüncesiz olarak ne yaptığınızı bilmeden atladığınızda oyunu sizi iyi cezalandırıyor. Ama silahları, düşmanları ve oyunun arena'sına aşina olduğunuzda oyun sizi mekaniği ile tatmin ediyor. Her oyunun tek tek anlatmak isterim ama Collection tam 6 oyundan oluşuyor ve şu an ki fiyatı ile alınmaya değer. Ufak indirimde bile alabilirsiniz, ama başlarken unutmayın zorlu bir macera sizi bekliyor. Etkileyici bir sci-fi macerası sizi bekliyor.

NOT: Bu inceleme QUAKE II'nin Expansion Pack'leri de dahildir.

QUAKE II kısacası, DOOM Eternal daha yokken bu oyun DOOM Etenal'dı. Aksiyon olsun, müzik olsun nefes almadan soluksuzca oyunun size sunduğu silahlarla "Lan acaba şimdi nasıl bir katliam yapsam" dediğiniz oyunlardandır. Grafikler oyun için tabi geride kalmış bir özellik - RTX ekran kartınız yoksa - ancak eski oyuncular için bu oyunun nasıl bir cevher olduğunu bilmek sadece oynamaktan geçer. Bir Boomer-Shooter olmak anlamı oyuncudan oyuncuya göre değişir ancak benim için o anlam bu oyunu oynamakta yatıyor. Ben gerçek bir Boomer-Shooter'ın diyorsanız, bu oyunu alıp oynayacaksınız, bunun yaası veya aması yok. Şunu ekleyeyim bu oyunun soundtrackları sadece oyunun CD'sine sahipseniz dinleyebilirsiniz ki o CD şimdiki zamanımızda antika değerinde. Aşağıda sunmuş olduğum linkten patch'i indirip oyunu orijinal soundtrack'le dinleyip oynabilirsiniz. Birşey değil!!!

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=1223177211

Mission Pack-1: Reckoning => Oyunu kolay buldunuz ve bir tık daha zorluk istiyorsunuz. Bu Expansion Pack tam size göre. Bazı oyuncular bu Expansion Pack'ı zor bulup söylemedikleri laf kalmadı ve bu durum biraz doğru. Bunun nedeni Hitscanner'lar. Herkes bu düşman tipini sevmez ancak zorluk arıyorsanız, bu durum bu Expansion Pack için normal. Açıkçası bu Expansion Pack'te ben ucuz denecek bir durum bulmadım, zor muydu evet, ancak sizi zorluğuyla bayacak veya sıkacak bir görev değil. Denemeye değer bir tık daha zorluk arıyorsanız.

Mission Pack-2: Ground Zero => 2020-2021'de coronadan ölmezsiniz, ancak bu görevin size sunmuş olduğu ucuzluk, turret, dandik silahları, turret, gıcık yeni düşmanları ve turretlerden ölebilrsiniz. Her oynadığım vakit "amk ben bunu niye oynuyom ki" dedim. Bir gram zevk almadım bunun nedeni ise bilinmedik yerlerden ağır hasar almam oldu. Neyden mi hasar aldım. Turretlerden. Oyunda normal düşman yok bütün görev boyunca duvara monteli turretler ile savaşıyorsunuz. Sanki koca oyun turret defense ve siz bu modda hasardan kaçmaya çalışan casussunuz. İşin kötü tarafı oyunun yeni silahlar sunması ve hiçbiri bir tuşa sabit olmadığı için kullanamıyor olmanız, sanki ilk başta çok yararlılar ya. Oyunun başında mayın fırlatıcı aldığımı ve sonrasında unuttuğumu biliyorum çünkü 1 fırlattığın zaman muhakkak düşmana isabet ettirmen gerekiyor, 2 ettiremedin sen üzerine basıp hasar alıyon ne güzel değil mi? Oynamayın abi bunu hasta olmaya değmez.

QUAKE II zamanın en değerli oyunlarından biri oyuncuları olsun bu hala öyle. Başta bahsettiğim olaylar şimdi içinde geçerli bu oyun en az bir kez oynanması gereken bir oyun. Sevenleri için her zaman değerli olup bin kere bitirmeye değen bir oyun ve benim içinde öyle. Alın oynayın, son söyleyeceğim söz budur.

Negatif yorumlar çok olmasına rağmen yorumum pozitif. Yazılan çoğu negatif yorum doğru ancak gameplay açısından ID software gene bir çığır açtığından dolayı benim için negatif yorum yazmak çok zor. Peki bu oyun ne açıdan güzel ve ne açıdan kötü hemen size yorumlayayım.

İlk öncelikle oyun open-world ve non-linear. Yani tamamlayacağınız her şey ve edineceğiniz her güç ve silah tamamen sizin gideceğiniz doğrultuya bağlı. Oyunun sonuna isterseniz hiçbir güçünüz ve silahınız olmadan direk gidebilirsiniz. Ya da komple haritayı tamamlayıp sonunda God-like moduna bağlanabilirsiniz. Seçim size ve sadece size bağlı. Ancak bunun kötü bir yanı var. Oyundaki bütün güçler ve neredeyse bütün silahlar oyunun open-world mapında gizli. Oyun bir kısmını size Ark point olarak gösteriyor, ama geri kalanı artık sizin araştırma gücünüze bağlı. Yani oyunun sonuna vardığınız zaman "Nerede lan bu BFG" diyeceksiniz.

Gameplay açısında oyun Doom Eternal'ın prototif versiyonu. Yani oyunun mantğını, hareket ediyorsa öldür, durursan ölürsün ve sakın saldırmaktan vazgeçme. Kısacası "fazla agresif" diyebilirsiniz. Düşmanlar size saldırıları fazla agresif ve durduğunuz zaman canınızın nasıl dondurma gibi eridiğini fark edeceksiniz. Oyunu nightmare zorluğunda oynadım ve combat ortasında saldırı manevrası düşünmediğim zaman olmadı oyun yeterli derecede aksiyon var. Ancak oyunda her ilerlediğiniz zaman oyun sizin gelişiminizi istiyor. Bu sadece sizin kendi tecrübenize bağlı olarak değil, oyun içi karakter gelişimi olarak diyebilirim. Evet oyunun içinde karakter gelişimi var ve bunlar silahsal, yeteneksel, karakter canı-hasarı, tek kullanımlık itemsal bile olabiliyor. Oyun her tamamlamalarınıza karşın size ödül veriyor ve fazla merakınızın ödülünü eksik etmiyor. Bu oyun %100 yapacağınız oyunlardan bile olabilir ve gelişimsel olarak güçlendiğinizde ileri ki combatların ne kadar keyifli olacağınız siz düşünün. Tabi o ark pointlerin arkasında koşturmanın vereceği ödülü.

Peki bu oyunun kötü tarafı ne. Beyler ve bayanlar bu oyunun diyebileceğim tek kötü taraf, bugları. Oyunun bugları lanet olsun tamamen oyunu iptal etmeye yeter. Oyun auto-save sistemi var ama oyundan çıkacağınız zaman kendiniz manuel-save yapmayı unutmayın - dalga geçmiyorum - çünkü bir bugla karşılaştığınız zaman oyunda ilerleme YAPAMAZSINIZ. Bir daha yazıyorum. Oyunda bugla karşılaştığınız zaman ilerleme YAPAMAZSINIZ. Oyuna en baştan başlamak zorundasınız. Bunun en önemli örneği Project Dagger bug'ı kısacası oyunun en son görevi. Bu görevde bug yediğiniz zaman oyunu bitirmeyi unutun. Oyuna en baştan başlamak zorundasınız ki bir de bütün haritayı bitirdiniz mi, vay halinize. Negatif yorumlar bu yüzden var ve hepsi %100 haklılar yazdıkları yorumlarda hiç bir yanlış yok ve soracaksanız hayır bu durum iki yıldır patch yemedi. Oyunun yapımcısını biliyorsunuz, onlar için bir patch iki bug demektir.

NOT: Bu bugla bende karşılaştım. Bu yüzden manuel save yapın diyorum. Bu durumdan yaptığım manuel save sayesinde kurtuldum. Şmdiden bir şey değil.

Rage 2 combatları ve open-world'u sağolsun muazzam bir oyun. İlk oyuna nazaran gerçekten direk iki adım ileri diyebileceğim bir oyun. Oyunu oynarken yaşadığım aksiyon olsun sıkıldığım zaman olmadı. Ancak bugları oyunun tek kötü özelliği ve negatif yorumları sırf bu yüzden hak ediyor. Eğer notumu okuduysanız çözümü artık biliyorsunuz. Peki almalı mısınız. Cevap belli. İndirim şart. Oyunu düz fiyatına almayın kesinlikle hak etmiyor. Oyun bugları konusunda hiç patch yememiş olup hiç bir DLC'si bedava değil. Değineceğim yer belli bu konuda. İndirim şart ve alacaksanız sağlam bir indirim bekleyin.

DOOM 64 adı üzerine 1997 sadece Nintendo 64 konsoluna çıkmış bir oyundur. O zamanlarda sadece Nintendo 64'a çıktı. Sağolsun fanları bu oyunu ileri zamanlarda Kex Engine ile bilgisayar üzerinde oynanılabilir hale getirdi. Açıkçası ben bu oyunu Kex Engine ile DOOM 64 EX portu üzerinde zamanında oynadım. Merak edenler için evet Sgt Mark IV'un Brutal Doom 64'unu da oynadım ve açıkçası o versiyonu her türlü DOOM 64'un üzerinde yeğlerim. Ama bir fan olarak bu oyuna sahip olmamak ayıp. Sağolsun DOOM Eternal ile bu oyun bedavaya geldi.

DOOM 64, DOOM 2016 prequal oyunu yani evet bu oyun DOOM evreninde cannon ( Her ne kadar hikaye nitekim yok denecek kadar olsada ). Bu oyunu diğer bütün DOOM'lardan ayıran özelliği karanlık atmosferi olması. Evet her ne kadar tarih öncesinde kalma bir oyun olsa bile, yeni çıkan serilerini ortaya koysanız bile bu oyun diğer tüm versiyonlarına karşılık daha karanlık ve korkutucu. Tabi gene düşünmeksizin şeytan vuracaz ama diğerlerine kıyasla karanlık bir atmosferde takılıp oyunun korkutucu temalı müziklerini dinlemek diğer bütün DOOM'lardan ayıran en önemli özelliği. Aynı zamanda oyunun ID tarafından yapılmamış Midway tarafında geliştirilmiş olup ama genede DOOM evrenine dahil olması oyunu farklı ve merak edici kılan dieğr bir özelliği.

Bu oyunu çoğu kişinin sallamayacağından eminim ama bir fan olup ya da olmuş olan varsa bu oyunun tadına bakmalarını öneririm. 15 tl gibi ucuz bir fiyata sahip Bethesda " Bu rakam ne ? " demeden bence hemen alın.

Bir FPS başlangıcı olarak bilinen DOOM en sonunda 2016 yılında kendini tekrar gösterip milleti bitmek bilmeyen bir aksiyona sokmuştu. 2016 yılında çıkan o oyunu defalarca bitirmeme rağmen o oyunun bir devam niteliği taşıyacak bir oyun çıkacağı aklımın ucundan bile geçmedi. Ancak ID Software ve Bethesda beni şaşırtıp 2018 yılında ilk teaser'ı verdi ve o günden beri bu oyunu sabırsızlıkla bekliyordum. Tek söyleceğim şey beklememe gerçekten değdi ancak birçok kişinin kafasındaki soru bu oyun 2016 versiyonu kadar iyi mi, bu incelemede bunu tartışalım.

İlk önce grafikler ve gereksinimlerden bahsedelim. DOOM 2016 çıktığında o oyunu oynamanız için illaki gtx1060 veya üstü lazımda. Size söyleyebilirim ki DOOM 2016 oynayacam diye çılgın bir kasa yaptıysanız (benim gibi) o kasayla bu oyunu sıkıntısız oynarsınız. Grafiksel açıdan açıkçası 2016 ile bu oyun arasında pek bir fark bulamadım. 2016 versiyonu efektler, görseller ve harita dizaynı konusunda kendini aşmış bir oyundu. DOOM Eternal'da aynı mantık ancak bunun dışında 2016'ya yanı sıra kendini gösteren fazla birşey yapmamış desem yeridir. Ancak gameplay için burdaysanız (benim gibi) o zaman tek eksiğiniz oyunu satın almamanız.

İkinci değineceğim şey genel olarak DOOM Eternal'ın dizaynı. Bu oyun klasik oyunun dizaynları ile donatılmış. Oyunda nereye bakarsam bakayım hersey sanki Ultimate DOOM ve DOOM II, sadece daha ve daha iyi grafiklerde. ID Software oyunu dizayn açısında geliştirmek için kendini zorlamış ancak klasik doom havasını tutmak için elinden geleni yapmış. Açıkçası bu kadar kendilerini kasmaya gerek varmıydı, bence hayır. Bunların çoğu gereksiz abartı olmuş. Hoşuma gitti mi gitti, ama belli şeylerin yeni olması iyi olurmuş ki onlarda var.

Evet bu oyunda hikaye var. Hikaye genel olarak kafanda soru işareti yaratacak hikaye nedeni karmaşık olması değil, üzerinde değinilmemesi. Bir taraftan deli danalar gibi üzerine üzerine gelen şeytan ordusuyla uğraşırken diğer yandan ne olduğu bilinmeyen Makyr adlı ırkın diyaloglarını dinliyorsunuz. Ancak bu karakterlerin insanlığın ruhunu kendi amaçları için kullanması ve bunun için şeytanları kullanması dışında başka birşeyden bahsedilmiyor. Onu bıraktım 2016 ile Eternal arasında ne gibi olaylar oldu o bile belli değil. 2016 bitiyor aradan 8 ay geçiyor sonra Doomslayer bir anda gelip şeytanları tekrar vurmaya başlıyor. Allahını severseniz bu adam o boşlukta nerede, tekrar tabuta koyup tekrar mı çıkardılar. Kısacası ne kadar hikaye olsada bir DOOM klasiği olarak muamma, tek bilmemiz gereken şey bol bol şeytan vuracağımız.

Ve bu oyunun parladığı yer burası. Şeytan vurmak. Bir islam dini klasiği olarak şeytan taşlamak bilinen birşeyse burada direk pompalıyı şeytanların ağzına tıkıyoruz. 2016 oynamış olanlar bu oyunun nasıl oynandığını bilir. Hareket ediyorsa ateş et, asla durma, durursan ölürsün. Oyun genel olarak bu cümle üzerine kurulu. Ancak bu oyunda tek fark var o da mühimmat kıtlığı. Yolda can bulup kendimi iyileştiririm diye düşünüyorsanız düşünmeyin çünkü bu oyunda Slayer'ın yetenekleri mühimmat. Bunu şöyle anlatayım. Testere kurşun, flamethrower zırh ve glory kill can. Eğer upgrade ederseniz freeze bomb da can ancak genel olarak can, cephane ve zırhı yeteneklerinizden toplayacaksınız ve o yetenekleri kullanmayı sakın esirgemeyin çünkü bu oyunda her combat bir katliam. Oyun sizin reflekslerinizi gayet deniyor ve denemekten vazgeçmiyor. Başınıza gelen ağır abilerle şavaşırken bir bakmışınız kıçı kırık bir zombi sizi öldürmüş. Bu ekipman sistemi ve ağır gazlı combatı sağolsun bu oyun oynacağınız en zor FPS olabilir. Abim bir DOOM sever olmasına rağmen bu sistemi ve zorluğu yüzünde oyunu başta bıraktı. İlk oyunu kolay olarak düşünen olmuşsa bu oyuna kendilerini davet ederim.

Bir diğer değineceğim şey Battlemode. Bu mod DOOM Eternal'ın multiplayer'ı. Açıkçası bu modu sadece weekly event görevini tamamlamak için girdim, ondan pek diyeceğim şey yok. Ancak kısaca şunu diyebilirim, meh. Bilmem bundan keyif alan varmıdır ama geçirdiğim o kısa sürede yaptığım tekşey gerizekalı gibi tuşlara sürekli basmak oldu. Nedeni ise oyunun temelinin hızlı olması ve o temel Battlemode'da mevcut ve o hızdan dolayı mantlıklı bir strateji kurmak zor. Belki biraz deneyimle daha iyi olabilirim ancak o zamana kadar hayrola.

Son deyineceğim şey ise eventler. Bu oyunda haftalık olarak belli görevler geliyor ve belli kozmetikler açılıyor. Evet o kozmetik mantığı bu oyunda da var ve illa multiplayer oynaman gerekmiyor. Campaing oynayarak da exp toplayabilir ve kozmetik açabilirsiniz ki bu oyunun tekrar oynanışını arttırıyor.

DOOM Eternal benim açımdan 2020 yılının güzel başlamasına neden olan etmenlerden en önemlisi oldu ( COVID-19 faciasını saymazsak ). Şu anda bu oyunu 2 kere bitirdim ve daha oyun içi açmam gereken o kadar şey var ki devam etme hissiyatımı arttıyor. Oyun zor ancak oyunun zorluğu deneme yanılma yöntemi ile giderek azalıyor ( Özellikle o lanet Marauder'lara karşı ). Şimdi çoğunun kafasındaki soru şu. Ben bu oyunu almalımıyım. Bir DOOM fanatiği iseniz almamanız ayıp. Ama bir gamer iseniz indirimi beklemekte yarar var. Babadan zengin iseniz oyunu şimdiden alın oynayın. Kan akışınızı hızlandıracak bundan daha iyi oyun bulamazsınız. Ve unutmayın "DOOM is Eternal".