44
Produkter
anmeldt
2504
Produkter
på konto

Nylige anmeldelser av Megali[Samcro]

< 1  2  3  4  5 >
Viser 21–30 av 44 bidrag
79 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
2 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
27.4 timer totalt (20.0 timer da anmeldelsen ble skrevet)
In Verbis Virtus; Tanrı'ların Maha’ki dilini kullanarak kendi sesimizle büyüleri yapabildiğimiz bir Macera/FPS türünün tek örneği.

Antik bir gücü ararken kayıp bir tapınağı bulmamızla başlıyor hikaye. Sonrasında ise ilerlemek ve keşfetmek duygusunun ağır bastığı bir çok engelle karşılaşıyoruz. Karşımıza çıkan bir sürü sihirli ve zorluklarla dolu bu engelleri aşmak için sırasıyla 10 temel büyüyü öğreniyoruz. Işık, telekinesis, teleport, kalkan, alev ve buz gibi her çeşit büyüyü kendi sesimizle aktif ederek kullanabiliyoruz. Başta zorlanabilirsiniz, çünkü ya Maha'ki dilindeki kelimeleri ezberlemeniz gerekiyor, ya da daha uzun olan İngilizce sözcükleri söylemeniz gerekiyor. Özellikle bazen 2-3 büyüyü çok hızlı şekilde söylemeniz gereken yerlerde bocalayabiliyorsunuz. Bu sebeple sık sık klavyemizin "J" tuşuna basarak hatırlamanız gerekecektir.

Oyun sadece büyülerden ibaret değil. In Verbis Virtus'un bence en önemli özelliği inanılmaz zor bulmacaları. Öncelikle size yol gösteren bir haritanız ya da pusulanız yok. Ancak gidebileceğiniz Dark Souls gibi bir çok yön mevcut ve hangisi için henüz erken, tecrübe etmeden anlayamıyorsunuz. Hayatımda 1-2 oyunda kullanmak zorunda kaldığım rehbere bu oyunda da bakmak zorunda kaldım diyebilirim. Ancak hiç bir bulmaca saçma değil, aksine çok akıllıca!

Oyun boyunca karşınıza çıkacak olan düşmanlarınız çeşit olarak çok azlar ancak bu kadarı bile yeterli. Hem uçabilen hem de koşabilen böcek sürüsü olan "Critter", en can alıcı noktalarda birden fazla olduğunda can sıkan "The Saevar" ve siz bulmacalarla uğraşırken yanınıza gelip sizi fırlatan sıkıcı mavi toz bulutu "Will-o'-the-Wisp". Tabii bunların dışında boss'larımız da sizleri bekliyor ve oldukça keyifli karşılaşmalara konu olabiliyorlar.

Oyunun görsel tarafına bakacak olursak... Sesler ve müzikler kendini tekrar etmiyor ve sıkmıyor. Ancak grafikler için ayrıca belirtmem gerekir ki; muazzam. Mekanların basitlikten nasıl geliştiğine ve sanatın dokunuşuyla harmanlandığına şahit olacaksınız. Unreal grafik motorunu sonuna kadar köklemişler. Özellikle bazı yerlerde yoğun efektlerden mi yoksa optimizasyondan mı bilemedim ama 60 FPS'den bir anda 17'e kadar ani FPS düşüşleri yaşadım. Onun dışında teknik bir unsur yoktu. Bağımsız bir yapım için gerçekten harika bir iş çıkarmışlar.

In Verbis Virtus, zorlayıcı bulmacaları ve sesinizle büyü yaptığınız harika bir FPS türü olarak sonuna kadar oynanmayı hak ediyor.

Notum: 9/10
Publisert 26. september 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
93 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
1 person syntes denne anmeldelsen var morsom
18.9 timer totalt (1.0 timer da anmeldelsen ble skrevet)
Serinin 3. oyunu olan Deus Ex - Human Revolution; herşeyin nasıl başladığına; ilk oyundan 25 yıl öncesine giderek bize anlatmaya başlıyor...

Cyberpunk türünün en iyi örneklerinden birisi olan ve oynanışta gizlilik ile aksiyon/rpg'yi harmanlayan Deus Ex; teknolojinin geldiği noktada insanlığa olan yararlarını ve zararlarını bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermekten çekinmiyor. Eski bir SWAT olan Adam Jensen'ın augmentation (yapay donatım) teknolojisinin sahibi olan SARIF'de güvenlik şefi pozisyonundayken şirketin büyük bir saldırıya uğramasıyla hikayemiz başlar. Öldü gözüyle bakılan Adam ise, farklı genetiği sayesinde neredeyse vücudunun yarısından fazlasında kullanılan bu teknoloji ile hayatta kalmayı başarır. Geriye ise bir çok soru ve bu cevapları bulmak için çıkılan bu yolda entrikaları bizlere yaşatmak kalır.

Oyunda ilerlemek için bir çok yol ve sizlere sunulmuş tercihler var. Dilerseniz gizliliği sonuna kadar kullanarak tek bir kişi bile sizi görmeden görevleri tamamlamaya çalışırsınız; dilerseniz de aksiyon ve yorucu çatışma sahnelerini yaşayarak ilerleyebilirsiniz. Ancak kesinlikle belirtmemde fayda var; Deus Ex'in kimyası kesinlikle gizlilik üzerinedir. Bu sebeple ilk adımı tercih ederseniz oyundan aldığınız zevk çok daha fazla olacaktır. Elbette bir sürü silah ve ekipmana sahipsiniz ve bunları da kullanmak isteyeceksinizdir. Seçim size kalmış ve bu seçimlerinize göre praxsis puanlarınızı dağıtarak size uygun geliştirmeleri yapmanız gerekecektir.

Hikayede farklı tercihler, siyaset ve çarpıcı göndermeler var. Özellikle "İnsanlar, teknolojiye giden yolda önüne çıkan her yolu temizleyecektir" gerçeği ile bizi yüzüstü bırakıyor. Oyunda 2 farklı son ve kolay boss dövüşleri var. Müzikler güzel ancak çok geri planda ve pek etkisinde kalmıyorsunuz. Seslendirmeler iyi ancak sesler ortalama. Sarı renk tonunun ağır bastığı grafiklere sahip. Ana görevlerin yanında bir çok yan görevde mevcut.

Oyun ortalama 25 saat/ 15 bölüm gibi bir uzunluğa sahip. Benim oynadığım sürüm steam'den kaldırıldığı için director's cut 'a incelemeyi girmek zorunda kaldım. Ne olursa olsun, bir çok türün birleştiği bu hikaye; Deus Ex dünyasına atılmak için harika bir sebep.

Notum: 9/10
Publisert 16. september 2015. Sist endret 17. september 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
73 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
2 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
14.0 timer totalt (8.7 timer da anmeldelsen ble skrevet)
İlki sadece konsollara gelen, ikinci oyunla bilgisayarlarımıza da konuk olan The Darkness II, her yönüyle farklı bir oyun olarak bizlere sunuluyor.

Karanlığın bizi içine çektiği ve farklı güçler bahşettiği bu oyunda gerçek ile hayali karıştıran bir kahramanı; Jackie'yi yönetiyoruz. Her iki omzumuzda da bize yardım eden çok amaçlı demon'lar, RPG karıştırılmış FPS türüyle birleşince ortaya eğlenceli bir oynanış çıkıyor. Sol demon ile eşyaları tutarak fırlatabilir, düşmanlarınızı ise seçiminize göre parçalayarak size mermi, kalkan ya da can olarak getirisini sağlayabilirsiniz. Sağ demon sadece yakın dövüş vuruşlarınız için var diyebiliriz.

Demon'lar + karanlık + silahlar ve geliştirdiğiniz yeteneklerinize göre tek kişilik bir ordu gibi ilerleyebiliyorsunuz. Ancak mob'ların güçlenmesi ve karşı tarafın da karanlığı kullanmaya başlaması ile işler değişebiliyor. Bunun yanında başta söylediğim gibi bölüm aralarında hastanede gözlerinizi açarak neyin gerçek, neyin hayal olduğuna karar vermenin size kaldığı bir oyun tecrübesini yaşıyorsunuz.

Oyunun asla eskimeyecek çizgi roman tadında grafikleri var. Oynanış eğlenceli ve çeşitli, hikaye ise 2 farklı son ile gayet tatmin edici. The Darkness II, her türden oyuncunun kesinlikle oynaması, denemesi gereken bir oyun.

Notum: 8/10
Publisert 31. august 2015. Sist endret 31. august 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
66 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
2 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
42.3 timer totalt (37.0 timer da anmeldelsen ble skrevet)
Ralli oyunlarının öncüsü Colin McRae Rally 2.0'dan sonra ki kabuk değişimi ve ünlü pilotun ölümü sonrası DIRT serisine geçilmesi kaçınılmaz olmuştu. Ancak bu sadece bir isim değişikliği değil, çok daha fazlasıydı. DIRT serisinin 3. oyunu geçtiğimiz aylarda çıkardığı "Complete Edition" ile son halini aldı.

Eskiden sadece ralli arabalarını içeren, DIRT ile arasına buggy, truck hatta tırlarla yelpazeyi genişletmiş ve biraz çizginin dışına çıkmıştı. DIRT 2 ile tırları oyundan çıkarmış (ki ben çok seviyordum hala ekpaketlerle neden dahil edilmiyor anlamış değilim) ve kaza anında geriye sarabileceğimiz özellik olan flashback olayını getirmişti. DIRT 3 ile araç yelpazesi ralli arabalarına doğru genişlerken yeni "Gymkhana" modu ile oyuna farklı bir soluk getirmeyi bildi. Bu mod ile işin şov kısmını bizlere oynatırken "Ken Block" nasıl olunur? -sorusuna yanıt verdi.

DIRT 3 seriyi başarıyla devam ettiriyor. Müzikler, fizik motoru, grafikler ve sesler yine harika. Gymkhana modu eğlenceli ancak ne var ki buggy ve truck yarışları bir o kadar sıkıcı. Aslında bakarsanız oyundaki DIRT Tour fazlasıyla kendisini tekrar ediyor. Bunun sebebi haritaların az olması ve benzer araçların ve yarış modlarını birden çok oynamamızdan kaynaklanıyor. Bunun dışında oyunun pek bir eksisi bulunmuyor. Serinin takipçileri çoktan oynamıştır, ancak DIRT serisine ilk kez katılacaklar bu oyun ile başlayabilirler.

Notum 8/10
Publisert 24. august 2015. Sist endret 13. mars 2016.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
79 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
8 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
3.6 timer totalt
Büyüyüp baba olduğumuzda çocuklarımıza anlatacağımız anılarımız olmalı mutlaka. Ama bazı anılarımız vardır ki, anlatırken veya anımsarken abartır ya da süsleriz. Ancak bu hikaye için bunlara ihtiyacımız yok, çünkü büyülü bir dünyaya yolculuk ediyoruz.

Dayımızı aradığımız bu hikaye; birincil şahıs kamera açısından platform ve macera türü olarak bizlere sunuluyor. Dayımızın bir çok icadını ve onu ararken keşfettiğimiz harika mekanlarda kendimizi buluyoruz. Kristaller dolusu mağaralar, uçan kara parçaları ve zeplinler ve büyük ayaklı ufak boylu yepyeni bir ırk... Tüm bunları gözlemek için ilerlemedeki en büyük yardımcılarımız yine dayımızın icatları olan eldiven ve ayakkabılar. Bu sayede kendimizi çekebilir, hızla koşabilir ve büyük sıçramalar yapabiliriz. Bir platform oyununda ki tüm serbestliklere sahibiz.

Müzikler ve sesler güzel, grafikler yeterli. Bazı bölümler gerçekten zor ve bir çok kez denemeniz gerekiyor. Bu da oyunu basitlikten kurtarıyor ancak checkpoint sistemi bazen sinirlenmenize neden olabiliyor. Bunun dışında hiç bir eksisi yok diyebiliriz. Yine de oyun oldukça kısa, 4 saatte bitirebiliyorsunuz.

Notum: 8/10.
Publisert 20. august 2015. Sist endret 20. august 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
115 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
6 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
8.5 timer totalt (8.3 timer da anmeldelsen ble skrevet)
Yerli kardeşlerin başta XONE exclusive olarak çıkardıkları, daha sonra Microsoft'un Windows'u sevindirme isteği ile Crytek'in parasız kalması sebebiyle Ryse: Son of Rome'u bizlere de ulaştırması harika oldu. Sonuç olarak bu güzel oyundan mahrum kalmadık.

TPS türündeki Ryse, soluksuz aksiyon ve film gibi senaryosunu harika grafiklerle bizlere anlatmayı başarıyor. 3-4 kombo sonrasında exc kill ile öldürdüğümüz tüm barbarlardan kurtularak ilerlediğimiz oyunda zaman zaman adamlarımızı yönetmemiz harika oluyor. Özellikle shield defense mükemmel.

Oyunun tek eksiği belki de sürekli aynı şeyleri yaparak ilerlememiz olabilir ama bunun dışında pek dişe dokunur bir olumsuzluk söz konusu değil. Tabii optimizasyon sorunları da yok değil. Özellikle texture ayarıyla oynamanıza izin verilmiyor (Yine de sistem dosyasına girilecek ufak bir satır ile yapılabiliniyor), özetle iyi bir port olmamış ve Crysis serisinin aksine Yerli kardeşler bu oyuna Türkçe altyazı bile hazırlamamışlar. Ancak bunun yanında üstte de söylediğim gibi Ryse; en iyi senaryoya ve kurgulanmış ara sahnelere ait oyunlardan birisi.

Notum: 8/10.
Publisert 15. august 2015. Sist endret 15. august 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
74 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
1 person syntes denne anmeldelsen var morsom
5.1 timer totalt
Monochroma; tamamı Türk firma Nowhere Studios tarafından geliştirilen başarılı bir platform/bulmaca oyunu.

Kardeşimizle yola çıktığımız 4 perdelik bu macerada harika 3D grafikler ve renklerin kaybolduğu yalnız bir dünyada kendimizi buluyoruz. Oyunun hemen başında sakatlanan ve sadece zaman zaman ışığa bırakabildiğimiz kardeşimizi sırtımızda taşırken, karekterimizin tek istediği güven dolu bir ortam arayışı oluyor. Siyah-beyaz renklerin ve kırmızı rengin öne çıktığı sanat dolu grafiklerin ışığında kötülüğün yuvasına doğru yolcuğumuz hiç bitmeden sürüyor...

Monochroma'nın hikayesi tıpkı Brothers ve Limbo gibi sesli ya da yazılı bir şeyler sunmuyor. Bunun yerine hissetmenizi ve izlemenizi istiyor. Bunu da oldukça başarılı bir şekilde bize sunuyor. Jazz ağırlıklı müzikleri size çoğunlukla aksiyonun olduğu sahnelerde eşlik ediyor. Keşke normalde de arka fonda hafif bir müzik olsa diye iç geçirmedim değil.

Kontrollerin basit ama bazı yerlerde karakterimizin oldukça hantal kaldığını belirtmem gerekir. Yine de bunu çok sorun etmiyorsunuz. Çünkü karşınıza çıkan bulmacalar ve kovalamaca sahneleri çok da dert edilecek kadar zor değil. Ancak bir kaç bulmaca ve zeplin yolunda karşınıza çıkan dev göz size fazlasıyla stresi yaşatabiliyor.

Mekan ve zamanın kendini tekrar etmediği ancak hikayemizin 5 saatte bittiği bir 3D platform oyunu Monochroma. Ancak hem bizden hem de bağımsız bir oluşumun ortaya çıkardığı bu emek, gerçekten övgüyü hak ediyor. Sıkılmadan tek seferde bitrirebileceğiniz bir serüven sizlere sunuyor.

Notum: 8/10.
Publisert 11. august 2015. Sist endret 12. august 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
83 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
4 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
12.2 timer totalt
To The Moon aslında bir oyun değil; interaktif bir film.

John'un son dileği olan "aya gitmek" isteğini gerçekleştirmek için anılarını tekrar kurgulayan 2 doktorun hikayesini oynuyoruz. Günümüzden geçmişe gittiğimiz, parçaları tek tek birleştirdiğimiz ve süprizlerle dolu hikayeyi yaşadığımız harika bir oyun.

Piksel piksel grafikleri, harika müzikleri ve nükteli ama bir o kadar da duygulu senaryosunda her karakterin kendine özgü kişiliği... Gerek hikaye de, gerekse de kurguda tek bir hata yok.

Grafiklere aldanıp bu hikayeyi görmezden gelmeyin, filmi oynayın...
Publisert 5. august 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
91 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
1 person syntes denne anmeldelsen var morsom
10.9 timer totalt
Return to Castle Wolfenstein'dan beri oynarım; bir tane bile kötü oyunu yok şu serinin. Old-school fps'yi sonuna kadar yaşatan serinin son oyunu The Old Blood'da yine çok iyi olmuş.

B.J. Blazkowicz'e New Order'dan sonra yine başka bir Nazi macerasıyla geri dönüyoruz. Oyun kesinlikle ek paket değil, başlı başına bir oyun. Yeni silahlar, yeni düşmanlar ve yepyeni hikaye ve ortamlarla New Order'dan eksik kalır yanı yok gibi. Belki sadece daha kısa oluşu...

Oyuna bir silah eklenmiş ve neredeyse değiştirmiş: BORU. İkiye ayırarak duvarlara tırmandığımız, kapıları açtığımız ya da çeşit çeşit exc ile steath kill attığımız silah vazgeçilmezimiz. Bunun dışında hapse düştüğümüz ve Wolfenstein kalesinde olduğumuz bölümler ise geçmişe selam çakan cinsten.

Oyun sizi 2. kısım ile bambaşka bir oynanışa çekiyor. Kötü karakterimiz Helga'nın yol açtığı patlama ile tüm kasaba zombileşiyor ve bu da farklı bir taktik sunuyor. Dead Island'ı andıran bölümlere uzanıyoruz.

Hikaye ise yeni bir oyunla devam edecek, seri bitmiyor. Müzikler ve sesler yine harika. Herkese tavsiye ederim.
Publisert 1. august 2015. Sist endret 2. februar 2016.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
105 personer syntes denne anmeldelsen var nyttig
3 personer syntes denne anmeldelsen var morsom
21.0 timer totalt
Size bir oyunun kötü olmasını imkansız hale getiren şeyleri sıralayım: İskandinav mitoloji, harika müzikler, ayrıntılı çizimlerin renk bulduğu grafikler ve tercihlere göre şekillenen hikaye...

The Banner Saga'da bunların hepsi fazlasıyla var. Sıra tabanlı strateji olarak oynadığımız ve yol boyunca farklı karakterleri yönettiğimiz oyunun yapımcıları ise Bioware'den ayrılan ekibin kurduğu yeni Stoic Games.

"Vikinglerin tanrıları ölür ancak kötü olan bu değil, herkesin bunu bilmesidir." alıntısıyla başlayan oyunda her ailenin bir flaması var ve bu flamalar ne kadar uzunsa sizin de şöhretiniz ve aileniz de o kadar büyük anlamına gelmektedir. The Banner Saga ismini de buradan alan oyunda yol boyunca bir çok savaş, kamp ve kasabalara uğruyor olacağız. Varl isimli devlerin de bizle beraber savaştığı oyunda soğuk ve çoğunlukla karlı bir atmosfer bizi bekliyor. Ancak şarkılar o kadar güzel ki, yol boyunca hiç sıkılmıyorsunuz.

Taktiksel bir oynanışa sahip The Banner Saga'da ekibinizi ve hamlelerinizi iyi belirlemeniz gerekiyor. Kickstarter projesi ile hayat bulan oyunun ikincisinin de yapıldığını belirteyim. Ortalama 10 saatte bitirebileceğiniz bir sanat eseri duruyor karşınızda.

Türü seven herkese tavsiye ederim.
Publisert 20. juni 2015. Sist endret 6. juli 2015.
Var denne anmeldelsen nyttig? Ja Nei Morsom Utmerkelse
< 1  2  3  4  5 >
Viser 21–30 av 44 bidrag