Последние обзоры The Vengeful One

Kadir Mısıroğlu'nu bulamadım millet. Çok üzgünüm.

Arayışa devam edenler veya yeni başlamayı düşünen arkadaşlara başarılar diliyorum.

Oyunun çok bir olayı yok. Amacımız oyundaki en çok aranan 10 yarışçıyı alt edip listenin en başına çıkmak. Fiyatını hak eden bir oyun değil ama indirimlerde kütüphaneye eklenip oynanılabilir.

Diyecek çok bir şey yok. Alışık olduğumuz üzere potansiyeli olan ama canımız ciğerimiz (!) Ubisoft tarafından harcanmış bir oyun olmuş Assassin's Creed Unity.

Hikayede bahsedecek önemli bir durum olduğunu düşünmüyorum çünkü çok tembelce yazılmış bir senaryo ile birlikte çok da iyi olmayan bir hikaye bekliyor sizleri haberiniz olsun.

Oyunun haritası yeterince büyük ve toplanılacak bir sürü öge, yapacak bir sürü yan görev var. Dönemin Paris'i çok ama çok güzel bir şekilde modellenmiş orası da ayrı bi güzellik.

Gizlilik kavramı seri içerisinde ilk defa bu oyunda tam anlamıyla yer almış. Bu da sizlere, görevleri yaparken birden fazla strateji yapma fırsatı sunuyor ki bu çok güzel bir şey. Şahsen ben hiç sıkılmadım.
Serinin önceki oyunlarında 10-20 kişiyle hiç zorluk çekmeden savaşabilirken bu oyunda öyle bir durum söz konusu değil. Savaş mekaniklerinin bu denli oturaklı olması ve gerçek ile bu kadar yakın olması savaş esnasındaki zorluğu da ortaya koymasından dolayı oyun sizi her bir hareketinizi dikkatli seçmeye ve uygulamaya zorluyor. Oyuncuların büyük bir kısmı mekaniklerin bu denli yavaş olmasından dolayı eleştirilerde bulunmuş fakat gerçekte de olay bu yani. O yüzden savaş mekanikleri beni çok sardı.
Aynı şekilde parkur mekanikleri de yeterince güzel ve oturaklı. Şahsen Unity'de çatıdan çatıya dolaşmak , oradan oraya koşup engelleri aşmak beni çok eğlendirdi. Size de eğlenceli anlar yaşatacağından eminim.

İşin Co-Op kısmı da seri içerisinde bu oyunla birlikte gelen bir yenilik ve açıkça söylemek gerekirse çok da güzel olmuş. Her ne kadar sinir bozucu buglar ile karşılaşmış olsam da bu Co-Op oynarken aldığım zevki etkilemedi. Oyuna arkadaşlarınız da sahipse birlikte zevkli görevler yapabilirsiniz.

İnceleme başında oyunun harcandığından bahsetmiştim ki tam fiyatına alınacak bir oyun da değil. Fakat kendimce beğendiğim ve sizlere bahsettiğim olumlu kısımlarını değerlendirip indirimlerde oyuna bir şans verebilirsiniz. Bu sebeple oyunu sizlere tavsiye ediyorum ve hepinize iyi oyunlar diliyorum.

Kötü bir gün mü geçirdin ?

Birileri seni sinirlendirdi mi ?

Mevcut oyunlardan bıktın mı ?

O zaman al bu oyunu !

Rahatlamazsan dünya alem beni "sevsin".

Önceki tüm AC oyunlarına karşın bir Templar hikayesi anlatan AC Rogue, daha önce Black Flag'i oynadıysanız size hiç yabancı gelmeyecektir.
Çünkü mekaniklerden animasyonlara oyunun tüm içeriği Black Flag ile neredeyse aynı.
Oyun ona göre daha kısa ve haritası daha küçük. Bu durum benim için iyi oldu. Harita Black Flag kadar büyük olsaydı onda yaptığım gibi bu oyunu da %100 yapmak için uğraşamazdım. Black Flag ömrümü yemişti çünkü.
Onun dışında mevzuya Tapınakçıların gözünden baktığımız hikaye fena değildi. Ama başta da belirttiğim gibi kısaydı.
Alıp oynamayı düşünüyorsanız indirimleri beklemenizi tavsiye ederim. Hepinize iyi oyunlar.

Bundan birkaç yıl önce oynamıştım. İndirimleri görünce bundle içerisinde edindim ve tekrar oynadım. Oynamış olduğum Assassin's Creed oyunları içerisinde keyifle oynadığım oyunlardan birisiydi Black Flag. Tekrar oynarken de aynı şekilde eğlenerek oynadım vallahi.

Hikayesi iyi olmasa da bana göre kötü de değildi. Zengin ve lüks bir yaşam hayali kuran ve bu hayal doğrultusunda korsancılığa başlayan Edward Kenway'in korsancılık ardında kendisini, asırlardır süren suikastçiler ve tapınakçıların savaşında istemeden de olsa bulması ile birlikte hikayemiz şekilleniyor.

Oynanış kısmında bahsedecek pek bir şey yok. Assassin's Creed III'ün gelmesiyle birlikte aşırı basitleşen savaş mekanikleri aynı şekilde bu oyunda da kullanılmış. İşin hoş olmayan tarafı, üçüncü oyunda hançer, kılıç, savaş baltası vs. bulunurken bu oyunda yakın dövüş silahları olarak sadece gizli bıçaklarımız ve çift halde kullandığımız kılıçlar bulunuyor. İşin gemi kısmı ise üçüncü oyundan daha güzel ve eğlenceli bir hale getirilmiş ki korsan temalı bir oyunda daha azı olsa bu temaya yakışmazdı. Tüm oyun içerisinde benim için tek sıkıcı taraf görev tasarımıydı. Görevlerin neredeyse büyük bir kısmı çoğumuzun oynamaktan nefret ettiği takip etme ve dinleme görevlerinden oluşuyor. Onun dışında canınızı sıkacak bir durum yok bence. Hikaye görevlerinin dışında da sizleri bir sürü yan görev ve toplanabilir ögeler bekliyor benden söylemesi. Eğer ki oyunu %100 bitirme gibi bir niyetiniz varsa, sizleri çok uzun bir süre başında tutacak haberiniz olsun :D Çünkü yapılacak çok fazla aktivite, keşfedilecek çok fazla bölge var oyunun içerisinde. Bunları yaparken sıkılacağınızı düşünmüyorum çünkü atmosfer de bir o kadar güzel bu oyunda.

Grafiklerde de çok bir gelişmişlik yok. Üçüncü oyuna nazaran dokular ve çevre kalitesi daha iyi. Onun dışında oyun Karayipler'de geçtiği için ada, deniz gibi kavramlar sebebiyle atmosfer daha canlı o kadar.

Uzun lafın kısası korsancılık ile harmanlanmış Assassin's Creed IV: Black Flag'ı satın alıp oynamayı düşünen sizlere tavsiye eder, hepinize iyi oyunlar dilerim :)

Oyun sizleri yeri geldiğinde rekabetle, yeri geldiğinde komik anlarıyla ve o tatlı ve güzel oynanışıyla öyle besliyor ki zamanın akıp gittiğini anlamıyorsunuz bile. Oyunu oynadıkça öğreniyor ve efsane korsan olma yolunda tatlı adımlarla ilerliyorsunuz.

İster tek takılın, ister arkadaşlarınızla beraber oynayın, bu oyun sizi eğlendiriyor arkadaşlar.
61 TL'ye alınabilecek en güzel oyunlardan birisi bence Sea of Thieves. Almayı düşünen herkese tavsiye ediyorum.

İndirimde 7.00 TL civarı bir fiyata almıştım denemek için. Beğenmedim. Oyunun grafik ve atmosfer dışında bir artısı olduğunu düşünmüyorum.

Oynanış çok mu çok yavaş. Normal düşmanlarda bunun sıkıntısını pek göstermese de, güçlü düşmanlar ve bosslarda zehir ediyor size oyunu. Sürekli dodge atmanız lazım ki hayatta kalasınız. Ama bu dodge olayı öyle böyle değil. Düşmandan kaçayım derken düşmandan öyle uzaklaşıyorsunuz ki yakınlaşıp saldırayım derken düşman toparlanıp tekrardan atağa geçiyor size karşı. Üstüne mekaniklerin ağırlığı da eklenince sizi öylece ortada bırakıyor oyun.
Hikayesine pek bir şey diyemeyeceğim ki adam gibi ilerleyemedim zaten.
Diyaloglara vs. hiç özenmemişler bence. Karakterler hortlak görmüşcesine donuk ve ruhsuz bir şekilde konuşuyorlar. Üstüne kalitesiz bir stüdyoda kaydedilmiş gibi çıkan karakter sesleri, bu tencerenin kapağı oluyor.

Kısaca zor yapayım derken içine sıçıp bi de üzerine sıvazlamışlar ve ortaya böyle bir şey çıkmış maalesef. İndirimde ucuza aldığım için koymadı bana. Ama kütüphanemde boş boş duracak orası da ayrı bi konu. Bunun fiyatına gidin bi içecek ve yanına küçük bi abur cubur alın, ağzınız tatlansın.

Her şey güzel hoş da, koca 2 saat içerisinde 2 maç atabildim be arkadaş bu ne eşleştirme süresi böyle?!?!? Önce killer seçip arattım bulmadı. Hadi dedim killer daha çok talep edildiğinden bulamamıştır survivor oynayım bari dedim, o da yok. Uzun bekleme süresi sayesinde beni bezdirdi oyun. Hevesli bir şekilde indirip açtım ama maç beklemek çok uzun sürüyor. Zaten tek başıma oynayacaktım sıkıldığım zamanlarda değişiklik olsun diye. Böyle maç bekleyerek daha çok sıkılırım ben. O yüzden iade istedim. Arkadaşlarınızda varsa bu sıkıntıyla uğraşmadan keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Ama tek başına oynayacak kişilerdenseniz benim gibi siz de bayarsınız beklemekten.

Ne diyebilirim ki?

Oynamış ve etkisine girmiş olduğum serilerin arasında en üst sıraya yerleşti Witcher serisi. İlk iki oyunla birlikte devam eden başarılı ve sürükleyici hikaye, serinin son oyunu Witcher 3 ile mükemmel bir şekilde noktalanıyor.

Özet geçmek gerekirse; ilk iki oyununda kayıp anılarını tekrar hatırlamaya çalışırken binbir türlü problemlerle uğraşan Geralt reisin, nihayet anılarını tekrardan hatırlamış bir vaziyette sevdiceği Yennefer'e kavuşup, Ciri'yi arama yolunda ilerlerken yaşayacakları olaylar ile baş başa bırakıyor bizi CD Projekt Red.

Bana sorarsanız hikaye olarak tüm seri içerisinde en derin, en sürükleyici ve en etkileyici hikaye bu oyunda arkadaşlar. Hani öyle güzel işlenmiş ki hikaye; sizleri içerisine tam anlamıyla çekiyor ve karakterlere çok güzel bağlıyor.
Ana hikayenin dışında her bir yan görevin kendine has hikayeleri olması ayrı bi güzellik. Oyun için yayınlanmış Hearts of Stone ve Blood and Wine DLC'lerinden bahsetmiyorum bile. Orası da çok ayrı bir nokta. Koca hikayeye şahit olurken 1 dakika bile sıkılmadım ya bu kadar mı güzel işlenir yani. Oynanışa diyecek lafım yok zaten. İkinci oyunun üstüne hem daha gelişmiş, hem daha kolaylaşmış. Arada mükemmel bir denge kurmuş CD Projekt Red. Vallahi helal olsun.

Bu oyun hakkında anlatılacak çok şey var aslında ama almayı düşünüp de inceleme okumaya gelen sizleri oyalamak istemem. Yoksa harbi uzun bi inceleme çıkarır bu oyun.

Oynarken saatlerce içerisinde sürüklendiğim, tek bir dakikasından sıkılmadığım serinin bu muhteşem son oyununu sizlere kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ediyorum. Ayrıca baştan sona üç oyununu da oynamanızı şiddetle öneriyorum.
Siz incelemeleri okuyup oyunu almayı düşünürken ben koca hikayeye New Game+ modu ile tekrardan başladım bile. Bu seriyi oynamadan ölmeyin ha.

Hadi eyvallah.