Recent reviews by Rozzy

Film o kadar boktan ve kötü ki zevk veriyo.

Oyunu daha oynamadım bile başlangıcında bıraktım sonra tek oturuşta oynim diye ama Kudüs mudüs diyo belli ki yine felsefik güzel bişe (rozet gelsin diye yazdım sonra bu oyuna 82 satırlık inceleme yazılır)

Kol olmadan niye oynanmıyo bu amk oyunu

It Takes Two'yu da oynadım ve söyleyebilirim ki bu oyun oynadığım en iyi co-op oyun. Önceden Spec Ops: The Line incelememi okuduysanız veya okursanız orada ''Metacritic puanını daha yüksek beklerdim'' demiştim. Fakat o oyunun yine eksilerini görebiliyordum. Oynanışı kötü olmasa da uzun bir oyun olduğundan sıkılanlar olabilir veya sonunu alıntı olduğundan sevmeyenler olabilir. Fakat bu oyunu sevmemek için tek neden bulamıyorum. İnsanların kendini entelektüel göstermek için klişe olan herşeye ''EEE AMA BU KLİŞE'' demesi dışında. Ki hikayesi çok klişe değil, sahneleri klişe. Fakat klişelerin klişe olmasının da bir sebebi var. İyi sunulduğunda muhteşem etkileyici olmaları.

Oyunun en güçlü kısmının bu olduğu fragmanından dahi belli zaten. Hapishanede karşılaşıp ortak bir amaç için arkadaş olan 2 yetişkinin hikayesi. Hepsinin kendi aile dramaları, kendi dertleri var. Oyun iki karakteri de dengelemeyi çok iyi başarıyor. Hiçbirine haksız veya haklı, kötü veya iyi diyemiyorsunuz. Sakın oyunun videolarını izlemeyin, oynayan birisine ''Bu oyun nasıldı ?'' diye sormayın. Riske atmayın. Bu yolculuk hikayesi, inanılmaz bir hikaye.

Oyunun hiçbir yerinde oynanış aman tanrım diyeceğiniz kadar iyi değil fakat kötü de değil. Oyun içinde birçok mekanik barındırıyor ve size yaptırmadığı çok çok az şey var. Kapı açmadan silah sıkmaya, araba sürmeden vinç kontrol etmeye herşey sizin elinizde. Bu çeşitlilikten dolayı mekaniklerin hiçbiri baymadan tek seferlik veya 2 seferlik kullanılıyor.

Oyunun doku kalitesi üst düzey değil. Kötü de durmuyor tabii ki ortalama diyebilirim. Fakat bunu mükemmel bir sanat tasarımı ile birleştirince... İşte o zaman en iyi grafiklere sahip oyundan bile etkileyici duruyor. Oyunun yönetmeninin aslında bir film yönetmeni olduğunu anlıyorsunuz.

Bölümler genelde her saat başı atmosfer değişikliği sağlıyor ve bu oyunun diri kalmasını sağlıyor. Onun dışında pek açıklayabileceğim birşey yok. Hikayeden sapmadan ana konuyla bağlantılı şeyler yapıyoruz. Burayı çok hızlı geçtim gibi gözükebilir ve öyle de fakat bölümler hakkında hiçbir oyunda çok uzun birşey yazabileceğimi sanmıyorum. Bu başlığın asıl konusu aksiyon sekansları. Aksiyon sekansları dudak uçuklatıcı derecede etkileyici ve güzel. Bir Uncharted kalitesinde olmasa da (malum Uncharted'ın genel olayı aksiyon sekansları) genel ortalamanın çok çok üstünde.

Hiçbirini açıp tekrar dinlemem fakat atmosfer yansıtma açısından kesinlikle muhteşem. Oyuna çok uygun.

Oyunun süresi 6 saat. Ki biz önümüze gelen herşeye bakmaya çalıştık birkaç yer dışında. Dediğim gibi, olan mekaniklerini kullanıp suyunu sıkmadan bitiriyor oyunu. Cidden oyunun süresine dahi bayıldım. Normalde her oyun ''Ben çok uzun olacağım'' diye uğraşıyor. İlaç gibi geldi.

Oyunda baya bir minigame var. Yanınızdaki kişiyle iddiaya girip bu oyunları oynamak ayrı zevkli. Ben 10 lira kazandım toplamda. Birgün o parayı alıcam ama o gün bugün değil :D:D:D Ayrıca oyunun 2 farklı sonu var.

Kısaca A Way Out benim oynadığım en iyi oyunlardan. Çok ciddiyim. Metacriticitine aldırmadan deneyimleyin. Sonrasında da yorumlarda benle görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Hepinize iyi oyunlar efenim

Hayatımı gömüp %100 bitirdiğim, hepimizin içinde özel bir yeri olan Mafia II bana bu serüvenimde birkaç şey sorgulattı. DLC'lerle beraber incelemeye geçelim.


Hikayeyi anlatmama gerek var mı ? Bilmeyen yoktur herhalde. Çocukluğunda maddi durumlardan dolayı Empire Bay'e göç etmiş Vito'nun mafya içine girişini ve yükselişini anlatan çok güzel bir hikaye. Sonlara doğru biraz sıksa ne finalini hiç beğenmesem de o sıradaki yolculuktan oldukça memnunum. Özellikle oyunun başlarında atmosfer çok güzel. Karakterler sevilesi. Vito'yu yüksek ihtimal oyunu oynayan kimse unutmamıştır. Bu çok iyi veya derin olduğundan değil, karakter ikonik olduğundan. Joe ise Vito'yu dengeleyen, matrak kafadar bir karakter.

Oyundaki bana göre en büyük eksik. Çok uzun bir oyun olmamasına rağmen (10 saat civarı) oynanış biryerden sonra çok sıkıyor. En azından birkaç kafa patlatma animasyonu felan koyaydınız yahu. Vuruş hissi kötü değil fakat 10 saatlik bir oyun için ne silah çeşitliliği ne de vuruş hissi yeterli bana göre.

Oyunda en sevdiğim şeylerden biri. Radyo müzikleri olsun ana menü müziği olsun çok severim. Eskileri hatırlatıyor. Dönemini de yansıtıyor.

10 saat, DLC'lerle birlikte 18 saat diyebiliriz. İndirimdeyken 29 lira oluyordu sanırsam, o fiyata değer.

Toplanabilir olarak Playboy dergileri ve Wanted posterleri var. Açık dünyası boş, yapılacak hiçbirşey yok. Kıyafet dükkanları, kaportacılar, benzin istasyonları, barlar ve restorantlar var. Fakat onların dahi içinde yapılacak birşey yok.

Genel olarak klasik bir Türk genci olarak çok sever ve sayarım bu oyunu. Oynadığım için kesinlikle mutluyum.


Mafia II'de Vito hapisteyken Joe'nun işleri nasıl yürüttüğünü anlatan bir DLC. 3 4 tane güzel bölümü var diğerleri aynı yan görevi tekrar yapmak üzerine. Bir de süre sınırı var. Sorgulamam burada başladı, devamını gelince anlatacağım.

Oynanış ana oyunla aynı. Sadece burada puan sistemi eklemişler. Hiç umrumda olmadı bu sistem, sizin de olmasın birşeye yaramıyor çünkü.

4 4,5 saat.

Playboy dergileri var.

Vakit kaybı olsa da her 1 saatte çıkan ana görevlerle bunu çok çok az örtmeyi başarıyor. Ama bu onun berbat olduğunu değiştirmiyor.


Yok. Jimmy hapishane kaçkını. Başka bi bok yok. Aynı yan görevleri yap dur. Sorgulamam burada arşa çıktı. Acaba Mafia III'ü Hangar 13 yapmasa da kötü mü olacaktı ? Onlar da aynı yan görevleri koyup alın yapın bunları mı diyeceklerdi ? Tek bi ilk görev (2 dk'da bitiyor) ve son görev (5 dk'da bitiyor) fena değil. O da cidden fena değillik yani güzel felan değil. Arasahne var diye fena değil diyorum hahaha :D

Joe's Adventures ile aynı

3 4 saat Allah'ın belası şey.

Ekstra da yok.

Oynamayın bu DLC'yi. Ben oynadım, siz yapmayın.

Call Of Juarez: Gunslinger steam kütüphanemde oyun sıkıntısı çektiğim vakit kütüphanemde gördüğüm ve bir şans vermek istediğim bir oyundu. Dürüst olmak gerekirse bu kadar saracağını hiç düşünmemiştim.

Hikayemiz Silas isimli baş kahramanımızın bir barda eski anılarını anlatmasıyla başlıyor. Biz, ana karakterimiz anılarını anlatırken onları oynuyoruz. Oyunun başlarında birbirinden alakasız birkaç tane ödül avcılığı görevi (aslında bağımsız denemez oyun bağlantı kurmaya çalışmış ama meeh yani) yaptıktan sonra hikaye açılıyor ve daha odaklı, ana amacı belli olan birşeye dönüşüyor. Ama konsepti değişmiyor, ana karakterimizin konuşmasında ana konu hep intikam sonuna kadar da öyle devam ediyor. Hikayenin sonunu ise aşırı beğendim. Final görevini oynarken sizi biraz sorgulatıyor lan acaba diye :D

Bana göre oyunun en kuvvetli olduğu kısım. Oynanışı muazzam. Zaten bu puanın sebebi de o diye düşünüyorum. Vuruş hissi çok güzel, arcade bir oyuna tam uygun. Hızlı, tempolu. Ayrıca şunu da söylemeliyim oyunu zorda oynarsanız Call of Duty gibi siper odaklı oluyor. Normalde ise arcade çata çata bam güm. Oyunda 3 çeşit silah var. Tüfek, tabanca, pompalı. 2 çeşit tüfek (ki aralarında fark yok) 4 çeşit tabanca (bunlarda fark var) ve 2 çeşit pompalı var (fark yok sayılır). Oyun silah çeşitliliği açısından kıt fakat hem fiyatının uygun olmasıyla hem kısa olmasıyla (ortalama 3,5 4 saatte bitiyor) bunu kapatıyor. Aynı silahla 10 saat oynamıyorsunuz yani. Silahların geliştirmeleri de var. Bunları ekledikçe oyun çok çok daha zevkli hale geliyor. 4 saati çok güzel dolduran, düellolarla dolu bir oynanış sizi bekliyor.

Oyun çizgi romanımsı bir görsel havaya sahip. Bu oyuna tam uygun. Çok tatlı durmuş. Sistem de istemiyor bu tarzdan dolayı. Arada sırada arkanıza yaslanıp, hudları kapatıp manzara izleyesiniz geliyor.

Üstte de dediğim gibi 3,5 4 saat. Ekstralarla birlikte 5,5 6 saat. %100 achievement ise yaklaşık 14 saat alacaktır tahminimce. 12,2 ₺'lik bir oyun için fena değil çünkü oyunun içi dediğim gibi tatmin edici içerikle dolu. Hem 12,2 ₺'nin günümüzdeki değeri düşünüldüğünde gözünüz kapalı alın derim. Zamanında ücretsiz de olmuştu ama sırf ben zamanında ücretsiz olan şeye para mı vereceğim diye böyle bir deneyimi kaçırmayın. Normal fiyatı 61 ₺ biraz pahalı.

Genel olarak çok tatlı ve bir günümü güzelleştiren, iyi anılarla hatırlayacağım bir deneyim oldu efenim. İncelememi okuduğunuz için müteşekkirim.

GÜNCELLEME: Oyun tam dediğim gibi 14 saatte %100 yapıldı. Bende 20 saat olmasının sebebi oyunu 2 kez daha bitirmem. Üstüne düelloları da baştan bir kere daha yaptım :D

Beyond: Two Souls'dan beklentim Heavy Rain kadar yüksek değildi. Fakat olmayan beklentimi bile karşılayamadı.

Oyunun oynanış kısmı olmadığından oyun sinema filmi benzeri sadece hikaye ve kamera açıları, tempo gibi şeylerle kendini ayakta tutabilir. Bu oyunda ise ne tempo ne de hikaye iyi. Hikaye vuruculuk anlamında 0. Aslında ana konu üzerinden ilerlese güzel olabilecek bir hikaye fakat ergen bir kızın aşk hikayelerini dinlemekten yoruldum resmen. Life is Strange değilsin ki sen ergen aşk hikayesi üstünden ilerle. Oyundaki birkaç chapter harici diğer chapterlar çok sıkıcı, amelelik chapterları. Ayrıca seçimlerinize göre değişen bir oyun olmasına rağmen seçimlerin önemli olduğunu hiçbir yerde hissedemiyorsunuz. Oyun haberiniz olmadan seçim yaptırıyor bazı kısımlarda hatta bazı kısımlar değil oyunun %60 %70'inde seçim yaptığınızı bilmiyorsunuz. Bu oyunu TellTale oyunları ile kıyaslamak lazım çünkü diğer sonlara daha bakmamış olmama rağmen sadece sondaki seçimlerin sonu değiştirdiğini düşünüyorum. TellTale oyunları hikaye olarak kat be kat daha iyi. Bu kadar sövdük özetleyelim ana konuyu; Bizim kızımızın (Jodie) öteki dünya denilen bir dünya'daki Aiden isimli bir varlıkla arasında bağ var. Bazen bu varlık sayesinde darmadağın olduğunu, bazen bu varlığın onu kurtardığını görüyoruz. Hem onların arasındaki ilişkiyi görüyoruz hem de Jodie'nin diğer insanlarla olan ilişkisini deneyimliyoruz. Ama konu daha sonra başka yerlere evriliyor fakat bu evrildiği yer beni memnun etmedi çünkü tam bir hollywood klişesi hikayeye dönüyor. Kısacası oyunun ana kısmı olan hikaye kötü.

Oynanış açısından zaten beklentim yoktu fakat burada bile eleştirebileceğim birkaç kısım var. Oyundaki animasyon yoğunluğundan dolayı oyunda çoğu şey çok hantal hissettiriyor. Bazen çok garip harita sınırları var ve bu oyunun tüm büyüsünü bozuyor. Abicim bu seçim oyunu değil mi belki ben o kişiyi dinlemeyip başka bir şekilde devam edesim var bu olaya. Onu geçtim bazı kapılardan geçerken bildiğiniz karakterler takılıyor. Oyun TellTale'den bile daha az oynanış içeriyor. Mesela silah kullandığımız kısımlar. The Walking Dead oyununda bir sahnelik olsa dahi sniper kullandığımız bir kısım vardı ve burada kontrol bizdeydi. Belki bir seçim yoktu ama mouse bile hareket ettirmeden sadece sol kliğe basarak adam vurmaktan daha iyi olduğu kesin. Oyundaki kamera açılarının zırt pırt değişmesinden bazenleri yanlış yöne gidiyorsunuz ve animasyon bolluğundan geri dönmesi 1 2 saniye alıyor ve bu 1 2 saniye o kadar sık gerçekleşiyor ki oyundan aldığınız keyfi çok fazla baltalıyor. Kamerayı çevirmek bile aşırı zor, nerede kontrolün sizde olduğu nerede olmadığını anlamak bazı kısımlarda çok zor.

Oyunun açık ara en iyi olduğu kısım. Yüz animasyonları, grafikleri, ışıklandırma herşey mükemmel. Sadece küçük bir şikayetim var oyun kendinizi sinema filminde gibi hissettirmek için ekranın kenarlarını siyah yapmış ve bu bazı yerlerde rahatsız ediyor. Onun dışında müq müq müq

Oyunun çok iyi olduğu bir diğer kısım. Çok fazla hollywood tarzında olsa da bu tarzı güzel oynamış oyuncular. Willem Dafoe reisi görmek mutlu etti. Ana karakteri oynayan oyuncu da gayet güzel oynamış.

8-9 saat arası sürüyor oyun. Bende 14.6 saat olmasının sebebi oyunu açık bırakıp dışarı çıkmış olmam :D Yüksek bir oyun süresi var fakat oynanış olmadığından ve hikayesi de kaliteli olmadığından işkence gibi hissettiriyor. Normalde böyle oyunları full başarım yapmak isterim ama bu oyunda o hantallıkla bunu yapmak bana çok zor gelicek bence.

Oyunun optimizasyonu aşırı iyi. RX460 2 GB (750 ti'dan bir tık daha iyi) ekran kartımla 60 FPS sabit aldım. Oyunda 24 chapter var. 11 farklı sonu var.

Genel olarak bakarsak 35 ₺'ye değmez. Bunu dediğim az olur çünkü 35 ₺ bir yemek parası dahi değil. Fakat bu bir oyun değil işkence taktiği olmalı. Eğer bodrumunuzda işkence edeceğiniz biri varsa durmayın, alın.

Oyunu tüm başarımlarıyla birlikte bitirdim. Tam bir başyapıttı. Metacritic olarak çok daha üstte olmasını beklerdim.

Oynanış olarak özel birşeyler yok oyunda. Silah çeşitliliği ve vuruş hissi yerinde. Ne fazla iyi ne kötü.

Hikayesi oyunun en önemli kısmı. Hem sunuluş hem vuruculuk anlamında çok çok iyi. Oyun sektöründe bu tarz bir hikayeyi daha önce yüksek ihtimal deneyimlememişsinizdir. Tüm oyunlarda insan öldürüyoruz fakat ne sebebi ne de karşımızdaki insanları bilmiyoruz. Bu oyunda ise öldürdüğümüz her bir insan için suçluluk duygusu aşılıyor oyun bize. Hikayenin sadece başlangıç kısmını özet geçicek olursam ; Biz delta isimli özel bir askeri birlikteniz ve dubai'deki yıkım ve fırtınadan dolayı heryer perişan olmuş. Biz de buraya sağ kalanları kurtarmaya gidiyoruz. Hikaye böyle söyleyince çok basit geliyor fakat hikaye ilerisinde çok dallanıp budaklanıyor. Psikolojik bir askeri shooter'a dönüşüyor. Finalinde de fena olmayan bir plot twist var. Nereden alındığı çok bariz belli olsa da tatlı ve güzel olmuş. Ayrıca bu hikayeyi sunuşu yok mu... Abi oynayın şunu

Niyeyse insanlar hep grafiklerine iyi değil demişti izlediğim YouTube videolarında. Bence senesine göre gayet başarılı grafikleri var.

Valla ne yalan söyliyeyim oyunda müzik duyduğumu bile hatırlamıyorum adam akıllı. O yüzden birşey diyemeyeceğim.

Oyun kısa ben ilk başta zorda bitirdim 3 saat 32 dakikada bitmiş. Normalde nasıl olur bilemiyorum.

Ben 10 liradan pahalıya oyun almadığımdan bunu demem doğru olmaz sanırım ama indirimsiz fiyatını bile hakeden bir oyun bence. İndirimde de 9.60 ₺ gibi bir fiyatı oluyor sakın kaçırmayın.

Bu oyuna nasıl dayandım bilmiyorum

Oyunu 45 dakikada %100 bitirdim. Geri kalanında kartlar düşsün diye arkaplanda açık bıraktım. Şimdi oyunun kendisine geçelim.

Hikayesi fena değil güzel yansıtmışlar. 5 liralik bir oyuna göre güzel. Florance isimli kızımızın günlük sıradan hayatını deneyim ettikten sonra yaşadığı aşkla nelerin değiştiğini görüyoruz. Tatlı.

Yok denecek kadar az. Arada bir mouseyi sağa sola hareket ettirmekten ibaret. Bulmaca var ama anca kreşdeyseniz zorlar.

Oyunun en kuvvetli yerlerinden. 5 liralık bir oyun için iyi uğraşılmış.

Güzel. Evet sadece güzel.

30 dakika normal bitiriş 45 dakikada %100. Anlayabileceğiniz gibi çok kısa.

Genel olarak tatlı bir tecrübeydi spoilera girmemek için bazı şeyleri söyleyemedim fakat yaşanan bir olaydan sonraki süreç çok hızlı gerçekleşti kızın tutumunu sevmedim ve sonu çok tatminsiz bitti. Bunları da eklemem lazım sanırım. 5 liradan fazlasını vermeyin. Koleksiyon kartlarıyla 50 kuruşa felan geliyor.