Recent reviews by Petra

Dolara geçince ucuzlayan nadir oyunlardan

Açıkçası ilk oyun gibi bir şaheser yok karşımızda. Serinin ilk yapımı bir Dungeon Crawler olup zorluk seviyesi bu oyuna nazaran oldukça yüksek idi. Ancak bunu oynarken sanki bir Bullet Hell değil de sıradan bir Arcade Platformer oynuyormuşum hissine kapılmadan edemedim.

Öncelikle oyunun az da olsa birkaç artısına değineceğim.

-Yeni eklenen bosslar oldukça yenilikçi mekaniklere sahip ve bu oyunu tekdüze olmaktan bir parça da olsa kurtarıyor.

-Yeni eklenen sıradan düşmanlar da ilk oyundan fazla kopmuyor ve "güzel düşünülmüş" dedirtiyor.

-İlk oyundaki eşsiz NPC'leri de unutmayıp eklemeleri takdire şayan doğrusu.

-Eklenen bir kaç yeni aksesuar ve silah da fena değil.

Gel görelim ki bu küçük artılar, oyunun olağanüstü derecede boka batmasını maalesef kurtaramıyor.

-Öncelikle oyunun en önemli mekaniği, Dodge Roll'dan söz edeceğim. Bu oyunda mekaniği tabiri caizse sıçıp sıvamışlar. Oyunda zıplamak ve platformlardan aşağı inmek de ayrıca Dodge Roll'dan sayılmaya başlanmış. Bu oyunun zorluk seviyesini altüst ediyor ve sadece yukarı aşağı basarak kolayca alt edilebilecek bir hale getiriyor. Dodge Roll için hala farklı bir tuş ataması bulunsa da oyun boyunca onu kullanmaya gerek bile kalmıyor. Sinirimi en çok bozan şey bu idi.

-İlk oyunda olmayıp da yeni eklenen silahlar ve eşyalar bir yana dursun, çoğu içerik ilkinden bu oyuna aktarılmamış. Gerçekten de bir içerik kıtlığı var. Oynadığım her rauntta aynı itemlerin gelmesi oldukça sinir bozucu.

-İlkinin aksine oyun oldukça tekdüze ilerliyor. Sürekli aynı yerlere gidiyor, aynı itemleri alıyor, aynı düşmanları öldürüyorsunuz. İlk oyunda her odada ne çıkacağını kestirmeniz imkansız olmasa da oldukça zor idi. Oynayışımın ilk saatinde sıkılmadan edemedim.

-Ve elbette ki oyunun kuş bakışı bir Dungeon Crawler'dan bir Platformer oyununa dönüşmesi can sıkıyor. Kendisini ilk oyun gibi Bullet Hell derecesinde bir zorluğa tabii tutmak mümkün olmuyor. Önceden belirttiğim gibi yalnızca yukarı aşağı spamlayıp bossları bile alaşağı edebileceğiniz bir hale bürünmüş.

Şunu söylemeliyim ki oyunun içerdiği tüm özellikleri ve içerikleri açacak kadar oynamadım. Fakat bütün içerikleri açsam bile, oyunun başında yaşadığım hayal kırıklığını gidereceğini sanmıyorum.

Sonuç olarak, eğer benim gibi Enter the Gungeon'u gerçekten sevip bunu almayı düşünüyorsanız iki kere düşünün derim. Yaşadığım deneyimi tanımlayabilecek tek sözcük grubu "hayal kırıklığı" olurdu. Eğer 2 saatten fazla oynamamış olsam kesin mi kesin iade ederdim. Elbette ki burada niyetimiz bir oyun stüdyosuna nasıl oyun yapılacağını öğretmek değil. Burada yazdıklarım da tamamıyla öznel fikirlerimdir. Alırsanız alın amk

Benim gibi EU4 veya HOI4 oynayamayan nooblar için güzel küçük bir oyun.

Tam bir hayal kırıklığı.

Normalde oyunda karşılaşacağımız tek şey Yan Hikayeler olsa idi gene memnun olurdum. Ancak oyun ara sıra bize gönderdiği mailler ile bu hikayenin aslında çok daha büyük olduğunu gösteriyor heyecan ve mutluluktan ölecem. Bunların hepsi bir şirketin yaptığı simüle çalışmalarından biriymiş de bir sürü farklı evreni varmış da... Bilinmeyen bir karakterden de bahsediyorlar, aklıma ilk Sayori geldi ancak onun olamayacağını fark ettim.

Oyunun ana menüsü gerçekten şahane olmuş. Bize verilen olanaklar bir o kadar gerekli şeyler. Yan Hikayeler'in CG'leri öyle güzeldi ki dakikalarca oturdum baktım (sayori ♥♥♥ tatlısın lannn). Aynı zamanda ana oyundaki CG'lerde de bir yenilenme görebiliyoruz. Bazı korkunçlu yerler de değiştirilmiş ve bu oyunda ne olacağını bilmeme rağmen tekrardan altıma sıçmama neden oldu (henüz sonuna bile ulaşmadım kim bilir daha hangi kısımlar farklıdır...) Sonuç olarak evet belki fiyatı biraz aşırız fazla fazla yeni içerik eklemeyen bir oyun için ancak hiç pişman değilim bu satın alımımdan. ALIN!

Arkadaşlar bu oyunu sakın oynamayın!!!!1!!1. Bu oyun "Half-Life" denen 1999 yapımı Valve şirketi tarafından yaratılan oyunun çinli bir çakmasıdır!!! Ben bildirdim bunu Valve'a siz de bildirin arkadaşlar birlikte haksızlığa karşı savaşalım iyi insanlar olalım!!!

Oyunu açtıktan sonra 1997'deki haliyle oynayabildiğimizi görmem ile ağzım kulaklarıma vardı. Klasik modunu yenisinden daha çok oynuyorum bildiğin. Çünkü şahsımca klasik mod'daki renklendirme göze çok daha estetik geliyor. Üstüne bir de eski sesler çok daha başarılı. (Özellikle Catapult). Müziklerden bahsetmiyorum bile. Besteledikleri yeni müzikler hoş ama oyunun dosyalarına girip müzikleri eskisi ile değiştirmem size arada ne kadar fark olduğunu anlatabilir.

Not: Oyunu klasik mod'da oynayınca eski müziklerin bazıları çalabiliyor. Ama ben menü müziğine kadar her şeyi eski haline çevirdim.

Gud game

Diyecek söz bulamıyorum morq

Güzel oyun