Reseñas recientes de Migfer

Fazla söze gerek yok, oyuncu kitlesinin neredeyse çoğu M&B Warband'ı bilir. Hikayesi yok fakat Sandbox ve RPG oyun türü olduğundan dolayı kendi krallığınızı kurmaktan tutun derebeyi olmaya kadar birçok mevzuya girişebilirsiniz. Sağdan soldan amaçlarınız doğrultusunda görevler alabilir milletle aranızı iyileştirebilirsiniz ki güçlü insanlarla dost olmak yararınızadır.. Mesela Kral Harlaus'un derebeyi olmak için kralı yalayıp yutmanız, bir sözünü iki etmemeniz gerekiyor. Arada sefere de çağırır hep birlikte eğlenirsiniz. Ama ne gerek var? Neydi bizim mottomuz? ASMAK KESMEK KELLE UÇURMAK HIRSIZLIKTAN ALTIN VURMAK! Neyse konuyu uzatmayalım, ya paran ya canın koçum ani hareket yapma deşeriz!

Hikayesi oldukça etkileyiciydi. Bir askerin iç dünyasını iyi aktarıyor fakat erken bitiyor. Birden fazla sonu var, ben birini bitirdim, sırada diğerleri var. Zor derecede oynamanızı tavsiye ederim tadı öyle çıkıyor.

Artık yeterince vakit geçirdiğimi düşünerekten bir kaç şey karalayacağım.

Insurgency'yi bilenler için; bu oyunu da onun geliştiricileri geliştirdi ve Insurgency'e benziyor, tek fark ikinci dünya savaşında geçiyor olması.

Bilmeyenler için; CoD, CSGO vs gibi oyunları seviyorsanız bu oyundan uzak durmanız gerekiyor. Realizm bu oyun için temel yapı taşı, olabildiğince gerçekçi yapılmaya çalışılmış. Ucuz yollu Battlefield yani (bazı etkenler ondan bile iyi). Size ateş edilince renk değiştiren ekrandan tutun askerlerin çıkardığı seslere, atış mekaniğine ve vuruş hissiyatına kadar herşey gayet yerinde ve güzel. (Örnek: Standart el bombası 10 metre uzağınızda patladığında ölmeme şansınız var. Parça tesirli bombada ise gelen şarapnelle ya kolunuz bacağınız kopuyor ölüyorsunuz yada bir gıdım canınız kalıyor.)

Realizm dedik vuruş dedik bomba dedik, hal böyle olunca taktik olmadan imkanı yok kazanamıyorsunuz. Takım oyunu şart. Takım oyununa önem vermezseniz keklik gibi avlarlar, kurşunun nereden geldiğini bile göremezsiniz. Özellikle subay ve telsizciye büyük iş düşüyor. Yeri geldiğinde piyadeler için sis perdesi yeri geldiğinde de halı bombası (Uçaktan sırayla atılan bomba) çağırabiliyor. (Almanlarda Stuka var ve diğerlerine göre daha sık kullanılabiliyor.)

Oyunun ne kadar gerçekçi ve eğlendirici olduğunu anlatmak inanın sayfalarca sürer. Oyunda ara ara Türkler de denk geliyor. Alın, aldırın, oynayın.

1. Panzer Tümeni'nden Panzerjäger Migfer sundu.

Oyunu alalı henüz birkaç gün oluyor. Oynama süresi de 7-8 saat civarı ve bu bence bu oyun için yeterli.

Genel anlamda başarılı oyun. Gerek grafikleri, gerek konusu, gerekse de ara ara sapıtmasına rağmen dinamikleriyle oyuncuyu kendine çekmeyi başarıyor. Korku duygusuna çok iyi dokunuyor, insanı gerim gerim geriyor.

Mağaraya girip keşif yaparken durup kitleniyorsunuz, çünkü korkuyorsunuz. Evinizin inşası henüz bitmedi, geç oldu ve siz hala ağaç kesiyorsunuz. Arkanızdan gelen çalılıkların hışırtı sesleri sizi ürkütmeye oldukça yetiyor.

Tek başımıza oynarken oyun bizi hem kendi dünyasına, hemde bizim kendi iç dünyamıza sokup sokup çıkartıyor. Bir yandan akıp giden bir hikaye, bir yandan hayatta kalma zorunluluğu, bir yandan korkularınız, bir yandan artan gerilim ve bir yandan da sizi öldürmek için can atan --diğerleri--.

Multiplayer'a gelirsek.. Ben The Forest'ı arkadaşlarla oynanabilecek eğlenceli bir oyun olarak görüyorum. Multiplayer'dan daha fazlasını beklemedim ve beklentilerimi fazlasıyla da karşıladı.

Önceki Counter-Strike oyunlarının üzerine çok şey eklenmiş, grafikler iyileştirilmiş, bunlar bir yana oyundaki bazı sesler önceki Counter-Strike oyunlarıyla aynı. Herhalde nostalji olması için ellememişler. :)

Oyun genel olarak iyi. Hatta çok iyi. Ancak, bunlar bir kenara, gerçekçilik beklentisi olan oyuncuların çokta fazla beklentiye kapılmamaları gerekiyor. Zaten oyun bir simülasyon oyunu değil. AWP ile ateş ettikten sonra q ile milisaniyede silah değiştirebilen düşmanları görmek istemiyorsanız oyunu almamanız en doğru seçim olur. Tüm bunlara rağmen gerçekçiliği seven biri olarak boş zamanlarımda oynamaya çalışıyorum.

Yinede alıp denemek istiyorsanız karar sizindir, oyunun fiyatı zaten uygun. Okuduğunuz için teşekkürler.

Merdivenden düşerek ölmek dışında başka karşılaştığım bir bug olmadı. Hayatta kalma dalında zirvede bir oyun olduğunu düşünüyorum.

Ancak, tüm bunlar bir kenara oyunda ciddi bir optimizasyon sorunu var. Verilen sistem gereksinimlerini falan filan unutun gitsin. Kasan-takılan bir oyun oynamak istemiyorsanız, (ki çatışmalarda sıkıntı olabiliyor) ve sisteminizde önerilen gereksinimlerden düşükse almak için beklemenizi öneririm.

Ama tabi en nihayetinde oyun şuan Alpha sürümünde. Tüm bunları oyunun sürümüne bağlayabiliriz. İleride tam sürüm oyun oynanabilir hale geldiğinde bug veya optimizasyon sorunu gibi şeylerden eser kalmayacaktır.

NOT: Herşeye rağmen oyunu almak istiyorsanız çok geçmeden almanızı öneririm. İleride pahalanacağı söylentileri var. Oyunun şuanki fiyatına bakarsak eli çabuk tutmanın faydası var gibi.

Tavsiye derim. Oynanması gereken bir oyun.