Recent reviews by Mianosa

Oyun phasmophobia tarzında 1-4'e kadar kişiyle beraber oynanabilecek bir oyun. Ne yazık ki şuan sadece ingilizce destekliyor. Ancak ilerleyen zamanlarda dil alternatifi de gelir diye düşünüyorum. Bu arada mekanikler phasmophobianın aksine bence daha iyi. Adam yorulmuyor ve yavaş yavaş ilerlemiyor. Bu da benim için bir artı yönü oldu. Oyunun Phasmophobiaya göre konsept farkı var. Ayrıca ilk etapta alışması biraz zor oldu çünkü menüsü karışık geldi daha doğrusu lobisi. Mesela oynadığınız karakteri değiştirmek ve özelleştirmek için başka odaya gidip yandan tuvalete girip aynada E basıyorsunuz vs. Onun dışında ben de çok fazla oynamadım ama mısır tanrıları ya da mumyalar var. Onun kim olduğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Nasıl phasmophobiada hayaletin türünü keşfediyorsanız burada da mumyanın kim olduğunu çözmeye çalışıyorsunuz. Ayrıca bunu yaparken yan görevleri de hallederseniz daha fazla kazanıyorsunuz. Yan görevlerde mesela yerdeki altınları toplamak veya hazine sandığı bulup resmini çekmek gibi şeyler var. Mumyanın kim olduğunu bulmaya gelirsek mesela ayak sesleri, meşalelerin sönmesi, içinde bulunduğunun yapının sarsılması gibi gibi detaylar var onları gene phasmophobiadaki gibi kanıt olarak alıp defter gibi bir yerden seçip mumyanın kim olduğunu buluyorsunuz. Daha sonra kapıya benzer bir yapıda seçim yapıyorsunuz bulduğunuz mumyanın türünü işaretliyorsunuz. Yanlış ya da doğru seçseniz bile bazen mumya çıkıyor saldırıyor size ve çıkış kapısı da bir süreliğine kilitli oluyor. O süre zarfında gidip içi boş bir tabutun içine saklanabiliyorsunuz. Ya da koşarak kaçabiliyorsunuz mumyadan. Bu arada rahatça kaçılıyor. Kolay modda oynadığımız için midir bilmiyorum. Henüz zor modu denemedik. Yalnız bubi tuzaklarına dikkat edin. Bazen yerdeki altınları toplamak için rahatlıkla odalara girerken beklemediğiniz bir şekilde tuzakla karşılaşıp ölebilirsiniz. Mesla bir odada yerde çiviler var. Başka yerlerde mesela altın aldığınız gibi üzerinize kocaman bir taş yuvarlanıyor vs. Ayrıca gezdiğiniz yere iyi bakın bazı taraflarda boşluklar var. Düşerseniz ölürsünüz. Söylemeyi unuttum envanterinizde 3 slotluk yeriniz var ona göre eşya alıyorsunuz. Özellikle fenerden çok meşale almanızı tavsiye ediyorum ben. Araştıracağınız yere girdiğinizde bazı koridorlardaki duvara sabitlenmiş meşalelere veya kase şeklindeki yerlere tıkladığınızda ateş yakabiliyorsunuz. Bu sayede tapınağın içi de aydınlanmış oluyor. Belirli bir zaman da sönüyor tekrar çakmakla yakmanız yeterli oluyor. Ben tavsiye ediyorum. Gayet eğlenceli buldum. Ayrıca fiyatı da bence fena değil. Çok abartılı da değil, ucuz da değil tabi ki.

┄┄┄► OYNANIŞ VE YORUMLARIM

Oyunda labirentin girişinde arkanızda bir araçla başlıyorsunuz. Labirentin içine doğru ilerliyorsunuz. Öncelikle şunu söyleyeyim müzikler falan çok gerilimli. Oyun bana göre korku değil gerilim oyunu ancak tabi ki jumpscareler de var belli başlı yerlerde. Oyunun ilk etaplarında anlık çıkan ördek tabelaları bahsi geçen jumpscareler değil tabi ki. Başlarda çok ürkünç gelmese de ilerledikçe geriliyorsunuz epey. Labirentin içinde notlar, cesetler, mumlar gibi şeyler buluyorsunuz ve onları okuyup inceleyerek bulmacaları çözmeye çalışıyorsunuz. O bakımdan da oyun keyifli. Labirentin içinde çeşitli yerlerde işinize yarayacak ipuçları ve bilgiler var zaten. Yalnız size tavsiyem bu oyunu oynayacaksanız solo değil, kesinlikle en az üç ya da dört kişi olarak oynamanız. Çünkü bazı yerlerde ikiye ayrılmak daha iyi oluyor. Oyunda belli başlı yerlerde sınırlar var ve siz bulmacanın her bir parçasını çözdüğünüzde mapin başka bir kapısı açılıyor. O kapıdan herkes geçtikten sonra da ilk çözdüğünüz bulmacanın olduğu bölüm kapanıyor demir kapıyla ve oyununuz mapin yeni bir bölümünde başlamak üzere kaydediliyor. Mapin belli başlı yerlerinde değişik yaratıklar var ve onlardan kaçmanız gerek. Kimi zaman saklanadabilirsiniz labirenti oluşturan çalıların arasına. Yalnız bazen saklandığınız yerde buluyorlar sizi ve jumpscare çıkıyor. Gerilimi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir oyun. Sürekli yaratık yaklaşınca gelen nefes sesleri ve gerilimli müzikler gibi daha birçok öge mevcut oyunda. Oyunda labirentlerin içinden karanlık tarlalara ve ormanlara çıkıyorsunuz. Yollar çok kafa karıştırıcı olabiliyor. Ama oyun burada kolaylık sağlamış. Mapte oyun başlarında bir yerin keşfinden sonra elinize neon çubuk veriyor. Ondan sınırsız oluyor sizde. Ve ilerlediğiniz yol boyunca mousun sol tıkına basarak birer birer atıyorsunuz onları yere. Bu sayede daha önce o yoldan geçip geçmediğinizi anlayabiliyorsunuz. Biz çok kez birbirimizi kaybettik ve bulmaya çalıştık. Bulana kadar ecel terleri döktük ve gerildik. Ayrıca söylemem gerek mapin bir bölümü gerçekten ürkütücüydü. Hayaletli evde kapıların açılıp kapanmasından nefes seslerine, camların çarpmasından kendi kendine çalan müziklere ve duvardaki saatin tik tok seslerine kadar her detay var oyunda. Oyunun oynanışı çok basit. Kullanacağınız ekstra birkaç tuş var. E, F ve bir de daha hızlı ilerlemek için shift. Hepsi bu. İtemleriniz arasındaki geçişi de 1 ve 2'ye basarak yapıyorsunuz. 1'de fener ve lambanız oluyor, 2'de pusula ve neon ışığınız var.

┄┄┄► GRAFİKLER VE OLUMSUZ ELEŞTİRİLERİM

Oyunun grafikleri de çok güzeldi. Birçok ayar da mevcut ayrıca ancak kesinlikle bu eleştiriyi yapmadan geçemeyeceğim. Oyun ekran kartınızı zorluyor. Yani biz dört kişi bu oyunu bitirdik, hepimizin sistemi iyi. Bende GTX 1660 Super var ama çok yoruyor ekran kartınızı. Arkadaşlarımda ve bende genelde %100'ü buldu. Oyun yapımcıları zaten erken erişim olduğunu söylüyor ve çok fazla eksikleri olduğunu dile getiriyorlar ama iyi bir sisteminiz yoksa oynamanızı tavsiye etmem. Çok yoruyor ekran kartını. Ayrıca bir başka eleştiri de bu oyunun şimdilik yalnızca İngilizce destekli olması. O yüzden İngilizce bilen biri yoksa oyunda zorlanırsınız. Okuduğunuz notlar dil bakımından ağır değil ama ne yapmanız gerektiğini açıklıyor bu nedenle de İngilizce bilmeniz şart. En azından bilen birinin yanınızda oynaması gerekiyor. Belki Türkçe yaması vardır. Bilmiyorum bizim dil sıkıntımız olmadığı için araştırmadım. Ve oyunda bulmacaları çözdükçe ilerleyip bitiriyorsunuz ama aslında oyun bitmiyor. Oyunun devamı hala var ve yapım aşamasında olduğu için bitmediği halde sonlanmış oluyor. Dediğim gibi erken erişimde şu anda. Oyun tamamlandığı zaman tekrar indirip oynayacağız kesinlikle...

┄┄┄► ÖZET

Arkadaşlarınızla oynamak istiyorsanız ve sisteminiz iyiyse kesinlikle almalısınız. Biz çok memnun kaldık, eğlendik ve korktuk. Kesinlikle video çekmelik bir oyundu bana göre. Korku oyunu mu bilemem ama inanılmaz bir gerilim vardı. Her ne kadar ekran kartını yorma gibi bir sorunu olsa da gene söylüyorum "Erken Erişim" oyunu bu, zamanla bu sorunun düzeltilebileceğine ve oyunun çok daha iyi yönde geliştirileceğine inanıyorum ben. Oynamaya ve para vermeye bence değiyor...

›› OYUNUN GENEL OLARAK AMACI

Arkadaşlarla beraber oynamak için indirimde almış olduğum bir oyun. Uçağınız düşüyor ve adaya düşüyorsunuz. Başladığınızda uçağın diğer yarı parçasında uyanıyorsunuz. Yerden topladıklarınızla ve elinizdeki baltayla ağaç, çalı keserek ev, kulübe, sal gibi şeyler yapıyorsunuz kendinize. Hayvanları avlıyorsunuz veya meyve toplayarak, tohum yiyerek hayatta kalıyorsunuz. Tabi ki adada yamyamlar da var. İlk günlerde çok fazla gelmiyorlar ama oyunda ilerledikçe daha güçlü ve sayıları artmış bir şekilde zaman zaman karşınıza çıkıp saldırıyorlar. Öyle ki, ilerilerde ahtapot kılıklı garip garip şeyler de çıkıyor karşınıza. Oyunun arka planında aslında bir hikayesi var ve onu da çözmeye çalışıyorsunuz. Adanın kalan yerlerini keşfederek resimler, oyuncak parçaları, diğer yolcuların cesetleri, valizler, dergiler, kamera ve kasetler buluyorsunuz. Mağaralar var, o mağaraların girişlerini bularak içinde bu tarz şeyler arıyorsunuz. Adadan kurtulmak için öncelikli olarak belli başlı şeyler yapmanız isteniyor zaten. Kayıp yolcuları bulmak da bunlardan biri. En sonunda oyunu bitireceğiniz nokta mapin karlı tarafında oluyor bu arada. Ha bir de topladığınız yaprak, ip, kıyafet parçası, sopa gibi şeylerle silahlar, bomba, zırh ve çeşitli itemler yapıyorsunuz kendinize. Öldürdüğünüz yamyamların silahlarını alabiliyorsunuz zaten lootlama gibi bir olay var bu oyunda. İsterseniz adada öldürdüğünüz yamyamların kolunu bacağını kesip yiyebilirsiniz. Sağlığınızı inanılmaz derecede artırıyor onlar. Veya öldürdüğünüz yamyamların cesetlerini ateşte yakarak kemik parçaları toplayabilirsiniz.

›› BUGLAR VE OYUN HAKKINDA DETAYLAR

Mekanikler fena değil ancak oyunda bazı yerlerde saçma sapan buglar oluyor. Mesela dağın içine düştü arkadaş ve adamı ordan çıkartana kadar bizim de canımız çıktı. Ayrıca öldüğünüz zaman nerede olduğunuza bakılmaksızın tekrar ilk başladığınız noktada (uçağın içinde) doğuyorsunuz ve öldüğünüz yere kadar gidip çantanızı almanız lazım çünkü itemsiz doğuyorsunuz. Öldükten sonra geri dönüp (öldüğünüz yerde) çantanızı alınca itemleriniz geri geliyor. Biz en başlarda çok kez öldük ve çantayı alana kadar birkaç sefer daha öldük yolda, yamyamlar bize saldırdığı için. Şahsen bu olayı çok kötü oyunun. Oyunu ikinci sefer oynayışımızda ise bu konuda daha dikkatli olduğumuz için pek ölmedik. Oyunu isterseniz tek kişi oynayın isterseniz arkadaşlarınızla. Yanlış hatırlamıyorsam, oyun 7-8 kişiye kadar oynanıyor. Oyunu bir arkadaşınız kuruyor ve sadece oyunu kuran arkadaşınızın lobisinden girebiliyorsunuz oyuna. Yani arkadaşınız kurucuysa ve online değilse kendi başınıza kaldığınız yerden devam edemiyorsunuz. Arkadaşınızı beklemek zorundasınız. Bir de oyuna diyelim 2 kişi başladınız. Oyuna tekrar girerken isterseniz başka arkadaşlarınızı da davet edebiliyorsunuz. Kaldığınız yerden devam ederken oyuna girişte, lobi sahibi arkadaşınız her seferinde kaç kişiyle oynanacağını seçiyor. Siz 2 kişi oynadınız. Ertesi gün diğer arkadaşlarınız size katılacak diyelim ki. Kaldığınız yerden oyuna girerken lobi sahibi, kişi sayısını belirliyor oyunu devam ettirirken ve steamden davet etmek için bir bölme açılıyor. Siz kaldığınız yerden devam ederken, yeni başlayan arkadaşlarınız uçağın içinde doğuyor ve sizi buluyor adada sonradan. Ha bir de, oyunda ara ara çadır kurup veya inşa ettiğiniz evin içine girip save almanız gerekiyor. Save almazsanız sizin oyununuz gider. Şöyle anlatayım, ben arkadaşımla oynuyordum. Ara ara save alıyordum ben, o ise almadı uzun süre. İkimizde de elektrikler gitti geldi ve kendisi oyuna girdiği yerden başladı. Ben ise en son save aldığım yerden devam ettim. Lobiyi kuran da, lobiye katılan diğer oyuncuların da ara ara save almalarını öneriyorum. Lobi kuran kişinin save alması sizin savenizi etkilemiyor, yalnızca kendi ilerleyişini kaydetmiş oluyor. Zorluk modlarını da seçebiliyorsunuz bu arada. Eğer yaratıklarla uğraşmak istemiyorsanız biz hayatta kalalım, sadece avlanıp mağara keşfederek oyunu bitirelim diyorsanız 'peaceful' modunda oynayabiliyorsunuz ama bana göre bu oyunu arkadaşlarınızla oynayacaksanız 'normal' modda oynamalısınız.

›› GRAFİKLER VE TAVSİYE

Grafiklerine gelecek olursak da tatmin ediyor bence güzel ve oynanmaya değer bir oyun. Fiyatı ise hiç fena değil. Arkadaşlarınızla oynayacaksanız The Forest'ı almanızı kesinlikle tavsiye ederim...

Çok güzel bir oyun ancak sadece random olarak oynamayanlar için öyle olduğunu belirteyim. Kendi ekibiniz varsa oynayacaksınız. Random oynarsanız, adamlarla giriyorsunuz. Adam impostor olamıyor diye çıkıyor oyunun ortasında, tüm oyunun tadı tuzu kaçıyor, oyun bitiyor hemen. Kendi ekibiniz varsa kesinlikle oynayın. Çok sarıyor. Bir de sistem gereksinimleri o kadar düşük ki, aramızda normal oyunları bilgisayarı kaldıramayacak kadar kötü olanlar bile çok rahat bu oyunu oynayabiliyor. Maksimum otuz fps zaten. Animasyonları ve grafikleri çok sevimli ve basit. Herkes nickini yazıyor, kendine renk seçiyor ve bir de isterse şapka gibi aksesuar takıp giriyor. Üç farklı harita var ve haritaların hepsi de ayrı ayrı güzel bence. Oyunun komplike hiçbir yanı yok. Normalde yeni bir oyuna başlamadan önce şöyle bir düşünürüm. Öğrenmesi zor bir oyun varsa, çok heves etmedikçe başlamam. Ama burada oyunun mantığı o kadar basit ki, anında öğreniyorsunuz. Gerisi sizin yalan söylemenize, ikna ediciliğinize ve akıllı oynamanıza kalmış. Bana göre oyunu minimum 7-8 kişi olarak oynamalısınız. Zaten en fazla 10 kişi oynanıyor. Oyunda 8-10 kişiyseniz, kurduğunuz oyuna 2 tane impostorla başlamanızı tavsiye ederim. Şunu da ekleyeyim, eğer oyunun steam versiyonunu oynayan arkadaşlarınızın yanında crack versiyonla oynayan varsa, genelde aynı oyuna katılamıyorsunuz hata veriyor. Oyunu crack versiyonla oynayan kişi kurup da size davet kodu atarsa oynanabiliyor ama gene sorunlar çıkıyor illa ki giremeyenler olabiliyor. Oynayacaksanız oyunu ya tam kadro crack versiyonunu oynayın ya da steamden alın, zaten fiyatı çok uygun. Özetle, kalabalıksanız herhangi bir saatte arkadaşlarla oynamak için mükemmel bir oyun. Gir, oyna ve çık... :)

Bu oyundan nefret ediyorum. Evet, nefret ediyorum. Birkaç sene önce YouTuberlardan görüp heves ederek aldım. En başka çok güzeldi her şey. Korkudan dolaplardan falan çıkamıyordum, o gerilim müzikleri vs harikaydı. Kovalamacalar desen kalbim gümbür gübür oluyordu kaçarken. Ve aksiyon hep üst düzeyde oluyordu çünkü diğer korku oyunlarının aksine karşınızda yapay zeka değil, gerçek bir oyuncu var katil olarak. Sonra aradan zaman geçtikçe oyunu öğrenmeye başladım. Ekip de buldum. En iyi rankta SWF (Survive With Friends) olarak oynuyorduk. İki ayda bir oyuna yeni DLC paketleri geliyordu. Yeni bir katil, yeni bir survivor, yeni avantajlar ve tabi ki yeni harita. Hem katil hem survivor olarak oynuyordum bu oyunu yüksek ranklarda. Sonra nasıl oldu, ne oldu, nereden esti hiçbir fikrim yok. Garip bir şekilde sürekli survivorlara yönelik hemen hemen her şeyi nerflemeye başladılar. Sadece survivorlar değil tabi katiller de nerf yedi ama survivorların yediği nerflerle katillerin yediği nerfler arasında uçurum gibi bir fark var. Oyun gerçekten random girenler olsun gerek SWF girenler açısından da survivor oynayanlar için oyun çok zor bir hal aldı.

Bir kere CS:GO gibi simetrik oyunlara alışıksanız bu oyunu oynamayın. Yani katil geliyor size bir şekilde bileniyor. Siz iyi oynadınız ya da katil kötü oynuyor ve şansa bir tek sizi yakaladı. Adam sizi öldürmek için her türlü pisliği yapıyor. Camp desen yapıyor, kurtarılır kurtarılmaz yaralısınız değil mi? Direkt sizi indiriyor geri gelip. Başınızda bekliyor, kafa sallıyor ve survivor olarak hiçbir şey yapamıyorsunuz buna. Hiçbir karşılık veremiyorsunuz. Normalde CS falan oynadığınızı düşünün. Adam bir el geldi sizi vurup dalga geçiyor değil mi? Öbür el "sen misin lan benimle dalga geçen!" deyip gidip adamın kafasına vurabilirsiniz orada. Ama bunu Dead by Daylight'ta yapamazsınız işte. Belki de en sevmediğim olayı bu. Katil size bileniyor ve eğer öyle olduysa geçmiş olsun. Oyun boyu sadece sizi öldürmek adına her türlü pislikçe şeyleri yapıyor. Bu durumda hayatta kalmanız imkansız oluyor, tüm oyun zevkiniz kaçıyor. Bazen sırf sinir etmek için sizi hemen öldürmüyor, yerde bırakıyor öyle sürünüyorsunuz oyun boyu ve başınızda bekliyor siz ölene kadar. Kısacası oyun zevkinizin içine sıçıp, oyunu kaybedip bir de adamın itlik yapması yüzünden boşa vaktiniz gidiyor. Disconnect atıp maçı terk etseniz bu sefer de "Disconnect Penalty" alıyorsunuz ve gittikçe artan sürelerle oyuna giremiyorsunuz disconnect attıkça. Sanki CS:GO oynuyoruz. Böyle bir oyuna da DC Penalty getirmek kadar saçma bir şey olamaz. Oyunun o kadar stabilizasyon, optimizasyon sorunları varken durduk yere oyunun hatasından bile disconnect olup haksız yere ceza da yiyebiliyorken böyle bir sistem ne akla hizmet var anlamıyorum ben. Ha bir de arkadaşınızla oynamak istiyorsunuz mesela. Lobiye davet ediyorsunuz. Beraber maç arıyorsunuz. İkinizi ayrı lobilere atıyor. Oyundan kaç kere çık-gir yaptım, yeniden lobi kurdum, interneti resledim falan. Nafile... Böyle inanılmaz saçma sorunlarla dolu bir oyun ve hala düzeltilmiyor.

Katile karşı yapabileceğiniz şeyler jeneratör yapmak, koşmak, kaçmak, katili kör etmek falan. Ama oyun yapımcılarının gram hiçbir şey umrunda değil. Oyunda inanılmaz buglar var ve hala yıllardır katillerin vuruş alanını (hitbox) düzeltemediler. Adam geliyor ebesinin nikahından sallıyor size. On metre önde hit yiyorsunuz. Hadi fenerle kör falan ediyorduk normalde. Nasıl bir güncelleme getirdilerse, fener kör etmiyor. Gecikmeler yaşanıyor ve benim internetimle alakalı bir şey de değil. Sunucularının sorunu bu. Yetmiyormuş gibi hala ve hala haritalara getirdikleri güncellemelerle haritaları survivorlar için deadzone haline getiriyorlar. Katil sizden hızlı hareket ediyor ve dümdüz yolda koşuyorsunuz adam geliyor indiriyor. Palet malet yok arkadaş.

Tüm bunların yanında adamların tek yaptığı şey her ay oyuna yeni bir DLC getirerek ve zaman zaman da oyun içi kozmetikler getirerek para kazanmak. Önce git bugları düzelt, oyunu katillere yönelik bir dengede tutmak yerine herkes için dengele. Resmi forumları var adamların. Orada sadece katil oynayan bir sürü ahmak adam survivorlar çok güçlü diye zırlıyorlar diye sürekli katilleri düşünerek, survivorları nerfleyerek survivor tarafı için oynanılamaz hale getiriyorlar oyun yapımcıları.

Ben bin küsür saat oynamış biri olarak bu oyunun ne kadar değiştiğini gördüm. Ve oyunu en sonunda bıraktım. Sildim. Daha da oynamayacağım. Zaten her güncellemede 30-40 GB indirtiyor size. Bıktım indirmeyle uğraşmaktan ve yeni güncellemelerle menüde bile fps iyice boka sarıyor. Bunu belirtmekte fayda var. Survivor olarak oyuna yeni başlamayı düşünüyorsanız almayın. Çok zor öğrenmeniz. Öğrenene kadar baya bir uğraşmanız lazım, öğrendiğinize kesinlikle değmiyor. İki sene önce bu incelemeyi yazıyor olsaydım muhtemelen çok olumlu olurdu incelemem ama şu anki dönemde kesinlikle tavsiye etmiyorum. Verdiğiniz paraya değmiyor. Her zaman buglar vardı evet ama en azından disconnect penalty ve aşırı dengesizlik yoktu katillerle survivorlar arasında. Oynamayın bu oyunu. Adamların tek derdi para olmuş...

Altıma sıctım bu nasıl oyun...

Korkunç ve gerici. Bir Outlast değil ancak ilk etaplarda fazlasıyla korkunç olabiliyor. Bu oyunu korkudan ziyade gerilim kategorisine koyardım şahsen. Eve girer girmez başlayan ve evden çıkana kadar bitmeyen gerilim müziği de cabası. Hayalet avlamak kulağa çok ilgi çekici gelmese de oyunda hayaletlerle Ouija tahtası aracılığıyla konuşup onlara sorular sorma kısmı gayet güzel. Ayrıca yaptığın şeylere göre hayaletlerin tepki vermesi, farklı çeşit hayaletlerin ve maplerin olması, hayaletlerin çeşidine göre davranış biçimleri olması da oyunu daha ilgi çekici hale getiriyor. Ama hayaletlere soracağınız sorular biraz kısıtlı oluyor. "Neredesin, ne zaman öldün, favori odan neresi?" gibi sorulardan pek de öteye gidilmiyor. Hayaletin iyi kötü yapay bir zekaya sahip olması daha eğlenceli kılardı oyunu. Telsiz konuşmalarında sadece birkaç kelime söylüyor. Ama siz onla konuşurken ışıkları yakıp söndürmesi veya eşyaları fırlatması gibi şeyler güzel. Ve söylemek gerekiyor ki öldüğünüzde eşyalarınızı kaybediyorsunuz. Bu da oyunu zorlaştıran şeylerden biri. Ayrıca seviyenize göre ilaveten daha zor görev veya daha büyük map seçebiliyorsunuz. İsterseniz solo oynuyorsunuz, isterseniz iki, üç veya dört kişi olarak oynayabiliyorsunuz. Ayrıca şuna da dikkat etmek gerek, hayaletlerle iletişime geçebilmek için Windows 10 ses tanımayı açmanız ve İngilizce diline ayarlamanız gerekiyor. Hatta kimi insanlarda ona rağmen çalışmayabiliyor. Mecburen o kişiler Windows 10’a İngilizce dil paketi yüklüyorlar ve oyunu da ingilizce yaparak sorunu hallediyorlar. Mekaniklerle ilgili diyeceğim şey, mekanikleri çok ağır. Oynattığınız adam aşırı yavaş yürüyor. Oyunda hızlı yürüme tuşu var güya ancak neredeyse hiçbir fark göremedim ben. Ayrıca sipastik gibi animasyonları var karakterlerin. Animasyon olayını pek becerememişler. Komik duruyor. Yine de arkadaşlarla oynamak için güzel bir korku oyunu :)

Eski, nostaljik ve yılların oyunu. Hala Counter Strike'ın verdiği keyfi veremiyor birçok oyun. Bir sürü farklı modu ve harika mekanikleri var o kadar eski bir oyun olmasına rağmen. Özetle, oyun çok çok çok güzel fakat kahpe dolu. Size tavsiyem yeni başlayacaksanız bu oyuna başlamayın. Gidin başka bir şey oynayın. Ömrümde yediğim tüm küfürleri bu oyunda yedim ben. İyi oynasan dert, kötü oynasan dert arkadaş. İyi oynarsan hilesin, orospu çocuğusun. Kötü oynarsan kolsuzsun, önünü görmüyorsun. Kaç tane serverda hile muamelesi görüp TeamViewer verdiğimden ve her Allah'ın günü maçta beş posta anamıza yediğimiz küfürlerden söz etmeyeceğim. Bunun yanında hile açarak egosunu tatmin eden ve milleti salak yerine koymaya çalışan bir sürü mal dolu. Olsun, özellikle hilecileri tokatlamayı severiz çünkü hilesine güvenip salak gibi oynuyorlar. Bu arada buradan o hileci arkadaşlara sesleniyorum BELLİ EDİYORSUNUZ, ANLAŞILIYOR. Yani boşuna nefesinizi tüketmeyin. Hile kullanan bir oyuncunun bunu belli etmeme gibi bir ihtimali yok. Oyunu uzun süre oynayan ve bilen biri karşındakinin hile kullanıp kullanmadığını kolaylıkla anlayabiliyor. Özetle, oyun çok güzel ama oynayan kitle yüzünden çoğu zaman oynanamayacak hale gelebiliyor. Her şeye rağmen, söylemem gerek. Bu oyun sayesinde çok güzel dostlar kazandım ve çok güzel vakit geçirdim. Size tavsiyem, illa da oynayacaksanız maç falan atmayın zaten ölmüş bir oyun. Gidin arkadaşlarınızla aranızda eğlencesine oynayın veya yaşı büyük insanların olduğu, hoş sohbet ortamı olan bir public server bulun ve orada oynayın. Bu oyun yaşlandırdı beni, yedi ömrümü bitirdi :D