Dostlar, sizi bilmiyorum ama ben bir süredir kendimi Rivialı Geralt’ın yerine koyarak, Witcher 3 dünyasında kaybolmuş durumdayım. Bu oyunun ne kadar iyi olduğunu anlatmak için sayfalar yetmez.

Grafikler: Oyun başladığında kendimi bir anda gerçek bir masal diyarında buldum. Çimenlerin arasındaki kelebekler, rüzgarda sallanan ağaçlar, ve o muazzam manzaralar… O kadar gerçekçi ki bir ara çıkıp çamaşırları toplamak zorunda kaldım, yağmur yağıyor zannettim!

Hikaye: Efsane! Oyun resmen sizi içine çekiyor. Bir yandan kayıp kızımız Ciri’yi ararken, diğer yandan aşk hayatımızın cilveleriyle uğraşıyoruz. Yennefer mi, Triss mi? Karar sizin ama dikkat edin, Witcher dünyasında yanlış kararlar bazen pahalıya mal olabiliyor!

Karakterler: Geralt başta olmak üzere tüm karakterler inanılmaz derinlikte ve iyi yazılmış. Her biriyle olan diyaloglar, mizah dolu ve zekice. Özellikle Geralt'ın her duruma uygun bir esprisi var, adam tam bir fırlama!

Oynanış: Dövüş mekanikleri bir harika, ama ne yalan söyleyeyim, en çok "Gwent" oynarken eğlendim. Yan görevler bile ana hikaye kadar detaylı ve eğlenceli. "Yine mi yan görev?" demiyorsunuz çünkü her biri ayrı bir macera!

Dünya: Devasa ve keşfedilmeyi bekleyen bir açık dünya. Haritada gitmediğiniz yer kalmasın çünkü her köşe başında sizi bekleyen sürprizler var. Bu dünyada atınız Roach ile gezmek bile başlı başına bir keyif.

Sonuç olarak, The Witcher 3: Wild Hunt sadece bir oyun değil, adeta yaşanması gereken bir deneyim. Yıl 2024 olmasına rağmen, hala bu fiyattaki çoğu oyunla aynı kalitede ve almayı düşünüyorsanız hala alıp oynanacak kalitede. Eğer hala bu şaheseri oynamadıysanız, indirin ve Geralt'la beraber maceralara koşun . Yoksa Roach’u yanınıza alıp kendim gelip sizi ikna edeceğim!

Dostlar, sizi bilmiyorum ama ben bir süredir kendimi Rivialı Geralt’ın yerine koyarak, Witcher 3 dünyasında kaybolmuş durumdayım. Bu oyunun ne kadar iyi olduğunu anlatmak için sayfalar yetmez. Grafikler: Oyun başladığında kendimi bir anda gerçek bir masal diyarında buldum. Çimenlerin arasındaki kelebekler, rüzgarda sallanan ağaçlar, ve o muazzam manzaralar… O kadar gerçekçi ki bir ara çıkıp çamaşırları toplamak zorunda kaldım, yağmur yağıyor zannettim! Hikaye: Efsane! Oyun resmen sizi içine çekiyor. Bir yandan kayıp kızımız Ciri’yi ararken, diğer yandan aşk hayatımızın cilveleriyle uğraşıyoruz. Yennefer mi, Triss mi? Karar sizin ama dikkat edin, Witcher dünyasında yanlış kararlar bazen pahalıya mal olabiliyor! Karakterler: Geralt başta olmak üzere tüm karakterler inanılmaz derinlikte ve iyi yazılmış. Her biriyle olan diyaloglar, mizah dolu ve zekice. Özellikle Geralt'ın her duruma uygun bir esprisi var, adam tam bir fırlama! Oynanış: Dövüş mekanikleri bir harika, ama ne yalan söyleyeyim, en çok "Gwent" oynarken eğlendim. Yan görevler bile ana hikaye kadar detaylı ve eğlenceli. "Yine mi yan görev?" demiyorsunuz çünkü her biri ayrı bir macera! Dünya: Devasa ve keşfedilmeyi bekleyen bir açık dünya. Haritada gitmediğiniz yer kalmasın çünkü her köşe başında sizi bekleyen sürprizler var. Bu dünyada atınız Roach ile gezmek bile başlı başına bir keyif. Sonuç olarak, The Witcher 3: Wild Hunt sadece bir oyun değil, adeta yaşanması gereken bir deneyim. Yıl 2024 olmasına rağmen, hala bu fiyattaki çoğu oyunla aynı kalitede ve almayı düşünüyorsanız hala alıp oynanacak kalitede. Eğer hala bu şaheseri oynamadıysanız, indirin ve Geralt'la beraber maceralara koşun . Yoksa Roach’u yanınıza alıp kendim gelip sizi ikna edeceğim!