Daha önce bir inceleme yapmıştım ama o kadar ayrıntılı bir inceleme olmadığını düşündüm ve yeniden yazmaya karar verdim.

İlk olarak oyun Ak Bostan'da başlıyor ve ortama o kadar alışıyorsunuz ki soundtrackleri zaten muhteşem üstüne grafikler de eklenince ve sıradan NPC'lerin kendi aralarında savaştan, sıradan problemlerden, ya da ilan tahtasındaki herhangi bir kontrattan, konuştukları kontrattaki yaratıktan konuşmaları, çocukların kendi aralarında oyunlar oynaması, şarkılar söylemesi vb. daha çok şey size yaşayan bir dünya hissini fazlasıyla veriyor.

Karakter detayları çok iyi özellikle mimikler çok hoşuma gitti.
AC Origins'deki gibi robot gibi karşınızda durup sizle konuşmuyorlar.
Yüz ifadeleri, el kol hareketleri var hepsinin ve bütün karakterlerin mimikleri kendine has.
Bazen sürekli gördüğümüz karakterlerin mimikleri tekrara bağlanıyor ama çok sık olan bir durum değil.

Oyundaki en ufak bir yan görevin bile üstünde düşünülmüş zaman harcanmış bu çok belli.
Sizi sıkmıyor.

Canavar avladığımız kontratlara gelirsek onların da ayrı ayrı hikayeleri var ama yaptığımız şeyler biraz tekrarlanıyor.
Canavarın izini sür yerini bul ve öldür.
Ama mekanikler sıkıcı olmadığı için sizi kesinlikle baymıyor merak etmeyin.
İçinizi rahatlatması açısından şunu söyleyeyim oyunu 6 kere bitirdim her bitirdiğimde bütün yan görevleri, kontratları ve hazine avlarını yaptım.

Hazine avlarına gelirsek onlar da güzel özellikle witcher setlerini tamamlamak isterseniz çok iyi.
Witcher setleri de çok iyi duruyor hele ki Blood and Wine DLC'si ile gelen Büyük Usta geliştirmesi hem özellik açısından hem de görünüm açısından çok iyi.
Hazine avlarının bile kendi hikayesi var yani.
Sinematik olarak değil ama kağıtlarda yazılı ama okursanız beğeneceğinize eminim.

Canavarları avlarken yaratık külliyatına bakıp hepsinin tek tek zayıf noktasını bulup onlarla böyle savaşmak zaten ayrı bir keyif.

Mekanikler ise harika.
500 saatten fazla oynadım hala keyifle insan öldürüyorum hatta konsolu açıp haydut spawn edip öldürüyorum o kadar diyim.
Sadece at kontrolleri hoşuma gitmedi sizden çok daha güçlü bir yaratıktan kaçarken ağaçlara takılması bana zaman zaman rage attırdı.

Hikayesi ise çok iyi ama diğer iki oyunu oyanamazsanız pek bir şey anlamazsınız.
Ama hala ikinci oyunun hikayesi bana göre daha iyi.

Optimizasyon başarılı bazı yerlerde drop olabiliyor ama çok büyük droplar değil.

Buglara gelince Roach un dağdan aşağı inerken ön iki ayağının üstünde gitmesi, arada Geralt'ın kolu kekolar gibi yanda olması, görünmez düşmanlar gibi durumlar olabiliyor ama çok sık değil.

Vahşi avı ben ilk görünce korkmuştum açıkçası onun güçlerini falan görünce dedim EYVAH ben bunu nasıl yenicem.
Ama Boss Fight pek beklediğim gibi olmadı daha iyi olabilirdi.

Gwent'i de çok sevdim.

DLC'lere gelirsek:

HEARTS OF STONE
Müzikleri yine harika.

!UFAK BİR SPOİLER AMA BAKMAK İSTEMEYEBİLİRSİNİZ!
Bakın bunda bir Final Boss yok ama Mirror Master ı yenmeye çalışdığımız bölüm çok hoşuma gitti.

Ofier'li tüccar ve özellikle rün yazıcısı çok hoşuma gitti işime yaradılar ama rün yazıcısı kazandığım parayı sömürdü bildiğiniz.

Hikayesi yine sürükleyici.

Son olarak DLC'de hoş sürprizler de var oynayın ve görün derim.

BLOOD AND WINE
Eveeet benim için favori DLC bu.

Yeni yaratıklar yeni ve harika bir harita yeni gwent kartları, müzikler falan çok iyiydi.

Bu DLC de de mutaston geçiriyoruz ve hayvan gibi bir mutant yaratık avcısı oluyoruz.
Tabi yan görevi yaparsanız.
Yeni mutastonlarda özellikle yakan soğuk çok hoşuma gitti.
İnsanları Aard ile dondurarak ortadan ikiye ayırmak çok iyi hissetirdi.

Bunun da hikayesi harika.

Son olarak harika bir deneyimdi bu oyun benim için yani her oynayışımda yeni yeni şeyler keşfetmek harikaydı.
Eminim hala keşfetmediğim birçok şey vardır oynayıp bakacağım.

Umarım oyunu almak isteyenler incelememi faydalı bulur ve kararını verir.

ELMAS

Oyun ilk oyundan 12 yıl önce, 1899'da geçiyor. Van der Linde Çetesi Blackwater kasabasında başarısız bir soygun girişiminde bulunmuş ve bunun akabinde zorlu kış şartlarında kanun güçlerinden kaçmaya çalışmaktalar.
Soygun girişimi sırasında çeteden çok sayıda kayıp verilmiştir ama çetenin lideri Dutch'ın aklından herkesin rahat ve huzurlu yaşaması için son bir büyük soygun fikri çıkmaz.

İlk oyundan bildiğimiz gibi Van der Linde Çetesi'nin sonu pek de iyi bitmiyor. İşte Dutch'ın aklındaki ''Son büyük soygun planı'' çetenin sonunu getiren en önemli etkenlerden biri.

Oyunun hikayesi asla belli bir olay örgüsü üzerinde durmuyor. Sürekli dallanıp budaklanıyor. Sonrasını tahmin etmesi çok zor. Bu olaylar arasındaki bağ da olabildiğince organik bir şekilde birbirine bağlı. Asla ''Biz buradan buraya bir anda nasıl geldik?'' dedirtmiyor. Ana olay örgüsü ana karakterimiz Arthur'un uğruna her şeyini verdiği Van der Linde Çetesi'nin çökmesi diyebiliriz.

Acısıyla tatlısıyla harika bir hikaye dinletti bize Red Dead Redemption 2. Memnun olmadığım tek bir noktası var o da oyunun bitmesini beklerken 8-9 saatlik ekstra bölümlerin olmasıydı. İlk oyunun hikayesini pekiştirmek için gerekli bölümler ama gereğinden fazla uzatılmış bence.

Oynadığım en zengin oyun mekaniklerini içeren oyun oldu RDR2.
Ne kadar anlatırsam anlatayım eminim ki atlayacağım kısımlar olacaktır. Normalde oynadığım oyunları bitirdikten maksimum 1-2 hafta sonra oyunun incelemesini yazarım. Ancak RDR2'yi bitireli neredeyse 1.5 ay oldu ve hala kafamda tam oturtamadım neler yazacağımı.

Öncelikle Arthur oldukça ağır bir karakter. Yani bir yerden başka bir yere hareket ettirmesi ağır. Çünkü oyunda o kadar animasyon var ki geriye dönerken bile olabildiğince gerçekçi animasyonları var. Diğer oyunlardaki gibi bastığın gibi dönmüyor. Bu ağırlık ilk başlarda belki rahatsız edebilir ama çok geçmeden çok tatmin edici oluyor.

Silahlar eski teknoloji olduğu için düşmanı hedef alıp sürekli ateş ederseniz neredeyse sıktığınız hiçbir mermi düşmana gitmez. Nişangahın etrafındaki beyaz halka ne kadar küçükse isabetliliğiniz de o kadar artıyor.
Ayrıca düşmanlar genelde kalabalık geziyor bu yüzden de kafadan vurmak önemli.

Vuruş hissi bakımından da gördüğüm en mükemmel 2 oyundan biri. Diğeri de The Last of Us Part II zaten.
Düşmana ateş ettiğim yerden tepki vermesi falan harika. Ok ve yay kullanımı bile çok iyi. Hele ki pompalılar.
Kafaya ateş edince direkt kafayı patlatması derken oyunda sürekli adam öldürmek istedim.
Bir de Dead Eye özelliği var bu özellikle de oyun ağır çekimdeyken öldüreceğim düşmanları seçip hepsinin teker teker yere yığılmasını izleyebilirsiniz.
Yani yakın dövüş bile harika be. Rakibinize attığınız her yumrukta yüzünün dağılmasını görmek harika cidden.
Yakın dövüşte bıçak kullanınca da farklı farklı öldürme animasyonları var. Sırf bunları görmek için bile bıçakla yakın dövüşe girdim ara ara.
Bu arada bu öldürme animasyonları sadece bıçağa özgü değil, her türlü ateşli silahta da var.

At kullanımı aşırı rahat. Her türlü komutuma istediğim gibi tepki veriyor ve asla çileden çıkarmıyor. En sevdiğim oyunlardan bir diğeri olan Witcher 3'te at kontrolleri bazen fena delirtiyordu beni.
Bu oyunda atınız eğer ölürse ve yanınızda ilaç yoksa at sonsuza kadar gidiyor. Atınız giderse yeni bir at evcilleştirmek zorunda kalıyorsunuz ki bu da uzun sürüyor. Atla ne kadar zaman geçirirseniz komutlarını o kadar iyi algılıyor ve savaşlarda sırtından atmıyor.

Oyunun açık dünyası ise tek kelime ile harika. Bundan önce oynadığım en iyi açık dünyalı oyun GTA5 idi ve bu oyun onun da üzerine çıkmış. Kendi oyunlarını yine Rockstar geçmiş. Sektörde açık ara en iyi, en canlı, en çeşitli açık dünya oyunlarını yapan açık ara onlar zaten.
Açık dünyada rastgele gezerken de karşınıza bir sürü farklı etkinlik hatta yan görev serisi çıkıyor.

Oyunda avlanma da var. Bu sayede hem yemek için etiniz oluyor hem de ekipman üretmek için deriniz oluyor.
Ancak hayvanın derisine zarar vermemek için her hayvan için doğru mermiyi veya oku seçmek gerek.

Haritanın bazı yerleri sıcak, bazı yerleri ise soğuk ve bu iklimlere uygun kıyafet giymek de önemli yoksa bazı dezavantajları oluyor. Karakter staminasını daha hızlı bitmesi gibi.

Aşırı detaylı bir oyun kısaca ve her bir mekaniği ayrı ayrı tatmin ediyor.

Grafiklere de söylenecek bir söz yok.
Görsel bir şölen yaşıyorsunuz resmen oynarken.
Bazen durup manzaralara baktığım bile oldu.
Gecesi, gündüzü, yağmurlu havası, karlı havası... hepsi ayrı ayrı harika görünüyor.

Oyunun optimizasyonu oldukça iyi gayet stabil bir oyun ve bunun üzerine DLSS de açınca neredeyse +30FPS daha fazla alıyorum.

Bu kadar büyük çaplı oyunda elbette buglar olur ama ben çok fazla görmedim, gördüklerim de ufak çaplı önemsiz olanlardı.

Müzikler harika ve akılda kalıcı. Atmosferi desteklemek için en doğru parçalar kullanılmış. Bu oyundan bazı müzikleri Spotify listeme ekledim hala daha dinliyorum.

Ses efektleri harika.

Seslendirmeler de müthiş. Herkes rolüne o kadar iyi bürünmüş ki çok kaliteli bir oyun oynadığım yetmezmiş gibi çok kaliteli bir film de izledim resmen. Rolünü yaşamış ses sanatçıları.

Sadece oyuna girerken çok sinirlendiğim anlar oldu. Bunun sebebi de çağ dışı kalmış Social Club uygulaması. Zorunlu yapmayın şunu oyunlarınızda artık.

ELMAS

Oyunun başlangıcında ana karakterimiz Lee Everett, tutuklanmıştır ve polis aracıyla ilerlemektedir.
Memur ile biraz sohbet ettikten sonra araç garip bir şeye çarpar ve yoldan çıkar.
Lee kendine geldiğinde etrafında aylaklar(zombi) vardır ve Lee buna şaşırır.
Araçtan zar zor kurtulduğunda polis memurunun da aylağa dönüştüğünü görür ve polis birden ona saldırır.Yerdeki pompalı ile polisi öldürmek zorunda kalır ve yaralı ayağı ile yardım aramaya gider.
O sırada pompalıdan çıkan sesi duyan aylaklar, Lee'yi takip etmeye başlar.
Lee de kendini bir evin çitlerinden son anda atar ve aylaklardan kurtulur.
Evin kapısının açık olduğunu fark eder ve içeri girip yardım aramaya başlar. O sırada telsiz bulur ve karşısındaki ile konuşmaya başlar. Karşısındaki küçük bir kızdır ve evin arka bahçesindeki ağaç evde saklanmaktaydı. Kız kendini camdan bakmakta olan Lee'ye gösterir ancak Lee arkasındaki aylağı fark etmez.
Ağaç evdeki küçük kız son anda Lee'yi uyarır ve Lee mücadeleye başlar. Kız da Lee'ye yardım etmek için bir çekiç getirir ve Lee o çekiçle aylağı öldürür.
Bu sırada Lee, kız ile tanışır. İsmi Clementine ve kızı bu olaylar bitene kadar korumaya söz verir ardından onu yanında götürür. Dışarı çıktıklarında Lee ve Clem'e ateş ederler ama ateş edenler Georgia Eyalet Devriyesi'dir.
Bu yüzden ikisi de yaralanmadan kurtulurlar. Biraz sonra bir aylak belirir ve hepsi polis aracına binip memurlardan birinin çiftlik evine giderler.

Hikayenin buradan sonrasını anlatmayacağım ama şunu söyleyebilirim hikaye cidden çok iyi.
Oyun boyunca zorlu seçimler yapıyoruz ve eğer kararlarımız kötüyse sonucuna katlanmak zorunda oluyoruz.
Seçimlere göre diğer insanlarla olan ilişkimiz kötüleşiyor veya iyileşiyor.
Bu değişimler hemen olmasa bile oyunun ilerleyen zamanlarında olayın gidişatını etkileyebiliyor.

Oyunun çok duygulandıran yerleri oldu cidden. Hani oyunu durdurup ekrana birkaç dakika sadece baktığım oldu. Özellikle final sahnesi duyguların çok yoğun olduğu harika bir sahneydi.

Point&Click-Macera oyunu.
Etkileşime geçilebilir nesne veya kişileri bulup ilerlememiz gerekiyor.
Kararlarımızı belirli bir zaman içinde vermemiz gerekiyor, özellikle bazı kararları diğerlerine göre çok daha hızlı vermemiz lazım. Öldürme animasyonları oldukça çeşitli ve iyi.
Oyunun geçtiği mekan her bölümde farklı farklı ve bu da sıkılmayı engelliyor.

Kendi tarzında grafikleri var ve oyunun dünyasına gitmiş bence.
Definitive sürümü olduğu için grafikler biraz daha iyileştirilmiş. Aynısı 2. sezon için de geçerli.
Ayrıca şunu tüm oyunlar için söyleyebilirim: Oyundaki mimikler çok iyi bu sayede herkesin duygularını anlayabiliyoruz.

İki konuda da herhangi bir problem görmedim.

Müzikler tam yerinde giriyor ve duyguyu daha da yoğunlaştırıyor.
Ses efektleri gayet iyi.
Seslendirmeler ise harika. Seslendirmede emeği geçen herkesin eline sağlık. Oyunun vermek istediği duyguları harika bir şekilde aktarmışlar bizlere.

ELMAS



Ana karakterimiz de Clem artık.
Ayrıca Clem artık ilk sezondan tanıdığımız Omid ve Christa ile seyahat ediyor.
Oyunun ilk başında tesis gibi bir yere işe yarar bir şey var mı diye giriyoruz. Tuvaleti kontrol ederken içeri yabancı biri giriyor ve Clem'i soymaya çalışıyordu. O sırada Omid içeri girdi ve yavaşça yabancıya yaklaştı. Ancak kapı kendiliğinden kapandı ve çıkan sesle birlikte yabancı birden Omid'e ateş etti. Omid orada öldü ve silah sesini duyan Christa, Omid'in cansız bedenini görünce yabancıyı orada öldürdü.
16 ay sonra Christa ve Clem bir ateş başında avladıkları hayvanı pişirmeye çalışırlar.
Ateş sönmeye başlayınca Christa daha fazla odun bulmaya gider. Ateşi canlı tutmaya çalışan Clem, Christa'yı kontrol etmeye gittiğinde onun saldırıya uğradığını görür. Buradan kaçarken, Clem nehre düşer ve akıntıyla birlikte sürüklenir. Karaya çıkan Clem, bir köpekle karşılaşır ama köpek bir şey yapmaz. Daha sonra yemek ararken sonunda buluruz ve yemeye başlarız ancak köpek Clem'e saldırır ve ısırır. Clem, yaralı ve aç ilerlerken aylak saldırısına uğrar ancak son anda birkaç yabancı onu kurtarır. Daha sonradan Clem'i evlerine taşırlar ama yolda köpek ısırığını aylak ısırığı sanarlar ve Clem'i evlerinin dışındaki barakaya kilitlerler. Clem kendi kolunu kendi kendine iyileştirir ve onlara aylak ısırığı olmadığını kanıtlar.

Bu sezon da gayet iyiydi ancak yaptığınız seçim ne olursa olsun geleceği pek etkilemiyordu.
Sanki senaryo daha önceden yazılmış ayıp olmasın diye seçimler koyulmuş gibi.
Tüm bunlara rağmen hikaye yine de çok iyiydi. Özellikle bu oyunun finalinde de gözlerim doldu.

İlk sezon ile neredeyse aynı sadece birkaç yeni qte şekli gelmiş.

Yine ilk oyunla neredeyse aynı ama biraz daha gelişmiş.

İki konuda da sıkıntı yok.

Müzikler yine tam yerinde olmuş.
Ses efektleri ve seslendirmeler de usta işi.

ELMAS



Bu sezona salgından önce ailenin babasını yeni kaybetmiş Latin bir aile ile başlıyoruz.
Babasını hastaneye yetiştirmek için geç kalan küçük kardeş, ağabeyden dayak yer.
Daha sonradan küçük kardeş (aynı zamanda yönettiğimiz kişi) Javier, annesini teselli etmeye gider.
Ölen adamın torunu uyuduğunu düşünerek ona su vermek için içeri girer ama adam ayaktadır.
Tüm aile çok şaşırır ama kısa bir süre sonra adam herkese saldırmaya başlar. Aileden birini ve anneyi ısırır.
Daha sonra ağabey, anneyi hastaneye götürür ve o anda günümüz dünyasına geri döneriz.
2 yeğenimiz ve yengemiz ile yıllardır RV ile yollardayız ve amacımız ailemizi korumak.

Bu sezon en sevmediğim sezon oldu. Çünkü verdiğim kararlar nedense çok etkili değilmiş gibi hissettirdi.
Ayrıca önceki sezonlardan önemli karakterleri çok anlamsız bir şekilde harcadılar. O kadar anlamsız ki normalde ölse çok üzülürüm, gözlerim dolar ama bu şekilde mimik oynamadı. Ayrıca sanki Türk dizisi gibi yengemiz ile aşk yaşayabiliyoruz veya isterseniz reddedersiniz benim gibi.

Diğer sezonlarla hemen hemen aynı.

Diğer iki sezona göre çok daha gelişmiş.

Her iki konuda da sorun yok.

Müzikler pek aklımda değil. Ses efektleri ve seslendirmeleri iyi.

GÜMÜŞ



Karakter sayısı sorunu olduğundan çok kısa geçeceğim.
Her şeyini kaybeden bir kadın olan Michonne'un hikayesini anlatıyor.
Ana seriyle bir alakası yok bir mini-seri.
Zayıf kalmış diyebilirim.

Diğer oyunlarla neredeyse aynı ancak daha fazla şiddet içeriyor.

2. sezon ile neredeyse aynı.

Sorunu yok.

Müzikler aklımda kalmadı. Ses ve seslendirme başarılı.

GÜMÜŞ

Karakter limiti sınırı olduğundan final sezonu incelemesi sığmadı bu yüzden onu da yorumlara yazacağım.
Ayrıca Definitive Edition içinde TWD için çıkmış tüm sezonlar ve DLC'ler mevcuttur.