31
Produkty
zrecenzowane
423
Produkty
na koncie

Ostatnie recenzje napisane przez użytkownika K.Özbek

< 1  2  3  4 >
Wyświetlanie 1-10 z 31 pozycji
Nikt jeszcze nie uznał tej recenzji jako przydatnej
4.9 godz. łącznie
Agamla oyuna girdik, patron benim diyip ben rafa eşyaları dizmeye çalışırken veya kasada çalışırken gün boyu süpürgeyle beni dövüp durdu.

Baya gerçekçi bir oyun mobbinge uğramayı bile simüle etmişler

10/10
Opublikowana: 27 listopada.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 60 osób ta recenzja jest przydatna
Według 1 osoby ta recenzja jest zabawna
395.4 godz. łącznie (308.3 godz. w momencie publikacji recenzji)
Herkese tekrardan selamlar...

Biraz geç bir inceleme oldu farkındayım fakat almayı halen düşünenler varsa bu incelememi okuyup ona göre karar vermelerini isteyeceğim. Aslında incelemeden çok bir rehber havası da sezinleyebilirsiniz orası size kalmış.

Dying Light parkur mekaniğini çok güzel bir şekilde bizlere sunan zombi temalı bir oyundur. Ordan oraya koşup atlayıp zombi doğrayacağınız bir oyun düşünün, hah işte bu oyun o oyun. Harran isimli hayali bir şehre (ki bence Arap+Türk kültürü harmanlanıp oluşturulmuş bir şehir) belirli bir görev için geldiğimizi yok sayarsak eğer, birçok kişiye elimizden geldiğince yardımcı olacağımız bir oyundur. Daha fazla spoiler vermiyorum çünkü oyun kendini tekrar eden bir yapıya sahip değil. Challenge lar haricinde çoğu yan görevde (istisnasız %95 inde) sıkılmadan ve merak içerisinde oradan oraya koşturacağınızdan kesinlikle eminim. Oyunun hikâye görevlerinin yanı sıra verilen yan görevlerinin de ayrı birer hikâye barındırması ve bazı yan görevlerin belirli bir süre sonra devam etmesi bence oyunun üstünde uğraşıldığının kesinlikle bir göstergesidir.

Asıl oyunda 3, The Following ile birlikte 4 ayrı skill ağacı bulunuyor. Ve bunların hangisinin öncelikli olarak geliştirmek istediğiniz sizin elinizde. Herhangi bir skill ağacınızda maksimum seviyeye çıktığınızda Legend skill ağacı açılıyor ve silahların damage ini ya da diğer şeyleri arttırabildiğiniz ayrı bir skill pencereleri geliyor. Burada belirtmek istediğim şey Legend ağacınızda istediğiniz zaman Skill pointlerinizi tekrar dağıtabiliyorsunuz. Çünkü Legend seviyesi almak Normal zorlukta pek de kolay değil belirtmeliyim. Eğer bir anda 10-15 seviye almak istiyorsanız, yardım paketlerini zulanıza koyun. Sakın ha quartermaster'a vermeyin. Tamam, Survivor point veriyor olabilir fakat gece dışarıda gezinin, volatile'lar ile kovalamaca oynayın, hatta gidin karantina bölgelerine hem survivor point hem de yardım paketi kasın... Emin olun survivor point iniz daha hızlı kasılacaktır. Daha sonra eğer Survivor Skilliniz Fullenince artık survivor pointleriniz Legend ağacına exp olarak dönüşecektir. Nightmare zorluğa alıp quartermaster a tüm yardım paketlerini verince aynı anda 10-15 legendary level birden alabilirsiniz. Ben yapamadım çünkü pata pata hepsini normal zorlukta veriyordum. Nightmare zorlukta daha fazla exp kazandığımı çok geç öğrendim.

Gece dışarda gezinin derken zaten oyunun başından bir kaç görev sonra oyun sizi dışarda kalmaya zorlayacaktır. O anda da zaten Volatile'lar ile (Tr Yama eklenmiş adları Ecel olmuş ki bence tam olmuş) pek de hoş olmayan bir tanışma gerçekleştireceksiniz. Size tavsiyem asla bir Volatile'ı küçümsemeyin. Sizden her halükarda daha hızlılar ve daha çevikler. Sizin zorlukla tırmandığınız bir yere onlar 2 atlayışta gelebiliyorlar. "Ehehehe buraya çıkamaz" demeyin. Çıkamadığı yerlerde yine görüş alanındaysanız uzaktan size balgam atarak yine canınızı yakacaktır. Ama her yaratığın bir zayıf yönü olmalı değil mi? Bunlar sadece gece dışarı çıkıyorlar ya da zifiri karanlık yerlerde yuvalanıyorlar. Bu demek oluyor ki UV ışınlarına zaafları var. Yanınızda her zaman UV fenerini bulundurun derim. Çok acemi iseniz 5 adet de flare sizi geceden sağ çıkmanıza ya da herhangi bir Volatile sürüsünden kolaylıkla kurtulmanızı sağlayacaktır. Ha unutmadan suratlarına sürekli UV fenerini tutmayın yoksa bir anda delirip üstünüze saldırabiliyorlar. Diyelim ki bunların her birini cidden unuttunuz ve peşinize Volatile sürüsünü takmayı başardıysanız eğer, Volatile'lar her ne kadar çevik ve hızlı olsalar da keskin virajlarda pek iyi değiller. Slums haritasında evlerin arasında zikzak çizerek izinizi kaybettirebilirsiniz. Fakat hızlı düşünün ve bir gözünüz haritada olsun. Nereden gelebileceklerini kestirin. Bu arada Safe House’ları da bir an önce açmaya bakın. Ne kadar çok Safe House’a sahip olursanız peşinize takılan bir sürüden kurtulmanız o kadar kolay olacaktır unutmayın. Old Town da ise işiniz bir yere kadar zor bir yerden sonra kolaylaşacaktır. Old Town'da eğer Hook'unuz yoksa evlere tırmanmanız epey zor olacaktır. O yüzden peşinizde bir Volatile sürüsü varsa ve yerdeyseniz yapabiliyorsanız kanala atlayın. Yapamıyorsanız en kısa binayı bulup ona tırmanmaya çalışın. Bir yerden sonra zaten binalar merdiven misali yükselecektir. Volatile'lar ve Viral'lar binaların arasına konulan tellerden geçemiyorlar onları kullanın. Unutmayın geceleyin fazla korkulacak bir şey yok. (Elite Volatile'lar dışında tabii) Eğer cidden geceleyin dışarıda gezmekten çekiniyorsanız ve peşinize Volatile takmak istemiyorsanız, bir yandan da Survivor point kasayım diyorsanız, karantina bölgelerini geceleyin ziyaret edebilirsiniz. Sizlere tavsiyem; Slums haritasında Alışveriş Merkezi hem kolaylık hem de hızlı bir şekilde survivor point kasmak için ideal bir yer. Diğerlerine de bakabilirsiniz tabiki fakat en kolayının bu olduğunu zaten diğerlerini görünce anlayacaksınız. Old Town'da iseniz eğer tavsiyem Antalya Apartmanı'dır. Kamuflaj kullanarak damage bile yemeden karantina bölgesini bitirebilirsiniz. Başka bir artı daha söyleyeyim, diğer karantina bölgelerinde gerici müzikler çalarken bunda Chopin'in bir bestesi çalmaktadır. Ne kadar güzel değil mi? (Meraklısına: Nocturne in C Sharp minor) Geceleyin rahatlamak ve günün stresini atmak için Antalya Apartmanı gibisi yok söyleyeyim. Ve ayrıca merak etmeyin Slums haritasındaki Otopark dışında gece vakti (ya da gündüz farketmiyor) karantina bölgelerinde bir tane bile Volatile'a rastlamazsınız.

Oyunun diğer bir artısı da Co-op olarak oynayabilmenizdir. Arkadaş çevreniz varsa eğer 4 kişiye kadar birlikte görev yapabilirsiniz. 4 kişi ordan oraya koşturup atlamanın ne kadar zevkli olacağını siz düşünün. 5. kişi olmaz mı hocam derseniz de olur fakat o arkadaşınız zombi olmak zorunda onu söylemeden geçemeyeceğim. Night Hunter denilen güçlü bir zombiyi bu oyunda yönetebilirsiniz aynı zamanda. Bundaki amaç insanların Volatile yuvalarını yıkması, Night Hunter'ın ise onları avlaması gerekmektedir. Night Hunter'ın ölüm sınırı yokken insanların belirli bir sınırı var bunu unutmayın. Yani av iken avcı olmaya bakın benden söylemesi.

"Yeter artık lan oyunu alalım mı almayalım mı onu söyle" diyecek olursanız eğer; Bitmek tükenmek bilmeyen aksiyon oyunlarından, bolca loot yapmaktan, biçmekten, kesmekten, ağıza buruna tekme atıp oradan oraya koşturup atlamaktan keyif alıyorsanız kesinlikle bu oyun sizin beklentinizi bile aşacaktır bundan emin olun. Yer yer üzülecek, yer yer sinir krizleri geçirecek, yer yer şaşkınlığa uğratacak yani size birçok duyguyu yaşatacak bu oyunu kesinlikle ve kesinlikle almanızı tavsiye ederim. Oyunun üstüne gerçekten çok düşünülmüş ve inanın bana böyle bir zombi temalı oyun bir daha çok zor gelir.

9,5/10

Not: Oyunu 1-2 yıl daha pc de tutacağım. Yardıma ihtiyacı olan varsa söylemesi yeterli. Görevlerin hepsinde ya da herhangi bir durumda yardımcı olabilirim. Yeter ki istemeyi bilin.
Saygılar…
Opublikowana: 29 października 2019. Ostatnio edytowane: 22 listopada 2022.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Nikt jeszcze nie uznał tej recenzji jako przydatnej
0.1 godz. łącznie
Öncelikle mrnoobofficial [www.instagram.com] sayfasına teşekkür ederim.

Tavsiye etmeme sebebim oyunun (bence) bitmemiş olması çünkü aşırı derecede fazla eksiklikler var oyunda.

-Ses yok
-Görüntü yok (Grafikler bence çok kötü)
-Amaç yok (Altın topluyoruz -Eee yani sonuç?)
-Etkileşim yok (Evler verilmiş içine girilmiyor. Düz obje olarak konulmuş oyuna)
-Multiplayer denmiş ama server yok
-Harita çeşitliliği yok (3 tane harita var)
(Böyle diyince "Ne bekliyon lan zaten böyle bir oyundan?" diyenler olacaktır zaten)
-Optimizasyon yok (Arada kasıyor ne hikmetse)
-Ayar yok (Sadece Resolution değişiyor)

Sonuç olarak para verip de alınabilecek bir şey değil. Tek ben yazıyorum bu incelemeyi Türkçe'de eminim.
Siz siz olun almayın. Bitmiş bir oyun değil zaten bana göre. Bence bu bir deneme ya da Proje gibi bir şey ve muhtemelen de devam etmeyeceklerdir.

Puanım: (Bir proje için) 4/10
(Oyun için) 0,1/10 PUBG bokunun optimizasyonundan kat kat iyi bitmemesine rağmen
Opublikowana: 25 kwietnia 2019. Ostatnio edytowane: 25 kwietnia 2019.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 2 osób ta recenzja jest przydatna
Według 1 osoby ta recenzja jest zabawna
5.3 godz. łącznie
Herkese tekrardan selamlar... (Diğer incelememin aynısını yazıyorum çünkü ikisi de aynı oyun)

Bu incelememizde sizi ilk saatlerde sıkmazken daha sonraları bunaltan bir oyuna bakacağız...
Guns of Icarus kesinlikle ve kesinlikle takım ile oynanan, free takılmak isteseniz bile buna izin vermeyen, illa savaş gerektiren bir oyundur. Neden böyle pat diye kötülediğimi sorabilirsiniz. Evet kötülemememin sebebi şirketin elinde güzel bir malzeme varken bunu yalnızca gemi savaşlarına odaklı bir şey yapması bana göre aşırı derecede saçma olmuş.

Şimdi oyuna geçmeden evvel müziklerinin gayet hoşuma gittiğini söylemek isterim. Ayrıca oyundan evvel karakterimizin ve gemimizin özelleştirilmesi beni baya bi umutlandırmıştı. Hatta ve hatta bir birlik seçip onun adına savaşmamız istenmesi bile beni heyecanlandırmıştı.
FAKAT oyunu oynamaya başladığımda hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Güzel bir trailer ı varken training i güzel bir şekilde gösterirken, hikaye ile çok da alakası olmayan savaşlara girmekten, sürekli onu bunu patlatmaya çalışmaktan artık gına geleceğiniz bir oyun olduğunu malesef görmüş oluyorsunuz.

Şimdi burda bana kızan kişiler olduğuna eminim. "Ulan gerizekalı ne bekliyodun ki zaten?" falan dediğinizi de duyar gibiyim. Fakat dediğim gibi firmanın elinde çok harika bir malzeme var ve hikayesi de gayet ilgimi çekti. Bunu yedirmek adına sürekli savaşmaktan ziyade free takılacağımız, içinde rpg ögelerinin de bulunduğu açık dünya haritasına sahip bir oyun da yapılabilirdi bence. Hatta ve hatta savaşlarda onu vur bunu öldür tarzı görevler yerine daha yaratıcı görevler verilebilirdi. Veyahut savaşları görev olarak verebilirdi.
Sonuçta arkadaşlarımızla oynuyoruz evet. Fakat aksiyon manyağı biri değilseniz ordan oraya koşturup gemi patlatmaktan en fazla ne kadar zevk alabilirsiniz onu gerçekten merak ediyorum. Oyunun haritaları gerçekten büyük. Oyundaki grafikler gerçekten harika. Aksiyon dur durak bitmiyor evet fakat bence bu oyun böyle olmalıydı kanımca.

Oyunun serverleri var fakat çoğu şifreli. Yani anlayacağınız üzere herkes kendi arkadaşlarıyla bu oyunu oynuyor. Kendiniz bir server açsanız bile yarım saat sonra oyuna başlıyorsunuz. Oyuncu sayısında ciddi şekilde eksiklik var. Yani oynadığım süre zarfında üç haneli sayıları geçtiğini görmedim.
Oyunda farklı roller var ve savaşta işe yarar özellikler barındırıyor. Fakat botların birçoğu aptalca hareketler sergiliyor ve çoğu zaman diğer işlere bile kendiniz koşturmak zorunda kalıyorsunuz. Yani bu oyunu oynamak istiyorsanız arkadaş şart.

Kısacası umduğumun çok altında olan, sürekli amaçsızca bir şeyler patlattığımız, görevlerin ve savaşların mantığının hemen hemen birbirinin aynısı olan, elde güzel bir malzeme varken bunu bana göre çok kötü bir şekilde bize sunan, serverlarının azlığını geçtim aktif oyuncu sayısının beklediğimden çok çok altında olan bu oyunu ciddi söylüyorum sağlam bir arkadaş ortamınız yoksa kesinlikle ALMAYIN. Serverlar dediğim gibi boş, oyuncular kurduğunuz oyuna yarım saatte anca geliyor, oyun arasanız bile şanslı değilseniz 15 dakika beklemeniz gerekiyor. Yani tamamiyle multiplayer üzerine kurulmuş, keşke hikayesi olsa dediğim, hikayesi olmasa bile en azından RPG ve açık dünya olmasını beklediğim bu oyun beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Grafikleri ve müzikleri güzel olabilir. Fakat yine de kurtarmıyor.

Saygılar...

Puanım 4,3/10
Opublikowana: 11 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Nikt jeszcze nie uznał tej recenzji jako przydatnej
Według 1 osoby ta recenzja jest zabawna
5.3 godz. łącznie
Herkese tekrardan selamlar...

Bu incelememizde sizi ilk saatlerde sıkmazken daha sonraları bunaltan bir oyuna bakacağız...
Guns of Icarus kesinlikle ve kesinlikle takım ile oynanan, free takılmak isteseniz bile buna izin vermeyen, illa savaş gerektiren bir oyundur. Neden böyle pat diye kötülediğimi sorabilirsiniz. Evet kötülemememin sebebi şirketin elinde güzel bir malzeme varken bunu yalnızca gemi savaşlarına odaklı bir şey yapması bana göre aşırı derecede saçma olmuş.

Şimdi oyuna geçmeden evvel müziklerinin gayet hoşuma gittiğini söylemek isterim. Ayrıca oyundan evvel karakterimizin ve gemimizin özelleştirilmesi beni baya bi umutlandırmıştı. Hatta ve hatta bir birlik seçip onun adına savaşmamız istenmesi bile beni heyecanlandırmıştı.
FAKAT oyunu oynamaya başladığımda hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Güzel bir trailer ı varken training i güzel bir şekilde gösterirken, hikaye ile çok da alakası olmayan savaşlara girmekten, sürekli onu bunu patlatmaya çalışmaktan artık gına geleceğiniz bir oyun olduğunu malesef görmüş oluyorsunuz.

Şimdi burda bana kızan kişiler olduğuna eminim. "Ulan gerizekalı ne bekliyodun ki zaten?" falan dediğinizi de duyar gibiyim. Fakat dediğim gibi firmanın elinde çok harika bir malzeme var ve hikayesi de gayet ilgimi çekti. Bunu yedirmek adına sürekli savaşmaktan ziyade free takılacağımız, içinde rpg ögelerinin de bulunduğu açık dünya haritasına sahip bir oyun da yapılabilirdi bence. Hatta ve hatta savaşlarda onu vur bunu öldür tarzı görevler yerine daha yaratıcı görevler verilebilirdi. Veyahut savaşları görev olarak verebilirdi.
Sonuçta arkadaşlarımızla oynuyoruz evet. Fakat aksiyon manyağı biri değilseniz ordan oraya koşturup gemi patlatmaktan en fazla ne kadar zevk alabilirsiniz onu gerçekten merak ediyorum. Oyunun haritaları gerçekten büyük. Oyundaki grafikler gerçekten harika. Aksiyon dur durak bitmiyor evet fakat bence bu oyun böyle olmalıydı kanımca.

Oyunun serverleri var fakat çoğu şifreli. Yani anlayacağınız üzere herkes kendi arkadaşlarıyla bu oyunu oynuyor. Kendiniz bir server açsanız bile yarım saat sonra oyuna başlıyorsunuz. Oyuncu sayısında ciddi şekilde eksiklik var. Yani oynadığım süre zarfında üç haneli sayıları geçtiğini görmedim.
Oyunda farklı roller var ve savaşta işe yarar özellikler barındırıyor. Fakat botların birçoğu aptalca hareketler sergiliyor ve çoğu zaman diğer işlere bile kendiniz koşturmak zorunda kalıyorsunuz. Yani bu oyunu oynamak istiyorsanız arkadaş şart.

Kısacası umduğumun çok altında olan, sürekli amaçsızca bir şeyler patlattığımız, görevlerin ve savaşların mantığının hemen hemen birbirinin aynısı olan, elde güzel bir malzeme varken bunu bana göre çok kötü bir şekilde bize sunan, serverlarının azlığını geçtim aktif oyuncu sayısının beklediğimden çok çok altında olan bu oyunu ciddi söylüyorum sağlam bir arkadaş ortamınız yoksa kesinlikle ALMAYIN. Serverlar dediğim gibi boş, oyuncular kurduğunuz oyuna yarım saatte anca geliyor, oyun arasanız bile şanslı değilseniz 15 dakika beklemeniz gerekiyor. Yani tamamiyle multiplayer üzerine kurulmuş, keşke hikayesi olsa dediğim, hikayesi olmasa bile en azından RPG ve açık dünya olmasını beklediğim bu oyun beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Grafikleri ve müzikleri güzel olabilir. Fakat yine de kurtarmıyor.

Saygılar...

Puanım 4,3/10
Opublikowana: 11 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 1 osoby ta recenzja jest przydatna
5.8 godz. łącznie
Herkese tekrardan selamlar...

Bu incelememizde Tower Defence ve TPS öğelerini birleştirip bize çizgi roman tadında bir Bilim kurgu havası veren bir oyuna bakacağız. Fortified, Tower Defence oyunlarına ilgim olmasa da kendisini oynatmayı başarmış bir oyundur bana göre. Zaten türü sevenlerin bu oyunu kaçırmayacağından eminim.

Oyuna geçmeden önce klasik bilinen tower defence oyunlarından farklı olduğunu söylemeliyim. Seçtiğimiz karakter yardımıyla düşmanımızı engelleyecek yapılar ya da askerler inşaa edip savaşta da aktif olarak görev alıyoruz. Bu bence bana göre bir artıdır çünkü yapı inşaa edip düşmanın gelişini ve ölüşünü izlemek son derece canımı sıkıyordu. O yüzden zaten tower defence oyunlarına pek ilgim yoktur. Fakat dediğim gibi bu oyun kendisini oynatmayı başarmıştır.

Oyuna geçersek eğer 4 farklı karakterimiz bulunmakta. Fakat ben yalnızca birini oynayıp Campaign modunu bitirdiğim için diğerlerini denemedim. Oynattı demiştim fakat canım sıkılmadı da değil. Çoğu yerlerde yerlerde aktif olarak savaşsam bile oyunun monotonlaşması canımı sıkmaya başlamıştı. Neyse ki 12 adet bölüm olduğu için tek seferde oturup bitirdim ve bu incelemeyi yazmaya koyuldum.

Oyunun türünü anlatmama gerek olmadığı kanaatindeyim. Ufacık bir şekilde değinirsem eğer; bir ya da birkeç yol üzerinden gelen düşmanlara karşı yolun üstüne ya da yanına düşmanı engelleyici ögeler yaptığımız bir türdür. Korumamız gereken bir yapı ya da herhangi bir binaya düşmanımızın ulaşmamasını sağlamaya çalışıyoruz.

Eksi yönlerine gelirsek eğer yapı çeşitliliği bana sınırlı geldi. Yani temelde ben hemen hemen 3 adet yapı kullandım ve fazlasıyla yettiği düşüncesindeyim. Oyunda ilerledikçe farklı türden yapılar açılıyor ama oynanışta ilgimi çekmedi diyebilirim.
Silah çeşitliliği yeterli fakat bir süre sonra o da monotonlaşıyor. Ve bazı silahlar aşırı saçma ve gereksiz bana göre. Onu açacağıma diğer yapıları upgrade edebilirdim bence. Ama işte bilemiyor insan.
Upgrade seçeneği yalnızca bir kere işliyor. Ben bir yapıyı ya da silahı birden fazla upgrade edebilmeyi beklerdim açıkçası.
Bir emre bütün askerlerinizin uyması bana aşırı saçma geldi. Düşman mesela çok güçlü ve yapınıza saldırıyor fakat tek başınıza savaşamıyorsunuz. Bu arada da düşmanlar gelmeye devam ediyor. Bir emir veriyorsunuz bütün askerleriniz oraya yöneliyor. Ben en azından seçme şansı olmasını beklerdim. Varsa bile ben bilmiyorum aydınlatın lütfen.
Korumanız gereken yapınızın kenarına herhangi savunma amaçlı yapı koyamıyorsunuz. Mesela ben patlayan varilleri yapımın kenarına koymak isterdim.

Kısacası Tower Defence oyunları ilginizi çekiyorsa, çizgi roman havasında oyun oynamak istiyorsanız, uzaylılarla savaşmaktan zevk alıyorsanız, bir de bu oyunu aktif bir kahramanla oynamak istiyorsanız İNDİRİMDEYKEN alın derim. yukardaki saydığım özellikler sizi iplemiyorsa eğer oyundan zevk alacağınıza eminim. Co-op ve multiplayer özelliği de bulunmaktadır bu oyunda. Fakat 24 liralık bir oyun kesinlikle değil. Dediğim gibi ben pek yatkın değilim bu tür oyunlara ama siz yatkınsanız seveceğinize eminim.

Son olarak Annihilator denen uzaylının a*ına koyim.

Saygılar...

Puanım 6,7/10
Opublikowana: 8 lipca 2018. Ostatnio edytowane: 8 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 2 osób ta recenzja jest przydatna
2.7 godz. łącznie (1.3 godz. w momencie publikacji recenzji)
Recenzja wczesnego dostępu
Herkese tekrardan selamlar, saygılar...

Öncelikle benim bir önceki incelememe cevap verip bu incelemeye göre oyunlarını geliştiren Fatalitech ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunarım... (Kendileri Türk bağımsız geliştirici)

Oyuna geçmeden önce sizlere bir şeyden bahsedeyim okumak istemeyen paragrafı atlayabilir, böylelikle "Boş yapma a*k" cümlesini kullanmak zorunda kalmaz, beni de sinir etmemiş olursunuz.
Türkiye'de var olmaya çalışan oyun sektörünü hepimiz biliyoruz değil mi? En büyük gurumuz şu anlık TaleWorlds olmasına rağmen size şu soruyu yöneltiyorum: "Neden 1 değil de 2, hatta 3 gururumuz olmasın?"
Şimdi kanser bir kitle gelip Lokum Games i övecektir eminim şunu söylemek istiyorum. "Aynen kardeşim hadi p2w yapalım oyunu gelsin paralar milli yatırımcıyız biz çok milliyiz en milli biziz ha bu arada kredi kartı numaran ne?"
Eski Knight Online oyuncuları bu dediğimi çok iyi anlayacaklardır. Ha bu arada biri Zula mı dedi :D? Steam gibi bir platformda Zula gibi p2w bir oyunun YERLİ VE MİLLİ OYUNUMUZ adı altında yer alması utanç kaynağından başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Siz bunlarla övünüyorsanız eğer lütfen bu incelememe daha fazla devam etmeyin ve Toxic kitleye sahip çöp oyununuza geri dönün. CS GO'dan çalınma mapleri ile baya millisiniz kardeşim. Aynn dvm koçm. Diğer bir şey ise Türkiye toplumu şu aralar popüler kültür kölesi durumunda. Bunu PUBG denen gerzek bir oyunu bu kadar göklere çıkaran, babasının malıymışçasına savunan (RAW oyununun kelimesini dahi etmiyorum) ve üstüne üstlük kıt oyun bilgisi ile diğer yeren kişilere sövenlere bakarak anlayabilirsiniz. Hatta hayatında sadece PUBG Mobile oynayıp Steam hesabı olmayan sorunca da "O ne aq geliyosan gel clanıma boş yapma" diyen ya da diğer herhangi bir platformda oyun oynamayıp (dolayısıyla hesabı olmayıp) kendilerine: "Ben Geymırım S J S J S J S J" diye bir yakıştırmayı yapabilecek kadar aciz kişilere bakarak da anlayabilirsiniz. Üstüne üstlük gereksiz kişileri ünlü etmelerine bakarak da anlayabilirsiniz. Bunlara bakınca Türkiye'de var olan oyun sektörünün gelişmesini bekleyemeyiz değil mi? Çünkü popüler neyse ona yöneliyorlar ve bu duruma itiraz edenleri de linçten lince sokuyorlar. Böyle bir durumda var olan küçük oyun şirketlerinin de gelişmesini bekleyemeyiz öyle değil mi? Bu yazdıklarımı okuyup böyle olan varsa da kendine en kısa zamanda çeki düzen vermesini tavsiye ediyorum. Lütfen kendi orijinal fikirleriniz olsun ve çoğunluğun her zaman iyi bir şey yaptığını da zannetmeyin. İdrak edin. Farklı olun. Emin olun bunları gerçekleştirdikçe Türkiye daha iyi bir yer haline gelecektir.

Şimdi geçelim oyuna

Oyun herkesin alışmış olduğu TeamDeathMatch iken şimdi sadece Deathmatch üzerine kurulu bir oyundur. Fakat yapımcılar bununla da kalmayıp insanlar PVP de kanser olmasın biraz da PVE de kanser olsunlar diye ayrıca bir PVE modunu çıkarmışlardır. Bu mod da Zombi modudur. 8 dalgalık bir zombi istilasından sağ çıkmaya çalışıyorsunuz bu 8 dalga bitince de karşınıza bir boss çıkıyor ve onu da öldürünce oyun bitiyor.
Önceden belli başlı karakterler ve bu karakterlere ait Ultiler varken şimdi kendi karakterinizi ve kendi ultinizi seçebiliyorsunuz ve önceden bu karakterlere ait belli silahlar varken şimdi ise bu silahları elde etmek için oyunda belli bir ilerleme kat etmeniz gerekiyor. Dolayısıyla oyunu en çok oynayan oyunun iyisi konumuna geliyor. PVP de bu can sıkabilir fakat unutmayın oyunda PVE modu da var ve burada da ilerleme kat edebiliyorsunuz.

Övdük fakat bu yermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. (Fanboylar buraya iyi dikkat edin sizin yapmadığınız bi şeyi yapıyorum şu anda Allah'ın 10 IQ primatları)
Oyun şu anda ıssız bir ada gibi bomboş. Bu demek oluyor ki oyunu oynayan kişi sayısı hiç yok. Kendi Serverınızı kurabiliyorsunuz bu güzel bir şey fakat oynayan olmayınca o serverda oyunun eksik yanlarını araştırıyosunuz (Ben gibi)
Bu konuda ekip de çok üzgün çünkü onlar istiyorlar ki oyunun kemik bir kitlesi olsun şevk kazanalım, oyunu daha fazla geliştirelim...

Arkadaşlar bakın oyuna girip iki üç tane kötü özellik görüp bunu belirtmeden toynağınızla inceleme yazmaya kalkışıp koskoca "BU NE AMK" yazdığınız zaman bırakın ekibe Steam topluluğuna en ufak faydanız dahi olmuyor onu belirteyim. Tabi bizim toplumumuz uzun yazı görünce "Bu ne a*k okumam ben bunu" diyip "ehehehehe a*ına koyim yazmış ne kadar komik sjsjssjsjsj dur evete basayım eğeğeğe EVET" dediği için size kızamıyorum. Ama dediğim gibi oyunun iyi veya kötü yanlarını düzgünce belirtin ki diğer oyunu merak edenler fikir sahibi olabilsin. Bırakın mizahı güzel olanlar mizah yapsın. Yaratıcılığı iyi olanlar komik inceleme yazsın. Sizler topluluğa destek sağlayanlardan olun.
Neyse..

Diğer kötü özellik tabi ki de oyun alpha da olduğu için bazı şeyler sırıtır durumda. Ana Menüdeki yazıların biçimi, karakterler, fizikleri bunların başlıca gelenleridir. Fakat bunların da zamanla yerine oturacağını söyleyebilirim.
Müzik olmaması benim biraz canımı sıkmıştı fakat PVE deki Nightclub haritasında müziğin olması beni biraz da olsa sevindirdi.
Dokular çok dikkatli birisi için can sıkıcı olabilir.
Ayrıyeten bazı haritalarda bir kaç ayrıntının yer alması da güzel olur diye düşünmekteyim.
Bazı yerlerde ufak tefek buglar mevcut.
PVE de çok iyi bir yere çıkarsanız zombiler size zarar veremiyor.
PVE de merminiz daha çabuk biteceği için mermi stoklarının daha belirgin olması gerektiğini düşünüyorum. (PVP de de aynı şekilde)

Onun dışında oyunun optimizasyonu bence gayet güzel geldi bana. Bütün ayarlar Ultrada olmasına rağmen tonla zombi üstüme koştu en ufak kasılma ya da takılmaya rastlamadım. Fakat PVP de bu durum nasıl olur onu bilemem. Dediğim gibi kitle çok önemli bu gibi hataların geribildirim oluşturması için.

Şimdilik aklıma gelenler bu kadardır. Yukarıda dediklerim keşke gerçek olsa da daha kaliteli yapımlar görebilsek ülkemizde... Ama dediğim gibi bütün bunlar bir kişiyle olamaz. Lütfen dediklerimi başka yerinizden anlayıp da Hayır'a basmayın. Ayrıyeten "Bu ne a*k okumam ben bunu" dediğiniz incelemelere de bir kez olsa da şans verin. Emin olun bir çoğundan pişman olmayacaksınız, aksine daha iyi fikir edineceksiniz.

Şimdilik benden bu kadar.
Saygılar ve Ekibe de ayrıca Başarılar...

Puanım: 6,4/10
Opublikowana: 5 lipca 2018. Ostatnio edytowane: 15 sierpnia 2019.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 5 osób ta recenzja jest przydatna
Według 2 osób ta recenzja jest zabawna
3.1 godz. łącznie
Herkese tekrardan selamlar...

Şimdi baştan söylemeliyim ki "Bu oyuna niye inceleme yazıyosun o zaman g*t" diyeceğinizi bildiğim için beni önce bir dinleyin. RPG ve TBS (Turn Based Strategy) sevenler için güzel bir deneyim olabilir. Fakat hikayesever birisi olduğum için hikayesinin tatmin etmediğini baştan söylemek isterim. Dahası Tutorial kısmının olması güzel falan derken tutorial ın da boka sarması oyundan resmen soğumama neden oldu.

Arkadaşlar bakın bir oyun nasıl olursa olsun. Tutorial ın oyuncuya bir şeyler öğretmesi beklenir. Burda olan şeyi size şöyle anlatayım isterseniz...
Bir oyuna başladınız ve yanınızda ben varım. Bana soruyosunuz işte napayım lan falan diye. anlatıyorum işte şu şöyle bu böyle falan, "Eee bunu nerden bulcaz amk?" diyorsunuz doğal olarak. Ben de size "Ne bileyim lan ben bul işte." diyorum.
Görevler falan veriliyor tamam güzel bir detay ki her RPG oyununda olması gereken şeyler zaten. Fakat bir süre sonra görevi verip aradan çekiliyor siz de boş boş haritada bir şeyler ile uğraşıyorsunuz. Ki şöyle de bir şey oldu bende Lizardman türüyle anlaşma yapmak istedim. Karşılığında bana görev verdi. Buraya kadar güzel dimi? Verdiği görevi nerde yapacağıma, nasıl yapacağıma dair hiç bir yardımcı öge göremedim. Siz görebildiyseniz yorumlarda belirtin lütfen bilginleneyim. Dahası ben RPG oyunlarında düşmancıl biri değilim. Uzlaşımcı olmaya çalışırım. Bu oyunda o var fakat neye göre uzlaşıyoruz onu çözemedim ben. Bir de şöyle bir sıkıntı var. Belirli bir yere gitmeniz için o bölgenin yolu üstündeki bölgelerin ya sizde olması lazım, ya da çok uç bir ücret ödeyip geçmeniz lazım. Bu ne saçma bir şeydir bu nasıl bir mantıktır? Oyunun başında açlıktan ağzımız kokmakta, giydiğimiz kıyafet ucuzundan bir zırh, cebimizde 3 kuruş para yok, bizden geçiş için 240 gold istiyor ya da bunları öldür diyor. Yani demem o ki oyun sizi herkesi motorlu testere gibi biçmeye doğru itiyor. En azından başlarında bana öyle geldi. Rezil bir durum bana göre.

RPG ögeleri güzel işlenmesine rağmen TBS konusu gerçekten canımı sıktı. Ya ben özgürce adam kesebildiğim RPG lere alıştım, ya Strateji sevmediğimden ve özellikle TBS den pek haz etmediğimden olabilir, ya da bu oyunun gerçekten RPG ögelerinde sıkntı var. Bir çok eşya bir çok silah bulunuyor evet bu güzel bir şey. Fakat zaten yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı zaten etrafta özgürce gezemiyoruz, kaldı ki şanslıysak güzel şeyler falan anca yaptığımız savaşlardan düşüyor. O da şanslıysak...
TBS konusu canımı sıktı demiştim değil mi? Şöyle bir açayım isterseniz...
Bir savaşa girdik yakın dövüşçü askerlerimiz falan var, her şey güzel gitti savaşı kazandık askerlerimiz level atladı falan... Bir sonraki savaşta uzak dövüşçü birkaç kişi varsa o geliştirdiğiniz askerler bi s*kime yaramıyor. Sizin askeriniz o herife gidene kadar zaten ölüyor ve gerçekten öldüğüyle kalıyor. Geliştirmişsiniz falan o kadar emek yalan a*ına koyim. Strateji tamam da anasını satim bizim oyunun başında en baba uzak dövüşçümüz mızraklılar. O da iki tık ötesine atıyor zaten. Okçu gibi 4 tık ötesine atmıyor. "Sabret de geliştir o zaman a*ına koydumun sığırı* diyebilirsiniz. Yalnız şunu söylemek istiyorum. Oyunun başında bile geliştiremediğimiz askerleri oyunun ortalarına doğru geliştirebileceğimizi zerre zannetmiyorum. Bunu anlamışsınızdır umarım.

3 saatlik oyun saatim olmasına rağmen gördüğüm şeyler bunlardır malesef. TBS ve RPG yi seviyorsanız isterseniz alın derim ama piyasada daha iyi TBS ve RPG yi iyi işleyen oyunlar olduğuna adım gibi eminim. Bu sıkıntılardan dolayı oyun beni pek sarmadı. Bir deneyeyim diyorsanız İNDİRİMDEYKEN alın derim ama bence yine ALMAYIN. Zaten oyunun incelemeleri şu anda karışık gösteriliyor. Steam'in community sine güvenin derim ben.

Saygılar...

Puanım 4,6/10
Opublikowana: 5 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Według 11 osób ta recenzja jest przydatna
14.9 godz. łącznie
Herkese tekrardan selamlar...

Bu incelememizde gerçeklik ile hayalin karışıklığını yaşayacağınız, saf kötülüğün mü yoksa aşkın mı üstün olduğunu anlayacağınız ve artık karanlıktan korkmayacağınız bir oyuna bakacağız. Darkness 2 bana göre görselliği olsun, hikayesi olsun, oynanışı olsun beni gerçekten tatmin eden oyunlar arasında yer aldı. Birinci oyununu oynamamama rağmen hikaye güzel bir şekilde işlendiği için oyunu oynarken "Bu ne alaka yaa?" dediğimi hiç hatırlamıyorum.

Şimdi oyuna geçmeden evvel oyunun göreselliğinin biraz çizgi roman havasında işlendiğini söylemek istiyorum. Zaten oyunu oynamaya başlarsanız eğer bir önceki bölümü anlatırken çizgi roman havasında anlatıyor bu güzel bir detay olmuş. Darkness'ın nelere sebep olduğu nasıl bir güce sahip olduğu hemen hemen hepsi anlatılıyor.

Oyuna geçersek eğer karanlıktan artık korkmayacağımızı söylemiştim. Sizce karanlıktan neden korkarız? Bence karanlıktan korkmayız, karanlığın içinde gizlenmiş varlıklardan korkarız... Bu oyunun özü o karanlıkta gizlenen varlığı bize oynatması zaten. Işığa aşırı duyarlı olan bu varlık ışık varken güçlerini gerçekleştiremiyor. Ayrıyeten küçük yardımcımızı da unutmamak lazım. Hemen hemen her konuda bize yardımcı olan, gerektiğinde hayatımızı kurtaran bu küçük arkadaşımız ışıkta malesef ölüyor. Işıkların bir çoğunu oyunda yok ettiğimizden dolayı karanlığın gücünü bir kez daha bize gösteriyor.

Burda ayrı bir parantez açmak istediğim şey ise bu varlığın kontrol edilebilir gösterilmesine karşın, aksine kontrol dışı olduğunu söylemek isterim. İnsanları öldürüp kalplerini yiyince bu varlık çok fazla güçleniyor. Ve bazı cutscenes lerde "Napıyosun lan?" diyeceğinize eminim. Zaten karakterimiz de aynısını diyor merak etmeyin.

Söylemek istediğim şey şu biz aslında bir taşıyıcıyı oynuyoruz. Bu varlığı içinde barındıran fakat halen daha özünde insan olan birisi. Herkes gibi aşık olabiliyor, intikam duygusunu iliklerine kadar yaşıyor ve en önemlisi öfkeleniyor. Öfkelendiğinde ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Ki aşık olduğu kadını her seferinde sömüren bu varlık zaten daha fazla öfkelenmemize neden oluyor. Oyunda bu öfkemizi insanlardan çıkarttığımız için bolca kan görememiz muhtemel.

Oyunumuzda bu varlığın güçlerini daha fazla kullanabilmemiz için koyulmuş bir skill ağacı bulunmakta. Bu skill ağacını geliştirmek için daha fazla adam öldürüp kalplerini yemek, ya da kalıntı bulmamız gerekmekte. Kullandığımız silahlardan tutun da varlığın güçleri ve küçük yardımcımızı ilgilendiren bu skill ağacının yeterli olduğunu söyleyebilirim.

Eveeet hikayesine spoiler olmadan değinmek istersem eğer tatmin edici bir hikayesi olduğunu söylemek isterim. Çoğu yerde şoka uğrayacağınız, gerektiği yerde sizin bile öfkelenceğiniz, gerçeklik ve hayalin karışıklığını iliklerinize kadar yaşayacağınız bu oyunda 2 farklı son bulunmakta. Size bir tavsiye vermek istersem eğer, beyninizin ve kalbinizin yolunda gidin. Mutlak gerçeklik diye bir şey yok bu oyunda unutmayın.

Kısacası insan öldürmekten, parçalamaktan ve silahlardan zevk alıyorsanız, karanlığı seviyorsanız, sevmeseniz bile artık karanlıktan korkmak istemiyorsanız, aşkın, sevginin ve intikam duygusunun hissini gerçekten yaşamak istiyorsanız bu oyunu alabilirsiniz. Fakat 49 liralık bir oyun da değil yani onu da söylemek isterim. Ben bu oyunu Humble Bundle sayesinde almıştım. Siz eğer bu fırsatı kaçırmışsanız KESİNLİKLE İNDİRİMDEYKEN almanızı tavsiye ederim. Çünkü bir oturuşta bitirebileceğiniz bir hikayesi var ve fiyatı gerçekten çok üst düzeyde...

Saygılar...

Puanım: 8,0/10
Opublikowana: 5 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
Nikt jeszcze nie uznał tej recenzji jako przydatnej
30.7 godz. łącznie (28.0 godz. w momencie publikacji recenzji)
Herkese tekrardan selamlar...

Bugünkü incelememizde Sandbox dediğimiz türü güzel bir şekilde bize sunan bir oyuna bakacağız. Cortex Command bence beyninizi gerçek manada 3-4 farklı yere odaklanmanızı sağlayacak başarılı bir oyundur. Oyunda hem altın çıkarıp hem savaşıp hem düşman beynini yok etmeye çalışıp hem de kendi beyninizi korumaya çalışıyorsunuz...
Merak etmeyin düşündüğünüz kadar zorlayıcı değil....

Şimdi oyuna geçmeden evvel training in güzel bir şekilde yedirildiği kanaatindeyim. Fakat oyunun güzel bir hikayesi varken bunu Scenario Battles adı altında basitleştirip 4-5 görev haricinde çoğu zaman aynı şeyi yaptığımız bir şekilde bize sunmaması lazımdı. Tamam farklı görevler düşünülmüş fakat birçoğunda hemen hemen aynı şeyi yapıyoruz malesef. Ayrıca bazıları aşırı derecede zorlayıcı...

Oyuna geçersek eğer sandbox türünü seviyorsanız bu oyun sizin için güzel bir deneyim olacaktır. Basitleştirerek anlatırsam eğer, kendi beynimiz yok olmadan evvel karşı rakibin beynini yok etmek istiyoruz. Tabii ki bunun için bazı askerlerimiz ve silahlarımız olacaktır. E bunların kaynağı nerden geliyor? Tabii ki altınlardan... Bunları nasıl çıkarıyoruz? Digger diye tabir edebileceğim askerlerle. Eee rakip bu arada armut mu toplayacak? O da sizin düşündüğünüz şekilde size saldırmaya başlayacak.

Oyunda farklı birlikler var ve hemen hemen hepsi askeri olarak, silahlar olarak ve yardımcı araçlar olarak birbirinden farklılık göstermektedir. Bunları uzun uzun yazmak isterdim fakat incelemede çok fazla yer kaplayıp sizi sıkabilir. O yüzden oynayıp kendinizin görüp denemesi daha uygun olur. Zaten Training bölümünde fazla fazla paranız olduğu için bunların hemen hemen hepsini deneme fırsatı bulacaksınız merak etmeyin.

Oyunun oynanışı her ne kadar zor gibi gözükse de askerleriniz bota bırakılabiliyor ve o askerleri diğerlerinden daha az kontrol etme ihtiyacı hissediyorsunuz. Mesela bir grubu altın çıkarma moduna alıp (önce eline herhangi bir digger aracı vermeniz gerekmekte bunu unutmayın) eline de hafif bir silah verirseniz o kendi otomatik olarak altın çıkarmaya odaklanacaktır ve düşman görünce de kendini savunabilecektir. Fakat burda sinir olacağınız bir şey olabilir, onu eksi yönlerinde anlatacağım merak etmeyin. Diğer bir grubu da diğerlerinden farklı olarak elinde silah bulundurmak koşuluyla savunma ya da devriye moduna alabilirsiniz. Evet bu arada da beynimizi daha güvenli bir yere çekmekle uğraşabilir ya da düşman beynini yok etmeye çalışabiliriz.

Şimdi söylemek istediğim bazı life hack diye tabir edebileceğim kolaylıklar ve BENCE yapmanızın sizin açınızdan daha iyi olduğunu düşündüğüm şeyler var BURAYI OKUMADAN GEÇMEYİN...
Campaign modunu oynarken savaş durumunda düşman beynini bırakın ne hali varsa görsün. Siz öncelikle beyninizi güvenceye alın ve ÖNCE bir silahlı birlik çağırın. Ağır silahlar ya da sniper barındırması önem teşkil ediyor. Daha sonra Beyninizi (elinde Constructor varsa eğer) Digger moduna alın ve ya Construct modunu bota alın (pek tavsiye etmem) ya da elinizle construct modunu yönetin. Burda kastettiğim beyninize çok sağlam olmasa da bir base inşaa etmek ve aynı zamanda altın toplatmaktır. Daha sonra bir kaç askeri birlik (artık hafif silahlar alabilirsiniz) daha ve bir iki kişilik digger askerleri çağırın. Diggerları altın bulmaya alın ve onlar bunu yaparken siz bir kaç askerinizle daha iyi savunma şekilleri alın. Bunu aynı şekilde devam ettirin VE o maptaki altının bir çoğunu aldığına emin olduğunuz zaman karşı beyine saldırın.

Bunu dememdeki temel sebep eğer beyni hemen öldürürseniz o bölgeden bir daha savaş olmadığı sürece botlarla altın çıkaramayacaksınız ve standart olarak siz elinizde tuttuğunuz sürece 1000 gold gelecektir. Emin olun o 1000 gold hiçbir şeyinize yetmez. Bunu yaptığınız zaman o bölgede çıkarttığınız altınlar da hesabınıza eklenecektir ve daha sonra bunları base yapmada kullanabileceksiniz.

Base yapmada da SAKIN HA SAKIN Auto moduna almayın. Ciddi diyorum pişman olursunuz. Çünkü Auto modda gerçekten çok saçma bir şekilde base yapıyor ve genelde sağı solu açık oluyor. Tavsiyem ÜŞENMEYİN ve base inizi kendiniz yapın. Emin olun biraz uğraşla kale gibi hatta bir labirent gibi base ler yapabilirsiniz. Bana güvenin.

Gelelim beni sinir eden temel şeylere...
Öncelikle dediğim gibi güzel bir hikayesi olmasına rağmen bunu çok sönük bir biçimde bize sunması ve çoğu Scenario denilen görevlerinin hemen hemen aynı mantıkta işlemesi...
Yapay zekayı normalden üst seviyelerde yapmadığınız sürece bota bıraktığınız Diggerlarınız ve en önemlisi BEYNİNİZ, gold bulacağım diye mapin tabanını kazıp aşağı düşüyor ve oyunu kaybettiğinizle kalıyorsunuz...
Zekayı en üst seviyede yapmanıza rağmen Botlarınız digger modda tabana ulaştıktan sonra üstte altın kalsa dahi boş boş duruyorlar.
Askerlerinizin eline sniper verseniz dahi düşmanı belirli bir mesafeye gelmeden ateş etmiyorlar. Bunu sizin manuel yapmanız isteniyor resmen. Düşmanınızda RPG varsa geçireceğiniz sinir krizini siz düşünün.
Bota bıraktığınız bazı askerleriniz önünde engel olmasına rağmen ateş ediyor. Bu güzel bir özellik gibi görünebilir, fakat bazı silahların yıkım özelliği fazla olduğu için hem askeriniz ölüyor, hem de silah parçalanıyor.

Kısacası sandbox türünde güzel bir oyun deneyimlemek istiyorsanız; Roketlerin, plazma silahlarının, kafa, kol, bacak, yağ, şarapnel parçalarının havada uçmasından zevk alıyorsanız; patlamalardan, her şeyi yakıp yıkmaktan, ve en önemlisi yıktığınız dünyayı yeniden inşaa etmekten zevk alıyorsanız kesinlikle bu oyunu kaçırmayın. Açıkçası ben ücretsiz döneminde denk getirip almıştım. Siz bunu kaçırdıysanız eğer İNDİRİMDEYKEN satın almanızı tavsiye ederim. Açık ve net söylüyorum ki 31 liralık bir oyun değil. Fakat indirimlerde denk getirebilirseniz ve söylediğim şeyler o kadar da canınızı sıkmadıysa alabilirsiniz.
Unutmadan Steam Workshop desteğinin olduğunu söylemeliyim. Daha farklı içerikler de arıyorsanız bence doğru yerdesiniz.

Saygılar...

Puanım 6,2/10
Opublikowana: 2 lipca 2018. Ostatnio edytowane: 2 lipca 2018.
Czy ta recenzja była przydatna? Tak Nie Zabawna Przyznaj nagrodę
< 1  2  3  4 >
Wyświetlanie 1-10 z 31 pozycji