Recent reviews by ＨＡＲＤＹ 神

4.5 saatlik oyunu nasıl 8,6 saatte bitirdim onu düşünüyorum. Farklı bir deneyimdi açıkçası. Eksikleri bir yana oldukça rahatsız edici olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Yapımcılar oyun başı o uyarıları boşuna vermiyormuş demek ki. Korku oyunu yapıp da korkutucu olmayan korku oyunu yapımcıları bu oyundan biraz feyz alsın derim. Oyunda jumpscare yok peşinizden kovalayan yok ama oyunun o atmosferi kulağınızda çınlayan o sesler bile insanı sıçırtacak seviyeye getiriyor. Göz gözü görmediği zifiri karanlık bir bölüm vardı. Bomboş bir odada yürüyor gibi hissediyordu insan adeta. Acaba arkamda bir şey mi var, karşıma bir şey mi çıkacak diye diye bitirdim görevi. Bulmacaları zordu ya da benim salaklığım sağ olsun bu saatte bitirmeme vesile oldu. Bulmacalar şöyle ilerliyor. A bölgesinden B bölgesine git. B bölgesini aç tekrar A bölgesine dön ve A bölgesinden yoluna devam et. Daha önce gittiğiniz yerleri size tekrar 2-3 defa götürtüyor oyun. Bu ilk başlarda normal gelirken oyun sonlarına doğru çok can sıkıcı olmaya başladı. Map vb gibi şeylerde olmadığı için bomboş HUD ekranı ile bakışıyorsunuz. Dövüş mekaniklerinin çok sığı olduğunu söylemişlerdi. Evet katılıyorum aynı hareketi 100 defa yapıyoruz ve bir esprisi kalmıyor. Ama vuruş hissi konusunda oldukça başarılı. Boşa vurmuyorsunuz yani kılıcın düşmanla temasını oldukça hissediyorsunuz. Düşmanlar üstünüze çok kalabalık geliyor ve bu biraz yoruyor. Ağır vasıta, kalkanlı vb vb düşmanlar var. Sanırsam 4 ya da 5 tane tip var düşman çeşidi olarak ama bu kadar kısa bir oyun için de bence yeterli bir seviye. God Of War gibi 20 saat süren bir oyunun düşman çeşitliliğinden iyi en azından. Karakterimizin bir de çürüme muhabbeti var. Bu çok hoşuma gitti. Oyunun başlarında bir sebepten lanetliyoruz ve öldükçe yavaş yavaş sağ kolumuzdan yukarı doğru çürüyoruz. Bu her öldüğünüzde meydana geliyor ve sizi görevin başına atıyor. Başı dediğim de en başı değil ama bir sekans diyeyim daha doğru olur. Eğer ki sürekli ölürseniz ve bu çürüme karakteriniz kafasına kadar gelir ise kayıtlı Save dosyanız oyun tarafından tamamen siliniyor. 3 saat ilerleyip bir yere kadar gelmişsiniz ve bu durum yaşanıyor pat kayıtlı dosyanız silindi. En baştan başla oyuna. Bu biraz diken üstünde tutuyor oyuncuyu. Ama o kadar da becereksiz değilseniz böyle bir şeyin olması %10 gibi bir ihtimal. 14 başarımdan 13 tanesini açtım. Zaten hepsi hikaye başarımı ve kaçınılması imkansız olan başarımlardan. Son 1 tane kaldı ve gizli başarım olarak görünüyor. Sanırsam bunlarda Kuzeyli hikayeleri adını verdiğimiz o tablet bulma başarımı diye düşünüyorum. Genel olarak değerlendirmem gerekir ise zor bir oyun. Hem bulmacaları hem savaşta yaşadığınız o stres bile yetiyor. Benim çürüme omuzu geçiyordu yani öyle söyleyeyim. Bir an gidecek sandım save dosyası. Bu kadar becereksiz de değilimdir normalde ama oynarken sesler başımda çınlamaya başladı ve bazı yerlerde ciddi baş ağrıları çektim. Dün bitirecektim ama son yarım saat kalmasın rağmen yarıda bıraktım oyunu. Bugüne kısmetmiş. O yüzden almadan birazcık izleyin, oynayan arkadaşlarınızdan fikir alın ona göre alın. Çünkü az buz değil yani fiyatı 30 dolardan bahsediyorum. Ben 12 TL ye almışım zamanında şu an ise güncel kur ile 967 TL para yapıyor. Bu fiyatı hak eder mi asla hak etmez. Maksimum 10 dolar benim gözümde. 2. oyunu ise 22 dolardan satışta. Artık onu da oynadıktan sonra bu oyunun 2. oyuna göre neyi iyi yaptığını deneyimleyip göreceğiz.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3261939132

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3261939109

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3260034175

İyisiyle kötüsüyle güzel bir deneyimdi benim için. Hoş müzikleri, şahane atmosferi ve ilgi çekici karakterleri ile ilk saatlerden içine çeken bir yapım. Ama her iyi oyunun da elbet bir eksiği vardır. Maalesef ki bu yapımda oldukça fazla siyah ekran sorunuyla karşılaştım. Siyah ekrandan kastım şu. Göreve giriyorum siyah ekran, çıkıyorum siyah ekran, sinematik izliyorum siyah ekran. Olur olmadık yerlerde çok sık rastladım bu duruma. Abartısız söylüyorum şu 23 saatlik deneyimde 30 defa yaşamışımdır. 2. sorunum ise optimizasyondan kaynaklıydı. Nvidia Experience'nin bana önermiş olduğu optimum grafikler ile oyunumu oynarken iki defa oyundan atarak crash verdi. Kullanmış olduğum sistem gayet iyi bir sistem. 2070 Super ekran kartına sahip olan bir sistem yani. Ama baktım bu grafikler ile sabit 60 FPS oynayamıyorum bende internetten biraz araştırarak güzel ve iyi bir grafik ayarı çektim oyuna. Bir çok ayarı yüksek ve orta seviyesine çektim. Hatta komple kapattım ayarlar bile oldu. Ama ona rağmen atmosfer ve grafik bakımından gerçekten mükemmeldi. Kullanmış olduğum monitörüm 60Hz olduğundan dolayı genelde oynadığım oyunları vsync açık şekilde oynarım. Ama bu yapmış olduğum ayarlar ile hem vsync kapalıydı hemde FPS 130'dan aşağıyı görmedi. Kusursuz akıcılıkta oynadım. Onun harici 1-2 bug harici pek de bir sorunla karşılaşmadım açıkçası. En sinir bozanı siyah ekran sorunuydu. Çünkü tam heyecanı üstündeyken siyah ekran da takılı kalıyor maalesef oyunu kapatıp tekrar açmak gerekiyor. Ama kayıt noktasını iyi yapmışlar. Siz kaydetmemiş olsanız bile sizi en son takılı kaldığı yerden başlatıyor. Sadece o anlık hevesi kaçırıyor donması.

Hızlı seyahat konusunda şu ana kadar oynadığım en iyi oyun olabilir belki de. Bir yerden bir yere Fast travel attığınızda 1 saniye sürmeden sizi direk o konuma ulaştırıyor. O yüzden kilometre olarak çok uzakta ki bir çok yere bu şekilde gittim. Çünkü öbür türlüsü önünüze sürekli bir moğol devriyesi çıkıyor ve şunu da keseyim bunu da keseyim diye diye 2 dakika da gideceğimiz yere 1 saat de anca gidiyoruz. Çünkü insan gördükçe istiyor.

Aksiyonu ise aşırı hareketli bir oyun. Düşman çeşitlerine göre duruş stillerimiz var. Bunlardan ilki Taş duruşu. Bu daha çok kılıçlı düşmanlar için biçilmiş kaftan. 2. olarak su duruşu. Kalkanlı rakiplerin kalkanını def etmek için yoran ve ağır saldırı altında bırakan oldukça işleyişli bir stil. 3. duruş rüzgar duruşu. Bu da mızrak, kargı ve onun gibi uzun silahlara zeval verecek cinsten bir stil. 4. ve son olarak ise ay duruşu. Bu ise heybetli çam yarması tiplere karşı ağır tekmeler sonucu yoran tarzda bir stil. Üstünüze gelen rastgele düşmanlara karşı duruşunuzu değiştirip savaşı öyle yürütmeniz lazım. Bir yerden sonra alışıyorsunuz tabi ama ilk başlarda oldukça zorlayacaktır. Rastgele kalkanlı bir düşman geliyor siz su duruşuna geçiyorsunuz bir bakmışsınız üstüne kargı ile koşan bir düşman ekstra yanında ağır abiler geliyor. O yüzden kendinize önce bir hedef seçip onu indirdikten sonra diğer düşmanlara göre duruşunuzu iyi ayarlamanız gerekiyor. Ek olarak bide uyuz eden okçular var. Alevli ok, zehirli ok demeden gördükleri yerde affetmiyorlar. Özellikle zehirli ok yediğiniz zaman ve kullanacak canınız yok ise oldukça fazla canınızı götürmekle kalmıyor üstüne bir de karakterinize kan kusturup hareket kabiliyetini en aza indiriyor. Ama bunun da bir çözümü yeteneklerden geliyor. İlerledikçe açtığınız yetenekler ile size karşı gelen okları bloke ile savuşturabiliyorsunuz. Aynısı yakın dövüş içinde geçerli. Düşmanlar eğer ki kırmızı şekilde uyarı veriyor ise size vereceği hasar çok fazla olacaktır. Bunun tek çözümü gelen saldırıya bloke atmak değil dodge atmak. Tabi yine bu da ilerledikçe ve yetenek açtıkça o kırmızı saldırıyı maviye çeviriyor ve onu da dodgelemek yerine bloke atarak savuşturabiliyoruz.

Bunun yanı sıra kıyafet kombinasyonları çok hoşuma gitti. Çeşit çeşit tipte zırhlar ve kimono tarzı kıyafetler var. Atınızdan tutun başınıza bağladınız sargıya kılıca kadar her şeyi renklendirebiliyor ya da değiştirebiliyoruz. Hepsinin de farklı farklı özellikleri mevcut bu kıyafetlerin.

Gizlilik konusu ise hoştu. İyi değildi ama kötü de değildi. İyi olmaması tamamen yapay zekadan kaynaklı bir durum. Gözünün önünde öldürdüğüm adamı görmüyor görse bile bakıp tekrar eski yerine dönerek hiç bir şey yaşanmamış gibi devam ediyor. Bu yönden gizlilik kötü kalıyor benim gözümde. İyi yanı ise tırmanma mekanikleri bir Assassin's Creed hayranı olmama rağmen bir çok oyunundan daha iyi tırmanma mekaniklerine sahipti. Her camdan eşikten içeri ya da dışarı çıkabiliyorduk. Bazı evlerin altından geçerek düşmanları gafil avlayabiliyoruz.

Düellolar çok hareketli ve düşündürten cinsten oluyor. Düello attığınız rakipler çok can yakabiliyor. Tek vuruşta falan öldürecek seviye de güçlü olan tipler var. Eğer ki gelişmemiz ve zırhınız parçalarınız iyi değilse tek yemeniz çok olası. Bu düelloların en güzel yanı ise tekrarlılığı. Bir düello attınız bitti ama canınız tekrar oynamak istedi tekrar o düelloyu yapmak istedi tekrar tekrar oynayıp düelloyu gerçekleştirebiliyorsunuz. Kılıç çarpıştırmak, kılıçların o vurduğunda çıkan sesi görünüşte çıkan kıvılcımı çok haz bıraktıran detaylardan.

Bana göre bir samuray oyununda olması gerekenlerden ama bunda olmayan bir şey ise uzuv koparma. Belki bir çok kişi için gereksiz bir şey ama benim beklentim vardı bu konuda ama maalesef ki bunda bir elin beş parmağını bile geçmezdi. Oyunun 19. saatinde bir görev sırasında bir düşmanı katlet çıktı ve o şekil tek hamle ile düşmanın kafasını kesti. Normalde düşmanlara gizli yaklaşıp saldıracağınız zaman suikast yazar. Ama eğer ki katlet yazıyorsa ki bu katlet yazanlar önderler oluyor o sayede kafasını tek hamlede kesebiliyorsunuz. Bir çok oyunda bulunan bu uzuv koparma mantığı ipek bir mendili kesecek kadar keskin olan katanamız ile maalesef ki pek mümkün olmuyor. İncelemesini izlediğim bir kaç kişi de bunun bir eksik olduğunu söylüyor. Bu tabi benim şahsi görüşüm. Olmadığı için kötü değil ama olsa çok daha iyi olurdu o dövüş hazzı. Aynı şekil aman dileyen de olsa fena olmazdı diye düşünüyorum. For Honor oyunun da eğer samuraysanız sizden aman dileyene önce saygı gösterip ardından kellesini almak suretiyle öldürüyordunuz. Bunda ise öyle değil durum. Hem suikastçisiniz hemde samuraysınız. Oyunu oynayanlar zaten karakterimize hayalet'in neden dendiğini gayet iyi bilir. Bir düşmana arkadan yaklaşıp gizlice öldürdüğümüz de dayımız ile olan flashback sahneler gözümüze geliyor ve dayımız bize nasihatlar veriyor. Bir samuray düşmana arkadan saldırmaz karşısını çıkar gibisinden. Küçük ama hoş detaylar.

Karakter demişken ana karakterimiz oyunun ilk neredeyse 5-10 saatinde bana çok ruhsuz ve tam bir odun gibi geldi. 2 bilemedim 3 defa güldüğünü gördüm karakterin. Mutlu oluyor yüzü :| üzgün oluyor yüzü :| korkmuş oluyor ve yüzü :| Hep bu şekilde ilerledi. Ben hatta bir ara başka bir karakter seçemediler mi ya da ne acılar çekti de böyle somurtkan efkarlı bir karakter yaptılar diye düşündüm. Sonradan açıldı tabi ama bu biraz uzun zaman aldı. Oyunu da Japonca oynadım ve seslendirme gayet başarılıydı. Hiç bir şey anlamasam da kulağa çok güzel geliyordu. Güzel geliyordu derken de karakterimiz arada bir blok flüt çalıyor işte. Böyle depresyona giriyor bir ağaç altında flüt, canı sıkılıyor flüt. Bunlar görev çizelgesinde oluşan türler ama siz isterseniz de normal şekilde çalabilirsiniz de.

Neler neler anlattım kim bilir ama oyun hakkında aklıma gelenler ve düşüncelerim bunlardan ibaretti. Kötü bir oyun kesinlikle diyemem. Gayet iyi bir oyundu. Ama çok da iyi bir oyun değildi açıkçası. Kötü yapay zekası, gereksiz hataları ve sorunları ufakta olsa bugları ile ortalamanın üstünde bir yapım kesinlikle. O ağacın altında düşen yaprakların ahenk'i ile düşmanlarla düello yapıp kılıç çarpıştırmak ya da flüt çalmak bile insanın içini hoşnut eden güzel şeyler.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3251096418

Bu seriye 2023 Temmuz ayında başlamıştım. 1 Eylül 2023'de MW serisinin 3. ve son oyununu bitirip bu seriye bir süre ara verdim. O kadar çok art arda oynayınca bir süre uzaklaşmak ve unutmak istemiştim. Geçenlerde aklıma geldi ve daha önümde Black Ops serisi var Reboot versiyonları var ekstra diğer oyunları var tekrardan başlayayım dedim. 2 gün gibi bir sürede de oynadım ve bitirdim. Şunu söylemeliyim ki bu mu yoksa MW2 mi kararsızım. Call of Duty denince benim aklıma gelen kültleşmiş karakterler Ghost, Price ve Soap'tur. Öyle ki bu 3 karakter de MW serisinde mevcut. Artık oyun çok akılda kalıcı olduğundan mıdır yoksa onu daha çok sevdiğimden midir bilemem ama eminim ki bir çok kişi içinde COD serisinde sevilen ve bilinen karakterler bunlardır diye düşünüyorum. Bu oyun ile karşımıza çıkan Mason karakteri de oldukça dikkat çekici ve merak uyandırıcı bir kişiliğe sahip. Aynı şekil Reznov, Woods ve bunun gibi diğer karakterlerde oyuna uyum sağlayan düz olmayan ve bir şekilde oyunun atmosferini aksiyonunu benlikleri ile yansıtan güzel karakterler. Nedense genelde üçlemeye sahip olan oyunların ilk oyunu çok güzel olur 2. oyun ise bir çok kişi için de favorilerden bir tanesi olur. 3 ise ortalama yada ortalama altında kalır. MW güzeldi 2. çok iyiydi 3 ise benim için ortalama bir oyundu. Bunda da aynı şekil 1 gayet iyi 2'yi bilmiyorum ama eminim ki iyidir 3'te farklı bir tür de olduğu için sevilmediğini ve seriye yakışmadığına dair bir kaç duyum almıştım. Ama onları da ilerleyen süreçlerde deneyim ederek öğreneceğiz...

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3208245550

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3208245066

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3208244882

Oldukça tatlı chill bir oyun. Oyunun büyük eksiklerinden bir tanesi eşya kıtlığı. Görünüşte oldukça fazla gözüküyor ama bir odaya neredeyse oyunda bulunan tüm eşyaları sığdırabilirsiniz. Paylaştığım ekran görüntülerimi gördüyseniz eğer ki ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Oyunu 1 saat oynadım ve 1 saatte oyunu tükettim. Bir tane oyuncu odası yaptım ve oyunda bulunan eşyaların yarısını zaten kullandım. Dolap, Masa, Yatak ve Bilgisayar ürünleri oldukça çeşitli. 2 katlı monitörler, curved monitörler gayet güzel. Ama sadece bunlar olmamalı. Henüz yeni bir oyun olduğu için bir şey demiyorum. Eminim ki ileride getirecekleri güncellemeler ile oldukça fazla ürün getireceklerdir. Aklınızda almak var ise alın. Benim çıktığı günden beri almak kafamda olduğu için aldım. Pişman değilim ama her zaman oynanacak kadar sürükleyici bir olayı yok. Oynadığın oyundan sıkılırsın, moralin bozulur alttan açarsın müziklerini girer kendi kafana göre oda düzer çıkarsın. Tüm olayı bu oyunun. Ben beğendim aslında ama eşya kıtlığı birazcık sıkıntı...

Oyunda hileler atla ciritle kovalıyor. Sadece bana mı geliyor bilmiyorum. Hesabım seçkin durumda zaten. Rakibe gelen insanların profilleri inceliyorum ve gördüğüm üzere genel 3-10 seviye aralığında maksimum 10 tane oyunları var ve ortalama 80-150 saat CS oynayan insanlar. Adamlar maçın kaderini değiştirmek için hile aç kapa yapıyorlar. Allah belamı versin ki sadece kutu kazanmak için oynuyorum. Gram zevk almıyorum. Dereceli giriyorum takım arkadaşım 2. raunttan oyunu terk ediyor. Başka bir takım arkadaşım AFK kalıyor. Takımında salak oyuncu var ise ki genellikle 1 tane oluyor. O oyun senin için tamamen eziyet gibi geliyor. Birde şu oyunu hala Rainbow ile kıyaslayanlar var. Kıyas ne acaba merak ediyorum. İkisi de kaliteli oyunlar. Ama Online oyunları kaliteli yapan oyunun kendisi değil kitlesidir. Ona bakarsak GTA 5'te mükemmel oyun ama Online kitlesi tamamen hileden ibaret. Rainbow'da 2150 saatim var ben bile bu 2 oyunu kıyas yapmıyorum. Adam maksimum 50 saat R6 oynamış bize oyunu anlatıyor. Kaç yıldır Rainbow oynuyorum ona rağmen oyun hakkında inceleme yazıp insanları yanlış yönlendirmiyorum. Böyle tipler var o yüzden söylemek istedim. Adamın birisi demiş ki taktiğin ön planda olduğu, camlardan, kapılardan girebildiğimiz harika bir oyun. İncelemeye bak. Allah razı olsun çok yararlı bir inceleme oldu. Benim gözümde CS ölü bir oyun.Şu güzelim oyunun hileci kitlesi bitmediği sürece bu oyun her geçen gün daha da dibe inecek. Arkadaş listemde oyunu aşırı derecede oynayan çok insan var. Tamamen bağımlılık olduğunu düşünüyorum. Ona bakılırsa benim de 600 oyunum var ama LOL & R6 oynuyorum. Sevmek başka, bağımlılık başka. Ben LOL'de sevmiyorum. Ama bağımlılık işte bırakılmıyor. Oynayan insanlar zaten LOL TR toplumunun ne kadar yobaz olduğunu bilir. İşin uzunu bu yazı, kısacası CS ölmüş gömeni yok. Bir gün hileler gerçekten olmaz ise o zaman huzur içinde ölebilirim. Sağlıkla kalın...

Efsane serinin son oyunu.

Grafiksel olarak 2. oyuna göre daha zayıf buldum. Nedense ekranda sürekli bir puslu, tozlu hava vardı bulanık görünüyordu. 2560x1440 Extra grafiklerde böyleydi. Belki de 2. oyun ile art arda bitirince gözüme böyle geldi. Modern Warfare serisine yakışır bir final yapmışlar. Tek kelime ile harika olmuş. Dublajda emeği geçen arkadaşların ağızlarına sağlık. Amatör bir ekip olmasına rağmen ben çok ama çok beğendim. 3-5 sahne hariç seslendirmeler tam oturmuş hiç bir şekilde sırıtmıyor. Keşke diğer oyunlarına da getirselermiş dedirtti bana. Çevirmen arkadaşlar ses olarak TR oyuna eklediği için oyunu İngilizce bırakmışlar. Ana menü, alt yazılar komple İngilizce. Arkadaşlar unutmuşlar yada oyunun bir sorunundan kaynaklı. Karakter Türkçe konuşurken alt yazı haliyle İngilizce olarak görünüyor. Ama 1-2 cümlede karakter anlık olarak tekrardan orijinal İngilizce sesine dönüyor alt yazı Türkçe oluyor. Bazende hem alt yazılar hemde karakter komple olduğu gibi İngilizce konuşuyor. 10 cümlenin maksimum 2 tanesinde bu durumda karşılaştım. O kadar göze batan rahatsız eden bir durumu yok. Tekrardan yapan ekibin eline emeğine sağlık. Başarılı bir iş çıkarmışlar bence. Mekaniksel olarak'ta şu an bile gayet iyiydi. Fizikleri çok hoştu. Daha önce dedim yine diyorum. Zamanında bu seriyi alıp girişmek için çok beklemişim.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3029268947

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3029268700

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3029268787

Bir Efsanenin Sonu

Şu anda favorilerimin arasına girdi bu oyun. Hem Call of Duty serisinde hemde şu yaşıma kadar oynadığım oyunlar arasında hikayesiyle, karakterleriyle, atmosferi ile favorilerimden birisi oldu kesinlikle. Belki de çok ön yargılıyım bilmiyorum. Sonuçta diğer Call of Duty oyunlarına henüz girişmedim. Online bir oyuncu olduğum için kütüphanemde duran bu efsane seriye çok geç girişme imkanım oldu. Her oyunu ayrı zevk verdi. İncelememe bile yansıyan kritik konu Ekonomi. Bu serinin hala fiyatları çok makul fiyatlara satılıyor iken bu seriyi alın oynayın. Sonra pişman olursunuz. Belki de olmazsınız bilmiyorum. 2008'in oyunu kaç yıl olmuş çıkalı. Zamanında yüzlerce defa bitirmiş Generaller vardır elbet. Ama eskileri yad etmek yada daha önce benim gibi bu seriye girmemiş olanların son fırsatı olabilir bu fiyatlar. Ve incelememi Captain Price'ın şu harika sözü ile noktalıyorum...

Unutmayın;

Savaşı galipler yazar...

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3028146569

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3028146121

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3028145982

Mükemmel serinin mükemmel başlangıcı. Ne kadar iyi olduğunu söylememe gerek olduğunu düşünmüyorum.

https://steamproxy.net/sharedfiles/filedetails/?id=3023731848

Her oynadığım Call Of Duty oyununda bu seriye daha çok aşık oluyorum. Zamanında neden seriyi hiç bitirmediğim için şu an pişmanlığım var üstümde. Ben bu serinin incelemelerini yazarken oyun hakkında bilmeniz gerekenleri söylemiyorum. Oyunda kendi yaşadığım deneyimi ve duyguyu sizler ile paylaşıyorum. Oturup burada serinin artık üstadı olmuş insanlara oyunu öğretmek gibi bir niyetim yok. Her oyun üstüne bir şeyler eklemeyi başarmışlar gerçekten. Burada dikkatimi çeken ve hoş bir mekanik şuydu. Düşmanın bize attığı el bombalarını tutup rakibe atabiliyor olmamızdı. Önceki oyunlarda bulunmayan başka bir silah ise daha doğrusu bomba diyeyim buna Molotof getirmişler. Buda benim çok hoşuma giden bir şeydi. Onun harici yakın dövüş yani melee attack hoşuma gitti. Rakibe vurduğunuzda elinizde bulunan bıçakla düşmanı farklı şekillerde öldürebiliyorsunuz. Birisinde karnına saplıyorsunuz birisinde kafa bölgesini hedef alıyorsunuz. Son mekanik bunu söylemeyi unuttum. Yere düştüğünüzde size saldıran kişiyi bıçakla boğazından öldürebiliyorsunuz. Oyunda bulunan Japon düşmanlar sürekli çalı ağaç gibi mekanlarda mükemmel bir şekilde kamufle olmuş sizi bekliyorlar. Size süngü ile koştuklarında yere deviriyorlar ve az önce dediğim şekilde öldürebiliyorsunuz. Onun harici aklıma gelen bir şey yok. Oyunu baya beğendim. Mekan tasarımlarını diğer iki oyuna göre daha çok beğendim.

Bir efsaneyi daha bitirdim. İlk oyunun yanı sıra bu oyunun bende yeri başkadır. O başta ki patates atma talimi, kar ortamı, döneminin iyi savaş hissiyatı şu an bile sırıtmıyor. İlk oyunlarda olup 2. oyunda olmayan bir iki şey dikkatimi çekti. Örnek bu oyunda koşmak yok. Ayarlara da baktım koşma ile ilgili hiç bir temel yapı yok. Ek olarak bu oyunda oyunu kaydetme de yok. Yani Quick Save dediğimiz olay. Oyun belli başlı yerlerde kendi kendine auto save alıyor. Bu bir yandan iyi bir yandan kötü. İyi tarafı sürekli Quick Save alarak oyun deneyiminizi baltalamıyorsunuz. Kötü tarafı kritik noktalarda siz Save alamadığınız için bir alanda sıkışık kaldıysanız veya öldünüz oyun sizi görev başına atıyor. Ondan dolayı dikkatli ve siperlere yatarak oynamanız bir hayli önemli. Bu oyunda sevdiğim ve baya işe yarayan canın kendisinin dolması özelliği hoşuma gitti. İlk oyunda siperde sıkıştınız canınız yok ve düşman size bomba atarak oradan çıkartmaya zorluyor. İki türlü de öleceksiniz. Bu da öleceğiniz için görevin tekrar başlaması demek. Bu oyunda canınız mı azaldı. Yatın sipere can kendiliğinden çok hızlı bir şekilde doluyor. Bu oyunları çocuk yaşlarda defalarca oynamış fakat hiç birinde bitirmeye uğraşmamıştım. Tıpkı GTA serisinde olduğu gibi hileler yazıp şehiri birbirine katmak gibiydi bu oyunda ki amacım. 2 adam öldürüp çıkacağım bitiremeyeceğim türdendi. Artık girdik bu seriye. Yavaş yavaş ilerliyoruz. 1. oyun 2 ve United Offensive bitirdim. Devamı gelecek. Şu an bu 3 Call Of Duty oyununda en sevdiğim buydu. Gerek bölüm dizaynları, gerek atmosferi, gerek görev bitimi çalan o harika müzikleri ile yıllar önce bile kendine sevdiren bu oyunu tekrar sevdirdi bana.