10
Products
reviewed
449
Products
in account

Recent reviews by Anormal Karides

Showing 1-10 of 10 entries
1 person found this review helpful
2.6 hrs on record
SEGA yapımı katil kim temalı bir Sonic oyunu.
Katil kim temalı bir Sonic oyunu.
SEGA yapımı.
...
İşin en komik yanı ise sanırım bu yeni favori Sonic oyunum.
Posted 31 March, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
11 people found this review helpful
1 person found this review funny
3.5 hrs on record
Animasyonlara, özellikle stop-motion animasyonlara karşı ek bir ilginiz varsa, Wallace & Gromit’i seyretmemiş, en azından denk gelmemiş olma ihtimaliniz oldukça düşüktür. Wallace & Gromit, dünya çapında devasa bir popülerliğe sahip olan, ancak tüm bu popülerliğini yalnızca yarım saatlik 4 kısa film ve 1 uzun metraj film gibi oldukça az materyalle kazanmış nadir serilerden biri. Seri, peynir ile kraker sevdalısı bir mucit olan Wallace ve onun fazlasıyla akıllı, sadık dostu Gromit’in etrafında şekilleniyor.

Wallace & Gromit's Grand Adventures, Telltale Games’in henüz The Walking Dead gibi sinematik odaklı değil, daha basit temellere dayanan eski usül point-and-click macera oyunları yaptığı bir dönemde piyasaya sürüldü (ki bu dönemi her zaman daha çok sevdim). Sam & Max, Strong Bad, Tales of Monkey Island gibi diğer eski Telltale oyunlarını deneyimlediyseniz, aşağı yukarı bu oyunda da buna yakın bir deneyimle karşılaşacaksınız. 4 bölümü tek tek ele almak istemediğim için hepsini bir arada değerlendireceğim. Oyunun pozitif bulduğum bazı yönleri;

- Bölümlerin her biri, tüm olası diyalogları dinlerseniz yaklaşık 2-3 saat aralığında sürüyor. Keşke daha fazla Wallace & Gromit bölümü izleyebilseydim diye aklınızdan geçiyorsa, bu bölümler sizin için!
- Bölümlerin hikâyeleri fazlasıyla merak uyandırıcı. Bulmacaların oluşturma şekli ve bölümlerin kendi içinde sekanslara bölünmesi tüm bölüm boyunca ilginizi toplamayı başarıyor. (The Last Resort ve Muzzled! bölümleri şahsi favorilerimdi.)
- Bulmacalar hem giriş seviyesi, hem de biraz tecrübeli macera oyuncularını tatmin edecek düzeyde. Bulmacaların başlangıç sahnesinden final sahnesine doğru zorlaştığını farkedebiliyorsunuz.
- Estetik olarak ana materyaline oldukça sadık kalınmış. 3D modeller sahte oyun hamuru efektini başarıyla veriyor. Özellikle Wallace & Gromit’in evi, şehir meydanı ve oyunun oluşturduğu evrendeki diğer mekanlar, doğru sanatsal kararlar sayesinde bugün bile güzel görünüyor.
- Oyunun müziklerini, Telltale’in neredeyse diğer tüm oyun müziklerini besteleyen Jared Emerson-Johnson üstleniyor. Ve tıpkı diğer popüler besteleri gibi bu oyunda da oldukça güzel müzikler dinleme şansı buluyoruz. Ayrıca tüm bölümler orijinal Wallace & Gromit şarkısı ile başlıyor!
- Oyunun en başarılı olduğu noktalardan biri kesinlikle seslendirmeleri. Bu oldukça tartışmalı bir konu olsa da Wallace’ın yeni sesi olan Ben Whitehead, birebir Peter Sallis olmasa bile “fazlasıyla” iyi bir Wallace sesi. O kadar iyi ki kendisi 2024’te gelecek yeni Wallace & Gromit filminde Wallace’ı seslendirecek.

Oyunun negatif bulduğum bazı yönleri;
- Tüm bölümleri ilk açtığınızda ekran çözünürlüğü değiştirmeye çalışırsanız oyun çöküyor. İkinci açtığınızda çözünürlüğü değiştirebiliyorunuz. Bu güncel işletim sistemlerinde yer alan bir sorun olabilir.
- Bölümlerde belirli bug’lara rastlama olasılığınız var. Bu bug’lar genellikle görsellikte oluyor ve oyunda ilerlemenizi etkilemiyor. (Örnek olarak ilk bölümde bir etkileşim sebebiyle Gromit, hem iki ayakta hem de dört ayakta durduğu bozuk bir forma giriyor. Bu hata odadan çıktığınız anda düzeliyor.)
- İmleç bazen seçmesi gereken yeri doğru seçemiyor. Bazen etkileşime girebildiğinizi bildiğiniz bir alana imlecinizi getirdiğinizde tepki almıyorsunuz. Bunu düzeltmek için eşyalarınız arasında bir iki kere gezmeniz gerekiyor. (Bu hatayı önlemek ve etkileşime girebildiğiniz objeleri görmek için Tab tuşunu kullanabilirsiniz.)
- Bazen oyunlarda ses/müzik farketmeksizin dip ses duyuyorum. Bunun ambiyansı boş bırakmamak adına tasarımsal bir seçim mi, yoksa bir hata mı olduğundan emin değilim.
- Sahneden sahneye geçerken ufak donmalar kronik bir Telltale oyun sorunu. Telltale Tool’dan çıkan her oyunda olduğu gibi bu oyunda da mevcut.
- Bu pek negatif bir yön değil ama değinmeye değer. Her bölüm bağımsız bir oyun olduğu için kütüphanenize 4 oyun olarak eklenecek. Bu sebeple oynama sürelerinin tekil olarak yansıyacağını unutmayın. (Örnek, inceleme sürelerinde 2-4 saat oynamalar yanıltıcı, normalde 4 oyun toplanınca oynama hızınıza göre 8-12 saatlik bir süre ortaya çıkıyor.)

Özetle, daha fazla Wallace & Gromit içeriği arayan bir hayransanız, bu oyun ezberlediğiniz 4 kısa filme, dört adet daha katacak. Standart bir point-and-click macera oyuncusuysanız ve seriye aşina değilseniz bile her bölümde karakterlerle gittikçe yakınlaşacak ve onları daha yakından tanıma şansına erişeceksiniz. (Bölümlerden oluşan oyunların en büyük avantajı budur.)

Son bir uyarıyı es geçmemek istiyorum. Bu oyun lisans haklarının dolması sebebiyle 2014-2020 yılları arasında satıştan kaldırılmıştı. 2020 sonu itibariyle tekrar satışa sürüldü ve ne kadar süre satışta kalacağı belirsiz. Dolayısıyla bir ara oynamayı planlıyorsanız tekrar kaldırılmadan önce kütüphanenize eklemenizi öneririm.
Posted 3 July, 2022. Last edited 4 July, 2022.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
5.1 hrs on record
Voodoo Detective son zamanlarda oynadığım en eğlenceli point-and-click macera oyunuydu.

Ana karakterimiz Voodoo Detective (yalnızca mesleğimiz değil, aynı zamanda ismimiz), hafızasını kaybetmiş olan Mary Fontule tarafından bu gizemin araştırılması için tutulur. Ancak sır perdesi aralandıkça voodoo dolu bu gizem gittikçe karanlıklaşır. Temel hikâye başlangıçta oldukça basit olsa da, oyun, güçlü anlatım ve mekân değişiklikleriyle insanı sonuna kadar merak içinde bırakmayı başarıyor. Ayrıca son zamanlarda oynadığım en tatminkâr sona sahip macera oyunu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Bulmacalar gayet keyifliydi. Genel olarak birkaç hafif kafa karıştıran bulmaca dışında pek yaratıcı olmanız istenmiyor. Oyundaki genel bulmacalar hariç, elinizdeki kitap sayesinde oluşturabileceğiniz nesneleri önceden biliyorsunuz. Bu türe yeni atılanlar için büyük bir artı olsa da, daha zorlu bulmacalar bekleyen usta macera oyuncuları için biraz kolay bir deneyim olabilir.

Oyun, insana The Curse of Monkey Island’ı ve onun asla zamana yenik düşmeyen görselliğini anımsatıyor. Voodoo Detective, son zamanlarda gördüğüm en iyi mekân/karakter tasarımlarını ve animasyonları barındırıyor. New Ginen Adası iç ve dış mekânlarıyla fazlasıyla canlı hissettiriyor. Karakterler hareketleri ve geçit, duman, alev gibi birçok efekt animasyonlarının, türün diğer örneklerine göre çok daha dikkatli ve detaylı bir şekilde hazırlandığını gözlemleyebiliyorsunuz.

Voodoo Detective’in yüksek bütçelere sahip olmayan bir indie oyun olduğunu düşündüğünüzde (özellikle türü point-and-click macera ise) tüm diyalogların seslendirilmiş olması başlı başına bir başarı iken, tüm seslendirme sanatçılarının şahane performansları karakterlere ciddi bir canlılık katmış. Hepsi içinde özellikle ana karakterimizi bu kadar ilginç ve sevilesi kılan şey, kesinlikle derin sesiyle yaptığı alaycı konuşmalarıydı. Oyunun müziklerini ise belki de en ikonik adventure oyunlarının müziklerini hazırlayan, point-and-click hayranlarının yakından tanıdığı Peter McConnell besteliyor. Peter McConnell yine harika bir iş çıkarmış. Tropik ve smooth jazz müzikleri New Ginen Adası’na hem gizem hem de heyecan katıyor.

Hoşuma giden özelliklerden biri de uzun yolculuklarda temiz bir oh çekmenizi sağlayan “skip” özelliği. Bu özellik son dönemlerdeki birçok macera oyununda bulunuyor ancak sanırım Voodoo Detective bunu en doğru uygulayanlardan biri. Çift tık veya boşluk tuşuyla (ki ben hep boşluk tuşunu kullandım) karakterimizi hızlandırabiliyor ve diyalogları atlayabiliyoruz. Oyun hiçbir zaman sizi bunu yaptıracak kadar sıkmıyor ama 4 ekranlık bir mekâna yalnızca 5 saniyede gidebileceğinizi bilmek insana inanılmaz bir rahatlık veriyor.

Oyunun tamamını deneyimlemek 4-5 saat arası sürüyor. Standart macera oyunlarına göre bu süre biraz kısa, ancak muhtemelen oyunun bağımsızlğıyla/bütçesiyle ilgili. Oyunu hiçbir mantığa sığmayan ve sizi sürekli en uç odadan diğer en uç odaya sürükleyecek bulmacalarla doldurabilirlerdi. Bunun yerine dolu dolu bir 4 saat geçirmek beni daha mutlu etti. Bu 4 saatlik deneyimimde oyunla ilgili herhangi bir teknik sorunla karşılaşmadım.

Voodoo Detective modern bir point-and-click macera oyunundan beklediğim pek çok şeyi sağlıyor. Umuyorum Short Sleeve Studio, dedektifimiz için başka maceralar planlıyordur. Çünkü voodoo kültüründe henüz keşfedilecek çok şey var gibi duruyor.
Posted 16 June, 2022.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
4.3 hrs on record (2.4 hrs at review time)
Jacksfilms'in uzun bir süredir reklamını yaptığı şahsi interaktif YIAY projesi Be Funny Now, genel olarak oldukça eğlenceli bir oyun. Oyun üç round'dan oluşan ve katılımcıların oy çoğunluğu ile soru/yanıt türünü belirlediği bir oynanışa sahip. Her bir oyun aşağı yukarı 5-10 dakika kadar sürüyor. Bu da Be Funny Now'ı hızlı ve eğlenceli şekilde vakit geçirebileceğiniz ideal oyunlardan biri kılıyor.

Hızlıca pozitif taraflarını gözden geçirelim. Görselliği duyurulduğundan beri biraz tartışmalı bir konu olsa da, -en azından kendi görsel zevkime göre- genel konsept üzerinde hiç sırıtmıyor. Oyunun müzikleri Jacksfilms'in tanıdık tonlarından oluşuyor, ki kanalın müzikleri seven insanlar için bu oldukça güzel bir dokunuş. Oyunun en iyi yanı para vererek daha komik olamamanız. (Heh.) Oyunda satın alabileceğiniz kozmetik ürünler mevcut (gerek gerçek, gerek derecelendirmeye girerek kazandığınız coin'ler aracılığıyla). Ama adından da anlaşılabileceği gibi bunlar yalnızca kozmetik ürünler. Bu ürünleri satın almanız oyunda size herhangi bir avantaj sağlamıyor. Trol saldırılarına karşın report sisteminin yer alması her çevrimiçi oyun için oldukça önemli. Bunu düşünerek baştan eklemiş olmaları oldukça güzel.

Şimdi de oyunda yeterli bulmadığım ve geliştirilmesi gerektiğine inandığım noktalara bakalım. Oyun ne yazık ki rakiplerinizle olan bağı yeterince güçlü kılamıyor. Bunu söylerken kulağa çok saçma geldiğinin farkındayım ama rakiplerimizin yalnızca emoji düğmelerine basan robotlar olmadığını hissetmeliyiz diye düşünüyorum. Bunun önüne geçmek adına oyuna rakiplerimizle sohbet edebileceğiniz bir sistemin olması çok daha iyi olabilirdi. Aynı zamanda uzun süren lobi süreleri (yeni bir oyun olduğu için sürelerin uzun olmasını normal karşılıyorum) sohbet özelliği ile daha doğru şekilde değerlendirilebilirdi. Az önce bahsettiğim hayran servisi müzik dokunuşları güzel olsa da bir yerden sonra çok tekrarlıyorlar gibi hissettim. Çeşitlilik henüz eklenmemiş veya aynı şarkılar şans eseri arka arkaya denk gelmiş olabilir, dolayısıyla bu konu hakkında net bir yorum yapamıyorum. Birkaç sefer aynı soru/yanıtlara denk geldim. Sorular günlük olabilir veya düzenli olarak güncellenecektir diye düşünüyorum. Aksi takdirde sürekli aynı sorulara rastlamak düzenli bir oyuncu için can sıkıcı olacaktır.

Oyunun ileriye dönük en büyük problemini ise sona sakladım. Oyunda ciddi anlamda bir "rekabet" sorunu var. Elbette herkes kazanmak ve en komik kişi olmak istiyor, bu oldukça doğal. Problem şu ki 8 kişi en komik yanıtlarını yazdığında, bazen bir şaka çok komik olmasına rağmen herkes (veya belirli kişiler) o kişiye kötü emoji spamleyip skor olarak kendini yukarı çekmeye çalışıyor. Özetle, kazanmak isterseniz herkese kötü emoji vererek kendi kazanma olasılığınızı oldukça yukarı çekebilirsiniz. Bazen birkaç oyunu neredeyse herkesin eksi puan almasıyla tamamladım. Bu oyunu ileride korkunç şekilde baltalayabilir, dolayısıyla bir tür sistem geliştirmesine gidilmeli diye düşünüyorum.

Tüm bu eksilere rağmen genel olarak oldukça keyifli bir deneyim geçirdim. Umuyorum geliştiriciler eksiklikleri kapatarak oyunu güçlü kılmaya devam edebilir.
Posted 17 May, 2022.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
39.8 hrs on record
Lütfen bu oyunu oynayın. Resim yeteneğinize güvenin veya güvenmeyin. Oynayın.

Chicory: A Colorful Tale, başından sonuna kadar, her bir ayrıntısıyla sevgi ve tutkuyla yapılmış bir oyun. Her. Bir. Ayrıntısıyla.

Bu oyun hakkında görüşlerimi nasıl anlatacağımı tam olarak bilmiyorum. Ön bilgilendirme açısından, bu oyunu oynamak için iyi bir ressam veya sanatçı olmak zorunda OLMADIĞINIZI bilmeniz gerekiyor. Hatta yeteneğinizin olmadığını düşünüyorsanız, bu oyun size çok daha uygun olabilir!

Fragman ve oyun içi görüntülerden oyunu bir boyama kitabı olarak görebilirsiniz. Ve teknik olarak haklısınız da. Ancak oyun temel mekaniğini yalnızca etrafı boyayarak vakit geçirmeniz üzerine değil (ki oyun bunu yapmanızı şiddetle tavsiye ediyor!), boyama mekaniği ile bulmacaları çözmenizi, sırları aralamanızı ve bundan çok daha fazlası üzerine kuruyor.

Peki tüm oyunun üzerine kurulduğu bu fırça mekaniği nasıl çalışıyor? Boyutunu da istediğiniz gibi ayarlayabildiğiniz fırçanızda, haritada bulunduğunuz bölgeye göre belirli renkler bulunuyor. Dolayısıyla (en azından başlangıçta) haritayı renklendirerek hem ilerleyiş süresince yardımcı olacak bulmacaları çözüyorsunuz, hem de oyunda bulunan yan görevlere yardımcı olacak sırları aralıyorsunuz. Fırçanızla olan bağınız, siz oyunda ilerledikçe güçleniyor ve bu sayede haritanın belirli bölgelerine daha rahat ulaşabiliyor ve belirli sorunların kolaylıkla üstesinden gelebiliyorsunuz.

Bahsettiğim gibi oyunda çeşitli yan görevler bulunuyor. (Kayıp kedi yavrularını bulmak, etraftaki çöpleri toplamak, Sanat Akademisi’ne kaydolarak resim derslerine girmek ve daha niceleri!) Bunlar hiçbir şekilde zorunlu olmamasına rağmen oyunu %100 deneyimlemenizi sağlıyor ve şehirlerde bulunan karakterler ile olan bağınızı güçlendiriyor. Hiçbir şekilde yükmüş gibi hissettirmeyen bu görevleri yapmalıymışsınız gibi hissediyorsunuz çünkü oynadıkça her bir karakteri önemsiyor ve tıpkı fırçanızla gerçek dünyaya yaptığınız gibi onların da hayatlarını renklendirmeye çalışıyorsunuz.

Oyunun hikâyesi üzerinde çok fazla durmak istemiyorum. Bunun tek sebebi ise, vermek istediği mesajları ve bunun işlenişini bizzat deneyim etmeniz gerektiğini düşünüyorum. Oyunun tema olarak aldığı “bazı” konular: güvensizlik, şüphecilik, yalnızlık, nefret ve her gün hepimizin yaşadığı diğer “hayat” sorunları. Bu oyun başkalarından hep duymak istediğiniz ama hiçbir zaman duymadığınız şeyleri yüzünüze vuruyor. Ve yalnız hissetmiyorsunuz. Size kendinizi, diğer bir deyişle kendiniz gibi olmayı öğretiyor. Hayatta yanlışlar yapmanın bir suç olmadığını, ne koşulda olursanız olun her şeyin üstesinden gelebileceğinizi öğretiyor.

Müzikleri Celeste’in bestecisi Lena Raine üstleniyor. Tıpki Celeste’de olduğu gibi, yine birbirinden güzel müzikler oyunun “sizin renklendirdiğiniz” renkli dünyasında her bölgeye canlılık katıyor. Bulunduğunuz bölüm, bölge ve duruma göre parçalardaki değişiklikleri hissedebiliyorsunuz. Bu da hiçbir zaman aynı müziği dinlemeye zorlanıyormuşsunuz gibi hisettirmiyor.

Size bu oyunu “sanat tasarımı neşe dolu”, “ses dizaynı harika” falan diyerek saatlerce övmeye devam edebilirim. Ama hepimiz biliyoruz ki bunun bir önemi yok. Çünkü paragraflarca yazsam da sizlere yeni nesil bir 2D Zelda oyununu (evet, söyledim!) ve potansiyel bir sonraki Undertale bombasını (ki öyle anılmamasını tercih ederim) deneyim etmenizden fazlasını söyleyemem.

Lütfen bu oyunu oynayın. Bunun gibi oyunlara ihtiyacımız var. Picnic Bölgesi’nin size ihtiyacı var.
Posted 27 June, 2021.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
15.3 hrs on record (15.3 hrs at review time)
Bu senenin en büyük sürprizi olduğunu düşündüğüm Chicken Police, tutkuyla yapılmış, adeta kalite diye çığlık atan muazzam bir bağımsız yapım. 1940’ların noir film stiliyle ön plana çıkan bu görsel roman ve point-and-click füzyonu oyun, Tavuk Polisler olarak bilinen Sonny Featherland ve Marty MacChicken ikilisinin yeni bir dava için 10 yıl (dokuz?) sonra tekrar bir araya gelmesiyle başlıyor. Clawville’in siyah-beyaz sokaklarında Natasha Catzenko, kimliği belirsiz biri tarafından kırmızıyla yazılmış tehdit mesajları almaktadır. Bu olayı çözmesi için uzaklaştırma almış ve emekliliğine yarım yıl kalmış olan Sonny Featherland’i tutmaya karar verir. Sonny Featherland, eski partneri Marty MacChicken ile tekrar bir araya gelmeli ve bu olayı çözmelidir.

“Çok Gezen Tavuk Ayağında Pislik Getirir”
Oynanışın büyük bir kısmı Clawville kasabasının halkıyla konuşarak etrafı inceleme, yeni ipuçları edinme ve sorgulamayla geçiyor. Etraftaki nesneleri ve kişileri inceleyerek onlar hakkında bilgiye sahip olabilir veya ipucu edinebilirsiniz. Edindiğiniz ipuçları hakkında kasaba halkıyla konuşarak daha çok bilgi edinebilir ve foyasını ortaya çıkarmak istediğiniz kişiyle sorgulamaya girebilirsiniz. Özenle hazırlanmış diyaloglar, (ağırlıkla) komedi ve ciddiyeti o kadar iyi koruyabiliyor ki, bu karakterlere daha çabuk ısınmanızı ve onlara bağlanmanızı sağlıyor. Ayrıca karakter tasarımlarının yarı insan/yarı hayvan karışımının şahane görüntüsüne sahip olmasının yanı sıra, “hızlı olan ancak kekeme olduğu için yavaş konuşan tavşan” gibi ironik tiplemeler barındırıyor. Türünün diğer örneklerine göre bu oyunun en büyük artılarından biri tamamen seslendirilmiş diyaloglara sahip olması. Jazz karışımı soundtrack, kulağa bir süre daha dinlemek isteyebileceğiniz bir şey gibi geliyor. Tüm bu olumlu yanlar bir yana, oyunla ilgili en şaşırtıcı bulduğum şey yaratmış olduğu evrendi. İçi dolu karakterler barındıran bu evrende, Tavuk Polisler’in daha başka hangi maceralara atılabileceği olasılığını hayal etmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Elbette oyundaki her şey kusursuz değil. Oyun, her ne kadar birçok alanda başarısını ortaya koyabilse de, sorgulama sistemi gibi kilit olması gereken bir oynanış mekaniğinin yetersiz ve sığ olması, oyunu oldukça basit hale getiriyor. Oyunun ağırlıklı görsel roman olmak istemesini kabul ediyorum, ancak doğrudan kullanılamayan eşya sistemi ve yetersiz sayıdaki bulmacalar çok göze batıyor. Bunların çeşitlendirilmesi ve yalnızca birkaç defa çözdüğümüz bulmacaların artırılması oyunu çok daha dinamik hale getirebilirdi. Ayrıca bazı seslendirmeler metni tutmuyor, ki çok az oldukları ve aşağı yukarı aynı anlama geldikleri için bir sorun oluşturmuyor.

Ben oynamaya başladığım zaman ilk güncelleme gelmişti. Muhtemelen bunun da etkisiyle, herhangi bir hata ile karşılaşmadım.

Çok sık söylediğim bir şey değil.
Lütfen bu oyunun devamı gelsin.

9/10
Posted 22 November, 2020. Last edited 25 November, 2020.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
42 people found this review helpful
7.4 hrs on record (3.8 hrs at review time)
Fragmanını izlediğimde dahi bu oyunun çıkacağına ihtimal vermiyordum. Son oyunun üzerinden oldukça uzun bir zaman geçmesi ve Capcom'un üç Mega Man projesini iptal etmesiyle, sanırım tüm hayranlar yeni bir oyunun gelmeyeceğinden oldukça emindi. Buna rağmen uzun bir aradan sonra Mega Man tekrar karşımızda. Şu ana kadar oyun fazlasıyla eğlenceli ve eski NES oyunlarının zorluğununu aratmıyor. Henüz oyunu yaklaşık 3 saat civarı oynadım. İnceleme güncellenebilir ama ilk izlenimlerimi belirtmek istiyorum.

Artılar:
+ Eğer ki zorlanacağınızı düşünüyorsanız endişelenmenize gerek yok, oyun seriye yeni aşina olacaklar için bir önceki oyunlardan farklı olarak Newcomer adında daha kolay bir zorluk seviyesi barındırıyor.
+ Emin olamadığım yanlardan biri oyunun görselliği üzerineydi. Herkesin ilk izlenimi ucuz durduğu yönündeydi, ancak oyunun grafikleri oldukça göz alıyor, arkaplanlar ise gayet iyi şekilde tasarlanmış.
+ İsteyenler için seslendirme İngilizce ve Japonca olarak mevcut. Ayrıca boss'ların diyalogları 2-3 cümleyle sınırlı değil.
+ Mega Man oynuyorsanız kulaklarınız güzel müzik arayacaktır, bu oyun bunu "kısmen" başarıyor.
+ Oynanış oldukça hassas, oyun tuşlara karşılık geç yanıt vermiyor.
+ Karakter, düşman, boss ve mini-boss tasarımları oldukça başarılı.
+ Yeni gelen Double Gear sistemi oyuna oldukça farklı bir eğlence katıyor.
+ Her stage eski oyunlar gibi kendine özgü düşmanlar ve tuzaklar barındırıyor.
+ Legacy Collection'da yapılan hatanın aksine oyunun optimizasyonu oldukça başarılı.
+ Mighty No. 9 zırvalığını size unutturuyor.

Eksiler:
- Mağazadan aldığınız belirli eşyalar oyunu çok basit hâle getiriyor.
- Her ne kadar stage'leri Double Gear sistemini kullanmadan geçebilseniz de bariz şekilde bölümlerin bu sistem için tasarlandığını görebiliyorsunuz.
- Oyun Denuvo korumasını kullandığı için oyunu çevrimdışı oynama şansınız yok.
- İngilizce seslendirme maalesef biraz sırıtacak düzeyde.
- Belirli boss'ların silahları yavan ve kullanışsız.
- "Benim için değil" ama genel kitle oyunun kısa olduğunu düşünüyor. Oyunun yaklaşık 8 saatte tamamlandığı söyleniyor.

Eğer ki Mega Man hayranıysanız üzerine çok düşünmenize gerek yok, kesinlikle almanız gereken bir oyun. Eğer çok büyük bir hayranı değilseniz de indirimi bekleyebilir. Bu oyunun başarısı muhtemel X9, Legends 3 veya MM12'nin gelmesini sağlayabilir. Umalım da bir sonraki oyunun gelmesi bir 10 yıl daha sürmesin.
Posted 2 October, 2018.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
3.1 hrs on record
DISTRAINT psikolojik korku-macera türünde, sıkça duyduğumuz bir hayat dersi olan "ne ekersen onu biçersin" sözünü konu alan etkileyici bir indie oyun. Ana karakterimiz olan Price, "McDade, Bruton & Moore" adlı bir şirketin ortaklığına kabul olmak için belirli insanların mülklerine el koymaya ve vicdanını yitirmeye başlar.

+ Gerçeküstü ve ürkütücü bir atmosfere sahip olan bu oyun tam anlamıyla görsel bir şölen.
+ Oyunun özgün ve devamında neler olacağını merak ettiğiniz etklileyici bir hikâyesi var.
+ Müzik ve sesler doğru kullanımlarıyla atmosferi oldukça derinleştiriyor.
+ Çok kolaya kaçılmayan bulmacalara sahip.
+ Oynanış olabildiğince sade sunulmuş.

Ayrıca DISTRAINT sık sık oldukça cüzi rakamlarla (10 TL > 2 TL) indirime giren bir oyun. Yaklaşık 2-3 saat civarında bir oynanış deneyimi sunuyor. Başarılı indie çalışmalara örnek gösterebileceğimiz bu oyunun kesinlikle deneyim edilmesi gerek. Son olarak devam oyununun Mayıs ayında geleceğini söylemeyi unutmayalım.
Posted 20 December, 2017. Last edited 21 December, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
22.7 hrs on record (18.1 hrs at review time)
Bully: Scholarship Edition adeta bir başyapıt. Oyunun konusundan kısaca bahsetmek gerekirse Bullworth Academy yatılı okulunun öğrencisi olan Jimmy Hopkins isimli yarı yufka yürekli yarı da sert kabadayı olan birini oynuyoruz. Oyun genel olarak konusunu lisede standart tiplemeler olan Nerds (İnekler), Preppies (Zengin Züppeler), Greasers (Greaser olanlar), Jocks (Sporcular) ve Bullies (Kabadayılar) üzerinden işliyor. Okulda "yeni çocuk" olan Jimmy Hopkins bir nevi bu tiplemeler arasında hayatta kalmaya çalışıyor. Daha fazla anlatarak spoiler vermek istemiyorum.

Genel olarak artı ve eksilerini incelersek:
+ Oldukça başarılı grafikler.
+ Harita dizaynı, gezilebilecek alanların geniş olması.
+ Karakterlerle etkileşim.
+ Başarılı görev kurguları.
+ Mükemmel bir soundtrack.
+ Oyunda birçok collectibles'ın bulunması (lastikler, radyo transistörleri, G&G kartları vb.).

- Çok sık olmamasına rağmen birkaç kere göçme yaşadım, okuduğum kadarıyla bazı arkadaşlar da bundan mağdur.

Eğer ki henüz oynamadıysanız düşünmeden almanızı öneriyorum. Bu oyun özellikle indirim dönemlerinde oldukça ucuza geliyor (ki sabit fiyatının da fazla olduğunu düşünmüyorum). Ayrıca Türkçe yamasının olduğunu da duydum, böylelikle senaryoyu anlamakta güçlük çeken arkadaşlar da artık zevk alarak oynayabilirler.
Posted 29 September, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
10.4 hrs on record (6.2 hrs at review time)
Yine harika bir sezon. İlk sezonu oynayanlar aynı zevki ve hatta fazlasını bu sezonda da alacaktır.

10/10.
Eleştirilecek hiçbir yanı yok benim için. Yine bir Telltale klasiği.
Posted 16 July, 2014.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-10 of 10 entries