Recent reviews by ThreeNg

Öncelikle bu seriden önce oynadığınız Assasins's Creed oyunlarını unutun çünkü tamamen değişime gitmiş bir seri. Bu yüzden bir çok eksisi var.
Dünyası çok büyük fakat boş hissettiriyor koskoca ve boş bir dünyada sürekli geziyorsunuz.
Canlı olduğunu hissetirmeyen ölü npcler.
Daha çok modern rpglere dönüştürülmüş bir seri. Itemler toplayıp, craftlayabiliyorsunuz, bu itemlerin nadirlik seviyeleri var ve dövüş sistemi önceki serilerdeki gibi zamanında doğru tuşa bas dodge at ve saldır tarzında değil daha çok souls oyunlarındaki gibi çeşitlendirilmiş.
Bu oyunun geliştirilmiş ve eksikleri giderilmiş olan bir sonraki serisi Odyssey var bu oyuna vereceğiniz para yerine (eğer tüm seriyi oynamak gibi bir takıntınız yok ise) biraz daha ekleyerek Odyssey almanız sizi daha fazla tatmin edecektir.
Bu genel bir şey değil fakat ana karakterimizin tiplemesi beni hiç tatmin etmeni çok çirkin olmuş :d

Vuruş hissi hiç yok, havayı dövüyorsunuz ama benim gibi orta dünya oyunlarını seviyor ve rpg hastası iseniz evrenine kendinizi kaptırdıktan sonra içinde yok olduğunuzu farkedeceksiniz. Dikkat edin dediğimi yapıp evrenine kapılırsanız birdaha çıkamıyorsunuz

kesinlikle 2D olmasına aldırmayın. binlerce item, craftlanabilir sürüyle eşya, bir sürü boss ve yeterince geniş bir haritası var tek yavaşça geliştiğinizi gördükçe oyun sizi kendisine daha çok bağlayacaktır. Arkadaşlarınızla oynarsanız kesinlikle daha çok eğleneceksiniz. Kaçırmayın alın oynayın derim

Oyunumuz 3D bir dünyada 2D grafiklere sahip. Yani buna 2.5D deniliyor. Oyuna başladığımızda elimizde herhangi bir alet bulunmuyor ve hemen çimleri vs. yolmaya başlıyoruz. Etrafımızı kolaçan edip kaynakları toparlamak için gerekli aletleri yapmaya çalışıyoruz. Tabi ki bunun için de belirli kaynaklar lazım. Yemeğimizi, odunumuzu toparladıktan sonra bir bakıyoruz ki hava kararmak üzere. Tabi bunu anlamak için güneşe bakıp hesap yapmıyoruz, ne zaman gece olacağı ekranın sağ üst tarafında bize belirtiliyor. Ateşimizi yakıp ısınıyoruz ve arada da ateşi körüklüyoruz. Karanlıkta kalmamaya çalışıyoruz çünkü ne idüğü belirsiz canlılar bizi bulup nam nam nam yiyebilir. Peki ya ertesi gün? Yine mi aynı senaryo diye kendimize sorduğumuzda karşımıza çıkan canlılar, bin bir türlü kaynak, merakımızı kendisine atfettiğimiz daha nice bilinmezlikler ile oyunun ertesi gününün dünden çok farklı olacağını gözlerimiz önüne seriyor.

Oyunun grafikleri gotik bir havada. Çizimlerin gotik bir animasyon izliyorsunuz hissini verdiği gibi oyunun kara mizahı da bu hissi bir üst seviyeye çıkartıyor. Oyunu oynarken gördüğünüz canlılara, duyduğunuz ses efektlerine tebessüm etmemek elde olamayabiliyor. Ustaca kurgulanmış doğadaki ses ve görüntü sizi kendine çekmekte sıkıntı yaşamıyor. “Şöyle sabah kalkayım da bugün sadece biraz odun keseyim.” diye düşünseniz bile kendinizi “peki burada ne varmış ki?” derken bulabiliyorsunuz.

Bulacağınız kaynaklar ile daha üst seviye alet-edevatlar yapmak için bilime ihtiyacınız var. Bilim için gerekli olan icatları yaptıktan sonra da gelişmenize devam ediyorsunuz. İsterseniz modaya uyup kendinize bir şapka bile yapabilirsiniz. Bu yönden oyun size bir çok imkan sunuyor. Ancak tüm bunları yaparken fizik ve ruh sağlığınıza dikkat etmeniz gerekiyor. En basitinden eğer yemek yemezseniz doğal olarak acıkıyorsunuz. Gece karanlıkta kalırsanız da ruh sağlığınız bozulup aklınızı yitirip ölebiliyorsunuz. Bunu da karanlıktaki o sevimli bilinmeyenler sağlıyor. Ama dert etmeyin, sadece karanlık sizi delirtmiyor. Bazı mantarlar da sizi halüsinasyona sürükleyip dengenizi kaybetmenize yol açabiliyor. Bu gerçekleştiğinde arkanıza bakmadan koşmaya başlayabilirsiniz çünkü peşinizde gerçek olmayan ölümcül bir yaratık olacaktır.

Etrafınızda gördüğünüz canlıların bazıları dost, bazıları ise saldırgan olabiliyor. Ancak her zaman dosta da güvenmek sakıncalı. Çünkü onlar da bazı durumlarda size saldırmaktan çekinmiyor. Örneğin, arıların kovanına yüklenirseniz, ortaya biraz karmaşa çıkabilir. Veya dost dediğimiz “Domuz Adamlar” dolunay zamanı psikopat bir canlıya dönüşebilir! Aman dikkatli olun.

Ancak oyunda öldüğünüzde eliniz boş kalmıyorsunuz. Size, ne kadar sağ kaldıysanız ona göre bir XP yüklemesi yapılıyor, yeni oynanabilir karakterler açılabiliyor ve bu sayede oyundan aldığınız zevk daha da yükselebiliyor.

Oyun şu halini alana kadar pek çok değişikliğe uğramış durumda. Oyunu genellikle mouse ile kontrol ettiğiniz için hiç üşenmeden açıp zaman geçirebilirsiniz. Ama uyarmak istiyorum; oyunda aç kalmayayım diye kendi açlığınızı unutmayın. Az yiyin, öz yiyin, sağlıklı yaşayın ve sakın ama sakın aç kalmayın