OYUNU ALMAKTA TEREDDÜT MÜ EDİYORSUNUZ? HEMEN FİKRİNİZİ DEĞİŞTİRELİM :)

Beni bu kadar içine sürükleyen, eğlendiren ve düşündüren bir oyunu ben 27 yıllık ömrümde oynamadım. Hayatımda bir kere bile sıra tabanlı strateji oyunu oynamadım, daha oyunun ilk fragmanını gördükten hemen sonra ön sipariş vermiştim, çünkü fragman ve oyunun oynanışı beni çok etkilemişti, hani bazen bir oyunun top tier bir yapım olduğunu hissedersiniz ya, ben de tam olarak öyle bir dürtü ile hareket ettim. 2015 yılında Witcher 3 için de tıpatıp aynı hissi yaşamıştım.

Öncelikle istisnasız verdiğimiz her karar ve neredeyse yaptığımız her konuşma oyunun sonundan başına kadar hikâyenin gidişatına ve sonlarına etki ediyor. Bunu öyle geçiştirmek için yazmıyorum, elimizde 17.000 varyasyon var ve bunların kimisinin etkisini oyun bitmeden kimisinin etkisini de oyunun sonunda görüyoruz. Oyunda MC olarak sizi geçtim yanınızdaki karakterlerin bile ayrı ayrı sonları ve uzunca yazılmış hikâyeleri var, sırf yan karakterler bile muazzam derecede uzun bir şekilde işlenmiş. Her birinin ünik hikâyeleri içinde kaybolup gidiyorsunuz, her biri ayrı bir kafa, her biri ayrı bir dünyada yaşıyor.

Geziyorsunuz, dolaşıyorsunuz, uçsuz bucaksız bu evrende her yeri keşfettim deseniz bile mutlaka oyunu bitirdiğinizde yapmadığınız hatta atladığınız birçok şey olduğunu fark ediyorsunuz. O kadar çok çeşitlilik o kadar çok mekân var ki anlatamam. Oyun yavaş yavaş açıldıkça, siz evreni yavaş yavaş keşfetmeye başladıkça, oyunun her dakikasından keyif almaya ve daha sonraları neler olacağını büyük bir merak içinde bekliyorsunuz. Oyun boyunca merak duygunuz ve bir şeyleri keşfetme duygunuz capcanlı kalıyor, her yeni bir şeye ulaştığınızda ya da artık sonlara doğru geldiğinizi düşündüğünüzde aslında daha yolun başlarında olduğunuzu öğreniyorsunuz. Hiç abartmıyorum dolu dolu oyunu 200 saat oynamama rağmen hâlâ bir şeyler kaçırdığımı ya da bazı şeyleri fark etmediğimi daha sonradan öğrendim.

Oyunun evreni o kadar iyi ki gerçek hayattan bolca dersler buluyorsunuz; kimisi gözü kapalı bir şekilde her şeye inanıyor, kimileri kendi inandıkları Tanrı'nın tek gerçek olduğunu söylüyor ve bunun uğrunda küçük çocukları bile öldürüyor, kimisinin o kadar gözleri kapanmış ki tek gerçeğin ve iyiliğin onun ırkında olduğuna inanıyor, kimilerini asla ve asla iyiliğe ya da kötülüğe çekemiyorsunuz. Çeşit çeşit karakterlerin içinde malını, salağını, kendini akıllı sananını, akıllısını, müridini, dinsizini, şeytanını, kısacası pek çok şeyi bulmanız mümkün. Pek çok ırk görebilmeniz, bu ırkların içindeki rekabete şahit olmanız ve bunların muazzam derecede detaylı işlenmesi, oyunu oynama şevkinizi inanılmaz derecede arttırıyor.


Oyun size her şeyi sunuyor, ister Paladin olun yemininizi yerine getirin, ister sazı elinize alın ve Bard olup şaklabanlık yapın, isterseniz de Evil olup kötülüğü doruklarınıza kadar yaşayın ve yaşatın. Abartmıyorum istisnasız her şeyi yapmak sizin elinizde; insanların duygularıyla oynayabilirsiniz, onları kandırabilirsiniz, hiç ummadıkları anda iyi gözüküp onları sırtların vurabilirsiniz MUAHAHAHAHA, şaka şaka :D Evil olun ya çok fena stres atılıyor... Bu oyunu beğenmedim bok gibi oyun diyenler büyük bir günah işliyor, Absolute çok yaşa!


NEDEN BU KADAR ÇOK BEĞENDİM

Evren adım adım işleniyor, acele edilmeden ilmek ilmek sırlar açılıyor, bu o kadar detaylı ve tok bir şekilde yapılıyor ki hikâyenin sunumundan hiçbir zaman sıkılmıyorsunuz. Adamlar o kadar götünü yırtmış ki bazı karakterleri partinize almasınız bile, öyle bir ihtimali oluşturup oyunu kırmaya çalışsanız dahi çok ilginç şeyler görebiliyorsunuz.


Oyunun durmadan akan bir zamanı var, siz fark etmeseniz de hadi ben kamp kurayım ''büyülerim, yeteneklerim'' yenilensin dediğiniz anda bir bakmışsınız oyunun bir yerinde göreceğiniz sahne farklılaşmış. Oyunun başlarında yapacağınız seçim bir bakmışsınız ilerleyen zamanlarda çok acılı bir şeye sebep olmuş ve size vicdan azabı çektirmiş; tam ''iyi bir seçim yaptım, işte bu'' dediğinizde aslında dünyanın en kötü kararını vermiş olabilirsiniz, çünkü oyun sizi çok güzel bir şekilde oyun boyunca birçok kez ikilemde bırakıyor, seçimleriyle sizi zorluyor ve bu seçimlerin iyi ya da kötü geriye döndürülemez şeyler olduğunu muazzam bir şekilde hissettiriyor.


Öyle bir evren ki sadece evreni değil, karakterlerin de ne yapacağını çoğunlukla öngeremiyorsunuz. Ne yaparsanız yapın, bazı kişileri iyilikten kötülüğe döndürebiliyorsunuz ama bazılarını girdiği yoldan asla döndüremiyorsunuz. Bu yönüyle oyun inanılmaz derecede gerçekçi, burada aşkımlı-cicimli karakterler yok, aslında bizzat hayatın kendisinden karakterler var. Siz koskoca evreni kurtarmaya çalışıyorsunuz, adam oradan çıkıp tarlama ayaklarınla basma bitkileri eziyorsun diyor, öyle bir evren işte :D

Ben bu oyuna âşık oldum desem yeridir, küçükken hep şey derdim: '' Şu RPG oyunlarının açık dünyası keşke sınırsız olsa.'' Baldurs Gate 3 benim bu hayalimi gerçek kıldı, 200 saatlik zaman diliminde ağladım, güldüm, sinirlendim, intikam yeminleri ettim. Hâlâ ve hâlâ bu kadar oynamama rağmen o kadar çok oynamadığım, kaçırdığım yer var ki.


Uzunca bir şekilde BG3'ü övebilirim ancak bu oyun yıllar boyu hatırlanacak bir yapım olmuş, türle alakası olmayan beni bile içine çekti. Top tier oyun yapıyorum diyen Ubisoft ve Bethesda baksın da karakterlerin mimikleri nasıl yapılırmış öğrensin. Umarım ilerleyen yıllarda Larina Studios'un daha güzel oyunlarını görürüz, bir gamer olarak yaptıkları her içeriği gülümseyerek ve büyük bir tebessümle izliyorum, çünkü yaptıkları işi gerçekten duygu katarak yapmışlar, böyle firmalar artık kalmadı. Bu kadar uzun bir oyuna Türkçe çeviri koyup bize bu deneyimi yaşattıkları için ayrıca teşekkür ediyorum, yanımda olsalar sarılacağım adamlara :D Değil 800 lira ileriki oyunları 10bin tl olsun almazsam ne olayım.


BEĞENDİĞİM UNSURLAR


+ Öncelikle çok detaylı bir karakter yaratma ekranımız var, burada istediğiniz ırka istediğiniz topluluğa ait bir karakter seçiyorsunuz, bu oyunun ilerleyen yerlerinde çeşitli diyalogları ve sahneleri etkiliyor.


+ Oyundaki karakter modellemeleri çok başarılı, özellikle ufacık bir diyalog sahnesinde bile, karakterlerin mimiklerinin ve konuşma modellemelerinin ne kadar başarılı olduğunu görüyorsunuz. Bu kısmı çoğu yeni nesil oyuna kök söktürecek kadar iyi yapmışlar.

+ Oyunun sunumu çok iyi, karakterlerin seslendirmeleri ve oyun boyunca bize eşlik eden dış ses çok iyi yapılmış. Bu kesinlikle sizi ayrı bir havaya sokuyor. Özellikle oyunun müzikleri muazzam derecede iyi olmuş, sizi sakinleştiren-dinlendiren ya da bir anda gaza getiren çok güzel epik müzikler var. Özellikle bir portala atlayıp yer değiştirdiğinizde ve hiç bilmediğiniz bir mekana geldiğinizde, o mekanla bütünleşmiş ve aklınızdan asla çıkmayacak çok güzel müzikler yapmışlar, öyle ki oyunu bitirseniz bile arada sırada aklınıza geliyor ve o şarkıyı mırıldanıyorsunuz.

+ Oyunda geliştiğinizi her daim hissediyorsunuz, ilerledikçe yepyeni eşyalar ve yepyeni materyaller buluyorsunuz. İnanın bana oyunda eşya olarak çok fazla çeşitlilik var, özellikle keşfetmeyi seven biriyseniz çok güzel şeyler buluyorsunuz. Ayrıca oyundaki zırhların, kılıçların ve bazı kalkanların kozmetiği muazzam derecede güzel olmuş.

SON SÖZ


Peki bu oyunun hiç mi kötü yanı yok? Size bir şey diyeyim mi vallahi yok. Özellikle şu devirde birbirinin kopyası Assassin's Creed'ler görmekten, daha hâlâ eski oyun motorunu kullanıp Starfield gibi bir oyunu yapan Bethesda görmekten, efsane serilerin içinden geçen firmaları görmekten bıkkınlık geldi. Artık hepsi para için oyun yapmaya başladı. Hikâyesi düzgün oyun yapayım diyen, bunun içine biraz da duygu ve vizyon katıp oyun yapabilen çok az firma kaldı. Larian Studios'un kurcusu Swen Vincke, oyununa o kadar tutkulu olacak ki Game Awards'a zırhla çıktı :D

Çok güzel bir iş yapılmış, kesinlikle şans verin ve bu oyunu oynayın, evet şuan ki fiyatıyla pahalı olabilir ama buna değer. Firma o kadar sağlam ki sosyal medyadaki içerikleri bile muazzam.